İslâmda ilk ezân okuyan Bilâl-i Habeşî'dir,
"radıyallahü anh"
İLK EZAN
Ezan okumak hicretin birinci senesinde Medînede başladı. Bundan önce, nemâz vaktlerinde yalnız (Essalâtü câmi'a) denirdi.
Hicretten sonra, müslümanlar çoğalmaya başladığından artık (Essalâtü
câmi'a) diye çağırılması, maksadı temin etmiyor şehrin her tarafından
işitilmiyordu.
Bundan sonra namaz vakitlerini bildirecek bir vasıtaya ihtiyaç vardı. Kimisi, çan çalarak bildirelim dedi. Resûlullah Efendimiz:
O (Nasârâ'ya (Hıristiyanlara mahsustur) buyurdu. Bazıları boru çalsak dediler, Peygamber Efendimiz:
(O da Mûsevîlere mahsustur) buyurdu.
Ba'zısı da yüksek bir yere ateş yaksak, dediler, Buna:
(O da Mecûsîlere mahsustur) buyurdu.
Abdullah bin Zeyd hazretleri, bir rüyâ görmüşdü. Sıra ile üç gün
tekerrür eden bu rüyâsını, üçüncü gün sabahı, Resûllullah Efendimizin
huzurunda şöyle anlattı:
- Yeşil bir şal ve peştemal bağlanmış, eline çan almış bir kişi gördüm Ona sordum
- Elindeki çanı satar mısın? Ne yapacaksın?
- Namaz vakitlerini bildirmek için çalacağım, bunun üzerine o zât:
-Ben sana daha hayırlısını tarif edeyim, deyip,
Kıbleye karşı durdu ve yüksek sesle (Ezan)'ın mubârek kelimelerini okudu. Bunun üzerine Resülûllah Efendimiz emir buyurdular;
- "Rüya haktır. O kelimeleri Bilâl'e öğret, okusun!"
Hazret-i Bilâl de, bu kelimeleri öğrenip, Mescid-i şerifin yanında bulunan yüksek bir dama çıkarak, ilk ezân'ı okudu.
Hazret-i Ömer; ezân sesini işitince, koşa koşa, Resûlullah Efendimizin
huzuruna geldi. Hazret-î Bilâl'in söylediği kelimeleri aynen rüyâsında
gördüğünü arz etti. O gece Eshâb-ı kirâmdan bir kısmı da aynı rüyâyı
görmüşlerdi.
İşte o günden itibaren, her namaz vakti ezân okunması sünnet oldu.
İslâmda ilk ezân okuyan Bilâl-i Habeşî'dir, "radıyallahü anh" O bir gün
sabah namazı vaktinde Peygamberimiz'in "sallallâhü aleyhi ve sellem"
kapısı önünde (Es-salâtü hayrün minennevm: Namaz uykudan hayırlıdır)
diye iki defa seslenmişti. Bunu Peygamberimiz "sallallâhü aleyhi ve
sellem" beğendi. (Bîlâl! Bu ne güzel söz! Sabah ezanını okurken bunu da
söyle!) buyurdu.
Mekke'nin fethedildiği gün de Peygamberimiz "sallallâhü aleyhi ve
sellem" has müezzini Bilâl-i Habeşî'yi yanında bulundurmuştur. Mekke-i
Mükerreme fethedilip, Ka'be putlardan temizlenince Peygamberimiz
"sallallâhü aleyhi ve sellem" Bilâl-i Habeşî'ye, Ka'be de ilk ezanı
okutturdu. Onun tatlı ve gür sesiyle tevhid sedaları dalga dalga Mekke
semalarında yayıldı. Bunu işiten Eshâb-ı kirâm artık küfrün ortadan
kaldırıldığını, hakkın galip gelip, bâtılın silindiğini görerek sevinç
gözyaşları döktüler.
"radıyallahü anh"
İLK EZAN
Ezan okumak hicretin birinci senesinde Medînede başladı. Bundan önce, nemâz vaktlerinde yalnız (Essalâtü câmi'a) denirdi.
Hicretten sonra, müslümanlar çoğalmaya başladığından artık (Essalâtü
câmi'a) diye çağırılması, maksadı temin etmiyor şehrin her tarafından
işitilmiyordu.
Bundan sonra namaz vakitlerini bildirecek bir vasıtaya ihtiyaç vardı. Kimisi, çan çalarak bildirelim dedi. Resûlullah Efendimiz:
O (Nasârâ'ya (Hıristiyanlara mahsustur) buyurdu. Bazıları boru çalsak dediler, Peygamber Efendimiz:
(O da Mûsevîlere mahsustur) buyurdu.
Ba'zısı da yüksek bir yere ateş yaksak, dediler, Buna:
(O da Mecûsîlere mahsustur) buyurdu.
Abdullah bin Zeyd hazretleri, bir rüyâ görmüşdü. Sıra ile üç gün
tekerrür eden bu rüyâsını, üçüncü gün sabahı, Resûllullah Efendimizin
huzurunda şöyle anlattı:
- Yeşil bir şal ve peştemal bağlanmış, eline çan almış bir kişi gördüm Ona sordum
- Elindeki çanı satar mısın? Ne yapacaksın?
- Namaz vakitlerini bildirmek için çalacağım, bunun üzerine o zât:
-Ben sana daha hayırlısını tarif edeyim, deyip,
Kıbleye karşı durdu ve yüksek sesle (Ezan)'ın mubârek kelimelerini okudu. Bunun üzerine Resülûllah Efendimiz emir buyurdular;
- "Rüya haktır. O kelimeleri Bilâl'e öğret, okusun!"
Hazret-i Bilâl de, bu kelimeleri öğrenip, Mescid-i şerifin yanında bulunan yüksek bir dama çıkarak, ilk ezân'ı okudu.
Hazret-i Ömer; ezân sesini işitince, koşa koşa, Resûlullah Efendimizin
huzuruna geldi. Hazret-î Bilâl'in söylediği kelimeleri aynen rüyâsında
gördüğünü arz etti. O gece Eshâb-ı kirâmdan bir kısmı da aynı rüyâyı
görmüşlerdi.
İşte o günden itibaren, her namaz vakti ezân okunması sünnet oldu.
İslâmda ilk ezân okuyan Bilâl-i Habeşî'dir, "radıyallahü anh" O bir gün
sabah namazı vaktinde Peygamberimiz'in "sallallâhü aleyhi ve sellem"
kapısı önünde (Es-salâtü hayrün minennevm: Namaz uykudan hayırlıdır)
diye iki defa seslenmişti. Bunu Peygamberimiz "sallallâhü aleyhi ve
sellem" beğendi. (Bîlâl! Bu ne güzel söz! Sabah ezanını okurken bunu da
söyle!) buyurdu.
Mekke'nin fethedildiği gün de Peygamberimiz "sallallâhü aleyhi ve
sellem" has müezzini Bilâl-i Habeşî'yi yanında bulundurmuştur. Mekke-i
Mükerreme fethedilip, Ka'be putlardan temizlenince Peygamberimiz
"sallallâhü aleyhi ve sellem" Bilâl-i Habeşî'ye, Ka'be de ilk ezanı
okutturdu. Onun tatlı ve gür sesiyle tevhid sedaları dalga dalga Mekke
semalarında yayıldı. Bunu işiten Eshâb-ı kirâm artık küfrün ortadan
kaldırıldığını, hakkın galip gelip, bâtılın silindiğini görerek sevinç
gözyaşları döktüler.