Anasayfa
Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul
Sağlam, her Türk antrenörün hayalinin Türk Milli
Takımı'nı çalıştırmak olduğunu belirterek, "Ama benim Bursaspor
ile 3.5 yıllık sözleşmem var. Bu sözleşme süresi
içerisinde böyle bir beklentim yok. Yakın vadede değil de
uzun vadede şartlar uyuşursa biz de o şerefli görevi yapmayı
isteriz" dedi.
Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul
Sağlam, birçok konuda İHA muhabirinin sorularını cevapladı.
Bugüne kadar bıraktığı takımlara sonradan gelen teknik
direktörler hakkında yorum yapmadığını ifade eden Sağlam, "Değişik
bir iş yapıyoruz. Bir yerde görev yapıyoruz, oradan ayrılıyoruz.
Ayrılırken üzülüyoruz. Yeni bir takıma geliyoruz.
Çok ayrı ortamda, çok ayrı şartlarda yeni takımımızda işe
başlıyoruz. Öncelikle daha evvel çalışan antrenöre,
bıraktığınız takımdaki daha sonra gelecek antrenöre de kesinlikle
saygılı olmak, onun yaptığı işe saygı göstermek zorunluluğumuz
var. Ben hayatımın hiçbir döneminde meslektaşlarımdan
herhangi birisi için olumsuz bir kelime, onları kamuoyunun
önünde zor duruma düşürecek en ufak bir kelime sarf
etmemeye dikkat ettim. Bundan önce böyle oldu, bundan sonra
da böyle olacak" diye konuştu.
"HER ANTRENÖRÜN HAYALİ MİLLİ TAKIMI ÇALIŞTIRMAKTIR"
"İleride Milli Takım'ın başına geçmek
ister misiniz ?" şeklindeki soruya Sağlam, "Her Türk
antrenörün hayallerinden biri, gelecekteki beklentilerinden
biri, Türk Milli Takımı'nı çalıştırmaktır. Türk Milli
Takımı şimdi o kadar popüler hale geldi ki yabancı birçok
önemli teknik adamın belki de hayallerini süslüyordur.
Ama benim Bursaspor ile 3.5 yıllık sözleşmem var. Bu sözleşme
süresi içerisinde böyle bir beklentim yok. Yakın
vadede değil de uzun vadede şartlar uyuşursa biz de o şerefli
görevi yapmayı isteriz. Ama bizim Bursaspor'daki görevimiz bu
3.5 yıllık süreç içerisinde, belki daha da devam
edebilir, inşallah da devam eder " şeklinde cevap verdi.
"İSPANYA MAÇI ÜLKEMİZİ İLERİSİ İÇİN UMUDA SEVK EDECEKTİR"
Milli Takım'ın İspanya karşısındaki şansını
da değerlendiren Sağlam, "Milli takım çok kaliteli bir takım. Ne
kadar kaliteli bir takım olduğunu da en son Avrupa Şampiyonası'nda
gösterdiği performans ve elde ettiği başarıyla da gösterdi.
İspanya, son Avrupa Şampiyonu. Uzun zamandır kendi sahasında,
deplasmanda yenilmemiş, bunun haricinde dünya sıralamasında
birinci sırada yer alıyor. Milli takımın işi kolay değil, ama onlar
birçok zoru başarmış durumdalar. O yüzden İspanya
maçlarının ben milli takım adına çok olumlu geçip,
gelecek adına da hem kendilerini hem de ülkemizi umuda sevk
edeceklerine gönülden inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"YILDIZ ADAYI ÇOK OYUNCUMUZ VAR"
Türkiye'de yıldız adayı çok
sayıda oyuncu olduğunu ifade eden Sağlam, "Çok sayıda yıldız
adayı oyuncumuz var. Bizim takımımızda Sercan, Eren, Muhammet, Volkan
gibi oyuncular var. Birçok Anadolu takımında da, büyük
kulüpte de, yakın gelecekte de Türk futboluna ismini
yazdıracak Avrupa'da oynayacak kalitede oyuncularımız var. Ama bakış
açımızı biraz daha değiştirip bu çocuklarımızı bizim
çok çabuk bir şekilde piyasaya sunup, daha olmadan yıldız
gibi göstermeden, her şeyi zamanında ve yerinde onlara anlatarak,
gerçekleştirerek, kazanmak zorundayız. Kaybetmemek üzere
bir bakış açısı geliştirmeliyiz" dedi.
"BEŞİKTAŞ BİZİM DÖNEMİMİZDE ALTYAPI OLARAK ALTIN ÇAĞLARINI YAŞADI"
Teknik direktörlerin genç
oyunculara güvenmesi gerektiğini vurgulayan Sağlam, "Bizim
hedeflerimizden bir tanesi çalıştığımız takımın performansına
olumlu katkı yapmanın yanında yetenekli gençleri Türk
futboluna kazandırmak. Bu bağlamda her Türk antrenörü
üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek zorundadır. Ben
çalıştığım Samsunspor'da, Kayserispor'da, Beşiktaş'da
altyapılara, şehrin kendi insanına verdiğim değer olarak hep altın
çağlarını yaşattım. Kayserispor'da başarılı olduğumuz
dönemde altyapıdan oyuncularımız da vardı. Beşiktaş
kulübü altyapısı olarak tarihinin en parlak dönemini
bizimle birlikte yaşadı. Geçmişte bu konuyla alakalı bir
hassasiyetimiz var. Ortaya koyduğumuz bir başarı da var. Buradaki
gençleri de önce Bursaspor'a daha sonra da Türk
futboluna kazandırma gibi bir misyonumuzun olduğunu çok iyi
biliyoruz" diye konuştu.
