müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi |
| | sinopun tanıtımı | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 5:45 pm | |
| ‘Ayancık’ Ayancık İlçesi; Kuzeyde Karadeniz, Doğuda Erfelek İlçesi , Güneyde Boyabat İlçesi ve Kastamonu İli Taşköprü İlçesi, Batıda Türkeli İlçesi ile çevrilmiştir. İlçe merkezinde 4 mahallesi vardır. 71 bağlı köyü olup, bu köylere bağlı 312 mahalle bulunmaktadır. Bu durum, dağınık yerleşmenin niteliği hakkında yeterli bir fikir verebilir. Kırsal alandaki bu dağınık yerleşme altyapı hizmetlerinin verilmesine sınırlama getirmektedir. İlçe Merkezi dışında belediye teşkilatı bulunmamaktadır. Kaymakam Gülihsan YİĞİT Tel 0.368 613 10 17 Faks 0.368 613 57 08 Belediye Bşk. Ayhan ERGÜN Tel 0.368 613 10 73 Faks 0.368 613 13 33 Yüzölçümü 876 Km2 Kuruluş Yılı 1923 Köy Sayısı 71 Toplam Nüfusu 27.761 | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 5:47 pm | |
| | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Ayancık’ın Önemli Turistik Mekanları Salı Kas. 04, 2008 5:52 pm | |
| Ayancık ilçesi çevresinin dağlık ve ormanlık alanlardan oluşması ve Küre Dağlarının yüksek tepelerinin ilçe sınırlarında olması nedeni ile orman içi pek çok dinlenme alanı ve yaylalara sahiptir. Bu yaylaların en önemlileri Çangal , Akgöl ve Karlık Yaylalarıdır. ÇANGAL : Ayancık-Kastamonu yolunun 25. km sinde yoldan 3 km içeride bulunan Çangal ; orman içindeki açıklık alana kurulmuş bir yerleşim yeridir. Burada Orman İşletmesine ait idare binaları , misafirhane ve lojmanlar bulunmaktadır. Binalar tek katlı olup arazi üzerinde dağınık vaziyettedir. Küçük bir tatil köyü havası yaratılmıştır. Tesisler Ayancık kereste Fabrikasını kuran Belçikalı ve Almanlar tarafından 1930 lu yıllarda inşa edilmişlerdir. Etrafındaki geniş Göknar ormanları ve yakın köylerle birlikte kış turizmi , av ve dağ turizmi için uygun olup tesis yapmaya oldukça müsaitttir. AKGÖL : Ayancık ilçesinin güneyinde Ayancık-Kastamonu yolunun 31.km sinde, yoldan da 5 km içeride bulunan Akgöl ; 1200 metre yüksekliktedir. Etraftaki sık göknar ormanları içinden akan iki çayın birleştirerek oluşturduğu göl ortalama 3 dönüm alan kaplamaktadır. Gölün yanında orman işletmesine ait bir tesis bulunmaktadır. Günübirlik piknik için uygun olan göl civarındaki orman içlerinde piknik masaları ve ızgara yerleri bulunmaktadır. Çevre ormanlarda yaban domuzu, ayı, kurt, çakal ve tavşan gibi av hayvanları mevcuttur. Akgöl’e ulaşmak için inilen 5km lik yol stabilize olup buradan da İnaltı bölgesine doğru yol devam etmektedir. Bu yol üzerinde bulunan İnaltı Mağarası ve Kanyonları safari turlar ve yürüyüşler için de müsaittir. Kış mevsiminin uzun geçtiği bölgede küçük kayak pistlerinin de yapılabileceği uygun orman içi boşluklar mevcuttur. KARLIK YAYLASI VE DÜDENİ : Akgöl ve İnaltı Mağarası ile hemen hemen aynı bölge üzerinde bulunan Karlık yaylası 1600 metre yüksekliğe sahip geniş bir yayladır. Zengin bir orman yapısından sonra ulaşılan yaylada orman idaresine ait bir telsiz istasyonu ve gözetleme kulesi bulunmaktadır. Bölgenin en yüksek tepelerinden biri olan yayladan açık ve bulutsuz havalarda Sinop İnce burun açıkları ve şehir ışıkları rahatça görülmektedir. Geniş otlaklardan oluşan yaylanın en büyük özelliği Karlık Düdenidir. Bölgenin jeomorfolojik yapısından kaynaklanarak oluşan bu düden iki yamacın arasında çökmüş bir alan görünümü vermektedir. Buradaki kayalık kesime ulaşıldığında Buradan aşağıya doğru uzanan bir mağara daha olduğu görülmektedir. Bu mağaranın yapısı ve bölgenin yüksek olması nedeni ile burada biriken karlar yaz aylarında Ağustos sonuna kadar erimemekte olup , oluşan bu kar kütükleri eski yıllarda yaz aylarında çevre köylüler tarafından kullanılmakta imiş. Bölgeye de adını veren bu düden mağarası ve çevresi yayla turizmi ve meyilli otlakları nedeniyle çim kayağı için oldukça uygun ortamlara sahiptir. İNALTI KANYONLARI : Ayancık - Kastamonu yolunun 17. km sinden ayrılan stabilize yol ile ulaşılan kanyonlar ve mağara ilçenin en güzel rekreasyon alanlarındandır. Yol güzergahında inaltı yerleşmesi ve Alabalık Tesisleri de bulunmaktadır. Tesislerden sonra ulaşılan kanyon yolunun bir tarafı sarp kayalık öbür tarafı çay yatağından oluşmaktadır. Birkaç yerde çayın içinden geçen yol çay suları yüksek olmadıkça taksiler tarafından da kolaylıkla aşılabilmektedir. Ancak kar sularının eridiği ilkbahar ayları ile sonbahar aylarında yalnızca arazi taşıtları ile geçilebilmektedir. Zaman zaman da ağaç köprülerden geçilerek ilerleyen yol safari turları için oldukça müsait doğal bir parkurdur. Kanyonun en can alıcı bölümü ; sarp kayalıklardan akan suların oluşturduğu küçük şelaleler ve çamur ve yosunların oluşturduğu sarkıt ve traventenlerin bulunduğu 1 km lik mesafedir. Bu alanı gruplar ve ziyaretçiler özellikle yürüyerek geçmeyi tercih etmektedirler. Kanyonun bitiminde orman içinde devam eden yol Alabalık Üretme tesislerini de (kapalı) geride bıraktıktan sonra İnaltı Köyüne ulaşmaktadır. Ormanlardan tomruk nakletmek için kullanılan Eski buharlı trenin dekovil hattının da geçtiği kanyonu iki vadisinde bulunan orman idaresine ait terkedilmiş barakalar kanyon ve bölge turizmi canlandığında tesis olarak kullanılmaya oldukça müsaittir. İNALTI MAĞARASI : İnaltı Köyü köyün hemen arka yamacında bulunan mağara ile ünlenmiştir. Deniz seviyesinden 1070 m. yüksekte olan mağaranın oldukça büyük olan ağzı köyden görülebilmektedir. Köyde biraz soluklandıktan sonra yaklaşık 500 metrelik bir tırmanıştan sonra mağaraya ulaşılmaktayken, 2002-03 yıllarında yapılan yol ile mağaranın 50 m. altına kadar araçla gidilebilmektedir. Buradan 50 metrelik merdivenle mağaranın ağzına ulaşılabilir. Mağara ağzında geniş bir sahanlık bulunmaktadır. İnaltı mağarası gerek mağara içi damlataşları ve arkeolojik özelliği, gerekse de doğal çevrenin güzelliği nedeniyle, turizm amaçlı kullanıma son derece uygun şartlara sahiptir. Ortalama uzunluğu 7500 metre olan mağaranın son noktası girişten 24 metre aşağıdadır. Doğu-batı yönünde büyük bir (S) çizerek uzanan mağaranın giriş ağzı ve gerisindeki salonun tavan yüksekliği 20 metreden fazla, genişliği ise 18 metredir. Giriş salonu boyu 125 m, tavan yüksekliği 6-22 m, genişliği 7-13 metreler arasında değişen düzgün bir galeriye açılır. Bu galeri mağaranın en geniş ve en kuru bölümüdür. Buradan sonra daralarak ilerleyen mağarada sarkıt, dikit, sütun, örtü ve duvar damlataşları, damlataş havuzları görülmeye başlar. Yatay gelişmiş