Kobe Bryant
--------------------------------------------------------------------------------
Lise yıllarında efsane Wilt Chamberlain’in 4 yıllık toplam sayı
rekorunu kıran, NBA’e girdiği yıllarda oynadığı oyunla herkesin
taktirini toplayan 18 yaşındaki ufaklık, aradan geçen yıllarda
önce Shaq ile takımın en önemli gücü kim
tartışmasını başlattı, ardından bu senede saldırgan tavırlarıyla takım
arkadaşları ve rakip oyuncularla kavga etti.
Kariyerinin başındaki güler yüzlü ve neşeli insan gitti,
yerine saldırgan, hırçın ve kavgacı bir insan geldi.
Kobe bu sene başı ile bir anda huysuzlaştı, laf dalaşı yapmaya ve kavga
çıkartmaya başladı. Acaba ne kadar sert olduğunu mu kanıtlamaya
çalışıyor? Yoksa sadece hala büyümeye devam ettiğini
mi?
23 yaşına 2 NBA şampiyonluğu ve 1 All-Star MVP ödülü
sığdıran Kobe, bu sezon Memphis maçında 56 sayı üreterek o
dönemki kariyer rekorunu kırdı.
EFSANE TAKIM VE EFSANE OYUNCULARI
Los Angeles şehrinin 2 takımından biri olan Lakers; 80’li
yıllarda Magic Johnson, Kareem Abdul-Jabbar, James Worthy, Byron Scoot,
Michael Cooper, A.C. Green ve coach Pat Riley önderliğinde
Lakersball adını alan hızlı hücuma ve show’a dayalı oyunları
ile gönüllerde taht kurmuş, 8 NBA Finali sonucunda da 5 defa
şampiyonluğa ulaşmıştı. Bu başarılı takım 90’ların başında
yaşlanan kadrosunu Vlade Divaç, Sam Perkins ve Elden Campbell
gibi genç oyuncularla takviye ederek sadece 1 yıl aradan sonra
1991’de tekrar NBA Finaline çıkmıştı. Ama final serisinde
-6 şampiyonluğun ilkine ulaşacak olan- Chicago’ya 4-1 kaybeden
Lakers için bu sonuç, başarılı bir döneminin sonu
olmuştu.
1992’de Lakers, 82 maçlık normal sezonun sonunda ilk defa
Los Angeles’ın diğer takımı olan Clippers’ın altına
düşüyor (Oysa 1987’de Clippers ile aralarında 53
maçlık bir galibiyet sayısı farkı vardı) ve ancak 8. sırayı
alabiliyordu. 1993’de bir kez daha Clippers’ın ardında
kalan Lakers yine 8. sıradan playofflara dahil oldu ama aynı bir
evvelki sene gibi ilk turda elendi. Ama daha kötüsü
1994’de oldu. Lakers 33 galibiyet ile 19 yıl sonra ilk defa
playofflara katılamadı. 1995’de Cedric Ceballas, Eddie Jones
takviyeleri sonucunda biraz toparlanan Lakers, Magic’in
basketbola tekrar dönmesi ile 1996’da Batı’da 4.
sıraya kadar yükseldi. Fakat ilk turda Houston’a
3-1’lik skorla elenerek bir kez daha sezonu erken kapadı.
Şaşalı ve zengin Los Angeles’ın tarihi başarılarla dolu takımı
Lakers, 1996 yılının yazında büyük bir transfer
gerçekleştirerek Orlando takımından dev pivot Shaquille
O’Neal’ı kadrosuna kattı. Bir de Charlotte’ın draftta
13. sırada seçtiği -henüz 18 yaşındaki- Kobe
Bryant’ı, Vlade Divaç karşılığında takas etti. Shaq,
NBA’de oynadığı 4 yılda kendini ispatlamıştı ama bu 18 yaşındaki
çocuk NBA’in devleri arasında ne yapabilirdi?
Kobe, bunun cevabını çok geciktirmeden daha ilk yılında verdi.
