E-mail Hurafeciliği
E-mail zincirlerinde tuzak var!
İnternette, posta kutuları arasında dolaşan yardım, dua, uyarı vb.
amaçlı e-postaların çoğunlukla uydurma olduğunu ve
kötü amaçlarla üretildiğini biliyor muydunuz?
Bismillahirrahmanirrahim, La havle vela kuvvete illa billahi aliyyil
azim. Allahumme inni esabet ya kadümü ya daimü yasekde
yeus yabudu ya semedü ya hayyümü ya kayyümü
yazel celali vel ikram feinte cihan fevui hasilla hala ihake ilahu
aleyni teveknül tüve hüve rabbilazim. Yüce ALLAH bu
duayı 1251 yılında birine nasip etmiş. O kişi bunu 7 kişiye dağıtmış ve
zengin olmuş. Sonra bu dua bir fakirin eline geçmiş fakat o
inanmayınca evi yanmış. Bir kadının eline geçmiş ve o da
inanmamış onun da çocuğu ölmüş. Bu dua kimin eline
geçerse 7 kişiye dağıtsın, ne isterse olur. Duayı 7 gün
içinde 7 kişiye gönderirsen isteğin gerçekleşecek.
Dağıtmazsan başına felaketler gelecek
İkinci cümlesinden itibaren çoğu hiçbir anlam ifade
etmeyen saçma sapan kelimelerden oluşan bu ve buna benzer bir
dua size değilse bile arkadaşınızın e-posta adresine gelmiştir. Ya da,
çocuğu kanser olan ve tedavi masrafını bir şirketin
ödeyeceğini, onun için de bu mailin en az 3 kişiye
gönderilmesi gerektiğini, İnanmazsanız aşağıdaki numarayı
çevirip sorun diyen yazılar Microsoftun para dağıttığını, bu
e-posta ne kadar çok kişiye gönderilirse o kadar komisyon
verileceğini, MSN Messengerin ücretli olacağını, bunu engellemek
için çok sayıda kişiye e-mail gönderilmesini isteyen
yazılar. Zincir mailler olarak isimlendirilen ve kartopunun çığı
meydana getirmesi gibi internette eşe dosta gönderilerek herkesin
haberdar olması sağlanan bu mesajlar neyi amaçlıyor?
Dünyanın her tarafında internet kullanıcılarına ulaşan bu
maillerin çıkış yeri neresi? Bu tür mailler insanları nasıl
etkiliyor? Aksiyon, e-posta kutularını kirleterek insanların kafasını
karıştıran bu konuyu uzmanlara sordu.
GENÇLER, İDDİA AMAÇLI ÜRETİYOR
İnsanların zaaflarını sömürme maksatlı oluşturulan ilk zincir
e-postası Amerikan patentli. Gerçeklik payı olmayan bu tür
e-postaların ilki 1988 yılında ABDde gönderilmiş. O tarihten
günümüze de yüzlerce benzeri türedi ve
milyonlarca internet kullanıcısına davetsiz misafir oldu. Bu maillerin
yazılış amacının insanların dikkatini çekmek, zaaf noktalarını
kullanarak duygularıyla dalga geçmek olduğunu belirten psikolog
Alanur Özalp bunları çoğunlukla gençlerin internette
dolaşıma soktuğunu söylüyor: Kişilerin dikkatini
çekecek ve kimsenin kayıtsız kalamayacağı bir metin hazırlayıp
e-posta yoluyla herkese gönderiyorlar. Ve bu metnin çok
sayıda kişi tarafından dağıtılacağı konusunda iddialaşıyorlar.
İçerikleri tamamen hayal ürünü bilgiler ihtiva
eden zincir maillerin birçok çeşidi var. En çok
rağbet görenler ise yardım, dua ve panik/sansasyon amaçlı
olanlar.
Burcu Çelenk, e-posta adresine gönderilen bu tarz metinleri
arkadaşlarıyla paylaşmasını yoğun iş temposu içerisinde kendini
rahatlatmak için yaptığı bir faaliyet olarak nitelendiriyor.
Bunlara inanıyor musunuz? sorusunu ise Belli sayıda kişiye
gönderdiğim takdirde dileğimin kabul olacağını söyleyenlere
inanmıyorum ama yine de gönderiyorum. Yardım isteyen ve bilgi
veren mailleri de faydalı olur diye arkadaşlarımla paylaşıyorum. diye
cevaplıyor.
