Ökseotu (Viscum album L.), yöresel olarak, çekem,
purç, gökçe, gevele, güvelek ve gövelek
adlarıyla tanınır. Saçak köklerinin yardımıyla yapraklı
ağaçlarda (elma, armut, söğüt, kavak), çam ve
köknar gibi yumuşak odunlu ağaçlarda asalak (parazit)
olarak yaşayan, hayatımızdan ayrı düşünemeyeceğimiz bu
bitkiyi kim tanımaz ki! Kendisini barındıran ağacın yüksek
dallarının üstünde yuvarlak bir top biçiminde yetişir.
Her zaman yeşil olan yaprakları deriyi andırır ve sarımsı yeşildir.
Kışın kelebek kanatlarını andıran yapraklarını dökmez. Meyveler
bezelye veya nohut büyüklüğünde, parlak, beyaz
renkli ve cama benzer, içi kaygan ve yapışkandır. Bu beyaz
yapışkan madde insanlar için zehirlidir.Ama onları iştahla yiyen
kuşlara hiçbir zararı dokunmaz. Kuşlar, bitkinin yapışkan
tohumunu gagalarına alıp dallara sürterek veya kursaklarında
yumuşattıkları meyve çekirdeklerini dalların üstüne
dışkılayarak yeni bitkilerin kök salmasını sağlarlar. Bu tohum ne
suyun içinde, ne toprakta ne de başka bir ortamda
filizlenemediği (kök salamadığı) için, bitki ancak bu
şekilde üreyebiliyor. Ökseotu bu şekilde çoğalmayı
kuşlara borçlu olduğu halde, bazı yörelerde aynı yapışkan
madde kuşlar için tuzak olmaktadır .
Bu yapışkan madde çubuklar üzerine sürülmekte ve
küçük kuşları yakalamak için "ökse" olarak
kullanılmaktadır. Bitki rezin, saponinler, organik asitler,
alkaloitler, viscotoxin, acetylcholin, lectine, inosit ve müsilaj
taşımaktadır. Çok eski çağlardan beri şifalı
özelliği bilinir. İnce kıyılarak gölgede kurutulan yapraklar
ve küçük saplar, yalnızca ekim başından aralık
ortasına kadar ve mart-nisan aylarında toplanır. Bu zamanın dışında
şifalı güce sahip değildir. Toplama konusunda bir uyarı daha: Mart
ve nisan aylarında bitki daha meyve vermemiştir. Bu durumda, yapışkan
meyvelerle uğraşmak gerekmeyeceği için, yaprak ve sapları mart-
nisan aylarında toplamak daha kolay olur.
Ökseotu, yani yapraklar ve saplar hiçbir biçimde
zehirli değildir, ama meyveleri, ağız yoluyla kullanılırsa zehirlidir!
İçyağı ile karıştırılarak merhem haline getirildiğinde,
donuklarda, dıştan başarıyla kullanılır. Ökseotu, salgı sistemini
en iyi biçimde etkileyebildiği için, yetkin bir
metabolizma etkileyici bitki olma özelliğine de sahiptir. Hormon
dengesinin bozuk olduğu hallerde bitki çok başarılı olur. Bu
durumlarda, günde en azından 2 bardak çay, sabahları ve
akşamları olmak üzere içilebilir. Atar damar sertliğinde
ökseotu oldukça etkili olabilir . Kalp krizi riskine karşı
da önerilecek bir şifalı bitkidir ve önceden, aksatmadan
bitki çayı içildiğinde, bu tür bir problemle
hiçbir zaman karşılaşılmayabilir. Eğer bir kalp krizi
atlatılmışsa, 6 hafta boyunca günde 3 bardak, 3 hafta boyunca
günde 2 bardak ve 2 hafta boyunca günde 1 bardak bitki
çayı içilebilir. Ama bu kürün uygulanışı, ilk
bardak kahvaltıdan önce ve sonra, ikinci bardak öğle
yemeğinden önce ve sonra, olmak üzere, hep yarım bardak
olarak içilmelidir. Bitki çayı, kan durdurucu olarak da
kullanılır. Soğuk olarak buruna çekildiğinde, burun kanamasını
durdurur. Bitkide, bünye düzenini normalleştiren maddeler
bulunduğu için, yüksek tansiyon aşağı çekilirken,
alçak tansiyon da yükseltiliyor. Böylece, rahatsız
olan kalp rahatlar ve görevini rahatça yapabilecek bir
ortam oluşur. Kanın kafaya basıncı, kulakların uğuldaması ve görme
bozuklukları biçiminde kendini gösteren anormal kan basıncı
(yüksek tansiyon) halleri de düzene girebilir. Kişinin pek
çok görevi üstlenmek zorunda olduğu
günümüzün hızlı yaşam biçiminde, insanlığın
bu tür yardımcılara gerçekten ihtiyacı var.