NBA tarihinde en küçük yaşta forma giyen oyuncu
olurken, 31 sayı ile Rookie All-Star maçın hala kırılamayan sayı
rekorunu eline geçirdi. Ardından Slam Dunk yarışmasının en
genç şampiyonu oldu. Bir sene sonra, kendi takımında ilk 5
başlamamasına rağmen seyircilerden aldığı oylarla gerçek
All-Star’ların arasına katıldı ve yine bir ilki
gerçekleştirerek All-Star maçları tarihinin en
genç oyuncusu oldu. Shaq, pota altını cehenneme
çevirirken, Kobe kritik anlarda penetreleri, fake-away şutları
ve birbirinden güzel smaçları ile Lakers’ı 9 yıl
aradan sonra 2000 yılında tekrar NBA Finaline taşıdı. Bu Final serisi
ile NBA şampiyonluğu sevincini 22 yaşında tadan Kobe, hep
karşılaştırıldığı Jordan’ın 7 yıl sonunda yakaladığı bu başarıyı
5. NBA sezonunda elde etti.
KOBE’DEKİ BÜYÜK DEĞİŞİM
Kobe, parmaklarında 2 şampiyonluk yüzüğü taşıyan 24
yaşında bir NBA yıldızı. Ama lige katıldığı ilk dönemlerde bir
çok kişinin sevgilisi haline gelen bu genç yıldız şimdi
bir o kadar kişi tarafından da sevilmeyenler listesinde.
18 yaşında bir çaylakken herkes tarafından taktir gören ve
maçları ilgi ile izlenen Kobe, 4 yıl sonra Shaq’la takımın
en önemli gücü kim kavgası yapmasıyla manşetlerde
negatif düşüncelerle yer almaya başlamıştı. O sırada 22
yaşındaydı, 2 kez All-Star seçilmişti ve 1 şampiyonluğa sahipti.
Buna rağmen ligdeki hiçbir oyuncuyla yakın ilişki geliştirmeyi
başaramamıştı. Lakers’dan ayrılmak istediğini söylüyor
ve gerçek liderin kendisi olacağı bir takım istiyordu. Coach
Phil Jackson’ın çabaları ile Shaq ile arasındaki buzlar
eridi ve 2001’de 2. şampiyonluk yüzüğü geldi.
2001 sezonun ardından geçtiğimiz yaz Shaq ile arasındaki
sorunları gideren Kobe, onun çok büyük bir oyuncu
olduğunu belirten açıklamalarda bulundu. Shaq’ta
Kobe’yi himayesine aldığını, ona yapılacak her türlü
gereksiz sertlik ve haksızlıkla savaşacağını söylüyordu. Evet
Kobe, Shaq ile aralarındaki sürtüşmeyi bitirmesinden dolayı
taktir toplamıştı ama sezonun start alması ile başka büyük
sorunlar çıkarttı.
Bir çok maçta hem kendi hem de rakip takım oyuncuları ile
laf dalaşı yapmaya ve kavga çıkartmaya başladı. Hatta bu
dalaşmanın boyutunu Indiana maçında Reggie Miller ile yumruk
yumruğa kavga etmeye kadar ilerletti. Takım arkadaşı Samaki
Walker’la da idman sonrası takım otobüsünde kavga etti.
2 ay evvel Şubat ayında All-Star maçında 31 sayı atmasına rağmen
bencil oyunu ile doğduğu şehir’in taraftarlarınca yuhalandı. Evet
artık işler hiç iyi gitmiyordu. Acaba 18 yaşındaki çocuk
büyümüştü de ne kadar sert olduğunu mu kanıtlamaya
çalışıyordu? Yoksa hala büyümeye devam ettiğini mi?
Kobe’nin bu sezonki saldırgan davranışlarının nedenlerine
geçmeden, çocukluktan NBA yıldızlığına nasıl geldiğini
inceleyelim...
WILT CHAMBERLAIN’İN REKORUNU KIRAN UFAKLIK
Babası da bir NBA oyuncusu olan Kobe, Joe "Jellybean" Bryant’ın
Sixers forması giydiği sırada 23 Ağustos 1978’de
Philadelphia’da doğdu. Adını babasının en sevdiği lokantalardan
birindeki bir et yemeği menüsünden alan Kobe, San Diego
Clippers ve Houston Rockets takımlarına transfer olan baba Bryant ile
birlikte çocukluğunda oldukça dolaştı. Ama asıl uzun
mesafeli yolculuğunu babasının basketbol macerasını Avrupa’da
devam ettirmesi sebebi ile İtalya’ya yaptı. 8 yaşındayken
İtalya’ya gelen Kobe, okul hayatına burada başladı. Bryant ailesi
5 yıl boyunca İtalya’da kalırken, Kobe o yılların gözde
takımı olan Lakers’ın maçlarının sürekli İtalyan
televizyonlarında yayınlanmasından dolayı Magic Johnson hayranı
oluyordu.
