SüRüş iZLENiMi: Alfa Romeo'nun son numarası olan Brera, farklı
görüntüsü, güçlü motoruyla sevenlerini fethediyor. Tabii kusurları da
yok değil
Kuşkusuz meraklı bakışlar serisi, daha araçla trafiğe ilk çıktığım
dakikalardan başladı. Cem Yılmaz'ın eski reklam filmlerinden birinde
geçen laf ise sürekli beynimdeydi: Doktor, bu ne?
Muhtemelen bir başka gezegenden geldiğini ya da bir otomobil fuarından
çalınan konsept olduğunu düşünüyorlardı herhalde. Ben ise, "Yok abicim,
o bir Torinolu, yani dünyalı... Dost!" gibilerinden bakışlarla yanıt
vermeye çalışıyordum! Oldukça muhabbetli kilometreler geçirdik
anlayacağınız. Tabii aracın keyifli sürüşü de buna katkıda bulunmadı
değil. Brera'nın hakkı Brera'ya olayı...
Alfa Romeo'nun tarihine baktığınızda, aslında markanın en çok akıllara
kazınan ve efsane haline gelen modelleri iki kapılı ve spor
olanlarıdır. Son dönemde bu tip otomobili bulunmayan Alfa, "kuzuların
sessizliği"ni, Brera'nın kükremesiyle bozdu.
O uzaydan geldiği sanılan, ancak Giorgetto Giugiaro ve Alfa Romeo
Tasarım Merkezi’nin ortak imzasıyla gerçekleştirilen tasarımı, pek çok
ödüllere layık görüldü. Eh, işe iki italyan tasarım merkezi birden
girince, ortaya çirkin bir "mahlukat" çıkmasını kimse bekleyemezdi
zaten!
Tarihe göndermeler
Brera, markanın son dönemlerdeki kimliğini yansıtan bir ön görünüme
sahip. Bu köşeli ve sağlı sollu üçer kare fardan oluşan ön tasarım, ilk
bakışta 159'la büyük benzerlik gösteriyor. Tabii bu, araca önden ve tam
ortadan bakarsanız öyle.
Hafiften gözünüz yana doğru kayınca, durumun hiç de sandığınız gibi
olmadığı ortaya çıkıyor. Nitekim profili, tamamen Alfa'nın geçmişine
göndermeler yapan bir yapıya sahip. Aracın yan ve arka görünümünde,
(hastaları bilir) bal gibi de Giulietta gibi “efsane" modellerinden
esinlenilmiş, göndermeler yapılmış. (Allahım sanki sürüş izlenimi
değil, resim sergisi yazıyorum!)
Kalın arka sütun, yatık bagaj bölümü, alt kısmı "V" şeklinde gelen arka
cam, çatık kaşlı stop lambaları ve tabii ki kullandığımız modelin
hakkını veren dört egzost çıkışı... Daha kalın lastiklere bile
gelemeden insanda heyecan yaratıveriyor...
Otomobilin iç mekanıysa, maalesef bu heyecan verici dış görünüm kadar
iddialı gelmiyor insana. Tamam, tüm göstergelerin, pilot kabini
edasıyla sürücüyü çevreleyen bir şekilde yer almış olması, gösterge
panelinin metal görünümlü oluşu, devir saati ve kilometre sayacının
dışında kalan göstergelerin orta konsola konulması elbette sportif bir
hava katıyor. Ancak bunun dışında pek de sportiflik hissi almakta biraz
zorluk çekmedim değil.
Kullandığımız araçtaki deri döşeme, Brera'nın içine yakışır gibi
görünmekle birlikte, mesela isteğe bağlı olarak sunulan kırmızı renkli
olanını tercih ederdim diye düşündüm. Zira siyah, iç mekanı daha çok
iki kişiye göre ayarlanmış bir sportif coupe için fazlaca karanlık
kalabiliyor. Hoş, bu açığı, yine isteğe bağlı olarak olınabilen
“Skywindow" cam tavanla giderebilmek olası. Ben bunu "keşke"lerimin
arasına ekledim bile. iki kişilik diye nitelemem ise, arka koltukların
pek de kullanışlı olmamasından kaynaklanıyor. Zira sportif coupe
araçların pek çoğunda olduğu gibi, Brera'da da kural değişmemiş. Ancak
küçük çocukların sığabileceği bir mekan ve diz mesafesi bulunuyor. Tüm
bunların dışında gördüğüm bir kaç ufak ayrıntı, Alfa'nın 159 ile
başlattığını duyurduğu kalite hamlesinin henüz 'pişme' aşamasında
olduğunu hissettirdi bana...
Motor... Orada kal!
iç mekanında karşılaştığım bu durum, aracın kontağını çevirdiğimde,
pardon "kontağına bastığımda" (ki düğmeyle çalışıyor) gelen homurtuyla
silinip gidiverdi desem yalan olmaz.