Yardım amaçlı üretilen e-postalardaki duygu
sömürüsü hikâyeleri çok tanıdık: Mutlu
bir babanın kanser hastası dünyalar güzeli kızının tek
kurtuluşu ameliyat olmasıdır fakat bu çok masraflı bir
ameliyattır. Merhamet sahibi bir şirket (!) bunu karşılayacaktır lakin
bir tek şartı vardır: Bu mail olabildiğince çok sayıda kişiye
ulaştırılmalı!.. Tabii ki bu tür e-postalarda adı geçen
şirketlerin bundan haberi bile yok. Şirketler dertlerini anlatana kadar
e-postalar dünyanın her tarafına dağılmış oluyor. Bunların en
mühim özelliği 'tercüme' olmaları. Bir babanın
çığlığı başlığıyla internette dolaşan ve kanser hastası kızının
kurtulması için yardım isteyen yüzlercesinden biri olan 29
yaşındaki isimsiz babanın e-postasını okuduğunuzda bir şeylerin yanlış
olduğunu hissedebiliyorsunuz. Hasta kızıyla arasındaki duygusal bağ
resmedilirken kurulan cümleler Hollywood filmlerinden kotarılmış
gibi. Tanrı bizi bir çocukla kutsadı ibaresinin bile yer aldığı
bu e-posta nedense doğruluğundan şüphe duyulmadan dost ve
tanıdıklarla paylaşılabiliyor. Kısa bir araştırma sonucu bu mailin
İngilizce bir yardım metninin birebir tercümesi olduğu çok
rahat bulunabiliyor. Bu tür maillere karşı uyarı amaçlı
kurulan http://hoaxbusters.ciac.org adresli sitede bu tip onlarca metin
yer alıyor. Ve hepsinin ortak başlığı: Eğer bu metni silerseniz sizin
kalbiniz yok demektir!
BİR MAİL PAYLAŞTIM, HAYATIM DEĞİŞTİ!
Özel bir şirkette mühendis olarak çalışan Mesut
Arslan, e-posta adresine gelen bir babanın çığlığı yazısına
kayıtsız kalamaz ve Benim de bir katkım olsun diyerek adres
listesindeki herkese bu metni gönderir. Fakat gönderdiği
e-posta, imza olarak kullandığı şirket ismi, telefon numarası vb.
bilgileri içerdiği için bir anda bu acıklı mailin faili
durumuna geliverir. Üzerinden bir buçuk yıl
geçmesine rağmen gelen telefonların haddi hesabı yoktur. Yardım
olsun diye gönderdim ama yaptığıma pişman oldum. O acılı babanın
ben olduğumu zanneden onlarca insan da cebime mesaj attı şirketimi
aradı acımı paylaştıklarını, yardım etmek istediklerini belirttiler.
Çok rahatsız oldum.
Zorda kalmışlara, yardıma muhtaç kişilere elinden geldiğince
yardımı esirgemeyen insanlar, oturduğu yerden eşe-dosta e-posta
göndererek yapılacak yardımı ise doğal olarak hiç geri
çevirmiyor. Psikolog Alanur Özalp, bu tür
gerçek dışı mailler sebebiyle insanların yardımseverlik
duygularının sömürüldüğünü,
kandırıldığını hisseden kişilerin de yardıma gerçekten
muhtaç insanlara ihtiyatla yaklaşarak çekingen
davranacaklarını vurguluyor.
Bilgi Toplumu Teknolojileri Gazetesi Yazı İşleri Müdürü
Beliz Kudat da aynı noktaya işaret ediyor: “Zincir iletilerin en
kötü tarafı; kullanıcıların internete bakış açısını
olumsuz etkilemesi. Herhangi bir virüsün meydana getireceği
zarardan, çeşitli güvenlik yazılımlarıyla korunmak
mümkün. Ama zincir e-postalarla kişilerin rencide olan,
sömürülen insanî duygularının telafisi çok
zor.
ESKİNİN HURAFE MEKTUPLARI ÇAĞ ATLADI!