13 yaşındayken Amerika’ya dönen Bryant ailesi Kobe’yi
Pennsylvania’daki seçkin Lower Marion Lisesine yazdırdı.
Kobe’nin takıma katılımından evvel 24 maçta sadece 6
galibiyet alan Marion Lisesi genç oyuncunun katılımı ile bundan
sonraki 3 yılda 91 maçta 77 galibiyet almayı başardı.
İtalya’dayken Magic Johnson hayranı olan Kobe, Amerika’ya
gelir gelmez Michael Jordan’ı izlemeye başladı. Onun her yaptığı
hareketi okul müdüründen aldığı salon anahtarları
sayesinde Merion lisesinin salonunda yüzlerce hatta binlerce defa
tekrarladı. Bu çalışma azmi ve Allah vergisi kabiliyeti
sayesinde 18 yaşında bir Jordan kopyası haline geldi. Onun gibi drive
ediyor, onun gibi fake atarak dönüşler yapıyor,
fake’den sonra geriye doğru uçarak şut çekiyor, son
saniye atışlarını kullanıyor ve hatta onun gibi faul atıyordu.
Son sezonunda 30.8 sayı, 12.0 ribaund, 6.5 asist, 4.0 top çalma,
3.8 blok ortalamalarını tutturan ve 34 maçta 31 galibiyet ile
takımına eyalet şampiyonluğunu kazandıran Kobe, liseler arasında
Naismith, Gatorade Circle, USA Today ve Parade Magazine tarafından
yılın oyuncusu seçilirken, McDonalds All-America Takımının da
bir üyesi oldu. Ayrıca Pennsylvania eyaletinin o seneye kadar en
skorer lise oyuncusu olan efsane Wilt Chamberlain’in toplam 2359
sayılık rekorunu da 2883 sayı ile tarihe gömmeyi başardı.
Kobe, bu çok başarılı lise sezonun ardından kendini hazır
hissettiğini söyledi ve üniversiteye gitmek yerine, tercihini
direk profesyonel olmak yolunda kullandı.
NBA LİGİNİN EN KÜÇÜK OYUNCUSU
Draftta Charlotte tarafından 13. sırada seçilen Kobe Bryant,
Vlade Divaç karşılığında Lakers’a takas edildi. Yaz ayını
ağırlık idmanları ile geçiren Kobe, ligin ilk maçını
belindeki rahatsızlıktan dolayı kenardan izledi. 3 Kasım 1996’da,
sezonun 2. maçında Minnesota karşısında son dakikalarda oyuna
giren Kobe, 18 yıl, 2 ay ve 11 gün ile NBA ligi tarihinde en
küçük yaşta forma giyen oyuncu oldu. (Daha sonra -o
yıllarda- Portland forması giyen –şimdi Indiana’lı-
Jermaine O’Neal bu rekoru daha aşağılara çekti.)
Maçta sadece 6 dakika oynayan ve 1 şut girişiminde bulunan Kobe
ilk NBA maçını 1 ribaund, 1 top kaybı ve 1 faul ile tamamladı.
Ligdeki ilk sayısını bir sonraki maçta New York’a karşı
faul atışından bulan Kobe, ligdeki 4. maçında Toronto karşısında
bu sefer 17 dakika sahada kaldı ve kariyerinde ilk çift haneli
rakama ulaşarak maçı 10 sayı ile tamamladı. 28 Ocak’ta
Dallas maçında (12 sayı üretti) sahaya ilk 5 çıkan
Kobe, 18 yıl, 5 ay ve 5 gün ile NBA tarihinin en
küçük yaşta ilk 5’te sahaya çıkan
oyuncusu oldu. İlk sezonunda 25 maçta 10 sayı, 4 maçta 20
sayı barajını geçerken, 8 Nisan’da Golden State karşısında
25 dakikada 8/7 ikilik, 3/2 üçlük ve 7/4 faul atışı
ile 24 sayı üreterek kariyerinin en yüksek skoruna ulaştı.