Günde 2-3 bardak bitki çayını yudumlayarak
içtiğinizde, sizin kalbiniz ve kan dolaşımınız da normale
dönecek ve çalışma gücünüzü tam
anlamıyla kazanabileceksiniz. Ne olursa olsun, yılda bir kere 6 hafta
süreli bir ökseotu çay kürü uygulanmalıdır.
Kan dolaşımı ve tansiyon, bu 6 hafta içinde normale
dönecektir. Bu durumun değişmemesini sağlamak için, yıl
boyunca, bir bardak bitki çayı sabahları içilmelidir.
Kadınlar da ökseotu çayıiçmelidirler!Normale
dönen tansiyon sayesinde, dölyatağı (rahim) ve adet
görme düzensizlikleri önlenmiş olur. Özellikle
aşırı olan adet kanamaları ve loğusalık kanamaları böylece kontrol
altına alınmış olur. Menopoz döneminde, kalp çarpıntısı ve
düzensizlikleri, duygu coşkunlukları, korku ve soluk alma
zorluklarına karşı, birkaç ay boyunca bitki çayı
içilmelidir. Böylece tüm bu rahatsızlıklar ve
düzensizlikler sona erecek ve kişi, menopoz döneminde
olduğunu duyumsamayacaktır bile. Taze bitki özsuyu, kadının
kısırlığına da yardımcı olabilir. Taze Ökseotu sap ve yaprakları
güzelce yıkanarak, ince kıyılır ve nemli durumdayken mikserde suyu
sıkılır. Bu özsudan 25 damla, biraz suyun içinde,
kahvaltıdan yarım saat önce ve yatmadan önce alınır. Son
zamanlarda, ökseotu, kanserden koruyucu ve kansere karşı etkili
ilaçlarda kullanılmaya başlandı. Deneyimler, şifalı bitkilerin
her zaman nasıl temizleyici ve hastalıkları iyileştirici
özelliklere sahip olduklarını kanıtlıyor.
Ökseotu meyvelerinin yakı sakızı ile ezilmesi sonucu elde edilen
karışım,Gaziantep, Şanlıurfa ve Van yöresinde yakı halinde
romatizma ağrılarının giderilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca ezilmiş
meyveler çıban üzerine konarak; çıbanın
açılması ve cerahatın dışarı çıkması sağlanır.
UYARILAR: Ökseotunun meyveleri insanlar için zehirlidir ve kesinlikle içten (dahilen) kullanılmamalıdır.
Kullanım Biçimleri:
Çay hazırlamak: Ökseotu çayı yalnızca soğuk suda
hazırlanır. İnce kıyılmışyarım tatlı kaşığı bitki (yaprak ve sap), orta
boy bir su bardağı dolusu soğuk suda gece boyunca bekletilir,
sabahleyin hafifçe ısıtılır ve süzülür.
Çay gün boyuna yayılarak yemeklerden önce ve yemek
aralarında yudumlanarak yavaş yavaş içilir. Eğer gün
boyunca fazlaca içilmesi gerekiyorsa, hazırlanan çay bir
termosta saklanabilir.
Taze Bitki Özsuyu:Taze yapraklar ve ilk saplar yıkanır ve nemliyken mikserde sıkılır.
Merhem Hazırlamak: Taze beyaz meyveler ezilerek, içyağı veya
tereyağı ile iyice karıştırılır ( Sadece dıştan kullanılır ).
Viscum album(Ökse otu)
Yayılışı: Vatanı Asya ve Avrupa’dır, yarı parazit bir bitki
olarak yurdumuzda çeşitli ağaçların üstünde
(çam, söğüt, kavak, meyva ağaçları) yaygın
olarak bulunur.
Kullanılan kısımları: Yaprak, çiçek ve meyvalı genç dallar (Visci albi herba).
Etken bileşikleri: Toksik polipeptitler (viskotoksinler), lektinler,
flavonlar, biyojen aminler, fenilpropan türevleri, lignanlar.
