Bİrİncİ DÜnya SavaŞi Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

.talk4her
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bİrİncİ DÜnya SavaŞi

Aşağa gitmek

Bİrİncİ DÜnya SavaŞi Empty Bİrİncİ DÜnya SavaŞi

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 4:13 pm

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI

1914 Avustos’undan 1918 Kasım’ına kadar süren ve çok geniş bir bölgeyi
içine alan uluslar arası bir savaştır. Savaşın başlangıcında ,
ingiltere ve İngiliz Uluslar Topluluğu ülkeleri ile Fransa , Belçika ,
Rusya , Sırbistan ve savaşa kısa bir süre katılan Japonya İtilaf
Devletleri’ni oluşturdu. Bu devletlere daha sonra ABD,İtalya , Romanya
, yunanistan ve öbür bazı ülkeler de katıldılar.Öbür yanda ise İtifak
devletleri yani Almanya , Avusturya-Macaristan İmparotorluğu ,Osmanlı
İmparatorluğu ve çok sonra katılan Bulgaristan bulunuyordu.

SAVAŞIN NEDENLERİ

18. yüzyılda Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirerek gelişen ve zenginleşen
İngiltere , dünyanın her yerine yayılmış sömürgeleriyle , büyük bir
imparotorluk kurmuştu. 19.yüzyılda Almanya , Fransa , Japonya , ABD
gibi bazı ülkelerde hızla sanayileşmeye başladılar ve 19. Yüzyılın
sonlarına doğru özellikle Almanya İngiltere’ye ciddi bir rakip oldu.
Büyüyen ekonomisinin ve artan nufusunun gereksinimleri karşılayacak
sömürgeler bulmak için dünyaya açılmaya çalışan Almanya çok yerde
İngiltere ve Fransa ile karşı karşıya gelmeye başladı. Balkanlar’da
siyasal ve ekonomik etkisini arttırmaya çalışan Avusturya – Macaristan
İmparatorluğu ile Rusya’nın çatışması’da uzun süreden beri Avrupanın
gündeminde yer alan uluslar arası sorunlardan biriydi. Ayrıca Afrika ,
Orta Asya ve Orta Doğu yeni sömürgeler arayan devletlerin çıkar
çatışmasına sahne olan önemli bölgelerdi.
Böylece , birbirleriyle kıyasıya çıkar çatışması içinde olan devletler
, güvenliklerine yönelebilecek tehlikelere karşı önlem alma amacıyla
aralarında çeşitli savunma antlaşmaları yaptılar. İtilaf ve ittifak
devletleri diye anılan iki karşıt cephe işte bu tür antlaşmaların
ürünüdür.

SAVAŞIN BAŞLAMASI

Avusturya’nın 1908’de işgal etmiş olduğu Bosna’nın Saraybosna kentinde
, 28 haziran 1914’te bir Sırp milliyetçisinin Avusturya veli ahtını
öldürmesi savaşı başlatan kıvılcım oldu. Bu olaylardan Sırbistanı
sorumlu tutan Avusturya , 27 Temmuz 1914’te bu ülkeye saldırıldı.Rusya
Sırbistanı destekleyince Almanya , Avusturya’nın yandaşı olarak
Rusya’ya savaş açtı ; Fransa’da 1892’de imzaladığı ikili ittifak
çerçevesinde Rusya’ya arka çıktı. Bunun üzerine Almanya , Fransa’ya da
savaş açtı.
Alman birlikleri Fransa’ya saldırmak için Belçika’ya girdiler. Daha
1839’da herhangi bir saldırı karşısında Belçika’ya yardım etmek için
söz vermiş olan İngiltere , 4 Avustos 1914’te Almanya’ya savaş
açtı.böylece I. Dünya Savaşı başlamış oldu.
O yıllarda orduların savunma gücü saldırı gücünden fazlaydı.
Başlangıçta güçlü filolara sahip olan İtilaf Devletleri , denizde
üstünlüğü ele geçirdiler .Ama daha sonra alman denizaltıları da ticaret
gemilerini batırmaya başladı.Bu savaş aynı zamanda , etkin bir rol
oynamamış olsalar’da uçakların ilk kullanıldığı savaştır.

OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞA GİRMESİ

Osmanlı Devleti 20 Temmuz 1914’te tarafsızlığını ilan etmişken , 23
Avustos 1914’te Almanya ile gizli bir anlaşma yaptı.10 Avustos’ta iki
Alman savaş gemisi , Goeben ve Breslan İngiliz gemilerinin önünden
kaçarken , çanakkale Bogazı’ndan geçip Marmara’ya girdi. İtilaf
devletleri’nin protestolerı karşısında Osmanlı Devleti bu gemileri
satın almış gibi göründü ; adlarınıda Yavuz ve midilli olarak
değiştirip kendi donanmasına kattı. Ardından, içlerinde Yavuz’un da
bulunduğu , osmanlı donanması Karadeniz’e çıktı ve bazı Rus limanlarını
bombaladı. Bunun üzerine 1 Kasım’da Rusya, 5 Kasım’da İngiltere ve
Fransa Osmanlı Devletine savaş açtılar.
Osmanlılar I.Dünya Savaşı’nda üç ana cephede savaştılar. Bunlar , Marmara ve boğazlar , Kafkasya ve Orta Doğudur.

BATI CEPHESİ

Savaş çıktığında , Avrupa’nın büyük ülkelerinde tüm sağlıklı erkeklerin
iki ya da üç yıl askerlik yapmalarını zorunlu kılan bir sistem
uygulanıyordu. Bu nedenlede bu ülkelerin birkaç milyonu bulan orduları
vardı. İngiltere’de ise gönüllülerden oluşan ordu çok daha küçüktü ve
bazı bu ülkede zorunlu askerlik ancak 1916’da başladı.


1/5
Kara savaşlarının geçtiği en önemli iki alana ,
Almanya’nın batısı ve doğusu anlamında , Batı cephesi ve Doğu cephesi
adları verildi. Daha sonra İtilaf Devletleri deniz kuvvetlerinin
desteği ile savaşı , özellikle Orta Doğu Akdeniz’de , yeni bölgelere
sıçrattı ve Almanlar’ın sömürgelerini ele geçirme olanağı buldu. Bir
başka cephe de 1915’te İtalyanın Avusturya – Macaristan
İmparatorluğu’na saldırmasıyla , bu iki ülke arasındaki iki cephede
birden savaşa bilmesini sağlayacak bir savaş planı 1905’te General
Alfred von Schlieffen’ce ( 1833-1913 ) hazırlanmıştı. Amaç Doğu
Cephesi’nde asker sayısı düşük tutulurken, Alman ordusunun olanca
gücüyle Belçika üzerinden Fransa’ya girip Fransız ordusunu ezmesiydi.
Ama Fransızlar , Alman saldırısını paris yakınlarında yer alan Marne
Savaşı’nda durdurunca , Schlieffen’in planı bozuldu ve Almanya savaşı
kısa bir sürede kazanma şansını yitirdi.
Bundan sonra Batı cephesi’ndeki savaş , 1918 yazına kadar siper savaşı
biçiminde sürdü. Belçika kıyısında Ostende dolaylarından ,İsviçre
sınırına kadar uzanan siperler , en azından 180 metre eninde ve dikenli
tellerle örülmüş bir bölgeyle birbirinden ayrılıyordu. Her iki tarafın
da ağır kayıplar verdiği savaşta topçu mermilerinin toprakta açtığı
çukurlar ilerlemeyi zorlaştırıyordu.Genellikle savunmada kalan Almanlar
1915’te bu cephede ilk kez zehirli gaz kullandılar. İtilaf askeri önce
paniğe kapıldılarsa da daha sonra gaz maskeleriyle kendilerini
koruyarak Alman saldırısını püskürttüler.
İngilizliler , siper ve engel tanımayan zırhlı bir motorlu taşıt olan
tankı ilk kez bu cephede kullandılar. Ne varki , 15 Eylül 1916’da Somme
ırmağı yakınlarında az sayıda tankla saldırıya geçmiş olmaları, başarı
şanslarını yitirmelerine yol açtı.
Somme savaşı , Batı Cephesi’ndeki büyük çatışmaların tüm özelliklerini
taşıyordu. İngiliz komutanı Sir Douglas Haig’in ( 1861 – 1928 )
yönettiği saldırı Alman siperlerinin bir hafta süreyle bombardıman
edilmesiyle başladı.Yenilenen saldırı ve karşı saldırılarla gelişen
savaş ,kasıma kadar sürdü. Batıdaki önemli çatışmalardan bir başkasıda
Almanlar’ın Verdun’deki Fransız tabyalarına karşı giriştikleri
saldırılar. 1916’daki bu çatışmada , önce geri piskürtülen Fransızlar ,
yıl sonuna kadar General Henri Philippe Petain ( 1856 – 1951 )
komutasında , yitirdikleri toprakların çoğunu geri aldılar. 1917’de de
şiddetli süren , büyük can ve mal kaybına yol açan çatışmalar Batı
Cephesi’nde iki tarafıda zayıflattı. 1917’de Fransız ordusuna baş
gösteren ayaklanmaları önlemek genelde duruma bir çözüm bulmak için Sir
Douglas Haig , Ypres yakınlarında yeni bir saldırı başlattı. Üç ay
süren şiddetli çatışmalardan sonra bu saldırıda Psschendaele
bataklıklarında son buldu.