Yıllar önce evlerdeki posta kutularına, kapı önlerine
bırakılan esrarengiz mektuplar oldukça revaçtaydı. Kimin
yazdığı, niye yazdığı belli olmayan bu felaket tellalı mektuplar halk
arasında bir hurafe çılgınlığının ve korkunun yaşanmasına yol
açıyordu. Kimi el yazısıyla, kimi de fotokopiyle
çoğaltılıyordu bu mektupların. Onların
günümüzdeki muadili ise internet üzerinden
gönderilen zincir e-postalar. Bu duaya inanmayan ve 44 kişiye
göndermeyen kişilerin evleri yandı, çocukları
öldü, soyları kurudu benzeri ifadelerle insanlar korkutularak
kafaları karıştırılıyor. Dinî altyapısı zayıf birçok insan
için bu türden yazılar panik ve paranoyaya sebep oluyor.
Alanur Özalp, bu konudaki bir hatırasını, Psikolojik sıkıntılar
yaşayan bir hastam, bir gün telaşla beni aradı tatilden yeni
geldiğini ve e-posta kutusunda 7 gün içerisinde
tanıdıklarına göndermezse başına çok büyük
belaların geleceğini bildiren bir mail bulunduğunu; ama tatilde olduğu
için gönderemediğini söyledi. Hastam kaygılı bir
şekilde Acaba şimdi göndersem olur mu? Başıma bir musibet gelir
mi? diye sormuştu. diye anlatıyor ve ekliyor: Tahmin edemeyeceğiniz
sayıda insan bu tür yazılardan olumsuz etkileniyor. Psikolog
Özalpe göre psikolojisi ve inancı zayıf kimi insanlar
başlarına gelen en ufak bir olumsuzluğu bu tarz yazılara bağlıyor ve
bunalıma bile girebiliyor.
Yardım talep eden ve dua dağıtımı isteyen e-postaların haricinde,
insanları paranoyakça düşüncelere sevk edebilecek
e-postalar da internette zincir mail olarak dolaşıyor. Bunların en
bilinenleri içeceğinin içerisine uyku ilacı atılıp
uyutulan ve buz dolu küvette gözlerini açtığında
böbreğinin çalındığını fark eden kurban; sinemaya
gittiğinde AIDSli bir hastanın koyduğu iğnenin üzerine oturup
virüs kapan kişi; yanlış ilaç yüzünden hayatı
kararan hastaların hikâyesi. Bu tür uydurma bilgiler
içeren e-postaların bir amacı da toplumda paranoyak ruh
hâlinin, korkunun, güvensizliğin yaygınlaşmasını sağlamak
gibi görünüyor. Tercüme olan bu maillerin de
çıkış yeri Amerika. Fakat insanlar kendi çevrelerinde
böyle durumların yaşandığını hayal ediyor ve birbirlerini haberdar
etmek için bu e-postaları gönderiyor. Alanur Özalpe
göre bunları hazırlayanlar patolojik bir hastalığa sahip, hayattan
istediğini alamamış, insanlar tarafından kandırılmış kişiler.
Amaçları ise diğer insanları da kendi ruh hâllerine ortak
etmek, sıkıntıya sokmak.
AMAÇLARI, ADRES PAZARLAMAK
Aksiyon Dergisi Bilişim Editörü Yasin Kesen, konuya farklı
bir yaklaşım getirerek uyduruk e-posta mesajlarını başlatanların
çoğunlukla öyle büyük idealleri veya hastalıkları
olmadığını söylüyor. Çoğu kez tek amaçları,
onbinlerce e-posta adresini toplayıp CDler hâlinde pazarlamak
diyen Kesen, Ben dahil listendeki herkese gönder ibaresi olan
mesajların bu maksadı hemen ele verdiği görüşünde. Bir
titan zinciri gibi her defasında ilk başlatana da ulaşan e-postaların
gönderilen adresler bölümündeki adresler toplanarak
sağlıklı bir arşiv oluşturulmuş oluyor. Bu işlemi daha hızlı yapmak
için de çok basit programlar var. Metin yığınları
içerisindeki e-posta adreslerini seçebilen program,
binlerce sayfalık bir metni kısa sürede tarayarak adresleri
kullanıma, yani satışa hazır bir liste haline getirebiliyor.