Ama asıl başarısını Rookie All-Star maçında Doğu takımı adına
hala kırılamayan 31 sayılık performansı ile yaptı. Aynı organizasyonda
Slam Dunk şampiyonluğuna ulaşan en genç oyuncuda oldu. İlk
sezonunu 71 maçta (6 kere ilk 5 çıktı) 15.5 dakika oyunda
kalarak 7.6 sayı ortalaması ile tamamlayan Kobe, ligin en iyi ikinci
rookie 5’ine de seçilmeyi başardı.
İlk playoff maçına Portland karşısında çıkan Kobe, bu ilk
maçında sadece 2 sayı üretebildi. Serinin 3.
karşılaşmasında 27 dakikada 22 sayı atarken 4 maçlık seriyi 7.5
sayı ortalaması ile tamamladı. Fakat 2. turda işler hiç iyi
gitmedi. Oysa 3. maçta 19 dakikada 19 sayı üretmiş ve
Lakers’ın serideki ilk galibiyeti almasını sağlayan oyunculardan
olmuştu. Ama 5. maçta normal sürenin bitimine 11 saniye
kala skor 87-87 berabere iken son şutu kaçıran Kobe, uzatmada da
2 kritik şut kaçırarak Lakers’ın maçı ve seriyi
kaybetmesine yol açmıştı. Evet 18 yaşındaki genç oyuncu
ilk sezonunu kaçırdığı bu kritik şutlarla kapadı.
ALL-STAR MAÇLARI TARİHİNİN EN GENÇ OYUNCUSU
Kobe, 1997 yazını ağırlık ve şut idmanları ile geçirdi. Ayrıca
birkaç kilo aldı. 2. sezonun başında 17 Aralıkta Jordan’lı
Chicago karşısında kariyerinin en başarılı oyunlarından birini
çıkardı ve 33 sayı üretti. New York’taki All-Star
maçında Batı takımında 19 yaşında ilk 5 başlayarak en
küçük yaşta ilk 5 başlayan oyuncu oldu. Bununla da
kalmayarak 18 sayı ve 6 ribaund ile takımının en yüksek
rakamlarına ulaştı. İlk sezonundaki 15.5 olan oyunda kalma
süresini, 2. sezonunda 26 dakikaya çıkaran Kobe, sayı
ortalamasını da 15.4’e yükseltti. Artık 19 yaşındaki
Kobe’yi tüm dünya tanıyordu.
3. sezonunda Lakers’ın ilk 5’ine yerleşen Kobe, lokavt
nedeni ile sadece 50 maç olarak gerçekleştirilen normal
sezona fırtına gibi girdi. İlk 5 maçta üst üste
double-double yaptı ve 21.0 sayı, 10.4 ribaund, 2.8 asist
ortalamalarını tutturdu. Normal sezonda 50 maçın 11’inde
takımının en skorer oyuncusu olan Kobe, 19.9 ortalama ile lig genelinde
sayı krallığında 15. sırayı aldı. 21 Mart’taki Orlando
maçında 33’ü ikinci yarıda olmak üzere 38 sayı
ile kariyerinin en yüksek skoruna ulaştı. Evet Kobe, 3. NBA
sezonunda ligin en iyi 3. beşine seçiliyordu. Fakat takım
içinde bazı huzursuzluklarda adı geçmeye başlamıştı.
Playoff’larda ilk tur ilk maçında Houston karşısında son
5.3 saniye kala 2 kritik faul atışında başarılı olarak
101-100’lük galibiyeti getirdi. 4. ve son maçta da 24
sayı ile sahanın en skorer oyuncusu oldu. Seride Lakers 3-1
üstünlük sağlarken Kobe, 18.3 sayı, 7.3 ribaund, 5.8
asist ortalamalarını tutturdu. Fakat 2. turda San Antonio karşısında
21.3 sayı ortalaması 4-0’lık hezimet karşısında unutuldu.