Etki ve kullanılışı: Drogda tansiyon düşürücü,
sitostatik ve immünostimülan etkiler saptanmıştır; enjeksiyon
ile dokuya verildiğinde viskotoksinler nekrotize edici etki
gösterirler, tümoral rahatsızlıklar, dejeneratif iltihabi
eklem rahatsızlıkları ve yüksek tansiyonda kullanılır.
Dozaj: İlaç prospektüsüne göre.
Kombinasyonları: Bazı durumlarda Crataegus ve Allium sativum ile kombine edilmektedir.
Yan etkileri, geçimsizlikleri, kontrendikasyonları: Parenteral
uygulamada titreme, üşüme, ateş, baş ağrısı, alerjik
reaksiyonlar yapabilir.
Katıştırma: Saptanamamıştır.
ÖKSE OTU: Eski bir şifa bitkisi olan ökse otu, Druidler
tarafından kutsal bir bitki olarak kabul edilir ve ona saygı
gösterilirdi. Büyük bir törenle toplanır ve
dalından altın bir bıçakla kesilirdi. Eski hekimler ökse
otunu, sara hastalığının etkin bir şifası olarak kullanırlardı.
Ufak sapları ve yaprakları kurutulmak üzere ufak ufak kesilir.
Ancak Ekim başlarından, Aralık ayının ortasına kadar, daha sonra da
Mart ve Nisan aylarında toplananlarda şifa vardır. Geri kalan
zamanlarda toplanan Ökse Otu faydasızdır.
Sapları yaprakları çok kuvvetli şifa aracı olan Ökse Otunun
meyveleri zehirlidir, o yüzden satın alırken çok dikkat
etmek gerekir.
Ökse otunun en yararlı olduğu hastalık, kalp ve dolaşım
bozukluklarıdır. Tüm bedenin dengesini düzenleme konusunda
çok faydalıdır; yüksek tansiyonu düşürür,
düşük tansiyonu yükseltir. Başa kan hücum etmesi,
kulak uğultusu, görme bozuklukları, baş dönmesini tedavi
eder. Tüm kalp hastalıklarına iyi gelir, her çeşit dolaşım
bozukluklarında ve kalp hastalığında çok yardımcıdır.Ökse
Otu, salgı bezi sistemine çok faydalı olduğu için harika
bir metabolizma ilacıdır. Aynı şekilde pankreası da etkiler ve şeker
hastaları için de çok faydalı bir bitkidir.
purç, gökçe, gevele, güvelek ve gövelek
adlarıyla tanınır. Saçak köklerinin yardımıyla yapraklı
ağaçlarda (elma, armut, söğüt, kavak), çam ve
köknar gibi yumuşak odunlu ağaçlarda asalak (parazit)
olarak yaşayan, hayatımızdan ayrı düşünemeyeceğimiz bu
bitkiyi kim tanımaz ki! Kendisini barındıran ağacın yüksek
dallarının üstünde yuvarlak bir top biçiminde yetişir.
Her zaman yeşil olan yaprakları deriyi andırır ve sarımsı yeşildir.
Kışın kelebek kanatlarını andıran yapraklarını dökmez. Meyveler
bezelye veya nohut büyüklüğünde, parlak, beyaz
renkli ve cama benzer, içi kaygan ve yapışkandır. Bu beyaz
yapışkan madde insanlar için zehirlidir.Ama onları iştahla yiyen
kuşlara hiçbir zararı dokunmaz. Kuşlar, bitkinin yapışkan
tohumunu gagalarına alıp dallara sürterek veya kursaklarında
yumuşattıkları meyve çekirdeklerini dalların üstüne
dışkılayarak yeni bitkilerin kök salmasını sağlarlar. Bu tohum ne
suyun içinde, ne toprakta ne de başka bir ortamda
filizlenemediği (kök salamadığı) için, bitki ancak bu
şekilde üreyebiliyor. Ökseotu bu şekilde çoğalmayı
kuşlara borçlu olduğu halde, bazı yörelerde aynı yapışkan
madde kuşlar için tuzak olmaktadır .
Bu yapışkan madde çubuklar üzerine sürülmekte ve
küçük kuşları yakalamak için "ökse" olarak
kullanılmaktadır. Bitki rezin, saponinler, organik asitler,
alkaloitler, viscotoxin, acetylcholin, lectine, inosit ve müsilaj
taşımaktadır. Çok eski çağlardan beri şifalı
özelliği bilinir. İnce kıyılarak gölgede kurutulan yapraklar
ve küçük saplar, yalnızca ekim başından aralık
ortasına kadar ve mart-nisan aylarında toplanır. Bu zamanın dışında
şifalı güce sahip değildir. Toplama konusunda bir uyarı daha: Mart
ve nisan aylarında bitki daha meyve vermemiştir. Bu durumda, yapışkan
meyvelerle uğraşmak gerekmeyeceği için, yaprak ve sapları mart-
nisan aylarında toplamak daha kolay olur.
