UYUMSUZ ÇOCUKLAR
A- TANIM VE SINIFLANDIRMA
Eğitimde ve psikolojide bir çok terimin tanımını yapmak çok zordur. Aynı durum uyumsuz çocukların tanımı için de geçerlidir. Bu tanımları yaparken karşılaşılan zorlukları Hallahan;
· Ruh sağlığının uygun bir tanımının olmayışı,
· Uyumsuz davranışlara ilişkin kuramsal yaklaşımlar arası farklılıklar,
· Duygu ve davranışları ölçmedeki güçlükler,
· Normal ve uyumsuz çocukların duygu ve davranışlarındaki değişiklikler,
· Uyumsuz ve diğer özür grupları arasındaki ilişkiler
· Çocukları sınıflandıran ve onlara hizmet veren meslek kuruluşlarının işlevlerindeki farklılıklar,
· Davranışlara yönelik sosyal ve kültürel beklentiler,
Çeşitli “Uyumsuz Çocuk” Tanımları:
Kaufmann; davranışları başkalarının beklentilerine ya da kendi beklentilerine uygun olmayan çocuklardır.
Çağlar (1981); kendi benliği ve çevresiyle dengeli ve etkili ilişki kurma, geliştirme ve sürdürmede güçlük çeken ve bu yüzden gelişmeleri sekteye uğrayan, çevresindekilerin olağan ilişkileri ile düzeltilmeyen davranış kalıplarına sahip çocuklardır şeklinde tanımlamıştır.
Arı; çocukların uzun süren nevrotik ve psikotik tipteki bozuklukları da uyum bozuklukları olarak tanımlamaktadır.
MEB; zaman zaman çeşitli etkenlerden dolayı çevresiyle dengeli ilişki kurma ve sürdürmede güçlük çeken çocuklardır
Nazik; kendi benliği ile ve çevresiyle dengeli ve etkili ilişki kurma, geliştirme ve sürdürmede güçlük çeken ve bu yüzden gelişmeleri yeterli olmayan, çevresindekilerin, normal ilişkileri ile düzeltilemeyen davranış kalıplarına sahip çocuklardır (Nazik, 1981).
1- Özel Eğitim Konseyinde, çocukların uyumsuzlukları dört ana kümede toplanmaktadır.(Ersoy, Avcı;1981)
a) Davranış Bozuklukları: Sürekli hırçınlık, sinirlilik, geçimsizlik, kavgacılık, okuldan kaçma, çalma, yangın çıkarma, sürekli baş kaldırma ve kuralları çiğneme gibi belirtiler bu kümede toplanır. Davranış bozuklukları, çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı olarak, iç çatışmalarını davranışına aktarması sonucu ortaya çıkar. Başka bir deyişle, bu çocukların çevresiyle ilişkileri sürekli olarak gergin ve sürtüşmelidir.
b) Duygusal Bozukluklar: Bu kümede yer alan sorunlar, çocuğun çevresinden çok kendisini tedirgin eden ruhsal belirtilerdir.Korkular, kuruntular, saplantılı düşünceler, uyku bozuklukları, kekemelik, seyirceler ve benzer sorunlardır. Bu belirtileri gösteren çocuklar çevreleriyle ilişkileri çok bozuk olmayan, gergin, güvensiz ve çekingen çocuklardır. (Yörükoğlu, 1998)
c) Alışkanlık Bozuklukları: Parmak emme, mastürbasyon, gece işemeleri, dışkı kaçırma gibi alışkanlıkların düzensizliği ilgili belirtiler bu kümede toplanır. (Yörükoğlu,1998)
d) Ağır Ruhsal Bozukluklar: Çocuğun uyumunu ve gerçeği değerlendirmesini her alanda ve sürekli olarak bozan ruhsal hastalıklar bu kümede yer almaktadır. Bu bozuklukların her birinin tek başına gözlenmesi çocuğun uyumsuz olduğunu kanıtlamaz. Burada önemli olan çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemi, gözlenen belirtilenin sıklığı ve sürekliliğidir.Gelişimin çeşitli basamaklarında çocukların karşılaştığı sorunlar çok çeşitlidir. Bunların bir çoğu döneme özgü olan ve yaş ilerledikçe kendiliğinden geçebilecek sorunlar olduğu gibi anne - babanın desteği ile çözümlenecek nitelikte de olabilir. Ancak bu sorunlar yanlış değerlendirilir ve uygun desteği bulamaz, anne – baba ya da öğretmenin tutumu yanlış olursa pekişip büyüyebilir. Ayrıca stres altındaki çocuklar da yukarıda sözü edilen bozukluklardan herhangi birini gösterebilir. (Ersoy, Avcı; 1981)
Normallik Ölçütleri
Çocuk ve gencin davranışının normal mi yoksa davranış bozukluğu mu olduğunun belirlenmesi için bazı ölçütler gerekir.