--------------------------------------------------------------------------------
Lise yıllarında efsane Wilt Chamberlain’in 4 yıllık toplam sayı
rekorunu kıran, NBA’e girdiği yıllarda oynadığı oyunla herkesin
taktirini toplayan 18 yaşındaki ufaklık, aradan geçen yıllarda
önce Shaq ile takımın en önemli gücü kim
tartışmasını başlattı, ardından bu senede saldırgan tavırlarıyla takım
arkadaşları ve rakip oyuncularla kavga etti.
Kariyerinin başındaki güler yüzlü ve neşeli insan gitti,
yerine saldırgan, hırçın ve kavgacı bir insan geldi.
Kobe bu sene başı ile bir anda huysuzlaştı, laf dalaşı yapmaya ve kavga
çıkartmaya başladı. Acaba ne kadar sert olduğunu mu kanıtlamaya
çalışıyor? Yoksa sadece hala büyümeye devam ettiğini
mi?
23 yaşına 2 NBA şampiyonluğu ve 1 All-Star MVP ödülü
sığdıran Kobe, bu sezon Memphis maçında 56 sayı üreterek o
dönemki kariyer rekorunu kırdı.
EFSANE TAKIM VE EFSANE OYUNCULARI
Los Angeles şehrinin 2 takımından biri olan Lakers; 80’li
yıllarda Magic Johnson, Kareem Abdul-Jabbar, James Worthy, Byron Scoot,
Michael Cooper, A.C. Green ve coach Pat Riley önderliğinde
Lakersball adını alan hızlı hücuma ve show’a dayalı oyunları
ile gönüllerde taht kurmuş, 8 NBA Finali sonucunda da 5 defa
şampiyonluğa ulaşmıştı. Bu başarılı takım 90’ların başında
yaşlanan kadrosunu Vlade Divaç, Sam Perkins ve Elden Campbell
gibi genç oyuncularla takviye ederek sadece 1 yıl aradan sonra
1991’de tekrar NBA Finaline çıkmıştı. Ama final serisinde
-6 şampiyonluğun ilkine ulaşacak olan- Chicago’ya 4-1 kaybeden
Lakers için bu sonuç, başarılı bir döneminin sonu
olmuştu.
1992’de Lakers, 82 maçlık normal sezonun sonunda ilk defa
Los Angeles’ın diğer takımı olan Clippers’ın altına
düşüyor (Oysa 1987’de Clippers ile aralarında 53
maçlık bir galibiyet sayısı farkı vardı) ve ancak 8. sırayı
alabiliyordu. 1993’de bir kez daha Clippers’ın ardında
kalan Lakers yine 8. sıradan playofflara dahil oldu ama aynı bir
evvelki sene gibi ilk turda elendi. Ama daha kötüsü
1994’de oldu. Lakers 33 galibiyet ile 19 yıl sonra ilk defa
playofflara katılamadı. 1995’de Cedric Ceballas, Eddie Jones
takviyeleri sonucunda biraz toparlanan Lakers, Magic’in
basketbola tekrar dönmesi ile 1996’da Batı’da 4.
sıraya kadar yükseldi. Fakat ilk turda Houston’a
3-1’lik skorla elenerek bir kez daha sezonu erken kapadı.
Şaşalı ve zengin Los Angeles’ın tarihi başarılarla dolu takımı
Lakers, 1996 yılının yazında büyük bir transfer
gerçekleştirerek Orlando takımından dev pivot Shaquille
O’Neal’ı kadrosuna kattı. Bir de Charlotte’ın draftta
13. sırada seçtiği -henüz 18 yaşındaki- Kobe
Bryant’ı, Vlade Divaç karşılığında takas etti. Shaq,
NBA’de oynadığı 4 yılda kendini ispatlamıştı ama bu 18 yaşındaki
çocuk NBA’in devleri arasında ne yapabilirdi?
Kobe, bunun cevabını çok geciktirmeden daha ilk yılında verdi.
