.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    ÇocukLarda SevgisizLik

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    ÇocukLarda SevgisizLik Empty ÇocukLarda SevgisizLik

    Mesaj  AsiRuH Perş. Mayıs 07, 2009 11:37 pm

    Sevgidir insanı doyuran, doğumdan
    ölüme dek… Bebek, annesinden akan sevgiyi son
    damlasına kadar alır içine ki, yaşamı boyunca
    dağıtabilsin… Hayatı süresince sevgiyi vermekle kalmaz;
    alır da.

    Aldıkça güçlenir; insanlığın keyfine varır. Peki ya
    sevginin olmadığı veya yetersiz olduğu durumlarda? Sevgisizlik bir
    ömür boyu mutsuzluk mu getirir?

    Funda Çatar

    Bazı anne-babalar, çocuklarını çetin hayat
    mücadelesinden yenik çıkmamaları için sevgileriniaz
    göstererekveya hiç belli etmeyerek yetiştirirler. Her şey
    katı, disiplinli prensipler dahilindedir onlarda. Hatta kimisi
    eskilerin yaptığı gibi uykularında sevip okşarlar.
    Çünkü onların düşüncesinde aşırı sevgi
    gösterisi ****** şımartır, dolayısıyla eğitimini bozar. Peki,
    sevgiden yoksun bir çocukluk dönemi yaşayanlar,
    ömür boyunca mutsuz olmaya mı mahkumdur? Bakın Uzman Pedagog
    Nurten Öncel bu konuda neler söylüyor…

    Anne-baba Kurbanı Mutsuz Çocuklar

    Çocukluğunda duygusal huzuru bulamadığını söylüyor 31
    yaşındaki 2 çocuk annesi Fulya. Başarılı bir doktor olan Fulya
    Z. "Çocukluğumdaki duygu boşluklarını şimdi doldurmaya ve
    çocuklarıma yansıtmamaya çalışıyorum. Ancak daha
    güler yüzlü ve pozitif olmaya çalışmama rağmen
    zaman zaman geçmişimin gölgesini görüyorum. Ne
    yazık ki mesleğim kadar başarılı değilim bu konuda" diyerek yaşamındaki
    çelişkileri bu şekilde dile getiriyor.

    Ağlayarak eteğine sarılan küçük kızını sertçe
    kendinden uzaklaştırdı Filiz. "İşte bu hareketlerinden nefret edirorum
    kızımın" diye başladı. "Bana bu kadar bağımlı olmasını istemiyorum."
    Anne-babasını 5 yaşındayken bir trafik kazasında kaybeden Filiz Y.
    dayısının yanında tıpkı bir sığıntı gibi büyümüştü.
    Çünkü ailenin 4 ****** daha vardı ve yengesi bu fazla
    boğazı istemiyordu. Anne olduktan sonraki korkusu da bundandı. Ya ona
    da bir şey olup kızı ortada kalırsa? Buna hazırlıyordu kızını
    sözde. Bağımsız katı olmalıydı onun kızı, yaşamdan yara almamak
    için. Ancak bu sevgi yoksulluğu zorlama noktasına gelmişti ve
    problem olmaya başlamıştı. Artık Filiz’in psikolojik yardım
    alması gerekiyordu. 47 yaşındaki yönetici Kemal,
    çocukluğundaki sevgisizlikle ilgili duygularını şöyle dile
    getiriyor: "Annem öldükten sonra beni babam ve babaannem
    büyüttü. O günlerden belleğimde kalanlar,
    babaannemin (babama da geçmiş olan) aşırı otoriter ve uzak
    tutumu, yüksek beklentileridir. Onların sevgisiz bir ilgi
    göstermeleri ve beni titiz bir şekilde eğitmeleri sonucunda iş
    yaşamımda katı, ancak prensipli ve başarılı bir yönetici olduğuma
    inanıyorum."

    Sevgisiz Baba İmajını Yenmek

    Sevgisizlik, parçalanmış aile çocuklarının da yarasıdır
    zaman zaman. Boşanan anne-baba, kendi didişmeleri arasında dünyası
    paramparça olmuş çocuklarını unutuverir. Kendilerinin
    yaşamı altüst olmuştur çünkü. Fakat ya ******n
    ki? Çocuk birşeyleri anlamaya çalıştığı o masum ve
    karmaşık duygu dünyasında sürekli bir sevgi ve ilgi
    beklentisi içindedir. Acaba anne ve babası ayrıldıktan sonra da
    onu aynı şekilde sevecek midir? Bu aşırı endişe hali ortalık
    sakinleşene kadar devam eder. Ancak ayrılıkların sonrasında
    üzülerek görülen tabloların arasında anne ya da
    babası tarafından hiç aranmayan veya
    görüştürülmeyen çocuklar da var ne yazık ki.
    Yaşamı boyunca babasını yanlızca iki kez gören başarılı işadamı
    Oğuz, resim yeteneğini bir ressam olan babasından aldığını ve onunla 5
    yaşında ayrıldıktan sonra ilk kez 25 yaşında tanıştırıldığını ifade
    ediyor. Bugün iki çocuk sahibi olan Oğuz, sublimasyon
    (yüceltme) adı verilen psikolojik savunma mekanizmalarından birini
    kullanarak, beynindeki ilgisiz, sevgisiz baba imajını yenmiş, olması
    gerektiği gibi bir baba olmuş çocuklarına.

