ARSİN
Arsin İlçesi Ortaçağdan bu yana yerleşim merkezi olarak varlığını sürdürmekte olup, Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u Fethi ile 26 Ekim 1461 tarihinde Osmanlı topraklarına katılmıştır. 13 Nisan 1916 tarihinde Rus işgaline uğrayan Arsin 24 Şubat 1918 tarihinde işgalden kurtarılmıştır.
Arsin, 1946 yılına kadar Yomra İlçesine bağlı iken bu tarihte bucak olmuştur. 1957 yılında çıkarılan 7033 Sayılı Yasayla İlçe durumuna gelmiş ve 4 Nisan 1959 tarihinde fiilen teşkilatlandırılmıştır.
Arsin, temiz ve arınmış anlamına gelmektedir. Bu adını, tabii plaj durumundaki İlçe kıyılarındaki temiz kumsallardan aldığı söylenmektedir.
BEŞİKDÜZÜ
Trabzon'un batı yakasının sınırıdır Beşikdüzü. Doğusunda Vakfıkebir İlçesi, Batısında Giresun'un Eynesil ilçesi, kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Şalpazarı ilçesi ve kısmen Tonya İlçesinin İskenderli Beldesi ile çevrili, denizden yüksekliği 10 metre olan şirin bir yerleşim merkezidir. 2000 yılı nüfus sayımına göre ilçe merkezinde 44307, köylerinde 21857 kişi yaşamaktadır. Yıl 1834 Beşikdüzü Padişah fermanı ile kuruldu. Şalpazarı İlçesi dahil olmak üzere 80 yıl müstakil tam teşkilatlı ilçe gibi ilçe gibi idari teşkilatta yerinin alır. 1914 1. Dünya Harbi arifesinde valilik kararı ile Vakfıkebir'e bağlanmışsa da müstakil oluşunu devam ettirir. 7/12/1953 gün ve 4/1949 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile eskiden olduğu gibi Bucak Sulh Hakimliği, Nüfus, Tapu Sicil Müdürlüğü, Özel İdare Müdürlüğü, Noterlik gibi teşkilatları kurulur. Ancak 1958 yılında Tapu ve Ziraat Dairesi hariç diğer devlet daireleri kaldırılır. Dilden dile nakil edilen sahih rivayetlere göre çevre halkı 13 ve 14. yy' larda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen Türkmen boylarını torunlarıdır. Bugünkü köy adlarının dikkat edildiğinde rivayetlerin doğruluğu ispatlanmış olur.
Mesala, Oğuz, Türkelli, Şahmelik, Kalegüney, Anbarlı, Seyitahmet eldeki en eski belgelere göre Beşikdüzü'nün 1834 yılında Padişah 2. Sultan Mahmut Fermanı İle resmen kurulduğunu öğreniyoruz. Kısa bir müddet sonra tayin edilen Nahiye Müdürü 30 kadar zaptiyesi ile işe başlamıştır. Bu müdür ayrıca o zaman nahiye olan Vakfıkebir ve Tonya'ya da baktığından her birinde 4'er ay kalarak başlangıçta mülki idare ile bu şekilde yürütülmüştür. O zamana kadar süre gelen ahir idaresi resmi yönetime düşmüştür.
Beşikdüzü bir müddet Görele ilçesine sığına Şarlı adı ile bağlı kalmıştır. Buradan ayrıldıktan sonra doğruca Trabzon vilayet merkezine tıpkı ilçe merkeziymiş gibi bağlanmıştır. Böylece dahi müstakil ve tam teşkilat ile yöre idaresinin özellikle ilçe milli eğitimde hizmetlerini yürütmüştür o zamanların usulüne göre her kazanan bir mümessil ile vilayet meclisine gönderilirken Beşikdüzü'nde kaza imiş gibi bir mümessilimizin bulunurdu son mümessilimiz nahiyenin Zemberek köyünden İspiroğullarından Kadı Mehmet Efendi'dir.
1914 1. Dünya Savaşı arifesinde ve mümessillimizin de hazır bulunduğu vilayet meclisinde ekseriyetle alınan bir kararla Vakfıkebir'e bağlanmıştır. İlçemiz 150 senelik mazisinin 80 yılı bir ilçe gibi geçirmiştir. Beşikdüzü 4 Temmuz 1987 tarih ve 19507 sayılı resmi gazetede yayınlanan 3797 sayılı kanunla ilçelik hürriyetini kazanmış ve ilk kaymakamı 04 ağustos 1998 tarihinde atanarak görevine başlamıştır.
