Evimiz, Sanki Bir Cennet
Vaktiyle fakir bir adamcağız, salihlerden bir zatın huzuruna gelerek;
-Ne olur bize yardım edin, yoksa çıldıracağız. Kendim, hanımım ve çocuklarım, iki odalı bir evde yaşıyoruz. Herkesin siniri tepesinde. Birbirimize bağırıp, çağırıp duruyoruz. Ev sanki bir Cehenneme döndü. Bize geniş bir ev lazım, ama almaya da gücümüz yok. Ne olur bize bir çare, diyerek içinde bulunduğu sıkıntıyı, şikayet ederek dile getirir. Bunları dinleyen mübarek zat;
-Sana söyleyeceğim şeyi yapacağına söz verir misin? diye sorar. Adamcağız;
-Efendim, yemin ederim, ne söylerseniz, ne emrederseniz yapacağım der. Bunun üzerine o zat; -Kaç hayvanınız var? diye sorar. Adamcağız da;
-Efendim, bir ineğimiz, dört keçimiz ve altı tavuğumuz var diye cevap verir. Bu cevabı alan mübarek zat;
-Bu hayvanların hepsini evin içine alın ve bir hafta sonra da yanıma gelin, buyurur.
Adamcağız aldığı bu cevap karşısında çok şaşırır, şok olur! Zaten ev kendilerine yetmezken bir de hayvanları içeri alırsa halimiz nice olur diye kara kara düşünmeye başlar. Ama ne söylenirse, ne emredilirse yapacağına dair söz verdiği için, çaresiz buyurulanı yapar ve hayvanların hepsini eve alır. Bir haftayı zor tamamlar. Perişan, bitkin bir halde mübarek zatın huzuruna gelir. Acı ve kederle inleyerek;
-Efendim, mahvolduk, perişan haldeyiz. Evin her tarafı pislik ve koku içinde. Hayvanların çıkardığı sesler, gürültüler ise işin cabası. Velhasıl evde hepimiz aklımızı kaçırmak üzereyiz, diyerek halini arz eder. Bunun üzerine o zat;
-Tamam şimdi git ve evdeki hayvanların hepsini dışarı çıkar buyurur.
Adamcağız bunları duyar duymaz hemen, hem de hiç durmadan koşarak evinin yolunu tutar ve hayvanların hepsini dışarı çıkarır. Hayvanları evden çıkarmanın ardından, evdeki pislikleri temizlerler, odaları havalandırırlar. Ev temizlenmiş, genişlemiş ve ferahlamıştır. Bu hali gören adamcağız, çok sevinir ve rahatlar. Hemen ertesi gün de, o zatın huzuruna çıkar ve;
-Efendim, hayat ne kadar güzelmiş, bizim ev de ne kadar ferahmış. Evimiz, öyle sessiz, öyle temiz ve öyle geniş ki, sanki bir Cennet der.
İnsanlara dünyada iken gelen sıkıntılar, sabredildiği takdirde, günahlara kefaret olmaktadır. Cehennemdeki çok şiddetli azapların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi, insanlar için çok büyük bir nimettir.
Vaktiyle fakir bir adamcağız, salihlerden bir zatın huzuruna gelerek;
-Ne olur bize yardım edin, yoksa çıldıracağız. Kendim, hanımım ve çocuklarım, iki odalı bir evde yaşıyoruz. Herkesin siniri tepesinde. Birbirimize bağırıp, çağırıp duruyoruz. Ev sanki bir Cehenneme döndü. Bize geniş bir ev lazım, ama almaya da gücümüz yok. Ne olur bize bir çare, diyerek içinde bulunduğu sıkıntıyı, şikayet ederek dile getirir. Bunları dinleyen mübarek zat;
-Sana söyleyeceğim şeyi yapacağına söz verir misin? diye sorar. Adamcağız;
-Efendim, yemin ederim, ne söylerseniz, ne emrederseniz yapacağım der. Bunun üzerine o zat; -Kaç hayvanınız var? diye sorar. Adamcağız da;
-Efendim, bir ineğimiz, dört keçimiz ve altı tavuğumuz var diye cevap verir. Bu cevabı alan mübarek zat;
-Bu hayvanların hepsini evin içine alın ve bir hafta sonra da yanıma gelin, buyurur.
Adamcağız aldığı bu cevap karşısında çok şaşırır, şok olur! Zaten ev kendilerine yetmezken bir de hayvanları içeri alırsa halimiz nice olur diye kara kara düşünmeye başlar. Ama ne söylenirse, ne emredilirse yapacağına dair söz verdiği için, çaresiz buyurulanı yapar ve hayvanların hepsini eve alır. Bir haftayı zor tamamlar. Perişan, bitkin bir halde mübarek zatın huzuruna gelir. Acı ve kederle inleyerek;
-Efendim, mahvolduk, perişan haldeyiz. Evin her tarafı pislik ve koku içinde. Hayvanların çıkardığı sesler, gürültüler ise işin cabası. Velhasıl evde hepimiz aklımızı kaçırmak üzereyiz, diyerek halini arz eder. Bunun üzerine o zat;
-Tamam şimdi git ve evdeki hayvanların hepsini dışarı çıkar buyurur.
Adamcağız bunları duyar duymaz hemen, hem de hiç durmadan koşarak evinin yolunu tutar ve hayvanların hepsini dışarı çıkarır. Hayvanları evden çıkarmanın ardından, evdeki pislikleri temizlerler, odaları havalandırırlar. Ev temizlenmiş, genişlemiş ve ferahlamıştır. Bu hali gören adamcağız, çok sevinir ve rahatlar. Hemen ertesi gün de, o zatın huzuruna çıkar ve;
-Efendim, hayat ne kadar güzelmiş, bizim ev de ne kadar ferahmış. Evimiz, öyle sessiz, öyle temiz ve öyle geniş ki, sanki bir Cennet der.
İnsanlara dünyada iken gelen sıkıntılar, sabredildiği takdirde, günahlara kefaret olmaktadır. Cehennemdeki çok şiddetli azapların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi, insanlar için çok büyük bir nimettir.