24 Mart 2009 15:55
Yılın
başından bu yana parasal değeri 2,5 milyar doları bulan yaklaşık 80 ton
altının yastık altından çıkıp ekonomiye kazandırıldığı ifade
ediliyor.
Türk halkı, son 5 aydır fiyatlardaki
yükselişe paralel olarak altın bozduruyor. Altın bozdurmanın
arkasındaki temel nedenlerin; yaşanan kriz nedeniyle ortaya
çıkan likidite ihtiyacı ve fiyatlardaki artış olduğu
belirtiliyor.
Altın fiyatlarında düşüş olduğu
günlerde hacim ve hurda dönüşünün ciddi oranda
azaldığı ifade edilirken, hurda dönüşü, Türkiye
geneline yayılmış 40 binin üzerindeki kuyumcu ve sarraf
vasıtasıyla İstanbul'da toplanmakta ve bu hurda altınlar İAB listesinde
olan 2 rafineri aracılığıyla standart külçe altınlara
dönüştürülmekte. Söz konusu 2 rafineri dışında
altını rafine edip standart dışı halde satanlar da bulunuyor.
Türkiye, fiziksel altın ticaretinin yoğun
olduğu bir ülke. Uluslararası altın piyasası ise çok
büyük. Hurda arzının yüksek olduğu bugünlerde
fiyatlar Londra fiyatlarının 3-5 dolar altında gerçekleşirken
talebin arttığı yaz aylarında ise 3-5 dolar üstüne
çıkmakta.
Türkiye'de önceki ay yaklaşık 950
milyon dolarlık külçe altın ihracatının yapıldığı tahmin
ediliyor. 1 Ocak'tan bugüne kadar parasal değeri 2,5 milyar doları
bulan yaklaşık 80 ton altın da, yastık altından çıkıp sisteme
girdi.
“ÜRETİMDEN GELMESİ GEREKEN RAKAM HALKTAN GELİYOR”
İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Yönetim
Kurulu Başkanı Özcan Halaç da yaptığı değerlendirmede,
altının yastık altından çıkışının bir yıldır
sürdüğünü, birkaç aydır da artarak devam
ettiğini, halkın fiyattaki artıştan dolayı elindeki altını sattığını
anlattı.
Halaç, “Bu dönemde bize
fabrikalardan oldukça düşük düzeyde altın
geliyor. Üretimden gelmesi gereken altın halktan geliyor. Eğer
böyle olmasaydı biz dışarıdan altın ithal edecektik. İşlem
hacminde anormal bir artış yok ama halk elindeki altını satıyor. Bu
güzel bir fırsat” diye konuştu.
Fabrikadan kendilerine gelen hurda altının rafine
edilerek fabrikaya altın olarak geri gönderildiğini, fabrikanın da
bu altınları takı yaparak ihraç ettiğini anlatan Halaç,
“Ama şu anda takı ihraç edilmiyor. Halktan çıkan
altınları da direkt ihraç ettiğimiz için ithalat da
yapmıyoruz” dedi.
Türk halkının yastık altındaki altınlarını
çıkararak borçlarını ödediğini ve “yatırım
yaptığını” belirten Halaç, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
“Bana eş, dost, akraba 'altın satılır mı'
diye soruyor. Belki en iyi zaman değil ama satım için uygun bir
zaman. Yastık altında ortalama 150 milyar dolarlık altının varlığından
söz ediliyor. 5 bin tonlar civarında... Yastık altında duran bu
altının hiç kimseye faydası yok. Halk bu güzel fırsatı, bu
yüksek fiyatı değerlendirip altınları yastık altından
çıkarıp bir şekilde ekonomiye kazandırmalı. Yeter ki o yastık
altında duran, hareket etmeyen değer, ekonominin içine girsin.
Fırsat bu fırsat...”
Özcan Halaç, Türkiye'de 5 bin
ton olduğu ifade edilen yastık altı altının 100 yılı aşkın bir birikim
olduğunu dile getirdi.
