.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    İlk Yardım

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:41 pm

    Biyolojik Silahlar, İlkyardım ve Acil Yardım


    Giriş

    Biyolojik silahlar, yöneldiği insanlarda bulaşıcılık ve hastalık
    yapma yetenekleri olan bakteriler, parazitler, mantarlar, protozoalar,
    riketsiyalar, virüsler ve toksinlerdir.

    Biyolojik silahların kitleleri imha edici özellikleri yanında
    diğer özellikleri kolay ve ucuza elde edilmeleri, etkilerinin
    kalıcı ve giderek artıcı olması, kullanım kolaylıkları ve
    özellikle kullanıldıklarının geç farkına varılmalarıdır.
    Nükleer silahlar en güçlü olan kitle imha
    silahlarıdır. Ancak, malzemelerini bulmak zordur. Kimyasal maddelerin
    çoğunu üretmek için basit bir teknoloji yeterlidir,
    fakat kitlelere zarar verebilmeleri için büyük
    miktarlara gereksinim vardır. Biyolojik silahlara gelince bulunması ve
    silah haline getirilmesi daha kolaydır.

    Biyolojik savaşla günümüzde Birleşmiş Milletler,
    Dünya Sağlık Örgütü, NATO, Biyolojik Silahlar
    Konvansiyonu gibi uluslararası kuruluşların belirlemelerine göre
    43 mikroorganizma (15 bakteri, 2 virüs, 2 mantar ve 2 parazit)
    insanlara karşı biyolojik savaş haline getirilme özelliğine
    sahiptirler.

    Global biyolojik savaş tehdidi ciddi ve bazı biyolojik ajanların yıkıcı
    etkileri yüksektir. Dünyada en az 10 ülke biyolojik
    yıkıcı silahlara sahiptir.

    Nedenleri:

    Biyolojik savaş amacıyla en çok kullanılan ajanlar bakteriler, virüsler ve toksinlerdir.

    Ortaya çıkan bir salgının biyolojik savaşı işaret etme belirtileri:

    1. Kısa sürede çok sayıda kişinin hastalanması,

    2. Sebebi açıklanamayan hastalık ve ölümlerin olması,

    3. Hastalık ajanıyla karşılaşmanın olağan olmaması (solunum yoluyla bulaştığı bilinen ajanın başka yolla alınmış olması),

    4. Yaşa, coğrafyaya, mevsimlere uygun olmayan bir hastalığın ortaya çıkması,

    5. Rüzgar yönünün salgın bölgesini belirlemesidir.

    Biyolojik savaş ajanlarının oluşturduğu hastalık belirtileri :

    1) Şarbon: Kuluçka süresi genelde 1-6 gündür.
    Belirti ve şikayetler ateş, yorgunluk, öksürük, zorlu ve
    sesli solunum ve ciddi solunum sıkıntısıdır. Ölüm 24-36 saat
    sonra olur.

    2) Brusella: Hastalık ortaya çıkınca ateş, baş ağrısı, kas,
    eklem, sırt ağrıları, terleme ayrıca depresyon, mental durum
    değişiklikleri, vardır. Ölümler yaygın değildir.

    3) Veba: 1-6 günlük kuluçka süresinden sonra
    başlayan yüksek ateş, titreme, baş ağrısını takiben kanlı balgamlı
    öksürük, ilerleyen solunum
    güçlüğü, zorlu ve sesli solunum, morarma ve
    sindirim sistemi ile ilgili şikayetler vardır. Ölüm solunum
    ve dolaşım yetmezliğinden ya da kanama bozukluklarından olur.

    4) Q ateşi: Maruziyetten en erken 10 gün sonra ateş,
    öksürük, yan ağrısı oluşur. Hastalar genellikle hayati
    tehlike açısından kritik durumda olmazlar. Hastalık 2 gün
    ile 2 hafta arasında sürer.

    5) Tularemi: Solunum, sindirim veya cilt yoluyla ajanla karşılaşmadan
    1-2 gün sonra başlayan lenf bezlerinde büyüme, ciltte
    yara, ateş baş ağrısı, halsizlik, öksürük ve yara
    açılması.

    6) Çiçek: Belirtiler ateş, kusma, baş ve sırt ağrısı gibi
    genel şikayetlerle başlar. 2-3 gün sonra ciltte önce kırmızı
    lekeler sonra kabarcıklar ve takiben içi enfekte sıvı dolu
    kesecikler oluşur. Cilt belirtileri daha çok kollar, bacaklar ve
    yüzde toplanmıştır ve simetrik yerleşmiştir.

    7) Venezüella ensefalopatisi: 1-6 günlük kuluçka
    süresinden sonra 24-72 saat süre içinde ateş, ense
    sertliği, baş ve kas ağrıları, başlar; bu şikayetlere bulantı, kusma,
    ishal eşlik eder.

