yerfe'illahullezine emenu minkum vellezine ütül'ilme derecativ vallahü bima ta'melune habirun.'
Mücâdile 58/11 : «İman edenleri ALLAH yükseltir, İLİM verilenleri ise kat kat dereceleri ile büyültür.
İbni Kesir Tefsir'ine göre
«ALLAH içinizden îmân etmiş olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. ALLAH, yaptıklarınızdan haberdârdır.» Sizden biriniz, kardeşi yanına geldiğinde ona yer açınca veya kendisine çıkması emredildiğinde çıkınca bunu, kendisi için bir eksiklik olarak kabul etmesin. Bilakis bu, ALLAH katında yücelik ve meziyyettir. ALLAH Teâlâ bu durumu heba etmez, aksine onu yapanlara dünya ve âhirette mükâfat verir. Çünkü kim ALLAH için tevazu' gösterirse; ALLAH onun değerini yüceltir ve şânını yaygınlaştırır. Bunun için
«ALLAH içinizden îmân etmiş olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin.» buyuruyor. Ve ALLAH, yaptıklarınızdan haberdârdır.» Buna müstehak olan ve olmayanı iyi bilir, tmâm Ahmed İbn Hanbsl der ki: Bize Ebu Kâmil... Ebu Tufeyl Âmir İbn Vâile'den nakletti ki; Nâfı' İbn Abd'ül-Hâris Us-fân'da Hattâb oğlu Ömer'e rastladı. Ömer onu Mekke'ye âmir olarak göndermişti. Ömer ona vâdî halkına kimi halef ta'yîn ettin? dedi. O da; İbn Ebzâ'yı halef ta'yîn ettim, dedi. Ömer îbn Ebzâ da kim? deyince o; kölelerinizden bir adam, dedi. Hz. Ömer onlara bir köleyi mi halîfe ta'yîn ettin? dedi.
Nâfi' dedi ki: Ey mü'minlerin emîri, doğrusu o, ALLAH'ın kitabını okuyor, farzlan biliyor ve hüküm veriyor. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi: Ama sizin peygamberiniz (s.a.) şöyle buyurmuştur : Doğrusu ALLAH, bu kitab ile bir kavmi yüceltir ve bir başka kavmi de alçaltır .Müslim de bu rivayeti birden çok şekilde Zührî kanalıyla Nâfi' den nakleder. Yine birden çok şekilde Hz. Ömer'den benzer rivayet nakledilir. Ben, ilim ve ilim ehlinin faziletine dâir hadîsleri Buhârî Şerhi'-nin ilim kitabında uzun uzadıya açıkladım. Hamd ve minnet ALLAH'a mahsûstur
Fahruddin Er-Râzi, Mefâtihu’l-Gayb,a Tefsir'ine göre
"ALLAH sizden iman etmiş olanlarla, kendilerine ilim verilmiş olanların derecelerini artırır" buyurmuştur. Bu, "ALLAH, peygamberin emrine uymaları sebebiyle mü'minlerin ve onlardan özellikle âlim olanların derecelerini artırır" demektir. Sonra buradaki derecelerin yükselmesi hususunda iki görüş vardır:
a) Pek duyulmadık bir görüşe göre, bu Resûlüllah'ın meclisinde yükselme, temayüz etmedir.
b) Meşhur olan görüşe göre ise, bundan murad, mükâfaat dereceleri ve ALLAH'ın hoşnutluğunun mertebeleri bakımından yükselmektir.
İlmin Fazileti
Bil ki, ilmin faziletini, "(ALLAH) Âdem'e bütün isimleri öğretti" (Bakara. 31) (Bu ayetin Tefsir'i Detaylı olarak bilginize sunulacak) . Kâdî şöyle demiştir: "Hiç şüphe yok ki âlimin ilmi, taatinden ötürü normal bir mü'min için söz konusu olmayan bir makam ve mertebeyi gerektirir. Işt ebundan Ötürü yaptığı bütün işlerde âlime uyulur ve âlim olmayana uyulmaz. Çünkü âlim, haram ve şüpheli şeylerden kaçınma yollarını, başkalarının bilemediği, nefsi hesaba çekme yollarını bilir. Yine o, ibadette başkalarının bilemediği, huşu ve tesellül keyfiyetini bilir. Yine o, başkasının bilemeyeceği tevbe keyfiyetini, vaktini ve niteliklerini bilir. Öte yandan bu kimse, başkalarının aksine, boynuna düşen, haklara riayet eder. Bu durum, pek çok şeyde böyledir. Fakat, nasıl ki taatlarından ötürü onun mükâfaatının derece ve mertebesi yükseliyorsa, aynı şekilde işlediği günahların ikâb ve cezası da büyük olur. Çünkü, ilminden ötürü işlemekten imtina edeceği ve başkasına göre küçük olan pek çok günah, onun için büyük günah sayılır.
