KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, "Kıbrıs Türk
demokrasisine dönük müdahalelere ilişkin iddiaların yer
aldığı belgeleri, demokrasiyi kurumsallaştırmak için
Başsavcılığa yolladığını" belirterek, "Kim olursa olsun, bir darbeye
doğru giden bir müdahaleyi hiçbir demokrat insanın
kabullenmesi mümkün değil" dedi.LEFKOŞA - Soyer,
Türkiye'deki Ergenekon soruşturması çerçevesinde
ortaya çıkan ve KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Derviş Eroğlu'nun adının
geçtiği belgelerle ilgili olarak Başbakanlıkta basın toplantısı
düzenledi.İncelemeyi yapacak Başsavcılığın, gerekli
görmesi halinde Türkiye'deki resmi makamlarla yazışıp belge
talep edeceğini kaydeden Soyer, 19 Nisan seçimleri sonrasında
konuyu meclise götürüp, Meclis Araştırma Komitesi
kurulması için başvuruda bulunacağını da belirtti.Belgelerin
basında yer almasıyla başlayıp Başsavcılıktan soruşturma yapılması
talebinde bulunmasıyla gelişen süreç hakkında bilgi veren
Soyer, "Başsavcılığın tehdit edildiğini" açıkladı.Soyer, herkesin rahat olmasını isteyerek, sürecin işleyeceğini ve bunun herkese yarayacağını kaydetti."TALEP YOK"
Soyer,
Ergenekon soruşturmasının 2. iddianamesinin ekinde Kıbrıs'la ilgili
bölümleri okuyunca "müthiş iddialar bulunduğunu
gördüğünü" ifade ederek, bunları, incelemesi ve
gerekli soruşturmayı yapması için Başsavcılığa verdiğini
söyledi.Ergenekon'la ilgili olarak KKTC'de de soruşturma
açılması için Türkiye'deki herhangi bir resmi
kurumdan bir talep gelmediğini belirten Soyer, belgedeki iddiaların
Kıbrıs Türk halkını ilgilendirdiğini, bunların KKTC'nin resmi
makamları tarafından inceleneceğini kaydetti.KKTC yargısının
bağımsız olduğunun altını çizen Soyer, Savcılığın bundan sonra
gerekli soruşturmaları yapacağını, gerektiğinde Türkiye'den belge
talep edeceğini söyledi. Soyer, konunun, "mecrasına giren su gibi
şekillenip gelişeceğini" ifade etti.Soruşturmayı neden
seçim öncesinde talep ettiği yönünde eleştiriler
aldığını belirten Soyer, belgeyi, Başsavcılığa sunmadan bir gün
önce elde ettiğini, eğer 2 ay öncesinden eline geçmiş
olsaydı Mecliste araştırma komitesi kurdurmuş olacağını, belgede adı
geçen kişilerin de burada ifade vermiş olacağını söyledi.
Soyer, "Bunun seçimlerle ilişkilendirilmesini anlamam
mümkün değil" dedi.Sendikacı Mustafa Özbek'in
evinin aranması sırasında bulunan belgenin, dönemin KKTC Başbakanı
Derviş Eroğlu'na yazıldığını anımsatan Soyer, belgede, 1989
seçimlerine müdahale edildiği ve dönenim Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'ın telefonlarının da dinlendiğinin ve 2000'deki
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ekarte edilmesinin
amaçladığının görüldüğünü kaydetti.Soyer,
"Yani Kıbrıs Türk halkının iradesine ve seçimlerine
dönük bir dizaynı ve pozisyonu kapsamaktadır. Bizzat
seçimlerle ilgili bir konudur bu" diye konuştu."DARBEYE DOĞRU GİDEN..."
