CHP'li Kılıçdaroğlu, hukuka olan güveni
güçlendirmeleri, yasama ve yürütme organlarının,
hukukun üstünlüğünü her ortamda koruması
gerektiğini dile getirdi.
Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay'ın, Ergenekon'a yönelik
açıklamalarının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu,
Günay'ın, kamuoyunda oluşan rahatsızlığı dile getirdiğini
söyledi. Kılıçdaroğlu, bunun, çok
olağanüstü bir söylem olmadığını savunarak, konuşmasını
şöyle sürdürdü: “Toplumun her kesiminden dile
getiriliyordu. Sayın Günay da bunu dile getirdi. Dile getiriş
tarzını da çok şık bulmadım. Sanki, bir şeyler var da bir
şeylere rağmen, 'niçin onun üstüne gidiyorsunuz,
Türkan Saylan'ın üstüne gidiyorsunuz' gibi bir
söylem. Bu söylemi, doğru bulmadım. Bir şeyler varsa
çıkar, açık yüreklilikle söylersiniz. Hukuk,
insanlara ayrıcalık tanıyan bir sistem değil, hakları koruyan,
toplumunun düzenini sağlayan bir sistemdir. Kişiye özgü
hukuk, politika olmaz. O nedenle toplumun vicdanı bir konuda
rahatsızsa, orada hukukun olmadığını gösterir bu. Hukuk, toplum
vicdanı demektir. Eğer toplum vicdanını rahatsız eden uygulamalar
varsa, orada hukuk geriye itilmiş demektir.” Kılıçdaroğlu,
“Ergenekon sürecinde yaşananlar, hukuka olan güveni
sarstı mı?” sorusuna “Elbette... Bu eleştiriler, aşama
aşama AKP'nin içine kadar uzandı, oradan da eleştiriler geliyor.
Bu sorunun, siyasetçi tarafından çözülmesini
beklemek de yanlıştır. Bu sorun, yine hukukun kendi içinde
çözülmek zorundadır” karşılığını verdi.
Cumhuriyet mitinglerinin yeniden düzenlenmesinin gündemde
olduğunun anımsatılmasına karşılık Kılıçdaroğlu, bir gerilim
olacağını sanmadığını, hukuk içinde kalarak, belli organlardan
izin alarak mitinglerin yapılabileceğini, demokrasilerde bunun olağan
karşılanması gerektiğini söyledi. 'BUNLAR, İSTİHDAMDA ÇÖZÜM DEĞİL'
CHP
Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomideki gelişmeleri ve
Hükümetin yeni istihdam paketini de değerlendirdi.
Hükümetin, işsizlikte sağlıklı ve tutarlı bir politika
izlemediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, “(500 bin
kişiye istihdam yaratacağız) diye yola çıkılıyor ama gelinen
nokta, otoyol kenarındaki pet şişelerin toplanması... Bunu, yine bir
taşerona verecekler. Bunlar, istihdamda çözüm
değildir” dedi. İstihdamda kalıcı çözümün,
üretim ekonomisine dönmekten, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'ya devletin doğrudan yatırım yapmasından geçtiğini
belirten Kılıçdaroğlu, bunların yapılması halinde kalıcı
politikaların üretilebileceğini vurguladı. “Eğer bunları
yapmazsanız, bugün pet şişeyi topladınız, yarın ne olacak?”
diye soran Kılıçdaroğlu, geçici iş olanaklarıyla işsizlik
sorununun çözülemeyeceğini ifade etti. 'HALKIN GERÇEK GÜNDEMİNİ YAKALAMALIYIZ'
Kılıçdaroğlu,
CHP'nin Doğu ve Güneydoğu'daki oy oranını nasıl artıracağına
ilişkin soru üzerine, Doğu ve Güneydoğu'da ırk ve din
temelinde, iki eksenli politika
yürütüldüğünü söyledi.
Kılıçdaroğlu, bu iki politik eksenin, çağdaş
demokrasilerde olmadığını, ırk temelli politikanın, insanlığı karanlık
noktalara sürüklediğini Hitler örneğinde
gördüklerini anlattı. Din temelli politikaların ise
yüzyıl savaşlarına yol açtığını dile getiren
Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “21.
yüzyılda, çağdaş dünyaya
öykündüğümüz bir ortamda, kişilerin
inançlarına saygı göstermemiz ve bunu siyasetin dışında
tutmamız gerekiyor. Kişilerin ırklarına saygı göstermeli, onları
da siyasetin dışında tutmalıyız. Elbette ki insanların kendi
kültürel beklentileri olacaktır, bunları saygıyla
karşılayacağız ve o beklentilere uygun politikalar oluşturacağız. O
bölgelerde yaşanan bu keskin çizgilerin, zamanla
çözüleceği kanısındayım. Bunun için,
Türkiye'deki siyaset kurumlarına ve siyaset adamlarına
büyük görev düşüyor. Bunu yaptığımız zaman,
Doğu ve Güneydoğu'da pek çok sorunun aşıldığını
göreceğiz. Orada yaşayan insanlar, ne yazık ki gerçek
gündemlerine henüz dönemediler. Orada, işsizlik,
yoksulluk var, yatırımlar yapılmıyor, bunlar sorun değil mi? Eğitimde,
sağlıkta sorunlar var. Bunlar, gerçek gündem,
tartışılmıyor. Siyasetin gündemine gelmiyor, getirilmiyor.