Savfetü't Tefasir Tefsir'ine göre
Bilin ki ALLAH, kendisinin ve Peygamberinin emir¬lerine sarılmalarından dolayı mü'mirileri, Özellikle inanan âlimleri en yüce mertebelere yükseltir ve onlara cennette en yüksek dereceleri verir. İbn Mes'ûd şöyle der: Yüce ALLAH bu âyette alimleri övdü. Ey insanlar! Bu âyeti iyice anlayın. Bu âyet sizi ilme teşvik etmelidir.
Çünkü Yüce ALLAH diyor ki: ALLAH âlim mü'mini, âlim olmayan mü'minden kat kat üstün kılar. Kurtubî de şöyle der: Yüce ALLAH bu âyette, ALLAH katında üstünlüğün, mec¬lislere önce gelip başa oturmakla değil, ilim ve iman ile olduğunu açıkladı.
Hadiste şöyle buyrulmuştur: "Alimin âbide üstünlüğü, dolunay gecesindeki ayın, diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir"(Kurtubi 17/300) Yine Rasulullah (s.a.v.)'tan şöyle rivayet edilmiştir:
Kıyamet günü üç zümre şefaat edebilecektir Peygamberler, âlimler, sonra şehitler.(kurtubi 17/300) Bu ne büyük bir rütbedir ki, bu rütbe, pey¬gamberlik ile şehitlik rütbeleri arasında yer aldığı ALLAH'ın Rasulü'nün şahitliğiyle bildirilmektedir. Yüce ALLAH lütuf ve sevaba müstehak olan ile olmayanı bilendir.
Tefsir'ül Münir'e göre
ALLAH Tealâ iman edenlerinizi" dünyada onlara yardım ederek, güzel ün nasip ederek, ahirette de cennetine koyarak "derecelerini yükselt¬sin." Özellikle "kendilerine ilim verilenlerin" ilimle ameli birleştirenlerin mevkilerini, saygınlıklarını ve "derecelerini yükseltsin." Çünkü ilim zaten derecesi yüksek olmakla beraber -sahibinin daha da yücelmesi için- amel etmeyi gerektirir.
Hadiste şöyle buyurulur: "Alimin abide (çok ibadet ede¬ne) üstünlüğü, ondördünde ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. ALLAH Tealâ yaptıklarınızın hepsinden haberdardır." "ALLAH yaptıklarınızın hep¬sinden haberdardır." cümlesi, emrine uymayanlara yönelik bir tehdittir.
ALLAH iman edenlerinizi ve kendilerine ilim verilenlerin dereceleri¬ni yükseltsin. ALLAH yaptıklarınızın hepsinden haberdardır." .Yani ALLAH Te¬alâ ahirette nasiplerini bolca vermek suretiyle dünyada ve ahirette ma¬kamlarını yüceltir. Yine dünyada saygı ahirette sevap ihsan etmek suretiy¬le yüksek dereceler vererek, bilhassa alimlerin makamlarını yüceltir.
Kim ilimle imanı birleştirirse imanından dolayı derecesini yükselttiği gibi ayrı¬ca ilminden dolayı da makamını yüceltir. Meclislerde saygı görmesi de bun¬lardan biridir. ALLAH Teâla buna lâyık olanı da olmayanı da bilir, bütün kul¬larının niyet ve hallerine muttalidir. Hayır olsun şer olsun bütün amelleri¬nin karşılığını verecektir.
