DOĞAL GÜZELLİKLERİMİZ
ALTINBEŞİK DÜDENİ
Dünyanın en ilginç mağaralarından birisidir. Toros Dağlarının altındaki
bu ilginç yeraltı Dünya'sını görmek için özel hazırlık ve gereçler
gereklidir. Yer altında çok sayıda mağara ve göl vardır. Bu göllerin su
seviyeleri farklı olup aralarında çağlayanlar oluştururlar.
Mağaralarda dev boyutlarda sarkıt ve dikitler mevcuttur. Bu mağara ve
göllerin milyonlarca yıllık bir sürecin sonucu oluştuğu bilinmektedir.
Konu ile ilgilenenler ve cesur tırmanıcılar için eşi bulunmaz bir doğa
harikasıdır.
DAMLATAŞ MAĞARASI
Alanya'dadır. Sarkıt ve dikitler ihtiva eder. Mağara içindeki havanın
nemlilik oranı % 90 civarındadır. Tedavi amacıyla da kullanılmaktadır.
KARAİN MAĞARASI
Yapılan kazılardan, bölgenin günümüzden 50 000 yıl kadar öncede
yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Türkiye'nin
içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır.
KAPADOKYA
Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü
lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca
yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.apadokya
bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar
Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu
peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle
süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze
taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı
Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret
kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.
FALEZLER,
Antalya'nın iki büyük plajı olan Lara ve Konyaaltı arasında kalan
bölgedir. Bu ilginç jeolojik yapı aynı zamanda doğal arıtma sistemi
işlevi ile körfezin temizliğine önemli bir katkı
sağlamaktadır.Antalya'nın iki büyük plajı olan Lara ve Konyaaltı
arasında kalan bölgedir. Bu ilginç jeolojik yapı aynı zamanda doğal
arıtma sistemi işlevi ile körfezin temizliğine önemli bir katkı
sağlamaktadır.
Antalya ile Fethiye arasında bulunan "Likya Bölgesi", tarihi ve turistik birçok değerlerinin yanısıra
Bakırdağları
yöreyi tümüyle kaplayan ve
kendi aralarında 4 bölüme ayrılan "BEYDAĞLARI" ile ünlüdür. En yüksek
noktasının 3070 metre ile"Kızlarsivrisi" nin olduğu Beydağları
"Tahtalıdağlar", "Bakırdağları", "Merkezi Beydağları" ve "Güneybatı
Bölümü Beydağları" gibi alt katagorilere ayrılmaktadırlar.
Kızlarsivrisi
Bölgedeki akarsuların ortak amacı Akdeniz'e ulaşmaktadır.En güzelleri Antalya'nın;
15 km. kuzeyindeki DÜDEN ŞELALESİ
18 Km. batısındaki KURŞUNLU ŞELALESİ
ve Manavgat'ın 3 Km. kuzeyindeki MANAVGAT ŞELALESİ'dir.
ALTINBEŞİK DÜDENİ,
Dünyanın en ilginç mağaralarından birisidir. Toros Dağlarının altındaki
bu ilginç yeraltı Dünya'sını görmek için özel hazırlık ve gereçler
gereklidir. Yer altında çok sayıda mağara ve göl vardır. Bu göllerin su
seviyeleri farklı olup aralarında çağlayanlar oluştururlar.
Mağaralarda dev boyutlarda sarkıt ve dikitler mevcuttur. Bu mağara ve
göllerin milyonlarca yıllık bir sürecin sonucu oluştuğu bilinmektedir.
Konu ile ilgilenenler ve cesur tırmanıcılar için eşi bulunmaz bir doğa
harikasıdır.
DAMLATAŞ MAĞARASI,
Alanya'dadır. Sarkıt
ve dikitler ihtiva eder. Mağara içindeki havanın nemlilik oranı % 90
civarındadır. Tedavi amacıyla da kullanılmaktadır.
KARAİN MAĞARASI,
Yapılan kazılardan, bölgenin günümüzden 50 000 yıl kadar öncede
yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Türkiye'nin
içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır.
SAKLIKENT
Sadece 45 km. uzaklaşılınca 3000 m. yüksekliğe ulaşan Saklı
Yaylasında kurulu Saklıkent'e varılır. Kış sporlarına elverişli bir
yerdir Saklıkent. Aynı gün içinde Antalya plajlarından denize girebilir
ya da Saklıkent'te kayak yapabilirsiniz
İNSUYU MAĞARASI
Burdur İnsuyu Mağarası, Burdur-Antalya Karayolu üzerinde, Burdur’a 15
km. uzaklıkta bulunan ve ülkemizde turizme ilk açılan mağaradır. 597 m.