Rauf Denktaş'ı savunmakla da suçlandığına dikkati çeken Soyer, şöyle devam etti:"Kim
isterse olsun, hangi makam olursa olsun, hangi siyasal görüş
olursa olsun, halk iradesi dışında yapay ve şekillendirilmiş
pozisyonlarla bir darbeye doğru giden, bu anlamı yapan herhangi bir
değişikliği hiçbir demokrat insanın kabullenmesi
mümkün değildir, olamaz böyle bir şey. Bu, halk
iradesini doğrudan etkileyen, doğrudan ülkemize bir siyasi yapıyı
bu anlamda dayatmak isteyen bir anlayışın göstergesidir.""RİSKİ NE OLURSA OLSUN"
O
dönemlerde, KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ve daha sonraki Başbakan
Mehmet Ali Talat'ın evlerinin önünde bombalar patladığını,
bunların halkın vicdanını rahatsız ettiğini anlatan Soyer şunları
söyledi:"Bu belgelerde bununla ilgili çok
önemli hadiselerin işaretleri veriliyorsa, bu konuda susmak,
demokrat olmamak demektir. Bu konuda meseleyi herhangi bir şekilde
ellememek, Kıbrıs Türk halkının demokrasine ve geleceğine
dönük olarak işlenen cinayetlere ortak olmak demektir. Ben
buna inanıyorum. Bunun için, riski ne olursa olsun bu konuyu
gündeme getirmeye karar verdim. Bu süreç, Kıbrıs
Türk halkının demokrasisini güçlendirecek en temel
süreçtir."Soyer, rapordan alıntılar yaptı ve raporu yazanların da Kıbrıs Türk halkına ağır hareketlerde bulunduğunu kaydetti."BAŞSAVCI TEHDİT EDİLİYOR"
Soruları
da yanıtlayan Soyer, başvuruyu yapmadan önce Başsavcıyla
görüşmediğini belirterek, ona herhangi bir müdahalede
bulunmadığını ve bulunmayacağını ifade etti. Soyer, "Başsavcılığın
resmen tehdit edildiğini" de açıkladı.Sürecin
işleyeceğini ve bunun herkese yarayacağını, çünkü
mağdur olanın Kıbrıs Türk halkı olduğunu ifade eden Soyer, 19
Nisan seçimlerinden sonra konuyla ilgili olarak Meclis'te
araştırma önergesi vereceğini yineledi.Soyer, "19 Nisan
seçimlerine de müdahale olasılığının olup olmadığı"
yönündeki bir soruya karşılık, "demokratikleşmenin
Türkiye ve Kıbrıs'ta en üst noktada bulunduğunu" belirterek,
"Ne Kıbrıs eski Kıbrıs'tır, ne Türkiye eski Türkiye'dir"
ifadesini kullandı.Rauf Denktaş ve Derviş Eroğlu ile kişisel
husumeti bulunmadığının altını çizen Soyer, gizli ilişkilerle
artık kimsenin başarı şansı olmadığını belirtti.Soyer, bir soru
üzerine, Başsavcılığa başvuru yapmadan önce partisi
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) yetkililerine bilgi
verdiğini, ancak hükümet ortağı Özgürlük ve
Reform Partisi (ÖRP) ile konuyu paylaşmadığını söyledi ve
"Çünkü bu benim kararım" dedi.SEÇİM OTOBÜSLERİ
Ulusal
Birlik Partisi (UBP) ile ÖRP'nin Türkiye'den seçim
otobüsü getirmesini eleştirerek, ülkede seçim
otobüsüne ihtiyaç bulunmadığını kaydeden Soyer, bu
partilerin, seçim otobüslerini, Türkiye'de yakın
ilişki içinde oldukları partilerin "açık çeki"
olarak takdim ettiğini ve bunun yanlış olduğunu söyledi. Soyer,
"Otobüsle oy alınırsa biz de helikopter alalım. Halk otobüse
bakarak oy vermez" diye konuştu.Soyer, başvurusunda, Rauf
Denktaş'la ilgili düzeltme yapıp yapmayacağıyla ilgili bir soru
