.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    ordu tanıtımı

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    ordu tanıtımı Empty ordu tanıtımı

    Mesaj  AsiRuH C.tesi Ekim 11, 2008 1:29 pm

    Tarih






    Ordu’nun Tarihçesi

    Ordu ili topraklarında bilinen ilk yerleşmelerin tarihçesi M.Ö. VII. Yüzyıl’a kadar gitmektedir.

    İl
    merkezinde bilinen ilk yerleşme yeri, Kirazlimanı Mezarlığı yanındaki
    Bozukkale (Kotyora)dır. M.Ö. IV. Yüzyıl’da İran taraflarından savaştan
    dönerken Kotyora’ya uğrayan Yunalı komutan Ksenophon, burada yerleşik
    bir kavimle karşılaştıklarını ve 45 gün kaldıktan sonra yollarına devam
    ettiklerini belirtir. (Anabasis, MEB Y.1962)


    Kotyora
    küçük bir koloni idi. Burası, M.Ö. II. Yüzyıl’da Pontus Kralı
    I.Farnak zamanında boşaltılarak halkı Giresun’a nakledilmiştir.


    M.Ö.
    675’lerden itibaren Ordu’nun içinde bulunduğu Orta ve Doğu Karadeniz
    Bölgesi’ne sırayla, Kimmerler, Miletliler, Persler, Makedonyalı
    İskender ve komutanları hakim olmuştur. Bundan sonra yöreye, yaklaşık
    3,5 asır yaşayan Pontus Devleti (M.Ö.280-M.S. 63) hakim olmuştur. Bu
    devleti Roma İmparatorluğu ortadan kaldırmıştır.


    ordu tanıtımı 001

    Kotyora’nın
    Grekçe’de Dağ Eteği anlamına geldiğini söyleyen bazı tarihçilerin
    aksine Prof. Dr. Necati DEMİR, Kotyora kelimesinin aslının Kut Yöresi
    olduğunu, burada Kut Türklerinin yaşadığını, bu ismin sonradan
    dönüştürüldüğünü iddia eder.


    Aynı
    bilim adamı, makalelerinde Bolaman isminin de Pontpolemenyum’dan gelme
    değil, Balaban Türklerinden gelme bir kelime olduğuna yer vermektedir.


    Ordu
    yöresinde yaşayan kaimlerden Halipler madencilikte ileri gitmiş olup,
    Ordu topraklarında demir madeni başta olmak üzere bazı madenleri
    işlemişlerdir.


    Yunan
    tarihçisi Ksenophon (doğumu M.Ö.431)nun, Onbinlerin Dönüşü adlı eserine
    göre Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde (tabii Ordu topraklarında da)
    M.Ö. 400 yılında, Kolhlar, Driller, Mossinoikler, Halipler ve
    Tibarenler gibi Yunan asıllı olmayan kavimler yaşamaktaydı.


    Fatsa
    merkezde bulunan tarihi Cıngırt Arkeolojik Yerleşmesi’nin , M.Ö. bu
    coğrafyada hüküm süren Pont Polemenyum krallarının cariyelerinin mesire
    yeri olduğuna dair kayıtlar mevcuttur.


    Keza,
    Perşembe ilçesi sınırları içinde deniz kenarında bulunan ünlü Yason
    Burnu’nun çok eski zamanlara kadar insan yerleşmesine sahne olduğu
    bilinmektedir ki, dünyaca ünlü Argonot Efsanesinin geçtiği mekânlardan
    biri de bu yöredir.


    İl
    Merkezine 13 km. uzaklıkta olan ve bu gün bir turizm merkezi haline
    getirilen tarihi Kurul Kaya Yerleşkesi’nin de tarihçesi 2.000 yıl
    öncesine kadar iner.


    ordu tanıtımı 007

    Gölköy kalesi de çok eskidir. Bu kale, Pers Kralı Dara(Daryüs) tarafından M. Ö. V. Yüzyıl’da yaptırılmıştır.