NBA tarihinde en küçük yaşta forma giyen oyuncu
olurken, 31 sayı ile Rookie All-Star maçın hala kırılamayan sayı
rekorunu eline geçirdi. Ardından Slam Dunk yarışmasının en
genç şampiyonu oldu. Bir sene sonra, kendi takımında ilk 5
başlamamasına rağmen seyircilerden aldığı oylarla gerçek
All-Star’ların arasına katıldı ve yine bir ilki
gerçekleştirerek All-Star maçları tarihinin en
genç oyuncusu oldu. Shaq, pota altını cehenneme
çevirirken, Kobe kritik anlarda penetreleri, fake-away şutları
ve birbirinden güzel smaçları ile Lakers’ı 9 yıl
aradan sonra 2000 yılında tekrar NBA Finaline taşıdı. Bu Final serisi
ile NBA şampiyonluğu sevincini 22 yaşında tadan Kobe, hep
karşılaştırıldığı Jordan’ın 7 yıl sonunda yakaladığı bu başarıyı
5. NBA sezonunda elde etti.
KOBE’DEKİ BÜYÜK DEĞİŞİM
Kobe, parmaklarında 2 şampiyonluk yüzüğü taşıyan 24
yaşında bir NBA yıldızı. Ama lige katıldığı ilk dönemlerde bir
çok kişinin sevgilisi haline gelen bu genç yıldız şimdi
bir o kadar kişi tarafından da sevilmeyenler listesinde.
18 yaşında bir çaylakken herkes tarafından taktir gören ve
maçları ilgi ile izlenen Kobe, 4 yıl sonra Shaq’la takımın
en önemli gücü kim kavgası yapmasıyla manşetlerde
negatif düşüncelerle yer almaya başlamıştı. O sırada 22
yaşındaydı, 2 kez All-Star seçilmişti ve 1 şampiyonluğa sahipti.
Buna rağmen ligdeki hiçbir oyuncuyla yakın ilişki geliştirmeyi
başaramamıştı. Lakers’dan ayrılmak istediğini söylüyor
ve gerçek liderin kendisi olacağı bir takım istiyordu. Coach
Phil Jackson’ın çabaları ile Shaq ile arasındaki buzlar
eridi ve 2001’de 2. şampiyonluk yüzüğü geldi.
2001 sezonun ardından geçtiğimiz yaz Shaq ile arasındaki
sorunları gideren Kobe, onun çok büyük bir oyuncu
olduğunu belirten açıklamalarda bulundu. Shaq’ta
Kobe’yi himayesine aldığını, ona yapılacak her türlü
gereksiz sertlik ve haksızlıkla savaşacağını söylüyordu. Evet
Kobe, Shaq ile aralarındaki sürtüşmeyi bitirmesinden dolayı
taktir toplamıştı ama sezonun start alması ile başka büyük
sorunlar çıkarttı.
Bir çok maçta hem kendi hem de rakip takım oyuncuları ile
laf dalaşı yapmaya ve kavga çıkartmaya başladı. Hatta bu
dalaşmanın boyutunu Indiana maçında Reggie Miller ile yumruk
yumruğa kavga etmeye kadar ilerletti. Takım arkadaşı Samaki
Walker’la da idman sonrası takım otobüsünde kavga etti.
2 ay evvel Şubat ayında All-Star maçında 31 sayı atmasına rağmen
bencil oyunu ile doğduğu şehir’in taraftarlarınca yuhalandı. Evet
artık işler hiç iyi gitmiyordu. Acaba 18 yaşındaki çocuk
büyümüştü de ne kadar sert olduğunu mu kanıtlamaya
çalışıyordu? Yoksa hala büyümeye devam ettiğini mi?
Kobe’nin bu sezonki saldırgan davranışlarının nedenlerine
geçmeden, çocukluktan NBA yıldızlığına nasıl geldiğini
inceleyelim...
WILT CHAMBERLAIN’İN REKORUNU KIRAN UFAKLIK
Babası da bir NBA oyuncusu olan Kobe, Joe "Jellybean" Bryant’ın
Sixers forması giydiği sırada 23 Ağustos 1978’de
Philadelphia’da doğdu. Adını babasının en sevdiği lokantalardan
birindeki bir et yemeği menüsünden alan Kobe, San Diego
Clippers ve Houston Rockets takımlarına transfer olan baba Bryant ile
birlikte çocukluğunda oldukça dolaştı. Ama asıl uzun
mesafeli yolculuğunu babasının basketbol macerasını Avrupa’da
devam ettirmesi sebebi ile İtalya’ya yaptı. 8 yaşındayken
İtalya’ya gelen Kobe, okul hayatına burada başladı. Bryant ailesi
5 yıl boyunca İtalya’da kalırken, Kobe o yılların gözde
takımı olan Lakers’ın maçlarının sürekli İtalyan
televizyonlarında yayınlanmasından dolayı Magic Johnson hayranı
oluyordu.
