UNUTULMAYACAKSIN BÜYÜK KAPTAN (( ATOM KARINCA ))
Beşiktaş
şu sıralar Yunanistan Milli takımının teknik direktörü Otto
Rehhagel ile ilgileniyor ve büyük ihtimalle yeni
çalıştıcımız olacak.
Bana görede büyük bir hoca kendisi.Herseyin daha iyi olacagına inanıyorum..
Dünyanın öbür ucunda, memleketinden olabilecek en uzak
noktalardan birinde yapayalnız geçen bir hayatta, o nefes alıp
vermelerin devam edip etmeyeceğinin belirleneceği ameliyat masasına,
üzerine SİYAH BEYAZ lı formasını giyip uzanmaktır BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş son arzudur. O formada, yeri ve zamanı geldiğinde kefen...
"Sen babamdan kalan miras değil, evladıma olan borcumsun"
cümlesini bir pankartın üzerinde Beşiktaş
İNÖNÜnün duvarına asan anlayıştır BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş nesilden nesle taşınan bir yaşam biçimi bir hayat anlayışıdır. O formada kutsal emanet...
"Siyah beyaz, ölüm yaşam" sloganındaki iddia ve romantik realizmdir BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş kaderciliktir isyankarca. O formada zıtlıkların uyumunun kanıtı...
"Tarihi bir zaferin habercisi bir skorla biten ilk 45 dakikanın
ardından, ikinci yarı yaşanan dram sonrası hüsran ile biten
maçın ardından , bir gece yarısı gittiği idman sahasının tel
örgüsünün arkasından, futbolcusuna ilk yarının
sonunda yatağına götürüp uyuttuğum oğluma yarın sabah
ben ne diyeceğim?" diye göz yaşları içinde sormaktır
BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş sözdür, umuttur, duygudur. O formada yeni sabahlara altında uyanılacak yorgan...
"Başarı için her yol mübah ise ben böyle başarıyı istemiyorum" diyebilmektir BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş başarıya tapmak değil, dik durmaktır. O formada bedel ödemeyi göze alabilenlerin üniforması...
Şahıslara değil, renklere ve felsefeye olan aşktır BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş takım sevgisinden öte, ahlak anlayışıdır. O formada MODA DEĞİL, tarihi zenginlik...
Rakipleri aşalamak değil, saha içinde futbol, tribünde ise
kıvrak zeka ve espri yeteneğiyle kazanmayı ilke edinmektir
BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş belden aşağı vurmadan mücadele etmektir. O formada
göğsündeki armanın tam ortasında duran liyakat nişanının
hakkı verilerek ıslayılacak en nadide giysi...
Genel yozlaşmadan etkilenmemenin mümkün olmadığının farkında
olarak, bu bozulmayı asgari seviyede tutabilmek için
mücadele etme çabasıdır BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş direnmektir. O formada ütüsü mümkün
olduğunca az bozulsun diye üstüne titrenen kıyafet...
Emekle, alın teriyle kazanılan, ancak vakti zamanında tescil edilmemiş
olan şampiyonluklarının yıllar sonra resmi kayıtlara geçirilmesi
için yaptığı haklı hukuk mücadelesi rakipleri tarafından
saptırılıp, yapılan sanki bir YILDIZ KAPMA yarışıymış gibi
gösterilirken formasındaki armanın üzerine konulacak olanla
değil, o armanın kalbinde taşıma ayrıcalığına sahip olduğu ay yıldız
ile övünmektir BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş haksız kazanç, haksız rekabet değil hakkını olması
gerektiği yollardan arayıp almaktır. O formada onur mücadelesinin
bayrağı...
Beşiktaş'ın, Beşiktaşlılığın yukarıdaki tariflerini ancak bu ortak aşka
gönül verenler tam manasıyla anlayabilir, hissederler.
"Seyirci ile taraftar" arasındaki farkın ayrımında olamayanlar, bu
yazıda yer verilen görüşleri abartı hatta saçmalık
şeklinde bile değerlendirebilirler. Zaten buda doğal olanıdır, normal
olandır.
Ve şimdi, içinde bulunulan şu vahim süreçte tüm
bunların, yani Beşiktaş ve Beşiktaşlılık gerçeğinin İspanya'dan,
Brezilya'dan, Romanya'dan, Mısır'dan, Kolombiya'dan, Norveç'ten,
KADIKÖY'den, MECİDİYEKÖY'den gelenlere anlatılmasının (hatta
gelmişte geçmekte olan) vaktidir.