E-posta kutusu çöplüğe dönen internet
kullanıcılarının bilinçli ve seçici olması gerektiğini
belirten Kesen, Mail kutusuna düşen her mesajı okuyanlar, bunların
kaynağını ya da gerçeklik derecesini sorgulamadan herkese
gönderip bütün dostlarının zamanını çalıyor. diye
ekliyor. Psikolog Alanur Özalp de bu tür mesajların hemen
silinmesini tavsiye ediyor.
Aslında onların dilinden konuşursak, Bu haberi ne kadar çok
kişiye gönderirseniz, internet korsanlarının işini o kadar
zorlaştıracak, dostlarınızın kandırılmasına engel olacaksınız. Ama
gönderdiğiniz adreslerin çalınmaması için tedbir
almak şartıyla!.
İsmail İpek (İstanbul Müftü Yardımcısı): BU GÜNAH ZİNCİRİNE KİMSE GİRMESİN
Zincir e-postalar konusunda görüşlerine başvurduğumuz
İstanbul Müftü Yardımcısı İsmail İpek, kötü niyetli
bu tür girişimlerin kesinlikle ciddiye alınmaması gerektiğini
vurguluyor: İnsanları korkutan, ürküten, muallâkta
bırakan, acaba başıma bir şey gelir mi diye düşündürerek
bir şeyler yapmaya zorlayan bu tür mailleri ciddiye almamak
gerekir. İslam dininde böyle bir uygulama ve hüküm
yoktur. Bunlar yanlış, boş ve lüzumsuz işlerdir ve dinimizce boş
işlerle uğraşmak günahtır. Bu günaha kimsenin girmesini
istemiyoruz. Bunu bitirmenin yolu buna alet olmamaktır. Böyle bir
maille karşılaşan kişi korkmasın, endişelenmesin, bunun dinle bir
alakasının olmadığını bilsin ve sakın ola ki bir başkasına
gönderme yanlışına düşmesin. Bu tarz şeyler günahtır ve
bize yakışmıyor. İslamın bizden istediği şeyler belli her şey
açık açık beyan edilmiştir. Bunlar
Müslümanların kafasını bulandırmak için ortaya atılmış
lüzumsuz işlerdir.
Kaynak: Aksiyon Dergisi
E-mail zincirlerinde tuzak var!
İnternette, posta kutuları arasında dolaşan yardım, dua, uyarı vb.
amaçlı e-postaların çoğunlukla uydurma olduğunu ve
kötü amaçlarla üretildiğini biliyor muydunuz?
Bismillahirrahmanirrahim, La havle vela kuvvete illa billahi aliyyil
azim. Allahumme inni esabet ya kadümü ya daimü yasekde
yeus yabudu ya semedü ya hayyümü ya kayyümü
yazel celali vel ikram feinte cihan fevui hasilla hala ihake ilahu
aleyni teveknül tüve hüve rabbilazim. Yüce ALLAH bu
duayı 1251 yılında birine nasip etmiş. O kişi bunu 7 kişiye dağıtmış ve
zengin olmuş. Sonra bu dua bir fakirin eline geçmiş fakat o
inanmayınca evi yanmış. Bir kadının eline geçmiş ve o da
inanmamış onun da çocuğu ölmüş. Bu dua kimin eline
geçerse 7 kişiye dağıtsın, ne isterse olur. Duayı 7 gün
içinde 7 kişiye gönderirsen isteğin gerçekleşecek.
Dağıtmazsan başına felaketler gelecek
İkinci cümlesinden itibaren çoğu hiçbir anlam ifade
etmeyen saçma sapan kelimelerden oluşan bu ve buna benzer bir
dua size değilse bile arkadaşınızın e-posta adresine gelmiştir. Ya da,
çocuğu kanser olan ve tedavi masrafını bir şirketin
ödeyeceğini, onun için de bu mailin en az 3 kişiye
gönderilmesi gerektiğini, İnanmazsanız aşağıdaki numarayı
çevirip sorun diyen yazılar Microsoftun para dağıttığını, bu
e-posta ne kadar çok kişiye gönderilirse o kadar komisyon
verileceğini, MSN Messengerin ücretli olacağını, bunu engellemek
için çok sayıda kişiye e-mail gönderilmesini isteyen
yazılar. Zincir mailler olarak isimlendirilen ve kartopunun çığı
meydana getirmesi gibi internette eşe dosta gönderilerek herkesin
haberdar olması sağlanan bu mesajlar neyi amaçlıyor?