3.2 lt V6 motor, bir Alfa kullanıcısının duymak isteyeceği türden bir
senfoniyi andırıyor. Bunu, aracın titreşmesinden bile hissetmek apayrı
bir heyecan ve adrenalin vesilesi zaten... Altı silindirin, dört egzost
çıkışı sayesinde dikkat çektiği 260 HP'lik güç, sonuçta aracın
etkileyici dış görünümüne kesinlikle büyük uyum gösteriyor. Aracı
görenlerin, "yanılmadıklarını" kanıtlayan bu güçlü motor seçeneği, dört
tekerlekten çekiş (Q4) sistemiyle birlikte olunca da, değmeyin keyfine.
Biz manuel şanzıman ile kullandık bu bebeği. Dolayısıyla kısa seçilmiş
vites aralıklarıyla da ataklık konusunda hiçbir itiraz kabul etmiyor.
Hele de biraz yüksek devirlere çıkıldığında duyulan motor sesi yok mu?
insanlar bakmasın da, ne yapsın?
Süspansiyon ayarları sportif araca yakışır şekilde bir miktar sert olan
Brera, Q4 sistemini de yanına katınca, gerçekten yol tutuş ve kullanım
zevki açısından markaya yaraşır bir performans sergiliyor. Fabrika
verilerine göre 0'dan 100 km/s hıza 6.8 sn'de ulaşabilen aracın
maksimum sürati ise 240 km/s olarak verilmekte.
Böyle bir araç için yakıt tüketimi gibi "sevimsiz" bir konudan
bahsetmenin doğru olduğunu pek sanmıyorum. Fabrika verilerini ise,
zaten aşağıda sıralayacağım. O yüzden bence "içindekiler" bölümüne
bakmakta yarar var. işte, içindekiler:
Sürücü ve yolcu diz hava yastıkları, perde hava yastıkları, ABS+EBD,
Araç Dinamik Denge Kontrolü (VDC), yokuşta kaymayı önleyen Hill Holder,
arka park sensörü, xenon farlar, çift bölgeli otomatik klima,
far+yağmur ve buğu sensörü, radyo CD-çalar gibi standartların yanında
isteğe bağlı da bir dolu donanım mevcut. Fiyatına gelince. En ucuz
Brera, 2.2 lt olanı yani 53 bin 700 Euro + 1.336 YTL'den başlıyor.
Kullandığımız 3.2 V6 Q4 olanıysa 64 bin 250 Euro + 2.466 YTL'den
başlıyor. Eğer cam tavanlı iste
görüntüsü, güçlü motoruyla sevenlerini fethediyor. Tabii kusurları da
yok değil
Kuşkusuz meraklı bakışlar serisi, daha araçla trafiğe ilk çıktığım
dakikalardan başladı. Cem Yılmaz'ın eski reklam filmlerinden birinde
geçen laf ise sürekli beynimdeydi: Doktor, bu ne?
Muhtemelen bir başka gezegenden geldiğini ya da bir otomobil fuarından
çalınan konsept olduğunu düşünüyorlardı herhalde. Ben ise, "Yok abicim,
o bir Torinolu, yani dünyalı... Dost!" gibilerinden bakışlarla yanıt
vermeye çalışıyordum! Oldukça muhabbetli kilometreler geçirdik
anlayacağınız. Tabii aracın keyifli sürüşü de buna katkıda bulunmadı
değil. Brera'nın hakkı Brera'ya olayı...
Alfa Romeo'nun tarihine baktığınızda, aslında markanın en çok akıllara
kazınan ve efsane haline gelen modelleri iki kapılı ve spor
olanlarıdır. Son dönemde bu tip otomobili bulunmayan Alfa, "kuzuların
sessizliği"ni, Brera'nın kükremesiyle bozdu.
O uzaydan geldiği sanılan, ancak Giorgetto Giugiaro ve Alfa Romeo
Tasarım Merkezi’nin ortak imzasıyla gerçekleştirilen tasarımı, pek çok
ödüllere layık görüldü. Eh, işe iki italyan tasarım merkezi birden
girince, ortaya çirkin bir "mahlukat" çıkmasını kimse bekleyemezdi
zaten!
Tarihe göndermeler
Brera, markanın son dönemlerdeki kimliğini yansıtan bir ön görünüme
sahip. Bu köşeli ve sağlı sollu üçer kare fardan oluşan ön tasarım, ilk
bakışta 159'la büyük benzerlik gösteriyor. Tabii bu, araca önden ve tam
ortadan bakarsanız öyle.
Hafiften gözünüz yana doğru kayınca, durumun hiç de sandığınız gibi
olmadığı ortaya çıkıyor. Nitekim profili, tamamen Alfa'nın geçmişine
göndermeler yapan bir yapıya sahip. Aracın yan ve arka görünümünde,
(hastaları bilir) bal gibi de Giulietta gibi “efsane" modellerinden
esinlenilmiş, göndermeler yapılmış. (Allahım sanki sürüş izlenimi
değil, resim sergisi yazıyorum!)