Uzunluğundadır. Su yüzeyine paraleldir. İçinde akarsular ve göller
bulunmaktadır.
Mağara ilk kez mağarabilimci Jeolog Dr. Temuçin AYGEN tarafından
bulunmuş ve dönemin Valisi Vefik KİTAPÇIGİL’in çabalarıyla 1966 yılında
turizme açılmıştır.
597 metrelik bölümü gezilebilen mağaranın içinde birbirleriyle
bağlantılı irili ufaklı dokuz göl vardır. Bunlardan "Büyük Göl" adıyla
anılanı 512 m2’lik alanıyla Türkiye’nin en büyük yer altı gölüdür.
Oluşumu 10 milyon yıl öncesine dayanan mağara, yukarıdan damlayan
kireçli suların katılaşmasıyla oluşan kolonlar ve tavandan aşağıya
sarkan kalker birikintileriyle bir saray görünümündedir. Dilek Gölü’nde
bulunan dikit, 6 metrelik boyuyla Türkiye’nin en büyük dikiti ve bir
doğa harikasıdır
Nilüfer Çayı
Nilüfer İlçesi'ne adını veren ve Bursa'nın en önemli akarsuyu olan 103
km uzunluğundaki Nilüfer çayı, Uludağ’ın güney yamaçlarında 850 metre
yükseklikteki 2 mağaradan çıkar. Başlangıç bölümünde adı Aras Suyu’dur.
Bu su batı doğrultusunda akarken çeşitli kollarla birleşerek “Nilüfer”
adını alır.
Doğancı köyü yakınlarında önüne kurulan bir barajla Bursa kent içme
suyunun önemli bir bölümünü depolar. Ayrıca kentin içme suyu
gereksinimini karşılamak üzere, daha yüksekte Karaıslah dolaylarında
Nilüfer Barajı yapımı sürmektedir.
Antik çağ kaynaklarında adı “Odrys” çayı olarak geçen Nilüfer, Bursa
Ovası’nı suladıktan sonra Uluabat Gölayağına dökülür. Bursa Ovası ve
çevresinin derelerini ve Çayırköy Ovası’ndan Ayvalı Dere’yi alarak
Uluabat Gölü’ne ulaşan Nilüfer, daha sonra Susurluk Çayı ile birleşerek
Karacabey Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne dökülür.
Soğukpınar, Kaplıkaya, Değirmendere ve Madendere ile dağın kuzeyinden
doğan Gökdere, Kaplıkaya, Kırkpınar ve Balıklı derelerinin tümü
Nilüfer'e karışarak Marmara Denizi'ne dökülür. 1930'lu yıllarda, Bursa
ovasına açılan Almankanalı, Cenupkanalı ve Anakanal gibi kanallar da
Nilüfer'e bağlıdır. 1671 tarihli bir kadı sicilinden anlaşıldığı üzere,
o dönemlerde Nilüfer Deresi ile çam ağaçları taşınmıştır. "Velhasıl
Bursa sudan ibarettir" diyen Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde de bu
suyun asla geçit vermediği yazar.
Uluabat Gölü (Apolyont Gölü)
Türkiye’nin 10. büyük gölü olan ve Nilüfer ilçe sınırlarında bulunan
Uluabat Gölü, kentin en gözde doğal güzelliklerinden biridir.
Yüzölçümü 156 km2 olan gölün kuzey ve batı kıyıları sazlık ve
bataklıktan oluşmaktadır. Doğu-batı doğrultusunda uzunluğu 25, en geniş
kesiminde genişliği 14 kilometredir. Göl havzasının büyüklüğü yaklaşık
olarak 10 bin 500 kilometrekare, göl alanı 13 bin 500 hektar, derinliği
ise ortalama 2.4, en çok 4 metre dolayındadır.
En önemli beslenme kaynağı, göle saniyede ortalama 64 metreküp su
getiren Mustafakemalpaşa Çayı’dır. Çayın, mevsimlere göre getirdiği su
miktarında görülen değişiklikler, göl su düzeyinin alçalıp
yükselmesinde neden olmaktadır. Ayrıca, gölün güneybatısındaki tarım
alanlarının drenaj suları da göle verilmektedir. Gölün fazla suları
gölün batısındaki Uluabat Deresiyle Susurluk Çayı'na ve bu çayla
birlikte Marmara Denizi'ne boşalmaktadır.
