.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    hasan sabbah

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    hasan sabbah Empty hasan sabbah

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 10:11 am

    Hasan Sabbah, tarihte ve günümüzde eşi benzeri olmayan
    bir Alevi önderidir. Hasan Sabbah, kurduğu örgüt ile
    yıllarca zalimlerin, saltanat sahiplerinin korkulu rüyası olmuştur.

    Hasan Sabbah, İran’ın Kum kentinde doğmuştur. Doğum tarihi kesin
    olarak bilinmemektedir. Hasan Sabbah, 17 yaşına kadar Oniki
    İmam’cı Şii eğitimi almıştır. 17 yaşından sonra İsmailliliği
    benimsemiş ve bölgenin İsmaili önderlerinden eğitim
    görmüştür. Hasan Sabbah buradaki eğitimini tamamlayınca,
    İsmaillilerin merkezi olan Fatımi Devleti’nin başkentine uzun ve
    zahmetli bir yolculuktan sonra 1078’de vardı. Hasan Sabbah
    üç yıl Mısır’da kaldı. Kahire ve İskenderiye’de
    dönemin ünlü bilginlerinden dersler aldı. Hasan Sabbah,
    1081 yılında İsfahan’a dönerek, yetkinleşmiş bir şekilde
    mücadeleye başladı. Hasan Sabbah, yaklaşık 9 yıl çeşitli
    kentleri gezerek, İsmailliliği yaymaya çalıştı. Bu
    çalışmaları sonucu var olan İsmaili tabanını daha da genişletti.
    1090 yılında Alamut kalesinde eğitim ve örgütlenme
    mücadelesine yeni bir boyut kazandırarak, Alamut kalesini
    kendisine merkezi üs olarak seçti. Alamut kalesi, Elbruz
    sıradağlarının en doruğunda olup, çok korunaklı bir konumdadır.
    Nitekim yıllarca ordular Alamut’u kuşatmalarına rağmen
    fethedememişlerdir. Hasan Sabbah burayı bilinçli
    seçmiştir. Hasan Sabbah, Alamut’un bütün
    eksiklerini tamamladı. Su kanalları açıp, ambarlar kurdu.
    Çevredeki küçük kaleleri alıp onlara kuleler
    yaptı. Çevrede bulunan yerleşim alanlarının çoğu İsmaili
    oldu. Bu arada bazı kurallar getirip, sosyal reformlar yaptı.
    İsmailileri kardeşlik bağlarıyla birleştirdi. Böylece her birey
    kendisini topluluğun sorumlu bir üyesi ve onun ayrılmaz bir
    parçası olarak hissetmeye başlamıştır.

    Alamut kalesinin Hasan Sabbah tarafından ele geçirildiğini
    öğrenen Selçuklu veziri, Nizamülmülk, dört
    ay boyunca Alamut’u kuşatmasına rağmen sonuç alamadı. Bu
    dönemde Selçuklu Devleti’nde taht kavgası vardı. Bu
    durumu en iyi şekilde değerlendiren Hasan Sabbah, örgütlenme
    alanını günden güne genişletti. Örgütlenme ağı o
    kadar boyutlanmıştı ki, Selçuklu Devleti’nin üst
    düzey memurları dahi İsmaili olmuştu.

    Hasan Sabbah, bütün yaşamı boyunca İsmaili inancının
    özgürce yaşanması için çalıştı. Bu noktada
    başarılı oldu. Bugün dahi onlarca kişi Hasan Sabbah’ın
    yaptıklarını hayranlık, şaşkınlık ve gıpta ile değerlendirmekteler.
    Hasan Sabbah’a olmadık iftiralar, hakaretler ve yakıştırmalar
    yapıldı. Öyle ki, Hasan Sabbah taraftarlarına afyon içenler
    anlamında haşhaşiler denildi. Oysaki onlara “Assasin”
    deniliyordu. Assasin kavramının türkçe karşılığı
    “bekçiler, sır bekçileri”dir. Onlar
    hiç bir zaman dünya malına olan
    düşkünlüklerinden, insanın inandığı değerler için
    yapmayacağı şey olmadığını bilmediler. Onlar için, değerleri
    için, inancı için yaşamını dahi feda etmek, insanın
    yapacağı bir iş değildi. Günümüzde dahi, Hasan Sabbah ve
    taraftarları için en ahlâk dışı iftiralar yapılmaktadır.
    Onlara göre Hasan Sabbah, fedailerini sahte cennet vaadiyle
    kandırıp, onları uyuşturucuya alıştırıp, eylemlere gönderiyormuş.
    Ne yazık ki, bir çok Alevi insan dahi bu yalanlara inanmaktadır.
    Oysaki gerçekler çok daha farklıdır. Gerçekte
    Hasan Sabbah, kötülüklere, haksızlıklara karşı gelmiş ve
    öğrencilerini de bu doğrultuda eğitmiştir. Onlara asla ve asla
    haksızlığa boyun eğmemelerini öğütlemiştir. Bu uğurda
    gerekirse yaşamlarını ortaya koymalarını öğütlemiştir. Hasan
    Sabbah’ı izleyen öğrencileri, yer yer fedai eylemler
    geliştirip, haksızlıkların üzerine gitmişlerdir. Doğal olarak
    haksız olanlar bunun karşıt propagandasını yapmışlardır. Ama
    bilinmelidir ki, bir kişiye ne kadarda uyuşturucu verilirse verilsin, o
    kişi asla böyle eylemler yapamaz. Aksine uyuşturucu alan kişi
    hantallaşır.

    Hasan Sabbah’ın Alamut kalesini koruması, bu kaleye en
    güçlü ordunun dahi girememesi günümüzde
    dahi gıpta ile bakılan, hayranlık duyulan bir olaydır. Nasıl olurda bir
    fedai gözünü kırpmadan eylem gerçekleştirmiştir?
    O fedai nasıl bir eğitimden geçmiştir? Hasan Sabbah nasıl
    taktikler geliştirip, stratejisini uygulayıp, kaleyi
    güçlü ordu karşısında korumuştur? Bütün
    bunlardan yola çıkarak, Hasan Sabbah’ın etkileme
    gücü, bilinci, askeri dehası, örgütlenme stratejisi
    günümüzde hayranlık uyandırıyor. Böyle bir
    büyük şahsiyet görevini başarıyla tamamlamış 1124
    yılında hakka yürümüştür.
    alıntıdır...

      Similar topics

      -

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 9:51 pm