Ahiretle ilgili iman esaslarının en mühimi Cennet
ve Cehennem'in varlığına inanmaktır. Kur'an-ı Hakim ve sünnet-i
seniyyede Cennet ve Cehennem çok açık ifadelerle anlatılmış ve üzerinde
çok durulmuştur. Onlardan şüphe etmek veya varlıklarını bir temsil
zannetmek küfürdür. Cennet ve Cehennem'le ilgili ayet ve hadisleri
inceleyen İslam alimleri şu neticeleri tesbit etmişlerdir:
*Cennet ve Cehennem şu anda yaratılmış olup mevcutturlar. Kur'an ve
sünnetin ortaya koyduğu ve İslam alimlerinin ittifak ettikleri görüş
budur. Nerede olduklarını ilahi ilme havale etmek en
uygunudur.[Aliyyü'l-Kari, Şerhu Fıkhı'l-Ekber, 168; Edib keylânî,
Avnu'l-Mürid Şerhu Cevhereti't-Tevhid, M, 1098.]
*Hz. Rasulullah (s.a.v) Efendimiz Mi'raç'ta Cennet'i ve Cehennem'i görmüştür.
*Cennet mü'minlerin, Cehennem ise kafir ve münafıkların son durağıdır.
*Allahu Teala Cennet'i müminlere vadetmiş ve müjdelemiştir. Kalbinde
zerre kadar imanı ve Allah sevgisi olan kimseler sonuçta Cennet'e
girecektir. Cehennem'i ise kafir ve münafıklara hazırlamıştır. Ondan
kaçmaları mümkün değildir. Bu ilahi bir hükümdür. Kesin olarak verilmiş
bir sözdür. Allahu Teala'nın her sözü haktır, tahakkuku muhakkaktır.
*Şeytan ve kendisine tabi olan kafir cinler de ebedi Cehennem'dedir.
*Ehl-i Sünnet inancına göre Cennet de Cehennem de devamlı ve ebedidir;
son bulmazlar, ikisinde de ölüm yoktur. Hadis-i şerifte belirtildiği
üzere, Cennet ehli Cennet'e, Cehennemlikler de Cehennem'e girdikten
sonra, Allahu Teala'nın emriyle ölüm bir koç suretinde ortaya getirilir
ve boğazlanır. Ölüm de ölmüş olur. İşte o zaman Cennetliklerin sevinci,
Cehennemliklerin de hüznü ve kederi iyice artar.(Buhari, No:6548;
Müslim, No:2850; Tirmizi, No:2558.) Çünkü artık ölüm yoktur ki ölüp de
ateşten kurtulsunlar.
*Cennet, derece derecedir. Sekiz kapısı mevcuttur. Oraya giren herkesin
dünyadaki ameline göre bir makamı, irfanına göre derecesi ve manevi
lezzetleri vardır. Dünyada Allahu Teala'yı tanıma ölçüsünde ariflere
Cennet'te ilahi yakınlık, Cemalullah'tan haz alma ve özel iltifatlara
mazhar olmak mümkün olur.(Edib Keylânî, Avnu'l-Mürid Şerhu
Cevhereti't-Tevhid, II, 1114.)
Cennet'te en yüksek makam "Vesile" olup Allah'ın Habibi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimize aittir.
*Cennet'te en büyük nimet Allahu Teala'nın cemalini seyretmek
olacaktır. Bir büyük nimet de alemlerin Rabbinin Cennet'e girenlerden
razı olması ve bir daha kendilerine gazap etmemesidir. Cennetteki en
tatlı nimetlerden birisi de bütün alemlere rahmet yapılan Allah'ın
Habibi, kainatın Efendisi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizle buluşmak ve
O'na komşu olmaktır. Diğer bütün nimet ve zevkler bunların
aşağısındadır.
*Cennet'te görev yapan, mü'minlere selam veren melekler mevcuttur.