    Sevginin Sıcaklığı Olmadan…

    Çocukların sevgisiz kaldığı durumlarda ortaya çıkması
    olası problemler, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi kimsesiz
    çocukların birebir yetişkin yaklaşımından uzak yaşadıkları
    yerlerde daha somut bir şekilde gözlemlenebiliyor. Anne baba
    sevgisinden uzak kalan 0-2 yaş arası bebeklerde ve
    küçük çocuklarda sürekli ileri-geri
    sallanma ya da aynı hareketiyapma gibi hareketler
    görülebiliyor. Daha büyük çocuklarda ise
    saldırgan ya da içe dönük davranış tiplerine
    rastlanıyor. Kısacası çocuklar yetişkinlerin sevgi teması
    olmadan mutlu olamıyorlar.

    Yüzü Gölgeli, Az Gülen Çocuklar

    Çocukluktaki sevgi eksikliği ya da yoksunluğu yetişkinlikte
    mutlaka bir şekilde gösterir kendisini. Kişi eğer
    güçlü ve gerçekten içten gelen bir
    sevgiyle doluysa, yaşadıkları ve yaşadığı sevgisiz ortam onu
    yetişkinlikte olumsuz etkilemez. Yeterki sorunlarla baş etmeyi
    öğrenebilsin. Uzman Pedagog Nurten Öncel, çocuklukta
    ve yetişkinlikte sevginin insanın bakışlarına ışık, dudaklarına
    tebessüm olarak yansıdığını belirterek, "Yüzü
    gölgeli, az gülen çocuklara baktığımızda, biz
    eğitimciler ve psikologlar hemen anlarız, anne ya da babanın da az
    güldüğünü, yaşama karanlık baktığını!" diyor.

    Sevgi Söylenmez; Yaşanır

    Sevgi yaşayarak, örnek olunarak öğretilir. Doğasında
    sevecenlik olan bebeklerin bu özellikleri ise çocukluk
    dönemlerindeki olumsuz yaklaşımlarla kolaylıkla yok edilebilir. 25
    yaşındaki Sevgi, şunları aktarıyor sevgisislik adına: "Yaşamımda
    sevgiyi sadece isim olarak taşıdım, bana verilmeyen bir duyguyu
    yansıtmam mümkün değildi. Ancak eşimle tanıştıktan sonra
    bende de bu duygunun varolduğunu anladım. Şimdi eşimi ve kızımı
    çok seviyorum. Yaşamımdaki sevgisizliğin nedeni çok
    çocuklu bir ailenin sıradan bir ****** olmamdı. Belki de bana
    verecek sevgilerinin kalmadığını düşünüyordum
    çocuk aklımla, kimbilir!?,,

    Sorun Aşılamıyorsa…

    Çocukluğunda ve gevçliğinde sevgisiz ortamlarda yetişen
    kişilerde görülebilecek psikopatolojik problemlerde yapılması
    gereken tek şey elbette ki bir uzmana baş vurmak. Ancak bizim
    toplumumuzda henüz yeni yeni yerleşmeye başlayan ve "Ben delimiyim
    ki psikiyatriste gideyim?” düşüncesini yavaş yavaş
    yıkan uzman yardım isteği için, öncelikle kişinin
    kendisinde bir problem olduğunu kabul etmesi kerekir. Etrafına katı ve
    uzak davranan ya da sevgisini ifade etmekte güçlük
    çeken kişilerin yapması gerekendir yardım istemek.
    Çünkü sevgiyi çocukken doya doya tadamamakla;
    doğal olmayan, normal yaşama aykırı bir olay yaşamıştır. Ruhunun
    açlığını ancak bunu kabul ederek doyurabilir.

    Çocukta Kişilik Bozukluğu Gelişebilir

    Sevginin ölçülü olduğu normal aile tiplerinde
    iniş çıkışlar olmayıp, herşey yolunda gibi
    görünüyorsa da ara sıra yaşana problerin
    özünde çocukların anne babalarının sevgilerinden
    şüphelendiği gerçeği yatar. Annesinden azar işiten ya da
    babasından bir tokat yiyen çocuk onların artık kendisini
    sevmediğini düşünür. Çocukluk dönemi boyunca
    aile yapısı ve eğitim biçimi nasıl olursa olsun, saldırgan,
    aşırı sessiz ve içe dönük, uyum ve davranış
    problemleri gösteren, geçimsiz, arkadaşlık kuramayan bir
    yapı sergiler. Bu da zaman içinde kişilik bozukluğu ortaya
    çıkabilir.

      Forum Saati C.tesi Nis. 27, 2024 10:59 am