Yılın
başından bu yana parasal değeri 2,5 milyar doları bulan yaklaşık 80 ton
altının yastık altından çıkıp ekonomiye kazandırıldığı ifade
ediliyor.
Türk halkı, son 5 aydır fiyatlardaki
yükselişe paralel olarak altın bozduruyor. Altın bozdurmanın
arkasındaki temel nedenlerin; yaşanan kriz nedeniyle ortaya
çıkan likidite ihtiyacı ve fiyatlardaki artış olduğu
belirtiliyor.
Altın fiyatlarında düşüş olduğu
günlerde hacim ve hurda dönüşünün ciddi oranda
azaldığı ifade edilirken, hurda dönüşü, Türkiye
geneline yayılmış 40 binin üzerindeki kuyumcu ve sarraf
vasıtasıyla İstanbul'da toplanmakta ve bu hurda altınlar İAB listesinde
olan 2 rafineri aracılığıyla standart külçe altınlara
dönüştürülmekte. Söz konusu 2 rafineri dışında
altını rafine edip standart dışı halde satanlar da bulunuyor.
Türkiye, fiziksel altın ticaretinin yoğun
olduğu bir ülke. Uluslararası altın piyasası ise çok
büyük. Hurda arzının yüksek olduğu bugünlerde
fiyatlar Londra fiyatlarının 3-5 dolar altında gerçekleşirken
talebin arttığı yaz aylarında ise 3-5 dolar üstüne
çıkmakta.
Türkiye'de önceki ay yaklaşık 950
milyon dolarlık külçe altın ihracatının yapıldığı tahmin
ediliyor. 1 Ocak'tan bugüne kadar parasal değeri 2,5 milyar doları
bulan yaklaşık 80 ton altın da, yastık altından çıkıp sisteme
girdi.
“ÜRETİMDEN GELMESİ GEREKEN RAKAM HALKTAN GELİYOR”
İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Yönetim
Kurulu Başkanı Özcan Halaç da yaptığı değerlendirmede,
altının yastık altından çıkışının bir yıldır
sürdüğünü, birkaç aydır da artarak devam
ettiğini, halkın fiyattaki artıştan dolayı elindeki altını sattığını
anlattı.
Halaç, “Bu dönemde bize
fabrikalardan oldukça düşük düzeyde altın
geliyor. Üretimden gelmesi gereken altın halktan geliyor. Eğer
böyle olmasaydı biz dışarıdan altın ithal edecektik. İşlem
hacminde anormal bir artış yok ama halk elindeki altını satıyor. Bu
güzel bir fırsat” diye konuştu.
Fabrikadan kendilerine gelen hurda altının rafine
edilerek fabrikaya altın olarak geri gönderildiğini, fabrikanın da
bu altınları takı yaparak ihraç ettiğini anlatan Halaç,
“Ama şu anda takı ihraç edilmiyor. Halktan çıkan
altınları da direkt ihraç ettiğimiz için ithalat da
yapmıyoruz” dedi.
Türk halkının yastık altındaki altınlarını
çıkararak borçlarını ödediğini ve “yatırım
yaptığını” belirten Halaç, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
“Bana eş, dost, akraba 'altın satılır mı'
diye soruyor. Belki en iyi zaman değil ama satım için uygun bir
zaman. Yastık altında ortalama 150 milyar dolarlık altının varlığından
söz ediliyor. 5 bin tonlar civarında... Yastık altında duran bu
altının hiç kimseye faydası yok. Halk bu güzel fırsatı, bu
yüksek fiyatı değerlendirip altınları yastık altından
çıkarıp bir şekilde ekonomiye kazandırmalı. Yeter ki o yastık
altında duran, hareket etmeyen değer, ekonominin içine girsin.
Fırsat bu fırsat...”
Özcan Halaç, Türkiye'de 5 bin
ton olduğu ifade edilen yastık altı altının 100 yılı aşkın bir birikim
olduğunu dile getirdi.