Ökseotu, yani yapraklar ve saplar hiçbir biçimde
zehirli değildir, ama meyveleri, ağız yoluyla kullanılırsa zehirlidir!
İçyağı ile karıştırılarak merhem haline getirildiğinde,
donuklarda, dıştan başarıyla kullanılır. Ökseotu, salgı sistemini
en iyi biçimde etkileyebildiği için, yetkin bir
metabolizma etkileyici bitki olma özelliğine de sahiptir. Hormon
dengesinin bozuk olduğu hallerde bitki çok başarılı olur. Bu
durumlarda, günde en azından 2 bardak çay, sabahları ve
akşamları olmak üzere içilebilir. Atar damar sertliğinde
ökseotu oldukça etkili olabilir . Kalp krizi riskine karşı
da önerilecek bir şifalı bitkidir ve önceden, aksatmadan
bitki çayı içildiğinde, bu tür bir problemle
hiçbir zaman karşılaşılmayabilir. Eğer bir kalp krizi
atlatılmışsa, 6 hafta boyunca günde 3 bardak, 3 hafta boyunca
günde 2 bardak ve 2 hafta boyunca günde 1 bardak bitki
çayı içilebilir. Ama bu kürün uygulanışı, ilk
bardak kahvaltıdan önce ve sonra, ikinci bardak öğle
yemeğinden önce ve sonra, olmak üzere, hep yarım bardak
olarak içilmelidir. Bitki çayı, kan durdurucu olarak da
kullanılır. Soğuk olarak buruna çekildiğinde, burun kanamasını
durdurur. Bitkide, bünye düzenini normalleştiren maddeler
bulunduğu için, yüksek tansiyon aşağı çekilirken,
alçak tansiyon da yükseltiliyor. Böylece, rahatsız
olan kalp rahatlar ve görevini rahatça yapabilecek bir
ortam oluşur. Kanın kafaya basıncı, kulakların uğuldaması ve görme
bozuklukları biçiminde kendini gösteren anormal kan basıncı
(yüksek tansiyon) halleri de düzene girebilir. Kişinin pek
çok görevi üstlenmek zorunda olduğu
günümüzün hızlı yaşam biçiminde, insanlığın
bu tür yardımcılara gerçekten ihtiyacı var.
Günde 2-3 bardak bitki çayını yudumlayarak
içtiğinizde, sizin kalbiniz ve kan dolaşımınız da normale
dönecek ve çalışma gücünüzü tam
anlamıyla kazanabileceksiniz. Ne olursa olsun, yılda bir kere 6 hafta
süreli bir ökseotu çay kürü uygulanmalıdır.
Kan dolaşımı ve tansiyon, bu 6 hafta içinde normale
dönecektir. Bu durumun değişmemesini sağlamak için, yıl
boyunca, bir bardak bitki çayı sabahları içilmelidir.
Kadınlar da ökseotu çayıiçmelidirler!Normale
dönen tansiyon sayesinde, dölyatağı (rahim) ve adet
görme düzensizlikleri önlenmiş olur. Özellikle
aşırı olan adet kanamaları ve loğusalık kanamaları böylece kontrol
altına alınmış olur. Menopoz döneminde, kalp çarpıntısı ve
düzensizlikleri, duygu coşkunlukları, korku ve soluk alma
zorluklarına karşı, birkaç ay boyunca bitki çayı
içilmelidir. Böylece tüm bu rahatsızlıklar ve
düzensizlikler sona erecek ve kişi, menopoz döneminde
olduğunu duyumsamayacaktır bile. Taze bitki özsuyu, kadının
kısırlığına da yardımcı olabilir. Taze Ökseotu sap ve yaprakları
güzelce yıkanarak, ince kıyılır ve nemli durumdayken mikserde suyu
sıkılır. Bu özsudan 25 damla, biraz suyun içinde,
kahvaltıdan yarım saat önce ve yatmadan önce alınır. Son
zamanlarda, ökseotu, kanserden koruyucu ve kansere karşı etkili
ilaçlarda kullanılmaya başlandı. Deneyimler, şifalı bitkilerin
her zaman nasıl temizleyici ve hastalıkları iyileştirici
özelliklere sahip olduklarını kanıtlıyor.
