EROZYON
Yer yüzündeki engebe ve yükseklikleri deniz seviyesine indirmeye
çalışan aşındırma olayıdır jeolojik aşındırma ,en geniş anlamı
ile,karmaşık tabiat olaylarıdır.Bunlar parça koparıp sürükleyerek
litosfer yüzeyini durmadan aşındırır. Yüzeyler özellikle dağlık
bölgeler ve çöller gibi bitki örtüsünün bulunmadığı yerlerde çok
karakteristik ve belirgin biçimler alırlar .Erozyon un yıkıcı
etkisi,vadiler,kanyonlar,dik yarlar yalı yarlar,sirkler,dev
kazanlar,mağaralar,güvercin delikleri ve tabii köprüler meydana gelmesine sebep olur.
Milyonlarca yıl süren Erozyon sonunda en yüksek dağlar bile
düzlükler haline gelebilir. Böyle bir aşınma devri iki basamağa ayrıla
bilir”Genç” Arazi henüz yükselmiş yer kabuğu kısmıdır.Aşınma yapan
tesirleri hücumuna uğrar.Akarsuyun tesiri ise en büyük
olur.”Olgun”Arazide akar suların aşındırma tesiri yavaşlar.”Yaşlı “
Arazide aşınma ve düzleşme sonucu peneplen adı verilen bir ova meydana
çıkmıştır .Bu devir,bölgede yeniden bir yükselme olunca bozulur.
Gençleşme ile aşınma devri yeniden ve canlı olarak
başlar.Bunun sonucu olarak eski ve yeni aşınma ile karmaşık bir arazi ortaya çıkar.
Bir kayaç yada toprak kütlesinin sarp bir yamaçtan yada dağdan
aşağı kaymasına Erozyon denir. Dik yamaçların eteklerinde ,çoğu kez
erozyon sonucunda yukarılardan inmiş kayaç ve toprak yığınlarına ve
bunların kayma yolunun üzerinde oluşturdukları sıyrıklara rastlana
bilir. Erozyon zaman zaman karayolu ve demiryolu ulaşımının kesilmesine
de neden olabilir.Büyük ölçekli erozyon dağlık bölgelerde olur. Buna
şiddetli yağmurların yada eriyen karların killi kayaçlardan oluşan
yatakların ıslatıp kaygan hale getirmesi yol açabilir yada deprem
heyelanı başlayabilir.
Erozyon sonucunda düşen toprağın bir ırmağın önünü kapatarak orada
bir göl oluşumuna yol açması büyük bir tehlike yaratır. Toprağın
oluşturduğu set güçlü değildir ve ardından toplanan suyun ağırlığı ile
kolayca dağılır.Eğer böyle bir şey olursa,büyük bir sel vadiyi silip
süpürür ve zamanında uyarıda bulunulmazsa büyük can ve mal kaybına yol
açar.Gene erozyon sonucunda büyük göllere düşen iri kayaç kütleleri
bazen gemilerin karaya oturmasına ve kıyı şeridi boyunca büyük bir
yıkıma neden olan yüksek dağların oluşmasına da yol aça bilir
.
Erozyon eriyen karların gevşettiği yüzey kayaçların dan yada yalnızca
eriyen kar yada buzlardan oluşursa buna da çığ denir
.
Dört Milyar kadar yıl önce oluşan yer kabuğunun su,hava ,yer çekimi
gibi etkenler aşındır maktadır. Yer kabuğunun böyle sürekli olarak
aşındırması sürecine erozyon denir.Yer yüzünün okyanus yatakları ve
kıtalar gibi temel yapısı yer kabuğunun hareketleriyle,bu yapının
ayrıntıları ise erozyon ile oluşmuştur.
İnsanın doğa ile ilişkileri de bazı bölgelerde erozyon sürecini
çabuklaştırmıştır yanlış tarım yöntemleri,ormanların yok
edilmesi,toprağın hayvan otlatmakta gereğinden fazla kullanılması
verimli üst tabakanın kaybolmasına yol açmaktadır.Erozyon nedeni ile
bozulan toprakların oranı son yıllarda iki katına çıkmıştır.verimli
toprakların tamamen yok olması korkusundan çok kaybedilen toprağın
niteliği önemlidir.