Gölde irili ufaklı 9 ada vardır. Bunların en önemlisi Gölyazı köyünün
üzerinde kurulu olduğu ada ile, Halilbey (Alyos) ve Nailbey (Manastır)
adalarıdır. Gerek Alyos, gerekse Manastır adalarında Bizans döneminden
kalma örenler bulunmaktadır.
Uluabat Türkiye'nin önemli balıkçılık alanlarından biridir. 21 balık
türünün bulunduğu ve daha önceleri kerevitin bol olduğu gölde,
şimdilerde daha çok sazan ve turna avlanmaktadır.
Uluabat Gölü sucul bitkiler yönünden de ülkemizin en zengin sulak
alanlarından biridir. Gölün hemen hemen bütün kıyıları geniş
sazlıklarla, sığ kesimleri ise su içi bitkileriyle kaplıdır. Göl,
Türkiye'nin en geniş nilüfer yataklarına sahiptir.
Anadolu'ya kuzeybatıdan giren kuş göç yolu üzerinde yer alması ve
önemli kuş alanlarından Kuş Gölü'ne çok yakın mesafede bulunması
nedeniyle Uluabat Gölü, kuş varlığı yönünden sadece ülkemizin değil,
Avrupa ve Ortadoğu'nun da en önemli sulak alanlarından biridir.
Türkiye'deki 97 önemli kuş alanından biridir. Uluabat Gölü dünya
çapında yok olma tehlikesi altında olan kuş türlerinden Küçük
Karabatağın ve Tepeli Pelikan’ın önemli beslenme ve kışlama alanıdır.
Antik çağda çok daha büyük olan Uluabat Gölü ile Marmara Denizi arasında, deniz taşımacılığı yapıldığı bilinmektedir.
1980’li yıllardan sonra göl yakınlarında kurulmaya başlanan sanayi ve
Orhaneli Çayı’nın taşıdığı kömür atıkları dolayısıyla gölün suyunda
büyük ölçüde kirlenme ve göl alanında daralma başlamıştır.
Göl ve havzasındaki yaşamın tehlike altına girmesi üzerine, bölge 1998
yılında uluslararası “Ramsar Sözleşmesi” kapsamında koruma altına
alınmıştır. 2000 yılında ise uluslararası 'yaşayan göller' kapsamına
alınan Uluabat Gölü, çevresindeki biyolojik çeşitlilik nedeniyle de
doğasever ve çevreci bakışların buraya yönelmesine yol açmıştır.
Ayvaini Mağarası
Uluabat Gölü yakınlarındaki pekçok şirin köyden biri olan, Bursa'ya 40 km uzaklıktaki Ayva Köyü, eşsiz bir özelliğe sahip.
Türkiye'nin en uzun 6. mağarası olan Ayvaini Mağarası, Bursa'nın "yeşil" sıfatına yakışır özellikteki bu köyde yer alır.
Hidrolojik olarak etkin durumda olan mağaranın Ayva ağzından yer altı
suları çıkmaktadır. Mağaranın ikinci ağzı ise, Mustafakemalpaşa
İlçesi’ne bağlı Kazanpınar ve Doğanalan köyleri arasındadır.
Mezozoik zamandan günümüze gelen ve 1970 yılında 3 kişilik bir İspanyol
ekip tarafından keşfedilen mağaranın uzunluğu 5.5 kilometreyi buluyor.
İçinde derinlikleri yer yer 3-4 metreye ulaşan 60 adet gölcük bulunan
mağaranın çıkışındaki gölcüğün uzunluğu ise yaklaşık 400 metre. Su
seviyesinin mevsimlere göre değişiklik gösterdiği, olağanüstü
sarkıtlarla kaplı, bakir ve el değmemiş yapısı ile gerçek bir doğa
harikası olan Ayvaini Mağarası, özellikle üniversitelerin mağaracılık
kulüplerinin ilgi odağıdır.
Güney Marmara Bölgesi’nin en uzun yer altı geçidi olduğu belirlenen ve
sarkıt, dikit, duvar damlataşları, sulu damlataş havuzları ve küçük
gölcükleriyle olağanüstü bir doğa harikası olan bu mağarayı gezmek için
rehber alınması zorunludur.