üzerine, Denktaş'a yönelik suçlama bulunmadığını,
"Denktaş'ın bunu kendisine suçlama gibi aldığını" kaydetti.Herkeste endişe bulunduğunu ifade eden Soyer, "Herkesin endişesini tatmin edemem" dedi.(A.A)
demokrasisine dönük müdahalelere ilişkin iddiaların yer
aldığı belgeleri, demokrasiyi kurumsallaştırmak için
Başsavcılığa yolladığını" belirterek, "Kim olursa olsun, bir darbeye
doğru giden bir müdahaleyi hiçbir demokrat insanın
kabullenmesi mümkün değil" dedi.LEFKOŞA - Soyer,
Türkiye'deki Ergenekon soruşturması çerçevesinde
ortaya çıkan ve KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Derviş Eroğlu'nun adının
geçtiği belgelerle ilgili olarak Başbakanlıkta basın toplantısı
düzenledi.İncelemeyi yapacak Başsavcılığın, gerekli
görmesi halinde Türkiye'deki resmi makamlarla yazışıp belge
talep edeceğini kaydeden Soyer, 19 Nisan seçimleri sonrasında
konuyu meclise götürüp, Meclis Araştırma Komitesi
kurulması için başvuruda bulunacağını da belirtti.Belgelerin
basında yer almasıyla başlayıp Başsavcılıktan soruşturma yapılması
talebinde bulunmasıyla gelişen süreç hakkında bilgi veren
Soyer, "Başsavcılığın tehdit edildiğini" açıkladı.Soyer, herkesin rahat olmasını isteyerek, sürecin işleyeceğini ve bunun herkese yarayacağını kaydetti."TALEP YOK"
Soyer,
Ergenekon soruşturmasının 2. iddianamesinin ekinde Kıbrıs'la ilgili
bölümleri okuyunca "müthiş iddialar bulunduğunu
gördüğünü" ifade ederek, bunları, incelemesi ve
gerekli soruşturmayı yapması için Başsavcılığa verdiğini
söyledi.Ergenekon'la ilgili olarak KKTC'de de soruşturma
açılması için Türkiye'deki herhangi bir resmi
kurumdan bir talep gelmediğini belirten Soyer, belgedeki iddiaların
Kıbrıs Türk halkını ilgilendirdiğini, bunların KKTC'nin resmi
makamları tarafından inceleneceğini kaydetti.KKTC yargısının
bağımsız olduğunun altını çizen Soyer, Savcılığın bundan sonra
gerekli soruşturmaları yapacağını, gerektiğinde Türkiye'den belge
talep edeceğini söyledi. Soyer, konunun, "mecrasına giren su gibi
şekillenip gelişeceğini" ifade etti.Soruşturmayı neden
seçim öncesinde talep ettiği yönünde eleştiriler
aldığını belirten Soyer, belgeyi, Başsavcılığa sunmadan bir gün
önce elde ettiğini, eğer 2 ay öncesinden eline geçmiş
olsaydı Mecliste araştırma komitesi kurdurmuş olacağını, belgede adı
geçen kişilerin de burada ifade vermiş olacağını söyledi.
Soyer, "Bunun seçimlerle ilişkilendirilmesini anlamam
mümkün değil" dedi.Sendikacı Mustafa Özbek'in
evinin aranması sırasında bulunan belgenin, dönemin KKTC Başbakanı
Derviş Eroğlu'na yazıldığını anımsatan Soyer, belgede, 1989
seçimlerine müdahale edildiği ve dönenim Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'ın telefonlarının da dinlendiğinin ve 2000'deki
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ekarte edilmesinin
amaçladığının görüldüğünü kaydetti.Soyer,
"Yani Kıbrıs Türk halkının iradesine ve seçimlerine
dönük bir dizaynı ve pozisyonu kapsamaktadır. Bizzat
seçimlerle ilgili bir konudur bu" diye konuştu."DARBEYE DOĞRU GİDEN..."
