.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    azerbaycanı tanıyalım

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    azerbaycanı tanıyalım Empty azerbaycanı tanıyalım

    Mesaj  AsiRuH Perş. Ocak 08, 2009 7:07 pm

    Azerbaycan Cumhuriyeti

    30
    Eylül 1991 tarihinde bağımsızlığını ilân eden Azerbaycan
    Cumhuriyeti; Güney Kafkasya'nın doğusunda, Hazar Denizi'nin
    batısında 86.600 km2lik bir sahada yer almaktadır. Kuzeyde Dağıstan,
    Kuzeybatıda Gürcistan, güneybatıda Ermenistan, güneyde
    İran ile çevrilidir. Bölgenin en önemli özelliği
    kuzey-güney, doğu-batı istikametinde uzanan tarihi geçit ve
    ticaret yolları üzerinde bulunmasıdır.
    Dünyadaki 11 iklim çeşidinden 9'una sahip olan Azerbaycan
    iklimi kuzeyden gelen soğuk hava kütleleri, güneyden gelen
    sıcak hava akımları ve hazar Denizi'nin etkisi altındadır. Genel olarak
    iklim kuru ve subtropikal karakterdedir. Kuzey bölgesinde kuru
    karasal iklim hakimdir.

    Azerbaycan'ın önemli nehirleri Kura (Kür), Aras, Alazani,
    Samur, Terter, Kanık, Genceçay ve Beylegan nehirleridir. Hacı
    Kabul gölü en büyük göl olup, onu Sarısu ve
    Candahar izlemektedir. Tuzlu su gölleri ise Acınor ve
    Büyükşor gölleridir.
    Azerbaycan'da Mingeçevir, Veriveri, Sarsank, Ceyranbatar, Akstafa ve Arpaçay barajları bulunmaktadır.

    Başkenti Bakü olan Azerbaycan'da toplam 60 kaza ve 45 şehir
    bulunmaktadır. Başlıca şehirleri Sumgayıt, Guba, Ali Bayramlı,
    Lenkeran, Mingeçevir, Hankendi, Naftalan, Gence ve Suşa'dır.1995
    sayımlarına göre nüfusu 7.553.000 olup genç bir
    nüfusa sahip olan Azerbaycan nüfusunun %53'ü kentlerde,
    %47'si kırsal alanda oturmaktadır. Nüfus yoğunluğu km2'ye 85.8
    kişidir. Ortalama yaşam süresi 68.5 yıl olan Azerbaycan'da
    nüfus artış oranı %0.9'dur. Nüfusun %78.1' Azerbaycan
    Türkü, %7.9'u Rus, %14'ünün diğerleri teşkil
    etmektedir.

    azerbaycanı tanıyalım 017

    25 Aralık 1991 tarihinde Kril alfabesinin yerine Lâtin alfabesini
    kabul eden Azerbaycan 1995 yılında Lâtin alfabesinin uygulamasına
    geçmiştir. Azerbaycan'da okur-yazarlık oranı %98 olup, 9 yıllık
    ilk -orta öğretim mecburidir. 22 adet üniversite, Akademi ve
    Enstitü bulunmaktadır. Kütüphane ve müze
    yönünden zengin bir ülkedir. Önemli bir tarım
    ülkesi olan Azerbaycan'ın temel tarımsal ürünleri tahıl,
    pamuk, tütün, üzüm, sebze ve meyvedir. Hayvancılık
    kırsal alanda önemli bir geçim kaynağı olmaya devam
    etmektedir. Ham ipek üretiminde önemli yer tutan dut ağacı
    yetiştirilmesi ülkede yaygındır.

    800 km uzunluğundaki Hazar denizi kıyısıyla akarsularında
    balıkçılık ve su ürünleri önemli yer tutmaktadır.
    Hazar denizinde avlanan Mersin balığı yumurtası dünyaca
    ünlü olup, dünya havyar üretiminin %80ini
    karşılamaktadır.Azerbaycan bitki örtüsü ve florası
    çok zengin bir ülkedir. Ormanlarının çoğunu
    yapraklarını döken ağaçlar ile çam ağaçları
    oluşturmaktadır. Bilinen bitki sayısı 1400'ün üzerindedir.
    Ormanlar ülke yüzölçümünün
    %12'sini kapsamaktadır.

    Azerbaycan doğal kaynaklar tarafından çok zengindir. Kurşun,
    çinko, bakır, demir cevheri, barit, alünit, kobalt,
    arsenik, mermer, kireç taşı, siyonit, maden ve kaya tuzları
    bulunmaktadır. Az miktarda altın ve gümüş gibi kıymetli
    madenleri vardır. Ülkenin en büyük yer altı zenginliği
    petrol ve doğalgazdır. Petrolün %77'si Hazar denizinden
    sağlanmaktadır. Doğalzgaz ise Bahar, Kumadası ve Sangaçal'dan
    çıkarılmaktadır. Toplam petrol rezervi 118.65 milyar m3olduğu
    tahmin edilmektedir.

    Azerbaycan'da temel sanayi dalları, petrol araştırma, sondaj makinaları
    üretimi, petrokimyasallar, gıda, tekstil, elektronik ve ****l
    işlemedir. Sektörde yer alan bir çok fabrika, yeni
    teknolojileri uygulayamadığı için yetersiz durumdadır. Petrol
    işleme kapasitesi çıkardığı petrolün altında olduğu
    için ham petrol ihraç etmekte, rafine petrol almaktadır.
    1995 yılına göre 2.727.837 kişi çalışabilir nüfusu
    oluşturmaktadır. Bunun %21.1' sanayi ve inşaat, %37.1 tarım, %41.8'i
    hizmetler sektöründedir GSMG 2400 dolar olup, kişi başına
    milli gelir, 317 dolardır.Azerbaycan'ın 1995 yılı ithalatı 667.7 milyon
    dolar ihracatı 547.4 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

    Azerbaycan Cumhuriyeti'nde SSCB döneminden kalan bir çok
    unsur halen varlığını sürdürmesine karşın, yeni devlet yapısı
    henüz kurulma aşamasında bulunmaktadır.
    Azerbaycan'da Cumhurbaşkanı, yürütme organları ve Cumhuriyet
    Parlamentosu bulunmaktadır. Yürütme yetkileri münhasıran
    Cumhurbaşkanı tarafından atanan icra hakimleri tarafından
    kullanılmaktadır.Azerbaycan'da çoğulcu demokratik yapının
    yerleşmesi yönünde önemli adımlar atılmaktadır. Anayasa
    taslağı ve seçim kanunu hazırlıklarının ardından ilk çok
    partili seçim 12 Kasım 1995 tarihinde yapılmış, bu
    seçimle birlikte anayasa halk oylaması ile birlikte kabul
    edilmiştir
    [/size]


    En son sakaryalı54 tarafından Perş. Ocak 08, 2009 7:09 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    azerbaycanı tanıyalım Empty Geri: azerbaycanı tanıyalım

    Mesaj  AsiRuH Perş. Ocak 08, 2009 7:07 pm

    [b]Azerbaycan - Türkiye İlişkileri

    Türkiye
    Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün
    üç günlük Azerbaycan ziyareti
    Türkiye’nin Türk dünyasına yönelik
    politikasında yeni bir vizyonun ilk adımı olarak yorumlanıyor.
    Oldukça kalabalık bir heyetle ilk dış ziyaretini İlham
    Aliyev’in isteğiyle Azerbaycan’a gerçekleştiren
    Gül, ilişkilerin yeni bir boyut kazanabilmesi için iki
    ülke arasında serbest dolaşım ve serbest ticaret koşullarının
    gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti. Gül’ün
    Azerbaycan ziyaretinde ise İlham Aliyev Türkiye’nin
    sözde Ermeni soykırımı ve PKK terör örgütüne
    karşı mücadelesine destek verdiklerini açıkladı.

    Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra giderek yükselen
    bir ilişki düzeyi içerisinde bulunan Azerbaycan ve
    Türkiye arasındaki ilişkiler iki ayrı dönemde
    değerlendirilebilir. Duygusal ve idealist olarak nitelendirilen ilk
    dönemde (1991-1994) Ebülfez Elçibey ve Turgut
    Özal’ın idealist yaklaşımları iki ülke arasındaki
    ilişkilerin bir sonraki aşamaya taşınması için bir temel
    hazırladı. Fakat Türkiye’nin Azerbaycan’ın
    sorunlarının çözümünde yetersiz kalması ve
    Azerbaycan’ın iç ve dış politikasında dengeyi
    tutturamaması duyguların pratiğe dönüşmesini engelledi.
    Realist olarak nitelendirilen ikinci dönemde ise (1994-…)
    Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ve Türkiye Cumhuriyeti
    Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in dostluğu projelerin
    gerçekleşmesi açısından büyük rol oynadı.
    Turgut Özal ve Ebülfez Eliçbey’in yapmak isteyip
    de yapamadığı birçok projenin imzası ve temeli Haydar Aliyev ve
    Süleyman Demirel tarafından atıldı. Bu döneme aynı zamanda
    Haydar Aliyev’in Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine “Bir
    Millet İki Devlet” sloganı damgasını vurdu. Fakat Haydar
    Aliyev’in vefatı ve Süleyman Demirel’in
    cumhurbaşkanlığı süresinin dolması iki devlet arasındaki
    ilişkilerde bir kopukluk yarattı. İlişkilerin gelişiminde liderlerin
    dostluğu ve devlet tecrübeleri büyük rol oynadıysa da
    ilişkilerin birçok bağlamda kurumsallaşmamış olması kopukluğun
    temel nedenlerindendi. Bu kopukluk döneminde realist dönemin
    ürünleri olan projeler tamamlanmış olsa da yeni aşamaya
    geçilemedi.

    İlişkilerdeki Sınav Dönemi

    Bu süreçte iki devlet arasında oluşan diyalog boşluğu
    karşılıklı beklentilerin karşılanmasını da olumsuz etkiledi. Oysaki
    Türkiye’nin Azerbaycan’dan, Azerbaycan’ın ise
    Türkiye’den bazı beklentileri bulunmaktaydı.
    Türkiye’nin bu süreçte Azerbaycan’dan
    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik uluslararası
    ambargoyu hafifletmesi, Ermeni lobisinin sözde Ermeni soykırımı
    iddialarına karşı Türkiye’yi yalnız bırakmaması ve
    PKK’ya karşı sınır ötesi operasyona destek vermesi gibi
    beklentileri oldu. Bu konularda Azerbaycan Türkiye’ye
    desteğini bazen zamanında bazen de geç de olsa açıkladı.
    (Azerbaycan’dan Türkiye’ye Destek. Cumhuriyet
    Strateji, 5 Kasım 2007)

    Karşılıklı beklentilerde en az sıkıntı yaşanması gereken konuyken en
    fazla sıkıntı Ermenilerin sözde soykırım çalışmalarına
    karşı umulan desteğin Azerbaycan’dan geç gelmesi oldu.
    2007 yılında Ermenilerin ABD senatosunda sözde soykırım yasa
    tasarısını kabul ettirmek için çalışma yaptığı
    günlerde Azerbaycan’ın teşebbüsüyle
    Bakü’de Türkiye-Azerbaycan’ın yurt dışındaki lobi
    teşkilatlarının ortak strateji belirlemesi için toplantı
    yapıldı. Türkiye’de beklenti bu ortak faaliyetin
    Avrupa’da ve ABD’de pratiğe dönüşmesi ve
    Azerbaycan’ın resmi düzeyde Fransa ve ABD’ye tepki
    göstermesiydi. Ancak destek zamanında gelmedi ve
    Türkiye’den eleştiri sesleri yükseldi.
    Türkiye’deki bu eleştiriler ilişkilerde başka bir endişenin
    oluşmasına da neden oldu. Türkiye Ermeni Sorununun
    Türkiye-Azerbaycan için ortak sorun olduğu ve
    Türkiye’nin Ermeni işgaline karşı Azerbaycan’a
    çok ciddi destek verdiği gerçeğinden yola çıkarak
    Azerbaycan’ın da Türkiye’nin yanında yer almasını
    istedi. Türkiye’de birçok yazar Azerbaycan’ı
    Türkiye’yi yalnız bırakmakla eleştirdi. Bu eleştiri
    “Azerbaycan bize destek vermiyorsa biz neden Azerbaycan
    için Ermenistan’la kapılarımızı kapalı tutuyoruz”
    şeklinde iki devlet arasında soruna neden olabilecek bir seviyeye
    ulaştı. Fakat Türk yetkililer peş peşe açıklamalar yaparak
    Ermenistan’ın soykırım iddialarından vazgeçmediği ve işgal
    ettiği topraklardan çıkmadığı sürece sınır kapılarının
    açılmayacağını ifade etti. Mayıs 2007’de İstanbul’da
    yapılan Karadeniz İşbirliği Örgütü zirvesinde Ermenistan
    Dış İşleri Bakanıyla görüşme yapan dönemin Dışişleri
    Bakanı Abdullah Gül, Ermenistan işgal ettiği topraklardan
    çıkmadığı sürece sınır kapılarının açılmayacağını
    ifade etti.

    Öte yandan Azerbaycan’ın Ermeni lobisinin
    çalışmalarına karşı Türkiye’ye destek mesajlarının
    gecikmesi ülkenin kendi içinde de ciddi eleştirilere neden
    oldu. 12 Ekim 2007’de Azerbaycan’da yayınlanan Ayna
    gazetesi şöyle yazıyordu: “Temsilciler Meclisi tasarıyı
    görüşmeye hazırlanırken Abdullah Gül Beyaz Saray’ı
    uyaran bir mektup yazdı. Maalesef bu mektupta Azerbaycan
    cumhurbaşkanının imzası bulunmuyordu. Unutulmamalıdır ki, ABD’nin
    kabul edeceği karar sadece Türkiye’ye değil toprakları işgal
    altında olan Azerbaycan’a da darbedir.” Azerbaycan’ın
    resmi desteği 10 Ekim 2007’de Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler
    Komisyonu’nda sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısının kabul
    edilmesinden sonra geldi. 10 Ekim’de toplanan Azerbaycan Milli
    Meclisi tasarıyı kınadı ve kamuoyunda ABD’nin Minsk
    Grubu’ndan çıkarılması gereğinin gündeme gelmesi
    istendi. 12 Ekim 2007’de Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı konuyla
    ilgili şu açıklamayı yaptı: “Azerbaycan dışişleri
    bakanlığı yanlış ve kasten alınmış bu kararı kınıyor ve bu kararı
    bölgesel ve küresel süreç açısından yanlış
    bir adım olarak değerlendiriyor. Bu konuda Türkiye’nin,
    arşiv belgelerinin açılması tezini destekliyor. Azerbaycan
    Dışişleri Bakanlığı, ABD Kongresi’ni etnik lobilerin etkisi
    altında kalmadığını ve kötü niyetli olmadığını
    göstermesi için 106 sayılı kararı kabul etmemeye
    çağırıyor”. Bunun dışında Gül’ün Bakü
    ziyareti öncesi konuyla ilgili basının sorularını yanıtlayan
    Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov, tasarının Temsilciler
    Meclisi’nden geçmemesi için Amerikan meclisindeki
    Azerbaycan’a yakın üyelere, yasanın Azerbaycan-ABD
    ilişkilerine vereceği zararların anlatıldığını ifade etti.

    Doldurulması Gereken Boşluklar

    Bakü’ye gitmeden önce Ankara’da Azerbaycan
    basınıyla yaptığı görüşmede ilişkilerde yeni bir aşamaya
    geçilebilmesi için iki ülke arasında serbest
    dolaşımın ve serbest ticaretin sağlanması gerektiğini ifade etti.
    Serbest dolaşım için Türkiye tek taraflı olarak bir adım
    attı. 29 Temmuz 2007’den beri Azerbaycan, Türkmenistan,
    Moğolistan ve Tacikistan vatandaşları 30 günü aşamayan
    turistik ziyaretlerinde Türkiye’ye vizesiz bir şekilde giriş
    yapabiliyor. Şimdilik Azerbaycan Türkiye vatandaşlarına vizeyi
    kaldırmadıysa da Türkiye’nin bu adımı Azerbaycan
    üzerinde vizeyi kaldırmak için bir baskı oluşturacaktır.
    Zaten ziyaret bağlamında basına açıklama yapan Azerbaycan
    Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov vizeyi kaldırmak için
    çalışmalar yapıldığını açıkladı.

    Tüm bunların yanı sıra 7 Şubat 2007’de imzalanan demiryolu
    anlaşması pratiğe dönüşürse serbest ticaret için
    büyük bir adım atılmış olur. Diğer yandan
    Gül’ün Bakü’de imzaladığı Uzun Vadeli
    Ekonomik İşbirliği Anlaşması İcra Planı serbest ticaretin
    geliştirilmesi için hukuksal bir temel olarak
    görülebilir. Serbest ticaret ve serbest dolaşım
    söylemlerinin pratiğe dönüşmesi sadece
    Türkiye-Azerbaycan ilişkileri açısından değil aynı zamanda
    Türkiye-Orta Asya ilişkileri açısından da önemlidir.
    Bu bağlamda Türkiye’nin Azerbaycan-Türkmenistan
    arasındaki sorunların çözümünde aktif rol alması
    da Türk dünyası siyaseti açısından önemli bir
    adım olabilir.

    İki ülke arasındaki mevcut ekonomik ilişkiler beklentilerin
    altındadır ve bu bağlamda bazı boşluklar vardır. Diğer büyük
    devletlerden farklı olarak Türkiye yurt dışındaki özel
    yatırımlarını korumak için yeterli çaba sarf
    etmemektedir. Genel anlamda ise ilişkiler hala kurumsallaşmamış sadece
    liderlerin inisiyatifi düzeyindedir. Sivil toplum
    örgütleri, muhalif partiler ve diğer devlet dışı kurumlar
    arasında özel bir ilişki bulunmamaktadır. İki devlet arasındaki
    ilişkilerin beklenen düzeye ulaşması için bu boşluklar
    doldurulmalıdır. Sonuç olarak bu tür ziyaret ve adımlar
    konjonktürel değil planlı ve devamlı stratejiye
    dönüşürse iki devlet arasındaki ilişkilerde mesafe
    kaydedebilir.
    [/size]
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    azerbaycanı tanıyalım Empty Geri: azerbaycanı tanıyalım

    Mesaj  AsiRuH Perş. Ocak 08, 2009 7:09 pm

    Azerbaycan Resimleri - Manzarası

    azerbaycanı tanıyalım Anonimkabaku45375fh0



    Bakü Azerbaycan
    azerbaycanı tanıyalım Www.resimcity.com_azerbeycan_resimleri_3_baku

    azerbaycanı tanıyalım Bakugorunumler11e6a7bdmt5


    azerbaycanı tanıyalım Bakugorunumler21e72663hz0

    azerbaycanı tanıyalım Bakugorunumler31e799cegk3

      Forum Saati Çarş. Mayıs 08, 2024 7:49 am