DOĞU CEPHESİ

Doğu Cephesinde savaş , batıya göre daha belirsiz bir çizgide sürdü.
Saldıran tarafın gücüne göre zafer kimi zaman bir tarafın kimi zaman
diğer tarafın oldu. 1914 Avustos’unda Doğu Prusya’ya giren ruslar
Tannenberg Savaşı’nda daha sonra bütün Alman ordularının başına geçecek
olan Paul von Hindenburg ( 1847 – 1934 ) ve Erich Ludendorff ( 1865 –
1937 ) komutasındaki birliklerce büyük bir yenilgiye uğratıldı. 1915
yazında Almanlar , Ruslar’ı Doğu Cephesinde geri püskürtünce, bu
başarıdan umutlanan Bulgarlar da ittifak Devletleri’ne katıldılar.
Almanya , Avusturya ve Bulgaristan birlikleri Sırbistan’ı işgal
etti.Sırbistana yardım etmek için Yunanistan’ın Selanik kentine çıkarma
yapan itilaf Devletleri savaşın sonuna kadar başarı sağlayamadılar.
Ruslar 1916’da silah ve cephane açısından büyük sıkıntı içindeyken ,
bügün SSCB’yi Romanyadan ayıran dağlık Bukovina bölgesinde ,
Avusturyalılar’a karşı beklenmedik bir saldırıya giriştiler. Bu
saldırının başarıyla sonuçlanmasından yüreklenen Romanya , İtilaf
Devletlerine katılmak istediyse de , Batı Cephesi’nden çektikleri
birliklerle Romanya’ya saldıran Almanlar , Rumenler’i büyük bir
yenilgiye uğrattılar. İtalya , İtilaf Devletleri’ne 1915’te katıldı.
İtalya ile Avusturya sınırındaki dağların dorukları Avusturyalılar’ın
elinde olduğundan İtalyanlar zorlu çatışmalar sonucu çok az ilerleye
bildiler ve ağır kayıplar verdiler.

OSMANLI CEPHESİ

Kafkasya Cephesi. 1914’te Ruslar Sarı kamış üzerinden Erzurum’a doğru
ilerlediler. Enver Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Ardahan ve Sarı
kamış’ta şiddetli kışında etkisiyle , çok büyük kayıplar verdi.
1916’da geniş çaplı bir saldırı başlatan Çarlık Rusya’sı birlikleri ,
Trabzon’nu Erzincan’ı alarak , Van Gölüne kadar indiler. Osmanlı
ordusunun başlattığı karşı saldırı Muş ve Bitlis’in geri alınmasından
sonra durduruldu. Bundan sonra bu cephede önemli bir gelişme olmadı.




