İslam Astronomisi
Ortaçağ
Hıristiyan Dünyası, böylesine karanlık bir dönemden geçerken,
Ortadoğu’da İslâm dini ortaya çıkmış ve özellikle dinin gereklerini
yerine getirmek için Astronomi ve matematikteki çalışmalar önem
kazanmıştır.
İslam bilimcilerinin dikkatini astronomiye çeken özel nedenler vardır. Bunlar:
-Kıble yönünün belirlenmesi,
-Namaz vakitleri,
-Takvim için ayların saptanması,
-Oruç vakitlerinin belirlenmesi vb. dir.
Tabii ki bu değerlerin doğru bir şekilde bulunabilmesi için o bölgenin enlem ve boylamların doğru olarak bulunması gerekir.
İslâm Dünyası’nda bilimsel faaliyetlerin gelişmesinde devrin devlet adamlarının önemli rolü olmuştur.
Astronomlar,
birbirleriyle bağlantılı iki tür etkinlik üzerinde yoğunlaşmışlardır.
Hem gözlem aletleriyle gökyüzünü gözlemişler hem de gözlem verilerini
geometrik düzeneklerle anlamlandırmaya çalışmışlardır. Böylelikle ilk
gözlemevleri İslâm dünyasında ortaya çıkmıştır. Sonraki zamanlarda
hükümdarlar tarafından pek çok gözlemevi kurulmuştur. Gözlemevlerinde
yapılan gözlem sonuçları tablolar halinde ‘’zic’’ adı verilen
kataloglarda gösterilmiştir. Bu kataloglarda yer alan yıldız adları ile
astronomi ve matematik terimleri günümüzde halen kullanılmaktadır.
13
üncü yüzyılın ortalarında astronomi çalışmaları İspanya’da sona ererken
Ortadoğu da kurulan Türk devletlerinde yeniden canlanmış ve düzenli
gözlemler yapılmaya başlanmıştır.
15
inci yüzyılın başında Türkistan hakanı Uluğ Bey, Semerkant yakınında
büyük bir gözlemevi kurmuş ve kendisi bizzat çalışmalara katılmıştır.
1577
yılında Padişah III. Murat’ın emriyle İstanbul Tophane’de bir gözlemevi
kurulmuş ancak iki yıl sonra İstanbul’da veba salgınının ortaya
çıkmasının sebebi olarak gözlemevindeki astronomların, meleklerin
bacaklarını gözlemelerinin neden olduğu ve bu nedenle yıkılmasının
gerektiğini fetva veren şeyhülislamın, padişahı etkilemesi sonucu
gözlemevi yıktırılmıştır.
Kanuni
Sultan Süleyman’ın ölümünden sonra Osmanlılarda; astronomların yerini
namaz saati, dini günler vb. zamanlarını hesaplayan muvakkitler
almıştır. Bunlar halk için takvim, padişah için ahkâm ( bir çeşit
yıllık yıldız falı ) hazırlardı.
Ortaçağ
Hıristiyan Dünyası, böylesine karanlık bir dönemden geçerken,
Ortadoğu’da İslâm dini ortaya çıkmış ve özellikle dinin gereklerini
yerine getirmek için Astronomi ve matematikteki çalışmalar önem
kazanmıştır.
İslam bilimcilerinin dikkatini astronomiye çeken özel nedenler vardır. Bunlar:
-Kıble yönünün belirlenmesi,
-Namaz vakitleri,
-Takvim için ayların saptanması,
-Oruç vakitlerinin belirlenmesi vb. dir.
Tabii ki bu değerlerin doğru bir şekilde bulunabilmesi için o bölgenin enlem ve boylamların doğru olarak bulunması gerekir.
İslâm Dünyası’nda bilimsel faaliyetlerin gelişmesinde devrin devlet adamlarının önemli rolü olmuştur.
Astronomlar,
birbirleriyle bağlantılı iki tür etkinlik üzerinde yoğunlaşmışlardır.
Hem gözlem aletleriyle gökyüzünü gözlemişler hem de gözlem verilerini
geometrik düzeneklerle anlamlandırmaya çalışmışlardır. Böylelikle ilk
gözlemevleri İslâm dünyasında ortaya çıkmıştır. Sonraki zamanlarda
hükümdarlar tarafından pek çok gözlemevi kurulmuştur. Gözlemevlerinde
yapılan gözlem sonuçları tablolar halinde ‘’zic’’ adı verilen
kataloglarda gösterilmiştir. Bu kataloglarda yer alan yıldız adları ile
astronomi ve matematik terimleri günümüzde halen kullanılmaktadır.
13
üncü yüzyılın ortalarında astronomi çalışmaları İspanya’da sona ererken
Ortadoğu da kurulan Türk devletlerinde yeniden canlanmış ve düzenli
gözlemler yapılmaya başlanmıştır.
15
inci yüzyılın başında Türkistan hakanı Uluğ Bey, Semerkant yakınında
büyük bir gözlemevi kurmuş ve kendisi bizzat çalışmalara katılmıştır.
1577
yılında Padişah III. Murat’ın emriyle İstanbul Tophane’de bir gözlemevi
kurulmuş ancak iki yıl sonra İstanbul’da veba salgınının ortaya
çıkmasının sebebi olarak gözlemevindeki astronomların, meleklerin
bacaklarını gözlemelerinin neden olduğu ve bu nedenle yıkılmasının
gerektiğini fetva veren şeyhülislamın, padişahı etkilemesi sonucu
gözlemevi yıktırılmıştır.
Kanuni
Sultan Süleyman’ın ölümünden sonra Osmanlılarda; astronomların yerini
namaz saati, dini günler vb. zamanlarını hesaplayan muvakkitler
almıştır. Bunlar halk için takvim, padişah için ahkâm ( bir çeşit
yıllık yıldız falı ) hazırlardı.