Dünyanın her yerinde çiftçiler erozyonu önlemek amacı ile,setler
ve rüzgar siperleri yapmak,çok ekilmiş toprakları dinlendirmek gibi
yöntemler denemektedirler.
Erozyonun etkilerini görmek çok kolay dır. Toprağın yüzeyi yer yer
açılmış,toprak su gücüyle,dağlara,derelere,geniş ovalara ve nehir
ağızlarına taşınmıştır.Kıyılar denizin hareketinden dolayı sürekli
olarak erozyon altındadır.
Dağ ve tepelerin yamaçlarını ise dere ve nehirler aşındırır.
Çevremizde gördüğümüz dağ,tepe ,nehir gibi yapıların hiç değişmediğini
sanırız ;çünkü bu değişiklikler gözle göremeyeceğimiz kadar uzun sürede
olur.Amerika’daki Grand Ganyon vadisi gibi bir yerin oluşması
milyonlarca yıl sürer.Ancak,denizin,yanında bulunan bir kara parçasını
oyarak metrelerce içeri girmesi veya şiddetli yağmurların bir tepenin
üstündeki Bütün toprağı yok etmesi birkaç ay içinde bile olabilir.Böyle
kısa süre içinde olan değişiklikleri gözüyle gören bir insan bu doğal
kuvvetleri ne kadar güçlü olduğunu anlaya bilir
Aşındırıcı güçlerin en etkilisi yağmur,katı buz tabakaları
,nehirler veya okyanus dalgaları biçimindeki su dur. Dünyadaki hiç bir
şey suyun gücüne karşı koyamaz zamanla en sert kayalar bile suyun
etkisi ile aşınır.
Suyun aşındırıcı etkisi yağmurun yer yüzüne düşmesi ile başlar her
bir yağmur damlacığını kayalara vuran toprak zerreciklerine yerinden
çok ufak çekice benzete bilir.
Şiddetli yağmurda toprağın üst tabakasının önemli bir kısmı
taşınır.buna yüzey erozyonu denir. Su aşağıya doğru akarken toprağı
oyarak derecikler oluşturur.Bunlar büyür ve kanalları oluşturur.
Sonunda büyük nehirlerle birleşen dereler ortaya çıkar.
Nehirler en büyük toprak taşıyıcılardır jeoloji bilginleri
nehirleri insanlar gibi gençliği ve yaşlılığı olan canlılara
benzetirler . Bir nehrin en aşındırıcı olduğu yer ilk çıkış noktasına
yakın yüksek yerlerdir.Burada nehir gençtir ve hızlı akar taşınan kaya
parçaları, çakıl taşları ve kum,geçerken nehir yatağındaki kayaları da
aşındırır .Nehir daha düz topraklara geldikçe hızı azalır,yükünü
bırakmaya ve ovalar oluşturmaya başlar sonunda enerjisi düşük olarak
denize ulaşır.
Kalan yükünü de ağız kısmına bırakan nehir burada bir delta
oluşturur nehir suyu deniz suyuna karışır ve bu suyun bir kısmı tekrar
buharlaşarak,yükselerek yağmur şeklinde düşer böylece aynı olaylar
dizisi tekrarlanmaya başlar
Denizin aşındırıcı gücü de çok fazla dır. Dalgalar kayaları
ufalayarak ,kum haline getirir,kıyıdaki çıkıntılı kısımları aşındırarak
yok eder ve kıyıyı düzleştirir.Çok dalgalı denizler tonlarca maddeyi
bir yerden bir yere taşırlar deniz ayrıca dar kara çıkıntılarını da
dipten oyarak doğal köprüler oluşturur zamanla çöken bu köprüler denizin ortasında karadan tamamen ayrılmış olan adacıkların ortaya çıkmasına sebep olur.
Katı buz tabakası halindeki suya buzul adı verilir. Buzulun
aşındırma gücü çok fazladır.Son buzul devrinde buzullar Kuzey Amerika
ve Avrupa Kıtalarını çok aşındırmışlardır Yuvarlaklaşmış tepeler ve
göller bunu kanıtlamaktadır zamanımızda buzullar geri çekilmiş
durumdadır. Gelecekte buzulların daha da küçülüp yok olmaları olasılığı
olduğu gibi,tekrar dünyayı kaplamaya başlamaları olasılığı da düşünüle
bilir.