Bilinçli olarak bunu yapanlar var. Din ile ırk arasında bir
gerginlik politikası yaratıp, o çerçevede oy toplamak
isteyenler var. Umuyorum, akıl galip gelir. Bizim
çözüm önerilerini, halkın gerçek
gündemini yakalayarak götürmemiz lazım.
Götürürsek, siyasette daha çağdaş bir
çizgiyi oturtmuş oluruz. O bölgede yaşayan insanların hem
sorunlarını çözmüş oluruz hem de aidiyet duygusunu da
güçlendirmiş oluruz.” 'HUKUK İÇİNDE KALINDIĞI SÜRECE, SORUN YOK'
Kılıçdaroğlu,
DTP'nin, Meclisteki oturma eylemini değerlendirirken, hukuk
içinde kalındığı, hukukun üstünlüğü
sağlandığı sürece herhangi bir sorun olmayacağını belirtti.
Önyargılarla hukuk bir tarafa atılarak operasyonlar yapılırsa, bu
operasyonların haklılık payının ortadan kalkacağını kaydeden
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yaşanan ciddi sorunlardan birinin
bu olduğunu savundu. CHP'li Kılıçdaroğlu, hukuka olan
güveni güçlendirmeleri, yasama ve yürütme
organlarının, hukukun üstünlüğünü her ortamda
koruması gerektiğini dile getirdi.
Açıkladığı yolsuzluk
dosyalarının devamının gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine
Kılıçdaroğlu, “Eğer bilgiler, dokümanlar gelir,
bunlar da ciddiyse, siyasal bağlantıları ortaya konuyorsa elbette.
Bunları gizlemek değil, tam tersine topluma aktarmak gerekiyor. Eğer
bir yerde yolsuzluk varsa, yolsuzlukların mutlaka kamuoyuna
açıklanması, böylece siyasetin yolsuzluklardan
arındırılmasının önünün açılması gerekiyor. Bu
sadece benim değil, her siyasetçinin ortak görevi
olmalıdır” diye konuştu.
AA
güçlendirmeleri, yasama ve yürütme organlarının,
hukukun üstünlüğünü her ortamda koruması
gerektiğini dile getirdi.
Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay'ın, Ergenekon'a yönelik
açıklamalarının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu,
Günay'ın, kamuoyunda oluşan rahatsızlığı dile getirdiğini
söyledi. Kılıçdaroğlu, bunun, çok
olağanüstü bir söylem olmadığını savunarak, konuşmasını
şöyle sürdürdü: “Toplumun her kesiminden dile
getiriliyordu. Sayın Günay da bunu dile getirdi. Dile getiriş
tarzını da çok şık bulmadım. Sanki, bir şeyler var da bir
şeylere rağmen, 'niçin onun üstüne gidiyorsunuz,
Türkan Saylan'ın üstüne gidiyorsunuz' gibi bir
söylem. Bu söylemi, doğru bulmadım. Bir şeyler varsa
çıkar, açık yüreklilikle söylersiniz. Hukuk,
insanlara ayrıcalık tanıyan bir sistem değil, hakları koruyan,
toplumunun düzenini sağlayan bir sistemdir. Kişiye özgü
hukuk, politika olmaz. O nedenle toplumun vicdanı bir konuda
rahatsızsa, orada hukukun olmadığını gösterir bu. Hukuk, toplum
vicdanı demektir. Eğer toplum vicdanını rahatsız eden uygulamalar
varsa, orada hukuk geriye itilmiş demektir.” Kılıçdaroğlu,
“Ergenekon sürecinde yaşananlar, hukuka olan güveni
sarstı mı?” sorusuna “Elbette... Bu eleştiriler, aşama
aşama AKP'nin içine kadar uzandı, oradan da eleştiriler geliyor.
Bu sorunun, siyasetçi tarafından çözülmesini
beklemek de yanlıştır. Bu sorun, yine hukukun kendi içinde
çözülmek zorundadır” karşılığını verdi.
Cumhuriyet mitinglerinin yeniden düzenlenmesinin gündemde
olduğunun anımsatılmasına karşılık Kılıçdaroğlu, bir gerilim
olacağını sanmadığını, hukuk içinde kalarak, belli organlardan
izin alarak mitinglerin yapılabileceğini, demokrasilerde bunun olağan
karşılanması gerektiğini söyledi. 'BUNLAR, İSTİHDAMDA ÇÖZÜM DEĞİL'
CHP
Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomideki gelişmeleri ve
Hükümetin yeni istihdam paketini de değerlendirdi.