2/5
Marmara ve Boğazlar Bölgesi. Kafkas Cephesi’ndeki
Ruslar’a yardım etmek amacıyla yeni bir cephe açmaya karar veren İtilaf
Devletleri 19 Şubart 1915’te Çanakkale Boğazı’nda bir saldırı
başlattılar. Boğazı geçme girişimşeri başsrısızlığ uğrayınca geri
çekilen İngiliz ve Fransız donanmaları 25 Nisan’da Gelibolu’ya çıkarma
yaptılar. Mustafa Kemal ve Limon von Sanders yönetimindeki Türk
birliklerinin kararlı direnişleri sonunda Aralık 1915-Ocak 1916’da tüm
İtilaf birlikleri Marmara ve Boğazlar bölgesinden çekildi.
Ortadoğu Cephesi. Savaşın başında Suriye Filistin ve Arabistan’ın büyük
bölümü Osmanlı İmparatorluğu’na bağlıydı Basra Körfezi’nde bulunan
petrol yataklarını korumak için İngiliz yönetimindeki Hint birlikleri
21 Kasım 1914^te Basra’yı işgal ettiler. Daha sonra Dicle ırmağı
boyunca kuzeye yönelen bu birlikler Kut-ül.Amare’de Osmanlı
birliklerince kuşatıldılar ve 147 gün süren kuşatmadan sonra 1916’da
teslim oldular İkinci Mezopotamya saldırısında İngilizler Küt-ül
Amare’yi ; 11 Mart 1917’de de Bağdatı ele geçirdiler. Daha batıda ,
İngiliz orduları ve İngiliz Ulusal Topluluğu birlikleri Mısır’dan sonra
Sina Çölünü geçerek Filistine doğru ilerledilerse de Gazze’de Osmanlı
ordusuna iki kez yenilince , bir yılı aşkın bir süre burada kaldılar.
İngiliz birliklerinin başına getirilen General Edmund Allenby ( 1861-
1936 ) 1917 son baharında başlattığı saldırı ile osmanlı ordularını
ikiye bölerek 9 Kasım’da Kudüs’ü işgal etti. Birliklerin çoğu Batı
Cephesi’ne yardıma gönderildiğinden , savaş uzunca bir duraklama
dönemine girdi. Hindistan’dan yardım alan ve İngiliz casusu T.E.
Lawrence’in ( 1888- 1935 ) kışkırttığı Arap ayaklanmasında yararlanan
Allenby , ordusunu gizlice akdeniz kıyısında topladı ; hızla harekete
geçerek önce Şam’ı ardından Halep’i işgal etti. İngiliz orduları
Musul’a yürürken , Osmanlılar teslim oldular ve 30 Ekim’de Mondros
Mütarekesi’ni imzaladılar.

KARA ŞAVAŞLARININ SON AŞAMALARI

Rusya’daki 1917 devrimi İtilaf Devletleri’nin Doğu Cephesinde çökmesine
yol açtı. Almanlar başka yerlerde savaşa bilmek için birliklerini bu
cepheden çektiler. Avusturalyalılar’la birlikte Cperotto’da ani bir
saldırı düzenliyerek İtalyanlar’a büyük kayıp verdiler ve piave
Irmağına kadar sürdüler. Bu arada Alman Deniz altının ticaret
gemilerine saldırması ABD’nin İtilaf Devletleri’nin yanında savaşmasına
kadar vermesine neden oldu. Ayrıca 1917 başlarında Almanya’nın , kendi
safına çekmek için Meksika’ya ABD’nin savaşa girme kararı kesinleşti.
İtilaf Devletleri’ne para , araç ve gereç yardımına başlayan ABD ,
Ordularını Avrupa’da savaşmaya hemen gönderemedi. 1917 Mayıs’ında ABD
hükümeti Kura ile Askerlik Yasası’nı çıkarınca 21-30 yaş arasındaki tüm
erkekleri silah altına alma yetkisine sahip oldu. 1917-1918 kışı ,
İtilaf Devletlerinin savunmada , ABD birliklerini beklemek zorunda
kaldıkları bir dönemdi. Bu durumdan yararlanan Almanlar ,1918 baharında
son bir yarma girişiminde bulunmaya karar verdiler. İtilaf Devletleri
bu şiddetli saldırıları zorlukla durdura bildi. Bu sırada batıdaki
bütün İtilaf Devletleri birliklerinin komutası Fransız Mareşali
Ferdinand Foch’a ( 1851-1929 ) verildi ve her ay 300 bin ABD askerinin
gelmeye başlamasıyla durum değişti. 1918 Temmuz’unda saldırı sırası
Foch’agelmişti. Fransızlar’ın güneyde geliştirdikleri başarılı bir
saldırının ardından , İngiltere , Kanada ve Avusturya birlikleri 8
Avustos’ta Amiens yakınlarında genel bir saldırıbaşlattılar. Kasım
ayında Almanlar savaşın başladığı 1914 hattına çekilmişti. İtilaf
ordularına Selanik’te yenilen Bulgalar , 29 Eylül’de teslim oldular.
İtilaf güçlari bu kez İtalya’da Piave Irmağı’nı geçti ve Vittorio
Veneto savaşın’da kesin bir yenilgiye uğrayan Avusturalya , 3 Kasım’da
Padova Ateşkes Antlaşması’nı imzaladı.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Bİrİncİ DÜnya SavaŞi Empty Geri: Bİrİncİ DÜnya SavaŞi

