.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    İstanbul

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İstanbul Empty İstanbul

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:12 pm

    İstanbul

    GENEL BİLGİLER

    Yüzölçümü: 5.712 km²

    Nüfus: 7.309.190 (1990)

    İl Trafik No: 34

    "Orada, Tanrı ve insan, doğa ve sanat hep birlikte, yeryüzünde öylesine
    mükemmel bir yer yarattılar ki, görülmeğe değer." Bir koluyla Asya'ya,
    diğeriyle Avrupa'ya uzanarak iki kıtayı da kucaklayan kenti Lamartine
    böyle tanımlıyor.

    Başkentler başkenti olarak bilinen, önce Roma, ardından Doğu Roma
    (Bizans) İmparatorluğu ve kıtalara hükmederek büyük barış coğrafyaları
    yaratmış, Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapan İstanbul, geçmişin
    ihtişamını gur***a korurken modern bir geleceğe doğru ilerlemektedir.
    İstanbul'daki çeşitlilik ziyaretçileri gerçekten büyülemektedir.
    Müzeleri, kiliseleri, sarayları, camileri, pazar yerleri ve doğal
    güzellikleri bitmez tükenmez nüanslar sunmaktadır. Boğazın kıyısında
    şöyle bir arkanıza yaslandığınızda, grupta kızaran renklerin karşı
    sahildeki evlerin pencerelerine yansımasını seyrederek, yüzyıllar
    öncesinde, insanların bu olağanüstü yeri neden seçtiklerini birden
    anlar ve İstanbul'un "dünyanın merkezindeki" şehir olduğunu
    hissedersiniz.

    Şehrin en güzel anıtları, Haliç-Marmara Denizi-S***ar arasında kalan
    yarımadada yer alır. Kentin tepelerinden yükselen 500'ü aşkın caminin
    sulieti baş döndürücü bir atmosfer yaratır. İnsan kendini geçmiş
    zamanla bugün arasında bir rüyada gibi hisseder! Altı minaresiyle
    İstanbul'un sembolü haline gelen, dekorasyonunda kullanılan mavi
    çiniler nedeni ile "Mavi Cami" diye anılan Sultanahmet Camii'ni mutlaka
    görmelisiniz. Karşısında, İmparator Justinien zamanında kilise olarak
    inşa edilmiş olan ünlü Ayasofya Müzesi yer alır; mimari hünerler örneği
    olan bu yapı, Hz. İsa'yı, Hz. Meryem'i ve imparatorları tasvir eden
    nefis mozaik panolarla bezenmiştir. Bir başka tepeden bu iki muhteşem
    abideyi seyreden Süleymaniye Cami ise Osmanlı mimarlık sanatının
    zirvesidir. Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine Mimar Sinan
    tarafından inşa edilmiştir.

    Marmara'ya ve Boğaz'a hakim bir tepe üzerinde, 400 yıl boyunca Osmanlı
    sultanlarına konutluk ve siyasi merkezlik etmiş olan Topkapı Sarayı yer
    alır. Topkapı'da Çin Porselenleri koleksiyonunu, altın işlemeli ve
    değerli taşlarla süslü tahtları, sultan kostümlerini, masallardakileri
    andıran mücevherleri, nadir elyazması kitapları, yüzyıllarca merak
    uyandırmış olan harem salonlarını görebilirsiniz.

    Ayasofya ile Sultanahmet Cami arasında araba yarışlarının yapıldığı
    Bizans Devrinin ünlü Hipodromu ve bu Hipodromun orta yerinde, bu
    dönemden kalma üç dikilitaş bulunur.

    Yerebatan Sarayı Bizans döneminde yapılmış en önemli su sarnıçlarından
    biridir. En güzel Bizans devri eserlerinden biri sayılan Kariye Müzesi
    mozaik ve fresklerle süslü orijinal dekorunu muhafaza etmektedir.
    İstanbul'da görmeden edemeyeceğiniz bir başka mekan da Eyüp Camiidir.
    Burası, Eyüp Sultan'ı ziyaret edip manevi haz arayanlara güvercin
    sesleriyle her an cıvıl cıvıl bir ortam sunar.

    İstanbul tarihsel yapıların yeniyle buluştuğu, yenilendiği bir şehirdir
    aynı zamanda. Kapalıçarşı labirentvari yapısıyla geçmişin hülyalı
    günlerinin izlerini taşımakta ısrar ederken bir yandan da modern
    dünyanın yepyeni ürünlerini serer önünüze; büyüleyici mücevherler,
    bakır eşyalar, halılar, çeşit çeşit deri ve süet giyim... Cazibesine
    kapılınca en ufak bir yorgunluk duymadan saatlerce dolaşabilirsiniz bu
    çarşıda.

    Boğaz'da bir vapur gezisi, unutulmaz anılarınız arasına girecektir.
    Boğaz'ın iki yakasında sıralanan her birinden ayrı bir sevda masalının
    sulara yansıdığı asude ve emsalsiz yalılar, 20. yüzyılda yapılan lüks
    villalar, Dolmabahçe, Göksu ve Beylerbeyi Sarayları, Rumeli ve Anadolu
    Hisarları, balıkçı köylerinden kalma izler, lokantalar, çay bahçeleri,
    parklar, gece kulüpleri sizi büyüleyebilir. Aynı günde Karadeniz'in
    vahşi sahillerinde denize girip ardından Marmara'nın sakin kıyılarında
    bir çay bahçesinde bir fincan kahvenizi yudumlarken belki de tarihe
    geçecek anılarınızı kaleme alabilirsiniz.

    Eşsiz tarihi ve kültürel geçmişi ve sayısız cazibesine ilave olarak
    modern oteller, istisnai lokantalar, gece kulüpleri, kabareler, tarihi
    çarşılar ve dükkanlar İstanbul'u konferans ve kongreler için dört
    dörtlük bir mekan yapmaktadır.

    İlçeler

    Adalar, Bakırköy, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Eminönü, Eyüb, Fatih, Gazi
    Osman Paşa, Kadıköy, Kâğıthane, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Sarıyer,
    Şişli, Ümraniye, Üsküdar, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri,
    Şile, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Esenler, Güngören,
    Maltepe, Sultanbeyli, Tuzla.

    Önemli Semtler

    Boğaz: Avrupa ve Asya'yı ayıran Boğaz'da Karadeniz'e doğru geleneksel
    ve unutulmaz bir deniz gezisi yapmadan İstanbul ziyareti tamamlanmış
    sayılamaz. Büyük bir ihtişam ve saf bir güzellik yansıtan kıyıları
    geçmiş ve günümüzün karmasıdır. Yalıların yanında modern oteller,
    taştan hisarların yanı başında rustik saraylar ve küçük balıkçı
    köylerinin hatırasını taşıyan semtlerde şık yapılar... Boğaz'ı görmenin
    en iyi yolu kıyılarında zig zag çizen yolcu vap***arından birine
    binmektir. Eminönü'nden başlayan gezi sanki bir bayramda akraba ziyaret
    ediyormuş gibi sırayla Boğazın Asya ve Avrupa kıyılarına uğranarak
    devam eder. Gezi, aşağı yukarı 6 saat sürmektedir. Eğer gezi özel bir
    biçimde gerçekleştirilmek istenirse, bu konuda gece veya gündüz kısa
    düzenlemeler yapan ihtisaslaşmış acentalara başvurulabilinir.

    Haliç: Uzun ve dar, boynuz biçimindeki Haliç İstanbul'un Avrupa
    tarafını bölmektedir. Dünyanın en tabii limanlarından biri olduğundan
    Bizans ve Osmanlı donanmaları ve ticari gemicilikle ilgilenenler burada
    toplanmışlardır. Gurup vakti suyun altın rengini aldığı bu yerin
    kıyıları bugün hoş parklarla ve yürüme alanlarıyla çevrilidir. Haliç'in
    ortasına doğru gidildiğinde yer alan Fener ve Balat semtlerinde, Bizans
    ve Osmanlı döneminden kalma ahşap evler, kiliseler ve sinagoglarla dolu
    sokaklar bulunmaktadır. Ortodoks Patriği de burada oturmaktadır. Biraz
    yukarıdaki Eyüp, Osmanlı mimarisinde oymacılığın yansıdığı bir yerdir.

    Tepelerin yamaçlarını yer yer koyu selvilerin bulunduğu mezarlıklar
    kaplamaktadır. Dualarının kabul göreceğine inananlar buradaki Eyüp
    Türbesini ziyaret ederler. Bu tarafa bakan tepedeki Pierre Loti Kahvesi
    manzaranın keyfine varmak için mükemmel bir mekandır.

    Beyoğlu Ve Taksim: Beyoğlu yapıldığı devrin özelliklerini koruyan, 100
    yıl evvelki Avrupa tesirli mimari mirasıyla görülmeye değer bir
    semttir. Avrupa'nın ikinci eski metrosu Tünel halen en kısa metro
    unvanını korumaktadır. Metro ile kulesi bir sembol haline gelen Galata
    bölgesine geçmek mümkündür. Tünelin üst ucu Istiklal Caddesinin
    başlangıcıdır. Eski tramvayların tekrar servise konulduğu, yalnız
    yayalara açık cadde, Cumhuriyet devrinde konsolosluklara tahsis edilen
    eski elçilik binaları ile çevrilidir. Tünelin üst kısmında, İstiklal
    Caddesinin başlangıcındaki Divan Edebiyati Müzesi (Mevlevi Tekkesi -
    18. yy. eseri) güzel bir yapıdır. Caddenin iki yanında birbirinden
    meşhur mekanlar vardır. Bir yanda Galatasaray Lisesi, karşı sırada
    rengarek, otantik restoranları ve Balık Pazarını içine alan Çiçek
    Pasajı... Sonra cadde boyunca sinemalar, tiyatro, kafe, lokanta ve
    eğlence yerleri... Taksim meydanına ulaşan cadde eski parlak,
    hareketli, daima kalabalık gün ve gecelerine yeniden kavuşmuştur.