"BİZDEN ÖNCE ÇALIŞAN BÜYÜKLERİMİZDEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK"
Genç teknik direktörlerin
Türk futboluna son zamanlarda yaptığı büyük katkılardan
bahseden Sağlam, "Her devrin kendine has güzelliği ve
özelliği var. Biz, bizden önce çalışan
ağabeylerimizden büyüklerimizden çok şeyler
öğrendik. Bu devir işi futbolda da bu böyle değil mi ?
Futbolcuyduk, sonra futbolu bıraktık. Yerine genç kardeşlerimiz
geldi, şimdi bayrağı onlar alıp götürüyorlar. Bu
antrenörlükte de böyle. Bugün ortaya bir başarı
sunuyorsak bunu tamamen kendimize mal etme şansımız yok. Diğer
büyüklerimizden, çalıştığımız antrenörlerden
bugün uyguladığımız birçok şeyi öğrendik ve hala da
öğreniyoruz. Ben onlara katkılarından dolayı teşekkür
ediyorum. Bir nesil gidiyor bir başkası geliyor. Bizim genç
jenerasyon olarak amacımız daha evvelki ağabeylerimizden
öğrendiklerimizi kendi bilgilerimizle birleştirerek katkı
sağlamaktır. Tabi son dönemde güzel başarılar ve gelişmeler
var" şeklinde konuştu.
"FUTBOLDA BAŞARISIZLIĞA HERKES ORTAKTIR"
Futbolda başarıyı herkesin paylaşmak
istediğini kaydeden Sağlam, "Ortaya bir başarı çıktığı zaman
biliyorsunuz en ücra köşedeki adam bile bu başarıdan pay
sahibi olmaya çalışıyor. Başarıda hal böyle olurken,
başarısızlıkta da maalesef birçok insanı bu başarısızlığa ortak
olmamak için hemen kaçıştığını görüyoruz. Bu
olayı bir bütün olarak değerlendirmek zorundayız. Nasıl
başarıda payımızı veriyorsak, başarısızlıkta da herkes payını almak
zorunda. Ben her şeyi yaptım, bundan sonra iş futbolcularda, teknik
kadroda veya antrenör çıkıp, 'Bu işte benim payım yok.
Başarısızlığın sebebi yönetimdir' diyemez. Ekip
çalışmasının önemi burada ortaya çıkıyor. Başarıyı
herkes oluştururken, başarısızlıkta da herkes payına düşeni almak
zorunda. Bir başarısızlık varsa bunda herkes ortaktır" dedi.
"HAKEMLERİN FUTBOLA PROFESYONELCE BAKMASINI SAĞLAMAK LAZIM"
Futbolda hakemliğin çok önemli
bir müessese olduğunu hatırlatan genç teknik adam,
"Hakemlik futbolu yöneten en önemli kurumlardan bir tanesi.
Hakemlerimizin imkanlarının daha da iyileştirmek lazım. Onların da bu
işe profesyonelce bakmalarını sağlamak lazım, ama bugünkü
ortamda her yapılacak katkı bir maliyet getiriyor. Bir mentor, bir
antrenör, elde ettiği imkanların daha fazlalaştırılması zamanla
oluşturulabilecek şeyler. Burada bunları söylerken hakemlerin
görevini yapmasının önüne geçmemesi lazım. Bu işe
talip oldularsa en iyi şekilde yapmak zorundalar.
Çünkü çok önemli bir görev
yapıyorlar. Bazen yapmış oldukları bir hata ya da en ufak bir suistimal
insanlara çok pahalıya mal olabiliyor. Takımların şampiyonluğu
gidebiliyor, antrenörler işlerinden olabiliyor. Dolayısıyla onlar
da dikkat etmek zorunda. Biz antrenörler de hakemlere yardımcı
olmak zorundayız" şeklinde konuştu.
"KENDİ ADIMIZA ŞAMPİYONLUKTAN BAHSEDECEKSEK O KELİMENİN İÇİNİ DOLDURMALIYIZ"
Artık takımların gelir anlamında
güçlenmeye başladığını dile getiren Ertuğrul Sağlam, "Yeni
yapılan statlar takımlara büyük gelir sağlıyor.
Özellikle son dönemde Kayserispor'un, Sivasspor'un elde
ettiği başarı birçok Anadolu takımını bu anlamda
iştahlandırıyor. Şehri artık olaya ortak hale getirmeye başlıyor.
Şehrin ileri gelenleri bu işte büyük katkı sağlamaya
başladılar. Sanayinin ve ekonominin daha iyi olduğu şehirlerde, bu son
dönemdeki gelişmeler bütün insanların iştahını
kabartıyor. Ben de bu konuda geçmişte çok fazla umutlu
değildim, ama son yaşanan gelişmeler bizi bu konuda umutlandırdı.
Bursaspor olarak da biz 3.5 yıllık dönemi çok iyi
yapılanarak geçirmek zorundayız ki ondan sonra şampiyonluktan
bahsedebilelim. Arada üretebilecek bazı değerler belki bu
süreci daha erkene çekebilir, ama bir kere şampiyonluktan
bahsedeceksek bu kelimenin içini, şampiyonluğu kendi adımıza bir
cümlenin içinde kullanacaksak o cümleyi de çok
iyi doldurmamız lazım, yoksa bugüne kadar şampiyonluktan bahseden
çok insanlar oldu, ama çoğu havada kaldı. Bu kelime
insana sorumluluk yükleyen ve çok çok da kolay
söylenmemesi gereken bir kelime. Onun için biz şampiyonluk
kelimesini kullanacağımız zamanı hep beraber tespit ederiz" dedi...