Bu ölçütler:
1- Yaşa uygunluk,
2- Sapan davranışının yoğunluğu
3- Süreklilik,
4- Cinsel rol beklentisi,
5- Kültürel faktörler, şeklinde özetlenebilir.
1) Yaşa Uygunluk: Çocuğun yaşı ve gelişimindeki yeri onun davranışının normalliğini belirlemede önemli rol oynar. Bazı spesifik korkuların gelişimiyle, ebeveyn dikkatini üzerine çekme arzusu dört yaş çocuğu için olağan bir davranış sayılırken on üç yaş gencin de buna nadiren rastlanır. Aynı şekilde sigara içme, uyuşturucu kullanma on sekiz yaş genci için az da olsa rastlanan davranışlar iken aynı durum sekiz yaş çocuğu için sapan davranış grubuna girer.
Bu bağlamda, uzmanlar ve eğitimciler, benzer davranışa aynı yaş grubu içinde büyük bir grupta rastlanıyorsa “normal” olarak kabul ederler.
Bizim hangi davranışın normal, hangisinin normal olmadığını kestirebilmemiz için öncelikle çocukların değişik yaşlardaki tipik davranışları hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Belirli bazı yaşlardaki çocukların hemen 1/3 ya da yarısına yakın bir kısmının davranışları öğretmen ve anne – babalarını rahatsız etmesine rağmen, normal olarak kabul edilir.
Okul Öncesi Dönemi: 1, 1.5, ve 2 yaş çocuklarında huysuzluk ve negativizme (olumsuzluğa) sık rastlanır. Yine isteklerin zıddını yapma, eğitimde olan bu grup çocuklarda sürekli bir yetişkin ilgisine ihtiyaç gözlenir. Bu nedenle negativist davranışlar bu yaş grubu için normal kabul edilmelidir.
İlkokul Dönemi: Huysuzluk ve öfke, yalan, aşırı duyarlılık önde gelen tipik problemlerdendir. Erkek çocukların 1/3’ü aşırı hareketli olarak tanımlanırken 1/3’ü kıskanç olarak tanımlanır.
Ergenlik : 13-15 yaş arasında kızlarda görülen aşırı duyarlılık ½ oranınayken bu oran erkeklerde 1/5’e düşer.
A- TANIM VE SINIFLANDIRMA
Eğitimde ve psikolojide bir çok terimin tanımını yapmak çok zordur. Aynı durum uyumsuz çocukların tanımı için de geçerlidir. Bu tanımları yaparken karşılaşılan zorlukları Hallahan;
· Ruh sağlığının uygun bir tanımının olmayışı,
· Uyumsuz davranışlara ilişkin kuramsal yaklaşımlar arası farklılıklar,
· Duygu ve davranışları ölçmedeki güçlükler,
· Normal ve uyumsuz çocukların duygu ve davranışlarındaki değişiklikler,
· Uyumsuz ve diğer özür grupları arasındaki ilişkiler
· Çocukları sınıflandıran ve onlara hizmet veren meslek kuruluşlarının işlevlerindeki farklılıklar,
· Davranışlara yönelik sosyal ve kültürel beklentiler,
Çeşitli “Uyumsuz Çocuk” Tanımları:
Kaufmann; davranışları başkalarının beklentilerine ya da kendi beklentilerine uygun olmayan çocuklardır.
Çağlar (1981); kendi benliği ve çevresiyle dengeli ve etkili ilişki kurma, geliştirme ve sürdürmede güçlük çeken ve bu yüzden gelişmeleri sekteye uğrayan, çevresindekilerin olağan ilişkileri ile düzeltilmeyen davranış kalıplarına sahip çocuklardır şeklinde tanımlamıştır.
Arı; çocukların uzun süren nevrotik ve psikotik tipteki bozuklukları da uyum bozuklukları olarak tanımlamaktadır.
MEB; zaman zaman çeşitli etkenlerden dolayı çevresiyle dengeli ilişki kurma ve sürdürmede güçlük çeken çocuklardır
Nazik; kendi benliği ile ve çevresiyle dengeli ve etkili ilişki kurma, geliştirme ve sürdürmede güçlük çeken ve bu yüzden gelişmeleri yeterli olmayan, çevresindekilerin, normal ilişkileri ile düzeltilemeyen davranış kalıplarına sahip çocuklardır (Nazik, 1981).