    Türk'ün Kurtuluş Savaşını, ****** ve arkadaşlarını sembolize eden, göz
    okşayan abide Taksim meydanını süslemektedir. Yeni metronun ana
    terminali meydanın altında, ****** Kültür Merkezi de kuzeyde yer
    almaktadir. Beş yıldızlı Hyatt ve Intercontinental Otelleri Taksim
    Parkındadır, Istanbul Hilton Oteli de buradadır. Sınıfında Türkiye'de
    yapılan ilk otel olan Hilton (1955) halen en meşhur ve en iyi olma
    özelliğini korumaktadır. Radyo Evi, türünün en zenginlerinden olan
    Istanbul Askeri Müzesi, Lütfü Kırdar Kongre Sarayı, Açık Hava Tiyatrosu
    da bu civardadır.

    Sultanahmet: Tarihi yarımadanın batı ucunda yer alan semtte farklı
    İmparatorlukların önemli dini, idari ve sivil yapıları yer almaktadır.
    Tarihi Sultanahmet meydanının etrafı Ayasofya, Haseki Hürrem Hamamı,
    Sultanahmet Camii, Hippodrome, Dikilitaşla gibi tarihi eserlerle
    çevrilidir.

    Ortaköy: Boğazın en güzel yerine tahtlanan, zamanında padişahların
    sayfiye yeri olan Ortaköy Osmanlı Dönemi'nden beri ilgi çeken bir
    yerleşim merkezidir. Bugün Çırağan Sarayı, Kabataş Erkek Lisesi,
    Feriye, Princess Oteli, ve cami kilise ve sinagog üçgeninde yer alan
    Ortaköy, çarşısı ve içindeki seyyar "entel pazarı", hediyelik eşya
    dükkanları, kafeleri, barları ve restoranlarıyla İstanbulun önemli
    eğlence ve alışveriş merkezlerinden birisidir.

    Sarıyer: Tarabya'dan sonraki virajdan Boğaziçi'nin Karadeniz'e
    kavuşması ilk defa görünür. Buradan Sarıyer semti içlerine kadar
    elçiliklere ve şahıslara ait eski yazlıklar ve balık lokantaları
    sıralıdır. Büyükdere'den ayrılan dar bir yol orman içlerini aşarak,
    bentleri geçerek Karadeniz sahillerine, meşhur Kilyos plajlarına ulaşır.

    Sarıyer ve sonraki Rumeli Kavaği vapur seferleri ile Boğazı gezenlerin
    Avrupa yakasındaki son iskeleleridir. Balık lokantaları ile şöhretli
    her iki komşu semt ve karşı kıyıda bulunan Anadolu Kavağı tatil günleri
    çok kalabalık olur.

    Boğaziçi bu yerleşimleri geçtikten sonra sadece yeşil koruluklarla
    örtülü yamaçlara sahiptir. Her iki kıyıda son yerleşimler Karadeniz'e
    komşu Anadolu ve Rumeli Fenerleri ile balıkçı köyleridir.

    Üsküdar: Üsküdar, Kız Kulesi ile bütünleşen bir semttir. Karşıya,
    Avrupa'ya geçişin iskelesidir. Meydandaki 16. yüzyıl camileri, ortadaki
    abidevi çeşme, sahildeki minyatür Şemsi Paşa Cami ve Medresesi Türk
    sanatının güzel örnekleridir. Tarihi Karacaahmet Mezarlığı ve daha
    ilerideki büyük ve küçük Çamlıca tepeleri Üsküdarın sırtlarında
    bulunur. Tepeler çamlıklarla örtülü olup, Adaların ve Boğazın kuş
    bakışı manzaralarına hakimdir.

    Kadıköy: Marmara sahillerindeki güzel Kadıköy'de tarihi yapı bulunmaz.
    Istanbul'un son yüzyılda hızla gelişen semtlerinden biridir. Antik
    Kahlkedon yerleşim biriminde sonraları bir çok manastır inşaa
    edilmişti. M.S. 5. yüzyıl Hıristiyanlık dünyası önemli konsül
    toplantıları burada yapılmıştı. Eski bahçeli malikanelerin çok azı
    zamanımıza gelebilmiştir. Yat Kulüpleri, marinalar, geniş caddeler,
    Kadıköy sahilleri boyu uzanır.

    Fenerbahçe güzel bir gezinti yeridir. Meşhur Bağdat Caddesi de
    alışveriş imkanları ile ünlüdür. 1908 yılında tamamlanan Prusya mimari
    üslubundaki Haydarpaşa Tren İstasyonu, Üsküdar çıkışındadır. İstasyon
    Bağdat demiryolunun ilk (veya son) duraği idi. Yandaki yamaçta Kırım
    Savaşında hayatlarını kaybeden Ingiliz ve Fransız askerlerinin
    mezarları ve abideleri, büyük askeri hastanenin yanında
    bulunmaktadır.

    Ticari liman tesisleri arkasındaki
    tepelere yerleşmiş iki büyük bina vardır. Saat kuleli olan eski
    Haydarpaşa Lisesi, şimdi üniversitedir. Diğeri, büyük ve 4 kuleli olan
    Selimiye Kışlasıdır (19. yy). Kırım Savaşı sırasında buradaki
    yaralılara hemşirelik yapan Florence Nightingale anısına kaldığı oda o
    günlerdeki gibi korunmaktadır.

    Şile: Üsküdar'dan 50 km. mesafedeki şirin ve güzel turistik kasaba
    Karadeniz sahillerindedir. Kısmen tamamlanmış otoyolu ve sonrası
    ormanları aşan viraj yol ile geniş ve meşhur Şile plajlarına ulaşılır.
    Balıkçı barınaği, Ceneviz kale kalıntısı ve şöhretli feneri görülmeye
    değer yerlerdir. Batıda plajlar, kasabanın doğusunda da bir sıra küçük
    kumsal koy uzanır. Yaz aylan hareketli ve kalabalık geçer, bol sayıda
    pansiyon ve oteller mevcuttur.

    Adalar: Prens Adaları adı ile de bilinen Istanbul Adaları, Marmara
    Denizinde, şehre bir saat kadar yakınlıkta 8 adadır. Haliç girişi ve
    Kabataş Iskelelerinden kalkan vapur veya deniz otobüsleri dört adaya
    muntazam seferler yaparlar.

    Bizans devrinde manastırların kurulduğu Adalar, saray mensuplarına
    yazlık veya sürgün yeri olmuş; Heybeliada'da Bizans'ın son yapısı,
    Meryem Ana'ya ithaf edilmiş küçük kilise, Deniz Lisesi üst binası
    avlusunda bulunur.

    19. yüzyıl başlarında servise giren buharlı vap***ar ile Adalar'a
    ulaşım kolaylaşmış, okullar ve oteller de inşa edilince nüfus artışı
    başlamıştır. Büyükçe olan, yan yana sıralı dört ada yazlık evler,
    villalar, çamlık korularla kaplı olup, plaj ve piknik yöreleri ile
    ünlüdürler. Mayıs ayından eylül sonuna kadar kalabalıklaşan Adalar
    diğer zamanlarda tenhadır. Yerleşim bölgelerinin iskelelere yakın
    çevrelerde, şehre bakan yönde geliştiği, tepeleri çamlıklarla örtülü
    ada yollarının tek vasıtası faytonlardır. Mevsim boyu, bilhassa tatil
    günlerinde koylar ve plajlar özel yat ve motorların, yelkenli
    teknelerin çekici duraklarıdır.

    Her adada bulunan Yelken ve Su Sporlan kulüplerinin ilki ve meşhuru
    Burgaz Adasındadır. Hikaye yazarı Salt Faik Abasiyanık adada yaşamış,
    yaşadığı ev müzeye çevrilmiş ve uğrağı, gün batımı ile şöhretli
    Kalpazan Kaya mahalli meşhur bir kahve olmuştur.

    Heybeli yönünde, şeklinden dolayı adlandırılmış, Kaşık Adası yer alır.
    Heybeli Ada'nın ikiz tepeleri arasında Deniz Lisesi üst binası
    bulunurken, öndeki diğer tepe üzerinde, çamlık içerisinde, Rum Ruhban
    Okulu ilk görülen büyük yapılardır. Ada iskelesi yanında Deniz Lisesi
    sahil boyu uzanır. Lokanta ve çayhaneler diğer yöndedir. Yerleşim
    alanlarının arka cephesinde çok güzel bir koy ile, Kaşık Adası'na bakan
    tarafta halk plajı ve Deniz Kulübü tesisleri ile arkasında meşhur
    Değirmen Burnu piknik alanı bulunur. Tepeleri çevreleyen yollarda,
    çamlar içerisinde güzel ve manzaralı yürüyüş güzergahlan adayı dolanır.
    Ada okullar ve sanatoryum tesislerinden dolayı kış aylannda da nispeten
    hareketlidir.