kaynak konumlu fosil bir mağara inaltı mağarasında damlataşların çoğu genişlemiş olan orta bölümde yer almaktadır. Buna karşılık mağara tabanına yakın alt kesimlerde ve su düzeyinin hemen üzerinde Karnabahar ve Patlamış Mısır şekilli damlataşlar da bulunmaktadır. Mağaranın içinde yer yer su birikintilerine rastlanmakta olup bazıları ilerlemeyi zorlaştıracak şekilde derindir. Mağara girişinde görülen duvar kalıntıları, tarihi dönemlerde iskan alanı olarak kullanıldığı sanılan mağaraya arkeolojik değer de katmaktadır. İnaltı mağarasının elektrifikasyonu, trafo, kapı, merdiveni, çeşme ve tuvaleti yapılmış; mağara içindeki gezi güzergahı ve kır kahvesi yapım çalışmaları devam etmektedir. Mağara Civarında Kanyon, Akgöl ve Karlık Yaylası ve Düdeni gibi doğal güzelliklerin de bulunması mağaranın önemini daha da arttırmaktadır. Hazırlanan projelerle günübirlik ziyaretçilerin ihtiyaçlarına yönelik tesislerin yapılması yanında çoğunluğu boş olan köy evlerinin de pansiyon olarak kullanılma açılması planlanmaktadır. Konaklama Tesisleri Belediye Apart Otel : Yalı Mahallesi sahil şeridi üzerinde bulunan otel 58 yatak kapasitelidir. Önü deniz arkası orman olan otel iki katlı özel bir mimariye sahiptir. Otel kompleksi içinde 200 kişilik restaurant, bar, lobi kafeterya ve teras restaurant bulunmaktadır. Odalar balkon ve terasa sahip olup sıcak su ve telefon mevcuttur. Ayrıca otel bünyesinde 3 adet bungalov ev ile 1 adet de köy evi mevcuttur. Rezervasyon - Telefon : 0(368) 613 11 37 - 613 35 63 Saymoz Otel : Yalı Mahallesi İskele meydanında denize nazır bulunan otel 40 yatak kapasiteli olup otelin cafe-bar ve yazlık çay bahçesi mevcuttur. Rezervasyon - Telefon : 0(368) 613 10 39 Karahan Otel : Yalı mahallesinde Belediye Apart otele bitişik , 5 katlı olarak inşa edilen otel 50 yatak kapasiteli olup cafe,barı mevcuttur. Kahvaltı verilebilen otelde yemek ihtiyacı bitişikteki Apart otelin lokantasından karşılanabilir. Rezervasyon - Telefon : 0(368) 613 19 74 - 613 10 87 Yavuzlar Otel : İlçemiz Yalı mahallesi Ömer Seyfettin caddesi üzerinde Falaka Cafe Bar Restaurantla birlikte yeni faaliyete geçmiş olup 40 yatak kapasitelidir. Rezervasyon Tel - Faks : 0(368) 613 55 15 Kuğu Yalısı Apart Otel - Kamping : İlçenin batısında şehirden 3 km ilerideki Kuğu Yalısı mevkisindeki koya kurulmuş otel iki katlı 36 yatak kapasiteli bir tesistir. Rezervasyon-Telefon : 0(368) 613 25 92 Gökay Aile Pansiyonu : Şehir içinde Yukarı Erkengünez mevkisinde bulunan 5 katlı bir binanın iki katı aile pansiyonu olarak düzenlenmiş ve hizmete sokulmuştur. Rezervasyon - Telefon : 0 (368) 613 24 34 - 613 27 93 Tarihi ve Arkeolojik Değerler Sinop ili tarihi ve arkeolojik değerler bakımından zengin olmakla birlikte aynı yoğunluk Ayancık ve civarında görülmemektedir. Bununla birlikte ilçenin en önemli eserleri; ESKİ CEZAEVİ (KİLİSE) : Yalı Mahallesi sahil kesiminde bulunan bina eski bir kilise yapısı olup yıllarca cezaevi olarak kullanılmıştır. Bizans dönemine ait olan ve bugün boş olan bina düzenlendiğinde kültür merkezi olarak kullanılmaya müsaittir. İSTEFAN KAYA MEZARLARI : Ön tarih devirlerinden kalan ve henüz hiç bir bilimsel araştırmanın yapılmadığı Pontus Krallarına ait kaya mezarları İlçenin batısındaki İstefan, (Çaylıoğlu) köyü sınırları içinde bulunmaktadır. İSTEFAN SULU KİLİSESİ : Yine aynı yerleşim yerinde istefan burnunun batı yakasında, toprak altında olup içi toprak ve su dolu haldedir. Galerilerinden biri toprak üstündedir. Halk içinin su dolu olması ve çevresinin de su kaynağı yönünden çok zengin olması nedeni ile buraya sulu kilise adını vermiştir. Henüz hiçbir kazı çalışması yapılmadığı alanda eski bir höyük bulunmaktadır. YALI CAMİİ : 1981 yılında Ömer Seyfettin’in hikayesini anlattığı Ayancık Camiidir. Bilinmeyen bir nedenle yıkılmış ve yerine 1908 yılında şimdiki Yalı Camii yapılmıştır. AYANCIK ASKERLİK ŞUBESİ : 1900 yılında, İstefan’daki kilise harabelerinin sutunları kullanılarak, aynı üslupla inşa edilen ve Askerlik Şubesi binası olarak kullanılan bina restore edilmiştir. Kesme taştan yapılan binanın ön cephesi sutunlu ve iki kat halindedir. Yapımında kilise harabesinden getirilen taşlar kullanılmıştır. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Ayancık’ın Ekonomik Durumu Salı Kas. 04, 2008 5:54 pm | |
| Ayancık ilçesinin ekonomik sektörünü tarım-ormancılık-balıkçılık ile küçük sanayi ve (orman ürünlerinin taşınması suretiyle) nakliyecilik oluşturmaktadır. Ayancık altyapı yatırımlarının ve ulaşım ağının yetersizliği nedeniyle geri kalmış ekonomik bir yapıya sahiptir. Bu nedenle ilçeden sürekli yurt içi ve yurt dışına göç yaşanmaktadır. İlçe halkının en önemli gelir kaynağını yurt dışında çalışan işçilerin gönderdikleri döviz oluşturmaktadır. Nüfusun yaklaşık üçte ikisi kırsal kesimde yaşamakta ve geçimini tarım ve ormancılıktan kazanmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşları gibi hizmet sektörü ilçenin diğer önemli ekonomik sektörüdür. Sinop ilinin 1994 yılında Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli İller kapsamına alınmasından sonra ilçede ufak çapta da olsa özellikle tekstil alanında özel sektör tarafından küçük ve orta ölçekli işletmeler açılmıştır. İlçenin en önemli sanayi kuruluşları; İlçenin en önemli sanayi kuruluşları; Kereste ve Yonga Levha Fabrikası Ayancık Orman Ürünleri Sanayi ve Tic. A.Ş. (AYORSAN ), Taciroğlu Orman ürünleri Ticaret ve A.Ş. , Ayancık Mobilya ve Ders Araçları Üretim ve Pazarlama A.Ş. ve Yenikonak Köyündeki keten stok durumuna göre faaliyet gösteren Keten İşleme Fabrikası’dır. İlçe merkezinde Akbank , Halk Bankası , Ziraat Bankası ve İş Bankası olmak üzere 4 adet banka mevcuttur. Nakliyeciler Kooperatifine bağlı 170 kamyon bulunmaktadır. Eskiden 650 olan bu sayı ORÜS Kereste Fabrikasının özelleştirilmesi ve kapasitesinin düşmesi nedenleri ile meydana gelen göçler sonucu azalmıştır. Yörenin sahip olduğu deniz kıyıları mevsimin kısalığına rağmen turizm hareketlerinin odak noktasını oluşturmaktadır. Tüm sahil kesimi konaklama tesisleri, kampingler ve günübirlik tesisler gibi yatırımların gerçekleştirilmesine müsaittir. Balıkçılık anılan faaliyetleri destekleyen doğal bir geçim kaynağı olma özelliğini korumuştur. Ayrıca küçük çapta ve sınırlı tarım arazisinde çiftçilik ve hayvancılık yapıla gelmiştir. Küçük el sanatlarını teşkil eden keten üretimi ve dokuması ile “Ayancık Bürümcüğü” adı verilen giysi imali, halı-kilim dokuma, iskemle, ambalaj sandığı yapımı, sepet