    Çambaşı Yaylası da, insanların çok eski tarihlerden beri yaşadığının izlerini taşımaktadır.

    Burada, M.Ö. ki çağlarda yaşayan insanların madencilik yaptığına dair izlere bu gün bile rastlanmaktadır.

    Ulubey Çubuklu, Mesudiye Meletios ve Ünye Kalesi gibi tarihi kaleler, 2.500 yıl öncelerinden kalmadır.

    Bu
    gibi yerleşmelerin onlarcasının bulunduğu Ordu topraklarının ne kadar
    eski çağlardan beri insan yerleşmesine mekânlık yaptığı anlaşılmaktadır.


    Türklerin
    Ordu’ya gelişlerine kadar (14. Yüzyıl) yörede, Roma ve daha sonra da
    Trabzon Rum Devleti (1204-1461) hâkimiyet kurmuştur.




    Türklerin Ordu’ya Yerleşmeleri

    Türklerin
    (Oğuzların Çepni kolu) Ordu topraklarına ilk girdiği nokta, Aybastı
    Perşembe Yaylasıdır. 1105 tarihinde yaz aylarında burada Danişmendoğlu
    Beyi Emir Danişmend Gazi komutasındaki 6 bin kişilik bir ordu ile
    Trabzon Devleti’nin 70 bin kişilik büyük gücü arasında çok şiddetli bir
    savaş olmuştur.


    Sayıca
    çok üstün olan düşman ordusu karşısında yiğitçe mücadele eden bu küçük
    Türk ordusu, büyük kayıplar vererek çekilmek zorunda kalmıştır. Yaralı
    olarak kurtulan Danişmend Gazi, Danişmendli Beyliğinin başkenti
    Niksar’a götürülmüş ve bir süre sonra vefat etmiştir. Türbesi
    Niksar’dadır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    ordu tanıtımı Empty Geri: ordu tanıtımı

    Mesaj  AsiRuH C.tesi Ekim 11, 2008 1:31 pm

    Türklerin Ordu’ya Yerleşmeleri

    Türklerin
    (Oğuzların Çepni kolu) Ordu topraklarına ilk girdiği nokta, Aybastı
    Perşembe Yaylasıdır. 1105 tarihinde yaz aylarında burada Danişmendoğlu
    Beyi Emir Danişmend Gazi komutasındaki 6 bin kişilik bir ordu ile
    Trabzon Devleti’nin 70 bin kişilik büyük gücü arasında çok şiddetli bir
    savaş olmuştur.


    Sayıca
    çok üstün olan düşman ordusu karşısında yiğitçe mücadele eden bu küçük
    Türk ordusu, büyük kayıplar vererek çekilmek zorunda kalmıştır. Yaralı
    olarak kurtulan Danişmend Gazi, Danişmendli Beyliğinin başkenti
    Niksar’a götürülmüş ve bir süre sonra vefat etmiştir. Türbesi
    Niksar’dadır.


    ordu tanıtımı 005

    Onun
    komutanlarından olduğu sanılan Emir Kümbet’in türbesi ise bu yaylada
    bulunan ve o savaşta şehit olan askerlerin bulunduğu mezarlıktadır.


    Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız’ın araştırmalarına göre, Ordu Türkler tarafından ancak 14. Yüzyıl’ın sonlarında feth edilmiştir.

    “…Önce
    Niksar’ın doğu taraflarındaki bölgede kurulmuş olan Hacı Emir Beyliği,
    faaliyetlerini 14. Yüz yıl sonlarında doğuya doğru geliştirmiş ve bu
    Türk beyliğinin en büyük beylerinden birisi olan Süleyman
    Bey,1396-97’de Giresun şehrini zapt etmiştir. Süleyman Bey’in bu
    fethiyle birlikte, bölgeye, Çepni, Döğer, Eymir, Karkın, Alan-Yutlu,
    Bayındır, İğdir gibi Oğuz boyları gelip yerleşmişlerdir. Bu boyların
    hatıraları bölgede hala yaşamaktadır. Bundan çok kısa bir süre sonra
    yine aynı Bey tarafından, Ordu toprakları feth edilmiştir.”


