Sen var ya sen aynı sigaram gibisin. Dumanı
gözlerin? Külü dudakların... Yalnız aranızda bir fark var sigaramı ben,
beni ise sen yakıyorsun...
Bir insanın idealleri olmalı, sonsuzluk gibi. Bir insanın özlemi
olmalı, özlemle açan çicekler gibi. Bir insanın bir tanesi olmalı,
tıpkkı senin gibi.
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz duramıyorum.
Yüreğimdeki tek arzu, hayalimdeki tek tutku, beni yaşatan tek duygu senmişsin bebeğim...
Sen dünyaya sürgün bir meleksin ve ben seni o kadar çok seveceğim ki bir daha cennetine geri dönmek istemeyeceksin...
Sen bazen zifiri karanlık gecemin güneşi, sen bazen hayatın cesaret
veren mutluluk yanı ve sen her zaman sevgimin tek nedenisin.
Günün ilk ışıkları sahile vurduğunda, martılar yalnızca ikimizin
anlayacağı bir dille şunu fısıldar denizin kulağına: Seni çok
özledim...
Seni seviyorum çünkü elini kalbimin üzerinde hissettiğim zaman,
üzüntülerimi alıp onların yerine o tarifsiz sıcaklığı koymayı
başarıyorsun...
Sana nasıl hitap etmeliyim bilmiyorum. Hayatım desem hayat çok kısa,
çiçeğim desem çiçek soluyor. Sana canım demeliyim, çünkü bu can sen
oldukça yaşıyor...
Doğan her günün sabahında, içimde gözlerini görebilmek aşkı olmasa, inan hiçbir şeye değmezdi yaşamak..
Ben sevdanın sokağında oturuyorum? Geceler hiç bitmiyor, ben hiç uyumuyorum.
Yüreğim hafif ıslaktır benim kuytu köşelerde ağlamaktan ve rengi hafif uçuktur kurusun diye kaç kez güneşe asmaktan.
Seni unutmak için and içtim gözlerin geldi aklıma vazgeçtim.
Hadi uyandır beni söyle gördüğüm zamansız bir düş mü? Hadi git,
uzaklaş, yokluğuna inandır beni. Gerçekten yoruldum her bulduğum yerde
seni kaybetmekten.
Gözlerin nehir kirpiklerin köprü olsa, ben üzerinden geçerken ipler kopsa ve düştüğüm yer dudakların olsa.
Buruk hasret dolu geceleri öldüreceğim bir gün bu ayrılık şarkılarını
kurşuna dizeceğim ve seni benden ayırdığı için kaderimi mahkemeye
vereceğim.
Güller anlatsın sana olan sevgimi, güller anlatsın yanlızlığımı,
çaresizliğimi? Yavaş yavaş eriyen yüreğimi güller anlatsın ben
anlatamadım?
Rüzgar alabildiğine hırçın,yağmur alabildiğine inatçı, yüreğin ise
onlara inat sanki bir liman... Tıpkı gözlerindeki huzur gibi...
Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana, uzakta olduğun için
tutkunum sana! Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız
olduğun için tutkunum sana?
gözlerin? Külü dudakların... Yalnız aranızda bir fark var sigaramı ben,
beni ise sen yakıyorsun...
Bir insanın idealleri olmalı, sonsuzluk gibi. Bir insanın özlemi
olmalı, özlemle açan çicekler gibi. Bir insanın bir tanesi olmalı,
tıpkkı senin gibi.
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz duramıyorum.
Yüreğimdeki tek arzu, hayalimdeki tek tutku, beni yaşatan tek duygu senmişsin bebeğim...
Sen dünyaya sürgün bir meleksin ve ben seni o kadar çok seveceğim ki bir daha cennetine geri dönmek istemeyeceksin...
Sen bazen zifiri karanlık gecemin güneşi, sen bazen hayatın cesaret
veren mutluluk yanı ve sen her zaman sevgimin tek nedenisin.
Günün ilk ışıkları sahile vurduğunda, martılar yalnızca ikimizin
anlayacağı bir dille şunu fısıldar denizin kulağına: Seni çok
özledim...
Seni seviyorum çünkü elini kalbimin üzerinde hissettiğim zaman,
üzüntülerimi alıp onların yerine o tarifsiz sıcaklığı koymayı
başarıyorsun...
Sana nasıl hitap etmeliyim bilmiyorum. Hayatım desem hayat çok kısa,
çiçeğim desem çiçek soluyor. Sana canım demeliyim, çünkü bu can sen
oldukça yaşıyor...
Doğan her günün sabahında, içimde gözlerini görebilmek aşkı olmasa, inan hiçbir şeye değmezdi yaşamak..
Ben sevdanın sokağında oturuyorum? Geceler hiç bitmiyor, ben hiç uyumuyorum.
Yüreğim hafif ıslaktır benim kuytu köşelerde ağlamaktan ve rengi hafif uçuktur kurusun diye kaç kez güneşe asmaktan.
Seni unutmak için and içtim gözlerin geldi aklıma vazgeçtim.
Hadi uyandır beni söyle gördüğüm zamansız bir düş mü? Hadi git,
uzaklaş, yokluğuna inandır beni. Gerçekten yoruldum her bulduğum yerde
seni kaybetmekten.
Gözlerin nehir kirpiklerin köprü olsa, ben üzerinden geçerken ipler kopsa ve düştüğüm yer dudakların olsa.
Buruk hasret dolu geceleri öldüreceğim bir gün bu ayrılık şarkılarını
kurşuna dizeceğim ve seni benden ayırdığı için kaderimi mahkemeye
vereceğim.
Güller anlatsın sana olan sevgimi, güller anlatsın yanlızlığımı,
çaresizliğimi? Yavaş yavaş eriyen yüreğimi güller anlatsın ben
anlatamadım?
Rüzgar alabildiğine hırçın,yağmur alabildiğine inatçı, yüreğin ise
onlara inat sanki bir liman... Tıpkı gözlerindeki huzur gibi...
Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana, uzakta olduğun için
tutkunum sana! Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız
olduğun için tutkunum sana?