Rauf Denktaş'ı savunmakla da suçlandığına dikkati çeken Soyer, şöyle devam etti:"Kim
isterse olsun, hangi makam olursa olsun, hangi siyasal görüş
olursa olsun, halk iradesi dışında yapay ve şekillendirilmiş
pozisyonlarla bir darbeye doğru giden, bu anlamı yapan herhangi bir
değişikliği hiçbir demokrat insanın kabullenmesi
mümkün değildir, olamaz böyle bir şey. Bu, halk
iradesini doğrudan etkileyen, doğrudan ülkemize bir siyasi yapıyı
bu anlamda dayatmak isteyen bir anlayışın göstergesidir.""RİSKİ NE OLURSA OLSUN"
O
dönemlerde, KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ve daha sonraki Başbakan
Mehmet Ali Talat'ın evlerinin önünde bombalar patladığını,
bunların halkın vicdanını rahatsız ettiğini anlatan Soyer şunları
söyledi:"Bu belgelerde bununla ilgili çok
önemli hadiselerin işaretleri veriliyorsa, bu konuda susmak,
demokrat olmamak demektir. Bu konuda meseleyi herhangi bir şekilde
ellememek, Kıbrıs Türk halkının demokrasine ve geleceğine
dönük olarak işlenen cinayetlere ortak olmak demektir. Ben
buna inanıyorum. Bunun için, riski ne olursa olsun bu konuyu
gündeme getirmeye karar verdim. Bu süreç, Kıbrıs
Türk halkının demokrasisini güçlendirecek en temel
süreçtir."Soyer, rapordan alıntılar yaptı ve raporu yazanların da Kıbrıs Türk halkına ağır hareketlerde bulunduğunu kaydetti."BAŞSAVCI TEHDİT EDİLİYOR"
Soruları
da yanıtlayan Soyer, başvuruyu yapmadan önce Başsavcıyla
görüşmediğini belirterek, ona herhangi bir müdahalede
bulunmadığını ve bulunmayacağını ifade etti. Soyer, "Başsavcılığın
resmen tehdit edildiğini" de açıkladı.Sürecin
işleyeceğini ve bunun herkese yarayacağını, çünkü
mağdur olanın Kıbrıs Türk halkı olduğunu ifade eden Soyer, 19
Nisan seçimlerinden sonra konuyla ilgili olarak Meclis'te
araştırma önergesi vereceğini yineledi.Soyer, "19 Nisan
seçimlerine de müdahale olasılığının olup olmadığı"
yönündeki bir soruya karşılık, "demokratikleşmenin
Türkiye ve Kıbrıs'ta en üst noktada bulunduğunu" belirterek,
"Ne Kıbrıs eski Kıbrıs'tır, ne Türkiye eski Türkiye'dir"
ifadesini kullandı.Rauf Denktaş ve Derviş Eroğlu ile kişisel
husumeti bulunmadığının altını çizen Soyer, gizli ilişkilerle
artık kimsenin başarı şansı olmadığını belirtti.Soyer, bir soru
üzerine, Başsavcılığa başvuru yapmadan önce partisi
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) yetkililerine bilgi
verdiğini, ancak hükümet ortağı Özgürlük ve
Reform Partisi (ÖRP) ile konuyu paylaşmadığını söyledi ve
"Çünkü bu benim kararım" dedi.SEÇİM OTOBÜSLERİ
Ulusal
Birlik Partisi (UBP) ile ÖRP'nin Türkiye'den seçim
otobüsü getirmesini eleştirerek, ülkede seçim
otobüsüne ihtiyaç bulunmadığını kaydeden Soyer, bu
partilerin, seçim otobüslerini, Türkiye'de yakın
ilişki içinde oldukları partilerin "açık çeki"
olarak takdim ettiğini ve bunun yanlış olduğunu söyledi. Soyer,
"Otobüsle oy alınırsa biz de helikopter alalım. Halk otobüse
bakarak oy vermez" diye konuştu.Soyer, başvurusunda, Rauf
Denktaş'la ilgili düzeltme yapıp yapmayacağıyla ilgili bir soru
üzerine, Denktaş'a yönelik suçlama bulunmadığını,
"Denktaş'ın bunu kendisine suçlama gibi aldığını" kaydetti.Herkeste endişe bulunduğunu ifade eden Soyer, "Herkesin endişesini tatmin edemem" dedi.(A.A)