    8) Botulizm :Belirtiler toksinin alınmasından 12-36 saat sonra başlar.
    Düşük dozda alındıysa belirtilerin başlaması bir kaç
    günü de bulabilir. Şikayetler bulanık görme, çift
    görme, göz kapağı düşüklüğü, ağız ve
    boğaz kuruluğu ve yutma güçlüğü, genel kas
    güçsüzlüğü ve son evrede solunum
    yetmezliğidir.

    9) Risin: Toksinin alınmasından 4-8 saat sonra ani yükselen ateş,
    öksürük, solunum sıkıntısı, bulantı, eklem ağrıları
    başlar. 18-24 saat içinde akciğer ödemi oluşur ve 36-72
    saat içinde solunum yetmezliğinden ölüm olur.

    10) Stafilokoksik enterotoksin: Toksinin alınmasından 3-12 saat sonra
    ani başlayan üşüme ve titremeyle beraber olan ateş, baş
    ağrısı, kas ağrısı, ve kuru öksürükle ilerler.
    Göğüs ağrısı olabilir. Ateş 2-5 gün sürebilir
    öksürük 4 haftaya kadar devam edebilir. Eğer toksin
    yutulduysa bulantı kusma ve ishal görülebilir. Yüksek
    dozda toksin alındıysa septik şok ve ölüm olur.

    11) Mikotoksin: Toksin alınmasını takiben ciltte ağrı, kaşıntı,
    içi su dolu kabarcıklar oluşur. Boğaz ağrısı,
    öksürük, göğüs ağrısı ve kanlı balgam
    görülür. Yüksek dozları genel
    güçsüzlük, şok ve ölüme yol açar.

    İlkyardım

    1. Kendini koru: Öncelikle gerek ilkyardım
    gönüllüsünün ve gerekse tıbbi personelin
    biyolojik savaşta ilk adımı kendilerini korumaya yönelik
    olmalıdır. Fiziksel korumada maske, elbise, eldiven ve botlardan oluşan
    koruyucu ekipmanlar kullanılır. Maske biyolojik savaşlar için
    özel dizayn edilmiş maske olabileceği gibi basit cerrahi maske de
    olabilir. Bu maskeler kimyasal ajanlara olmasa da biyolojik ajanlara
    karşı yeterli koruma sağlar. Görev önceden belliyse biyolojik
    madde ile karşılaşmadan önce ve sonra antibiyotik alınabilir,
    koruma için aktif aşılama yapılabilir.

    2. 112’yi arayarak yardım iste. Güvenlik kuvvetlerini arayarak bilgi ver.

    3. Hastayı değerlendir: İlk değerlendirmede hava yolu açıklığı
    olup olmadığı, solunum ve dolaşım değerlendirilir. Hava yolu, solunum
    ve dolaşım problemleri sebebe yönelik tedaviye geçilmeden
    önce çözülür. İlk değerlendirme ve
    müdahale dekontaminasyondan önce yapıldığı için kısa
    olmalıdır.

    4. Dekontaminasyon uygula: Bu amaçla üç metod kullanılabilir.

    i)Mekanik: Su, hava filtreleri kullanarak, cildin yıkanması.

    ii)Kimyasal: Sıvı, gaz veya aerosol dezenfektan kullanımı ile ajanın zararsız hale getirilmesi.

    iii)Fiziksel: Isı, ışın kullanarak cisimler üzerindeki ajanı zararsız hale getirme.

    5) Şüpheli biyolojik savaş ajanı ile temasta, kontamine giysiler
    çıkarılmalı ve koruyucu giysileri olan personel tarafından
    uzaklaştırılmalıdır. Hasta cildi süratle su ve sabun ile
    yıkanmalıdır. Bu şekilde su ve sabunla yıkamak, ajanın hemen tamamını
    ciltten uzaklaştırır. Biyolojik ajanın yoğun bulaştığı cilt ise % 0.5
    lik çamaşır suyu ile 10-15 dakika ciltte bekletilerek
    yıkanmalıdır. %0.5 lik çamaşır suyu elde etmek için 1
    ölçü çamaşır suyu, 9 ölçü su
    ile karıştırılır. Çamaşır suyu veya diğer dezenfektanlar yoğun
    bulaşma dışında kullanılmamalıdır çünkü hem yakıcıdır
    hem de normal cilt florasını bozarak dirençli süper
    enfeksiyonlara sebep olur. Gözün kornea tabakasında lekelere
    sebep olacağı için göze kaçmamasına da özen
    gösterilmelidir. Açık yaralara sürülmemelidir.
    Giysilerin ve malzemelerin dekontaminasyonunda da %5 lik çamaşır
    suyu kullanılabilir.

