1-Bebekler ilk 6 ayda anne sütü ile beslenmeli, ileri yaşlarda da yeterli ve dengeli beslenmesine dikkat edilmeli.
2- Çocuklara ellerini düzenli olarak su ve sabun ile yıkamaları öğretilmeli.
3- Çocuklar solunumu olumsuz etkileyebilen ve hastalanma olasılığını artıran tozlu, sigara dumanlı ortamlardan uzak tutulmalı.
Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Çokuğraş, dünyada her 30 saniyede bir çocuğun pnömokok mikrobunun neden olduğu hastalıklar sebebiyle hayatını kaybettiğini, her yıl binlercesinin de sakat kaldığını anlattı:
"Pnömokok tehlikeli bir mikroptur. Zatürreye bağlı ölümlerin en önemli nedeni pnömokoktur. Pnömokok menenjitine yakalanan her 100 kişiden 15'i ölmekte, 27'sinde işitme kaybı, 11'inde ise kalıcı sakatlık oluşmaktadır."
Zatürre hastalığının Türkiye'de de bebek ve çocuk ölümlerinin başta gelen sebeplerinden biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çokuğraş, "Zatürre ülkemizde 1 ay-5 yaş grubu ölüm nedenleri arasında yüzde 27 ile ilk sıradadır. Türkiye'de zatürre sebebiyle yılda 7 bine yakın 5 yaş altı çocuğun hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Menenjit ise ülkemizde 0-14 yaş çocuklarda beşinci sıradaki ölüm nedenidir ve ülkemizdeki her dört bakteriyel menenjit vakasının birine pnömokok sebep olmaktadır" dedi.
Pnömokok mikrobu, her 10 yetişkinden 3'ünün ve her 2 çocuktan 1'inin burun boşluğunda hastalık oluşturmadan bulunabiliyor. Bakteri, öksürük ve hapşırıkla bulaşıyor. Pnömokokun sebep olduğu hastalıklar 2 yaşından küçük çocuklarda toplumun geneline oranla 10 kat daha sık görülüyor, dolayısıyla bu yaş grubunda tüm diğer gruplardan daha fazla ölüme sebep oluyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün pnömokok hastalıklarından korunmada en etkili yöntemlerden biri olarak aşılamayı önerdiğini belirten Prof. Dr. Çokuğraş, 2 yaşından küçük çocuklarda da kullanılabilen konjuge pnömokok aşısını anlattı:
"Pnömokok her geçen gün antibiyotiklere karşı daha fazla direnç kazandığından, pnömokok hastalıklarının tedavisi gittikçe zorlaşıyor. Bu da hastalığı önlemede aşılamanın önemine işaret ediyor. Konjüge pnömokok aşısı yaşamın ikinci ayından itibaren kullanılabilen ve uzun süreli koruma sağlayan bir aşıdır.
2- Çocuklara ellerini düzenli olarak su ve sabun ile yıkamaları öğretilmeli.
3- Çocuklar solunumu olumsuz etkileyebilen ve hastalanma olasılığını artıran tozlu, sigara dumanlı ortamlardan uzak tutulmalı.
Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Çokuğraş, dünyada her 30 saniyede bir çocuğun pnömokok mikrobunun neden olduğu hastalıklar sebebiyle hayatını kaybettiğini, her yıl binlercesinin de sakat kaldığını anlattı:
"Pnömokok tehlikeli bir mikroptur. Zatürreye bağlı ölümlerin en önemli nedeni pnömokoktur. Pnömokok menenjitine yakalanan her 100 kişiden 15'i ölmekte, 27'sinde işitme kaybı, 11'inde ise kalıcı sakatlık oluşmaktadır."
Zatürre hastalığının Türkiye'de de bebek ve çocuk ölümlerinin başta gelen sebeplerinden biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çokuğraş, "Zatürre ülkemizde 1 ay-5 yaş grubu ölüm nedenleri arasında yüzde 27 ile ilk sıradadır. Türkiye'de zatürre sebebiyle yılda 7 bine yakın 5 yaş altı çocuğun hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Menenjit ise ülkemizde 0-14 yaş çocuklarda beşinci sıradaki ölüm nedenidir ve ülkemizdeki her dört bakteriyel menenjit vakasının birine pnömokok sebep olmaktadır" dedi.
Pnömokok mikrobu, her 10 yetişkinden 3'ünün ve her 2 çocuktan 1'inin burun boşluğunda hastalık oluşturmadan bulunabiliyor. Bakteri, öksürük ve hapşırıkla bulaşıyor. Pnömokokun sebep olduğu hastalıklar 2 yaşından küçük çocuklarda toplumun geneline oranla 10 kat daha sık görülüyor, dolayısıyla bu yaş grubunda tüm diğer gruplardan daha fazla ölüme sebep oluyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün pnömokok hastalıklarından korunmada en etkili yöntemlerden biri olarak aşılamayı önerdiğini belirten Prof. Dr. Çokuğraş, 2 yaşından küçük çocuklarda da kullanılabilen konjuge pnömokok aşısını anlattı:
"Pnömokok her geçen gün antibiyotiklere karşı daha fazla direnç kazandığından, pnömokok hastalıklarının tedavisi gittikçe zorlaşıyor. Bu da hastalığı önlemede aşılamanın önemine işaret ediyor. Konjüge pnömokok aşısı yaşamın ikinci ayından itibaren kullanılabilen ve uzun süreli koruma sağlayan bir aşıdır.