Şam evliyasından Ahmet Kadiri hazretleri,
bir gün deniz kenarında birkaç talebesiyle oturuyordu ki ,
bir gemi göründü uzaktan.
Yolcular, çalgı çalıp eğleniyorlardı. Talebeler, onları gösterip:
- Hocam, bir beddua edin de, deniz yutsun onları, dediler.
- Neden? buyurdu.
- Bakın nasıl da günah işliyorlar hocam!
- Hayır. Beddua yerine dua edelim.
Gençler şaşırdı:
- Dua mı edelim hocam?
- Evet. Çünkü bilmiyorlar. Bilseler böyle yapmazlar, buyurdu.
Ve ellerini açıp;
- Ya Rabbi! Bu kullarını dünyada böyle neş'elendirdiğin gibi ahirette de neş'elendir! diye dua etti.
O böyle der demez, gemidekiler eğlenceyi bıraktılar. Sazlarını kırıp denize attılar. Az sonra geni sahile yaklaştı.
O çalgı çalıp eğlenen yolcular, gemiden çıkıp
doğru bu zatın yanına koştular. Huzurunda tövbe edip, talebesi
oldular bu büyük velinin.
bir gün deniz kenarında birkaç talebesiyle oturuyordu ki ,
bir gemi göründü uzaktan.
Yolcular, çalgı çalıp eğleniyorlardı. Talebeler, onları gösterip:
- Hocam, bir beddua edin de, deniz yutsun onları, dediler.
- Neden? buyurdu.
- Bakın nasıl da günah işliyorlar hocam!
- Hayır. Beddua yerine dua edelim.
Gençler şaşırdı:
- Dua mı edelim hocam?
- Evet. Çünkü bilmiyorlar. Bilseler böyle yapmazlar, buyurdu.
Ve ellerini açıp;
- Ya Rabbi! Bu kullarını dünyada böyle neş'elendirdiğin gibi ahirette de neş'elendir! diye dua etti.
O böyle der demez, gemidekiler eğlenceyi bıraktılar. Sazlarını kırıp denize attılar. Az sonra geni sahile yaklaştı.
O çalgı çalıp eğlenen yolcular, gemiden çıkıp
doğru bu zatın yanına koştular. Huzurunda tövbe edip, talebesi
oldular bu büyük velinin.