    Takım Adaların en büyüğü ve meşhuru Büyük Ada'dır. Fayton turu ile
    etrafı iki saate yakın bir sürede dolaşabilirsiniz. Ancak bir saatte
    dolaşılan yarım tur daha enteresandır. Halk plajlarından Heybeli Ada
    yönündeki Yörük Plajı şahane bir koyda bulunmaktadir. Dil Burnu mesire
    alanı tercih edilen güzel bir yerdir. Iskele civarı kalabalık yerleşim
    bölgesinin aksine adanın güney tarafı ıssızdır. Buralardaki koylar
    teknelerin ziyaret yerleridir. Adanın üst sırtlarında harap halde
    bulunan 19. yüzyıl yapısı eski oteli, belki dünyadaki en büyük ahşap
    yapı, ihya edileceği zamanın özlemi ile ayakta durmaya çabalamaktadır.
    Büyük Ada iskele civarı lokantaları, çayhaneleri ve dükkanları ile
    renkli ve hareketlidir. Yaz aylarında servis veren dört oteli vardır.
    Güzel evler, bakımlı bahçeler eşsiz manzaralar adaları gezenlerde
    unutulmaz anlar bırakır. Sonraki Sedef Adası sakinlerinin dışında
    gelenlere plajı ile açıktır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İstanbul Empty Geri: İstanbul

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:12 pm

    Çevresi

    İstanbul'un dışından 25. km.de, Karadeniz'in Avrupa kıyısında Kilyos'un
    geniş kumsalları yaz aylarında İstanbulluları çekmektedir.
    Karadeniz'den içeride, Avrupa kıyısındaki Belgrad Ormanı İstanbul'un
    çevresindeki en geniş ormandır. İstanbullular, hafta sonlarında,
    gölgeliklerinde, mangallı aile piknikleri yapmak amacıyla arabalarıyla
    buraya giderler. Yöredeki 7 adet eski su deposu ve bazı doğal kaynaklar
    farklı bir atmosfer oluşturur. Osmanlı su kemerlerinden 16.'ncı
    yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılan Moğlova Su Kemeri en
    muhteşemidir. Golf Kulübü'nün üzerinden geçen yine Sinan'ın eseri 800
    m. uzunluğundaki Sultan Süleyman Su Kemeri Türkiye'deki su kemerlerinin
    en uzunlarından biridir.

    İstanbul'dan 25 km. uzaklıktaki Polonezköy, 19'uncu yüzyılda Polonyalı
    göçmenler tarafından Asya kıyısında kurulmuştur. Köy atmosferi içinde
    yürüyüşler, atlı gezintiler yapmak, buraya ilk gelenlerin yakınlarınca
    sunulan geleneksel Polonya yemeklerinden tatmak için Polonezköy,
    İstanbulluların uğrak yeridir. Üsküdar'a 70 km. uzaklıkta Karadeniz
    kıyısındaki Şile'nin kumsalları, restoranları ve otelleri burayı
    İstanbul'un en hoş tatil mekanlarından biri haline getirmektedir.
    Turistik açıdan popüler olan yöre, tanınmış Şile bezinin üretildiği
    yerdir.

    Bayramoğlu - Darıca Kuş Cenneti ve Botanik Parkı İstanbul'un 38 km
    uzağında eşsiz bir dinlenme yeridir. Yaya yürüyüş yolları, restoranları
    ile bu devasa park dünyanın farklı bölgelerinden gelen kuş çeşitleri ve
    bitkilerle doludur.

    Marmara Denizi'ndeki günlük seyirlerinden sonra yatçıların marinasına
    yanaşabildiği şirin Eskihisar balıkçı kasabası İstanbul'un
    güneydoğusundadır. Türkiye'nin 19'uncu yüzyıl büyük ressamı Osman Hamdi
    Bey'in kasabadaki evi müzeye dönüştürülmüştür. Eskihisar ve Gebze
    arasında yer alan Anibal'ın mezarı bir Bizans kalesi çevresindeki
    sitlerdendir.

    İstanbul'dan 65 km. mesafedeki popüler tatil yeri Silivri'de birçok
    İstanbullunun yazlık evi bulunmaktadır. Burası harika restoranları,
    spor ve sağlık merkezleri ile büyük bir tatil yeridir. Konferans
    merkezi de iş - tatil karışımı faaliyetleri ve "kültür turizmi" için
    şehrin hızlı temposundan kaçan iş adamlarını çekmektedir. Tarifeli
    deniz otobüsü servisi İstanbul'u Silivri'ye bağlamaktadır.

    Dokuz ada ile bezeli Marmara Denizi'ndeki adalar Bizanslı prenslerin
    sürgün yeriydi. Bugün artık varlıklı İstanbulluların yaz aylarında
    serin meltemlerine ve 19'uncu yüzyıl şık evlerine kaçtıkları
    mekanlardır. Adaların en büyüğü Büyükada'dır. Çam ağaçları arasında
    harika bir fayton gezisi yapabilir veya adanın çevresindeki sayısız
    küçük koylardan birinde denize girebilirsiniz!

    Diğer popüler adalar Kınalı, Sedef, Burgaz ve Heybeliada'dır. Muntazam
    araba vapuru seferleri adaları her iki Avrupa ve Asya kıyılarına
    bağlamaktadır. Yazın Kabataş'tan hızlı deniz otobüsü servisi vardır.

    NASIL GİDİLİR?

    Karayolu: Şehir içi ulaşım:Minibüs ve otobüslerin yanısıra, merkezi
    Aksarayda olan tranway, Taksim ile Levent arasındaki metro,
    Beyoğlundaki elektrikli tranway sıkça kullanılan şehir içi ulaşım
    araçlarıdır.

    Şehirlerarası ulaşım:İstanbuldan yurdun her tarafına karayolu
    bağlantısı vardır. Yurtiçi ulaşımının hareket noktası, Anadolu
    yakasında Harem, Avrupa yakasında Esenler de bulunan uluslararası
    otogarıdır.

    Uluslararası ulaşım:İstanbuldan yurdışına Yunanistan, Üsküp, Makedonya,
    Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre, Suudi Arabistan, Suriye, Rusya
    (Moskova) Romanya, Bulgaristan, Ürdün (Amman) seferleri yapılmaktadır.

    Otogar Tel : (+90-212) 658 05 05 - 658 10 10 - 658 00 36 (9 Hat) - 333 37 63 - 310 63 63

    Demiryolu: İstanbul'dan Ankara, İzmir ile Doğu Anadolu şehirlerine
    demiryolu bağlantısı vardır. İstanbul'dan yurtdışına Sirkeci- Viyana,
    Münih, Budapeşte, Selanik, (Eskişehir, Konya, Gaziantep)- Halep,
    (Tatavan, Van)- Tahran, S, Moskova, Büktreşe tren seferleri
    bulunmaktadır.

    İstasyon Tel : (+90-212) 348 80 20 - 336 19 16 - 337 87 24

    Haydarpaşa Gar: Tel: (+90-216) 348 80 20/336 19 16

    Rezervasyon Tel: (+90-216) 337 87 24

    Danışma Tel: (+90-216) 336 04 75

    Sirkeci Gar Tel: (+90-216) 520 65 75

    Danışma Tel: (+90-216) 527 00 50

    Denizyolu: İstanbulda hem şehir içi, hem de yurt içi ulaşım
    sağlanmaktadır. Ayrıca marinaların Avrupa limanlarına bağlantısı vardır.

    Şehir içi Denizyolu Ulaşımı:Kadıköy- H.Paşa- Karaköy, Eminönü- Üsküdar, Eminönü-Kadıköy, Köprü-Yeniköy, Beykoz-Kavaklar, Sirkecii- Bostancı, Köprü-Adalar, Köprü-Yalova, Kabataş-Çınarcık, Bostancı-Çınarcık arasında vapur işlemektedir.

    Şehirlerarası Ulaşım: Karadeniz (İstanbul, Zonguldak, Sinop, Samsun,
    Giresun, Trabzon, Rize), İzmir, Marmara hattı (Marmara adası, Bandırma,
    Mudanya), Avşa Adalarına t***ar bulunmaktadır.

    Liman Tel : (+90-212) 245 53 66 - 249 71 78 - 249 18 96

    Adres: TDİ Denizyolları Acentası Rıhtım Cad. Kadıköy/İstanbul

    Merkez Ofis: Tel: (+90-212) 245 53 66-249 71 78-249 18 96

    Rezervasyon:Tel: (+90-212) 249 92 22-293 74 54

    Danışma:Tel: (+90-212) 244 25 02-244 02 07

    Havayolu: İstanbul Uluslararası ****** Havalimanı, şehir merkezine 20
    km mesafededir. Ayrıca İstanbulda uçak ve helikopter kiralama olanağı
    vardır.

    Hava Limanı Tel : (+90-212) 663 64 00 - 663 63 00 - 663 63 71 - 663 63 72 - 663 63 73 - 663 63 74 - 663 63 75

    ****** Havalimanı DHM İşletmesi: (+90-212) 663 64 00

    THY Genel Müdürlüğü : (+90-212) 663 63 00 71 5 Hat,

    THY Rezervasyon: (+90-212) 663 63 63

    İç Hatlar: (+90-212) 663 63 00

    Dış Hatlar: (+90-212) 663 63 00 (THY),

    Kargo Rezervasyon: (+90-212) 663 63 00

    GEZİLECEK YERLER

    Müzeler

    Arkeoloji Müzesi

    Adres: Osman Hamdi Bey Yokuşu Gülhane - İstanbul

    Tel: (212) 520 77 40

    Faks: (212) 527 43 00
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İstanbul Empty Geri: İstanbul

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:13 pm

    Askeri Müze

    Seferlerde Osmanlı orduları tarafından kullanılan büyük saha çadırları
    Askeri Müze'de sergilenmektedir. Osmanlı silah ve askeri teçhizatları
    da sergide yer almaktadır. Osmanlı askeri bandosu, Mehter Takımı
    öğleden sonraları saat 15.00-16.00 arasında Osmanlı askeri müziği ile
    gösteri yapmaktadır.

    Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır

    ****** Müzesi

    Şişli'de ******'ün oturduğu ev daha sonra onun anısına müzeye dönüştürülmüştür. Kişisel eşyaları sergilenmektedir.

    Ziyarete açık günler : Pazartesi ve Salı hariç her gün açıktır

    Aya İrini Kilisesi (St. İrene)

    İstanbul'da yapılan ilk kilisedir. Konstantin'in emri üzerine 4'üncü
    yüzyılda yapılmış, sonradan Jüstinyen zamanında restore edilmiştir.
    Yapı, Hıristiyanlık öncesi dönemi tapınağının üzerine inşa edilmiştir.

    Ayasofya Müzesi

    Adres: Sultanahmet Meydanı - İstanbul

    Tel: (212) 528 45 00

    Fax: (212) 512 54 74

    Mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden ilk ve son ünik
    uygulama olarak görülen Ayasofya; Osmanlı camilerine fikir bazında da
    olsa esin kaynağı olmuş, doğu-batı sentezinin bir ürünüdür. Bu eser
    dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli
    anıtları arasında yer almaktadır. Bu nedenle, Ayasofya, tarihi
    geçmişinin yanı sıra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çağı yapıları ile
    yüzyıllar boyunca tüm insanlığın ilgisini çekmiştir. Ayasofya 916 yıl
    kilise, 481 yıl cami olmuş, 1935'ten bu yana müze olarak tarihi
    işlevini sürdürmektedir.

    Bizans tarihçileri tarafından İmparator I. Konstantinos (324-337)
    zamanında yapıldığı ileri sürülen ilk Ayasofya bir ayaklanma sonunda
    yanmış, bu yapıdan günümüze hiç bir kalıntı gelmemiştir. İmparator II.
    Theodosius, Ayasofya'yı ikinci defa yaptırmış ve 415'te ibadete
    açmıştır. Yine bazilika planlı bu yapı 532'de Nika ihtilali sırasında
    yanmıştır. 1936 yılında yapılan kazılarda bununla ilgili bazı
    kalıntılar ortaya çıkmıştır. Bunlar mabede girişi gösteren basamaklar,
    sütunlar, başlıklar, çeşitli mimari parçalardır.

    İmparator Iustinianus (527-565) ilk iki Ayasofya'dan daha büyük bir
    kilise yaptırmak istemiş, çağın ünlü mimarlarından Miletos'lu İsidoros
    ve Tralles'i Anthemios'a günümüze ulaşan Ayasofya'yı yaptırmıştır.
    Anadolu'nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler
    ve renkli taşlar Ayasofya'da kullanılmak üzere İstanbul'a getirilmiştir.

    Ayasofya'nın yapımına 23 Aralık 532'de başlanmış, 27 Aralık 537'de
    tamamlanmıştır. Mimari yönden incelendiğinde büyük bir orta mekân, iki
    yan mekân (nef), absis, iç ve dış nartekslerden meydana gelmiştir. İç
    mekân, 100 x 70 m. ölçüsünde olup, üzeri dört büyük ayağın taşıdığı 55
    m. yüksekliğinde, 30.31 m. çapında kubbe ile örtülmüştür.

    Ayasofya'nın mimarisinin yanı sıra mozaikleri de büyük önem
    taşımaktadır. En eski mozaikler iç narteks ve yan neflerde altın
    yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaiklerdir. Figürlü
    mozaikler IX.-XII. yüzyıllarda yapılmıştır. Bunlar İmparator kapısı
    üzerinde, absiste, çıkış kapısı üzerinde ve üst kat galeride
    görülmektedir.

    Ayasofya İstanbul'un fethi ile birlikte başlayan Türk döneminde çeşitli
    onarımlar görmüştür. Mihrap çevresi, Türk çini sanatı ve Türk yazı
    sanatının en güzel örneklerini içerir. Bunlardan kubbedeki ünlü Türk
    Hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin Kuran'dan alınma bir suresi
    ile 7.50 m. çapındaki yuvarlak levhalar en ilgi çekici olanıdır. Bu
    levhalarda, Allah, Muhammed, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Ebu Bekir,
    Hüseyin'in isimleri yazılıdır. Mihrabın yan duvarlarında ise Osmanlı
    padişahlarının yazıp buraya hediye ettiği levhalar vardır.

    Sultan II. Selim, Sultan III. Mehmet, Sultan III. Murat ve şehzadelerin
    türbeleri, Sultan I. Mahmut'un şadırvanı, sıbyan mektebi, imareti,
    kütüphanesi, Sultan Abdülmecid'in hünkar mahfeli, muvakkithanesi,
    Ayasofya'daki Türk çağı örnekleri olup türbeler, iç donanımı, çinileri
    ve mimarisiyle klasik Osmanlı türbe geleneğinin en güzel örneklerini
    oluşturmaktadır.

    Müze pazartesi dışında hergün 09.30-16.30 saatleri arasında
    gezilebilir. ÇİNİLİ KÖŞK: 15 inci yüzyılda, Fatih Sultan Mehmet
    zamanında bir köşk veya pavyon şeklinde yaptırılmıştır. İznik parçaları
    dahil 16'nci yüzyıl Selçuk ve Osmanlı çömlek ve çini sanatının en iyi
    örneklerini barındıran Türk Seramikleri Müzesi yer almaktadır.

    Ayasofya Müzesi I.Mahmud Kütüphanesi

    Büyük Saray Mozaikleri Müzesi

    Adres: Sultanahmet Arastası - İstanbul

    Tel: (212) 511 97 00

    Mozaik Müzesi, Bizans imparatorlarının Büyük Sarayı'ndan kalmadır. 5.
    ve 6'ncı yüzyıl nadide mozaik döşemeler burada korunmaktadır.

    Denizcilik Müzesi

    Beşiktaş'tadır. Osmanlı denizcilik tarihine ait bir çok ilginç eserler
    yanında, sultanların Boğazı geçerken kullandıkları "saltanat kayıkları"
    da sergilenmektedir.

    Ziyarete açık günler : Cumartesi ve Pazar hariç her gün açıktır

    Divan Edebiyatı Müzesi (Galata Mevlevihanesi)

    Adres: Galipdede Cad. 15 Beyoğlu - İstanbul

    Tel: (212) 245 41 41

    Fethiye Müzesi (Pammakaristos)

    Güzel Sanatlar Müzesi

    Beşiktaş'taki Güzel Sanatlar Müzesi'nde 19. uncu yüzyılın sonundan
    günümüze uzanan döneme ait Türk resim ve heykel örnekleri yer
    almaktadır.

    Ziyarete açık günler : Pazartesi ve perşembe hariç her gün açıktır

    Havacılık Müzesi

    Yeşilköy'dedir. Türk havacılığının gelişmesi teması üzerine kurulmuştur.

    Ziyarete açık günler : Salı hariç her gün açıktır

    İmrahor Anıtı (İlyas Bey Camii) St. Studios Manastırı Hagios Ionnes Prodromos Bazilikası

    Kariye Müzesi

    Adres: Edirnekapı - İstanbul

    Tel: (212) 523 30 09

    11. yüzyıl eseridir ve "Hz. İsa" Kilisesi adıyla da anılır. İstanbul'da
    Ayasofya'dan sonra en önemli Bizans yapısıdır. İstanbul Edirnekapı
    yakınlarında yer alan mozaik ve freksleriyle ünlü bu kilise Bizans
    İmparatoru Alexius Komnenos'un kayınvalidesi Maria Dukaina tarafından
    yaptırılarak Hz. İsa'ya ithaf edilmiş daha sonra büyütülmüştür. Hz. İsa
    ve Hz. Meryem'in yaşantılarını sahneleyen mozaik ve fresklerinin çoğu
    1305-1320 yıllarında yapılmıştır. II. Bayazıt döneminde camiye çevrilen
    kilise Cumhuriyet döneminde 1929'da restore edilmiş, mozaikleri meydana
    çıkarıldıktan sonra müze olarak ziyarete açılmıştır. Bu arada, müze
    ziyareti sonrasında Kilise'yi çevreleyen ahşap evlerde, şehrin
    koşuşturan ortamından uzakta, rahat bir atmosfer içinde çay ve kahve
    sunulmaktadır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İstanbul Empty Geri: İstanbul

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:14 pm

    Orhan Kemal Müzesi

    Müze Tel : (+90-212) 292 92 45 - 292 12 13 Fax: (+90-212) 243 67 82

    Yakın edebiyatımıza ışık tutan Orhan Kemal için, Orhan Kemal Kültür
    Sanat Koordinatörlüğü katkıları ile İstanbul'da, Akarsu caddesi No:32
    Cihangir 80060 adresindeki ev müze haline getirildi. Müzede Orhan
    Kemal'in fotoğrafları, ilk baskı kitapları, yabancı dilde yayınlanan
    kitapları, çalışma odası, kullandığı eşyalar ve giysileri
    sergilenmektedir.

    Ziyarete açık günler : Her gün 10.00-17.00 saatleri arasında açıktır. Giriş ücretsizdir.