ALTINBEŞİK DÜDENİ
Dünyanın en ilginç mağaralarından birisidir. Toros Dağlarının altındaki
bu ilginç yeraltı Dünya'sını görmek için özel hazırlık ve gereçler
gereklidir. Yer altında çok sayıda mağara ve göl vardır. Bu göllerin su
seviyeleri farklı olup aralarında çağlayanlar oluştururlar.
Mağaralarda dev boyutlarda sarkıt ve dikitler mevcuttur. Bu mağara ve
göllerin milyonlarca yıllık bir sürecin sonucu oluştuğu bilinmektedir.
Konu ile ilgilenenler ve cesur tırmanıcılar için eşi bulunmaz bir doğa
harikasıdır.
DAMLATAŞ MAĞARASI
Alanya'dadır. Sarkıt ve dikitler ihtiva eder. Mağara içindeki havanın
nemlilik oranı % 90 civarındadır. Tedavi amacıyla da kullanılmaktadır.
KARAİN MAĞARASI
Yapılan kazılardan, bölgenin günümüzden 50 000 yıl kadar öncede
yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Türkiye'nin
içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır.
KAPADOKYA
Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü
lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca
yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.apadokya
bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar
Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu
peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle
süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze
taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı
Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret
kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.
FALEZLER,
Antalya'nın iki büyük plajı olan Lara ve Konyaaltı arasında kalan
bölgedir. Bu ilginç jeolojik yapı aynı zamanda doğal arıtma sistemi
işlevi ile körfezin temizliğine önemli bir katkı
sağlamaktadır.Antalya'nın iki büyük plajı olan Lara ve Konyaaltı
arasında kalan bölgedir. Bu ilginç jeolojik yapı aynı zamanda doğal
arıtma sistemi işlevi ile körfezin temizliğine önemli bir katkı
sağlamaktadır.
Antalya ile Fethiye arasında bulunan "Likya Bölgesi", tarihi ve turistik birçok değerlerinin yanısıra
Bakırdağları
yöreyi tümüyle kaplayan ve
kendi aralarında 4 bölüme ayrılan "BEYDAĞLARI" ile ünlüdür. En yüksek
noktasının 3070 metre ile"Kızlarsivrisi" nin olduğu Beydağları
"Tahtalıdağlar", "Bakırdağları", "Merkezi Beydağları" ve "Güneybatı
Bölümü Beydağları" gibi alt katagorilere ayrılmaktadırlar.
Kızlarsivrisi
Bölgedeki akarsuların ortak amacı Akdeniz'e ulaşmaktadır.En güzelleri Antalya'nın;
15 km. kuzeyindeki DÜDEN ŞELALESİ
18 Km. batısındaki KURŞUNLU ŞELALESİ
ve Manavgat'ın 3 Km. kuzeyindeki MANAVGAT ŞELALESİ'dir.
ALTINBEŞİK DÜDENİ,
Dünyanın en ilginç mağaralarından birisidir. Toros Dağlarının altındaki
bu ilginç yeraltı Dünya'sını görmek için özel hazırlık ve gereçler
gereklidir. Yer altında çok sayıda mağara ve göl vardır. Bu göllerin su
seviyeleri farklı olup aralarında çağlayanlar oluştururlar.
Mağaralarda dev boyutlarda sarkıt ve dikitler mevcuttur. Bu mağara ve
göllerin milyonlarca yıllık bir sürecin sonucu oluştuğu bilinmektedir.
Konu ile ilgilenenler ve cesur tırmanıcılar için eşi bulunmaz bir doğa
harikasıdır.
DAMLATAŞ MAĞARASI,
Alanya'dadır. Sarkıt
ve dikitler ihtiva eder. Mağara içindeki havanın nemlilik oranı % 90
civarındadır. Tedavi amacıyla da kullanılmaktadır.
KARAİN MAĞARASI,
Yapılan kazılardan, bölgenin günümüzden 50 000 yıl kadar öncede
yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Türkiye'nin
içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır.
SAKLIKENT
Sadece 45 km. uzaklaşılınca 3000 m. yüksekliğe ulaşan Saklı
Yaylasında kurulu Saklıkent'e varılır. Kış sporlarına elverişli bir
yerdir Saklıkent. Aynı gün içinde Antalya plajlarından denize girebilir
ya da Saklıkent'te kayak yapabilirsiniz
İNSUYU MAĞARASI
Burdur İnsuyu Mağarası, Burdur-Antalya Karayolu üzerinde, Burdur’a 15
km. uzaklıkta bulunan ve ülkemizde turizme ilk açılan mağaradır. 597 m.