13 yaşındayken Amerika’ya dönen Bryant ailesi Kobe’yi
Pennsylvania’daki seçkin Lower Marion Lisesine yazdırdı.
Kobe’nin takıma katılımından evvel 24 maçta sadece 6
galibiyet alan Marion Lisesi genç oyuncunun katılımı ile bundan
sonraki 3 yılda 91 maçta 77 galibiyet almayı başardı.
İtalya’dayken Magic Johnson hayranı olan Kobe, Amerika’ya
gelir gelmez Michael Jordan’ı izlemeye başladı. Onun her yaptığı
hareketi okul müdüründen aldığı salon anahtarları
sayesinde Merion lisesinin salonunda yüzlerce hatta binlerce defa
tekrarladı. Bu çalışma azmi ve Allah vergisi kabiliyeti
sayesinde 18 yaşında bir Jordan kopyası haline geldi. Onun gibi drive
ediyor, onun gibi fake atarak dönüşler yapıyor,
fake’den sonra geriye doğru uçarak şut çekiyor, son
saniye atışlarını kullanıyor ve hatta onun gibi faul atıyordu.
Son sezonunda 30.8 sayı, 12.0 ribaund, 6.5 asist, 4.0 top çalma,
3.8 blok ortalamalarını tutturan ve 34 maçta 31 galibiyet ile
takımına eyalet şampiyonluğunu kazandıran Kobe, liseler arasında
Naismith, Gatorade Circle, USA Today ve Parade Magazine tarafından
yılın oyuncusu seçilirken, McDonalds All-America Takımının da
bir üyesi oldu. Ayrıca Pennsylvania eyaletinin o seneye kadar en
skorer lise oyuncusu olan efsane Wilt Chamberlain’in toplam 2359
sayılık rekorunu da 2883 sayı ile tarihe gömmeyi başardı.
Kobe, bu çok başarılı lise sezonun ardından kendini hazır
hissettiğini söyledi ve üniversiteye gitmek yerine, tercihini
direk profesyonel olmak yolunda kullandı.
NBA LİGİNİN EN KÜÇÜK OYUNCUSU
Draftta Charlotte tarafından 13. sırada seçilen Kobe Bryant,
Vlade Divaç karşılığında Lakers’a takas edildi. Yaz ayını
ağırlık idmanları ile geçiren Kobe, ligin ilk maçını
belindeki rahatsızlıktan dolayı kenardan izledi. 3 Kasım 1996’da,
sezonun 2. maçında Minnesota karşısında son dakikalarda oyuna
giren Kobe, 18 yıl, 2 ay ve 11 gün ile NBA ligi tarihinde en
küçük yaşta forma giyen oyuncu oldu. (Daha sonra -o
yıllarda- Portland forması giyen –şimdi Indiana’lı-
Jermaine O’Neal bu rekoru daha aşağılara çekti.)
Maçta sadece 6 dakika oynayan ve 1 şut girişiminde bulunan Kobe
ilk NBA maçını 1 ribaund, 1 top kaybı ve 1 faul ile tamamladı.
Ligdeki ilk sayısını bir sonraki maçta New York’a karşı
faul atışından bulan Kobe, ligdeki 4. maçında Toronto karşısında
bu sefer 17 dakika sahada kaldı ve kariyerinde ilk çift haneli
rakama ulaşarak maçı 10 sayı ile tamamladı. 28 Ocak’ta
Dallas maçında (12 sayı üretti) sahaya ilk 5 çıkan
Kobe, 18 yıl, 5 ay ve 5 gün ile NBA tarihinin en
küçük yaşta ilk 5’te sahaya çıkan
oyuncusu oldu. İlk sezonunda 25 maçta 10 sayı, 4 maçta 20
sayı barajını geçerken, 8 Nisan’da Golden State karşısında
25 dakikada 8/7 ikilik, 3/2 üçlük ve 7/4 faul atışı
ile 24 sayı üreterek kariyerinin en yüksek skoruna ulaştı.