Reisleri ve Cennetin kapıcısı "Rıdvan" isimli melektir. Cennet
hizmetçilerine "Gılman" denir. Erkek mü'minlere hediye edilecek
zevcelere "Huri" ismi verilir.
*Dünyada karı koca olanlar, Cennet'te de karı koca olarak beraber
olurlar. Kocası olmayan kadınlar veya bakire mü'mineler Cennet ehli
olan kimselerle evlendirilir.
*Herkes Cennet'e genç ve güzel bir surette girer. Orada ihtiyarlamak yoktur.
*Cennet'teki nimetler, vaziyet ve haller, dünyadaki nimet ve durumlara
benzemez, ikisi arasında sadece isim benzerliği vardır. O alemdeki her
şey kendi şartlarına göredir. Orada sadece ilahi dostluk, hamd, zikir,
şükür vardır. Nefsin her istediği kendisine verilir. Çalışmak,
yorulmak, üzülmek, sıkılmak, usanmak yoktur. Cennet, kesb/çalışma yeri
değil, keyf ve rahatlama yeridir. Orası sebepler alemi değil, ilahi
kudretin açıkça tecelli ettiği yerdir.
*Cehennem'dekiler için en büyük azap, Allahu Teala'nın kendilerine
gazap etmesi ve onlara bir daha rahmet nazarı ile bakmamasıdır. Bütün
dehşetiyle diğer azap çeşitleri bunun yanında az kalır.
*Cehennem'de yanıp kül olmak; tükenip kaybolmak ve böylece azaptan
kurtulmak yoktur. Ateşte yanan ve eriyen vücut yeniden yaratılır, ilk
haline getirilir ve azap taze vücut üzerinde devam eder. Bu hep böylece
sürer.(Nisa, 56.)
*Cehemmede görevli azap melekleri vardır. Reisleri Mâlik'tir. Azap
melekleri Cehennem'in ateşinden etkilenmezler; ateş onlara bir zarar
vermez. Bu melekler Cehennem'dekilere merhamet etmezler, hallerine
acımazlar. Allah tarafından kendilerine ne görev verildi ise onu tam
olarak yerine getirirler.
Bu bölümü, Zümer sûresinin ahiretteki en son durumu anlatan ayetleri
ile kapatıyoruz: Rahman ve Rahim olan Rabbimiz bu ayetlerde buyuruyor
ki:
"Mahşerin kurulduğu yer, Rabbinin nuru ile aydınlatılır, herkesin
amelinin yazıldığı kitap ortaya konur, peygamber ve şahitler getirilir
ve aralarında hakkaniyetle hüküm verilir; onlardan hiç kimseye
zulmedilmez."
"Herkes ne amel yapmışsa karşılığı tastamam verilir. Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir."
"Allah'ı ve ayetlerini inkar edenler bölük halinde Cehennem'e sürülür.
Oraya geldikleri zaman kapıları açılır. Cehennem bekçileri onlara:
"Size içinizden Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı
hatırlatan peygamberler gelmedi mi?" derler. Onlar: "Evet, geldi"
derler. Fakat ne çare ki, azap hükmü kafirlerin üzerine hak olmuştur."
Onlara: "İçinde ebediyyen kalacağınız Cehennem'in kapılarından girin;
kibirlenip hakkı inkar edenlerin yeri ne kötü!" denilir.(Zümer, 69-75.)
"Rabblerinden korkan ve emrine isyandan kaçınan mü'minler ise, bölük
bölük Cennet'e sevkedilirler. Oraya varıp da kapıları açıldığında
Cennet'in bekçileri: "Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedi kalmak
üzere girin buraya" derler."
"Onlar da: "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi dilediğimiz
yerinde oturacağımız bu Cennet yurduna varis kılan Allah'a hamdolsun.
İyi amelde bulunanların mükafatı ne güzelmiş." derler."
"O esnada melekleri de görürsün ki, Rablerine hamd ile teşbih ederek
Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık kulların aralarında adaletle
hükmolunmuştur. En son olarak: Alemlerin Rabbi olan Allah'a homdolsun
denilir."