Not. Kaymakamlıkların web sayfası olmayan ilçelerimizde belediyelerinkileri kullanıyoruz.
ÇARŞIBAŞI
Çarşıbaşı İlçesi Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon - Giresun sahil yolu üzerinde , Trabzon ilinin 34 km. batısında kurulmuş güzel bir yerleşim merkezidir Çarşıbaşı'nın eski adı İskefiye olup 1962 yılında değiştirilmiştir . Bunun yanında , Vakfıkebir ' de kurulan pazara gidecek olan insanların konaklama yeri olduğu için Çarşıbaşı'na Pazarönü de denilmekteydi. Çarşıbaşı Trabzon'dan ayrı olarak düşünülemez . Bu bakımdan Çarşıbaşı'nın Trabzon tarihi içerisinde incelemek gerekir . Zaten Çarşıbaşı Tarihi'ni aydınlatacak araştırmalar da henüz yapılmış değildir .
Trabzon'a ve Çarşıbaşı'na ilk yerleşenlerin kimler oldukları tam olarak bilinemiyor . Ancak Milet' lilerin Trabzon çevresine yerleşmelerinden çok önceleri bu yörede yerli toplulukların yaşadıkları, hatta Türk oldukları bilim adamlarınca kabul edilen İskit' lerin buraya yerleştikleri ileri sürülmektedir. Miletliler ekonomik amaçlarla Karadeniz' e açılmış, önce Sinop' ta koloni kurup bundan sonra Doğu Karadeniz'e doğru gelişmelerini sürdürmüşler, Trabzon ve çevresine hakim olmuşlardır. Miletliler Trabzon ' da koloni kurup etrafını da kontrol altına almışlardır. Trabzon' da Milet egemenliği 700 yıl devam etmiştir. Bu süre içerisinde Sinop' tan gönderdikleri valiler aracılığı ile Trabzon ve çevresini yönetmişlerdir .Miletliler ekonomik amaçlarla Karadeniz'e açılmış,önce Sinop'ta koloni kurup bundan sonra Doğu Karadeniz'e doğru gelişmelerini sürdürmüşler, Trabzon ve çevresine hakim olmuşlardır. Miletliler Trabzon ' da koloni kurup etrafını da kontrol altına almışlardır . Trabzon ' da Milet egemenliği 700 yıl devam etmiştir . Bu süre içerisinde Sinop 'tan gönderdikleri valiler aracılığı ile Trabzon ve çevresini yönetmişlerdir .
Bundan sonra Pers' ler Trabzon ' a hakim olmuşlar ve Hellenistik Döneme kadar hakimiyeti ellerinde tutmuşlardır. Hellenistik Dönemin sonunda Trabzon ve çevresi Pont krallığına bağlanmıştır. Daha sonra Romalılar Trabzon'a hakim olmuşlar ve 395 yılına kadar roma hakimiyeti devam etmiştir . Bu tarihte Roma ikiye ayrıldığı için Trabzon ve çevresi Doğu Roma İmparatorluğu'nun kontrolü altına girmiştir . Doğu Roma İmparatorluğu zamanında Trabzon'un kale dışındaki yerleşim merkezlerine Bayburt üzerinden Çepni ve Yüreğir Türkleri göç ederek yerleşmeye başlamışlardır. Daha sonra Bizans'ı hakimiyeti altına alan Latinler'den kaçan bir kısım Rumlar Gürcüler'den aldıkları yardımla Trabzon'a gelerek burada Pontus Rum İmparatorluğu'nu kurmuşlardır.
Pontus Rum hakimiyeti Fatih Sultan Mehmet ' in Trabzon'u fethine kadar devam etmiştir. Pontus Rumları son zamanlarında Akkoyunlular ile yakınlık kurarak güçlenmeye çalışmışlardır. Sultan II. Mahmut zamanında, denizden bir Rus baskınını önlemek, memleket savunmasını kolaylaştırmak amacı ile Trabzon kıyılarına top tabyaları yerleştirilmeye başlanmıştır. Bunlardan birisi de Çarşıbaşı'na kurulmuştur. Bu top tabyalarının görevini tam olarak yerine getirebilmesi için asker ve malzeme yönünden eksikleri giderilmiş ve bu hususta emirler yayınlanmıştır. Bunun yanı sıra, devam eden Osmanlı-Rus harbi için bu yöreden asker alınması amacı ile bir emir çıkarılmış ( 1828 ) ve Vakfıkebir ' den 140 kişinin alınacağı belirtilmiştir .
