Telefon calar bir genç kız açar.kız henüz cevap vermeden"ELVEDa"der.
-"bu kadar mı?"der genç kız.
-"ya sen ne sandın sevdiğimi mi?"
kız yıkılmıştır.Telefonun başında birşey söylemiyor ağlıyordu sessizce.Delikanlı kızın sesini duydu.
-"neden konuşmuyorsun?Ağlıyormusun yoksa?olsun canım buda geçer.ben bıraktım diyemi ağlıyorsun?senin ayrıldığını söylerim benim için farketmez."
Genç kız hıçkırıklar içinde çıkan boğuk sesiyle bardağı taşıran bu sözlere dayanamaz.
-"anlamadın mı sersem?sen yada ben farkeder mi?.ben ayrıldığımıza ağlıyorum.sana ve senin ağlanacak haline"...
Delikanlı sustu.genç kız bunları söylerken seviyordu.daha öncede sevmişti ve sevecekti.ama yapacak bir şey yoktu.çünkü bu sözlerin karşısında direnen GURUR'u vardı.sonunda sevgi ağır bastı.delikanlı telefonu kapatırken soğuk bir ELVEDA dedi.Genç kız ise gururunu ayaklar altına alıp SENi SEVİYORUM demişti.Telefonu kapatınca delikanlı düşündü.neden yapmıştı bunu?"oysa o da seviyordu"
Sevgisini itiraf etmek için tekrar aradı.telefon cevap vermiyordu bunun üzerine kızın evine gitti.ev kalabalıktı şaşırdı.çok geç kalmıştı.birden acı bir siren sesiyle irkilmişti.içeride ağzının kenarından kan akmış soğuk bir ceset vardı.delikanlı yıkılmıştı.Sadece ELVEDA demişti.uyan dediyse de uyanmıyordu.bir kağıt gözüne ilişti.Buğulanmış gözlerini silerek okudu.Şöyle yazıyordu;
"Tüm Seven Ve Sevilenlere İbret Olsun"