ve küfe örücülüğü, kapı-pencere ve doğrama işleri ile bunların satışı da ticari faaliyetler arasında sayılabilir. İlçe merkezinde haftanın her Pazartesi ve Cuma günleri kurulan pazarında, her yıl Temmuz ayının son haftasında gerçekleştirilen Ayancık Kültür Sanat ve Keten Festivali süresince ve her yıl 18-22 eylül arasında kurulan panayırda, köylerden ve civar İl ve ilçelerden gelenlerle, ticari faaliyetlerde bir hareketlilik yaşanmaktadır. Yöre halkı İlçe merkezinde Pazartesi ve Cuma günleri kurulan hafta pazarında köyde ürettiği ihtiyaç fazlası süt, yumurta, bal, yaş sebze ve meyve ile, fındık kestane, ceviz vb. ürünleri satarak değerlendirmekte ve aile ekonomisine katkı sağlamaktadır. İlçemizin toplam arazisi 86.600 hektar olup bu arazinin 24.350 hektarı tarıma elverişli arazi olarak değerlendirilebilir. Tarım arazisi olarak tanımladığımız ve İlçemiz arazisinin sadece % 28.14 lük kısmından ibaret olan arazilerin de, büyük bir kısmını eğimli araziler teşkil etmektedir. Çok az bir kısım arazi ise vadi yataklarındaki küçük düzlüklerden ibarettir. Çiftçilerin büyük kısmının arazi toplamı 250 dekarın altından kalmaktadır. Bu araziler de engebeli ve çok küçük parçalardan oluşmaktadır. Yaklaşık 5.500 civarında küçük çiftçi ailesi bulunmaktadır. Tarım arazilerinin, eğimli ve yıllık yağış miktarının fazla olması sebebi ile erozyondan fazla etkilenmektedir. İlçemizde 30 civarında aile balıkçılıkla uğraşmakta ve geçimini bu yolla temin etmektedir. Yöre hem balık çeşidi bakımından hem de balık miktarı bakımından oldukça zengindir. Mevsimine göre Kalkan, Lüfer, Palamut, Mezgit, İstavrit, Barbunya, Kefal ve Hamsi gibi balıklar ekonomik önemi olan balıklardır. İlçede Hayvancılık ve Arıcılık alanında da son yıllarda bir canlılık gözlenmektedir. İlçemize bağlı köylerde 19 Tarımsal Kalkınma, 1 Su Ürünleri, 1 Tarım Kredi kooperatifi olmak üzere 21 tarımsal amaçlı kooperatif mevcuttur. Sonuç olarak: Sanayi, Ticaret, Tarım ve Hayvancılık sektörlerinin mevcut durumu; İlçe ekonomisinin içe dönük, durgun ve gelişmemiş olduğunu açıkça göstermektedir. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 5:56 pm | |
| Boyabat Boyabat ve Durağan Kelimeleri Özellikle Boyabat ve Durağan ilçelerimizde kullanılan yerel kelimeleri belirlemeye çalıştık.Bu kelimelerin çoğu hala kullanılmaktadır.Beğenerek okuyacağınızı düşünüyoruz.Sizlerde ilçelerimizde ya da Sinop merkezde kullanılan bu tür orijinal kelimeleri açıklamalarıyla birlikte bize iletirseniz yayınlamaktan memnun oluruz.E-posta :sinoprehberi57@gmail.com Ağda :Tatlıların şerbeti. Alaf :Hayvanlara verilen yiyeceklerin tamamı.(özellikle ineklere) Amel :İshal. Aniyehter :Anahtar. Anzulamattan :Aniden. Avkuru :Ters. Avloğ :Çalı çırpıdan yapılan çit. Avuz :Yeni Doğum yapan ineğin ilk sağılan sütü. Aydaş :İnce bacaklı ,zayıf ,çelimsiz Badı :Ördek. Basak :Merdiven. Başlu :Tamamen. Bayağ gün :İş olmayan gün. Bayguş :Uğursuz,lanetlenmiş yer ya da kişi. Bencileyin :Benim gibi. Beyfide :Boşuna. Bezbecid :atik çevik kimse Bıldır :Geçen Bıldır sene :geçen sene. Bıtırak :Diken. Bidumuk :Azıcık. Biki :Birkaç. Bişi :yufka ekmeğinin kat kat döşenip üzerinin sütle bulandırılmasıyla yapılan bir tür ekmek. Biyol :İlk önce,evvela. Biyürsügün :Yarından sonraki gün. Bizeğem :Biraz. Boğün :Bugün. Boybat bazar gün :Pazartesi günü. Bük :Böğürtlen. Büşleğeç :Ekmek çevrilen tahta Calıcappar :Atik çevik. Cazu :Havai kız. Cemek :Çapa. Cırcır :Fermuar. Cırmuk :Tırnak izi. Cinmisiri :Patlatılabilir mısır. Ciynak :Tırnak,pençe. coynak :Zayıf, çelimsiz. Cöğüz :Ceviz. Çekelez :Sincap. Çember :yöresel başörtüsü. Çeten :İneklerin yiyeceklerinin götürüldüğü sepet. Çıkartma :Cumba ,eski evlerin balkon benzeri kapalı bölümü. Çıtık :Bir tür meyve. Çokmak :Havlamak. Çon :Kalça kemiği. Çöküç :Çekiç. Çördük :Küçük bir armut türü. Çükündür :şeker pancarı. Daraba :çit Datlu :Bal. Davun Çıksın :Yere batsın , kahrolsun. Dayak :Sopa. Dek Durmak :Uslu durmak. Dengilmek :Devrilmek. Deri :Pazar günü. Dırga :Geçimsiz, alıngan kişi. Dırnakçı :İddiacı , kıskanç. Dikkolu :Bir çeşit çeltik otu. Dirgen :demirden 5 tane sivri ucu olan tarım aleti. Diş Gırmak :Haset etmek. Divildemek :Kıpır kıpır olmak. Doğuz :Domuz. Dombu :Bidon. Dünyada :asla ya da büyük ihtimalle anlamlarında kullanılır. Dürü :Yeni evli çiftlerin yakın akrabalarına götürdükleri hediye.(giyisi ,havlu v.s.) Eci :Abla. Eğin :Üst Baş ,kıyafet. Eğşi :Kiren ,elma,erik gibi meyvelerden yapılan tadı ekşi olan bir yiyecek. Elekci :işsiz güçsüz , avare insan. Ellleğem :Herhalde. Emme :ama. Emüşük :süt kardeşi. Enteri :Giyisi. Enük :Köpek yavrusu. Fışgı :Pis,çöp. Filke :musluk. Forslu :gösterişli Gadak :1)Her işe burnunu sokan (işgüzar),2)küçük kardeş. Gağırtmak :Eğmek ,zorlamak. Ganet :Kilim,yolluk. Gapcuk :Mısır Sapı. Garacaörük :Siyah erik Gari :Çocukların annelerine hitap şekli. Garmagatma :Yaprak aşı. Gatık :Katı yoğurt. Gavi :Sağlam. Gavsa :Moral. Gavuç :Kasıklarda oluşan ödem. Gayış :1)Kemer ;2)Kararmış,uzamayan madde. Gazoğu :bir tür pulluk. Geğel :Yaş cevizi yeşil kabuğundan ayırma işlemi. Geğrek :Bebeklerin bir eli ile bir ayağının uçlarını sırtında çaprazlama birleştirmek.”Geğreği gelmiş mi?” diyerek yapılır. Gıcık :Kozalak. Gıdırım olmak: Sinirlenmek. Gılileyli üzenbazlık Gırbaç :Aksi çocuk. Gırboğ :Kurbağa. Gırçıllu :Saçaklı,kılçıklı. Gırışma :Sırıtmak. Gıroğu :Kırağı. Gıyıgaşuk :Aralık. Gocuk :Parke, palto. Godaş :Laf getirip götüren kimse. Godu :Erkek Hindi. Golan :halat. Gomat :Tut,yetiş, engelle anlamında bir ünlem. Gompile :Komple ,tamamen. Govanaz :Kavonoz. Göğüslük :Okul önlüğü. Gölbez :köpek yavrusu. Gölük :Eşek. Gön :Deri. Görpene :Bir tür çeltik otu. Götü :Getirmek ve götürmek anlamında kullanılır. Gubartlak :Balon. Gubartma :Şişirme. Gumpiri :Patates. Guynuş Guynuş :Topluca ,hep beraber. Guyoğ :Damat. Güğüldemek :Yeni doğan çocuğun agu demeye başlaması. Günülemek :Kıskanmak. Hakitmek :Becermek. Hamoğ :Cahil ,görgüsüz ,kaba kimse. Hapaz :Bir avuç dolusu. Haya :Değil mi? Helkek :Büyük kova. Hev :İçine saman konulan sepet. Hevla :helva. Hezelpere :Küçücük Bütün soğanlarla yapılan sulu bir yemek. Hokelekli :Söz geçen kimse Homhom :söylediğinden pek bir şey anlaşılmayan kalın sesli kimse. Hondu :İriyarı kimse. Hortlu :Anası babası olmayan kimse. Höbelen :Bir tür mantar. Höşeltek :Haşat. Hüşgü :Çöp. Ikıl Ikıl :Zorlanma. Irbuk :İbrik. Isıcacuk :Sıcacık. İbi :Dişi Hindi. İğdiş :Sağlam. İlaç :Temizlikte kullanılan maddeler. İneze :Yavaş. İslah :İyi ,güzel. İyoğ :Kaburga. Kadimi :Devamlı Kelem :lahana. Kelik : Tarla ve bahçeye yapılan çardak. Kemre :Hayvan Gübresi. Kenef :Tuvalet,hakaret ünlemi. Kepüç :Zayıf ,çelimsiz. Kesküç :Ekmek çevrilen tahta. Keşen :Çeltik ekimi öncesi su ile yapılan işlem. Keşik :sıra. Kete :Yeni evli çiftlere götürülen hediyeler. Kevük :Ağaç Çengel. Kez :köşe. Kıçkayak :Tahtaravelli. Kırık :Eşşek yavrusu ,sıpa. Kıtıpıyoz :Kıt kanaat. Kiren :Kızılcık. Kirpitçi :Cimri. Kişişlemek :Kışkırtmak. Kömüş :manda. Kösüre :Bileme taşı. Küntüre :Küçük bent. Kürsü :Sandalye. Lovay :Laf anlamayan. Löngür :İriyarı Kimse Macisküllü :Gösterişli,ayrıntısı fazla olan. Mada :İştah. Madasuz :İştahsız , gönülsüz. Mağfaza :Bariyer. Mahsımak :önem vermek. Malak :manda yavrusu. Mancar :Ispanak ,pancar gibi yeşil sebzeler. Mecek :Çapa. Meğsimek :önem vermek. Mındak :Kedi yavrusu. Mırık :Küçük domates. Nacak :Küçük balta. Nasibetsüz :Münasebetsiz. Oklağaç :Oklava. Okumak :Davet etmek,çağırmak. Orum Orum :Bilinçli yapılan konuşma. Öğendere :Öküzlerin boynuna bağlanan değnek. Öllüğün Körü :Ellinin Körü. Örsün :Hamur kesme aleti. Örük :erik. Örüsgar :Rüzgar. Ötürge :Sinirlenme. Paçur :Bakımsız ,üstü başı dağınık kimse. Parpu :Dayak, kötek. Payınsımamak :Kaale almamak. Perseng :Lafın gelişi. Peş :Çapraz. Pısuk :Çekingen. Pıta :Hanımların başlarına örttükleri sırta doğru uzanan bir tül şal. Pinlik :Kümes. Poğ :Bohça. Potak :Domuz Yavrusu. Pöçük :Kuyruk Sokumu Pölize :Nişastadan yapılan jöle kıvamında bir tatlı. Ramuk :Traktörlerin arkasına bağlanan römork. Sacıyak :3 ayaklı,sacın altına konan demirden alet. Sağıdak :Saf olan kimse. Samaruk :Uyku sersemliği. Samramak :Uykuda sayıklamak. Sepgen :Dolu. Sergen :Raf. Set :Divan ,sedir. Seyiz :Erkek keçi,teke. Sıypak :İçi boş hamur. Silgü :Elbezi ,silgi bezi. Sorutmak üşünmek,dalmak. Soygun :lanet(leme). Soygun :Ölülerin üzerinden çıkarılan giysi. Şallak :Çıplak. Tabahne :Tabakhane. Tahne :Tenha. Tellek :Yılışık Temüztirengez :Çok temiz. Tepsermek :Bir maddenin kıvama gelmesi. Terece :dolap. Tesmük :Tesbih. Tıngabak :Titiz. Tiğrek :Yöremizde kullanılan “Tiryak” adlı ilaç. Tikov :Orta dikili olan bir maddenin taş atılarak yıkılması esasına dayanan bir oyun. Toklu :Erkek kuzu. Tokumak övmek. Tongur :Tok sesli kimse. Tosboğu :Kaplumbağa. Tot :Kozalak. Tukmak :Uyumak. Varivi :bir an önce git. Viri :Aman Allah’ım anlamında ünlem. Yabuç :Kendisinden hoşlanılmayan kimse. Yalak :1)oluk ; 2)laubali kimse. Yanşamak :Saçma sapan konuşmak. Yarışıvi :hızlı git. Yarsımak :Beğenmek,Hoşuna gitmek Yaşatlama :Yaşından büyük bilgili çocuk. Yavşu :Bitin yavrusu. Yazma Ekmeği :Yufka ekmek. Yengil : Hafif. Yılacan :Derin olmayan. Yimiş :Kuru İncir. Yoka :İnce. Zeklenmek :Alay etmek. Zellet :lezzet. Zobu :kendisine kızılan kimse için söylenir. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:05 pm | |
| Boyabat, Karadeniz Bölgesinin Batı Karadeniz bölümünde Sinop iline bağlı bir ilçedir. Doğuda aynı ilin Durağan, Batıda Kastamonu ilinin Hanönü, Taşköprü, Kuzeyde Ayancık, Sinop, Gerze ve Erfelek, Güneyde ise Saraydüzü, Çorum ilinin Kargı ilçeleriyle çevrilidir. İlçe 1450 km2′lik bir alana sahiptir. 2000 Genel Nüfus Sayımına Göre; Boyabat’ın Merkez Nüfusu :25290 Köylerinin Nüfusu :20607 Toplam Nüfusu :45897 dir. Nüfus yoğunluğu, verimli topraklar, su bulunan ve ilçede bulunan fabrikalara yakın bölgelerde toplanmıştır. Kaymakam Fatih KOCABAŞ Tel 0.368 315 20 55 Faks 0.368 315 10 90 E-Posta Web Belediye Bşk. Mehmet ERMİŞ Tel 0.368 315 30 10 Faks 0.368 315 30 18 E-Posta Web Yüzölçümü 1723 Km2 Kuruluş Yılı 1869 Köy Sayısı 106 Toplam Nüfusu 43.323 | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:06 pm | |
| | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Boyabat’ın Tarihi Salı Kas. 04, 2008 6:07 pm | |
| Boyabat ve çevresi eski bir yerleşim yeri olmakla birlikte İlçe M.Ö. 600 yıllarında kurulmuş olup, şehrin eski adı Germanipolis’tir. Boyabat, Boy ve abat kelimelerinden meydana gelmiştir. Boy, uzunluk; Abat ova anlamına gelmektedir.Kurulduğundan bu yana Boyabat sırasıyla şu devletlerin himayesi altında bulunmuştur: Gaşkalar :M.Ö.1400-1300 yılları Hititler :M.Ö.1330-1100 yılları Paflagonya :M.Ö.1100-700 yılları Lidyalılar :546 yılı İranlılar :377 yılı Pontuslar :183 yılı Romalılar :M.Ö.64-M.S.355 Bizanslılar:M.S.395-1126 Boyabat yöresi Danişment hükümdarı Gümüş TEKİN tarafından Bizanslılardan alınmış olup; 1175 yılında Selçukluların eline geçmiştir.Selçuklulardan da 1309 yılında Candaroğlu Süleyman Paşa almıştır.Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı İmparatorluğu’na katılan Boyabat , Ankara savaşından sonra tekrar Candaroğulları’nın eline geçmiştir.1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından tekrar Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesine girmiştir. Boyabat, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kastamonu Sancağına bağlı bir kadılıktı.Bağdat seferi dönüşünde IV. Murat Kurusaray köyünün Kışla Mahallesinde kışı geçirmiştir.Yollar açılınca İstanbul’a dönmüştür. Tanzimat devrinde Boyabat, kadılıktan nahiyeye dönüştürülmüş, 1868 yılında da Kaza yapılmıştır.1923 ‘te Cumhuriyetin ilanı ile her yönden yeni bir döneme girmiştir. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:08 pm | |
| | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Dikmen’in Tarihi Salı Kas. 04, 2008 6:10 pm | |
| Dikmen ile ilgili tarihi kaynak bulunmamakla birlikte Gerze ve Sinop’un tarihi ile birlikte mütaala edilmesi gerekmektedir. Yörede yaşayanlardan edinilen bilgiler bize, Dikmen’in tarihi ile ilgili ışık tutmaktadır. Bu bilgilere göre, dikmen’in yerleşim yeri olarak seçilmesinin ana nedeni 1789 yılında hizmete giren camiden dolayı olduğudur. O tarihlerde yöre halkı, cuma günleri ihtiyacını karşılamak üzere “yeni cuma” diye tabir edilen merkeze gelmeye başlamışlar ve çevredeki 30 köy için burası bir merkez durumuna gelmiştir. Osmanlı döneminde saray köyü’nün nahiye olduğu, 1935 yılında ise dikmen’in nahiye olarak teşkilatlandırıldığı, 1957 yılında, içinde tüm birimlerin olduğu teşkilatlı nahiye durumuna getirildiği bilinmektedir. Dikmen’in bu tarihten 33 yıl sonra 20.05.1990 gün ve 20523 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürülüğe giren 3644 no’lu kanun hükmü gereğince, kırçal, çorak ve dumanlı köylerinin birleşmesi ile ilçe hüviyetine kavuşmuş, ilçeye ilk kaymakam 23.07.1991 tarihinde atanmış ve ilçe 30 ağustos 1991 günü fiilen faaliyete geçmiştir. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:11 pm | |