Buzullar nehirler gibi aşağıya doğru akarlar;ancak hızları daha
yavaştır.Buzul aşağıya doğru kaydıkça üzerindeki büyük baskı nedeni ile
en alt tabakaları erir bu tabaka donduğu zaman büyük kaya parçaları da
buzulun içine girerek donar ve yerinden koparak buzulla birlikte
sürüklenmeye başlar. Ayrıca buzul,taşıdığı maddelerin çoğunu önüne
katar ve sürükleyerek götürür .Buzulla birlikte taşınan bu maddelerde
geçtikleri yerlerdeki toprağı ve
taşları yeniden oynatır.Kayaların arasındaki boşluklarda donan su genleşerek kayanın parçalara bölünmesine yol açar.
Buzulun hareketi durduğu zaman buzlar erimeye başlar.Bu durumda
,buzulun taşımış olduğu bütün maddeler ya erimekte olan buzulun tam
önüne yada buzulun izlediği vadinin iki yanına yığılırlar.Taşınan daha
ince maddeler ise toprağın üzerine yayılır ve verimli bir alan
oluşturulur.
Rüzgarda su gibi,kayaları aşındırır ve parçalar taşır.Buna rüzgar erozyonu adı verilir.
Suyun ayrıca yavaş fakat eritici bir etkisi vardır.Kireç taşı gibi bazı
kayalara kimyasal bir şekilde eritir ve yok eder.Yer altı mağaraları
suyun bu etkisi ile oluşur.
Doğrudan doğruya tesirli olan erozyonun sebepleri;yüzeyden serbest olarak akan veya
Irmak yataklarında bulunan akarsular,denizin kayalara vurması ve
gel-git olaylarıdır.Erozyona sebep olan diğer tesirler,yer çekimi ve
rüzgarları doğuran basınç farklarıdır.En büyük aşınma,
en dik ve rüzgar hızının en büyük olduğu arazilerde olur.Mekanik aşınma akıcı (Rüzgar,Su)
maddelerinin taşıdığı kum,taş vb .taneciklerle daha kuvvetlenir.Bunlar çarparak kayaları aşındırır.
Değişik kaya tipleri aşınmaya karşı farklı direnç gösterirler.Aynı kaya
kitlesi de değişik yerlerinin yapısının farklı oluşu veya aşınmaya açık
olan yüzeylerin aynı büyüklükte olmaması yüzünden değişik aşınmaya
uğrar.Umumiyetle,granit,lav,sert kum taşları,kum tanecikleri sağ-
lam yapışmış konglomeralar,kuvarsit,kalker ve dolomit gibi kayaların direnci daha büyüktür.
Bunlar düzgün olmayan yeryüzü şekillerine yol açar.Öte yandan,killer,yumuşak kum taşları ve
Tüfler gibi kolayca aşındırılan kayalar için yumuşak eğimler,düzgün yüzey şekilleri ortaya çıkmaktadır.
Erozyon olaylarının cereyanı : .
Yağan yağmurlar yeryüzü toprağının ağaç ve ottan yoksun
kısımlarında toprak zerrelerini kolaylıkla yerinden oynatırlar ve
arazinin eğimi oranında aşağıya doğru sürüklenmeye başlarlar.Yağışın
şiddeti ve devamlılık derecesine göre yağmur damlaları bir biri ile
birleşerek,toprağı,taşı ve kaya parçalarını sürükleyecek kadar kuvvete
sahip olur ve bunları derelere,ırmaklara,nehirlere kadar götürürler.Bu
akarsular vasıtasıyla da özellikle toprak kısım denizlere kadar taşınır
ve orada erozyon olayı son bulur.
Arazinin yüzünün ot ve ağaçlarla örtülü olduğu kısımlarda yağmur
sularının bir kısmı ot ve ağaçların kökleri ile toprağın iç kısımlarına
geçmekte ve bir kısmı da toprağı yerinden oynatmadan otların yüzünden
kayıp akmaktadır.Yağmur sularının ve bunların birleşmesiyle meydana
gelen akarsuların denizlere kadar sürükleyip zayi ettiği toprak,humus
denilen ve bitkilerin asıl muhtaç olduğu yüzeydeki bitkisel
topraktır.Humusu olmayan bir arazide ne ot ne de ağaç yetişmektedir.