Kalın arka sütun, yatık bagaj bölümü, alt kısmı "V" şeklinde gelen arka
cam, çatık kaşlı stop lambaları ve tabii ki kullandığımız modelin
hakkını veren dört egzost çıkışı... Daha kalın lastiklere bile
gelemeden insanda heyecan yaratıveriyor...
Otomobilin iç mekanıysa, maalesef bu heyecan verici dış görünüm kadar
iddialı gelmiyor insana. Tamam, tüm göstergelerin, pilot kabini
edasıyla sürücüyü çevreleyen bir şekilde yer almış olması, gösterge
panelinin metal görünümlü oluşu, devir saati ve kilometre sayacının
dışında kalan göstergelerin orta konsola konulması elbette sportif bir
hava katıyor. Ancak bunun dışında pek de sportiflik hissi almakta biraz
zorluk çekmedim değil.
Kullandığımız araçtaki deri döşeme, Brera'nın içine yakışır gibi
görünmekle birlikte, mesela isteğe bağlı olarak sunulan kırmızı renkli
olanını tercih ederdim diye düşündüm. Zira siyah, iç mekanı daha çok
iki kişiye göre ayarlanmış bir sportif coupe için fazlaca karanlık
kalabiliyor. Hoş, bu açığı, yine isteğe bağlı olarak olınabilen
“Skywindow" cam tavanla giderebilmek olası. Ben bunu "keşke"lerimin
arasına ekledim bile. iki kişilik diye nitelemem ise, arka koltukların
pek de kullanışlı olmamasından kaynaklanıyor. Zira sportif coupe
araçların pek çoğunda olduğu gibi, Brera'da da kural değişmemiş. Ancak
küçük çocukların sığabileceği bir mekan ve diz mesafesi bulunuyor. Tüm
bunların dışında gördüğüm bir kaç ufak ayrıntı, Alfa'nın 159 ile
başlattığını duyurduğu kalite hamlesinin henüz 'pişme' aşamasında
olduğunu hissettirdi bana...
Motor... Orada kal!
iç mekanında karşılaştığım bu durum, aracın kontağını çevirdiğimde,
pardon "kontağına bastığımda" (ki düğmeyle çalışıyor) gelen homurtuyla
silinip gidiverdi desem yalan olmaz.
3.2 lt V6 motor, bir Alfa kullanıcısının duymak isteyeceği türden bir
senfoniyi andırıyor. Bunu, aracın titreşmesinden bile hissetmek apayrı
bir heyecan ve adrenalin vesilesi zaten... Altı silindirin, dört egzost
çıkışı sayesinde dikkat çektiği 260 HP'lik güç, sonuçta aracın
etkileyici dış görünümüne kesinlikle büyük uyum gösteriyor. Aracı
görenlerin, "yanılmadıklarını" kanıtlayan bu güçlü motor seçeneği, dört
tekerlekten çekiş (Q4) sistemiyle birlikte olunca da, değmeyin keyfine.
Biz manuel şanzıman ile kullandık bu bebeği. Dolayısıyla kısa seçilmiş
vites aralıklarıyla da ataklık konusunda hiçbir itiraz kabul etmiyor.
Hele de biraz yüksek devirlere çıkıldığında duyulan motor sesi yok mu?
insanlar bakmasın da, ne yapsın?
Süspansiyon ayarları sportif araca yakışır şekilde bir miktar sert olan
Brera, Q4 sistemini de yanına katınca, gerçekten yol tutuş ve kullanım
zevki açısından markaya yaraşır bir performans sergiliyor. Fabrika
verilerine göre 0'dan 100 km/s hıza 6.8 sn'de ulaşabilen aracın
maksimum sürati ise 240 km/s olarak verilmekte.
Böyle bir araç için yakıt tüketimi gibi "sevimsiz" bir konudan
bahsetmenin doğru olduğunu pek sanmıyorum. Fabrika verilerini ise,
zaten aşağıda sıralayacağım. O yüzden bence "içindekiler" bölümüne
bakmakta yarar var. işte, içindekiler:
Sürücü ve yolcu diz hava yastıkları, perde hava yastıkları, ABS+EBD,
Araç Dinamik Denge Kontrolü (VDC), yokuşta kaymayı önleyen Hill Holder,
arka park sensörü, xenon farlar, çift bölgeli otomatik klima,
far+yağmur ve buğu sensörü, radyo CD-çalar gibi standartların yanında
isteğe bağlı da bir dolu donanım mevcut. Fiyatına gelince. En ucuz
Brera, 2.2 lt olanı yani 53 bin 700 Euro + 1.336 YTL'den başlıyor.
Kullandığımız 3.2 V6 Q4 olanıysa 64 bin 250 Euro + 2.466 YTL'den
başlıyor. Eğer cam tavanlı iste