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 4:14 pm

DENİZ SAVAŞLARI

Amiral Sir John Jellicoe ( 1859- 1935 ) komutasındaki İngiliz büyük
donanması , daha güçsüz ve deneyimsiz Alman açık deniz donanmasıyka
karşılaşmak için sabırsızlanıyordu. 28 Avustos 1914’te Amiral Sir David
Beatty’nin ( 1871-1936 ) yönetiminde ağır silahlarla donatılmış zırhlı
, büyük ve hızlı savaş gemileri olan kruvazörlerin desteklediği hafif
İngiliz savaş gemileri , Alman kıyıları açıklarındaki Heligoland
Körfezi Savaşı’nda üç Alman kruvazürünü batırdı.
Açık denizlerde İngiliz deniz kuvvetleri askeri birlikleri taşıyan
gemilere eşlik ediyor ve Alman sömürgelerinin eline geçirilmesine
yardımcı oluyordu.General Paul von Lettow Vorbeck’in savunduğu alman
Doğu Afrika’sı dışındaki tüm alman sömürgeleri kolayca ele geçirildi.
Alman kruvazörleri , özelliklede 15 ticaret gemisini batıran Emden
kuruvazörü açık denizlerde büyük tehlikelere yol açıyordu. Emden’i daha
sonra , Avusturalya deniz kuvvetlerine bağlı Sydney kuruvazörü Hint
Okyanusu’ndaki Cocos Adaları yakınlarında batırdı.

3/5

Alman donanması İtilaf birliklerinin kıyılara denizden çıkarma
yapmasını engellerken İtilaf Devletleri’nin donanmalarıda asker ve
gereç yedeklemelerini rahatça yapa bilmek için açık denizleri
kolluyor., aynı zamanda İttifak devletleri’nin deniz yolundan besin ve
gereç yardımı almalarına engel oluyurdu. 1915 Şubart’ın da açıklanan bu
ablıkanın ciddi sonuçlar vermesi için iki yıl geçmesi gerekti. İngiliz
ablukasına yanıt olarak Alman’lar İngiltere çevresindeki sularda yol
alan her ticaret gemisini , içindekileri uyarmadan batıracaklarını
açıkladılar. Deniz altılarının bu biçimde kullanımı uluslar arası
yasalara aykırıydı ve ABD , Almanya’nın bu tutumu protesto etti. Bir
Alman Deniz altısının İngiliz yolcu gemisi Lusitania’yı 7 Mayıs 1915’te
batırması ve içlerinde ABD’lerinin de bulunduğu 1.200’e yakın yolcunun
yaşamını yitirmesi protestoların artmasına neden oldu ve Almanlar bir
süre büyük yolcu gemilerini uyarıda bulunmadan batırmayacaklarına söz
vermek zorunda kaldılar. Lusitania’nın batırılışı , ABD’nin İtilaf
Devletleri’ne verdiği desteği ve savaşa girişini büyük ölçüde etkiledi.
İngiliz ve Alman donanması arasındaki en büyük çatışma 31 Mayıs 1916’da
oldu. İngilizler ile Almanlar , önce kuruvazörler savaşında hemen
ardından da iki donanma arasındaki Jutland Savaşı’nda karşı karşıya
geldiler. Almanlar başarılı bir manevrayla kaçmayı başardılar ve
kayıpları İngilizler’in kayıplarına karşın , Kuzey Denizi’ndeki
üstünlüklerini sürdürdüler. 1916’da Alman denizaltılarının saldırıları
ve ticaret gemilerinin batırılma hızı , yenilerinin yapılma hızını
geçti. 1917 Şubart’ın da Almanlar , İtilaf Devletleri limanlarına giren
ya da bu limanlardan ayrılan tüm gemileri , hiçbir uyarıda
bulunmaksızın batıracaklarını açıkladılar. İtilaf Devletleri’nin gemi
kayıpları giderek yükseldi ve nisanda İngiltere’ den uzak limanlar için
ayrılan her dört ticaret gemisinden biri geri dönemedi.Şubart sonunda
İngiltere’de ancak altı hafta yetecek kadar tahıl stoku kalmıştı. O
dönemde ne deniz dibindeki denizaltılarının yerini saptayabilecek , ne
de yeri bilinenleri bulundukları yerde yok edebilecek kadar gelişkin
araçlar vardı. Güvenlik için ticaret gemileri silahlandırıldı ve
ticaret konvaylarına savaş gemileri eşlik etti. Bu önlemler batırılan
gemi sayısını bir ölçüde azalttı. Bu arada denizaltılarının yerini
saptama ve yok etme yöntemleri de geliştirildi. Bazı denizaltılar da “Q
gemisi” denen ve gizli toplarla donatılmış ticaret gemilerince
batırıldı. Deniz erleri ve subaylarının gizlendiği bu gemilere
denizaltı saldırısı olduğunda , önce “paniğe uğramış bir gurup”kurtarma
sandallarına binip kaçıyordu. Denizaltı , Q gemisinin işini tamamen
bitirmek için su yüzüne çıkınca gemide kalan denizciler gizledikleri
silahları ortaya çıkararak denizaltıyı top ateşine tutuyorlardı.
Almanlar bu savaşta çoğunluğu 1917 ve 1918’de olmak üzere yaklaşık 200
denizaltı yitirdiler. Gene de Alman denizaltıları 6.000 gemi batırdı.
Alman açık deniz donanmasının uzun süre denize açılmaması büyük
gemilerde başkaldırmalara neden oldu. 29 Ekim 1918’de donanmaya denize
açılma emri verildiğinde denizciler bu emre uymadı.

HAVA SAVAŞLARI

I.Dünya savaşı’nda hava kuvvetlerinin en önemli görevi deniz ve kara
savaşlarını desteklemekti. Savaşın başında , karacıların ve
denizcilerin hava kuvvetleri ayrı ayrıldı. O dönemde uçaklar emekleme
dönemindeydi ve en kullanışlı uzunyol hava ulaşım aracı Almanlar’ın
geliştirdiği, kocaman bir puro görünümündeki zeplin hava
gemileriydi.1915 başlarında zeplinler geceleri İngiliz kentlerini
bombaladı. Ama 1916’dan sonra savaş uçakları ve uçak savarlar devreye
girince zeplinlerin saldırıları azaldı. 1917’de Alman uçakları
Londra’yı ve öbür büyük kentleri bombalamaya başladılar. Son büyük hava
saldırısı 1917’de 19 Mayıs’ı 20 Mayıs’a bağlayan gece 43 bombardıman
uçağıyla başlatıldı ve bu uçakların 13’ü Londra’ya ulaştı. Halkı
yaklaşan saldırılara karşı uyrayan sistem oldukça etkiliydi ; ama II.
Dünya savaşı’nda geliştirilen korunaklar türünde çok az yer vardı.
İngiltere’ye yapılan hava saldırılarında 1.300 kişi öldü , 3.000’den
fazla kişi yaralandı. Savaşın sürdüğü cephelerde düşmanın yerini ve
hareketlerini gözlemek ve fotoraf çekmek için de uçaklar kullanılırdı.
Sonuçta , sık sık yoğun hava çatışmaları oldu. Uçaklar aynı zamanda
demiryolu kavşaklarını , havaalanlarını ve levazım depolarını da
bombalamak için kullanıldılar. Deniz uçaklarının bu savaşta görevleri
oldukça sınırlıydı. Bu uçaklar ya tekerlek yerine konan kızaklarla
denize inip kalabiliyor ya da büyük savaş gemilerine eklenen pistlerden
havalanabiliyordu. İlk uçak gemisi olan HMS , Argus , uçakların inip
kalkabileceği düz üst güvertesiyle ancak 1918 Eylül’ünde hizmete
sokulabildi. İngiltere ve ABD , “Blimp” adı verilen küçük uçakları
deniz altıları aramak için kullandılar.