    Adı
    geçen Beyliğin Ordu topraklarındaki başkenti, günümüzde Mesudiye’nin
    bir köyü olan Kaleyköy idi. Burada, Hacı Emiroğulları tarafından
    yapılan ve artık harabeye dönüşen bir kale ve kalenin yakınında da
    büyük bir tarihi mezarlık bulunmaktadır. Bu mezarlıktaki üç adet
    kümbetin Hacı Emir Beylerine ait olduğu sanılmaktadır.


    1270’li
    yıllarda buralarda yaşayan Hacı Emiroğlu Beyliği, ancak 130 gibi yıl
    çok uzun bir zaman sonra, Ordu merkeze 4 km. uzaklıkta Ulubey yolu
    üzerinde bulunan Eskipazar’a gelmişler ve burayı şenlendirmişlerdir.


    ordu tanıtımı 006

    Eskipazar’ın, küçük bir kasaba merkezi olarak Hacı Emir Beyliği tarafından kurulduğu bilinmektedir.

    Burada bulunan iki hamam ve bir cami ile tarihi mezarlık, tamamı ile Türklere aittir.
    Bir zamanlar burada hareketli bir Pazar kurulduğu “Eskipazar” denmesinden de anlaşılmaktadır.

    19.
    Yüzyıl’da burada yörenin toprak ağaları arasında müthiş kan davaları
    meydana gelmiş, bunun üzerine Osmanlı Payitahtı tarafından Samsun’da
    bulunan Askeri birliğin komutanı Osman Paşa, yörede asayişi sağlamakla
    görevlendirilmiştir. Yöreye gelen bu komutan, kısa zamanda toprak
    ağalarını en şiddetli biçimde cezalandırmış ve toplumsal huzuru
    sağlamıştır.


    Ancak,
    bir nevi derebeyi olan bu büyük sülalelerin kanlı çatışmalarından gına
    getiren Eskipazar ve civarında yaşayan halk kitleleri, bölgeyi terk
    etmiş ve bir zaman sonra, burası tamamen boş kalmıştır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    ordu tanıtımı Empty Geri: ordu tanıtımı

    Mesaj  AsiRuH C.tesi Ekim 11, 2008 1:32 pm

    Ordu Adı Nereden Gelmektedir?

    Ordu
    ismi, Türklerin bu bölgeye geldikleri tarihten itibaren kullanılmaya
    başlanmıştır. Bazılarının iddia ettikleri gibi, Fatih Trabzon’u feth
    etmek için geçtiği yöremizde ordusu ile konakladığı için bu ad
    verilmemiştir. Zira Fatih, Erzurum üzerinden Trabzon’a gelmiştir.


    Yine, asayişi sağlamak için Samsun’dan gelen Osman Paşa’nın askeri birliğine dayandırılan rivayet de tümüyle yanlıştır.

    ordu tanıtımı 002

    Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig” adlı ünlü eserinde Ordu isminin manası, şehir, saray, başşehir, sahil şehri olarak geçer.

    Bu duruma göre, Hacı Emir Beyi İbrahim’in oğlu Bayram Bey tarafından kurulan Eskipazar’ın o günkü adı şöyledir:

    “Bölük-i Niyabet-i Ordu bi, ism-i Alevi” dir.

    Hemen belirtmek gerekir ki, buradaki alevi, bu günkü manasında kullanılmıyor, bir cemaat, bir sülale anlamında kullanılıyordu.

    Keza,
    Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı çok tanınmış olan “Divan-ı Lügat’it-Türk”
    adlı büyük eserde, Ordu, bir yere yerleşmek, Hakan’ın yurdu, ordulanmak
    gibi anlamlara gelmekteydi.