Tanzimat sonrasında Trabzon vilayet olunca etrafındaki merkezler Trabzon'dan yönetilmeye başlanmıştır. Çarşıbaşı ise Vakfıkebir'e bağlanmış ve bu bağlılık uzun süre devam etmiştir.
Fatih Sultan Mehmet 1461 yılında karadan ve denizden Trabzon' u muhasara ederek, buradaki Pontus Rum hakimiyetine son vermiştir.Trabzon 'un kısa sürede Türkleşmesi ve Müslüman bir şehir statüsüne kavuşması için diğer fethedilen yerlerde uygulanan iskan politikası burada uygulanır. Samsun, Niksar, Ladik, Bafra, Osmancık, Çorum, Tokat ve Torul ' dan Türk aileler getirilip Trabzon ve çevresine yerleştirilir. Böylece Trabzon ve çevresi Türk nüfusunun yerleşimine açılmış olur. Osmanlı Devleti zamanında sancak olan Trabzon' a etrafındaki yerleşim merkezleri bağlanır. Bu durum Kanuni Sultan Süleyman'ın tahta geçişine kadar devam etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Trabzon ve çevresi Erzurum' a bağlanır. Kanuni Sultan Süleyman'ın vefatından sonra Trabzon Erzurum'dan ayrılır. 16 . ve 17 . yüzyıllarda Trabzon ve etrafındaki yerleşim yerlerinin ekonomik ve sosyal bakımdan iyi bir durumda olduğu görülüyor. Nitekim 17 . yüzyılda Trabzon'u gezen ünlü seyyahımız Evliya Çelebi " Seyahatname " isimli eserinde Vakfıkebir ve Çarşıbaşı hakkında şunları yazmıştır.
" Yine kuzeye gidip Kilye ( Kılıta ) kalesine geldik . Bu da Trabzon'un nahiyalerindendir. Gayet mamur köyleri vardır. Tek başına zeamet olup subaşısı vardır. Deniz kıyısında bir yüksek tepe üzerinde Ceneviz yapısı eski bir kalesi vardır. Buradan Poruz Burnu ( Yoroz ) kalesine geldik. Bu kale deniz kıyısında kayalık bir durum üzerinde dört köşe şeklinde yapılmış ve küçük bir kale olup dört tarafında mamur köyler vardır. Bir Rum papazı tarafından yapıldığı için Poruz ( Yoroz ) kalesi derler. "
Birinci Dünya Savaşı'nda Ruslar'a karşı açılan Doğu Cephesi'ne Trabzon' un bir çok yerinden ve bu arada Çarşıbaşı'ndan da askerler katılmıştır. Bu askerlerden bir çoğu salgın hastalıklar ve dondurucu soğuklardan dolayı şehit düşmüştür. Ardından Ruslar' ın Trabzon'u işgal etmeleri üzerine burada düşman esareti altında yaşayamayacağını anlayan insanlarımız göç etmek zorunda kalmış ve İzmit' e kadar olan yerlere gitmişlerdir. Göç etmeyen insanlarımız ise, kendi köyünü düşmana vermemek için direnmişler ve düşmanlar bu köylere girememişlerdir.Göç eden insanlarımızın gittikleri yerlerde açlıkla, salgın hastalıklarla ve kendi topraklarından ayrı kalmanın hüznü içerisinde büyük sıkıntılarla karşılaştıklarını söylemek mümkündür. Çarşıbaşı'ndan göç eden insanlar geri döndüklerinde medrese ve karakol binası ile diğer yerlerin yakıldığını taş üstünde taş kalmadığını görmüşlerdir. Çarşıbaşı bundan sonra Vakfıkebir' e bağlılığını sürdürmüş, 1944 yılında bucak olmuş, 01. 12. 1954 tarihinde Çarşıbaşı Belediyesi kurulmuş ve 12. 08. 1991 tahinde ilçe olmuştur.