Ökseotu meyvelerinin yakı sakızı ile ezilmesi sonucu elde edilen
karışım,Gaziantep, Şanlıurfa ve Van yöresinde yakı halinde
romatizma ağrılarının giderilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca ezilmiş
meyveler çıban üzerine konarak; çıbanın
açılması ve cerahatın dışarı çıkması sağlanır.
UYARILAR: Ökseotunun meyveleri insanlar için zehirlidir ve kesinlikle içten (dahilen) kullanılmamalıdır.
Kullanım Biçimleri:
Çay hazırlamak: Ökseotu çayı yalnızca soğuk suda
hazırlanır. İnce kıyılmışyarım tatlı kaşığı bitki (yaprak ve sap), orta
boy bir su bardağı dolusu soğuk suda gece boyunca bekletilir,
sabahleyin hafifçe ısıtılır ve süzülür.
Çay gün boyuna yayılarak yemeklerden önce ve yemek
aralarında yudumlanarak yavaş yavaş içilir. Eğer gün
boyunca fazlaca içilmesi gerekiyorsa, hazırlanan çay bir
termosta saklanabilir.
Taze Bitki Özsuyu:Taze yapraklar ve ilk saplar yıkanır ve nemliyken mikserde sıkılır.
Merhem Hazırlamak: Taze beyaz meyveler ezilerek, içyağı veya
tereyağı ile iyice karıştırılır ( Sadece dıştan kullanılır ).
Viscum album(Ökse otu)
Yayılışı: Vatanı Asya ve Avrupa’dır, yarı parazit bir bitki
olarak yurdumuzda çeşitli ağaçların üstünde
(çam, söğüt, kavak, meyva ağaçları) yaygın
olarak bulunur.
Kullanılan kısımları: Yaprak, çiçek ve meyvalı genç dallar (Visci albi herba).
Etken bileşikleri: Toksik polipeptitler (viskotoksinler), lektinler,
flavonlar, biyojen aminler, fenilpropan türevleri, lignanlar.
Etki ve kullanılışı: Drogda tansiyon düşürücü,
sitostatik ve immünostimülan etkiler saptanmıştır; enjeksiyon
ile dokuya verildiğinde viskotoksinler nekrotize edici etki
gösterirler, tümoral rahatsızlıklar, dejeneratif iltihabi
eklem rahatsızlıkları ve yüksek tansiyonda kullanılır.
Dozaj: İlaç prospektüsüne göre.
Kombinasyonları: Bazı durumlarda Crataegus ve Allium sativum ile kombine edilmektedir.
Yan etkileri, geçimsizlikleri, kontrendikasyonları: Parenteral
uygulamada titreme, üşüme, ateş, baş ağrısı, alerjik
reaksiyonlar yapabilir.
Katıştırma: Saptanamamıştır.
ÖKSE OTU: Eski bir şifa bitkisi olan ökse otu, Druidler
tarafından kutsal bir bitki olarak kabul edilir ve ona saygı
gösterilirdi. Büyük bir törenle toplanır ve
dalından altın bir bıçakla kesilirdi. Eski hekimler ökse
otunu, sara hastalığının etkin bir şifası olarak kullanırlardı.
Ufak sapları ve yaprakları kurutulmak üzere ufak ufak kesilir.
Ancak Ekim başlarından, Aralık ayının ortasına kadar, daha sonra da
Mart ve Nisan aylarında toplananlarda şifa vardır. Geri kalan
zamanlarda toplanan Ökse Otu faydasızdır.
Sapları yaprakları çok kuvvetli şifa aracı olan Ökse Otunun
meyveleri zehirlidir, o yüzden satın alırken çok dikkat
etmek gerekir.
Ökse otunun en yararlı olduğu hastalık, kalp ve dolaşım
bozukluklarıdır. Tüm bedenin dengesini düzenleme konusunda
çok faydalıdır; yüksek tansiyonu düşürür,
düşük tansiyonu yükseltir. Başa kan hücum etmesi,
kulak uğultusu, görme bozuklukları, baş dönmesini tedavi
eder. Tüm kalp hastalıklarına iyi gelir, her çeşit dolaşım
bozukluklarında ve kalp hastalığında çok yardımcıdır.Ökse
Otu, salgı bezi sistemine çok faydalı olduğu için harika
bir metabolizma ilacıdır. Aynı şekilde pankreası da etkiler ve şeker
hastaları için de çok faydalı bir bitkidir.