    15. asır başında Eskipazar’da bu adla kurulan Ordu kazası, günümüzde de aynı adını korumaktadır.

    Resmi
    kayıtlarda Eskipazar yerleşmesinin adı, Bayramlı, Bayramlu mea İskefsir
    ve Milas, Behram Şah, Behramlı, Eyalet-i Behram, Ordu Bayramlu Eyaleti
    şeklinde geçmektedir.


    Ordu’nun
    hemen batısında, Hacı Emir Beyliği ile aynı çağda hüküm süren Taceddin
    oğulları Beyliği’nin de başkentinin adı da Ordu idi.




    Osmanlılar Döneminde Ordu Yöresi

    Yıldırım
    Beyazıd zamanında Osmanlı topraklarına dahil edilen ordu yöresi ile
    ilgili en doğru bilgiler, Osmanlı resmi kayıtlarında geçer.(Kimi
    tarihçiler bu tarihi 1427 olarak kabul ederler.)


    1455 tarihli Osmanlı Tapu Tahrir Defterleri’nde Ordu hakkında önemli bilgiler bulunmaktadır.

    Trabzon’dan
    65 yıl önce Türk bölgesi haline gelen Ordu’da Türk olmayan (Rum ve
    Ermeni) etnik kökenlilerin oranı, Türk nüfusa göre çok düşük olarak
    belirtilmiştir.


    Gayri Türk olanların en yüksek olduğu 17. asır başlarında bile Türklere oranı sadece % 7,9’dur.

    15.
    asrın ilk yarısında Ordu topraklarında 6.651 Müslüman Türk ve 526 Türk
    olmayan hane bulunmaktaydı. Rum ve Ermeni olan bu insanlar,
    Hıristiyanlık dinine mensuptular. Ki bunlardan 326 hane, Selçuklulardan
    beri Milas (Mesudiye) Hapsamana (Gölköy) topraklarında yaşamaktaydılar.


    Bu
    gün bile birçok yer ve eser ismi Türkçe olup, o günlerden kalmadır. Bir
    örnek olarak Ulubey kazasını verebiliriz. Ulubey,14. asırda bu günkü
    Kardeşler (Sevdeş) köyünü kuran ve yerleşen ve burayı bir nahiye
    merkezi haline getiren Sevdeş beyin unvanıdır.


    Ulubey’de
    hiçbir köy ismi Türkçe’den başka bir dilde değildir. Bahaeddin, Durak,
    Uzunmahmut, Eymür, Şuayp, Sayaca, Kadıncık (Hatuncuk),Ören, Hocaoğlu,
    Kızılen, Ohtamış ve daha onlarcası. Ordu ilinin neresine gidilirse
    gidilsin, Türkçe olmayan yer isimlerinin sayısı, iki elin parmağını
    geçmez.


    Tapu Tahrir kayıtlarından, Ordu yöresinin Selçuklu dönemindeki idari teşkilatının pek değiştirilmediği anlaşılmaktadır.

    Bölgenin yönetimi, Tımar beylerinin elindeydi.

    16.asırda bölgenin en önemli ve hareketli merkezinin Gölköy Kalesi olduğu bilinmektedir.

    O
    çağlardan 18. Yüzyıl sonlarına kadar Ordu bölgesinde şehircilik hemen
    hemen hiç yoktur. Hacı Emir beyliği tarafından kurulan Eskipazar
    (Bayramlu),bir süre sonra bu hareketliliğini yitirmiştir. 1455’lerde
    Eskipazar’da 19 hanelik Cemaat-i Muhtelife denilen iş sahipleri ve
    zanaatkârlar bulunuyordu. Ayrıca kadimlik yurtlarında yaşayan ve vergi
    vermeyen 47 aile mevcuttur.