Ahmed b. Hanbel ve Müslim'in Ebuttufeyl Amir b. Vasile'den naklet¬tiklerine göre Nafi b. Abdulharis Usfan'da Hz. Ömer ile karşılaştı. Hz. Ömer onu Mekke'ye yönetici tayin etmişti. Hz. Ömer ona: "Vadi (Mekke) eh¬linin başına kimi bıraktın." dedi. O da "Azadlı kölelerimden İbni Ebza'yı bı¬raktım." dedi. Hz. Ömer "Onların başına bir köleyi mi bıraktın?" dedi. Nafi: "Ey müminlerin emiri! O ALLAH'ın kitabını okur, farzları bilir, kadılık yapar." dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer "Peygamberiniz şöyle demişti: ALLAH bu kitap sebebiyle bir kısım insanları yükseltir diğer bir kısmını alçaltır." dedi
Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:
Rabbimiz dünyada saygı, ahirette sevap vermek suretiyle müminle¬rin ve alimlerin derecelerini yükseltir. Mümini mümin olmayana, alimi alim olmayana göre yüceltir. İbni Mesud "ALLAH bu ayette alimleri övmüş¬tür." demiştir.
Aynı şekilde "Kendilerine ilim verilenler..." ayeti de ALLAH katında yük¬sekliğin, meclislerin başında oturmakla değil ilim ve imanla olduğuna delâ¬let etmektedir. Buna göre ALLAH mümini önce imanıyla sonra ilmi ile yüceltir.
Alimlerin faziletine dair pek çok hadis-i şerif bulunmaktadır, bazıları şunlardır:
Ebu Nuaym Muaz'dan şöyle rivayet etmiştir: "Alimin abide nispetle fazileti, dolunayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir."
İbni Mace'nin Hz. Osman'dan rivayet ettiği hasen hadiste şöyle buyu-rulmuştur: "Kıyamet günü üç kişi şefaat eder: Önce peygamberler, sonra alimler, sonra şehitler." Rasulullah'ın (s.a.) bu hadisi, alimlerin mertebesinin peygamberlik mertebesinden hemen sonra geldiğine delâlet etmektedir.
İbni Abbas'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Süleyman'dan (a.s.) ilim, mal ve saltanattan birini tercih etmesi istenmiş, o ilmi tercih etmiş, ALLAH da ilimle beraber mal ve saltanatı da vermiştir
Mücâdile 58/11 : «İman edenleri ALLAH yükseltir, İLİM verilenleri ise kat kat dereceleri ile büyültür.
İbni Kesir Tefsir'ine göre
«ALLAH içinizden îmân etmiş olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. ALLAH, yaptıklarınızdan haberdârdır.» Sizden biriniz, kardeşi yanına geldiğinde ona yer açınca veya kendisine çıkması emredildiğinde çıkınca bunu, kendisi için bir eksiklik olarak kabul etmesin. Bilakis bu, ALLAH katında yücelik ve meziyyettir. ALLAH Teâlâ bu durumu heba etmez, aksine onu yapanlara dünya ve âhirette mükâfat verir. Çünkü kim ALLAH için tevazu' gösterirse; ALLAH onun değerini yüceltir ve şânını yaygınlaştırır. Bunun için
«ALLAH içinizden îmân etmiş olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin.» buyuruyor. Ve ALLAH, yaptıklarınızdan haberdârdır.» Buna müstehak olan ve olmayanı iyi bilir, tmâm Ahmed İbn Hanbsl der ki: Bize Ebu Kâmil... Ebu Tufeyl Âmir İbn Vâile'den nakletti ki; Nâfı' İbn Abd'ül-Hâris Us-fân'da Hattâb oğlu Ömer'e rastladı. Ömer onu Mekke'ye âmir olarak göndermişti. Ömer ona vâdî halkına kimi halef ta'yîn ettin? dedi. O da; İbn Ebzâ'yı halef ta'yîn ettim, dedi. Ömer îbn Ebzâ da kim? deyince o; kölelerinizden bir adam, dedi. Hz. Ömer onlara bir köleyi mi halîfe ta'yîn ettin? dedi.
