.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Hacı Bayram Veli

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Hacı Bayram Veli Empty Hacı Bayram Veli

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 26, 2008 11:29 pm

    Evliyalar ölmez imiş...

    Evliyalar Ölmez imiş,
    Can acısın görmez imiş...


    Diye bir söz söylenmiş. Gerçektende evliyalar ölmüyor.İşte Hacı Bayram
    Veli! Aşağı yukarı beş yüz kırk altı yıl evvel, Ankara'da, bu dünyadan,
    öteki dünyaya göçmüş... Beş yüz kırk altı yıl bu! Dile kolay...
    Ankara'da, anasının, babasının mesarını bilmeyen çok insan vardır, Hacı
    Bayram'ı bilmeyen, bir kere türbesinin önünden geçmeyen, bir defa işi
    düşüp de kapısına yapışmayan bir Ankara'lı düşünülebilir mi? Daha,
    türbeler kapatılmadan evveldi... Diye anlatırlar. Solfasol köyünden çok
    temiz, çok saf bir genç, askere gidiyormuş. Babasından kalma bir kaç
    altını, anasından kalma birkaç mücevheri varmış. Delikanlının derdi
    asker dönüşü evlenmek; servetini içine koyduğu küçük sandığını emanet
    edeceği, güvenip, bırakacağı kimseciği de yok. Düşünüyor, tasınıyor,
    acaba ne yapsam, diye sızlanıyor... Derken, bir gece rüyasında Hacı
    Bayram'ı görmez mi? "A! be Salimcik, ne düşünüp duruyorsun getir
    sandığını, bana bırak!" diyor.
    Selim oğlan, ertesi günü, sevine sevine Ankara'ya geliyor,doğru
    türbedarın önüne dikiliyor, hal, keyfiyet böyle, böyle... diye meseleyi
    anlatıyor. Türbedar da uyanıklardanmış, gece o da haberini almışmış.
    Getiriyorlar sandığı, Hazretin başucuna bırakıyorlar. Sandık deyince,
    öyle koca bir şey sanılmasın, ancak bir çanta kadar.
    Delikanlı askere gidiyor; gidiyor ama dönmek bilmiyor. Yemen ellerinde Uveys El-Karani gibi... Gez babam gez. Tam sekiz yıl!.
    Bu sekiz yıl içinde ahval değişmiş, türbedar ölmüştür. Yeni gelen,
    Bayram Velî'nin başucundaki bu acayip sandığın hikmetini bir türlü
    anlayamamış. Kaldırıp, bir kenara koymak istiyor, ne mümkün? Yerinden
    kımıldatmanın ihtimali yok. Bu işe pek şaşıran türbedar, yanına bir
    yardımcı çağırıyor. Bir derken, üç oluyor... Nafile, sandık ne
    açılıyor, ne kımıldıyor. Sonunda:"Buişin içinde bir hikmet var"
    diyorlar!
    Gel zaman, git zaman bizim Solfasol'lu, askerden kurtulup dönüyor. Ama
    artık o taze delikanlı değildir. Gene saftır, gene tertemizdir. Doğruca
    Hacı Bayram türbesine varıyor, bakıyor ki, türbedar değişmiş. Ama hiç
    umursamıyor, Ben malımı türbedara değil, doğrudan ona, Bayram Veli'ye
    emanet etmiştim" diyor ve sandığı almak üzere huzura varıyor. Üç ihlâs,
    bir fatiha okuduktan sonra "Hazretim!" diyor, "Ver bakalım emanetimi!
    Hani, ben askere giderken getir, saklayayım demiştin ya!"
    Türbedar ve sandığı yerinden oynatamayan üç arkadaşı, merakla, konuşan
    adama bakıyorlar. O bir şeyin farkında değil sandığı kucakladığı gibi
    yola revan oluyor...
    Ankara'lılar bu hikayeyi, emanete sadakatin tatlı bir örneği diye fırsat düştükçe anlatırlar..

      Forum Saati C.tesi Kas. 16, 2024 12:33 pm