Erozyonlar etkilerine göre ikiye ayrılırlar:
Yer yüzündeki engebe ve yükseklikleri deniz seviyesine indirmeye
çalışan aşındırma olayıdır jeolojik aşındırma ,en geniş anlamı
ile,karmaşık tabiat olaylarıdır.Bunlar parça koparıp sürükleyerek
litosfer yüzeyini durmadan aşındırır. Yüzeyler özellikle dağlık
bölgeler ve çöller gibi bitki örtüsünün bulunmadığı yerlerde çok
karakteristik ve belirgin biçimler alırlar .Erozyon un yıkıcı
etkisi,vadiler,kanyonlar,dik yarlar yalı yarlar,sirkler,dev
kazanlar,mağaralar,güvercin delikleri ve tabii köprüler meydana gelmesine sebep olur.
Milyonlarca yıl süren Erozyon sonunda en yüksek dağlar bile
düzlükler haline gelebilir. Böyle bir aşınma devri iki basamağa ayrıla
bilir”Genç” Arazi henüz yükselmiş yer kabuğu kısmıdır.Aşınma yapan
tesirleri hücumuna uğrar.Akarsuyun tesiri ise en büyük
olur.”Olgun”Arazide akar suların aşındırma tesiri yavaşlar.”Yaşlı “
Arazide aşınma ve düzleşme sonucu peneplen adı verilen bir ova meydana
çıkmıştır .Bu devir,bölgede yeniden bir yükselme olunca bozulur.
Gençleşme ile aşınma devri yeniden ve canlı olarak
başlar.Bunun sonucu olarak eski ve yeni aşınma ile karmaşık bir arazi ortaya çıkar.
Bir kayaç yada toprak kütlesinin sarp bir yamaçtan yada dağdan
aşağı kaymasına Erozyon denir. Dik yamaçların eteklerinde ,çoğu kez
erozyon sonucunda yukarılardan inmiş kayaç ve toprak yığınlarına ve
bunların kayma yolunun üzerinde oluşturdukları sıyrıklara rastlana
bilir. Erozyon zaman zaman karayolu ve demiryolu ulaşımının kesilmesine
de neden olabilir.Büyük ölçekli erozyon dağlık bölgelerde olur. Buna
şiddetli yağmurların yada eriyen karların killi kayaçlardan oluşan
yatakların ıslatıp kaygan hale getirmesi yol açabilir yada deprem
heyelanı başlayabilir.
Erozyon sonucunda düşen toprağın bir ırmağın önünü kapatarak orada
bir göl oluşumuna yol açması büyük bir tehlike yaratır. Toprağın
oluşturduğu set güçlü değildir ve ardından toplanan suyun ağırlığı ile
kolayca dağılır.Eğer böyle bir şey olursa,büyük bir sel vadiyi silip
süpürür ve zamanında uyarıda bulunulmazsa büyük can ve mal kaybına yol
açar.Gene erozyon sonucunda büyük göllere düşen iri kayaç kütleleri
bazen gemilerin karaya oturmasına ve kıyı şeridi boyunca büyük bir
yıkıma neden olan yüksek dağların oluşmasına da yol aça bilir
.
Erozyon eriyen karların gevşettiği yüzey kayaçların dan yada yalnızca
eriyen kar yada buzlardan oluşursa buna da çığ denir
.
Dört Milyar kadar yıl önce oluşan yer kabuğunun su,hava ,yer çekimi
gibi etkenler aşındır maktadır. Yer kabuğunun böyle sürekli olarak
aşındırması sürecine erozyon denir.Yer yüzünün okyanus yatakları ve
kıtalar gibi temel yapısı yer kabuğunun hareketleriyle,bu yapının
ayrıntıları ise erozyon ile oluşmuştur.
İnsanın doğa ile ilişkileri de bazı bölgelerde erozyon sürecini
çabuklaştırmıştır yanlış tarım yöntemleri,ormanların yok
edilmesi,toprağın hayvan otlatmakta gereğinden fazla kullanılması
verimli üst tabakanın kaybolmasına yol açmaktadır.Erozyon nedeni ile
bozulan toprakların oranı son yıllarda iki katına çıkmıştır.verimli
toprakların tamamen yok olması korkusundan çok kaybedilen toprağın
niteliği önemlidir.