    Rumelihisarı Müzesi - Anadoluhisarı Müzesi - Yedikulehisarı Müzesi

    Rumelihisarı Müzesi

    Adres: Yahya Kemal Cad. No:42 Hisarönü - İstanbul

    Tel: (212) 263 53 05

    Anadoluhisarı Müzesi

    Adres: Beykoz - İstanbul

    Tel: (212) 263 53 05

    Rahmi Koç Endüstri Müzesi

    Hasköy'ün banliyösünde, Haliç kıyısında, daha önceleri Lengerhane
    adıyla anılan Osmanlı dönemi demir ve çelik işçiliğinin mekanı Rahmi
    Koç Endüstri Müzesi endüstrideki gelişmeleri sergilemektedir.

    Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır

    Sadberk Hanım Müzesi

    Boğazdan yukarıya doğru, Büyükdere'nin kenar mahallesindeki, 19 uncu
    yüzyıl iki ahşap villayı Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonları
    doldurmaktadır. Önceden Türk süsleme sanatı örneklerinin sergilendiği
    bu özel müze yeni arkeolojik koleksiyonun eklenmesi ile daha da
    büyümüştür.

    Ziyarete açık günler : Çarşamba hariç her gün açıktır.

    Şehir Müzesi

    Yıldız Sarayı'nın bahçesindeki Şehir Müzesi'nde ise Osmanlı fethinden
    bu yana İstanbul'un tarihi ile ilgili belgeleri korumaktadır.

    Ziyarete açık günler : Perşembe hariç her gün açıktır. Yine Yıldız
    Sarayı bahçesinde çok zengin dekor ve sahnesi, zarif kostümleri ile
    Tiyatro ve Tarihi Sahne Kostümleri Müzesi yer almaktadır.

    Tekel Müzesi

    Topkapı Sarayı Müzesi

    Adres: Sarayiçi Sultanahmet - İstanbul

    Tel: (212) 522 44 22

    Fax: (212) 522 44 22

    Türk Halıları Müzesi

    İbrahim Paşa Sarayı'nın bulunduğu sokağın karşısındadır. Türkiye'nin
    her yöresinden toplanan çok güzel antika halı ve kilimler
    sergilenmektedir.

    Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır

    Türk - İslâm Eserleri Müzesi

    Adres: İbrahim Paşa Sarayı Sultanahmet - İstanbul

    Tel: (212) 518 18 05

    Faks: (212) 518 18 07

    Müzede Türk ve İslam sanatı eserleri sergilenmektedir. Bina, 1524'de
    Muhteşem Süleyman'ın Baş Veziri İbrahim Paşa tarafından ikametgahı
    olarak yaptırılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminin en büyük özel
    konutudur. Bugün, zarif seramik koleksiyonlarının, minyatürlerin, hat
    sanatı örneklerinin, tekstillerin, en eski halıların yanında ağaç oyma
    eserlerin sergilendiği bir mekandır.

    Türbeler Müzesi

    Adres: Atmeydanı Sultanahmet - İstanbul

    Tel: (212) 517 05 44

    Yıldız Sarayı Müzesi

    Adres: Beşiktaş - İstanbul

    Tel: (212) 258 30 80

    Faks: (212) 258 30 85

    Yerebatan Sarnıcı

    Bizans Sarnıcı olarak da anılan sarnıç, Ayasofya'nın yakınındadır.
    Büyük salonun ince tuğla kemerleri 136 adet korint stili sutünla
    desteklenmektedir.

    Ziyarete açık günler : Salı hariç her gün açıktır

    Örenyerleri

    Polonezköy

    Kuleler

    Kız Kulesi: İstanbulun sembolü olan Kız Kulesi, Boğaz girişindeki
    kayalık üzerine kurulmuş küçük, şirin bir kuledir. Tarih içinde
    gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılan kule günümüzde turizme
    tahsis edilmiştir. Batı kaynakları burayı sevgilisi Hera'ya kavuşmak
    için yüzerken boğulan Leander'in kulesi olarak tanıtır. Bir diğer
    hikayeye göre de burası, kızının yılan tarafindan sokulacağını
    rüyalarında gören İmparatorun, emniyette olması için genç kızı
    yerleştirdiği kule idi. Meyve sepeti içinde gelen yılan trajediye sebep
    olur.

    Galata Kulesi: Bizanslıların Cenevizliler aleyhine hareketlerine
    karşılık, Cenevizliler tarafından yapılmıştır. Bölgeyi her türlü
    saldırıdan korumak için de bu kuleyi yaptırmışlardı. Kulede büyük
    sahanlığa kadar duvar içinde dönerek çıkan bir taş merdiven vardır. Son
    yıllarda 1967'de restore edilmiş, içine asansör konmuş, diğer katlarına
    da lokanta yapılmıştır.

    Beyazıt Kulesi: Bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binasının
    bulunduğu yerdeki yapı (eski saray), II. Mahmut devrinde Milli Savunma
    Bakanlığı (Seraskerlik) olarak kullanılmıştır. Seraskerliğin
    avlusundaki ahşap kule, yangın gözcüleri için uzun süre varlığını
    sürdürmüştür. II. Mahmut, daha güzelini yaptırtmak için bu kuleyi
    yıktırmıştır ve kitabesine göre, onun emri ile, 1828 yılında Serasker
    Hüseyin Paşa tarafından o devrin mimari özelliklerini yansıtan, kagir
    bir kule yapılmıştır. 50 m yüksekliğindeki bu abide, belirgin
    kütlesiyle, kente karekteristik bir çizgi kazandırmaktadır. Ahşap bir
    merdivenle çıkılan yukarıdaki sahanlık, şehrin büyük bir kısmını
    kuşbakışı seyretme olanağı sağlar.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İstanbul Empty Geri: İstanbul

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:14 pm

    Hisarlar

    Üçgeni andıran eski İstanbul yarımadasının etrafı 5. yüzyılda Roma
    döneminde yapılan, 22 km.yi bulan s***arla çevrilidir. Byzantion şehir
    sitesi, kurulmasından itibaren batı yönüne doğru genişleyerek 4 defa
    yeni s***arla çevrilmiştir. Marmara Denizi ve Haliç kıyıları da tek
    sıra fakat güçlü s***arla çevrili idi. Şehrin akropolisini çevreleyen
    s***ardan, 3. yüzyılda yapılmış İmparator Septimus Severius ve 320'de
    Büyük Konstantin'in yaptırdığı 3. sur tamamen yıkılmıştır. Kara s***arı
    deniz kıyısından başla¤¤¤¤¤ tepeleri ve vadileri geçerek Haliç
    s***arına iner.

    Yedikule: Bu s***ardaki en görkemli kapı, Marmara Denizi'ne yakın olan
    "Altın Kapı" idi. Bu Imparator merasim kapısı, iki mermer kule arasında
    zafer takı gibi yerleştirilmişti. Zaferden dönen ordular, Imparator ve
    erkanı şehre bu kapıdan girerdi. Burayı çevreleyen Türk devri eseri 5
    kule ilavesi ile 7 kule, bir iç kale haline sokulmuştu. Zaman
    içerisinde hazine, depo ve elçi hapishanesi olarak kullanılmış iken,
    günümüzde enteresan girişi ve "Altın Kapı" kuleleri ile şehrin bir
    diğer müzesidir. Yaz aylannda çeşitli etkinlikler ve konserler
    yapılmaktadır.

    Anadolu Hisarı: Karadeniz'in tek çıkışı Boğaziçi'nin Asya kısmında yer
    alan hisar, 1390'lı yıllarında Sultan Bayazıt tarafından
    yaptırılmıştır. Karşı kıyıdakı Rumelihisarı ile birlikte Boğaziçi
    transit geçişinin tam kontrol altında tutulması sağlayan bu küçük kale,
    burçlarına yaslanan eski ahşap evler ve civarı ile pitoresk bir manzara
    oluşturur.

    Rumeli Hisarı: İstanbul Boğazı'nın Rumeli yakasındadır. Bizans'a
    kuzeyden yardım gelmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet
    tarafından 1452 yılında yaptırılmıştır. Üç büyük kule yapımını üstlenen
    Çandarlı Kara Halil, Saruca ve Zaganos Paşaların adlarıyla anılır.

    Saraylar, Köşkler ve Kasırlar

    Aynalıkavak Kasrı

    Aynalı Kavak Yazlık Köşkü 18 inci yüzyılda yapılmış ve daha sonra
    çeşitli sultanlar tarafından restore ettirilmiştir. 1718'de takılan,
    bir kısmı Venediklilerden hediye aynaları nedeniyle bu ismi aldığı
    sanılmaktadır. Haliç üzerindeki saray, geleneksel Türk mimarisinin en
    güzel örneklerinden biridir.

    Beylerbeyi Sarayı

    Boğaziçi Köprüsü Asya
    kulesinin dikili olduğu Beylerbeyi, Bizanstan beri saraylara tahsis
    edilmiş güzel bir semttir. Beylerbeyi Sarayı 1861-1865 yıllarında, eski
    ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülmecit tarafından
    yaptırılmıştır. Cephe ve iç dekorasyonda Doğu ve Türk motifleri, Batı
    süs öğeleri ile birlikte kullanılmıştır. Dolmabahçe Sarayının havasını
    taşıyan üç katlı yapı, harem ve selamlık bölümlerini oluşturan 26 oda
    ve altı salondan ibarettir. Bu küçük sarayın içi her biri küçük çapta
    bir servet olan Bohemya avizeleri, Yıldız imalatı çiniler ve seramik
    vazolarla süslenmiştir.Yaldızlı mobilyaları ile nefis halıları buraya
    ayrı bir güzellik vermektedir. Otantik mobilyalar, halılar, perdeler ve
    diğer eşyalar olduğu gibi korunmuşlardır.