| ‘Durağan’
Durağan :Anadolu yarım adasının kuzeyinde Karadeniz Bölgesinin Batı bölümünde yer alan Sinop İlinin bir İlçesidir. Matematiksel konumu olarak 35-36 doğu meridyenleri (Boylam) ile 41-42 Kuzey paralelleri (Enlem) arasında yer alır.İlçe Merkezi alüvyonlu toprak ile kaplı olup Gökırmak Vadisi üzerindedir. Jeolojik yönden toprak 3. zamana aittir.İlçe merkezinin Sinop’ a uzaklığı 120 Km’ dir.Boyabat-Vezirköprü-Havza karayolunun 26 Km’ sinde, bu yolun iki tarafında Saraydüzü-Karğı yolu ile keşiştiği kavşak üzerinde kurulmuştur.Kızılırmak’ın en büyük kolu olan Gökırmak, şehrin içerisinden akmaktadır.İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği (Rakımı) 220 m’dir. Durağan, kuzey’de Dikmen-Alaçam, doğuda Alaçam-Vezirköprü, güneyde Vezirköprü, batı’da Saraydüzü ve Boyabat İlçeleri ile çevrilidir. İlçeye bağlı toplam 65 Köy ve merkez mahallelerle birlikte 69 muhtarlık bulunmaktadır. Kaymakam Turgay Hakan BİLGİN Tel 416 10 01 Faks 215 03 20 E-Posta Web Belediye Bşk. Ahmet USTA Tel 416 10 09 Faks E-Posta Web Yüzölçümü 1103 Km2 Kuruluş Yılı 1954 Köy Sayısı 69 Toplam Nüfusu 30.039 | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:12 pm | |
| | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:16 pm | |
| | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Durağan’ın Tarihi Salı Kas. 04, 2008 6:17 pm | |
| Durağan Adı Nerden Geliyor? Durağan’ın uzun bir geçmişi olup, tarihi yönünden epeyce eskidir.Eski İstanbul, Amasya, Diyarbakır, Trabzon ve Çorum yolları buradan geçerdi.Eski çağlarda bugünkü modern limanlar olmadığından, tabi limanlar gemilere sığınak olurdu.Bu yüzden Sinop’un tabii limanına giden yollar, Durağan-Boyabat üzerinden geçerdi. Sinop’u Anadolu’nun iç kısımlarına bağlayan yolların ilçeden geçmesi, Durağan’ın önemini artırmış ve tarihi bir kasaba durumuna getirmiştir. İlçe adının kasabada bulunan bir handan almaktadır.Kasabanın ilk kurulduğu yer , ilçenin 5 Km kuzeyinde “Sakızören” denen yerdir. Burada bulunan kaynak suyun yanında bir süre kalınmış, kaynak suyun kuruması ile halk Gökırmak’ın kıyısına inerek bugünkü yerine yerleşmiştir.Bu yer değişikliğin önemli diğer sebepleri de, halkın yol kenarına ve Han’ ın yanına yerleşme istekleridir.(1) Han, 1265 yılında Pervane oğulları zamanında, pervane Muiüddin Süleyman tarafından yaptırılmıştır.(2) Han, uğrak ve durak (dinlenme) yeri olarak kullanılmıştır. Bu durum yıllarca sürmüş, yolcu ve halk dilinde buna hana DURAKHAN denilmiştir.Böylece yeni kasabanın adı, bu hana izafeten DURAKHAN , zaman içinde halk dilinde DURAĞAN şeklini alarak resmi kayıtlara geçmiştir. Han (Kervansaray) , Durağan kasabası içinde eski camii (İsmail Bey Cami-i) yanındadır.Kitabesi caminin ön cephesinde duvara raptedilmiş iken, 1989 yılında başlanan ve 1992 yılında tamamlanan Durakhan’ ın restore çalışmaları sırasında bu kitabe İsmail Bey Camiinden alınarak hanın giriş kapısı üzerine yerleştirilmiştir. Selçuklu ordularının buraya karargah kurmaları ve çevre savaşları ile ilgili hazırlık yapmaları buranın önemini artırmıştır. Danişmentliler Döneminde Durağan (1105-1172) 1071 yılında Türk’ler tarafından Bizanslılara karşı kazanılan Malazgirt Zaferi’nden sonra , Anadolu kapıları Türk Milletine açılmış oluyordu.Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması böyle başlar. Büyük Selçuklu Sultanı Melik - Şah, Anadolu’nun fethini tamamlaması için Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ı görevlendirdi.Süleyman Şah kısa zamanda Anadolu’ nun tamamen alınmasını sağladı. Selçuklular, geleneklerine göre alınan toprakları komutanlarına, başarıları karşılığı verirlerdi.Danişment Gazi kendisine verilen topraklarda 1085 Danişment Beyliğini kurdu.Danişmentliler daha sonra Amasya, Çorum, Osmancık, Çankırı, Durağan ve Kastamonu havalesini’ de alarak topraklarına kattılar, Tarih kitaplarının bir çoğunda Gökırmak vadisi tamamen Kastamonu ile birlikte, Danişmentliler Beyliği içerisinde gösterilmektedir. Türk orduları, Kızılırmak Nehrini Vezirköprü-Osmancık arasından geçeceklerine göre Boyabat ve Durağan kısa süre içerisinde (Kastamonu’ dan önce veya az sonra ) Danişmentlilerin eline geçmiştir.(1105) Danişment orduları Kastamonu’ ya önemli bir geçiş yolu olan Amasya Gümüşhacıköy - Vezirköprü - Durağan ve Boyabat üzerinden geçmişlerdir.Çevrenin durumu incelendiğinden Kastamonu ile birlikte İsfendiyar sıra dağlarının güneyine düşen yamaçları ile Gökırmak Vadisi (Durağan ve Boyabat İlçe toprakları) Danişmentliler’ in eline bu sırada geçmiş olabileceği çok iyi anlaşılmaktadır.Kastamonu ve Vezirköprü ‘ yü ele geçiren Danişmentliler’in bu iki şehir arasında bulunan Gökırmak Vadisinin ve bu verimli topraklarıda ele geçirmeleri düşünülemez. Bugün Durağan’ın köylerinden olan Yağbasan, Köseli ve Salarkolu (Salarlu) köy adları Danişmentliler’in boy ve oymak adlarından gelmektedir.(1) Danişmentliler’i 1175 yılından ortadan kaldıran Selçuklular, Durağan ve çevresini yönetimleri altına almışlardır.Böylece buralara yeniden Türk boylarının akınları başlamıştır. Durağan ve çevresi 1105-1174 yılları arasında Danişmentliler’in elinde kaldı.(2) (1) Sinop İli Tarihi - Bekir BAŞOĞLU (2) Selçuklu Tarihi - İbrahim KAFESOĞLU Selçuklular Döneminde Durağan Durağan, Selçuklular zamanında İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan ticaret yolu üzerinde, yolcuların uğrak ve durak yeri olarak önem kazanmıştır. Trabzon Rum İmparatorluğu’nun kurulması ile Sinop, savaşsız olarak bu imparatorluğa bağlanmış, Durağan -Boyabat ilçeleri ise Selçuklularda kalmıştır.Selçuklu Sultanı 1.İzzettin Keykavus babasının Anadoluda’ki iktisadi siyasetine devam etti. Kuzey Anadolu ticaretini emniyete almak için Sivas’a yürüyerek oradan Sinop yolu üzerinde, Trabzon Rum İmparatoru Aleksios’ u esir etti. Yoluna devam ederek Sinop Kalesi’nin alınmasını sağladı.(3) Selçuklu ordusu ve illerden gelen kuvvetler Gümüşhacıköy-Vezirköprü üzerinden Kızılırmak’ı geçerek Durağan’a gelmiştir.Selçuklu Sultanı Durağan’da ordugahını kurdu. Son hazırlıklarını burada tamamladı ve Sinop üzerine yürüdü. Sinop 1214 yılında Selçukluların eline geçti. 47 yıl Selçuklu yönetiminde kaldı.1261 yılında, Trabzon Rum imparatorluğu tarafından alındı.Bunun üzerine Selçuklu Hükümdarı 4. Kılıçaslan, Pervane M. Süleyman’ı bir ordu ile Sinop’ a gönderdi. Pervane M. Süleyman , ordusu ile Tokat-Amasya ve Vezirköprü üzerinden Kızılırmak’ ı geçerek Durağan’a geldi.Son hazırlıklarını tamamlayarak Sinop üzerine yürüdü ve Trabzon Rum İmparatorluğu’ndan Sinop’u geri aldı. Anadolu Beylikleri Döneminde Durağan Durağan, Anadolu beylikleri döneminde, Candaroğulları Beyliği’nin egemenliği altına girdi.