1887'de Kerkük'te dünyaya gelen Kırdar, ilk ve orta
öğrenimini Kerkük'te, lise öğrenimini de Bağdat'ta
tamamladı. Daha sonra, 1908 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'ne
girdi fakat Balkan Savaşı çıkınca öğrenimini yarıda bırakıp
savaşa katıldı. Savaş bittikten sonra tekrar Tıp Fakültesi'ne
dönen Kırdar, buradan 1913 yılında mezun oldu. Mezuniyetinin
ardından Necef ve Musul'da doktorluk yaptı. İstiklâl Savaşı
sırasında Kızılay Sağlık ve Sıhhi İmdat Ekibi Başkanı olarak bulundu.
Hayatının neredeyse on yılı sıcak savaşın yaşandığı bölgelerde
geçen Kırdar, Kurtuluş Savaşı'nın başarıya ulaşmasından sonra
İzmir Sağlık Müdürü oldu.
Yunanistan ve Türkiye arasında yaklaşık 1.5 milyon insanın yer
değiştirdiği bu dönemde, İzmir önemli bir liman olarak
yoksul, çaresiz ve hasta insanlara kalıcı ya da geçici
olarak ev sahipliği yapmıştı. Savaşın bitmesine rağmen binlerce insan
salgın hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyordu. Kırdar, gecesini
gündüzüne katarak bu salgın hastalıklara karşı
büyük mücadeleler gösterdi ve daha fazla insan
ölmeden salgın hastalıkların giderilmesinde başarılı oldu.
Buradaki başarılarından ötürü Manisa Valiliği'ne atandı.
Bu görevi sırasında sadece doktorlukta değil şehircilikte de
oldukça yetenek sahibi olduğunu ispatlayan Kırdar, 8 Aralık
1938'de İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığı'na atandı.
Dr. Kırdar, ilk olarak İstanbul'un su ve elektrik işlerine el attı ve
çok kısa bir zaman içinde Terkos suyunu kişi başına 48
litreden 184 litreye yükseltti. Anadolu yakasındaki su tesislerini
de genişleterek Elmalı Bendi’ne verilen 7300 metreküp suyu
10 bin 500 metreküpe çıkardı. Temizlik işlerinin
ödeneğini 460 bin liradan 2.5 milyon liraya yükseltti. Bu
arada imar işlerine de el atan Kırdar, yeni yollar yapmaya koyuldu.
Taksim Meydanı'nın düzenlenmesi de Kırdar döneminde yapıldı.
Meydanın Şişli tarafında bulunan Taksim Kışlası'nı yıktırarak
Halaskargazi Bulvarı'nı Taksim'e bağladı. O dönemde stadyum olarak
kullanılan ve İstanbul'un en zarif tarihi eserlerinden biri olan Taksim
Kışlası'nın yıkılmasının hata olduğunu yıllar sonra kabul etti.
Buradaki stadyumu kaldırdı, ardından da Dolmabahçe Stadyumu'nu
yaptırdı. Eminönü'ndeki Yeni Cami ve Mısırçarşısı'nın
çevresinin düzenlenmesini sağladı.
Daha sonra Kırdar, Yıldız Parkı'nı ve Emirgan Korusu’nu halka
açtı ve içindeki köşkleri restore ettirdi. Bu arada
eşsiz güzellikte bir kumsala sahip olan Florya'nın turistik bir
belde olması için gereken yatırımı yaptı. Açtığı bu
tesisler sayesinde belediyenin gelirleri kat kat arttı ve bu sayede
belediye, şehrin en uzak beldelerinde yaşayan insanların kentle ulaşım
bağlantısını sağladı. Açık Hava Tiyatrosu'nu İstanbullular'ın
hizmetine de sunan Lütfi Kırdar, modern kent insanının tüm
ihtiyaçlarını karşılayacak kalitede konut yapımına da önem
verdi. Levent'teki iki katlı, bahçe nizamlı, geniş sokaklı ve
sağlam altyapılı konutlar onun döneminde inşa edildi ve halka
taksitle satıldı. Şişli'de ******, Aşiyan'da Tevfik Fikret ile
Fatih'te Belediye Müzesini kurdu. Şimdi isminin verildiği Spor
Sergi Sarayı'nı ve Tepebaşı Tiyatrosu'na ilaveten yeni şehir
tiyatroları yaptırdı. Lütfi Kırdar'ın en önemli özelliği
zorunlu olmadığı halde şeffaf olmasıydı. Her ay, basın mensuplarını
belediye binasında toplayarak aylık icraatlerini anlatır, hesaplarını
açıklar, yaptığı işlerin niteliği ve estetik kalitesi konusunda
gazetecilerin görüş ve önerilerini alırdı.
1949'da görevinden ayrılarak Stockholm
Büyükelçiliği'ne atanan Kırdar, aynı yılın aralık
ayında yapılan ara seçimlerde CHP'den Manisa Milletvekili olarak
Meclis'e girdi (1949-1950). 1954 ve 1957 seçimlerinde DP
listesinden İstanbul Milletvekili oldu. Son Menderes
hükümetinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı (1957-1960) olarak
görev yaparken, 27 Mayıs'ta tutuklandı. Yargılandığı Yassıada'da
17 Şubat 1961’de geçirdiği bir kalp krizi sonucu yaşama
veda etti.