    Halkın
    hemen hemen tamamı çiftçilikle geçiniyordu. Bir örnek olması kabilinden
    söyleyelim ki,1520’den itibaren yöredeki vergi mükellefi çiftçi oranı %
    96 civarındaydı.


    Daha çok arpa, buğday, mısır, kendir üretilmekteydi.

    Tam
    Çiftliğe sahip olanların sayısı 1613’de 14 idi. 1485 Tarihli Tapu
    Tahrir kayıtlarında Ordu bölgesinin adı “Vilayet-i Bayramlu me’a
    İskefsir ve Milas” tır.


    İskefsir, şimdi Tokat’ın bir ilçesi olan Reşadiye, o zamanlar Ordu’ya bağlıdır. Milas ise bu günkü Mesudiye’dir.

    Bulancak da o zamanlarda Kebsil adıyla Ordu’ya bağlı idi.

    Bölge,
    22 adet idari birime ayrılmıştır. Bu birimlerden biri nahiye, dördü
    niyabet, ikisi nahiye-i niyabet, sekizi bölük, ikisi bölük-i geriş,
    ikisi niyabet-i geriş ve birisi de divandır.


    16. asırda Ordu, bütün Canik’in idare merkeziydi.

    1520’de,
    bölgenin tamamı, Kaza-i Canik-i Bayramlu adıyla birleştirilmiş ve
    İskefsir, Bayramlu (Ordu), Bazarsuyu(Bulancak) olarak üç kazaya
    ayrılmıştı.


    1548 yılında Ordu, Karahisar-ı Şarki (Giresun’un şimdiki ilçesi Şebinkarahisar) sancağına bağlıdır.

    Türkler, Anadolu’nun hemen her yöresinde olduğu gibi bizim bölgede de oba, oymak, boy gibi sosyal gruplara ayrılmıştı.

    Ordu Oğuzların bir kolu olan Çepni Türklerinin yerleştiği bölgedir. Yerleşmeler vadi boylarında gerçekleşmiştir.

    Bolaman
    Vadisi boyunca, Çamaş, Bolaman, Niyabet-i Satılmış (Aybastı) gibi ilçe
    ile köy arasındaki yerleşmeler ve köyler kurulmuştur.


    Melet
    Vadisi boyunca ise, iç kesimlerde Milas (Mesudiye), Alibeğce (Kabadüz),
    deniz kenarında Nefs-i Alevi Ordu, Bucak, İhtiyar, Şayiblü, Bedirlü,
    Ulubey ve bunlara bağlı köyler ve mezralar kurulmuştur.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    ordu tanıtımı Empty Geri: ordu tanıtımı

    Mesaj  AsiRuH C.tesi Ekim 11, 2008 1:33 pm

    Bugünkü Ordu’nun Kuruluşu

    Kirazlimanı
    mevkii, şimdiki Ordu şehri kurulmadan önce, şenlikli bir yerleşmeydi.
    Rivayetlere göre, buraya ilk önce yerleşenler gemiciler olmuştur. Zaman
    zaman buraya gelen gemiciler, yöreyi çok beğenmeleri veya başka
    bilinmeyen sebeplerle burayı iskân alanı haline getirmişlerdir.


    Nitekim
    Ordu’nun ilk mescidi olan Abdullah Reis Mescidi 1782 yılında burada
    inşa edilmiştir. Ancak, mutlaka korunması gereken bu eser, maalesef
    yıkılmıştır. Şimdi orada, Otel Belde faaliyet göstermektedir.


    ordu tanıtımı 004

    Kirazlimanı
    o kadar önemlidir ki, 1883 yangını ile Ordu şehri neredeyse tamamen
    yanmış, bunun üzerine uzmanlar, Kirazlimanı’nın kent merkezi
    yapılmasını önermişlerdir.


    Nitekim Kirazlimanı günümüzde de önemini ve güzelliğini korumaktadır.