Çobanlar’ın , Kastamonu’da Pervanoğulları’nın da Sinop Beyi bulundukları sırada Kastamonu Valisi olan Şemsettin Yaman Candar’ın babası Mehmet Oğuzların Alayuntlu boyundandır. Candaroğullarını Osmanlı tarihçileri İsfendiyaroğulları diye yazmışlardır.Oysa, İsfendiyar Bey, Candaroğulları’nın III. Hükümdarıdır. 1235 yıllarında, Yaman Candar’ın oğlu Şücaettin Süleyman Paşa , kedisine Kastamonu’yu merkez yapmış ve bağımsızlığını ilan etmiştir. Böylece büyük Kastamonu’da Candaroğulları Beyliği kuruldu. Candaroğlu Beyliği kısa sürede güçlendi Pervaneoğulları’na son vererek Sinop’u ele geçirdi.Daha sonraları, Candaroğulları Beyliği, Kastamonu ve Sinop Beylikleri olarak ikiye ayrıldı. Sinop Beyliği üstünlük sağlayarak, Kastamonu Candaroğulları Beyliği aldı. Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt, Kastamonu’ yu almak için hazırlıkları tamamlayarak Kastamonu üzerine yürüdü.Kastamonu ve civarı 1392 yıllarında Osmanlıların eline geçti. Böylece Candaroğulları Betliğinin Kastamonu kolu ortadan kaldırıldı. Daha sonraları, Kastamonu civarı ile Küre , Osmancık ve Gökırmak vadisinde, Boyabat ve Durağan’da kuvvetli bir ihtimalle aynı yıllarda, 1392 yılında Osmanlıların eline geçti. Timur,Yıldırım Beyazıt’ı 1402 yılında Ankara savaşında yendi. Yıldırım Beyazıt’ın bu savaştan sonra ölümü üzerine Osmanlılarda taht ve iç kavgaları başladı. Bunu fırsat bilen Candaroğlu İsfandiyar Bey, Çankırı ve Tosya dahil olmak üzere, Kastamonu ve çevresi ile birlikte Bolu’ya kadar eski toprakları geri almayı başarmıştır. Osmanlı Padişahı 2.Murat, Anadolu Türk Beyliğini yeniden kurmak istiyordu.Bu amaçla Bursa’dan harekete geçerek Candaroğlu-İsfendiyar Bey’in elinden, Sinop hariç diğer toprakları alarak tekrar Osmanlılar’a kattı. Candaroğulları Beyliği, 1291 ‘den 1461 tarihine kadar 170 yıl sürmüştür. İlk önceleri başkentleri Kastamonu idi. Daha sonra Sinop kan dökülmeden kolayca Fatih Sultan Mehmet tarafın’ dan alınarak Osmanlı egemenliğine geçti.(1461) Fatih Sultan Mehmet, o zaman çok kuvvetli olduğu bilinen Sinop donanmasını’da Osmanlı donanmasına kattı. Kendi görüşüne göre istediği kimseleri uygun bulduğu işlerin başına geçirdi.Kastamonu askerlerinin başına Kızıl Ahmet’i getirdi. Sinop Orduköy’den (Ortaköy) Boyabat’a dönen Fatih, Durağan-Vezirköprü üzerinden Trabzon yolunu tuttu.(1) Durağan, Osmanlılar zamanında Kastamonu-Samsun İlleri ve İç Anadolu Sinop Limanı arasında çalışan karayolu üzerinde çok önemli dinlenme ve durak yeri olarak görev yaptı.(2) Durağan’da Candaroğulları zamanında yapılan, tarihi eser olarak Yağbasan Türbesi vardır. Durağan İlçesinin Yağbasan Köyü Alan Mahallesi’ndedir. 1395 yıllarında yapılmıştır. Hitabesinde Süleyman, Polat, Kutluşah ve Emir-ül Kebir Hasan Bey isimleri yazılıdır.(3) Türbe dört köye bir temel üzerine kurulmuştur.Duvarlar yükselirken, dört köşeden bölünerek kubbe ile çevrilmiştir.Türbe, taş, kireç ve harçla yapılmıştır. Doğuya açılan dar bir kapısı vardır. Bugün kubbenin üst kısmı yıkılmış, duvarlarının sıvaları dökülmüş perişan bir haldedir. Osmanlılar Döneminde Durağan Yıldırım Beyazıt döneminde Durağan-Boyabat ilçe toprakları 10 (On) yıl 1392-1402 Osmanlılar yönetimine geçmiştir. Osmanlıların Ankara yenilgisinden sonra Durağan ve Kastamonu çevresi Candaroğulları Beyliği’nin eline tekrar geçti.Osmanlılar, Padişah 2. Murat zamanında bu toprakları ikinci defa egemenlikleri altına aldılar. Kastamonu’nun Osmanlı ülkesine katılması ile Sinop İli toprakları içinde bulunan Durağan, Boyabat ve Gerze, Kastamonu sancağına bağlandı. Tanzimat teşkilatıyla birlikte Kastamonu İl (Eyalet) Sinop Kadılığı da bu eyalete bağlı bir Sancak oldu. Daha önce büyük Kastamonu Sancağı’na bağlı kaldıklarından Durağan, Boyabat, Ayancık ve Gerze, yönetimine göre yeni oluşan Sinop Sancağına bağlandı.Bu ara Durağan, Boyabat, Ayancık ve Gerze bir süre kadılık olarak yönetimde kaldı.1899 yılından sonra Sinop Sancağı’na bağlı merkez ilçe dahil 2 ilçe ve 3 bucak ile 486 köy bulunuyordu.Durağan bu ilçelerden Boyabat’ a bağlı bir bucak ve 39 köyden meydana geliyordu. Sinop 1920 yılına kadar Kastamonu eyaletine bağlı sancak iken ,bu tarihten sonra bağımsız , Cumhuriyetten sonra sancakların kaldırılması ile de il olmuştur. Cumhuriyetten sonra Sinop çevresine daha çok hizmet götürmek için yeni ilçeler kurulmuştur.Bu sırada Durağan’ da 1954 yılında ilçe olmuştur. Durağan’da Osmanlı’lar zamanında yapılan tarihi eser olarak Durağan Cami-i (İsmail Bey Cami-i ) vardır.Kitabesine göre ; 1867, hicri 1283 yılında yapılmıştır. Cumhuriyet Döneminde Durağan Durağan 1923 yılında 30.05.1954 tarihine kadar Boyabat İlçesine bağlı nahiye olup, 01.06.1954 tarihinde kaza haline getirilmiştir.10.03.1955 tarihinde Belediye kurulmuştur. Durağan’ın kaza olduğuna dair Sinop Şeriye Sicilinden alınmış Bekir BAŞOĞLU’nun “Boyabat ve Çevresi Tarihi ” adlı kitabından iki madde alıyoruz: 1- Sinop sancağı dahilinde Durağan kazası’ na ait Durağan Divan’ı dahilinde vaki Yassıalan… 2- Durağan kazası’na tabi Dütmen Divanında Emirtolu Kariyesi ahalisi köy Cami-inin Cuma namazı kılınmasına açılması istekleri… Yukarıdaki iki maddeye göre Durağan Tanzimat Teşkilatı döneminde nahiye olmuştur.1954 yılında ise İlçe olarak Boyabat’ tan idari yönden ayrılmıştır. Durağan İlçesi önemini: Samsun-Havza-Vezirköprü-Durağan-Boyabat-Kastamonu-Bolu Karayolu , Sinop-Boyabat-Durağan-Havza çizgisi ile Sinop-Boyabat-Durağan- Kargı çizgisi üzerinde İç Anadolu’ya bağlanan yollardan alıyor ve Durağan’da bulunan Kervansaray da değer kazanıyordu. Durağan’ ın bu yol ve diğer tabi imkanları sayesinde kolaylıkla gelişmesi akla gelirken Cumhuriyet döneminde başlangıçta yeterince gelişme sağlayamamıştır.Kasaba olarak gelişme yakın tarihlerde başlamıştır. Buda yeterli bir gelişme özelliğinde değildir. Durağan’dan Geçen Tarihî Yollar Selçuklular döneminde çok önemli ticari ve liman şehri olan Sinop’ giden yollar Boyabat’ın Çukurhan mevkisinde birleşirler.İç Anadolu ve İç Orta Karadeniz bölgelerinden Sinop’a giden yollarda Durağan üzerinden geçmektedir.Bu yol hala önemini korumaktadır. Yaykıl Taşhanı noktasından Başsökü - Doğaçam - Durağan doğrultusunda bir yol vardır.Bu yol Durağan Kervansaray’ına ugrar. Vezirköprü-Yağbasan-Sarıyar ve (Gerze’nin Karakoyun Gürsüfet Çece Köyü) Gerze doğrultusu çok zayıf bir ihtimalle düşünebilir. Kastamonu, Taşköprü-Boyabat-Durağan-Vezirköprü doğrultusunda Gökırmak ve Kızılırmak kıyısı boyunca çok eskilerden beri giden bir yol bulunmaktadır. İç Anadolu’dan Sinop’ a gelen yolların hepsi Vezirköprü-Durağan-Boyabat çizğisinden geçmektedir.Sinop’ dan Anadolu’ ya da yollar bu çizgi üzerinden geçmektedir.Bu yollar Selçuklular ve Osmanlı’lar döneminde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde önemini koruyan tarihi yollar durumundadır. Durağan-Çerçiler-Alaçam arasında bakımsız, dar, ham yol bulunmaktadır.Bu yolun genişletilerek asfalt yapılması durumunda Durağan İlçesi’ nin Orta Karadeniz ve oradan da Doğu Karadeniz kıyılarına ulaşımı kısadan sağlanmış olacaktır. Bu yol hem İlçe Merkezi hem de Çerçiler ve civarı köylerin halkı için çok önemlidir. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:27 pm | |