    Denize bakan cephe süsleri, bakımlı bahçe ve orta bölümdeki havuzlu
    salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerlerdir. Arka yamaçta bir
    büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneği at ahırları yer almıştır.
    1970'li yıllara kadar kullanılan eski yol bir tünel saray bahçesinin
    altından geçerdi. Sahilde iki küçük seyir köşkü bulunan sarayda devlet
    misafirleri de ağırlanırdı.

    Çırağan Sarayı

    Haliç ve Boğaziçinin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere
    saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu
    yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan 1910 yılında yanmıştır.
    Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yIında Sultan Abdülaziz
    tarafından Saray Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştı. Dört yılda dört
    milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda
    mermer kaplıydı. Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları, zengin
    döşenmiş mekanlar tamamlardı. Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın
    yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi'nin diğer
    sarayları gibi Çırağan da birçok önemli toplantıya mekan olmuştu.
    Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka
    sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü
    ile bağlanmıştı. Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar
    boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya
    olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile 5 yıldızlı, güzel bir otele
    dönüştürülmüştür.

    Dolmabahçe Sarayı

    19 uncu yüzyılda Sultan I. Abdülmecit tarafından yaptırılan Dolmabahçe
    Sarayı'nın cephesi Boğaz'ın Avrupa kıyısında 600 m boyunca
    uzanmaktadır. Dolmabahçe Sarayı, Avrupa sanatı üsluplarının bir
    karışımı olarak 1843-1856 yılları arasında inşa edilmiştir. Sultan
    Abdülmecit'in mimarı Karabet Balyanın eseridir. Osmanlı Sultanlarının
    her devirde birçok sarayı bulunurdu. Ancak esas saray Topkapı,
    Dolmabahçe Saraylarının tamamlanmasından sonra terk edilmiştir.

    Dolmabahçe Sarayı üç katlı, simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu
    vardır. Denizden 600 metrelik bir rıhtımı, kara tarafında ise birisi
    çok süslü iki abidevi kapısı vardır. Bakımlı ve güzel bir bahçenin
    çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek
    olan tören ve balo salonu yer alır. Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750
    ışıkla aydınlanan 4.5 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretçileri
    hayrete düşürür.

    Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun
    diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştır. Iç
    dekorasyonu, mobilyaları, ipek halı ve perdeleri ve diğer tüm eşyası
    eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir. Dolmabahçe
    Sarayı mevcut hiç bir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve ihtişama
    sahiptir. Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı sanatkarlarının resimleri
    ve tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore edilmiştir. Önemli
    oda ve salonlarda her şey aynı renk tona sahiptir. Bütün zeminler
    birbirinden farklı, çok süslü ahşap parke ile kaplıdır. Meşhur Hereke
    ipek ve yün halılar, Türk sanatının en güzel eserleri, birçok yerde
    serilidir. Avrupa ve Uzak doğunun ender dekoratif el işi eserleri
    sarayın her yerini süsler. Pırıl pırıl kristal avize, şamdan ve
    şömineler sarayın pek çok odasında güzelliklerini sergiler.

    Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu buradakidir. 36 m.
    yüksekliğindeki kubbesinden ağırlığı 4.5 ton olan devasa kristal avize
    asılı durur. Önemli siyasi toplantılarda, tebrik ve balolarda
    kullanılan bu salon, önceleri alttaki, fırına benzer bir düzen ile
    ısıtılırdı. Saraya kalorifer ve elektrik sistemi daha sonraları
    eklenmiştir. Altı hamamdan Selamlık bölümündeki, eşi olmayan, güzel
    oymalı alabaster mermerleri ile dekorludur. Büyük salonun üst
    galerileri orkestra ve diplomatlar için ayrılmıştır.

    Uzun koridorlar geçilerek varılan harem bölümünde, sultan yatak odaları
    ve sultanın annesinin bölümü ile diğer kadın ve hizmetkarlar bölümleri
    bulunmaktadır. Sarayın kuzey eklenti bölümü şehzadelere tahsis
    edilmiştir. Girişi Beşiktaş semtinde olan yapı Resim ve Heykel Müzesi
    olarak hizmet vermektedir. Cumhuriyet döneminde, ******'ün Istanbul
    ziyaretlerinde ikametgah olarak kullanıldığı sarayda en önemli olay,
    1938'de ******'ün ölümüdür.

    Filizli Köşk

    Florya ****** Deniz Köşkü

    ******'ün Florya Deniz Köşkü Türkiye cumhurbaşkanlarının yazlığı
    şeklinde kullanılmıştır. Marmara Denizi'ne T biçiminde uzantısı ile bu
    köşk, 1935'de inşa edilmiştir. Erken 20 inci yüzyıl mobilyalarından en
    iyi örneklerin görülebildiği bir sergendir. ****** burada kalan ilk
    cumhurbaşkanıdır.

    Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İstanbul Empty Geri: İstanbul

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:15 pm

    Ihlamur Kasırları

    19 uncu yüzyıl yaptırılan Ihlamur Köşkü ismini bahçesinde yetişen
    ıhlamur ağaçlarından almıştır. Şimdilerde İstanbul'un ortasında yer
    alan bu köşk eskiden şehrin dışındaydı.

    Küçüksu Kasrı

    Yazlık olarak kullanılan saray, 19 uncu yüzyılın ortasında I. Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır.

    Maslak Kasırları

    Sultan Abdülaziz tarafından av evi olarak tasarlanan Maslak Köşkü, 19
    uncu yüzyıl Osmanlı süsleme sanatının kayda değer en güzel örneklerini
    taşımaktadır.

    Merasim Köşkü

    Resmi törenler için kullanılmaktayken, Maiyet Köşkü sultanın maiyetini,
    bazı hallerde de saraydan gezinti için ayrıldıklarında haremini
    barındırmıştır. (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır.)

    Tekfur Sarayı

    Topkapı Sarayı

    15-19 uncu yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezinde
    bulunan Topkapı Sarayı, labirentleriyle, Boğaz, Haliç ve Marmara
    Denizi'nin sularının karıştığı noktada, bir kara parçası üzerinde yer
    almaktadır. Yeni sarayın (Topkapı Sarayının) yapımına 1466'dan sonra
    başlanmış ve Fatih ölmeden birkaç sene önce 1478'de tamamlanmıştır. Bu
    saray diğer Avrupa Sarayları gibi tek bir binada olmayıp çeşitli köşk
    ve dairelerden oluşmuştur. İlk olarak yapılan Çinili Köşk Sırça
    Saray'dır ve 1472'de bitmiştir. Orta Asya mimarisi karakterinde ve iki
    katlı köşk 1875'te Arkeoloji, 1908 senesinde de Türk İslam Eserleri
    Müzesi olmuştur. 1953'te ise Fatih Eserleri Müzesi olarak açılmıştır.
    Çinili Köşkü, Kubbealtı Arzodası, Hasoda, Hazine, Kiler ve Seferliler
    gibi koğuşlar, mutfakların bir kısmı, hastalar odası, hamam şimdi
    kütüphane olan Ağalar Cami, ahır ve diğer binaların yapımı izlemiş ve
    son olarak da yapı 1478'de Saray s***arının ve Bab-ı Humayun denen
    Sultanahmet yönündeki asıl kapının inşaatı ile tamamlanmıştır.

    Fatih devrinde ortalama 750 kişi olan saray halkı gittikçe artmış ve
    XIX. yüzyılda normal günlerde 5000, bayram günleri gibi fevkalade
    zamanlarda ise 10.000'i bulmuştur. Bu sebeple bu saraya zamanla yeni
    yeni ilaveler yapılmıştır.

    Topkapı Sarayı Harem kısmı III. Sultan Murat devrinde 1574 - 1595
    yıllarında yapılmış ve ondan sonra Bayazıt'daki harem halkı buraya
    nakledilmiştir. XIX. yüzyıl başlarında harem halkı 474 kişi idi.
    Harem'e girerken Kızlar Ağası Dairesi ve onun üst katında da küçük
    şehzadelerle Sultanlar için Şehzadeler Mektebi vardı. Sarayda zamanla
    Enderun Mektebi, Hekimbaşı Odası, Enderun Eczanesi, iç avlulardaki
    köşklerle Sarayburnu sahillerinde yazlık köşkler yapılmış, mutfaklar,
    ahırlar genişletilmiş, yeni yeni cami ve küyüphaneler ilave edilmiştir.

    Yıldız Porselen Fabrikası

    Yıldız Sarayı

    Boğaziçine hakim tepeler ve vadileri kaplayan geniş alan üzerine
    serpiştirilmiş, yüksek duvarların çevrelediği avlular içerisinde
    köşkler, bahçeler kompleksidir. İstanbul'un bu ikinci büyük sarayı
    günümüzde değişik hizmetlere ayrılmış, bölünmüş durumu ile gelmiştir.
    Yıldız Sarayı, III.Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından ilk
    yaptırılan bir köşkler bütünüdür. II.Mahmut Yıldız adını verdiği ikinci
    bir köşk yaptırmış, bu isim daha sonra Abdülmecit, Abdülaziz ve
    Abdülhamit'in hükümdarlığında yaptırılan bütün gruba geçmiştir. Sultan
    Abdüaziz zamanında köşkler çoğalmaya başlamış, Malta, Çit, Çadır, Şale
    Köşkleri yapılmış, koru usta bahçevanların elinde bakir görünüşüne
    dokunulmadan düzenlenmiştir. Sultan Abdülhamit, burada 32 yıl yaşamış,
    33 yıllık saltanatında, şehir içinde şehir gibi olan bu korunaklı
    sarayı resmi daire ve haremi olarak kullanmıştır.