Dünyanın her tarafında internet kullanıcılarına ulaşan bu
maillerin çıkış yeri neresi? Bu tür mailler insanları nasıl
etkiliyor? Aksiyon, e-posta kutularını kirleterek insanların kafasını
karıştıran bu konuyu uzmanlara sordu.
GENÇLER, İDDİA AMAÇLI ÜRETİYOR
İnsanların zaaflarını sömürme maksatlı oluşturulan ilk zincir
e-postası Amerikan patentli. Gerçeklik payı olmayan bu tür
e-postaların ilki 1988 yılında ABDde gönderilmiş. O tarihten
günümüze de yüzlerce benzeri türedi ve
milyonlarca internet kullanıcısına davetsiz misafir oldu. Bu maillerin
yazılış amacının insanların dikkatini çekmek, zaaf noktalarını
kullanarak duygularıyla dalga geçmek olduğunu belirten psikolog
Alanur Özalp bunları çoğunlukla gençlerin internette
dolaşıma soktuğunu söylüyor: Kişilerin dikkatini
çekecek ve kimsenin kayıtsız kalamayacağı bir metin hazırlayıp
e-posta yoluyla herkese gönderiyorlar. Ve bu metnin çok
sayıda kişi tarafından dağıtılacağı konusunda iddialaşıyorlar.
İçerikleri tamamen hayal ürünü bilgiler ihtiva
eden zincir maillerin birçok çeşidi var. En çok
rağbet görenler ise yardım, dua ve panik/sansasyon amaçlı
olanlar.
Burcu Çelenk, e-posta adresine gönderilen bu tarz metinleri
arkadaşlarıyla paylaşmasını yoğun iş temposu içerisinde kendini
rahatlatmak için yaptığı bir faaliyet olarak nitelendiriyor.
Bunlara inanıyor musunuz? sorusunu ise Belli sayıda kişiye
gönderdiğim takdirde dileğimin kabul olacağını söyleyenlere
inanmıyorum ama yine de gönderiyorum. Yardım isteyen ve bilgi
veren mailleri de faydalı olur diye arkadaşlarımla paylaşıyorum. diye
cevaplıyor.
Yardım amaçlı üretilen e-postalardaki duygu
sömürüsü hikâyeleri çok tanıdık: Mutlu
bir babanın kanser hastası dünyalar güzeli kızının tek
kurtuluşu ameliyat olmasıdır fakat bu çok masraflı bir
ameliyattır. Merhamet sahibi bir şirket (!) bunu karşılayacaktır lakin
bir tek şartı vardır: Bu mail olabildiğince çok sayıda kişiye
ulaştırılmalı!.. Tabii ki bu tür e-postalarda adı geçen
şirketlerin bundan haberi bile yok. Şirketler dertlerini anlatana kadar
e-postalar dünyanın her tarafına dağılmış oluyor. Bunların en
mühim özelliği 'tercüme' olmaları. Bir babanın
çığlığı başlığıyla internette dolaşan ve kanser hastası kızının
kurtulması için yardım isteyen yüzlercesinden biri olan 29
yaşındaki isimsiz babanın e-postasını okuduğunuzda bir şeylerin yanlış
olduğunu hissedebiliyorsunuz. Hasta kızıyla arasındaki duygusal bağ
resmedilirken kurulan cümleler Hollywood filmlerinden kotarılmış
gibi. Tanrı bizi bir çocukla kutsadı ibaresinin bile yer aldığı
bu e-posta nedense doğruluğundan şüphe duyulmadan dost ve
tanıdıklarla paylaşılabiliyor. Kısa bir araştırma sonucu bu mailin
İngilizce bir yardım metninin birebir tercümesi olduğu çok
rahat bulunabiliyor. Bu tür maillere karşı uyarı amaçlı
kurulan http://hoaxbusters.ciac.org adresli sitede bu tip onlarca metin
yer alıyor. Ve hepsinin ortak başlığı: Eğer bu metni silerseniz sizin
kalbiniz yok demektir!
BİR MAİL PAYLAŞTIM, HAYATIM DEĞİŞTİ!