SAVAŞIN SONU

Almanlar 3 Ekim 1918’de , ABD Başkanı Woodrow Wilson’a ateşkes
istemesiyle başvurdular. Başkan kayıtsız şartsız teslim olmalarını
istedi.

4/5
Bu sırada İtilaf Devletleri’nin deniz ablukası nedeniyle açlıktan
kırılan Alman halkı 4 Kasım 1918’de ayaklandı. Alman ordularının tam
bir bozguna uğramasına karşın , 11 Kasım 1918 sabahı Alman yetkililer
yenigilerini kabul eden bir silah bırakma antlaşmasını imzaladılar. Bu
antlaşma Compiegne Ormasnı’nda Foch’un özel vagonunda imzalandı ve
imzadan altı saat sonra , 11. Ayın 11. Günü , saat 11’de yürürlüğe
girdi.

ANTLAŞMALAR

Barış antlaşmalarının ilkelerini ABD Başkanı Wilson , İngiltere’de 1916
sonundan beri başbakan olan David Lloyd George ve Fransız Başbakanı
Georges Clemencau saptadı.Antlaşmalarda , Wilson’un dediği gibi ,
“dünyada demokrasiyi güven altına almak” amacı güdüyordu. Avrupa’daki
sınırların , bir ulusun başka bir egemenliğinde kalmasını sağlayacak
bir biçimde düzenlenmesine çalışıldı.Almanya , Alsace-Lorraine’i
Fransa’ya silezya’nın bir bölümünü, yeniden kurulan polanya Devletine
verdi ve tüm sömürgelerini yitirdi. Macaristan’ın bağımsızlığını ilan
etmesinde sonra Avusturalya- Macaristan imparatorluğu kuzey
bölgesindeki toprakları yeni Çekostavakya ve Polanya devletlerine ;
doğusundaki bazı yerleri Romanya’ya ; güneydeki sınırları genişletilen
Sırp devleti Yugoslovya’ya bırakırken , batıdaki Fiume ( bugün Rijeka)
bölgesini italya aldı. Balık kıyısında Estonya, letonya ve Litvanya
adında üç yeni devlet kuruldu. Osmanlılar ile yapılan Sevr ( Serves )
Antlaşması ile Osmanlı topraklarının bir bölümü Yunanistan ve başka
bazı devletler arasında paylaşıldı. Mustafa kemal başkanlığındaki
Ankara hükümetinin tanımadığı bir antlaşma , Kurtuluş savaşı sonunda
ortadan kalktı. Ortadoğu’da o zamana kadar Osmanlı İmparatorluğu
egemenliği altında bulunan topraklar ile Almanya’nın sömürgeleri ,
Milletler cemiyeti adına yöneltilmek üzere bazı İtilaf Devletleri’nin
mandası altına girdi. Dünya barışını korumak ve anlaşmazlıkları çözmek
için kurulan Milletler Cemiyeti pek başarılı olamadı. Almanya sadece
gönüllülerden oluşan kısıtlı bir kara ve deniz ordusu bulundura bilecek
, denizaltı , tank gibi savaş araçlarına sahipolmayacağı gibi hava
kuvvetleri de oluşturalamayacaktı. Alman donanmasının büyük bir bölümü
Orkney Adaları’nda buluna Scapa Flow’a götürülerek 21 Haziran 1919’da
Almanya ile imzalanan Versay ( Versailles) Antlaşması ile Milletler
Cemiyeti’nin kurulmasını öngören yazılı antlaşma aynı gün yürürlüğe
girdi. Senatosunda Milletler Cemiyeti’ne girmesine karşı çıkıldığı için
ABD, Versay Antlaşmasi’nı tanımadı , Almanya ve Avusturalya ile 1921
Ekim’inde aynı barış antlaşmaları imzalandı. Savaşın doğrudan açtığı
ölümler yaklaşık 5 milyonu İtilaf Devletleri’nden olmak üzere , 8.5
milyona ulaştı. Ayrıca 21 milyon sivil yaralandı. Bunlara ek olarak
dünyanın değişik bölgelerinde , savaş yüzünden çıkan hastalıklardan ve
kıtlıktan 20 milyona yakın insan öldü.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz