Bedenize
uygun kıyafet bulamıyorsunuz. Hem de fazla kilolardan değil!!
Çünkü giydiğiniz herşey üstünüzden düşüyor. Herkes
diyetle, egzersizle zayıflamaya çalışırken , siz kilo almak için
çabalıyorsunuz.. Ancak ne yaparsanız yapın kilo alamıyormusunuz..
öyleyse bu yazı tam sizin için..
Vücudun,
normal ağırlığının 10-15 kilo altında olamsına zayıflık,
15- 20 kilonun altında olmasına ciddi zayıflık deniyor. Örneğin
1.60 cm. Boyundaki bir kişinin ideal kilosu 54 kg. Olarak değerlenriliyor.
Bu boydaki kişi 46- 48 kilo arasında bir kiloya sahipse zayıf,
43- 46 kilo arasında hafif zayıf, 42 kilonun altındda ise ciddi
zayıf olarak değerlendiriliyor. Beslenme Uzmanı Dr. Feryal
Erverdi “ Kişinin normal kilosunun 10 kilo altındaki ağırlığı,
eğer bir sağlık problemi yaratmıyorsa biz doktorlarca sakıncalı
bulunmuyor” diyor. Zayıflık çocuklarda görülüyorsa gelişim
olumsuz yönde etkilenebilir eğer yetişkinlikte görülüyorsa iş
verimi düşüyor.
Genelde
zayıflığın kaynakları genetik olarak söylenebilir. Bunun yanında
Hormonal düzensizlikte çok önemli.Hayati organların çalışmasını
ifade eden bazal metabolizmanın hormonlar sağlıyor. Bu hormonlar
tiroid bezinden salgılanan T3 ve T4 hormonları . Zayıf ikşilerin
bazal metabolizmalarının daha hızlı çalışmasının en önemli
nedeni bu hormonlarınb fazla salgılanması, bu da metabolizmanın
hızlanmasına, dolyasıyla besinlerin daha hızlı yakılmasına
nedne oluyor. Sonuçta kilo alınamıyor.Vücut bileşenleri de zayıflığın
ya da şişmanlığın nedenlerinden. Yani iki kişi aynı
yiyeceklere yese bile biri kilo alırken diğeri kilosunu
koruyabiliyor ya da zayıf kalabiliyor. Bunda vücut bileşenlerinin
etkisi büyük. Kimi kişilerin vücudunda yağlı doku ya da yağ
depolayan hücreler fazlayken, kimilerinde az olabiliyor. Buna göre
yağ depolayan hücre sayısı fazla olan kişilerin kilo almasaı
da o derece kolaya diyebiliriz.
Zayıflığın
Etkileri..
Kötü görünüm: Belki manken gibi zayıf bir görünüm
bir sınıra kafar hoş olabilirç Ancak hayati çizgi aşıldığında
ortaya hiç de hoş olmayan bir vücut çıkıyor. Giyilrn hiçbir
şey uygun olmuyor, bedene göre kıyafet bulunmuyor.
Ciltte
kırışıklık: Aşırı derecede zayıflık cildin kırışmasına
ve daha çabuk yaşlanmasına neden oluyor. Çünkü yeterli
beslenilmediği için cildi canlı tutan E ve C vitaminleri alınamıyor, bunun yüzünden
cilt beslenemiyor, gerekli nemi besinlerden ya da sıvılardan
alamadığı için cilt
kırışık görünüyor. Ayrıca ciltte kuruluk , gevşeklik diğer
olumsuz etkilerden.
Çabuk yorulma:
Yeterli beslenilmediği
için bağırsaklardan
kana geçen besin
maddeleri organlar için de yeterli olmuyor. Bunun için metabolizma
kendini güvence altına alıyor. Daha az enerji harcamak için
hareketler daha yavaş yapılıyor. Ani hareketler , tempolu yaşam
karşısında metabolizma bu eforu karşılayamadığından kişiler
çok çabuk yoruluyor, bu da sosyal yaşamı engelliyor.
Baş
dönmesi: Özellikle ani kalkışlar da göz kararması ve baş dönmesi meydana
geliyor. Yeterli ve dengeli beslenilmediği için dolaşımdaki kan,
ağırlığını hayati organlarda yoğunlaştırıyor. Ani kalkışlar
ve hareketlerde baş dönmesi ve göz kararması ortaya çıkıyor.
Anemi:
Kansızlık, yeterli beslenmemenin getirdiklerinden.
İshal:
Metabolizmanın
hızlı çalışmasına bağlı olarak ishal görülüyor.