Dünyanın her yerinde çiftçiler erozyonu önlemek amacı ile,setler
ve rüzgar siperleri yapmak,çok ekilmiş toprakları dinlendirmek gibi
yöntemler denemektedirler.
Erozyonun etkilerini görmek çok kolay dır. Toprağın yüzeyi yer yer
açılmış,toprak su gücüyle,dağlara,derelere,geniş ovalara ve nehir
ağızlarına taşınmıştır.Kıyılar denizin hareketinden dolayı sürekli
olarak erozyon altındadır.
Dağ ve tepelerin yamaçlarını ise dere ve nehirler aşındırır.
Çevremizde gördüğümüz dağ,tepe ,nehir gibi yapıların hiç değişmediğini
sanırız ;çünkü bu değişiklikler gözle göremeyeceğimiz kadar uzun sürede
olur.Amerika’daki Grand Ganyon vadisi gibi bir yerin oluşması
milyonlarca yıl sürer.Ancak,denizin,yanında bulunan bir kara parçasını
oyarak metrelerce içeri girmesi veya şiddetli yağmurların bir tepenin
üstündeki Bütün toprağı yok etmesi birkaç ay içinde bile olabilir.Böyle
kısa süre içinde olan değişiklikleri gözüyle gören bir insan bu doğal
kuvvetleri ne kadar güçlü olduğunu anlaya bilir
Aşındırıcı güçlerin en etkilisi yağmur,katı buz tabakaları
,nehirler veya okyanus dalgaları biçimindeki su dur. Dünyadaki hiç bir
şey suyun gücüne karşı koyamaz zamanla en sert kayalar bile suyun
etkisi ile aşınır.
Suyun aşındırıcı etkisi yağmurun yer yüzüne düşmesi ile başlar her
bir yağmur damlacığını kayalara vuran toprak zerreciklerine yerinden
çok ufak çekice benzete bilir.
Şiddetli yağmurda toprağın üst tabakasının önemli bir kısmı
taşınır.buna yüzey erozyonu denir. Su aşağıya doğru akarken toprağı
oyarak derecikler oluşturur.Bunlar büyür ve kanalları oluşturur.
Sonunda büyük nehirlerle birleşen dereler ortaya çıkar.
Nehirler en büyük toprak taşıyıcılardır jeoloji bilginleri
nehirleri insanlar gibi gençliği ve yaşlılığı olan canlılara
benzetirler . Bir nehrin en aşındırıcı olduğu yer ilk çıkış noktasına
yakın yüksek yerlerdir.Burada nehir gençtir ve hızlı akar taşınan kaya
parçaları, çakıl taşları ve kum,geçerken nehir yatağındaki kayaları da
aşındırır .Nehir daha düz topraklara geldikçe hızı azalır,yükünü
bırakmaya ve ovalar oluşturmaya başlar sonunda enerjisi düşük olarak
denize ulaşır.
Kalan yükünü de ağız kısmına bırakan nehir burada bir delta
oluşturur nehir suyu deniz suyuna karışır ve bu suyun bir kısmı tekrar
buharlaşarak,yükselerek yağmur şeklinde düşer böylece aynı olaylar
dizisi tekrarlanmaya başlar
Denizin aşındırıcı gücü de çok fazla dır. Dalgalar kayaları
ufalayarak ,kum haline getirir,kıyıdaki çıkıntılı kısımları aşındırarak
yok eder ve kıyıyı düzleştirir.Çok dalgalı denizler tonlarca maddeyi
bir yerden bir yere taşırlar deniz ayrıca dar kara çıkıntılarını da
dipten oyarak doğal köprüler oluşturur zamanla çöken bu köprüler denizin ortasında karadan tamamen ayrılmış olan adacıkların ortaya çıkmasına sebep olur.
Katı buz tabakası halindeki suya buzul adı verilir. Buzulun
aşındırma gücü çok fazladır.Son buzul devrinde buzullar Kuzey Amerika
ve Avrupa Kıtalarını çok aşındırmışlardır Yuvarlaklaşmış tepeler ve
göller bunu kanıtlamaktadır zamanımızda buzullar geri çekilmiş
durumdadır. Gelecekte buzulların daha da küçülüp yok olmaları olasılığı
olduğu gibi,tekrar dünyayı kaplamaya başlamaları olasılığı da düşünüle
bilir.