    Yönetim Kısımları'na ilaveten Yıldız Sarayı'nda birçok bölüm ve bir de
    cami bulunmaktadır. 19 uncu yüzyılın sonunda, II. Abdülhamit zamanında
    tamamlanmıştır. Yapıların en büyük ve zarifi Şale, sultanların nasıl
    bir lüks içinde yaşayıp eğlendiklerini göstermektedir. Dünyanın her
    yöresinden getirilen çiçekler, ağaçlar ve bodur bitkilerle bezeli büyük
    saray parkından Boğaz'ın panoramik görüntüsü çok güzeldir. Restorasyon
    çalışmaları nedeniyle sadece Şale ve park halka açıktır.

    Camiler, Kiliseler ve Sinagoglar

    İsanbul'un ünlü camileri arasında Sultanahmet Cami, Süleymaniye Cami,
    Rüstem Paşa Cami, Fatih Cami, Eyüp Cami, Yeni Cami, Sokullu Mehmet Paşa
    Cami ve Mihrimah Sultan Cami sayılabilir.

    Kente pek çok kilise ve manastır faal durumdadır. Bir kısmı ise cami
    haline dönüştürülmüştür. Studios Manastin Kilisesi , Sergios-Bakhos
    Kilisesi, Hagia Eirene Kilisesi, Pantakrator Manastir Kilisesi, Vefa
    Kilisesi (Hagios Theoderos), Nyrelaion Manastır Kilisesi, Eglise
    D'hagia Thekla Manastırı, Eski İmaret Cami (Pantepoptes Manastin
    Kilisesi), Kalenderhane Cami (Akataleotos Manastırı), Fenari İsa Cami
    (Lios Manastır Kilisesi) ve Fethiye Cami (Pammakaristos Manastr
    Kilisesi) ünlüleridir.

    Bedestenler

    Kapalı Çarşı: Dev ölçülü bir labirent gibi, 60 kadar sokağı, üç binden
    fazla dükkanı ile dünyanın en eski ve büyük kapalı çarşısı olan "Kapalı
    Çarşı" İstanbul şehrinin merkezinde yer alır. Adeta bir şehri andıran,
    bütünü ile örtülü bu site zaman içerisinde gelişip büyümüştür. 15.
    yüzyıldan kalma duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının
    etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek,
    ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline getirilmiştir. Geçmişte
    burası, her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el
    işi imalatın sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve
    törelere çok saygı gösterilen bir çarşıydı.

    Çarşının ana caddesi sayılan sokakta çoğunlukla mücevher dükkanları,
    buraya açılan yan bir sokakta altıncılar bulunur. İstanbul'u ziyarete
    gelen turist grupları için alışveriş olanakları, çarşının ana
    girişindeki modern ve büyük alışveriş merkezleri tarafından
    sağlanmaktadır.

    Mısır Çarşısı: İstanbul'un ikinci kapalı çarşısıdır. IV. Mehmet'in
    annesi Hatice Turhan Sultan tarafından Yeni Cami'ye vakıf olarak
    yaptırılmıştır. Çarşıda 6 kapı vardır. Bunlardan 3'ü revak olup, yapıyı
    daha da güzelleştirmektedir.

    Bakırcılar Çarşısı: İstanbul’un özellikle yabancıların dikkatini çeken,
    bir çarşısı da Beyazıttaki Bakırcılar Çarşısıdır. Şimdiki İstanbul
    Üniversitesi Merkez Binası bahçesinin doğu ve kuzey duvarları altında
    bir sıra dükkan halindedir. Burada çeşitli bakır işi levha bakırdan
    döğme olarak elle yapılmakta ve kazan tencere, kuşhane, sahan, tava,
    tas, leğen, ibrik, güğüm, bakraç, kova, maşrapa, sini, mangal, şamdan,
    bakırdan, "gülabdab" olarak satılmaktadır.

    Kapalı Çarşı: (Kuleli Cami Altındaki Kapalı Çarşı) Üstü kapalı
    çarşıların bir örneği de, 19 yüzyılda yapılan son senelerde restore
    edilen Laleli Camii altı dükkanlarıdır.

    Su Kemerleri

    Mualla Kemeri: Mimar Sinan tarafından yapılan su kemerlerinden biridir.
    Alibey deresi vadisindedir. Orta kesimde 4 büyük kemer vardır.

    Uzun Kemer: Mimar Sinanın yaptığı kemerlerden biridir. Kemerburgazın
    1500 m kadar kuzeybatısıdadır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında
    yaptırılmıştır.

    Güzelce Kemer: Cebeci Köy Kemeri olarak da bilinen eser Kanuni Sultan
    Süleyman devrinde Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Kemerburgazın
    güneyindeki Cebeci Köyün 1500 m. kadar doğusundadır.

    Bahçeköy Kemeri: Sultan Mahmut Kemeri olarak bilinen kemer Bahçeköyden
    Büyükdere'ye doğru 1 km mesafededir. I. Mahmut zamanında 1731'de
    tamamlanmıştır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İstanbul Empty Geri: İstanbul

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:16 pm

    Çeşmeler

    Sultanahmet Çeşmesi (III. Ahmet Çeşmesi): Topkapı sarayının Bab-i
    Hümayun kapısı önündedir. Binanın dört cephesindeki taş ve bronz
    işçiliği yazılar kadar tahta saçaklann süsleri birer sanat şaheseridir.
    Çeşme, klasik dönemin mütevazi çizgilerinden sıyrılmış, hatların
    zerafeti, zenginlik ve güzelliği ile emsalleri arasında sivrilmiştir.

    Üsküdar III. Ahmet Çeşmesi: Üsküdar'da iskele meydanında yer alır.
    1728'de yapılmıştır. Ahşap çatılı ve dört yüzlü bir meydan çeşmesi olup
    mimarlık, hattatlık, taş işçiliği ve şiir sanatının bir şaheseridir.

    Alman Çeşmesi: Sultanahmet meydanında parkın içindedir. Alman
    İmparatoru II. Wilhelm'in İstanbul'u ikinci ziyaretinin anısı için
    bütün kısımları ile Almanya'da yapılmış, İstanbul'a getirilerek
    hazırlanan kemerlerin üzerlerine konmuştur. 20'inci yüzyılın ilk günü
    olan 1 Ocak 1901'de açılış töreni yapılan bu çeşmenin üç kubbesi altın
    mozaik kaplıdır.

    Tophane Çeşmesi: Tophane Meydanındadır. 1732'de I. Mahmut tarafından Hassa Baş Mimarı Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır.

    Beykoz Ishak Ağa Çeşmesi: İstanbul'da Beykoz ilçesindedir. Türkiye çapında en güzel çeşme anıtlarımızdan birisidir.

    Ayazma Çeşmesi: Üsküdar'da Ayazma Camii avlusundadır. 18. yüzyılda III.
    Mustafa tarafından yaptırılan Çeşme devrin mimari özelliklerini taşır.

    Azapkapı Saliha Sultan Çeşmesi: 1732'de Sultan I. Mahmut tarafından annesi Saliha Sultan adına yaptırılmıştır.

    Göksu Çeşmesi: Sultan III. Mustafa'nın eşi ve III. Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından yaptırılmıştır.

    Esma Sultan Çeşmesi: 1799 da III. Ahmet'in kızı Esma Sultan tarafından yaptırılmıştır. Meydan çeşmelerinin bir örneğidir.

    Osmanlı Dönemi İstanbul Çeşmeleri

    Anıtlar ve Meydanlar

    Hipodrom: Günümüze çok az kalıntıları ulaşan Roma devri önemli yapıları
    ve abideleri, Hipodrom çevresinde inşa edilmiştir. "Büyük Saray" diye
    bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanında başlar, aşağılara, deniz
    kenarına kadar uzanırdı. Bu saraydan günümüze bir büyük salonun yer
    mozaik panosu gelebilmiştir. Semt Bizans ve Türk devirlerinde de
    merkezi önemini devam ettirmiştir. İstanbul'un en önemli abideleri
    Ayasofya, Sultan Ahmet Cami, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yere Batan
    Sarnıcı burada, Hipodromun çevresindedir. Günümüzde Hipodromdan
    günümüze Theodosius Dikili Taş, Konstantin Sütunu (Orme Odelisk),
    Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun) ları kalmıştır.

    Theodosius Dikili Taş: Aslı eski Mısır eseridir. MÖ 1547 yıllarında
    Firavun III. Tutmosis (Toothmesis) adına Heliopolis'de dikilmiştir.
    Pembe granitten ve yekparedir. Üzerinde Hiyeroglif yazısı ile II.
    Tutmosis'in zaferleri yazılmıştır. 390 yıllarında Bizans İmparatoru Iç
    Theodosius tarafından İstanbul'a getirilerek Hipodroma dikilmiştir.
    Kaidedeki kabarmalar üzerinde I. Theodosius, oğulları, karısı,
    Arkedios, Honorios ile İmparator II. Valantinianos görülür. Ayrıca
    Hipodrom sahneleri ve anıtın dikilişini gösteren tasvirlerde vardır.