    Eskipazar’ın
    önemini yitirmesinden sonra, bugünkü Bucak mahallesi giderek şenlenmeye
    ve kalabalıklaşmaya başlamıştır. (19. asrın başları.)


    Zaten Bucak, aynı adla yüz yıllardan beri bir köy yerleşmesiydi.

    Nefs-i Bucak adıyla neredeyse bir kaza merkezi haline gelen Bucak’ın mahalleleri şunlardır:

    Selimiye, Aziziye, Saray, Kirazlimanı, Taşbaşı ve Düz Mahalle.

    Bucak adı 1869 yılında değiştirilmiş ve Ordu adı resmi kayıtlarda kullanılmaya başlamıştır.

    Bu tarihlerde artık Ordu küçük bir kaza merkezidir.

    1869
    yılında ilk Belediye Teşkilatı kurulmuştur. Trabzon Mutasarrıflığı’nın
    yazısına göre, Bucak (Ordu) Belediyesinin ilk başkanı Hasan Ağa’dır.


    O
    zamanlar, Ordu’nun üç nahiyesi vardı. Bunlar, Perşembe, Aybastı ve
    Ulubey me’a Hapsamana’dır. Hapsamana, şimdiki Gölköy’dür. Ancak, bir
    süre sonra Ulubey ve Gölköy müstakil nahiyeler şeklinde ayrılmıştır.


    1872’de Ordu kazasındaki binalar şöyle tespit edilmiştir:

    Hükümet
    binası, Gümrük binası, Karantina binası, Telgrafhane,15 çeşme,2
    şadırvan,1 medrese,5 İslam mektebi,1 mekteb-i rüştiye (ortaokul),3
    cami,28 han odası,1 hamam,17 fırın,158 mağaza,273 dükkân,1 tabya
    (topların mevzilendiği yer),1 fener ve 854 hane.


    1872’de Ordu’ya Ziraat Bankası’nın ilk adı olan Memleket Sandığı kurulmuştur.



    Ordu Kazasının İl Oluşu

    1920 tarihinde Ordu kazasının 6 nahiyesi,318 köyü ve 180 bin nüfusu vardı. Yani Trabzon vilayetinin en gelişmiş kaza merkeziydi.

    Ordu’nun il olması için, T.B.M.M. nde büyük mücadele verilmiştir. Mücadele veren bu üç önemli şahıs şunlardır:

    Mesudiye mebusu Serdaroğlu Mustafa Bey, Tunalı Hilmi ve Şebinkarahisar mebusu Memduh beydir.

    Bir
    kısım mebus (ki bunlardan biri de ünlü din alimi Konya Mebusu Vehbi
    beydir) Ordu’yu Giresun’a bağlamak için epey gayret göstermişlerdir.


    Çok uzun ve yorucu oturumlardan sonra T.B.M.M. kararı ile Ordu,4 Nisan 1920 tarihinde il statüsüne kavuşmuştur.



    Büyük Ordu Yangını

    Katırcıoğlu Mustağa Ağa’nın Belediye Başkanı olduğu 1883 senesinde Ordu’da büyük bir yangın olayı yaşanmıştır.

    Aylardan
    temmuzdur. Yaz ayı olduğu için, fırınlarda sık olarak kadayıf dökümü
    yapılmaktadır. Pavli adlı bir Rum da geceleri kadayıf dökmekteydi. O
    temmuz gecesinde Pavli yine böyle kadayıf dökerken, kıvılcımlar birden
    bire fırının çatısını tutuşturur. Derken, yangın başka binalara da
    sıçrar. Gece başlayan yangın söndürülemez. Çünkü Belediye’nin itfaiye
    teşkilatı yoktur. Üstelik yapıların çok büyük kısmı, hartama çatılı ve
    ahşap malzemelidir. O gece başlayan talihsiz yangın, ertesi günü öğleye
    kadar devam etmiş, ne kadar ahşap bina varsa hepsi yanıp kül olmuştur.