Hamdolsun alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'a.
ve Cehennem'in varlığına inanmaktır. Kur'an-ı Hakim ve sünnet-i
seniyyede Cennet ve Cehennem çok açık ifadelerle anlatılmış ve üzerinde
çok durulmuştur. Onlardan şüphe etmek veya varlıklarını bir temsil
zannetmek küfürdür. Cennet ve Cehennem'le ilgili ayet ve hadisleri
inceleyen İslam alimleri şu neticeleri tesbit etmişlerdir:
*Cennet ve Cehennem şu anda yaratılmış olup mevcutturlar. Kur'an ve
sünnetin ortaya koyduğu ve İslam alimlerinin ittifak ettikleri görüş
budur. Nerede olduklarını ilahi ilme havale etmek en
uygunudur.[Aliyyü'l-Kari, Şerhu Fıkhı'l-Ekber, 168; Edib keylânî,
Avnu'l-Mürid Şerhu Cevhereti't-Tevhid, M, 1098.]
*Hz. Rasulullah (s.a.v) Efendimiz Mi'raç'ta Cennet'i ve Cehennem'i görmüştür.
*Cennet mü'minlerin, Cehennem ise kafir ve münafıkların son durağıdır.
*Allahu Teala Cennet'i müminlere vadetmiş ve müjdelemiştir. Kalbinde
zerre kadar imanı ve Allah sevgisi olan kimseler sonuçta Cennet'e
girecektir. Cehennem'i ise kafir ve münafıklara hazırlamıştır. Ondan
kaçmaları mümkün değildir. Bu ilahi bir hükümdür. Kesin olarak verilmiş
bir sözdür. Allahu Teala'nın her sözü haktır, tahakkuku muhakkaktır.
*Şeytan ve kendisine tabi olan kafir cinler de ebedi Cehennem'dedir.
*Ehl-i Sünnet inancına göre Cennet de Cehennem de devamlı ve ebedidir;
son bulmazlar, ikisinde de ölüm yoktur. Hadis-i şerifte belirtildiği
üzere, Cennet ehli Cennet'e, Cehennemlikler de Cehennem'e girdikten
sonra, Allahu Teala'nın emriyle ölüm bir koç suretinde ortaya getirilir
ve boğazlanır. Ölüm de ölmüş olur. İşte o zaman Cennetliklerin sevinci,
Cehennemliklerin de hüznü ve kederi iyice artar.(Buhari, No:6548;
Müslim, No:2850; Tirmizi, No:2558.) Çünkü artık ölüm yoktur ki ölüp de
ateşten kurtulsunlar.
*Cennet, derece derecedir. Sekiz kapısı mevcuttur. Oraya giren herkesin
dünyadaki ameline göre bir makamı, irfanına göre derecesi ve manevi
lezzetleri vardır. Dünyada Allahu Teala'yı tanıma ölçüsünde ariflere
Cennet'te ilahi yakınlık, Cemalullah'tan haz alma ve özel iltifatlara
mazhar olmak mümkün olur.(Edib Keylânî, Avnu'l-Mürid Şerhu
Cevhereti't-Tevhid, II, 1114.)
Cennet'te en yüksek makam "Vesile" olup Allah'ın Habibi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimize aittir.
*Cennet'te en büyük nimet Allahu Teala'nın cemalini seyretmek
olacaktır. Bir büyük nimet de alemlerin Rabbinin Cennet'e girenlerden
razı olması ve bir daha kendilerine gazap etmemesidir. Cennetteki en
tatlı nimetlerden birisi de bütün alemlere rahmet yapılan Allah'ın
Habibi, kainatın Efendisi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizle buluşmak ve
O'na komşu olmaktır. Diğer bütün nimet ve zevkler bunların
aşağısındadır.
*Cennet'te görev yapan, mü'minlere selam veren melekler mevcuttur.
Reisleri ve Cennetin kapıcısı "Rıdvan" isimli melektir. Cennet
hizmetçilerine "Gılman" denir. Erkek mü'minlere hediye edilecek
zevcelere "Huri" ismi verilir.