    ¤¤¤lar Sütunu: Topkapı Sarayı dış bahçesinde, Gülhane Parkı Sarayburnu
    girişinde bulunan ve Roma Devri'nden günümüze hiç değişikliğe uğramadan
    gelen çok eski bir abidedir. 3. veya 4. yüzyılda dikilmiş olan bu sütun
    yüksek kaide üzerinde 15 m. boyunda monolit mermerden ibarettir. Sütun
    başı korint üslubunda kartal arması ile süslüdür. ¤¤¤lar'a karşı
    kazanılan zaferden bahseden kitabe satırlarından dolayı abide "¤¤¤lar
    Sütunu" adıyla da anılır.

    Çemberlitaş (Konstantin Sütunu): MS 330'da Başkentin Roma'dan İstanbula
    nakli sebebi ile kentin ikinci tepesindeki büyük oval bir meydan
    ortasında, Konstantinin şerefine dikilmiş olan ve Çemberlitaş sütunu
    olarak da bilinen bu abide orijinalinden daha kısa olarak günümüze
    gelebilmiştir.

    Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun): Bu sütun Delphi'deki Apollon
    tağınağından 4.yüzyılda istanbula getirilmiştir. İstanbuldaki en eski
    anıtlardan birisidir. Orijinalinin M.Ö. 409' da yapıldığı
    bilinmektedir. Birleşmiş olan çeşitli Yunan sitelerinin Perslere galip
    gelmesi üzerine Pers ordusunun silahlarının eritilip dökülmesinden
    meydana getirilmiştir.

    Beyazıt Meydanı: İmparator Teodosius devrinde MS. 393 yılında şehrin en
    büyük meydanı olarak inşa edilmiştir. Ortasındaki dev boyutlu zafer
    takının üzerinde yer alan bronz boğa başlarında dolayı buraya "Form
    Tauri" meydanı ismi verilmiştir. Üzerinde İmparatorun da heykeli
    yükselen zafer takından günümüze bir kaç mermer blok ve sütun
    kalmıştır. Kuzeyde, Fatih'in yaptırdığı ilk sarayın yerinde İstanbul
    Üniversitesi bulunmaktadır. Üniversite girişi abidevi kapı ve bahçedeki
    yangın kulesi 19. yy yapılarıdır. Meydanı süsleyen ve adını veren 15.
    yüzyıl Beyazıt Camii kalabalık ve hareketli Kapalı Çarşının komşusu
    olup, buraya ait külliyeden günümüze medrese, hamam ve dükkanlar
    kalmıştır.

    Korunan Alanlar

    Göknarlık Tabiatı Koruma Alanı

    Polonezköy Tabiat Parkı

    Türkmenbaşı Tabiat Parkı

    Subaşı Havuzlar Çınarı Tabiat Anıtı

    Mesire Yerleri

    Adalar, Yıldız Parkı, Emirgan Korusu, Gülhane Parkı, Boğaziçi, Boğaz,
    Belgrad Ormanı, ****** Ormanı, ****** Ormanı, Çamlıca, Taşdelen,
    Beykoz Çayırı, Karakulak, Polonezköy, Küçük ve Büyükçekmece Gölü,
    Kumburgaz, Kilyos, Piyerloti Kahvesi, Şile gidilecek mesire yerleridir.

    Plajlar

    Büyükada, Beykoz, Poyrazköy, Kilyos ve Sarıyerde plajlar mevcuttur.

    Sportif Etkinlikler

    Kamp-Karavan: Silivri, Büyükçekmece, Küçük Çekmece, Florya, Ataköy, Bakırköy, Kilyos, Şilede kamping yerleri bulmak mümkündür.

    Av Turizmi: Bakırköy, Çatalca, Beykoz ve Şile'de av turizm yapılması mümkündür.

    Bakırköy : Küçüçekmece gölü civarında ender olarak ördek ve yaban kazı,
    Alibeyköy baraj gölü çevresinde ördek ve kaz, Kemerburgaz civarındaki
    Belgrad ormanlarının ava açık olan bölgelerinde yaban domuzu, tilki,
    ender olarak çakal ve kurt sık ormanlarda çulluk, sülün ve yaban
    güvercini avı yapılmaktadır.

    Çatalca: İstanbul'un en çok ava müsait ilçesidir. Kuzey batıda Yalıköy
    bölgesi karaca ve sülün üretim sahası olarak belirlenmiştir. Bunun
    haricinde Binkılıç ve civarında yaban domuzu, çulluk ve yaban
    güvercini, tavşan ve tilki avı yapılmaktadır. Istranca Dağlarının
    yüksek tepelerinde ve sık ormanlıklarda ender de olsa kurta rastlanır.
    Çulluk avı göç zamanlarında dinlenme periodlarında yapılabilir. Orman
    içine sıkışmış ve düzlükte bulunan açıklık alanlarda bıldırcın ve çil
    keklik avı yapılabilir (güney kısımlar). Ayrıca ülkemizde ender olarak
    rastlanan sürülerinden ayrılmış ve giderek orman içinde vahşileşmiş
    mandalar, köy muhtarlığının izni ile avlanabilir. Duru su ve terkoz
    gölleri, ördek ve yaban kazı avı için çok uygun bölgelerdir. Ayrıca
    çevrede bulunan küçük akarsu ve göllerde yukarıda değinilen ördek kaz
    ve su kuşları avı yapılmaktadır. Güney bölgeleri ilçe sınırlan
    dahilinde bıldırcın, üveyik, çil, keklik, tavşan ve tilki avlanması
    uygundur. Kuzey bölgelerinde ormanlık alanlarda yaban domuzu ve çulluk
    avı yapılır. Sinekli yöresi sülün koruma sahası olarak belirlenmiştir.

    Beykoz: İlçe sınırlarının kuzeydoğu tarafinda çulluk, tavşan ve tilki
    avı ile ender olarak Dağ kekliği bulunur. Ömerli baraj gölü civarında
    kaz ve ördek avı yapılır. Sık ormanlık alanlarda yaban domuzu avı da
    yapılmaktadır.

    Şile: Asya bölümünde şehrin en iyi av yapılabilen bölümüdür. Karadeniz
    kıyısındaki ormanlar yaban domuzu ve çulluk avı için uygun bölgelerdir.
    Göç zamanlarında çevre dere ve küçük göllerde (Rez ve Riva) yaban kazı
    ve yaban ördeği avı yapılmaktadır.

    Yatçılık: İstanbul'da yatçılar için popüler bir başlangıç noktasıdır.
    Yatcılar Kuzey Denizi'nden başla¤¤¤¤¤ Avrupa içinden kanallar yoluyla
    Ren ve Tuna Nehirlerini kullanarak Karadeniz'e, İstanbul Boğazı ve
    marinalarına açılabilirler. İki kıta arasında uzanan köprülerin altındaki İstanbul Boğazı ve Adalar'ın güzel koylarında yatçıların tercih ettiği bir güzergahtır.

    Bölgenin iki büyük marinası bulunmaktadır.

    Golf İstanbul'da Turizm Bakanlığından işletme belgesi bulunan iki golf tesisi bulunmaktadır.

    Kuş Gözlem Alanı

    Büyük Çekmece Gölü ve Şile Adaları Kuş Alanları İstanbul'da bulunmaktadır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İstanbul Empty Geri: İstanbul

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:16 pm

    Sanat, Kültür ve Eğlence

    İstanbul uluslararası bir sanat ve kültür merkezidir. Uluslararası
    Sanat ve Kültür Festivali, dünyanın her tarafından gelen sanatçıların
    iştirakiyle, her yıl, Haziran ve Temmuz aylarında burada
    gerçekleşmektedir. Gösterilerin çoğu ****** Kültür Merkezi'nde
    yapılmaktadır. Klasik müzikten hoşlananlar bu tür müziği Cemal Reşit
    Rey Salonu'nda dinleyebilirler. Operalar, operetler, baleler, filmler,
    konserler, sergi ve konferanslar şehrin kültürel paletinde yer alırlar.
    İstanbul'un ışık gösterisi programı da çok zengindir. Türk
    şarkılarından meşhur göbek dansına uzanan örneklerle, gece kulüpleri
    akşam yemeği sırasında hoş eğlence mekanlarıdır.

    Modern diskolar, kabareler ve caz kulüpleri Taksim - Harbiye
    semtindedirler. Sultanahmet'teki restorasyon görmüş Bizans ve Osmanlı
    yapılarında yer alan lokantalar dışarıda bir akşam geçirilecek hoş
    yerlerdir.

    Kumkapı, birçok tavernası, barları ve balık restoranlarıyla çekici
    diğer bir semttir. Yıllardan beri insanlar bir iki lokma atıştırmak ve
    özel deniz mahsullerinden tatmak için, Beyoğlu'ndaki Çiçek Pasajı'nda
    buluşmaktadırlar. Çiçek Pasajı'nın yanındaki dar Nevizade Sokağı rakı
    içmek ve Türk yemeklerinden tatmak için İstanbul'daki en iyi yerdir.
    Boğaz'da Ortaköy, gece kulüpleri, caz kulüpleri, mükemmel deniz mahsulü
    sunan restoranları ve barlarıyla İstanbul gece hayatının en iyi
    yeridir. Eminönü'ndeki geleneksel Osmanlı kıyafetleri içindeki yine
    geleneksel Osmanlı kayıklarındaki balıkçıları görüp, sandallarından
    meşhur kızartılmış balıklarından tatma fırsatı kaçırılmamalıdır.

      Forum Saati Çarş. Mayıs 08, 2024 4:40 pm