    Yalnız, Orta ve Yalı Camileri yanmamıştır. Çünkü bunların etrafı boş olduğundan yangın buralara sirayet edememiştir.

    Ayrıca, Şadırvan civarında bulunan birçok yapı, Rum ve Ermenilerin olup taştandır. O nedenle yangında kısmen zarar görmüştür.

    Osmanpaşa Şadırvanı da taş olduğundan yangından etkilenmemiştir.

    Çarşı merkezi, hemen hemen tümüyle yanmıştı. Adeta Ordu şehri yok olmuştu.

    Şehri yeniden kurmak gerekmekteydi. Bunun için Belediye Başkanı Mustafa Ağa, çok büyük güçlüklerle karşı karşıya kalmıştı.

    Ardından
    Belediye Başkanı olan Felekzade Süleyman Ağa, şehri bütün baskılara
    rağmen yeniden inşa etmek için, büyük gayret gösterir. Caddelerin
    genişletilmesine karşı çıkanlara karşı amansız bir mücadele verir.


    Bu günkü Ordu’nun planı, işte Süleyman Ağa’nın eseridir.

    Burada şunları ifade etmek gerekir;

    Eğer
    o günkü Ordu, böyle bir yangın geçirmeseydi ve ahşap da olsa zamanın
    binaları korunsaydı, şimdiki Ordu hem otantik kalacak, hem de turizm
    için büyük bir şans olacaktı.


    1875’lerden
    itibaren Ordu şehrinde sıtma hastalığı tüm Orduluların korkulu rüyası
    haline gelmişti. Birçok insan, bu nedenle hayatını yitirmekteydi. Bunun
    üzerine, Kaza erkânı ve zenginler, yaz aylarında Çambaşı Yaylası’na
    çıkmaya ve eylül-ekim aylarında da şehre dönmeye başlamışlardı.


    Yaylaya bir kaymakamlık binası yapılmıştı. Bir zaman evvelce bir yangın sonucu bu buna da yok olmuştur.

    Bir başka önemli hadise ise şöyledir:

    Şair
    Tıflı Efendi, yaylada Şu’un-i Dâhiliye (İç Haberler) adıyla el yazma
    bir gazete çıkarmıştır. Bunun ne kadar sürdüğü bilinmediği gibi, bu el
    yazma gazeteden günümüze maalesef bir tek nüsha bile kalmamıştır.


    Çambaşı Yaylası, dünyada ilk ve tek gazete çıkarılması ve kaza merkezi olması bakımından tektir.

    1939 senesinde meydana gelen Erzincan depremi de Ordu’yu ikinci kez büyük yıkıma uğratmıştır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    ordu tanıtımı Empty Geri: ordu tanıtımı

    Mesaj  AsiRuH C.tesi Ekim 11, 2008 1:34 pm

    ordu tanıtımı 003

    Şehrin merkezinde bulunan birçok önemli eser yıkılarak ortadan kalkmıştır.


    Kaynakça:

    1-Ordu Yöresinin Tarihi Kaynakları (Prof. Bahaeddin YEDİYILDIZ-Ünal ÜSTÜN)
    2-Ordu Şehri Belediye Tarihi (Sıtkı ÇEBİ)
    3-Danişmendname (Prof. Dr. Necati DEMİR)
    4-Ordu Şehri Hakkında Derlemeler ve Hatıralar (S.ÇEBİ)
    5-****** Ordu’da (S.ÇEBİ)
    6-Ordu Tarihinden İzler (Prof. Dr. B.YEDİYILDIZ)
    7-Ordu Kazasının Sosyal Tarihi (Prof. Dr. B.YEDİYILDIZ)
    8-Ordu Yöresinde Oğuz Boyları (Mithat BAŞ-Ahmet GÜRSOY)
    9-Ordu Basın Tarihi (S.ÇEBİ)
    10-Ordu Kültür ve Turizm Envanteri (Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayını)

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 4:59 am