1- Özel Eğitim Konseyinde, çocukların uyumsuzlukları dört ana kümede toplanmaktadır.(Ersoy, Avcı;1981)
a) Davranış Bozuklukları: Sürekli hırçınlık, sinirlilik, geçimsizlik, kavgacılık, okuldan kaçma, çalma, yangın çıkarma, sürekli baş kaldırma ve kuralları çiğneme gibi belirtiler bu kümede toplanır. Davranış bozuklukları, çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı olarak, iç çatışmalarını davranışına aktarması sonucu ortaya çıkar. Başka bir deyişle, bu çocukların çevresiyle ilişkileri sürekli olarak gergin ve sürtüşmelidir.
b) Duygusal Bozukluklar: Bu kümede yer alan sorunlar, çocuğun çevresinden çok kendisini tedirgin eden ruhsal belirtilerdir.Korkular, kuruntular, saplantılı düşünceler, uyku bozuklukları, kekemelik, seyirceler ve benzer sorunlardır. Bu belirtileri gösteren çocuklar çevreleriyle ilişkileri çok bozuk olmayan, gergin, güvensiz ve çekingen çocuklardır. (Yörükoğlu, 1998)
c) Alışkanlık Bozuklukları: Parmak emme, mastürbasyon, gece işemeleri, dışkı kaçırma gibi alışkanlıkların düzensizliği ilgili belirtiler bu kümede toplanır. (Yörükoğlu,1998)
d) Ağır Ruhsal Bozukluklar: Çocuğun uyumunu ve gerçeği değerlendirmesini her alanda ve sürekli olarak bozan ruhsal hastalıklar bu kümede yer almaktadır. Bu bozuklukların her birinin tek başına gözlenmesi çocuğun uyumsuz olduğunu kanıtlamaz. Burada önemli olan çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemi, gözlenen belirtilenin sıklığı ve sürekliliğidir.Gelişimin çeşitli basamaklarında çocukların karşılaştığı sorunlar çok çeşitlidir. Bunların bir çoğu döneme özgü olan ve yaş ilerledikçe kendiliğinden geçebilecek sorunlar olduğu gibi anne - babanın desteği ile çözümlenecek nitelikte de olabilir. Ancak bu sorunlar yanlış değerlendirilir ve uygun desteği bulamaz, anne – baba ya da öğretmenin tutumu yanlış olursa pekişip büyüyebilir. Ayrıca stres altındaki çocuklar da yukarıda sözü edilen bozukluklardan herhangi birini gösterebilir. (Ersoy, Avcı; 1981)
Normallik Ölçütleri
Çocuk ve gencin davranışının normal mi yoksa davranış bozukluğu mu olduğunun belirlenmesi için bazı ölçütler gerekir.
Bu ölçütler:
1- Yaşa uygunluk,
2- Sapan davranışının yoğunluğu
3- Süreklilik,
4- Cinsel rol beklentisi,
5- Kültürel faktörler, şeklinde özetlenebilir.
1) Yaşa Uygunluk: Çocuğun yaşı ve gelişimindeki yeri onun davranışının normalliğini belirlemede önemli rol oynar. Bazı spesifik korkuların gelişimiyle, ebeveyn dikkatini üzerine çekme arzusu dört yaş çocuğu için olağan bir davranış sayılırken on üç yaş gencin de buna nadiren rastlanır. Aynı şekilde sigara içme, uyuşturucu kullanma on sekiz yaş genci için az da olsa rastlanan davranışlar iken aynı durum sekiz yaş çocuğu için sapan davranış grubuna girer.
Bu bağlamda, uzmanlar ve eğitimciler, benzer davranışa aynı yaş grubu içinde büyük bir grupta rastlanıyorsa “normal” olarak kabul ederler.
Bizim hangi davranışın normal, hangisinin normal olmadığını kestirebilmemiz için öncelikle çocukların değişik yaşlardaki tipik davranışları hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Belirli bazı yaşlardaki çocukların hemen 1/3 ya da yarısına yakın bir kısmının davranışları öğretmen ve anne – babalarını rahatsız etmesine rağmen, normal olarak kabul edilir.
Okul Öncesi Dönemi: 1, 1.5, ve 2 yaş çocuklarında huysuzluk ve negativizme (olumsuzluğa) sık rastlanır. Yine isteklerin zıddını yapma, eğitimde olan bu grup çocuklarda sürekli bir yetişkin ilgisine ihtiyaç gözlenir. Bu nedenle negativist davranışlar bu yaş grubu için normal kabul edilmelidir.
İlkokul Dönemi: Huysuzluk ve öfke, yalan, aşırı duyarlılık önde gelen tipik problemlerdendir. Erkek çocukların 1/3’ü aşırı hareketli olarak tanımlanırken 1/3’ü kıskanç olarak tanımlanır.
Ergenlik : 13-15 yaş arasında kızlarda görülen aşırı duyarlılık ½ oranınayken bu oran erkeklerde 1/5’e düşer.