Zaman gazetesinin Kurşunkalem mahlaslı yazarı "Nedim Gürsel'e
bir destek de benden" diyerek yazarın romanındaki sözlerinden
dolayı yargılanmasını yanlış bulduğunu açıkladı:
Bu
sözüme Nedim Gürsel de şaşıracaktır; ama işte buradan
ilan ediyorum: "Allah'ın Kızları" romanında 'toplumun bir kesiminin
dinî değerlerini yermek'le suçlanan ve hakkında TCK'nın
216. maddesi uyarınca dava açılan yazar Nedim Gürsel'i
destekliyorum. Bir yazar bir romanında geçen sözlerden dolayı asla yargılanmamalı.
Bir romanın 'yargılanacağı yer' edebiyatın kendi alanıdır ve edebiyat
eserinin gerçek yargıcı eleştirmenler ve okurlardır. Bu
yüzden
Gürsel'in 6 aydan bir yıla kadar hapis cezası ile yargılanmasını
doğru bulmuyorum. Dilerim hakimler de bu davanın anlamsızlığını
düşünür ve ilk duruşmada beraat kararı verir.
Konunun
'özgürlük' ve 'destek' bahsini burada kapattıktan sonra
gelelim madalyonun öbür yüzüne... İmdi Gürsel'in 'Allah'ın Kızları' adını verdiği kitabı vasat hatta vasat altı bir romandı. Üzerinde durulmaya konuşulmaya da değecek bir yanı yoktu. Hatır gönül
eş dost işi övgüler ve yine aynı minvaldeki söyleşiler
dışında edebiyat dünyasından bir ilgi de görmüş değildi
roman. Gürsel
"Allah'ın Kızları" gibi heyecan uyandırma dozu yüksek adına rağmen
kitabı bir kıpırtı uyandırmayınca hayli şaşırdı. Bir şeyler olsun diye
çırpınıp durdu. Mesela Zaman'a söyleşi vermek istedi
olmadı. Kitabının reklamının alınmadığı gerekçesiyle her gittiği
televizyon kanalında Zaman'a laf çarptırdı. Bunlar da romanı
kıpırdatmadı. Bir şeyler olsun da roman tanınsın ses getirsin istiyordu
hatta etrafındaki insanlardan beklentileri vardı bu konuda. Ama ne
yaptıysa tutmadı. Bir Salman Rüşdi olamadı Gürsel.
Derken
beklenen kıpırtının fitili edebiyat dünyasından değil de yargıdan
geldi. "Allah'ın Kızları" hakkında dava açıldı. İşte Gürsel'in beklediği an gelmişti! Artık Türkiye'de yargılanan bir yazardı. Dünya yazar örgütleri Nobel'li ünlü yazarlar düşünce kuruluşları kendisine destek verecek bütün dünya basınında boy boy fotoğrafları yayımlanacak kendisiyle söyleşiler yapılacak ve 'düşüncelerinden dolayı yargılanan Türk yazarı' Nedim Gürsel romanının edebi niteliğiyle elde edemediği tanıtımı başarıyı ya da uluslararası bir figür olabilmeyi bu yolla elde edecekti.
Ve oldu! Hafta içinde aralarında 2008 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi G. Le Clezio ile John Berger Edgar Morin Antonio Tabucchi'nin de bulunduğu çok sayıda yazar
eserinden dolayı yargılanan Gürsel'e destek bildirisi yayımladı.
Orhan Pamuk da bir açıklama yaparak destek verdi Gürsel'e.
Böylece Nedim Gürsel
dünya gündeminde hatırı sayılır bir yer edinmeye başladı.
Artık o romantik duruşu ve uysal bakışlarıyla her gün gazetelerin
birinci sayfalarında yer bulabiliyor.
Şu günlerde dünyanın en keyifli insanı kimdir diye sorsanız
hiç tereddüt etmeden 'Nedim Gürsel' derim ben. Kitabın
makus talihi açıldığı için mutluluktan uyuyamıyordur
Gürsel. Böyle ün böyle destek
böyle tanıtım başka türlü nasıl sağlanırdı? Yemeyip
içmeyip hakkında dava açan savcıya dua etse yeridir
Gürsel. Yoksa o sükseli ismine rağmen "Allah'ın Kızları" yazarını mahcup etmiş ve çoktan unutulup gitmişti. Artık bir süre daha gündemde kalacak epeyce satacak ve daha önemlisi yazar dünya gündeminde mağdurlar listesine eklenerek hatırı sayılır bir ün ve etkinlik kazanacaktır.
Edebiyat dünyasında pek çok insan şu benim anlattıklarımı konuşuyor aslında; ama kimse yazmaya cesaret edemiyor. Bizim kimsenin ününde
kazancında gözümüz yok. Kimseyle çıkar ilişkimiz
de... Bu yüzden hakikat neyse yazmaktan çekinmiyoruz. Evet Nedim Gürsel'e sonuna kadar destek veriyorum. Yargılanmamalı. Bir roman yargı konusu olamaz olmamalı. Ama kitabın edebi değeri ile elde edilemeyen başarının
başka yollardan umulması ve yine bir yazarın hak etmediği
ölçüde övgüyle göklere
çıkarılması da insanın midesini bulandırıyor. Basınımızın
Gürsel sever habercilerine ve yazarlarına da hatırlatmak isterim;
boşuna çabalamayın Nedim Gürsel'den bir Salman Rüşdi çıkmaz!
Kurşunkalem / Zaman
bir destek de benden" diyerek yazarın romanındaki sözlerinden
dolayı yargılanmasını yanlış bulduğunu açıkladı:
Bu
sözüme Nedim Gürsel de şaşıracaktır; ama işte buradan
ilan ediyorum: "Allah'ın Kızları" romanında 'toplumun bir kesiminin
dinî değerlerini yermek'le suçlanan ve hakkında TCK'nın
216. maddesi uyarınca dava açılan yazar Nedim Gürsel'i
destekliyorum. Bir yazar bir romanında geçen sözlerden dolayı asla yargılanmamalı.
Bir romanın 'yargılanacağı yer' edebiyatın kendi alanıdır ve edebiyat
eserinin gerçek yargıcı eleştirmenler ve okurlardır. Bu
yüzden
Gürsel'in 6 aydan bir yıla kadar hapis cezası ile yargılanmasını
doğru bulmuyorum. Dilerim hakimler de bu davanın anlamsızlığını
düşünür ve ilk duruşmada beraat kararı verir.
Konunun
'özgürlük' ve 'destek' bahsini burada kapattıktan sonra
gelelim madalyonun öbür yüzüne... İmdi Gürsel'in 'Allah'ın Kızları' adını verdiği kitabı vasat hatta vasat altı bir romandı. Üzerinde durulmaya konuşulmaya da değecek bir yanı yoktu. Hatır gönül
eş dost işi övgüler ve yine aynı minvaldeki söyleşiler
dışında edebiyat dünyasından bir ilgi de görmüş değildi
roman. Gürsel
"Allah'ın Kızları" gibi heyecan uyandırma dozu yüksek adına rağmen
kitabı bir kıpırtı uyandırmayınca hayli şaşırdı. Bir şeyler olsun diye
çırpınıp durdu. Mesela Zaman'a söyleşi vermek istedi
olmadı. Kitabının reklamının alınmadığı gerekçesiyle her gittiği
televizyon kanalında Zaman'a laf çarptırdı. Bunlar da romanı
kıpırdatmadı. Bir şeyler olsun da roman tanınsın ses getirsin istiyordu
hatta etrafındaki insanlardan beklentileri vardı bu konuda. Ama ne
yaptıysa tutmadı. Bir Salman Rüşdi olamadı Gürsel.
Derken
beklenen kıpırtının fitili edebiyat dünyasından değil de yargıdan
geldi. "Allah'ın Kızları" hakkında dava açıldı. İşte Gürsel'in beklediği an gelmişti! Artık Türkiye'de yargılanan bir yazardı. Dünya yazar örgütleri Nobel'li ünlü yazarlar düşünce kuruluşları kendisine destek verecek bütün dünya basınında boy boy fotoğrafları yayımlanacak kendisiyle söyleşiler yapılacak ve 'düşüncelerinden dolayı yargılanan Türk yazarı' Nedim Gürsel romanının edebi niteliğiyle elde edemediği tanıtımı başarıyı ya da uluslararası bir figür olabilmeyi bu yolla elde edecekti.
Ve oldu! Hafta içinde aralarında 2008 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi G. Le Clezio ile John Berger Edgar Morin Antonio Tabucchi'nin de bulunduğu çok sayıda yazar
eserinden dolayı yargılanan Gürsel'e destek bildirisi yayımladı.
Orhan Pamuk da bir açıklama yaparak destek verdi Gürsel'e.
Böylece Nedim Gürsel
dünya gündeminde hatırı sayılır bir yer edinmeye başladı.
Artık o romantik duruşu ve uysal bakışlarıyla her gün gazetelerin
birinci sayfalarında yer bulabiliyor.
Şu günlerde dünyanın en keyifli insanı kimdir diye sorsanız
hiç tereddüt etmeden 'Nedim Gürsel' derim ben. Kitabın
makus talihi açıldığı için mutluluktan uyuyamıyordur
Gürsel. Böyle ün böyle destek
böyle tanıtım başka türlü nasıl sağlanırdı? Yemeyip
içmeyip hakkında dava açan savcıya dua etse yeridir
Gürsel. Yoksa o sükseli ismine rağmen "Allah'ın Kızları" yazarını mahcup etmiş ve çoktan unutulup gitmişti. Artık bir süre daha gündemde kalacak epeyce satacak ve daha önemlisi yazar dünya gündeminde mağdurlar listesine eklenerek hatırı sayılır bir ün ve etkinlik kazanacaktır.
Edebiyat dünyasında pek çok insan şu benim anlattıklarımı konuşuyor aslında; ama kimse yazmaya cesaret edemiyor. Bizim kimsenin ününde
kazancında gözümüz yok. Kimseyle çıkar ilişkimiz
de... Bu yüzden hakikat neyse yazmaktan çekinmiyoruz. Evet Nedim Gürsel'e sonuna kadar destek veriyorum. Yargılanmamalı. Bir roman yargı konusu olamaz olmamalı. Ama kitabın edebi değeri ile elde edilemeyen başarının
başka yollardan umulması ve yine bir yazarın hak etmediği
ölçüde övgüyle göklere
çıkarılması da insanın midesini bulandırıyor. Basınımızın
Gürsel sever habercilerine ve yazarlarına da hatırlatmak isterim;
boşuna çabalamayın Nedim Gürsel'den bir Salman Rüşdi çıkmaz!
Kurşunkalem / Zaman