| ‘Erfelek’ ?lçemiz, Ülkemizin Bat? Karadeniz Bölgesinde yer almakta olup, do?uda Sinop ?l Merkezi, Güneyde Boyabat ?lçesi, Bat?da Ayanc?k ?lçesi, Kuzeyde Karadeniz ile çevrilmi?tir. Etraf? ormanlarla kapl?, denize de k?y?s? bulunan, e?siz tabiat güzellikleriyle e?ine ender rastlanan bir ?lçedir. Kaymakam Gökay ÖZKAN Tel 0.368 511 20 01 Faks 0.368 511 30 14 E-Posta erfelek@sinop.gov.tr Belediye B?k. ?brahim FELEK Tel 0.368 511 22 50 Faks 0.368 511 22 49 E-Posta Web Yüzölçümü 410 Km2 Kurulu? Y?l? 1960 Köy Say?s? 46 Toplam Nüfusu 13.812 | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:28 pm | |
| | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Erfelek’in Tarihi Salı Kas. 04, 2008 6:28 pm | |
| Eskiden halk arasında Cumayanı olarak bilinen İlçe Merkezi’nin kuruluşu 1750’li yıllara dayanmaktadır. 1876’da fahri bucaklık verilmesiyle ismi Karasu olarak değişmiştir. Karasu Bucağı 1911 yılında resmi bucak merkezi olarak teşkilatlanmış, 01.04.1960 tarihinde ise ilçe statüsüne kavuşmuştur. Yeni teşkilatlanan İlçenin ismi ise etrafındaki Erfelek ormanlarından esinlenerek Erfelek olmuştur. Erfelek il merkezine 28 km. uzaklıkta küçük ve şirin bir ilçe merkezidir. Tarihi seramik eserler, yer altı tünelleri, mağaralar ve savaş aletleri ilçenin toprakları üzerinde çeşitli uygarlıkların yaşadığını gösterir. Himmetoğlu Köyünün bulunduğu yerde Rumlar zamanından kalma harabeler mevcut olup burada bir kasaba kurulmuş olduğu sanılmaktadır. Sarıboğa Köyünde çok eskiye ait mağaralar mevcuttur. Kaldırayak Köyünün Gerdankıran Tepesinde tarihi bir mağara ve devamında tünel mevcuttur. Bu tünel yaklaşık 2 km. uzunluğunda olup Erfelek ilçesi Okçul Mahallesine açılmaktadır, İlçe merkezinde 1931-1932 yıllarında Ali KARASU adlı şahıs bahçesindeki toprağı kazarken bir tarihi eser kalıntısına rastlamıştır. Bu eserin etrafı temizlendiğinde bir hamam kubbesi meydana çıkmıştır. Bütün bunlar gösteriyor ki ilçe merkezi ve köylerinde daha öncede çeşitli yerleşim birimlerinin kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Horzum Köyünde tesadüfen yapılan kazılarda çeşitli tarihi eserler çıkmış olup bu eserler Sinop Müzesinde sergilenmektedir. Hemen hemen tüm köylerimizde Rum mezarlıklarına rastlamak mümkündür. İlçe sınırları dahilindeki kırsal kesimde tarih öncesi ( prehistarik ) yerleşimlere rastlanmıştır. Bu yerleşim yerleri (höyükler) Koruma Kurulu’nca tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Bu höyüklerden anlaşılacağı üzere Erfelek kırsal kesimi ilk Tunç Çağı’nda (M.Ö. 3000) yoğun iskan görmüştür. Bizans ve Roma yerleşimine rastlanmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz; YAMA TEPE HÖYÜK - ( Karacaköy hudutları içinde ) ilk Tunç Çağı HARMAN TEPE HÖYÜK - ( Bıyıklı Mahallesi hudutları içinde ) Genç Kalkolitik Çağ ÇİLTEPESİ - ( Başaran Köyü Hudutları içinde ) İlk Tunç Çağ KUM TEPESİ - ( Hamidiye Köyü Hudutları içinde ) İlk Tunç Çağ KAHKÜLTEPE - ( Hamidiye Köyü Hudutları içinde ) İlk Tunç Çağ HALİL USTA TEPESİ - ( Hasandere Köyü Hudutları içinde ) İlk Tunç Çağ ÜVEZ YANI - ( Kirenpara Mahallesi Hudutları içinde ) İlk Tunç Çağ ÖREN TEPE - ( Mescit Düzü Köyü Hudutları içinde ) İlk Tunç Çağ-Roma GAVUR TEPESİ - ( Kazmasökü Meydan Mahallesi) İlk Tunç Çağ- Genç Frig SARI MUSTAFA TEPESİ - ( Kazmasökü Meydan Mahallesi) İlk Tunç Çağ TEPECİK ÜSTÜ - ( Sorkun Köyü ) İlk Tunç Çağ- Genç Dönem KIRAN TEPE - ( Çakırköy ) İlk Tunç Çağ MS. 110 yıllarında zamanın Sinop Valisi PLYNİ tarafından Sinop’a 16 mil mesafeden muntazam su yolları yapılarak su getirildiği, bu su yolunun da ilçenin Hasandere Köyünden geçtiği kalıntılardan anlaşılmaktadır. İlçe merkezine 2 km. uzaklıkta Kaldırayak Kuz Mahallesinde Rumlara ait bir kilise kalıntısı bulunmaktadır. İlçenin Abdurrahmanpaşa Köyünde UZUNTÜRBE, Tekke Köyünde SARITEKKE, Balıfakı Köyünde FAKI TÜRBESÎ, Sarıkum Köyünde HALİL TÜRBESÎ, Akçaçam Köyünde AŞIK HASAN TÜRBESÎ, Kızılcaelma Köyünde ÇİLE TÜRBESİ, Yeniköyde ise AKPINAR ve KANLI TÜRBE’ler mevcut olup bunlardan UZUN TÜRBE ve SARI TEKKE’de yılın belli günlerinde pazarlar kurulur, dualar okunur. Akçaçarn’da bulunan AŞIK HASAN TÜRBESÎ’nde yatanın ise SEYYÎD BİLAL Hazretlerinin kardeşi olduğu rivayet edilmektedir. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Erfelek’in Coğrafi Yapısı Salı Kas. 04, 2008 6:29 pm | |
| İlçenin yeryüzü şekilleri Karadeniz Bölgesinin yüzey şekillerine uygun bir özellik gösterir. Ancak denize kıyısı olan bölgelerinde yalıyar tipi kıyı özelliği görülmez. Dağlar denize paraleldir. Kıyıdan uzaklaştıkça yumuşak bir yükseltiyle tepe özelliği gösteren yapıdan sonra kıyıya paralel dağlar yükselir. Domuz dağı, Büyük Dağ ve Hacıbey ormanları en yüksek noktalardır. Arazi; güneyde dağlık, kuzey ve doğuda engebeli ve düz yapıdadır. Dağlık arazinin tamamı ormanlarla kaplıdır. İlçenin ortasından geçen Karasu Çayı düz ve verimli bir ova şeridi oluşturarak kuzey doğudan Karadeniz’e dökülür. Karasu Çayı 45 km. uzunluğunda olup, 1.175 m. kod farkı vardır. İlçenin yüzölçümü 410 km2’dir. Bunun % 68.5’i orman, %29.4’ü tarım arazisi ve %2.1’i meradır. İlçemizin sahil kısımlarında kışlar ılık, yazlar sıcak ve her mevsim yağışlı olup, yağış miktarı 600-1000 mm’dir. Güneydeki dağlık bölgelerde ise geçit iklimi hakimdir.Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlıdır. Yağış ortalaması 400-500 mm’dir. İlçemizin denizden uzaklığı ortalama 17 km, denizden yüksekliği ise ortalama 200 metre civarındadır. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Erfelek’in Nüfus Durumu Salı Kas. 04, 2008 6:32 pm | |