öğrenimini Kerkük'te, lise öğrenimini de Bağdat'ta
tamamladı. Daha sonra, 1908 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'ne
girdi fakat Balkan Savaşı çıkınca öğrenimini yarıda bırakıp
savaşa katıldı. Savaş bittikten sonra tekrar Tıp Fakültesi'ne
dönen Kırdar, buradan 1913 yılında mezun oldu. Mezuniyetinin
ardından Necef ve Musul'da doktorluk yaptı. İstiklâl Savaşı
sırasında Kızılay Sağlık ve Sıhhi İmdat Ekibi Başkanı olarak bulundu.
Hayatının neredeyse on yılı sıcak savaşın yaşandığı bölgelerde
geçen Kırdar, Kurtuluş Savaşı'nın başarıya ulaşmasından sonra
İzmir Sağlık Müdürü oldu.
Yunanistan ve Türkiye arasında yaklaşık 1.5 milyon insanın yer
değiştirdiği bu dönemde, İzmir önemli bir liman olarak
yoksul, çaresiz ve hasta insanlara kalıcı ya da geçici
olarak ev sahipliği yapmıştı. Savaşın bitmesine rağmen binlerce insan
salgın hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyordu. Kırdar, gecesini
gündüzüne katarak bu salgın hastalıklara karşı
büyük mücadeleler gösterdi ve daha fazla insan
ölmeden salgın hastalıkların giderilmesinde başarılı oldu.
Buradaki başarılarından ötürü Manisa Valiliği'ne atandı.
Bu görevi sırasında sadece doktorlukta değil şehircilikte de
oldukça yetenek sahibi olduğunu ispatlayan Kırdar, 8 Aralık
1938'de İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığı'na atandı.
Dr. Kırdar, ilk olarak İstanbul'un su ve elektrik işlerine el attı ve
çok kısa bir zaman içinde Terkos suyunu kişi başına 48
litreden 184 litreye yükseltti. Anadolu yakasındaki su tesislerini
de genişleterek Elmalı Bendi’ne verilen 7300 metreküp suyu
10 bin 500 metreküpe çıkardı. Temizlik işlerinin
ödeneğini 460 bin liradan 2.5 milyon liraya yükseltti. Bu
arada imar işlerine de el atan Kırdar, yeni yollar yapmaya koyuldu.
Taksim Meydanı'nın düzenlenmesi de Kırdar döneminde yapıldı.
Meydanın Şişli tarafında bulunan Taksim Kışlası'nı yıktırarak
Halaskargazi Bulvarı'nı Taksim'e bağladı. O dönemde stadyum olarak
kullanılan ve İstanbul'un en zarif tarihi eserlerinden biri olan Taksim
Kışlası'nın yıkılmasının hata olduğunu yıllar sonra kabul etti.
Buradaki stadyumu kaldırdı, ardından da Dolmabahçe Stadyumu'nu
yaptırdı. Eminönü'ndeki Yeni Cami ve Mısırçarşısı'nın
çevresinin düzenlenmesini sağladı.
Daha sonra Kırdar, Yıldız Parkı'nı ve Emirgan Korusu’nu halka
açtı ve içindeki köşkleri restore ettirdi. Bu arada
eşsiz güzellikte bir kumsala sahip olan Florya'nın turistik bir
belde olması için gereken yatırımı yaptı. Açtığı bu
tesisler sayesinde belediyenin gelirleri kat kat arttı ve bu sayede
belediye, şehrin en uzak beldelerinde yaşayan insanların kentle ulaşım
bağlantısını sağladı. Açık Hava Tiyatrosu'nu İstanbullular'ın
hizmetine de sunan Lütfi Kırdar, modern kent insanının tüm
ihtiyaçlarını karşılayacak kalitede konut yapımına da önem
verdi. Levent'teki iki katlı, bahçe nizamlı, geniş sokaklı ve
sağlam altyapılı konutlar onun döneminde inşa edildi ve halka
taksitle satıldı. Şişli'de ******, Aşiyan'da Tevfik Fikret ile
Fatih'te Belediye Müzesini kurdu. Şimdi isminin verildiği Spor
Sergi Sarayı'nı ve Tepebaşı Tiyatrosu'na ilaveten yeni şehir
tiyatroları yaptırdı. Lütfi Kırdar'ın en önemli özelliği
zorunlu olmadığı halde şeffaf olmasıydı. Her ay, basın mensuplarını
belediye binasında toplayarak aylık icraatlerini anlatır, hesaplarını
açıklar, yaptığı işlerin niteliği ve estetik kalitesi konusunda
gazetecilerin görüş ve önerilerini alırdı.
1949'da görevinden ayrılarak Stockholm
Büyükelçiliği'ne atanan Kırdar, aynı yılın aralık
ayında yapılan ara seçimlerde CHP'den Manisa Milletvekili olarak
Meclis'e girdi (1949-1950). 1954 ve 1957 seçimlerinde DP
listesinden İstanbul Milletvekili oldu. Son Menderes
hükümetinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı (1957-1960) olarak
görev yaparken, 27 Mayıs'ta tutuklandı. Yargılandığı Yassıada'da
17 Şubat 1961’de geçirdiği bir kalp krizi sonucu yaşama
veda etti.