Uzunluğundadır. Su yüzeyine paraleldir. İçinde akarsular ve göller
bulunmaktadır.
Mağara ilk kez mağarabilimci Jeolog Dr. Temuçin AYGEN tarafından
bulunmuş ve dönemin Valisi Vefik KİTAPÇIGİL’in çabalarıyla 1966 yılında
turizme açılmıştır.
597 metrelik bölümü gezilebilen mağaranın içinde birbirleriyle
bağlantılı irili ufaklı dokuz göl vardır. Bunlardan "Büyük Göl" adıyla
anılanı 512 m2’lik alanıyla Türkiye’nin en büyük yer altı gölüdür.
Oluşumu 10 milyon yıl öncesine dayanan mağara, yukarıdan damlayan
kireçli suların katılaşmasıyla oluşan kolonlar ve tavandan aşağıya
sarkan kalker birikintileriyle bir saray görünümündedir. Dilek Gölü’nde
bulunan dikit, 6 metrelik boyuyla Türkiye’nin en büyük dikiti ve bir
doğa harikasıdır
Nilüfer Çayı
Nilüfer İlçesi'ne adını veren ve Bursa'nın en önemli akarsuyu olan 103
km uzunluğundaki Nilüfer çayı, Uludağ’ın güney yamaçlarında 850 metre
yükseklikteki 2 mağaradan çıkar. Başlangıç bölümünde adı Aras Suyu’dur.
Bu su batı doğrultusunda akarken çeşitli kollarla birleşerek “Nilüfer”
adını alır.
Doğancı köyü yakınlarında önüne kurulan bir barajla Bursa kent içme
suyunun önemli bir bölümünü depolar. Ayrıca kentin içme suyu
gereksinimini karşılamak üzere, daha yüksekte Karaıslah dolaylarında
Nilüfer Barajı yapımı sürmektedir.
Antik çağ kaynaklarında adı “Odrys” çayı olarak geçen Nilüfer, Bursa
Ovası’nı suladıktan sonra Uluabat Gölayağına dökülür. Bursa Ovası ve
çevresinin derelerini ve Çayırköy Ovası’ndan Ayvalı Dere’yi alarak
Uluabat Gölü’ne ulaşan Nilüfer, daha sonra Susurluk Çayı ile birleşerek
Karacabey Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne dökülür.
Soğukpınar, Kaplıkaya, Değirmendere ve Madendere ile dağın kuzeyinden
doğan Gökdere, Kaplıkaya, Kırkpınar ve Balıklı derelerinin tümü
Nilüfer'e karışarak Marmara Denizi'ne dökülür. 1930'lu yıllarda, Bursa
ovasına açılan Almankanalı, Cenupkanalı ve Anakanal gibi kanallar da
Nilüfer'e bağlıdır. 1671 tarihli bir kadı sicilinden anlaşıldığı üzere,
o dönemlerde Nilüfer Deresi ile çam ağaçları taşınmıştır. "Velhasıl
Bursa sudan ibarettir" diyen Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde de bu
suyun asla geçit vermediği yazar.
Uluabat Gölü (Apolyont Gölü)
Türkiye’nin 10. büyük gölü olan ve Nilüfer ilçe sınırlarında bulunan
Uluabat Gölü, kentin en gözde doğal güzelliklerinden biridir.
Yüzölçümü 156 km2 olan gölün kuzey ve batı kıyıları sazlık ve
bataklıktan oluşmaktadır. Doğu-batı doğrultusunda uzunluğu 25, en geniş
kesiminde genişliği 14 kilometredir. Göl havzasının büyüklüğü yaklaşık
olarak 10 bin 500 kilometrekare, göl alanı 13 bin 500 hektar, derinliği
ise ortalama 2.4, en çok 4 metre dolayındadır.
En önemli beslenme kaynağı, göle saniyede ortalama 64 metreküp su
getiren Mustafakemalpaşa Çayı’dır. Çayın, mevsimlere göre getirdiği su
miktarında görülen değişiklikler, göl su düzeyinin alçalıp
yükselmesinde neden olmaktadır. Ayrıca, gölün güneybatısındaki tarım
alanlarının drenaj suları da göle verilmektedir. Gölün fazla suları
gölün batısındaki Uluabat Deresiyle Susurluk Çayı'na ve bu çayla
birlikte Marmara Denizi'ne boşalmaktadır.