Buzullar nehirler gibi aşağıya doğru akarlar;ancak hızları daha
yavaştır.Buzul aşağıya doğru kaydıkça üzerindeki büyük baskı nedeni ile
en alt tabakaları erir bu tabaka donduğu zaman büyük kaya parçaları da
buzulun içine girerek donar ve yerinden koparak buzulla birlikte
sürüklenmeye başlar. Ayrıca buzul,taşıdığı maddelerin çoğunu önüne
katar ve sürükleyerek götürür .Buzulla birlikte taşınan bu maddelerde
geçtikleri yerlerdeki toprağı ve
taşları yeniden oynatır.Kayaların arasındaki boşluklarda donan su genleşerek kayanın parçalara bölünmesine yol açar.
Buzulun hareketi durduğu zaman buzlar erimeye başlar.Bu durumda
,buzulun taşımış olduğu bütün maddeler ya erimekte olan buzulun tam
önüne yada buzulun izlediği vadinin iki yanına yığılırlar.Taşınan daha
ince maddeler ise toprağın üzerine yayılır ve verimli bir alan
oluşturulur.
Rüzgarda su gibi,kayaları aşındırır ve parçalar taşır.Buna rüzgar erozyonu adı verilir.
Suyun ayrıca yavaş fakat eritici bir etkisi vardır.Kireç taşı gibi bazı
kayalara kimyasal bir şekilde eritir ve yok eder.Yer altı mağaraları
suyun bu etkisi ile oluşur.
Doğrudan doğruya tesirli olan erozyonun sebepleri;yüzeyden serbest olarak akan veya
Irmak yataklarında bulunan akarsular,denizin kayalara vurması ve
gel-git olaylarıdır.Erozyona sebep olan diğer tesirler,yer çekimi ve
rüzgarları doğuran basınç farklarıdır.En büyük aşınma,
en dik ve rüzgar hızının en büyük olduğu arazilerde olur.Mekanik aşınma akıcı (Rüzgar,Su)
maddelerinin taşıdığı kum,taş vb .taneciklerle daha kuvvetlenir.Bunlar çarparak kayaları aşındırır.
Değişik kaya tipleri aşınmaya karşı farklı direnç gösterirler.Aynı kaya
kitlesi de değişik yerlerinin yapısının farklı oluşu veya aşınmaya açık
olan yüzeylerin aynı büyüklükte olmaması yüzünden değişik aşınmaya
uğrar.Umumiyetle,granit,lav,sert kum taşları,kum tanecikleri sağ-
lam yapışmış konglomeralar,kuvarsit,kalker ve dolomit gibi kayaların direnci daha büyüktür.
Bunlar düzgün olmayan yeryüzü şekillerine yol açar.Öte yandan,killer,yumuşak kum taşları ve
Tüfler gibi kolayca aşındırılan kayalar için yumuşak eğimler,düzgün yüzey şekilleri ortaya çıkmaktadır.
Erozyon olaylarının cereyanı : .
Yağan yağmurlar yeryüzü toprağının ağaç ve ottan yoksun
kısımlarında toprak zerrelerini kolaylıkla yerinden oynatırlar ve
arazinin eğimi oranında aşağıya doğru sürüklenmeye başlarlar.Yağışın
şiddeti ve devamlılık derecesine göre yağmur damlaları bir biri ile
birleşerek,toprağı,taşı ve kaya parçalarını sürükleyecek kadar kuvvete
sahip olur ve bunları derelere,ırmaklara,nehirlere kadar götürürler.Bu
akarsular vasıtasıyla da özellikle toprak kısım denizlere kadar taşınır
ve orada erozyon olayı son bulur.
Arazinin yüzünün ot ve ağaçlarla örtülü olduğu kısımlarda yağmur
sularının bir kısmı ot ve ağaçların kökleri ile toprağın iç kısımlarına
geçmekte ve bir kısmı da toprağı yerinden oynatmadan otların yüzünden
kayıp akmaktadır.Yağmur sularının ve bunların birleşmesiyle meydana
gelen akarsuların denizlere kadar sürükleyip zayi ettiği toprak,humus
denilen ve bitkilerin asıl muhtaç olduğu yüzeydeki bitkisel
topraktır.Humusu olmayan bir arazide ne ot ne de ağaç yetişmektedir.
Erozyonlar etkilerine göre ikiye ayrılırlar: