Yüce Rabbimiz ALLAH (c.c)'ın "onlar
ALLAH'ın ahdini yerine getirirler" buyruğu, selim akıl sahiplerinin
özelliğidir. Kadının rahmini vesile kılarak, Yaradan ALLAH; yaratma
sıfatıyla Hakkı batılın beynine fırlatıp atmış ve batılı paramparça
etmiştir.
ALLAH’a ortak koşmamak
Anne ve babası tarafından,
tağutu reddetmesi gerektiği, aksi halde imanının geçerli olmayacağını
öğrenen muvahhid evlad, tıpkı Hz. Yusuf gibi, dil ile ikrar, kalp ile
tasdik gerçekleştirecek ve bunu ilan edecektir. "…Çünkü ben, ALLAH'a
inanmaz bir kavmin dinîni-ki onlar ahireti inkâr edenlerin ta
kendileridir-terk ettim."
"Hani Lokman, oğluna -o ona öğüt verirken
(şöyle) demişti: '"Oğulcağızım, ALLAH' ortak koşma. Çünkü şirk elbette
büyük bir zulümdür."
Çünkü bu büyük zulüm, insanı ya tağut yapar, ya
da köle… Muvahhid toplumların oluşması için, muvahhid ailelerin
hazırlanması gerekir. Fertlerin muvahhidleşmesi, bir aile kurması ve
kurduğu ailenin her doğan ferdini, yüzünü ALLAH'a döndürerek
yetiştirmesi çok önemlidir, bu güzel küçük toplum, nice güzel büyük
toplumların oluşmasında öncülük edecektir.
Annelere iş düşüyor
Tüm
yeryüzünde, fitneden eser kalmayıncaya, din tamamen ALLAH'ın oluncaya
kadar cihad edecek evladları, ancak muvahhid annelerin eliyle
yetişecek, Tevhid bilincine erdirilecek nesiller
gerçekleştirebileceklerdir… En güzel örnek, Kur'an'da zikredilen,
âlemlere üstün kılınan, iffetinden dolayı övülen annemiz, Hz.
Meryem'dir… Namus ve hayâ timsali Hz. Meryem, tağuttan, şirkten,
küfürden, erkeklerden, hayâsızlıktan uzak, tertemiz yetişmiş, Hz.
Zekeriyya'nın eliyle büyütülmüş, eğitilmiş ve dünyayı sarsacak şekilde,
Hz. İsa'yı dünyaya getirmesi nasib olunmuştur… 21. yüzyıl olan bu
asırda da, tevhidin mahiyetini kavramış, katıksız iman ile Rabbine
yönelmiş, davasını yüceltmek ve ilerilere taşımak için mücadele veren
muvahhid annelere, yetiştireceği muvahhid evlatlara şiddetle ihtiyaç
duyulmaktadır…
Temiz fıtrat
Lokman Hekim'in biricik oğluna
hitaben söylediği şu sözler "Ey oğulcağızım, ALLAH'a şirk koşma, çünkü
şirk en büyük günahtır" derken bir tane insanın ne kadar önemli
olduğunu, onun soyundan devam edecek nesiller için şirksiz imanın,
temiz fıtrat üzere nesillerin devamının ne denli şart olduğunu
vurgulamaktadır aslında…
ALLAH’ı bilmek gerek!
“Şüphesiz ki
ALLAH, kendisine eş tanınmasını yarlığamaz. Ondan başkasını, dileyeceği
kimseler için, yarlığar. Kim ALLAH'a eş tutarsa muhakkak pek büyük bir
günah ile iftira etmiş olur." Şirk koşmanın ne demek olduğunu
anlayabilmek için, ALLAH (c.c)'ı bilmek gerekir. ALLAH'ı hakkıyla
tanımak gerekir.
Sinek dahi yaratamazlar!
“Onlar ALLAH’ı gereği
gibi takdir edemediler.” Bu Ayet'in daha iyi anlaşılması için, Hacc,
Suresinin 73. Ayeti ile cevap bulalım… "Ey insanlar, (size)bir örnek
verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, ALLAH'ın dışında tapmakta
olduklarınız-hepsi bir araya gelseler dahi, gerçekten bir sinek dahi
yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan
geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de."
Eş koşmamak
“Hayır, Biz, hakkı batılın tepesine atarız da o, bunun beynini parçalar. Bir de görürsünüz ki bu, yok olup gitmiştir…"
İlk
Vahiy, "yaradan Rabbinin adıyla oku" diye indirilmekle, ALLAH'ın
yaradan sıfatını hatırlatarak, hiçbir beşerin yaratma vasfına sahip
olmadığını, yaratılan beşer sıfatıyla ALLAH'a eş koşmaması gerektiğini
kabul etmesi öğretilmektedir.
"De ki, hiç şüphesiz benim Rabbim hakkı yerine koyar."
ALLAH (c.c) ilk Ayet'iyle yaratma sıfatını zikrederek, batılı paramparça etmiş ve Hakkı yerine koymuştur.
Dört şey!
-
Muvahhid (Birleyen, birleştirici olan, bir tek kabul eden; Tevhid
inancına sahip olan ALLAH'ın vahdaniyetine şeksiz şüphesiz iman eden ve
bu inancı şirkin her türlü pisliğinden uzak tutan kimse. Bu tanımıyla
"muvahhid", "müşrik" teriminin tam karşıtıdır.) yuvanın kurulması ve
muvahhid evlat yetiştirilmesi için duyulan ilk ihtiyaç, Saliha kadındır…
Ebu
Hureyre (r.a)'ın rivayetiyle Rasûlullah(s.a.v) (s.a.s) şöyle buyurur:
"Kadın dört (hal ve sıfat)için nikâh olunur: Malı için, soyu için,
güzelliği için, dinî için (Ey mü'min, sen bunlardan) dindar olanını ele
geçirmeye bak! (eğer dediğimi yapmazsan) iki elin fakirleşir."
Saliha kadın
Dini
için alınan, saliha kadın, eşine ve çocuklarına, tıpkı, muvahhid
Hıristiyan olan ve ilk vahiy ile iman eden Hz. Hatice annemiz gibi,
eğitim ve öğreniminde, dava kadını olmasında örnek teşkil edecektir…
Şirksiz şeriksiz iman etmiş kadının ana rahmi, tertemiz evladları,
tıpkı bir nebat (bitki) gibi yetiştirecek en mübarek olan bir
parçasıdır.
Muvahhid kadının tertemiz rahminden dünyaya gelen aciz
kul, büyüyüp rüşdüne erdiğinde, kendisini yetiştiren ebeveynlerin etki
ve yetkisiyle, ahretini etkileyecek dünyevi yaşam tarzını seçmiş
olacaktır.
Anne – babanın önemi
- EBU Hureyre (r.a)'ın
rivayetiyle Rasûlullah(s.a.v) şöyle buyurur: "Her çocuk ancak fıtrat
üzere dünyaya getirilir. Bundan sonra annesi-babası (Yahudi ise)onu
Yahudi yaparlar, (Nasranî ise) onu Nasranî yaparlar, (Mecusi ise)onu
Mecusi yaparlar. Nitekim kusursuz doğan bir hayvan yavrusu içinde siz,
kulağı, dudağı, burnu ve ayağı kesik olanı hiç görüyor musun?" Bundan
sonra Ebu Hureyre (r.a), şu Ayeti söyledi: "O halde sen, yüzünü bir
olan muvahhid dine, ALLAH'ın fıtratına çevir ki, O, insanları bunun
üzerine yaratmıştır. ALLAH'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur.
Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler."
(Rum, 30/30)"
Helak olmayalım!
Yaratma sıfatıyla yüceliğini
ortaya koyan ALLAH azze ve celle, Yaratma vasfı olmayan ve asla da
olamayacak olan kullarının nankörlüğünü ve Zatını gereği gibi
anlayamadıklarını, hatta anlamak istemediklerini açıklamaktadır… Sineği
bile yaratamayacak insanoğlu, basit bir yaratılanı ilah ve Rab
edinmekte, yaptığının yanlış olduğunu kabullenememektedir. Bazı
insanlar da cahilce, tuğyan eden, azgınlaşanların, ilahlık
taslayanların peşine takılıp helak olmaktadırlar… ALLAH'ı sever gibi
sevdikleri (Bakara, 2/165) İlah, Rab, melik kabul edip taptıkları
insanların, ne kadar aciz, ne kadar zavallı olduklarını, bir sineği
bile yaratmaya güçlerinin yetmeyeceğini anlayamamaları, ALLAH'ı gereği
gibi takdir edemediklerinden, tanıyamadıklarından kaynaklanmaktadır…
Muvahhid anne ve baba, evladına, ALLAH (c.c)'ı, Peygamber (s. a.s)'i,
Kur'an'ı, Sünneti gereği gibi öğretmelidir ki, "…Ta ki, helak olan kişi
bilerek helak olsun, yaşayan (inanacak olan da)kişi de (kât'i bir delil
üzere) bilerek yaşasın…"
Hesaba çekileceğiz!
Ahirette, ailesinden
hesaba çekilecek olan anne ve baba, yavrularını, ALLAH'ın
indirdikleriyle yetiştirecektir, ta ki, evladı, bilerek iman etsin,
ilme dayalı tahkiki iman veya inkâr edecekse de bilerek inkâr etsin ve
anne babanın sorumluluğu kalksın."Ey iman edenler, kendinizi ve
yakınlarınızı ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır…"
İman edenlerin her biri, kendi nefsini korumada, ehlini, Dinini,
malını, canını, neslini, akıllarını korumakla mükelleftir. Yegâne
Önderimiz Rasûlullah(s.a.v) (s.a.s), ümmetinden olan muvahhid mü'min
leri çobana benzetiyor ve uyarıyor: "Her biriniz çoban ve her biriniz
sorumludur. İmam (devlet başkanı) bir çobandır, o da (yönettiklerinden)
sorumludur. Erkek, kendi aile fertleri üzerinde bir çobandır, o da
bundan sorumludur. Kadın da kocasının evi üzerinde bir çobandır. O da
elinin altındakilerden sorumludur. Dikkat edin! Her biriniz çoban ve
her biriniz sorumlusunuz." *Ailenin her ferdinden sorumlu olan ve
hesaba çekilecek olan ebeveynler, oyuncular olarak yaratıldıklarını ve
başıboş bırakıldıklarını sanmamalıdırlar. "Biz, gökleri, yeri ve
ikisinin arasında bulunan şeyleri oyuncular olarak yaratmadık."
ALLAH'ın halifesi olmak için gönderildiğimiz yeryüzünde, keyfi
aratılmadığımızı, sorumluluklarımızın olduğu bize hatırlatılmaktadır…
ALLAH'ın ahdini yerine getirirler" buyruğu, selim akıl sahiplerinin
özelliğidir. Kadının rahmini vesile kılarak, Yaradan ALLAH; yaratma
sıfatıyla Hakkı batılın beynine fırlatıp atmış ve batılı paramparça
etmiştir.
ALLAH’a ortak koşmamak
Anne ve babası tarafından,
tağutu reddetmesi gerektiği, aksi halde imanının geçerli olmayacağını
öğrenen muvahhid evlad, tıpkı Hz. Yusuf gibi, dil ile ikrar, kalp ile
tasdik gerçekleştirecek ve bunu ilan edecektir. "…Çünkü ben, ALLAH'a
inanmaz bir kavmin dinîni-ki onlar ahireti inkâr edenlerin ta
kendileridir-terk ettim."
"Hani Lokman, oğluna -o ona öğüt verirken
(şöyle) demişti: '"Oğulcağızım, ALLAH' ortak koşma. Çünkü şirk elbette
büyük bir zulümdür."
Çünkü bu büyük zulüm, insanı ya tağut yapar, ya
da köle… Muvahhid toplumların oluşması için, muvahhid ailelerin
hazırlanması gerekir. Fertlerin muvahhidleşmesi, bir aile kurması ve
kurduğu ailenin her doğan ferdini, yüzünü ALLAH'a döndürerek
yetiştirmesi çok önemlidir, bu güzel küçük toplum, nice güzel büyük
toplumların oluşmasında öncülük edecektir.
Annelere iş düşüyor
Tüm
yeryüzünde, fitneden eser kalmayıncaya, din tamamen ALLAH'ın oluncaya
kadar cihad edecek evladları, ancak muvahhid annelerin eliyle
yetişecek, Tevhid bilincine erdirilecek nesiller
gerçekleştirebileceklerdir… En güzel örnek, Kur'an'da zikredilen,
âlemlere üstün kılınan, iffetinden dolayı övülen annemiz, Hz.
Meryem'dir… Namus ve hayâ timsali Hz. Meryem, tağuttan, şirkten,
küfürden, erkeklerden, hayâsızlıktan uzak, tertemiz yetişmiş, Hz.
Zekeriyya'nın eliyle büyütülmüş, eğitilmiş ve dünyayı sarsacak şekilde,
Hz. İsa'yı dünyaya getirmesi nasib olunmuştur… 21. yüzyıl olan bu
asırda da, tevhidin mahiyetini kavramış, katıksız iman ile Rabbine
yönelmiş, davasını yüceltmek ve ilerilere taşımak için mücadele veren
muvahhid annelere, yetiştireceği muvahhid evlatlara şiddetle ihtiyaç
duyulmaktadır…
Temiz fıtrat
Lokman Hekim'in biricik oğluna
hitaben söylediği şu sözler "Ey oğulcağızım, ALLAH'a şirk koşma, çünkü
şirk en büyük günahtır" derken bir tane insanın ne kadar önemli
olduğunu, onun soyundan devam edecek nesiller için şirksiz imanın,
temiz fıtrat üzere nesillerin devamının ne denli şart olduğunu
vurgulamaktadır aslında…
ALLAH’ı bilmek gerek!
“Şüphesiz ki
ALLAH, kendisine eş tanınmasını yarlığamaz. Ondan başkasını, dileyeceği
kimseler için, yarlığar. Kim ALLAH'a eş tutarsa muhakkak pek büyük bir
günah ile iftira etmiş olur." Şirk koşmanın ne demek olduğunu
anlayabilmek için, ALLAH (c.c)'ı bilmek gerekir. ALLAH'ı hakkıyla
tanımak gerekir.
Sinek dahi yaratamazlar!
“Onlar ALLAH’ı gereği
gibi takdir edemediler.” Bu Ayet'in daha iyi anlaşılması için, Hacc,
Suresinin 73. Ayeti ile cevap bulalım… "Ey insanlar, (size)bir örnek
verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, ALLAH'ın dışında tapmakta
olduklarınız-hepsi bir araya gelseler dahi, gerçekten bir sinek dahi
yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan
geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de."
Eş koşmamak
“Hayır, Biz, hakkı batılın tepesine atarız da o, bunun beynini parçalar. Bir de görürsünüz ki bu, yok olup gitmiştir…"
İlk
Vahiy, "yaradan Rabbinin adıyla oku" diye indirilmekle, ALLAH'ın
yaradan sıfatını hatırlatarak, hiçbir beşerin yaratma vasfına sahip
olmadığını, yaratılan beşer sıfatıyla ALLAH'a eş koşmaması gerektiğini
kabul etmesi öğretilmektedir.
"De ki, hiç şüphesiz benim Rabbim hakkı yerine koyar."
ALLAH (c.c) ilk Ayet'iyle yaratma sıfatını zikrederek, batılı paramparça etmiş ve Hakkı yerine koymuştur.
Dört şey!
-
Muvahhid (Birleyen, birleştirici olan, bir tek kabul eden; Tevhid
inancına sahip olan ALLAH'ın vahdaniyetine şeksiz şüphesiz iman eden ve
bu inancı şirkin her türlü pisliğinden uzak tutan kimse. Bu tanımıyla
"muvahhid", "müşrik" teriminin tam karşıtıdır.) yuvanın kurulması ve
muvahhid evlat yetiştirilmesi için duyulan ilk ihtiyaç, Saliha kadındır…
Ebu
Hureyre (r.a)'ın rivayetiyle Rasûlullah(s.a.v) (s.a.s) şöyle buyurur:
"Kadın dört (hal ve sıfat)için nikâh olunur: Malı için, soyu için,
güzelliği için, dinî için (Ey mü'min, sen bunlardan) dindar olanını ele
geçirmeye bak! (eğer dediğimi yapmazsan) iki elin fakirleşir."
Saliha kadın
Dini
için alınan, saliha kadın, eşine ve çocuklarına, tıpkı, muvahhid
Hıristiyan olan ve ilk vahiy ile iman eden Hz. Hatice annemiz gibi,
eğitim ve öğreniminde, dava kadını olmasında örnek teşkil edecektir…
Şirksiz şeriksiz iman etmiş kadının ana rahmi, tertemiz evladları,
tıpkı bir nebat (bitki) gibi yetiştirecek en mübarek olan bir
parçasıdır.
Muvahhid kadının tertemiz rahminden dünyaya gelen aciz
kul, büyüyüp rüşdüne erdiğinde, kendisini yetiştiren ebeveynlerin etki
ve yetkisiyle, ahretini etkileyecek dünyevi yaşam tarzını seçmiş
olacaktır.
Anne – babanın önemi
- EBU Hureyre (r.a)'ın
rivayetiyle Rasûlullah(s.a.v) şöyle buyurur: "Her çocuk ancak fıtrat
üzere dünyaya getirilir. Bundan sonra annesi-babası (Yahudi ise)onu
Yahudi yaparlar, (Nasranî ise) onu Nasranî yaparlar, (Mecusi ise)onu
Mecusi yaparlar. Nitekim kusursuz doğan bir hayvan yavrusu içinde siz,
kulağı, dudağı, burnu ve ayağı kesik olanı hiç görüyor musun?" Bundan
sonra Ebu Hureyre (r.a), şu Ayeti söyledi: "O halde sen, yüzünü bir
olan muvahhid dine, ALLAH'ın fıtratına çevir ki, O, insanları bunun
üzerine yaratmıştır. ALLAH'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur.
Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler."
(Rum, 30/30)"
Helak olmayalım!
Yaratma sıfatıyla yüceliğini
ortaya koyan ALLAH azze ve celle, Yaratma vasfı olmayan ve asla da
olamayacak olan kullarının nankörlüğünü ve Zatını gereği gibi
anlayamadıklarını, hatta anlamak istemediklerini açıklamaktadır… Sineği
bile yaratamayacak insanoğlu, basit bir yaratılanı ilah ve Rab
edinmekte, yaptığının yanlış olduğunu kabullenememektedir. Bazı
insanlar da cahilce, tuğyan eden, azgınlaşanların, ilahlık
taslayanların peşine takılıp helak olmaktadırlar… ALLAH'ı sever gibi
sevdikleri (Bakara, 2/165) İlah, Rab, melik kabul edip taptıkları
insanların, ne kadar aciz, ne kadar zavallı olduklarını, bir sineği
bile yaratmaya güçlerinin yetmeyeceğini anlayamamaları, ALLAH'ı gereği
gibi takdir edemediklerinden, tanıyamadıklarından kaynaklanmaktadır…
Muvahhid anne ve baba, evladına, ALLAH (c.c)'ı, Peygamber (s. a.s)'i,
Kur'an'ı, Sünneti gereği gibi öğretmelidir ki, "…Ta ki, helak olan kişi
bilerek helak olsun, yaşayan (inanacak olan da)kişi de (kât'i bir delil
üzere) bilerek yaşasın…"
Hesaba çekileceğiz!
Ahirette, ailesinden
hesaba çekilecek olan anne ve baba, yavrularını, ALLAH'ın
indirdikleriyle yetiştirecektir, ta ki, evladı, bilerek iman etsin,
ilme dayalı tahkiki iman veya inkâr edecekse de bilerek inkâr etsin ve
anne babanın sorumluluğu kalksın."Ey iman edenler, kendinizi ve
yakınlarınızı ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır…"
İman edenlerin her biri, kendi nefsini korumada, ehlini, Dinini,
malını, canını, neslini, akıllarını korumakla mükelleftir. Yegâne
Önderimiz Rasûlullah(s.a.v) (s.a.s), ümmetinden olan muvahhid mü'min
leri çobana benzetiyor ve uyarıyor: "Her biriniz çoban ve her biriniz
sorumludur. İmam (devlet başkanı) bir çobandır, o da (yönettiklerinden)
sorumludur. Erkek, kendi aile fertleri üzerinde bir çobandır, o da
bundan sorumludur. Kadın da kocasının evi üzerinde bir çobandır. O da
elinin altındakilerden sorumludur. Dikkat edin! Her biriniz çoban ve
her biriniz sorumlusunuz." *Ailenin her ferdinden sorumlu olan ve
hesaba çekilecek olan ebeveynler, oyuncular olarak yaratıldıklarını ve
başıboş bırakıldıklarını sanmamalıdırlar. "Biz, gökleri, yeri ve
ikisinin arasında bulunan şeyleri oyuncular olarak yaratmadık."
ALLAH'ın halifesi olmak için gönderildiğimiz yeryüzünde, keyfi
aratılmadığımızı, sorumluluklarımızın olduğu bize hatırlatılmaktadır…