Gölde irili ufaklı 9 ada vardır. Bunların en önemlisi Gölyazı köyünün
üzerinde kurulu olduğu ada ile, Halilbey (Alyos) ve Nailbey (Manastır)
adalarıdır. Gerek Alyos, gerekse Manastır adalarında Bizans döneminden
kalma örenler bulunmaktadır.
Uluabat Türkiye'nin önemli balıkçılık alanlarından biridir. 21 balık
türünün bulunduğu ve daha önceleri kerevitin bol olduğu gölde,
şimdilerde daha çok sazan ve turna avlanmaktadır.
Uluabat Gölü sucul bitkiler yönünden de ülkemizin en zengin sulak
alanlarından biridir. Gölün hemen hemen bütün kıyıları geniş
sazlıklarla, sığ kesimleri ise su içi bitkileriyle kaplıdır. Göl,
Türkiye'nin en geniş nilüfer yataklarına sahiptir.
Anadolu'ya kuzeybatıdan giren kuş göç yolu üzerinde yer alması ve
önemli kuş alanlarından Kuş Gölü'ne çok yakın mesafede bulunması
nedeniyle Uluabat Gölü, kuş varlığı yönünden sadece ülkemizin değil,
Avrupa ve Ortadoğu'nun da en önemli sulak alanlarından biridir.
Türkiye'deki 97 önemli kuş alanından biridir. Uluabat Gölü dünya
çapında yok olma tehlikesi altında olan kuş türlerinden Küçük
Karabatağın ve Tepeli Pelikan’ın önemli beslenme ve kışlama alanıdır.
Antik çağda çok daha büyük olan Uluabat Gölü ile Marmara Denizi arasında, deniz taşımacılığı yapıldığı bilinmektedir.
1980’li yıllardan sonra göl yakınlarında kurulmaya başlanan sanayi ve
Orhaneli Çayı’nın taşıdığı kömür atıkları dolayısıyla gölün suyunda
büyük ölçüde kirlenme ve göl alanında daralma başlamıştır.
Göl ve havzasındaki yaşamın tehlike altına girmesi üzerine, bölge 1998
yılında uluslararası “Ramsar Sözleşmesi” kapsamında koruma altına
alınmıştır. 2000 yılında ise uluslararası 'yaşayan göller' kapsamına
alınan Uluabat Gölü, çevresindeki biyolojik çeşitlilik nedeniyle de
doğasever ve çevreci bakışların buraya yönelmesine yol açmıştır.
Ayvaini Mağarası
Uluabat Gölü yakınlarındaki pekçok şirin köyden biri olan, Bursa'ya 40 km uzaklıktaki Ayva Köyü, eşsiz bir özelliğe sahip.
Türkiye'nin en uzun 6. mağarası olan Ayvaini Mağarası, Bursa'nın "yeşil" sıfatına yakışır özellikteki bu köyde yer alır.
Hidrolojik olarak etkin durumda olan mağaranın Ayva ağzından yer altı
suları çıkmaktadır. Mağaranın ikinci ağzı ise, Mustafakemalpaşa
İlçesi’ne bağlı Kazanpınar ve Doğanalan köyleri arasındadır.
Mezozoik zamandan günümüze gelen ve 1970 yılında 3 kişilik bir İspanyol
ekip tarafından keşfedilen mağaranın uzunluğu 5.5 kilometreyi buluyor.
İçinde derinlikleri yer yer 3-4 metreye ulaşan 60 adet gölcük bulunan
mağaranın çıkışındaki gölcüğün uzunluğu ise yaklaşık 400 metre. Su
seviyesinin mevsimlere göre değişiklik gösterdiği, olağanüstü
sarkıtlarla kaplı, bakir ve el değmemiş yapısı ile gerçek bir doğa
harikası olan Ayvaini Mağarası, özellikle üniversitelerin mağaracılık
kulüplerinin ilgi odağıdır.
Güney Marmara Bölgesi’nin en uzun yer altı geçidi olduğu belirlenen ve
sarkıt, dikit, duvar damlataşları, sulu damlataş havuzları ve küçük
gölcükleriyle olağanüstü bir doğa harikası olan bu mağarayı gezmek için
rehber alınması zorunludur.