Özel bir şirkette mühendis olarak çalışan Mesut
Arslan, e-posta adresine gelen bir babanın çığlığı yazısına
kayıtsız kalamaz ve Benim de bir katkım olsun diyerek adres
listesindeki herkese bu metni gönderir. Fakat gönderdiği
e-posta, imza olarak kullandığı şirket ismi, telefon numarası vb.
bilgileri içerdiği için bir anda bu acıklı mailin faili
durumuna geliverir. Üzerinden bir buçuk yıl
geçmesine rağmen gelen telefonların haddi hesabı yoktur. Yardım
olsun diye gönderdim ama yaptığıma pişman oldum. O acılı babanın
ben olduğumu zanneden onlarca insan da cebime mesaj attı şirketimi
aradı acımı paylaştıklarını, yardım etmek istediklerini belirttiler.
Çok rahatsız oldum.
Zorda kalmışlara, yardıma muhtaç kişilere elinden geldiğince
yardımı esirgemeyen insanlar, oturduğu yerden eşe-dosta e-posta
göndererek yapılacak yardımı ise doğal olarak hiç geri
çevirmiyor. Psikolog Alanur Özalp, bu tür
gerçek dışı mailler sebebiyle insanların yardımseverlik
duygularının sömürüldüğünü,
kandırıldığını hisseden kişilerin de yardıma gerçekten
muhtaç insanlara ihtiyatla yaklaşarak çekingen
davranacaklarını vurguluyor.
Bilgi Toplumu Teknolojileri Gazetesi Yazı İşleri Müdürü
Beliz Kudat da aynı noktaya işaret ediyor: “Zincir iletilerin en
kötü tarafı; kullanıcıların internete bakış açısını
olumsuz etkilemesi. Herhangi bir virüsün meydana getireceği
zarardan, çeşitli güvenlik yazılımlarıyla korunmak
mümkün. Ama zincir e-postalarla kişilerin rencide olan,
sömürülen insanî duygularının telafisi çok
zor.
ESKİNİN HURAFE MEKTUPLARI ÇAĞ ATLADI!
Yıllar önce evlerdeki posta kutularına, kapı önlerine
bırakılan esrarengiz mektuplar oldukça revaçtaydı. Kimin
yazdığı, niye yazdığı belli olmayan bu felaket tellalı mektuplar halk
arasında bir hurafe çılgınlığının ve korkunun yaşanmasına yol
açıyordu. Kimi el yazısıyla, kimi de fotokopiyle
çoğaltılıyordu bu mektupların. Onların
günümüzdeki muadili ise internet üzerinden
gönderilen zincir e-postalar. Bu duaya inanmayan ve 44 kişiye
göndermeyen kişilerin evleri yandı, çocukları
öldü, soyları kurudu benzeri ifadelerle insanlar korkutularak
kafaları karıştırılıyor. Dinî altyapısı zayıf birçok insan
için bu türden yazılar panik ve paranoyaya sebep oluyor.
Alanur Özalp, bu konudaki bir hatırasını, Psikolojik sıkıntılar
yaşayan bir hastam, bir gün telaşla beni aradı tatilden yeni
geldiğini ve e-posta kutusunda 7 gün içerisinde
tanıdıklarına göndermezse başına çok büyük
belaların geleceğini bildiren bir mail bulunduğunu; ama tatilde olduğu
için gönderemediğini söyledi. Hastam kaygılı bir
şekilde Acaba şimdi göndersem olur mu? Başıma bir musibet gelir
mi? diye sormuştu. diye anlatıyor ve ekliyor: Tahmin edemeyeceğiniz
sayıda insan bu tür yazılardan olumsuz etkileniyor. Psikolog
Özalpe göre psikolojisi ve inancı zayıf kimi insanlar
başlarına gelen en ufak bir olumsuzluğu bu tarz yazılara bağlıyor ve
bunalıma bile girebiliyor.