Ama asıl başarısını Rookie All-Star maçında Doğu takımı adına
hala kırılamayan 31 sayılık performansı ile yaptı. Aynı organizasyonda
Slam Dunk şampiyonluğuna ulaşan en genç oyuncuda oldu. İlk
sezonunu 71 maçta (6 kere ilk 5 çıktı) 15.5 dakika oyunda
kalarak 7.6 sayı ortalaması ile tamamlayan Kobe, ligin en iyi ikinci
rookie 5’ine de seçilmeyi başardı.
İlk playoff maçına Portland karşısında çıkan Kobe, bu ilk
maçında sadece 2 sayı üretebildi. Serinin 3.
karşılaşmasında 27 dakikada 22 sayı atarken 4 maçlık seriyi 7.5
sayı ortalaması ile tamamladı. Fakat 2. turda işler hiç iyi
gitmedi. Oysa 3. maçta 19 dakikada 19 sayı üretmiş ve
Lakers’ın serideki ilk galibiyeti almasını sağlayan oyunculardan
olmuştu. Ama 5. maçta normal sürenin bitimine 11 saniye
kala skor 87-87 berabere iken son şutu kaçıran Kobe, uzatmada da
2 kritik şut kaçırarak Lakers’ın maçı ve seriyi
kaybetmesine yol açmıştı. Evet 18 yaşındaki genç oyuncu
ilk sezonunu kaçırdığı bu kritik şutlarla kapadı.
ALL-STAR MAÇLARI TARİHİNİN EN GENÇ OYUNCUSU
Kobe, 1997 yazını ağırlık ve şut idmanları ile geçirdi. Ayrıca
birkaç kilo aldı. 2. sezonun başında 17 Aralıkta Jordan’lı
Chicago karşısında kariyerinin en başarılı oyunlarından birini
çıkardı ve 33 sayı üretti. New York’taki All-Star
maçında Batı takımında 19 yaşında ilk 5 başlayarak en
küçük yaşta ilk 5 başlayan oyuncu oldu. Bununla da
kalmayarak 18 sayı ve 6 ribaund ile takımının en yüksek
rakamlarına ulaştı. İlk sezonundaki 15.5 olan oyunda kalma
süresini, 2. sezonunda 26 dakikaya çıkaran Kobe, sayı
ortalamasını da 15.4’e yükseltti. Artık 19 yaşındaki
Kobe’yi tüm dünya tanıyordu.
3. sezonunda Lakers’ın ilk 5’ine yerleşen Kobe, lokavt
nedeni ile sadece 50 maç olarak gerçekleştirilen normal
sezona fırtına gibi girdi. İlk 5 maçta üst üste
double-double yaptı ve 21.0 sayı, 10.4 ribaund, 2.8 asist
ortalamalarını tutturdu. Normal sezonda 50 maçın 11’inde
takımının en skorer oyuncusu olan Kobe, 19.9 ortalama ile lig genelinde
sayı krallığında 15. sırayı aldı. 21 Mart’taki Orlando
maçında 33’ü ikinci yarıda olmak üzere 38 sayı
ile kariyerinin en yüksek skoruna ulaştı. Evet Kobe, 3. NBA
sezonunda ligin en iyi 3. beşine seçiliyordu. Fakat takım
içinde bazı huzursuzluklarda adı geçmeye başlamıştı.
Playoff’larda ilk tur ilk maçında Houston karşısında son
5.3 saniye kala 2 kritik faul atışında başarılı olarak
101-100’lük galibiyeti getirdi. 4. ve son maçta da 24
sayı ile sahanın en skorer oyuncusu oldu. Seride Lakers 3-1
üstünlük sağlarken Kobe, 18.3 sayı, 7.3 ribaund, 5.8
asist ortalamalarını tutturdu. Fakat 2. turda San Antonio karşısında
21.3 sayı ortalaması 4-0’lık hezimet karşısında unutuldu.