Nâfi' dedi ki: Ey mü'minlerin emîri, doğrusu o, ALLAH'ın kitabını okuyor, farzlan biliyor ve hüküm veriyor. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi: Ama sizin peygamberiniz (s.a.) şöyle buyurmuştur : Doğrusu ALLAH, bu kitab ile bir kavmi yüceltir ve bir başka kavmi de alçaltır .Müslim de bu rivayeti birden çok şekilde Zührî kanalıyla Nâfi' den nakleder. Yine birden çok şekilde Hz. Ömer'den benzer rivayet nakledilir. Ben, ilim ve ilim ehlinin faziletine dâir hadîsleri Buhârî Şerhi'-nin ilim kitabında uzun uzadıya açıkladım. Hamd ve minnet ALLAH'a mahsûstur
Fahruddin Er-Râzi, Mefâtihu’l-Gayb,a Tefsir'ine göre
"ALLAH sizden iman etmiş olanlarla, kendilerine ilim verilmiş olanların derecelerini artırır" buyurmuştur. Bu, "ALLAH, peygamberin emrine uymaları sebebiyle mü'minlerin ve onlardan özellikle âlim olanların derecelerini artırır" demektir. Sonra buradaki derecelerin yükselmesi hususunda iki görüş vardır:
a) Pek duyulmadık bir görüşe göre, bu Resûlüllah'ın meclisinde yükselme, temayüz etmedir.
b) Meşhur olan görüşe göre ise, bundan murad, mükâfaat dereceleri ve ALLAH'ın hoşnutluğunun mertebeleri bakımından yükselmektir.
İlmin Fazileti
Bil ki, ilmin faziletini, "(ALLAH) Âdem'e bütün isimleri öğretti" (Bakara. 31) (Bu ayetin Tefsir'i Detaylı olarak bilginize sunulacak) . Kâdî şöyle demiştir: "Hiç şüphe yok ki âlimin ilmi, taatinden ötürü normal bir mü'min için söz konusu olmayan bir makam ve mertebeyi gerektirir. Işt ebundan Ötürü yaptığı bütün işlerde âlime uyulur ve âlim olmayana uyulmaz. Çünkü âlim, haram ve şüpheli şeylerden kaçınma yollarını, başkalarının bilemediği, nefsi hesaba çekme yollarını bilir. Yine o, ibadette başkalarının bilemediği, huşu ve tesellül keyfiyetini bilir. Yine o, başkasının bilemeyeceği tevbe keyfiyetini, vaktini ve niteliklerini bilir. Öte yandan bu kimse, başkalarının aksine, boynuna düşen, haklara riayet eder. Bu durum, pek çok şeyde böyledir. Fakat, nasıl ki taatlarından ötürü onun mükâfaatının derece ve mertebesi yükseliyorsa, aynı şekilde işlediği günahların ikâb ve cezası da büyük olur. Çünkü, ilminden ötürü işlemekten imtina edeceği ve başkasına göre küçük olan pek çok günah, onun için büyük günah sayılır.
Savfetü't Tefasir Tefsir'ine göre
Bilin ki ALLAH, kendisinin ve Peygamberinin emir¬lerine sarılmalarından dolayı mü'mirileri, Özellikle inanan âlimleri en yüce mertebelere yükseltir ve onlara cennette en yüksek dereceleri verir. İbn Mes'ûd şöyle der: Yüce ALLAH bu âyette alimleri övdü. Ey insanlar! Bu âyeti iyice anlayın. Bu âyet sizi ilme teşvik etmelidir.
Çünkü Yüce ALLAH diyor ki: ALLAH âlim mü'mini, âlim olmayan mü'minden kat kat üstün kılar. Kurtubî de şöyle der: Yüce ALLAH bu âyette, ALLAH katında üstünlüğün, mec¬lislere önce gelip başa oturmakla değil, ilim ve iman ile olduğunu açıkladı.
Hadiste şöyle buyrulmuştur: "Alimin âbide üstünlüğü, dolunay gecesindeki ayın, diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir"(Kurtubi 17/300) Yine Rasulullah (s.a.v.)'tan şöyle rivayet edilmiştir:
Kıyamet günü üç zümre şefaat edebilecektir Peygamberler, âlimler, sonra şehitler.(kurtubi 17/300) Bu ne büyük bir rütbedir ki, bu rütbe, pey¬gamberlik ile şehitlik rütbeleri arasında yer aldığı ALLAH'ın Rasulü'nün şahitliğiyle bildirilmektedir. Yüce ALLAH lütuf ve sevaba müstehak olan ile olmayanı bilendir.
