Bugün sana üşüyorum, içimde sessiz
çığlıklar ardı ardına kopuyor, arzularım yoklukla
öpüşüyor. Bütün geceleri sabahlara bağlıyorum,
senin bana ağlayışını hatırlıyorum, her sevişmemizden sonra sen bana
sırtını döner ağlardın, ben niye ağladığını her soruşumda sen
sadece bilmiyorum derdin ve ben kendimi her soruşumda suçlu
hissederdim.
“Sen kendini suçlu hissettiğin için ağlıyordun ,
sen ağladığın için ben kendimi suçlu hissediyordum.”
Şimdi yoksun ama ben hala kendimi suçlu hissediyorum, belki de
suç seni benden ayıranda ama bunu sende bende bilmiyoruz.
Şimdi yoksun; her telefon çalışında sen olmadığını bile bile
telefonu ben açıyorum, ne olursa olsun dönmeni hep istedim,
her sevişmemizden sonra ağla, teninde başka tenin kokusunu getir ama
dön.
Her gecemiz gizli bir günahtı kendimizden habersiz, olup biten her
şeye rağmen biz günah ağacının birer meyvesiydik ama sen hep
ağlıyordun, Ah! Niye ağladığını bir bilsem, niye gittiğini ve
gidişinden sonra dönmek istemediğini, Ah! Bir bilsem.
Bıktım, öylesine bıktım ki önünde diz
çöküp sana “git eğer başka biri varsa ve seni
ağlatmayacaksa ona git, beni terk et, yeter ki ağlama” ama ben
bunları söylerken bile sen ağlıyordun.
“Siz hiç sevdiğinizi başka birine gitmesi gerektiğini söyleyecek kadar sevdiniz mi?”
Umutsuzum ve bugün sana üşüyorum, uzaksın, uzaklığın
içimi üşütüyor, yokluğun içimi kanatıyor.
“Birini unutman gerekiyorsa başka birine sığın” bunu sen
söylemiştin bana, senin teninin kokusunda başka hiçbir
tenin kokusunu solumadım, hiç kimseyle göz göze
gelmedim çünkü seni unutmak istemedim, sen benim
vazgeçilmezliğimsin, yüreğimde sana ait bir şeyler var ve
yaşadığım sürece var olacak. Bugün sana üşüyorum
çırılçıplak bir yürekle...
çığlıklar ardı ardına kopuyor, arzularım yoklukla
öpüşüyor. Bütün geceleri sabahlara bağlıyorum,
senin bana ağlayışını hatırlıyorum, her sevişmemizden sonra sen bana
sırtını döner ağlardın, ben niye ağladığını her soruşumda sen
sadece bilmiyorum derdin ve ben kendimi her soruşumda suçlu
hissederdim.
“Sen kendini suçlu hissettiğin için ağlıyordun ,
sen ağladığın için ben kendimi suçlu hissediyordum.”
Şimdi yoksun ama ben hala kendimi suçlu hissediyorum, belki de
suç seni benden ayıranda ama bunu sende bende bilmiyoruz.
Şimdi yoksun; her telefon çalışında sen olmadığını bile bile
telefonu ben açıyorum, ne olursa olsun dönmeni hep istedim,
her sevişmemizden sonra ağla, teninde başka tenin kokusunu getir ama
dön.
Her gecemiz gizli bir günahtı kendimizden habersiz, olup biten her
şeye rağmen biz günah ağacının birer meyvesiydik ama sen hep
ağlıyordun, Ah! Niye ağladığını bir bilsem, niye gittiğini ve
gidişinden sonra dönmek istemediğini, Ah! Bir bilsem.
Bıktım, öylesine bıktım ki önünde diz
çöküp sana “git eğer başka biri varsa ve seni
ağlatmayacaksa ona git, beni terk et, yeter ki ağlama” ama ben
bunları söylerken bile sen ağlıyordun.
“Siz hiç sevdiğinizi başka birine gitmesi gerektiğini söyleyecek kadar sevdiniz mi?”
Umutsuzum ve bugün sana üşüyorum, uzaksın, uzaklığın
içimi üşütüyor, yokluğun içimi kanatıyor.
“Birini unutman gerekiyorsa başka birine sığın” bunu sen
söylemiştin bana, senin teninin kokusunda başka hiçbir
tenin kokusunu solumadım, hiç kimseyle göz göze
gelmedim çünkü seni unutmak istemedim, sen benim
vazgeçilmezliğimsin, yüreğimde sana ait bir şeyler var ve
yaşadığım sürece var olacak. Bugün sana üşüyorum
çırılçıplak bir yürekle...