Hükümetin, işsizlikte sağlıklı ve tutarlı bir politika
izlemediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, “(500 bin
kişiye istihdam yaratacağız) diye yola çıkılıyor ama gelinen
nokta, otoyol kenarındaki pet şişelerin toplanması... Bunu, yine bir
taşerona verecekler. Bunlar, istihdamda çözüm
değildir” dedi. İstihdamda kalıcı çözümün,
üretim ekonomisine dönmekten, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'ya devletin doğrudan yatırım yapmasından geçtiğini
belirten Kılıçdaroğlu, bunların yapılması halinde kalıcı
politikaların üretilebileceğini vurguladı. “Eğer bunları
yapmazsanız, bugün pet şişeyi topladınız, yarın ne olacak?”
diye soran Kılıçdaroğlu, geçici iş olanaklarıyla işsizlik
sorununun çözülemeyeceğini ifade etti. 'HALKIN GERÇEK GÜNDEMİNİ YAKALAMALIYIZ'
Kılıçdaroğlu,
CHP'nin Doğu ve Güneydoğu'daki oy oranını nasıl artıracağına
ilişkin soru üzerine, Doğu ve Güneydoğu'da ırk ve din
temelinde, iki eksenli politika
yürütüldüğünü söyledi.
Kılıçdaroğlu, bu iki politik eksenin, çağdaş
demokrasilerde olmadığını, ırk temelli politikanın, insanlığı karanlık
noktalara sürüklediğini Hitler örneğinde
gördüklerini anlattı. Din temelli politikaların ise
yüzyıl savaşlarına yol açtığını dile getiren
Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “21.
yüzyılda, çağdaş dünyaya
öykündüğümüz bir ortamda, kişilerin
inançlarına saygı göstermemiz ve bunu siyasetin dışında
tutmamız gerekiyor. Kişilerin ırklarına saygı göstermeli, onları
da siyasetin dışında tutmalıyız. Elbette ki insanların kendi
kültürel beklentileri olacaktır, bunları saygıyla
karşılayacağız ve o beklentilere uygun politikalar oluşturacağız. O
bölgelerde yaşanan bu keskin çizgilerin, zamanla
çözüleceği kanısındayım. Bunun için,
Türkiye'deki siyaset kurumlarına ve siyaset adamlarına
büyük görev düşüyor. Bunu yaptığımız zaman,
Doğu ve Güneydoğu'da pek çok sorunun aşıldığını
göreceğiz. Orada yaşayan insanlar, ne yazık ki gerçek
gündemlerine henüz dönemediler. Orada, işsizlik,
yoksulluk var, yatırımlar yapılmıyor, bunlar sorun değil mi? Eğitimde,
sağlıkta sorunlar var. Bunlar, gerçek gündem,
tartışılmıyor. Siyasetin gündemine gelmiyor, getirilmiyor.
Bilinçli olarak bunu yapanlar var. Din ile ırk arasında bir
gerginlik politikası yaratıp, o çerçevede oy toplamak
isteyenler var. Umuyorum, akıl galip gelir. Bizim
çözüm önerilerini, halkın gerçek
gündemini yakalayarak götürmemiz lazım.
Götürürsek, siyasette daha çağdaş bir
çizgiyi oturtmuş oluruz. O bölgede yaşayan insanların hem
sorunlarını çözmüş oluruz hem de aidiyet duygusunu da
güçlendirmiş oluruz.” 'HUKUK İÇİNDE KALINDIĞI SÜRECE, SORUN YOK'
Kılıçdaroğlu,
DTP'nin, Meclisteki oturma eylemini değerlendirirken, hukuk
içinde kalındığı, hukukun üstünlüğü
sağlandığı sürece herhangi bir sorun olmayacağını belirtti.
Önyargılarla hukuk bir tarafa atılarak operasyonlar yapılırsa, bu
operasyonların haklılık payının ortadan kalkacağını kaydeden
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yaşanan ciddi sorunlardan birinin
bu olduğunu savundu. CHP'li Kılıçdaroğlu, hukuka olan
güveni güçlendirmeleri, yasama ve yürütme
organlarının, hukukun üstünlüğünü her ortamda
koruması gerektiğini dile getirdi.
Açıkladığı yolsuzluk
dosyalarının devamının gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine
Kılıçdaroğlu, “Eğer bilgiler, dokümanlar gelir,
bunlar da ciddiyse, siyasal bağlantıları ortaya konuyorsa elbette.
Bunları gizlemek değil, tam tersine topluma aktarmak gerekiyor. Eğer
bir yerde yolsuzluk varsa, yolsuzlukların mutlaka kamuoyuna
açıklanması, böylece siyasetin yolsuzluklardan
arındırılmasının önünün açılması gerekiyor. Bu
sadece benim değil, her siyasetçinin ortak görevi
olmalıdır” diye konuştu.
AA