Asıl yapılması gereken ve malesef asıl zor olan işte budur.
Eh bu güzelliklerin üstüne bu gider...
BU SENE SAMPIYON GORELIM SIZI
OLMEDEN MEZARA KOYMAYIN BIZI
KORKUTMAZ BIZLERI MUSALLA TASI
OLUMUNE SEVIYORUZ BIZ BESIKTASI..!!!!
OVUNMEKTE COK HAKLIYIZ
SAPINA KADAR BESIKTASLIYIZ..!!
ULa
İbrahim Akın,, Seni Bir Elime Geçirim Sana Dünyanın
KAç Bucak OLduğunu Göstertecem.. Sen Ne Kadar BenciL,
Egosit,, Kendini Düşünen Bir Adamsın BöLe.. Terini AKıttığın RenkLeri ve AğırLığını Unutuyorsun Ne demeLi Sana BiLmem ki..!!!
22 Ekim 2005 00:01
Beşiktaş cephesinde flaş gelişme. Yönetim yapmış olduğu gizli
görüşmeler sonrasında takımı şampiyon yapan eski hocasına
emanet etmeye hazırlanıyor.
Beşiktaş cephesinde şok gelişme. Beşiktaş Yönetimi takımı şampiyon
yaptıktan sonra tartışmalı bir şekilde gönderdiği Romen Teknik
Adamın kapısında. Görüşmeler sürüyor.
100. Yılında Kara Kartal'ları şampiyonluğa taşıyana Romen Teknik Adam'ı
geri döndürmek için yönetimin yoğun çaba
içerisinde olduğu ileri sürüldü.
Hatırlanacağı gibi takımı şampiyon yaptıktan sonra Romen Teknik Adam,
polimiklere konu olacak şekilde gönderilmiş, yerin İspanyol Teknik
Direktör Del Bosgeu getirilmişti.
Yönetim Kurulu Üyelerin yakın bir kaynaktan İnternetspor'un
edindiği bilgiye göre Mirceu Lucescu ile pazarlıkların
sürdüğü, her an anlaşmaya varılabileceği
açıklandı.
Lucescu'yu gönderen Demirören Yönetiminin, Tekrar Romen
Hoca'yı takımın başına getirmesi halinde spor kamuoyundan nasıl
tepkiler geleceği ise merak konusu.
Mircea Lucescu (1945 - .... )
Mircea Lucescu, 1945 yılında Bükreş'te doğdu. Dinamo Bükreş
ve Corvinul takımlarında forma giydikten sonra 1978 yılında Corvinul'da
oyuncu antrenör olarak teknik direktörlüğe adım attı.
1981'de Romanya Milli Takımı'nın hocası oldu. Beş yıl süreyle
çalıştığı milli takımda Hagi'ye ilk kez forma giydiren teknik
direktör olarak tarihe geçti ve Romanya'yı 1984 Avrupa
Şampiyonası finallerine taşıdı. 1986'dan itibaren dört yıl Dinamo
Bükreş'te görev aldı ve takımı 1990'da Kupa Galipleri
Kupası'nda yarı finalist yaptı. 1990 - 96 arasında İtalya'da Pizza,
Brescia ve Regiana'yı çalıştırdı. 1998 sonunda altı ay
süreyle Inter'i çalıştırdı ve daha sonra Dinamo
Bükreş'e döndü.
200 yılının 26 Haziranı'nda Galatasaray ile sözleşme imzalayan
Lucescu, geldiği dönemde Terim gibi bir teknikdrektörün
ardından bir hayli sıkıntı yaşadı. Terim'in kadrosundan bir çok
futbolcu Avrupa'da değişik kulüplerle anlaşırken, Lucescu yeni bir
kadro oluşturmak zorundaydı. Özellikle Hakan'ın İnter'e gitmesinin
ardından hücum gücün'de bir azalma olması bekleniyordu.
Bunun ötesinde UEFA kupasını kazanmış bir takıma yeni bir
güç ve vizyon vermek zorluğuyla karşı karşıya kalan Hoca,
ilk başlarda bir çok basın mensubu tarafından da eleştirildi.
İlk sezon hep Fatih Terim ile kıyaslanan hoca, sakin duruşuyla
dikkatleri üzerine çekiyordu. Ve Galatasaray bir çok
eksikliklerine rağmen Şampiyonlar Ligi'nde ilk defa çeyrek
finale çıkma başarısı gösteriyor, fakat çeyrek
finalde de Real Madrid'e şanssız bir şekilde eleniyordu. Sezon sonunda
ise Galatasaray amansız bir yarıştan sonra Fenerbahçe'nin
arkasından ikinci oluyordu. Bu arada eleştiriler sürüyordu.
Fakat Kurt hoca sezon sonunda şu cümleleri sarfediyordu. "Herkesle
savaşmak zorunda kaldım ve bu yüzden yaralıyom. Geldiğim
günden beri sürekli mücadele verdim. Basınla savaştım.
Bana hep Terim'i örnek gösterdiler. Hep aleyhimde oldular,
taraftarı kışkırtmaya çalıştılar. Beni göndermek istediler,
ama yılmadım direndim. Hiç kimse Galatasaray'ı başarısız
diyemez. Süper Kupa'yı aldık. Şampiyonlar ligi'nde çeyrek
finale kalıp, bir ilk gerçekleştirdik. Ligde tüm zorluklara
rağmen şampiyonluğu son ana kadar kovaladık. bunlar önemli işler."
2001-2002 sezonunda daha büyük sorunlar bekliyordu
Lucescu'yu. Karpatlar'ın maradonası olarak adlandıralan Hagi futbolu
bırakmış, Okan ve Emre İnter'le anlaşırken, bir çok futbolcu
Avrupa kulüpleri tarafından teklif alıyor ve bütün
bunların yanında Kulüpteki mali problemler had safhaya ulaşmıştı.
ve Galatasaray takım halinde hemen hemen baştan sona yenileniyordu. Bu
şartlarda lige girildi. Ve Lucescu bu şartlara rağmen Galatasaray'ı
2001-2002 futbol sezonunda şampiyon yaptı.
Galatasaray'ın başına Fatih Terim'in geçmesi üzerine Lucescu, bu takımdan ayrıdı ve Beşiktaş'ın başına geçti.
Fenerbahçeye
atılan Goller Videosu. 10 Yıldan eskiye giden video klip. Sergen,
Amokachi, Nartallo, Şifo Mehmet lerden bu günlere Fenere atılan
Goller..
6 dakika..
Beşiktaş
şu sıralar Yunanistan Milli takımının teknik direktörü Otto
Rehhagel ile ilgileniyor ve büyük ihtimalle yeni
çalıştıcımız olacak.
Bana görede büyük bir hoca kendisi.Herseyin daha iyi olacagına inanıyorum..
Dünyanın öbür ucunda, memleketinden olabilecek en uzak
noktalardan birinde yapayalnız geçen bir hayatta, o nefes alıp
vermelerin devam edip etmeyeceğinin belirleneceği ameliyat masasına,
üzerine SİYAH BEYAZ lı formasını giyip uzanmaktır BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş son arzudur. O formada, yeri ve zamanı geldiğinde kefen...
"Sen babamdan kalan miras değil, evladıma olan borcumsun"
cümlesini bir pankartın üzerinde Beşiktaş
İNÖNÜnün duvarına asan anlayıştır BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş nesilden nesle taşınan bir yaşam biçimi bir hayat anlayışıdır. O formada kutsal emanet...
"Siyah beyaz, ölüm yaşam" sloganındaki iddia ve romantik realizmdir BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş kaderciliktir isyankarca. O formada zıtlıkların uyumunun kanıtı...
"Tarihi bir zaferin habercisi bir skorla biten ilk 45 dakikanın
ardından, ikinci yarı yaşanan dram sonrası hüsran ile biten
maçın ardından , bir gece yarısı gittiği idman sahasının tel
örgüsünün arkasından, futbolcusuna ilk yarının
sonunda yatağına götürüp uyuttuğum oğluma yarın sabah
ben ne diyeceğim?" diye göz yaşları içinde sormaktır
BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş sözdür, umuttur, duygudur. O formada yeni sabahlara altında uyanılacak yorgan...
"Başarı için her yol mübah ise ben böyle başarıyı istemiyorum" diyebilmektir BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş başarıya tapmak değil, dik durmaktır. O formada bedel ödemeyi göze alabilenlerin üniforması...
Şahıslara değil, renklere ve felsefeye olan aşktır BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş takım sevgisinden öte, ahlak anlayışıdır. O formada MODA DEĞİL, tarihi zenginlik...
Rakipleri aşalamak değil, saha içinde futbol, tribünde ise
kıvrak zeka ve espri yeteneğiyle kazanmayı ilke edinmektir
BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş belden aşağı vurmadan mücadele etmektir. O formada
göğsündeki armanın tam ortasında duran liyakat nişanının
hakkı verilerek ıslayılacak en nadide giysi...
Genel yozlaşmadan etkilenmemenin mümkün olmadığının farkında
olarak, bu bozulmayı asgari seviyede tutabilmek için
mücadele etme çabasıdır BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş direnmektir. O formada ütüsü mümkün
olduğunca az bozulsun diye üstüne titrenen kıyafet...
Emekle, alın teriyle kazanılan, ancak vakti zamanında tescil edilmemiş
olan şampiyonluklarının yıllar sonra resmi kayıtlara geçirilmesi
için yaptığı haklı hukuk mücadelesi rakipleri tarafından
saptırılıp, yapılan sanki bir YILDIZ KAPMA yarışıymış gibi
gösterilirken formasındaki armanın üzerine konulacak olanla
değil, o armanın kalbinde taşıma ayrıcalığına sahip olduğu ay yıldız
ile övünmektir BEŞİKTAŞLILIK.
Beşiktaş haksız kazanç, haksız rekabet değil hakkını olması
gerektiği yollardan arayıp almaktır. O formada onur mücadelesinin
bayrağı...
Beşiktaş'ın, Beşiktaşlılığın yukarıdaki tariflerini ancak bu ortak aşka
gönül verenler tam manasıyla anlayabilir, hissederler.
"Seyirci ile taraftar" arasındaki farkın ayrımında olamayanlar, bu
yazıda yer verilen görüşleri abartı hatta saçmalık
şeklinde bile değerlendirebilirler. Zaten buda doğal olanıdır, normal
olandır.
Ve şimdi, içinde bulunulan şu vahim süreçte tüm
bunların, yani Beşiktaş ve Beşiktaşlılık gerçeğinin İspanya'dan,
Brezilya'dan, Romanya'dan, Mısır'dan, Kolombiya'dan, Norveç'ten,
KADIKÖY'den, MECİDİYEKÖY'den gelenlere anlatılmasının (hatta
gelmişte geçmekte olan) vaktidir.
Asıl yapılması gereken ve malesef asıl zor olan işte budur.
Eh bu güzelliklerin üstüne bu gider...
BU SENE SAMPIYON GORELIM SIZI
OLMEDEN MEZARA KOYMAYIN BIZI
KORKUTMAZ BIZLERI MUSALLA TASI
OLUMUNE SEVIYORUZ BIZ BESIKTASI..!!!!
OVUNMEKTE COK HAKLIYIZ
SAPINA KADAR BESIKTASLIYIZ..!!
ULa
İbrahim Akın,, Seni Bir Elime Geçirim Sana Dünyanın
KAç Bucak OLduğunu Göstertecem.. Sen Ne Kadar BenciL,
Egosit,, Kendini Düşünen Bir Adamsın BöLe.. Terini AKıttığın RenkLeri ve AğırLığını Unutuyorsun Ne demeLi Sana BiLmem ki..!!!
22 Ekim 2005 00:01
Beşiktaş cephesinde flaş gelişme. Yönetim yapmış olduğu gizli
görüşmeler sonrasında takımı şampiyon yapan eski hocasına
emanet etmeye hazırlanıyor.
Beşiktaş cephesinde şok gelişme. Beşiktaş Yönetimi takımı şampiyon
yaptıktan sonra tartışmalı bir şekilde gönderdiği Romen Teknik
Adamın kapısında. Görüşmeler sürüyor.
100. Yılında Kara Kartal'ları şampiyonluğa taşıyana Romen Teknik Adam'ı
geri döndürmek için yönetimin yoğun çaba
içerisinde olduğu ileri sürüldü.
Hatırlanacağı gibi takımı şampiyon yaptıktan sonra Romen Teknik Adam,
polimiklere konu olacak şekilde gönderilmiş, yerin İspanyol Teknik
Direktör Del Bosgeu getirilmişti.
Yönetim Kurulu Üyelerin yakın bir kaynaktan İnternetspor'un
edindiği bilgiye göre Mirceu Lucescu ile pazarlıkların
sürdüğü, her an anlaşmaya varılabileceği
açıklandı.
Lucescu'yu gönderen Demirören Yönetiminin, Tekrar Romen
Hoca'yı takımın başına getirmesi halinde spor kamuoyundan nasıl
tepkiler geleceği ise merak konusu.
Mircea Lucescu (1945 - .... )
Mircea Lucescu, 1945 yılında Bükreş'te doğdu. Dinamo Bükreş
ve Corvinul takımlarında forma giydikten sonra 1978 yılında Corvinul'da
oyuncu antrenör olarak teknik direktörlüğe adım attı.
1981'de Romanya Milli Takımı'nın hocası oldu. Beş yıl süreyle
çalıştığı milli takımda Hagi'ye ilk kez forma giydiren teknik
direktör olarak tarihe geçti ve Romanya'yı 1984 Avrupa
Şampiyonası finallerine taşıdı. 1986'dan itibaren dört yıl Dinamo
Bükreş'te görev aldı ve takımı 1990'da Kupa Galipleri
Kupası'nda yarı finalist yaptı. 1990 - 96 arasında İtalya'da Pizza,
Brescia ve Regiana'yı çalıştırdı. 1998 sonunda altı ay
süreyle Inter'i çalıştırdı ve daha sonra Dinamo
Bükreş'e döndü.
200 yılının 26 Haziranı'nda Galatasaray ile sözleşme imzalayan
Lucescu, geldiği dönemde Terim gibi bir teknikdrektörün
ardından bir hayli sıkıntı yaşadı. Terim'in kadrosundan bir çok
futbolcu Avrupa'da değişik kulüplerle anlaşırken, Lucescu yeni bir
kadro oluşturmak zorundaydı. Özellikle Hakan'ın İnter'e gitmesinin
ardından hücum gücün'de bir azalma olması bekleniyordu.
Bunun ötesinde UEFA kupasını kazanmış bir takıma yeni bir
güç ve vizyon vermek zorluğuyla karşı karşıya kalan Hoca,
ilk başlarda bir çok basın mensubu tarafından da eleştirildi.
İlk sezon hep Fatih Terim ile kıyaslanan hoca, sakin duruşuyla
dikkatleri üzerine çekiyordu. Ve Galatasaray bir çok
eksikliklerine rağmen Şampiyonlar Ligi'nde ilk defa çeyrek
finale çıkma başarısı gösteriyor, fakat çeyrek
finalde de Real Madrid'e şanssız bir şekilde eleniyordu. Sezon sonunda
ise Galatasaray amansız bir yarıştan sonra Fenerbahçe'nin
arkasından ikinci oluyordu. Bu arada eleştiriler sürüyordu.
Fakat Kurt hoca sezon sonunda şu cümleleri sarfediyordu. "Herkesle
savaşmak zorunda kaldım ve bu yüzden yaralıyom. Geldiğim
günden beri sürekli mücadele verdim. Basınla savaştım.
Bana hep Terim'i örnek gösterdiler. Hep aleyhimde oldular,
taraftarı kışkırtmaya çalıştılar. Beni göndermek istediler,
ama yılmadım direndim. Hiç kimse Galatasaray'ı başarısız
diyemez. Süper Kupa'yı aldık. Şampiyonlar ligi'nde çeyrek
finale kalıp, bir ilk gerçekleştirdik. Ligde tüm zorluklara
rağmen şampiyonluğu son ana kadar kovaladık. bunlar önemli işler."
2001-2002 sezonunda daha büyük sorunlar bekliyordu
Lucescu'yu. Karpatlar'ın maradonası olarak adlandıralan Hagi futbolu
bırakmış, Okan ve Emre İnter'le anlaşırken, bir çok futbolcu
Avrupa kulüpleri tarafından teklif alıyor ve bütün
bunların yanında Kulüpteki mali problemler had safhaya ulaşmıştı.
ve Galatasaray takım halinde hemen hemen baştan sona yenileniyordu. Bu
şartlarda lige girildi. Ve Lucescu bu şartlara rağmen Galatasaray'ı
2001-2002 futbol sezonunda şampiyon yaptı.
Galatasaray'ın başına Fatih Terim'in geçmesi üzerine Lucescu, bu takımdan ayrıdı ve Beşiktaş'ın başına geçti.
Fenerbahçeye
atılan Goller Videosu. 10 Yıldan eskiye giden video klip. Sergen,
Amokachi, Nartallo, Şifo Mehmet lerden bu günlere Fenere atılan
Goller..
6 dakika..