Makaracı ırklarımızdan biri de Çakaldır. Ülkemizde “Çakal” adı ile bilinen bu güvercinler, dünya üzerinde “Çakal Roller”, “Cakal Roler”, “Rouleur de Cakal”
gibi adlarla tanınmaktadır. Eski kuşçuların “Nalbant” da dedikleri bu
kuşları, eski dönemlerde Bursa’da çoğunlukla atlara nal çakılması
işinde çalışan esnaflar yetiştirirmiş.
Nalbant adı buradan geliyor. Ancak günümüzde
kullanılan ve bilinen bir isim değildir. Çakal adı, bu kuşların renk
olarak çakal (Canis aureus ) benzemeleri nedeni ile bu kuşlara
verilmiştir. Bu güvercinler gerçekten de kızılkahve ve pas rengi
olurlar. Çakal adlandırması ülkemizde bu renge sahip diğer kuşlarda da
örneğin kelebek ırkında da kullanılmaktadır. Bu durum kısmen bir
karışıklığa neden olmaktadır. Bunun yanı sıra genel olarak kuşçularımız
arasında Çakal ırkını, Bursa ırkının bir renk tipi gibi algılama
eğilimi yaygındır. Gerçekten de bu iki ırk birbirinin renk tipi
olabilecek kadar benzerdirler.
Çakal ırkı günümüzde hızla azalmıştır. Ülkemizde yetiştirildiği
bölgeler olan Marmara ve Trakya’da eskisi gibi fazla ilgi görmemesi
sonucu giderek kaybolmaya yüz tutmuştur. Yurdumuzda bu bölgeler dışında
zaten rastlanmadıklarını söyleyebiliriz. Bugün ne yazık ki korunması
gereken ırklarımız arasına girmişlerdir.
Tekirdağ / Çorlu’dan Tayyar Başaran adlı yetiştiricimizin bu ırkı
eskiden beri geliştirmeye çalıştığı bilinmektedir. Gene Edirne’den
Metin Ayaz adlı yetiştiricimizin Çakal ırkı üzerine çalıştığı
bilinmektedir. Performans ırlarımızdan biri olmasına karşın son
dönemlerde daha çok renk ve şekline bakılarak alınıp satılmaya
başlaması sonucu uçuş özellikleri gerilemiştir. Hatta Doç. Dr Türker
Savaş, bugün bu kuşların neredeyse hiç uçmadıklarını belirtmektedir. Bu
durum kuşkusuz yetiştiricilerin tutumu ile yakından ilgilidir.
Bu kuşların Ankara’daki tek yetiştiricisi olan Zeki Güleröz 1974
yılından beri aynı damarı koruyarak gelmektedir. Kendisinin kuşlarını
uçarken seyrettim. Oldukça uzun uçtuklarına şahit oldum. Hatta
geçenlerde ilginç bir olay yaşadık. Bursa ırkı ile birlikte akşamüzeri
17.00 de uçurduğumuz Çakallar, bir süre uçtuktan sonra nokta
yüksekliğine çıktılar ve saat 20.00 gibi gözden kayboldular. Ancak
dürbün ile izleyebiliyorduk. Saat 21.00 de hava karardı ve yaklaşık 20
kuşluk filo geri gelmedi. Kuşlar ertesi gün sabah havanın aydınlanması
ile birlikte teker teker geri dönmüşler. Geceyi nerede nasıl
geçirdiklerini bilmiyoruz.
Çakal ırkının tarihi geçmişi ve özellikle de ne zamandır yetiştirildiği
hakkında bir belgeye sahip değiliz. Bu konudaki bilgilerimiz eski
kuşçuların söylediklerine dayanmaktadır. Söylenenlere göre bu
güvercinler, Şehremini ve Kocamustafapaşa kuşları olarak da
bilinmektedirler. Bu iki semt İstanbul Fatih’te birbirine komşudur. Bu
kuşlar eskiden bu semtlerde yoğun olarak beslenirmiş. Eski adı Samatya
olan Kocamustafapaşa semti İstanbul’da eskiden azınlıkların ve
özellikle de Rumların yaygın olarak oturdukları bir semtti. Samatya adı
Rumca olduğu için değiştirilerek sonradan Kocamustafapaşa adı
koyulmuştur. Irkın kökeni ve ülkemize nereden geldiği konusunda kesin
bir bilgi sahibi olmamakla birlikte, büyük bir olasılıkla Rumlar kanalı
ile Balkan ülkelerinden ya da diğer Avrupa ülkelerinden yurdumuza
gelmiş olabilirler. Bu bilgiler ışığında Çakal ırkının yurdumuzda
İstanbul kökenli olarak geliştiğini ve yayıldığını söyleyebiliriz.
Türk güvercin ırklarını tanıtan Almanca bir kaynakta da bu
güvercinlerin 100 yıldır ülkemizde tanındığı belirtilmektedir. Çakal
güvercinleri dış görünüş olarak Bursa ırkına çok benzerler. Gagaları
Bursa güvercinlerine göre biraz daha kısa ve incedir. Ayaklarda paça
bulunmaz. Ayakların dirsekten aşağısı tüysüz olur. Tepelilik
özellikleri yoktur. Kanatlar kuyruk üzerinde taşınır. Gözler açık
çakırdır. Göz çevresi halkası biraz belirgin ve açık renklidir. Vücut
olarak büyüklükleri Bursa kuşları ile hemen hemen aynıdır.
Çakal ve Bursa arasındaki en belirgin fark, kuyruk telek sayısı ve
kuyruk üstü yağ bezesi konusundadır. Çakallarda kuyruk telek sayısı 14
ve bazen de 16 olabilmektedir. Kuyruk üstü yağ bezeleri bulunmaz.
Bursalar da ise telek sayısı 12 dir ve kuyruk üstü yağ bezesi bulunur.
Kanatlarda ki beyaz teleklerde 7 ye 7 formu aranılan bir özelliktir.
Kuyruk teleklerinde renkli tüy bulunmamalıdır. Kuyruğun alt ve üst
kapakları düzgün biçimli ve renkli tüylerden oluşmalıdır. Kuşun renkli
olan bölümlerinde ve özellikle karın altında ve kafa üzerinde beyaz
tüyler olmamalıdır.
Bu güvercinlerin renk olarak sarı ve kırmızı olmak üzere iki tipi
bulunmaktadır. Her tipin ise, akkuyruk ve akkanat akkuyruk olarak iki
ayrı çeşidi vardır.
Sarı : Pas rengi olarak tanımlayabileceğimiz renkteki kuşlardır.
Akkuyruk olanlarda kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olur. Arada farklı
renk tüy olmamalıdır. Akkuyruk akkanat olanlarında ise kuyrukla
birlikte kanat telekleri de beyazdır. 7 ye 7 formu ideal kabul edilir,
arada renkli telek bulunmamalıdır.
Kırmızı : Sarılara göre daha koyu tonlu olurlar. Kızıla yakın bir
kırmızı renge sahiptirler. Akkuyruk olanlarda kuyruk teleklerinin
tamamı beyaz olur. Arada farklı renk tüy olmamalıdır. Akkuyruk akkanat
olanlarında ise kuyrukla birlikte kanat telekleri de beyazdır. 7 ye 7
formu ideal kabul edilir, arada renkli telek bulunmamalıdır.
Çakal ırkı uçuş özellikleri bakımından makaracı ırların bütün
özelliklerine sahiptir. Son yıllardaki uçuş performansındaki gerilemeye
karşın, aynı Bursa ırkı gibi uçar. Makara yapma ve uzun uçma
özellikleri vardır. İyi bir Çakal 3 - 4 saatten aşağı uçmaz.
gibi adlarla tanınmaktadır. Eski kuşçuların “Nalbant” da dedikleri bu
kuşları, eski dönemlerde Bursa’da çoğunlukla atlara nal çakılması
işinde çalışan esnaflar yetiştirirmiş.
Nalbant adı buradan geliyor. Ancak günümüzde
kullanılan ve bilinen bir isim değildir. Çakal adı, bu kuşların renk
olarak çakal (Canis aureus ) benzemeleri nedeni ile bu kuşlara
verilmiştir. Bu güvercinler gerçekten de kızılkahve ve pas rengi
olurlar. Çakal adlandırması ülkemizde bu renge sahip diğer kuşlarda da
örneğin kelebek ırkında da kullanılmaktadır. Bu durum kısmen bir
karışıklığa neden olmaktadır. Bunun yanı sıra genel olarak kuşçularımız
arasında Çakal ırkını, Bursa ırkının bir renk tipi gibi algılama
eğilimi yaygındır. Gerçekten de bu iki ırk birbirinin renk tipi
olabilecek kadar benzerdirler.
Çakal ırkı günümüzde hızla azalmıştır. Ülkemizde yetiştirildiği
bölgeler olan Marmara ve Trakya’da eskisi gibi fazla ilgi görmemesi
sonucu giderek kaybolmaya yüz tutmuştur. Yurdumuzda bu bölgeler dışında
zaten rastlanmadıklarını söyleyebiliriz. Bugün ne yazık ki korunması
gereken ırklarımız arasına girmişlerdir.
Tekirdağ / Çorlu’dan Tayyar Başaran adlı yetiştiricimizin bu ırkı
eskiden beri geliştirmeye çalıştığı bilinmektedir. Gene Edirne’den
Metin Ayaz adlı yetiştiricimizin Çakal ırkı üzerine çalıştığı
bilinmektedir. Performans ırlarımızdan biri olmasına karşın son
dönemlerde daha çok renk ve şekline bakılarak alınıp satılmaya
başlaması sonucu uçuş özellikleri gerilemiştir. Hatta Doç. Dr Türker
Savaş, bugün bu kuşların neredeyse hiç uçmadıklarını belirtmektedir. Bu
durum kuşkusuz yetiştiricilerin tutumu ile yakından ilgilidir.
Bu kuşların Ankara’daki tek yetiştiricisi olan Zeki Güleröz 1974
yılından beri aynı damarı koruyarak gelmektedir. Kendisinin kuşlarını
uçarken seyrettim. Oldukça uzun uçtuklarına şahit oldum. Hatta
geçenlerde ilginç bir olay yaşadık. Bursa ırkı ile birlikte akşamüzeri
17.00 de uçurduğumuz Çakallar, bir süre uçtuktan sonra nokta
yüksekliğine çıktılar ve saat 20.00 gibi gözden kayboldular. Ancak
dürbün ile izleyebiliyorduk. Saat 21.00 de hava karardı ve yaklaşık 20
kuşluk filo geri gelmedi. Kuşlar ertesi gün sabah havanın aydınlanması
ile birlikte teker teker geri dönmüşler. Geceyi nerede nasıl
geçirdiklerini bilmiyoruz.
Çakal ırkının tarihi geçmişi ve özellikle de ne zamandır yetiştirildiği
hakkında bir belgeye sahip değiliz. Bu konudaki bilgilerimiz eski
kuşçuların söylediklerine dayanmaktadır. Söylenenlere göre bu
güvercinler, Şehremini ve Kocamustafapaşa kuşları olarak da
bilinmektedirler. Bu iki semt İstanbul Fatih’te birbirine komşudur. Bu
kuşlar eskiden bu semtlerde yoğun olarak beslenirmiş. Eski adı Samatya
olan Kocamustafapaşa semti İstanbul’da eskiden azınlıkların ve
özellikle de Rumların yaygın olarak oturdukları bir semtti. Samatya adı
Rumca olduğu için değiştirilerek sonradan Kocamustafapaşa adı
koyulmuştur. Irkın kökeni ve ülkemize nereden geldiği konusunda kesin
bir bilgi sahibi olmamakla birlikte, büyük bir olasılıkla Rumlar kanalı
ile Balkan ülkelerinden ya da diğer Avrupa ülkelerinden yurdumuza
gelmiş olabilirler. Bu bilgiler ışığında Çakal ırkının yurdumuzda
İstanbul kökenli olarak geliştiğini ve yayıldığını söyleyebiliriz.
Türk güvercin ırklarını tanıtan Almanca bir kaynakta da bu
güvercinlerin 100 yıldır ülkemizde tanındığı belirtilmektedir. Çakal
güvercinleri dış görünüş olarak Bursa ırkına çok benzerler. Gagaları
Bursa güvercinlerine göre biraz daha kısa ve incedir. Ayaklarda paça
bulunmaz. Ayakların dirsekten aşağısı tüysüz olur. Tepelilik
özellikleri yoktur. Kanatlar kuyruk üzerinde taşınır. Gözler açık
çakırdır. Göz çevresi halkası biraz belirgin ve açık renklidir. Vücut
olarak büyüklükleri Bursa kuşları ile hemen hemen aynıdır.
Çakal ve Bursa arasındaki en belirgin fark, kuyruk telek sayısı ve
kuyruk üstü yağ bezesi konusundadır. Çakallarda kuyruk telek sayısı 14
ve bazen de 16 olabilmektedir. Kuyruk üstü yağ bezeleri bulunmaz.
Bursalar da ise telek sayısı 12 dir ve kuyruk üstü yağ bezesi bulunur.
Kanatlarda ki beyaz teleklerde 7 ye 7 formu aranılan bir özelliktir.
Kuyruk teleklerinde renkli tüy bulunmamalıdır. Kuyruğun alt ve üst
kapakları düzgün biçimli ve renkli tüylerden oluşmalıdır. Kuşun renkli
olan bölümlerinde ve özellikle karın altında ve kafa üzerinde beyaz
tüyler olmamalıdır.
Bu güvercinlerin renk olarak sarı ve kırmızı olmak üzere iki tipi
bulunmaktadır. Her tipin ise, akkuyruk ve akkanat akkuyruk olarak iki
ayrı çeşidi vardır.
Sarı : Pas rengi olarak tanımlayabileceğimiz renkteki kuşlardır.
Akkuyruk olanlarda kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olur. Arada farklı
renk tüy olmamalıdır. Akkuyruk akkanat olanlarında ise kuyrukla
birlikte kanat telekleri de beyazdır. 7 ye 7 formu ideal kabul edilir,
arada renkli telek bulunmamalıdır.
Kırmızı : Sarılara göre daha koyu tonlu olurlar. Kızıla yakın bir
kırmızı renge sahiptirler. Akkuyruk olanlarda kuyruk teleklerinin
tamamı beyaz olur. Arada farklı renk tüy olmamalıdır. Akkuyruk akkanat
olanlarında ise kuyrukla birlikte kanat telekleri de beyazdır. 7 ye 7
formu ideal kabul edilir, arada renkli telek bulunmamalıdır.
Çakal ırkı uçuş özellikleri bakımından makaracı ırların bütün
özelliklerine sahiptir. Son yıllardaki uçuş performansındaki gerilemeye
karşın, aynı Bursa ırkı gibi uçar. Makara yapma ve uzun uçma
özellikleri vardır. İyi bir Çakal 3 - 4 saatten aşağı uçmaz.