Adet
düzensizliği: Yine metabolizmanın hızlı çalışmasına ve
dengesiz beslenmesine bağlı olarak adet kanamalarında düzensizlik
oluşuyor. Özellikle tiroid hormonlarının fazla salgılanması
durumunda zayıflıkla birlikte adet düzensizliği en sık görülen
belirtilerden.
Nabız atışında
bozukluk: Bredikardi ve taşikardi, yani nabız atışının hızlı
ya da yavaş olması zayıflığın etkilerinden.
Kalp-
damar- hastalıkları riski: Eğer zayıf kişi sigara veya
alkol kullanıyorsa, kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski yükseliyor.
Sinirlilik:
Obes yani şişman insanlar neşelidirler. Ama zayıf insanlar
aksine çabuk kızan bir yapıya sahiptirler. Bunda yetrsiz
beslenmenin etkisi çoktur . Vücut gerekli vitaminleri ve
mineralleri karşılamadığında sinir sisteminde bozukluklar ,
yorgunluk ortaya çıkıyor. Bazı vitaminlerin insanı rahatlatıcı
ve sakinleştirici etkisinin olduğu artık bir gerçek . Bünyedeki
vitamin dengesizliği kişinin sinir sistemi etkileniyor. Ayrıca T3
ve T4 hormonları zayıf kişilerde fazla salgılandığı için
sinrlilik, el titremesi, terleme, ishal, yorgunluk, adet düzensizilği
gözükür. Bağışıklık sisteminin zayıflaması: Zayıf kişiler
immün sistemi yani bağışıklık sistemi de zayıftır. Bu
nedenle hastalıklara daha çabuk yakalanıyorlar. Dış etkenlere
karşı dirençlerinin düşük olması yüzünden hastalıkları diğer
hastalara oranla daha ağır geçiyor.
Nasıl Kilo Alınır?
Öncelikle
zayıflığın nedenini anlamak gerekiyor. Eğer hormonal
nedenlerden dolayı zayıflık meydan agelmişse, hormon tedavisi
olmak yeterli oluyor. Parazit gibi asalaklardan dolayı ise ağızdan
alınan ialçlarla tedavi yapılıyor. Parazit ya da kurt gibi
asalak canlılar ortadan kaldırıldığında kendiliğinden kilo alınabiliyor.
Ancak eğer beslenmeden kaynaklanıyorsa beslenme alışkanlıklarının
düzenlenmesi gerekiyor. Bir de kilo alınırken bu ister istemez yağ
olarak depolanıyor. Yani kilo alınırken yağlanmak kaçınılmaz.
Ancak iyi bir beslenme düzeniyle en aza indirmek mümkün . Zayıf
kişiler için sofra düzeni yemeğin ısısı, mönü çok önemlidir.
Kişinin günlük enerjisi saptandıktan
sonra + 1000 kalorilik enerji eklenerek bir tedavi uygulanılır. Bu
yüzden ilk önce beslenme alışkanlığı saptanır. Öğünler
artırılır ve üç ara üç ana öğün olarak düzenlenir. Ara öğünlerin
içeriği besin değeri yüksek yiyeceklerden oluşmalıdır.
Enerji daha çok karbonhidratların
çoğaltılmasıyla sağlanmalıdır. Yağlarda yapılan artış
bulantıya sebep olmaktadır.
Diyet proteini 1,5 gr\kg şeklinde
ayarlanmalıdır. Proteini daha yüksek vermek mümkün olmakla
beraber bazı amino asitlerin serotonini arttırmalarıyla iştahsızlık
oluşur. Bu yüzden proteini daha fazla arttırmak olumsuz etki
yapar.
Diyetin vitamin ve mineral içeriği
zengin olmalıdır. Özellikle B grubu vitaminler yoğun
verilmelidir. Bu gruptaki vitaminler iştah artışı sağlarlar.
Diyetin en önemli özelliklerinden
biriside hacim yönünden az besin kalitesi yönünden zengin
besinlerden oluşturulmasıdır.
Mükemmel Sofra
Dr.
Feryal Erverdi “ Bunun için sofranın düzeni, yemeklerin ısısı,
seçilen menü yani yemekle ilgili herşey mükemmel olmalı”
diyor. Akşam yatmadan birkaç
saat önce ise mutlaka birşeyler atıştırmakta fayda var. Çünkü
gece uykudayken metabolizma yavaşlıyor. Yani yatmadan önce
tenilen yemekler kilo olarak geri dönüyor. Bir de yağlı
yiyeceklerden çok proteinli yiyeceklere yönelmek gerekiyor. Tabi
ki enerji açısından karbonhidratlı yiyeceklerin de menü de
olması lazım. Özellikle mısır, pirin., yulaf, buğday,
ve bu ürünlerden yapılmış yiyeceklere yönelmke gerekiyor.
uygun kıyafet bulamıyorsunuz. Hem de fazla kilolardan değil!!
Çünkü giydiğiniz herşey üstünüzden düşüyor. Herkes
diyetle, egzersizle zayıflamaya çalışırken , siz kilo almak için
çabalıyorsunuz.. Ancak ne yaparsanız yapın kilo alamıyormusunuz..
öyleyse bu yazı tam sizin için..
Vücudun,
normal ağırlığının 10-15 kilo altında olamsına zayıflık,
15- 20 kilonun altında olmasına ciddi zayıflık deniyor. Örneğin
1.60 cm. Boyundaki bir kişinin ideal kilosu 54 kg. Olarak değerlenriliyor.
Bu boydaki kişi 46- 48 kilo arasında bir kiloya sahipse zayıf,
43- 46 kilo arasında hafif zayıf, 42 kilonun altındda ise ciddi
zayıf olarak değerlendiriliyor. Beslenme Uzmanı Dr. Feryal
Erverdi “ Kişinin normal kilosunun 10 kilo altındaki ağırlığı,
eğer bir sağlık problemi yaratmıyorsa biz doktorlarca sakıncalı
bulunmuyor” diyor. Zayıflık çocuklarda görülüyorsa gelişim
olumsuz yönde etkilenebilir eğer yetişkinlikte görülüyorsa iş
verimi düşüyor.
Genelde
zayıflığın kaynakları genetik olarak söylenebilir. Bunun yanında
Hormonal düzensizlikte çok önemli.Hayati organların çalışmasını
ifade eden bazal metabolizmanın hormonlar sağlıyor. Bu hormonlar
tiroid bezinden salgılanan T3 ve T4 hormonları . Zayıf ikşilerin
bazal metabolizmalarının daha hızlı çalışmasının en önemli
nedeni bu hormonlarınb fazla salgılanması, bu da metabolizmanın
hızlanmasına, dolyasıyla besinlerin daha hızlı yakılmasına
nedne oluyor. Sonuçta kilo alınamıyor.Vücut bileşenleri de zayıflığın
ya da şişmanlığın nedenlerinden. Yani iki kişi aynı
yiyeceklere yese bile biri kilo alırken diğeri kilosunu
koruyabiliyor ya da zayıf kalabiliyor. Bunda vücut bileşenlerinin
etkisi büyük. Kimi kişilerin vücudunda yağlı doku ya da yağ
depolayan hücreler fazlayken, kimilerinde az olabiliyor. Buna göre
yağ depolayan hücre sayısı fazla olan kişilerin kilo almasaı
da o derece kolaya diyebiliriz.
Zayıflığın
Etkileri..
Kötü görünüm: Belki manken gibi zayıf bir görünüm
bir sınıra kafar hoş olabilirç Ancak hayati çizgi aşıldığında
ortaya hiç de hoş olmayan bir vücut çıkıyor. Giyilrn hiçbir
şey uygun olmuyor, bedene göre kıyafet bulunmuyor.
Ciltte
kırışıklık: Aşırı derecede zayıflık cildin kırışmasına
ve daha çabuk yaşlanmasına neden oluyor. Çünkü yeterli
beslenilmediği için cildi canlı tutan E ve C vitaminleri alınamıyor, bunun yüzünden
cilt beslenemiyor, gerekli nemi besinlerden ya da sıvılardan
alamadığı için cilt
kırışık görünüyor. Ayrıca ciltte kuruluk , gevşeklik diğer
olumsuz etkilerden.
Çabuk yorulma:
Yeterli beslenilmediği
için bağırsaklardan
kana geçen besin
maddeleri organlar için de yeterli olmuyor. Bunun için metabolizma
kendini güvence altına alıyor. Daha az enerji harcamak için
hareketler daha yavaş yapılıyor. Ani hareketler , tempolu yaşam
karşısında metabolizma bu eforu karşılayamadığından kişiler
çok çabuk yoruluyor, bu da sosyal yaşamı engelliyor.
Baş
dönmesi: Özellikle ani kalkışlar da göz kararması ve baş dönmesi meydana
geliyor. Yeterli ve dengeli beslenilmediği için dolaşımdaki kan,
ağırlığını hayati organlarda yoğunlaştırıyor. Ani kalkışlar
ve hareketlerde baş dönmesi ve göz kararması ortaya çıkıyor.
Anemi:
Kansızlık, yeterli beslenmemenin getirdiklerinden.
İshal:
Metabolizmanın
hızlı çalışmasına bağlı olarak ishal görülüyor.
Adet
düzensizliği: Yine metabolizmanın hızlı çalışmasına ve
dengesiz beslenmesine bağlı olarak adet kanamalarında düzensizlik
oluşuyor. Özellikle tiroid hormonlarının fazla salgılanması
durumunda zayıflıkla birlikte adet düzensizliği en sık görülen
belirtilerden.
Nabız atışında
bozukluk: Bredikardi ve taşikardi, yani nabız atışının hızlı
ya da yavaş olması zayıflığın etkilerinden.
Kalp-
damar- hastalıkları riski: Eğer zayıf kişi sigara veya
alkol kullanıyorsa, kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski yükseliyor.
Sinirlilik:
Obes yani şişman insanlar neşelidirler. Ama zayıf insanlar
aksine çabuk kızan bir yapıya sahiptirler. Bunda yetrsiz
beslenmenin etkisi çoktur . Vücut gerekli vitaminleri ve
mineralleri karşılamadığında sinir sisteminde bozukluklar ,
yorgunluk ortaya çıkıyor. Bazı vitaminlerin insanı rahatlatıcı
ve sakinleştirici etkisinin olduğu artık bir gerçek . Bünyedeki
vitamin dengesizliği kişinin sinir sistemi etkileniyor. Ayrıca T3
ve T4 hormonları zayıf kişilerde fazla salgılandığı için
sinrlilik, el titremesi, terleme, ishal, yorgunluk, adet düzensizilği
gözükür. Bağışıklık sisteminin zayıflaması: Zayıf kişiler
immün sistemi yani bağışıklık sistemi de zayıftır. Bu
nedenle hastalıklara daha çabuk yakalanıyorlar. Dış etkenlere
karşı dirençlerinin düşük olması yüzünden hastalıkları diğer
hastalara oranla daha ağır geçiyor.
Nasıl Kilo Alınır?
Öncelikle
zayıflığın nedenini anlamak gerekiyor. Eğer hormonal
nedenlerden dolayı zayıflık meydan agelmişse, hormon tedavisi
olmak yeterli oluyor. Parazit gibi asalaklardan dolayı ise ağızdan
alınan ialçlarla tedavi yapılıyor. Parazit ya da kurt gibi
asalak canlılar ortadan kaldırıldığında kendiliğinden kilo alınabiliyor.
Ancak eğer beslenmeden kaynaklanıyorsa beslenme alışkanlıklarının
düzenlenmesi gerekiyor. Bir de kilo alınırken bu ister istemez yağ
olarak depolanıyor. Yani kilo alınırken yağlanmak kaçınılmaz.
Ancak iyi bir beslenme düzeniyle en aza indirmek mümkün . Zayıf
kişiler için sofra düzeni yemeğin ısısı, mönü çok önemlidir.
Kişinin günlük enerjisi saptandıktan
sonra + 1000 kalorilik enerji eklenerek bir tedavi uygulanılır. Bu
yüzden ilk önce beslenme alışkanlığı saptanır. Öğünler
artırılır ve üç ara üç ana öğün olarak düzenlenir. Ara öğünlerin
içeriği besin değeri yüksek yiyeceklerden oluşmalıdır.
Enerji daha çok karbonhidratların
çoğaltılmasıyla sağlanmalıdır. Yağlarda yapılan artış
bulantıya sebep olmaktadır.
Diyet proteini 1,5 gr\kg şeklinde
ayarlanmalıdır. Proteini daha yüksek vermek mümkün olmakla
beraber bazı amino asitlerin serotonini arttırmalarıyla iştahsızlık
oluşur. Bu yüzden proteini daha fazla arttırmak olumsuz etki
yapar.
Diyetin vitamin ve mineral içeriği
zengin olmalıdır. Özellikle B grubu vitaminler yoğun
verilmelidir. Bu gruptaki vitaminler iştah artışı sağlarlar.
Diyetin en önemli özelliklerinden
biriside hacim yönünden az besin kalitesi yönünden zengin
besinlerden oluşturulmasıdır.
Mükemmel Sofra
Dr.
Feryal Erverdi “ Bunun için sofranın düzeni, yemeklerin ısısı,
seçilen menü yani yemekle ilgili herşey mükemmel olmalı”
diyor. Akşam yatmadan birkaç
saat önce ise mutlaka birşeyler atıştırmakta fayda var. Çünkü
gece uykudayken metabolizma yavaşlıyor. Yani yatmadan önce
tenilen yemekler kilo olarak geri dönüyor. Bir de yağlı
yiyeceklerden çok proteinli yiyeceklere yönelmek gerekiyor. Tabi
ki enerji açısından karbonhidratlı yiyeceklerin de menü de
olması lazım. Özellikle mısır, pirin., yulaf, buğday,
ve bu ürünlerden yapılmış yiyeceklere yönelmke gerekiyor.