*Dünyada karı koca olanlar, Cennet'te de karı koca olarak beraber
olurlar. Kocası olmayan kadınlar veya bakire mü'mineler Cennet ehli
olan kimselerle evlendirilir.
*Herkes Cennet'e genç ve güzel bir surette girer. Orada ihtiyarlamak yoktur.
*Cennet'teki nimetler, vaziyet ve haller, dünyadaki nimet ve durumlara
benzemez, ikisi arasında sadece isim benzerliği vardır. O alemdeki her
şey kendi şartlarına göredir. Orada sadece ilahi dostluk, hamd, zikir,
şükür vardır. Nefsin her istediği kendisine verilir. Çalışmak,
yorulmak, üzülmek, sıkılmak, usanmak yoktur. Cennet, kesb/çalışma yeri
değil, keyf ve rahatlama yeridir. Orası sebepler alemi değil, ilahi
kudretin açıkça tecelli ettiği yerdir.
*Cehennem'dekiler için en büyük azap, Allahu Teala'nın kendilerine
gazap etmesi ve onlara bir daha rahmet nazarı ile bakmamasıdır. Bütün
dehşetiyle diğer azap çeşitleri bunun yanında az kalır.
*Cehennem'de yanıp kül olmak; tükenip kaybolmak ve böylece azaptan
kurtulmak yoktur. Ateşte yanan ve eriyen vücut yeniden yaratılır, ilk
haline getirilir ve azap taze vücut üzerinde devam eder. Bu hep böylece
sürer.(Nisa, 56.)
*Cehemmede görevli azap melekleri vardır. Reisleri Mâlik'tir. Azap
melekleri Cehennem'in ateşinden etkilenmezler; ateş onlara bir zarar
vermez. Bu melekler Cehennem'dekilere merhamet etmezler, hallerine
acımazlar. Allah tarafından kendilerine ne görev verildi ise onu tam
olarak yerine getirirler.
Bu bölümü, Zümer sûresinin ahiretteki en son durumu anlatan ayetleri
ile kapatıyoruz: Rahman ve Rahim olan Rabbimiz bu ayetlerde buyuruyor
ki:
"Mahşerin kurulduğu yer, Rabbinin nuru ile aydınlatılır, herkesin
amelinin yazıldığı kitap ortaya konur, peygamber ve şahitler getirilir
ve aralarında hakkaniyetle hüküm verilir; onlardan hiç kimseye
zulmedilmez."
"Herkes ne amel yapmışsa karşılığı tastamam verilir. Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir."
"Allah'ı ve ayetlerini inkar edenler bölük halinde Cehennem'e sürülür.
Oraya geldikleri zaman kapıları açılır. Cehennem bekçileri onlara:
"Size içinizden Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı
hatırlatan peygamberler gelmedi mi?" derler. Onlar: "Evet, geldi"
derler. Fakat ne çare ki, azap hükmü kafirlerin üzerine hak olmuştur."
Onlara: "İçinde ebediyyen kalacağınız Cehennem'in kapılarından girin;
kibirlenip hakkı inkar edenlerin yeri ne kötü!" denilir.(Zümer, 69-75.)
"Rabblerinden korkan ve emrine isyandan kaçınan mü'minler ise, bölük
bölük Cennet'e sevkedilirler. Oraya varıp da kapıları açıldığında
Cennet'in bekçileri: "Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedi kalmak
üzere girin buraya" derler."
"Onlar da: "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi dilediğimiz
yerinde oturacağımız bu Cennet yurduna varis kılan Allah'a hamdolsun.
İyi amelde bulunanların mükafatı ne güzelmiş." derler."
"O esnada melekleri de görürsün ki, Rablerine hamd ile teşbih ederek
Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık kulların aralarında adaletle
hükmolunmuştur. En son olarak: Alemlerin Rabbi olan Allah'a homdolsun
denilir."
Hamdolsun alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'a.