Yardım talep eden ve dua dağıtımı isteyen e-postaların haricinde,
insanları paranoyakça düşüncelere sevk edebilecek
e-postalar da internette zincir mail olarak dolaşıyor. Bunların en
bilinenleri içeceğinin içerisine uyku ilacı atılıp
uyutulan ve buz dolu küvette gözlerini açtığında
böbreğinin çalındığını fark eden kurban; sinemaya
gittiğinde AIDSli bir hastanın koyduğu iğnenin üzerine oturup
virüs kapan kişi; yanlış ilaç yüzünden hayatı
kararan hastaların hikâyesi. Bu tür uydurma bilgiler
içeren e-postaların bir amacı da toplumda paranoyak ruh
hâlinin, korkunun, güvensizliğin yaygınlaşmasını sağlamak
gibi görünüyor. Tercüme olan bu maillerin de
çıkış yeri Amerika. Fakat insanlar kendi çevrelerinde
böyle durumların yaşandığını hayal ediyor ve birbirlerini haberdar
etmek için bu e-postaları gönderiyor. Alanur Özalpe
göre bunları hazırlayanlar patolojik bir hastalığa sahip, hayattan
istediğini alamamış, insanlar tarafından kandırılmış kişiler.
Amaçları ise diğer insanları da kendi ruh hâllerine ortak
etmek, sıkıntıya sokmak.
AMAÇLARI, ADRES PAZARLAMAK
Aksiyon Dergisi Bilişim Editörü Yasin Kesen, konuya farklı
bir yaklaşım getirerek uyduruk e-posta mesajlarını başlatanların
çoğunlukla öyle büyük idealleri veya hastalıkları
olmadığını söylüyor. Çoğu kez tek amaçları,
onbinlerce e-posta adresini toplayıp CDler hâlinde pazarlamak
diyen Kesen, Ben dahil listendeki herkese gönder ibaresi olan
mesajların bu maksadı hemen ele verdiği görüşünde. Bir
titan zinciri gibi her defasında ilk başlatana da ulaşan e-postaların
gönderilen adresler bölümündeki adresler toplanarak
sağlıklı bir arşiv oluşturulmuş oluyor. Bu işlemi daha hızlı yapmak
için de çok basit programlar var. Metin yığınları
içerisindeki e-posta adreslerini seçebilen program,
binlerce sayfalık bir metni kısa sürede tarayarak adresleri
kullanıma, yani satışa hazır bir liste haline getirebiliyor.
E-posta kutusu çöplüğe dönen internet
kullanıcılarının bilinçli ve seçici olması gerektiğini
belirten Kesen, Mail kutusuna düşen her mesajı okuyanlar, bunların
kaynağını ya da gerçeklik derecesini sorgulamadan herkese
gönderip bütün dostlarının zamanını çalıyor. diye
ekliyor. Psikolog Alanur Özalp de bu tür mesajların hemen
silinmesini tavsiye ediyor.
Aslında onların dilinden konuşursak, Bu haberi ne kadar çok
kişiye gönderirseniz, internet korsanlarının işini o kadar
zorlaştıracak, dostlarınızın kandırılmasına engel olacaksınız. Ama
gönderdiğiniz adreslerin çalınmaması için tedbir
almak şartıyla!.
İsmail İpek (İstanbul Müftü Yardımcısı): BU GÜNAH ZİNCİRİNE KİMSE GİRMESİN
Zincir e-postalar konusunda görüşlerine başvurduğumuz
İstanbul Müftü Yardımcısı İsmail İpek, kötü niyetli
bu tür girişimlerin kesinlikle ciddiye alınmaması gerektiğini
vurguluyor: İnsanları korkutan, ürküten, muallâkta
bırakan, acaba başıma bir şey gelir mi diye düşündürerek
bir şeyler yapmaya zorlayan bu tür mailleri ciddiye almamak
gerekir. İslam dininde böyle bir uygulama ve hüküm
yoktur. Bunlar yanlış, boş ve lüzumsuz işlerdir ve dinimizce boş
işlerle uğraşmak günahtır. Bu günaha kimsenin girmesini
istemiyoruz. Bunu bitirmenin yolu buna alet olmamaktır. Böyle bir
maille karşılaşan kişi korkmasın, endişelenmesin, bunun dinle bir
alakasının olmadığını bilsin ve sakın ola ki bir başkasına
gönderme yanlışına düşmesin. Bu tarz şeyler günahtır ve
bize yakışmıyor. İslamın bizden istediği şeyler belli her şey
açık açık beyan edilmiştir. Bunlar
Müslümanların kafasını bulandırmak için ortaya atılmış
lüzumsuz işlerdir.
Kaynak: Aksiyon Dergisi