Tefsir'ül Münir'e göre
ALLAH Tealâ iman edenlerinizi" dünyada onlara yardım ederek, güzel ün nasip ederek, ahirette de cennetine koyarak "derecelerini yükselt¬sin." Özellikle "kendilerine ilim verilenlerin" ilimle ameli birleştirenlerin mevkilerini, saygınlıklarını ve "derecelerini yükseltsin." Çünkü ilim zaten derecesi yüksek olmakla beraber -sahibinin daha da yücelmesi için- amel etmeyi gerektirir.
Hadiste şöyle buyurulur: "Alimin abide (çok ibadet ede¬ne) üstünlüğü, ondördünde ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. ALLAH Tealâ yaptıklarınızın hepsinden haberdardır." "ALLAH yaptıklarınızın hep¬sinden haberdardır." cümlesi, emrine uymayanlara yönelik bir tehdittir.
ALLAH iman edenlerinizi ve kendilerine ilim verilenlerin dereceleri¬ni yükseltsin. ALLAH yaptıklarınızın hepsinden haberdardır." .Yani ALLAH Te¬alâ ahirette nasiplerini bolca vermek suretiyle dünyada ve ahirette ma¬kamlarını yüceltir. Yine dünyada saygı ahirette sevap ihsan etmek suretiy¬le yüksek dereceler vererek, bilhassa alimlerin makamlarını yüceltir.
Kim ilimle imanı birleştirirse imanından dolayı derecesini yükselttiği gibi ayrı¬ca ilminden dolayı da makamını yüceltir. Meclislerde saygı görmesi de bun¬lardan biridir. ALLAH Teâla buna lâyık olanı da olmayanı da bilir, bütün kul¬larının niyet ve hallerine muttalidir. Hayır olsun şer olsun bütün amelleri¬nin karşılığını verecektir.
Ahmed b. Hanbel ve Müslim'in Ebuttufeyl Amir b. Vasile'den naklet¬tiklerine göre Nafi b. Abdulharis Usfan'da Hz. Ömer ile karşılaştı. Hz. Ömer onu Mekke'ye yönetici tayin etmişti. Hz. Ömer ona: "Vadi (Mekke) eh¬linin başına kimi bıraktın." dedi. O da "Azadlı kölelerimden İbni Ebza'yı bı¬raktım." dedi. Hz. Ömer "Onların başına bir köleyi mi bıraktın?" dedi. Nafi: "Ey müminlerin emiri! O ALLAH'ın kitabını okur, farzları bilir, kadılık yapar." dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer "Peygamberiniz şöyle demişti: ALLAH bu kitap sebebiyle bir kısım insanları yükseltir diğer bir kısmını alçaltır." dedi
Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:
Rabbimiz dünyada saygı, ahirette sevap vermek suretiyle müminle¬rin ve alimlerin derecelerini yükseltir. Mümini mümin olmayana, alimi alim olmayana göre yüceltir. İbni Mesud "ALLAH bu ayette alimleri övmüş¬tür." demiştir.
Aynı şekilde "Kendilerine ilim verilenler..." ayeti de ALLAH katında yük¬sekliğin, meclislerin başında oturmakla değil ilim ve imanla olduğuna delâ¬let etmektedir. Buna göre ALLAH mümini önce imanıyla sonra ilmi ile yüceltir.
Alimlerin faziletine dair pek çok hadis-i şerif bulunmaktadır, bazıları şunlardır:
Ebu Nuaym Muaz'dan şöyle rivayet etmiştir: "Alimin abide nispetle fazileti, dolunayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir."
İbni Mace'nin Hz. Osman'dan rivayet ettiği hasen hadiste şöyle buyu-rulmuştur: "Kıyamet günü üç kişi şefaat eder: Önce peygamberler, sonra alimler, sonra şehitler." Rasulullah'ın (s.a.) bu hadisi, alimlerin mertebesinin peygamberlik mertebesinden hemen sonra geldiğine delâlet etmektedir.
İbni Abbas'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Süleyman'dan (a.s.) ilim, mal ve saltanattan birini tercih etmesi istenmiş, o ilmi tercih etmiş, ALLAH da ilimle beraber mal ve saltanatı da vermiştir