| İlçe nüfusu köken olarak, % 42,5 Türkmen, % 40 Gürcü, % 7 Çerkez, % 3 Abaza ve % 3 Laz’lardan oluşmaktadır. 1854 yılında doğudan gelen aşiretlerin ağırlıklı olarak İncirpınarı Köyü olmak üzere Tekke, Yeniçam ve Dağyeri Köylerine yerleştikleri, yine aynı tarihlerde Kafkaslardan gelen Abaza’ların; Tekke, Yeniköy ve İnesökü Köylerine yerleştikleri bilinmektedir. Ayrıca 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Batum ve Artvin civarından çok sayıda Gürcü ailesi gelerek, Hasandere, Abdurrahmanpaşa, Veysel, Değirmencili ve Hamidiye Köylerini kurmuşlardır. Diğer köylerde de yoğun bir şekilde Gürcü nüfusuna rastlanılmaktadır. 2000 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre toplam İlçemiz nüfusu 13.812 kişi olup, 3659 kişi İlçe merkezinde, geri kalan 10153 kişi ise köylerde ikamet etmektedir. Köylerdeki ortalama nüfus 220 kişi olup, en az köy nüfusu 59 (Dağyeri Köyü) en fazla köy nüfusu ise 525 (Balıfakı Köyü)’dür. Köylerde yaşayanların yaş ortalaması 50’nin üzerindedir. Nüfus Bilgileri KÖY SAYISI 46 İLÇE MERKEZ NÜFUSU 3.659 KÖYLER NÜFUSU 10.153 1990 TOPLAM NÜFUSU 19.288 1997 TOPLAM NÜFUSU 13.816 2000 TOPLAM NÜFUSU 13.812 SON ON YILDA GÖÇ SAYISI 5.476 | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:36 pm | |
| ‘Gerze’ Do?usu Dikmen, bat?s? Sinop, kuzeyi Karadeniz, güneyi Boyabat ve Dura?an ilçeleri ile çevrili olan ilçemizde,yaz mevsimi k?sa, k??lar ?l?k ve ya???l?d?r. ?lçemizin toplam yüzölçümü 595 Km2.?lçe Merkezinin yüzölçümü 8 Km.2dir. Kaymakam Eflatun Can TORTOP Tel 718 15 04 Faks 718 11 60 E-Posta gerze@sinop.gov.tr Belediye B?k. Eyüp ÇAKIR Tel 718 15 47 Faks 718 12 48 E-Posta Web Yüzölçümü 1063 Km2 Kurulu? Y?l? 1920 Köy Say?s? 42 Toplam Nüfusu 23.001 | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:36 pm | |
| | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Gerze’nin Tarihi Salı Kas. 04, 2008 6:37 pm | |
| M.Ö. 1400 yıllarında Gaşgalı’lar (Gasgaslar) tarafından küçük bir köy olarak kurulan şirin sahil ilçemiz, daha sonra Paflagonya Devletinin eline geçmiş, sırasıyla da; Hitit, Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Büyük İskender, Roma ve Bizans İmparatorluklarının egemenliğine girmiştir. 1214 Yılında I. İzzettin Keykavus zamanında Selçuklu devletinin hakimiyetine giren Gerze, bir ara Trabzon Rum İmparatorluğunun eline geçmiş, nihayet 1459 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğuna bağlanmıştır. 1896 Yılında Sinop İlinin nahiyesi yapılan Gerze, 1920 yılında aynı ile bağlı ilçe haline getirilmiştir. Kayıtlardan ilçemizin eski adının Zagora, Gürzühatun, Savetova, Argibete olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere Paflagonya’ lılar Kızılırmak’ ın batı yöresine mızraklılar ülkesi anlamına gelen Gezonolit adını vermişlerdir. Gerze adının buradan geldiği sanılmaktadır. İlçemizin yerleşim yeri olarak seçilmesi M.Ö.1400 yıllarına kadar dayanır,ilçemiz çok eski bir yerleşim yeridir. 13. Şubat 1956 Yılında büyük bir yangın felaketi geçiren ilçemiz devlet tarafından yeniden imar edilerek modern bir ilçe haline gelmiştir. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Gerze’nin Coğrafi Yapısı Salı Kas. 04, 2008 6:38 pm | |
| Karadeniz bölgesinin gezmeye, görmeye değer, tarihi ve tabiat güzellikleri ile dolu olan ilçemiz, antik çağlardan bu yana toplumlar tarafından yerleşme ve barınak yeri olarak seçilmiştir. Sarımsak ve Kabalı Çayı kenarlarında az miktarda ova vardır. İlçemizin arazi yapısı engebeli olup, orman ve mera alanları bitki örtüsünü oluşturmaktadır. İlçemizde ulaşım genelde kara yolu ile yapılmaktadır,bir sahil kenti olmasına rağmen deniz yolu kullanılmamakta,hava ve demir yolu bulunmamaktadır. Kara yolu olarak Sinop-Samsun yolundan Sinop ve Samsun’a,Sinop-Boyabat yolundan yurdun iç kesimleri ile İstanbul’a ulaşım sağlanmaktadır.Bu yollardan da Samsun yolunda Kanlıçay,Boyabat yolundada krandu geçişleri çok dik ve virajlıdır.Bu iki yolda da bölünmüş yol çalışmaları devam etmekte olup,bu yollar bittiğinde ilçemizin çevre iller ve iç kesimler ile bağlantısı daha kolay olacak ve ilçemizin gelişmesine katkı sağlayacaktır. İlçemizde Karadeniz iklimi hüküm sürmektedir.Sahil kesiminde iklim biraz daha fazla ılıman yüksek kesimlere gittikçe biraz daha fazla soğumaktadır. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Gerze’nin Nüfus Durumu Salı Kas. 04, 2008 6:41 pm | |
| 2000 Nüfus sayımına göre ilçemizin toplam nüfusu 23.295 olup; 10013 kişi ilçe merkezinde, 13.282 kişi ise köylerde yaşamaktadır. Yenikent Beldesinin nüfusu 1.389′ dur. 1990 nüfus sayımına oranla nüfusun önemli ölçüde azaldığı görülmektedir. Nüfus yoğunluğu 45 olan ilçemizde nüfus artış oranı %o 10,5′ tur. Sürekli göç veren bir yöre olan ilçemizin % 52,2’si kadın, % 47,8′i erkektir. İlçemizin nüfusu yaz aylarında artmakta,kış aylarında ise azalmaktadır.Kırsal kesimin nüfusu azalırken,azda olsa şehir merkezinin nüfusunda bir artma görülmektedir. | |
| | | AsiRuH yönetici
mesaj sayısı : 9861 Yaş : 36 İş/meslek : xxxxx Kayıt tarihi : 27/09/08
| Konu: Geri: sinopun tanıtımı Salı Kas. 04, 2008 6:57 pm | |
| ‘Hastaneler’ Sinop ****** Devlet HastanesiTelefon: 0 368 261 45 10 Kuruluş1950 yılında Sinop Halkı tarafından kurulan bir dernek vasıtasıyla Sinop’a yeni bir hastane yapılması gündeme gelmiş ve yeni hastanenin yapımına başlanmış. Binanın ilk bölümü 1956 da bitirilmiş ve 80 yatak kapasitesiyle hastane hizmete girmiş. Osmaniye Köyü’nde bulunan ve 1988 yılında hizmete açılan SSK Hastanesi de 2005 yılında Merkez Devlet Hastanesiyle birleştikten sonra iki binada da hizmet verilmeye başlanmıştır. Yatak sayısı toplamda 300′dür. Doktorların Hizmet Verdiği BölümlerAile Hekimliği / Anestezi / Beyin Cerrahi / Biyokimya / Çocuk Hastalıkları / Çocuk Cerrahi / Deri ve Zührevi Hastalıkları / Enfeksiyon Hast. / Genel Cerrahi / Göğüs Cerrahi / Göğüs Hastalıkları ve Tbc / Göz Hastalıkları / İç Hastalıklar / Kadın Hast. Ve Doğum / Kardiyoloji / KBB / Mikrobiyoloji / Nüroloji / Ortapedi / PatolojiTibbi Birimler 1-) AmeliyathaneAnestezi Uzmanı ve teknisyenleri Ameliyathane Hemşireleri Merkezi Sterillizasyon 2-)Görüntüleme HizmetleriBilgisayarlı Tomografi (BT) Direk Röntgen Kemik Dansitometri Mamografi Ultrasonografi (USG) 3-) LaboratuvarlarMerkez laboratuarı Mikrobiyoloji laboratuarı Patoloji laboratuarı 4-) Yoğun BakımlarKoroner Yoğun Bakım Ünitesi 5-)Diş Protez Ünitesi6-)Diyetisyen7-)Eczane | |
| | | | sinopun tanıtımı | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|