.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Kutup Görme Arzusu

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Kutup Görme Arzusu Empty Kutup Görme Arzusu

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Mart 18, 2009 3:33 pm

    Kutup Görme Arzusu

    Yûsuf Halveti hocasının bereketli sohbetleriyle yetişip,
    velî bir zât olunca, Rum diyârındaki insanları
    irşâd için oraya gitmeye memur edildi. Niğde şehrine
    gelip, insanlar arasında Tepeviran denilmekle meşhur olan yere
    yerleşti. Orada bir dergâh ve bir câmi inşâ etti.
    İnsanlara hak yolun bilgilerini, edebini öğretmekle meşgûl
    oldu. Çok kerâmetleri görüldü.

    Yûsuf Halvetî'nin önceleri bir zaman, kendi kendine;

    “Şu anda dünyâda kutup kimdir. Onunla
    görüşsem.” diye hatırına geldi. O zaman hocası onu
    teselli etti ve;

    “Yûsuf evlâdım! Sen bir türlü kutup
    görme arzusundan vazgeçmezsin. Mâdemki öyle,
    şimdi filan yere git. İnşâallah arzun gerçekleşir.”
    buyurdu.

    O gece hocasının işâret ettiği yere gitti. Orada altı sâlih
    kimse gördü. Lâkin arzusunu ve hocasının dediklerini
    unuttu ve onlara nereye gittiklerini ve kimler olduklarını sordu. Onlar
    da;

    “Bizler yediler denen Allahü teâlânın sevgili
    kullarıyız. Az önce içimizden biri vefât etti. Onun
    yerine geçecek kimseyi istişâre için kutb-ı
    âlemin yanına gidiyoruz.” dediler.

    Yûsuf Halvetî de kendileriyle berâber gitmek istedi. Onlar da;

    “Peki gel!” dediler.

    Tayy-i mekân edip bir anda Kâbe-i muazzamaya geldiler.
    Tavâftan sonra bir eve gidip içeri girdiler.
    İçeride yüzü örtülü birisi vardı. Ona
    selâm verdiler. Hiçbir şey söylemeden bir meyyiti
    tabutuyla ortaya getirip namazını kıldılar. Sonra tabut semâya
    yükseldi. Sonra;

    “Bunun yerine kimi münâsib
    görürsünüz?” diye yüzü
    örtülü kişiden sordular.

    O zaman Yûsuf Halvetî onlara;

    “Bu işi bizimle istişâre etseniz olmaz mı?” dedi.

    Onlar da;

    “Bu nasıl söz. Sen kendi hocanın dediğini bile
    unutmuşsun?” deyip sonra da başka birisini getirdiler ve onun
    yedilere tâyini yapıldı. Sonra da yediler oradan çıkıp,
    herbiri bir tarafa gitti. O yüzü örtülü
    zât da bir tarafa yöneldi. Yûsuf Halvetî onun
    peşinden gitmek isteyince, o;

    “Yûsuf ne oldun nedir derdin?” diye seslendi.

    O zaman Yûsuf Halvetî bu sesi tanıdı ve başını kaldırıp
    baktığında onun kendi hocası Zâhid Efendi olduğunu anladı.
    Özürler dileyip ağladı. Hocası onun özrünü
    kabûl edip bir anda Şirvan’daki dergâhlarına
    döndüler.

      Forum Saati Paz Haz. 02, 2024 8:14 pm