    6. İzolasyon yap (karantina uygula): Çapraz enfeksiyonları
    önlemek için kontamine kişiler diğerlerinden ayrı
    tutulmalıdır.

    7. Ayrıntılı tıbbi yardım ve tanı konulması için tıbbi merkeze
    transport sağla: Ancak tanımlanamayan sebebi belirsiz ateş durumlarında
    tanı konuluncaya kadar ampirik tedavi diye tanımlanan herhangi bir
    antibiyotik başlanmalıdır. Bu amaçla doksisiklin veya
    tetrasiklin kullanılabilir.

    Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu
    Acil Tıp Derneği Genel Bşk.
    [/size]
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:42 pm

    Nükleer Silahlardan Korunma, İlkyardım ve Acil Yardım


    Giriş

    Nükleer silahlar, yüzlerce kilo ağırlığında konvasiyonel patlayıcı içerir. Patlamalar tek bir büyük patlama veya küçük patlamalar şeklinde olabilir. Nükleer silahlar, aynı anda bir çok etki yapan, çok geniş alana yayılabilen ve radyolojik etkilere sahip silahlardır. Nükleer silahların etkileri çarpma, termal radyasyon, yüksek ısı, elektromanyetik dalga etkileri ve radyoaktif serpintidir. Çarpma etkisi insanları, yıkılan binaların enkazı altında bırakarak ya da fırlatarak ciddi yaralanmalara neden olur. Yüksek basınç nedeniyle de özellikle, hava içeren iç organlarda hasar oluşturur. Isı etkisi ise deri yanıklarına ve körlüğe neden olur. Nükleer silahlarla ortaya çıkan en büyük tehlike patlama ve yangınların çeşidiyle bağlantılı olmaksızın ortaya çıkan iyonize radyasyondur.

    Korunma, İlkyardım ve Acil Yardım

    Nükleer silahlarla olan patlama ve yangınlara diğer konvansiyonel patlama ve kazalardaki gibi müdahale edilir. Nükleer silahların bu etkilerine karşı uygulanan ilkyardım, diğer sebeplerle oluşan yaralanmalar ve yanıklarda olduğu gibidir.

    1. İlk iş olarak çalışma alanları belirlenmeli, patlamanın veya kazanın olduğu “sıcak alan”a dikkatle yaklaşılmalıdır. Sadece özel eğitimli kişiler sıcak alana girebilir, diğer görevliler ve araçlar bu alana en az 50 metre uzaklıkta ve yüksek bir alanda veya kalkan rolü yapacak bir duvarın arkasında, temiz çalışma alanında olmalıdır.

    2. 112, Acil Servis ve güvenlik için polis, askeri yetkililere haber verilmelidir.

    3. Profesyoneller, özel koruyucu elbise giymeli ve maruz kalınan radyasyon dozunu ölçen dozimetreler takmalıdır. Özel koruyucu elbiseler yoksa mevcut giysiler güçlendirilmelidir. Bu amaçla, varsa ikinci bir herhangi giysi giyilebilir. Herhangi bir bez parçası maske olarak kullanılmalı, ceketler, yakalar iliklenmeli, pantolon paçaları çorapların içine yerleştirilmeli, baş herhangi bir kumaş parçası ile sarılmalı, saçlar gizlenmeli, gözler herhangi bir gözlükle korunmalıdır. Gebeler bölgeye girmemelidir. Radyasyon toz, duman ve sıvı ile bulaşmış olabileceğinden, kirli bölgede sigara içilmemeli, yemek yenilmemeli –içilmemelidir.

    4. Yaralılar, travma olasılığına karşı dikkatlice ve uygun transport teknikleriyle sıcak alandan uzaklaştırılmalıdır. Yaralının boynunda, belinde, kol veya bacaklarında kırık olabileceği düşünülerek dikkatlice tesbit edilmelidir. Yaralının boynunun korunması çok önemlidir. Boyunda bulunan omur kemiklerinin arasından sinir ve dalları geçer. Yaralı bir kişide eğer boyun kemiklerinde kırık ya da çatlak varsa, taşınma sırasında boyun korunmaz ve kontrolsüz hareketlerle sarsılırsa bu kırık ya da çatlak daha büyük bir kırık haline gelir. Böylece bu kırık, keskin bir bıçak halini alıp sinir dalını tamamen veya kısmen keser. Bu da yaralının çok basit bir kazadan sonra bile yanlış taşınma nedeniyle sakat kalmasına yol açabilir. Bu amaçla boyunluk kullanılabilir. Elinizin altında boyunluk yoksa, boynun korunmasını bir havlu, ceket, battaniye, kazak ile de yapabilirsiniz. Yaralının boynunun etrafına bu sayılanlardan birini dolayarak boynu koruma altına alabilirsiniz.

    5. Çalışan görevlilerin kendini koruması için sıcak alanda kalış süresini kısa tutması, 2-3 dakikayı geçirmemesi gerekir.

    6. Sıcak alandan çıkar çıkmaz, hasta süratle değerlendirilip hayatı tehdit eden yaralanmalar belirlenmeli ve temel yaşam desteği uygulanmalıdır.

    7. Hava yolu açık, solunum yeterli, kanama kontrol altında ise dekontaminasyonun ilk aşaması uygulanmalıdır:

    Dekontaminasyon, radyoaktif materyalin tehlike oluşturmasını engellemek üzere uzaklaştırılması, temas yerindeki miktarının azaltılması işlemidir. Bu amaçla hasta giysileri çıkarılmalı ve özel radyasyon geçirmeyen kaplara konmalıdır. Kaplar sıkıca kapatılıp radyasyon uyarısı ile işaretlenmeli ve kirli alanda bırakılmalıdır. Bu şekilde dekontaminasyonun %95’i tamamlanır. İkinci dekontaminasyon aşamasında hastanın yüzü ve elleri yıkanır. Böylece dekontaminasyonun %98’i tamamlanır. Üçüncü aşama ise saç ve saçlı derinin yıkanmasıdır.

    8. Hasta Acil Servise götürülür. Görev biter bitmez ambulans personeli kendilerini dekontamine etmelidir.

    9. Hastane acil servisine girmeden kirli çalışma alanında başlanan dakontaminasyon işlemi giysileri çıkarılmış hastanın vücut yüzeyleri ve saçları su ve sabunla yıkanarak tamamlanmalıdır

    Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu
    Acil Tıp Derneği Genel Bşk.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:42 pm

    Kimyasal Silahlar, İlkyardım ve Acil Yardım


    Giriş

    Kimyasal savaş ajanları, öldürmek, yaralamak, insanları etkisiz hale getirmek, bitkisel ve hayvansal besin kaynaklarını, besin stoklarını kontamine etmek ve yok etmek, ekonomik önemi olan hedefleri işlemez hale getirmek, kaosa ve paniğe neden olmak amacıyla spesifik hedeflere karşı kullanılan, yüksek toksisite potansiyeline sahip çeşitli yapılarda kimyasal maddelerdir.

    Kimyasal ajanlar, hedef üzerine içinde bir veya daha fazla kimyasal ajan dağıtabilen bir taşıyıcı/dağıtıcı sistem içeren kimyasal silahlarla gönderilir. Kimyasal savaş ajanları, bir veya birkaçının kombinasyonu halinde ve katı, sıvı veya aerosol şeklinde; helikopter veya uçaklarla taşınan sprey tanklarıyla; püskürtücü aletlerle; top, roket veya çok namlulu roket sistemleri; füze, mayın, el bombası veya uçak bombaları ile püskürtülür veya fırlatılıp dağıtılırlar.

    Kimyasal savaş ajanlarının savaşta veya terör amaçlı tercih edilme sebepleri üretim maliyet ve teknolojilerinin düşük olmaları, etki ve toksisitelerinin yüksek olmaları, çok yüksek zarar/hasar kapasiteleri sebebiyle yüksek oranda kayıplara sebep olmaları ve çok korkutucu olmalarıdır. Kimyasal tehlike sadece kimyasal savaş ve silahları sebebiyle mevcut değildir. Endüstriyel kazalar ve savaşlar veya terörist saldırılarda kullanılıp çevreye dağılan toksik ajanlarla da aynı tehlike söz konusudur.

    NEDENLER

    Kimyasal savaş ajanları, toksik etki özelliklerine göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:

    1. Sinir ajanları (Sarin, Soman, Tabun, VX): Sinir sistemi yoluyla kasları felce uğratarak solunum ve dolaşımı sistemlerini durdur. Öldürücü etkilidirler

    2. Vezikan ajanlar-Yakıcı gazlar (Hardal Gazı-Kükürtlü hardal, Levisit, Fosgen Oksim): Doku hasarı yaparlar. Gözler, cilt ve solunum yolu dokusu ilk etkilenen bölgesidir. DNA hasarına neden olurlar.

    3. Boğucu gazlar-Akciğer irritanları (Fosgen, Difosgen, Klor, Kloropikrin): Öldürücü etkilidirler. Solunum sistemini ağır şekilde tahrip edip, akciğer hasarına neden olarak gaz transferini bozarlar. Ölüm boğulma sonucu olur.

    4. Kan zehirleri (Siyanür, Siyanojen Klorür): Hücre solunumunu bozarak kandaki oksijenin dokular tarafından alınmasını engeller. Öldürücü etkili ajanlardır.

    5. Kapasite bozucu gazlar (LSD, BZ): Santral sinir sistemini etkileyip uyarı veya depresyon yoluyla davranış bozukluğuna neden olurlar.

    6. Kargaşa bastırıcı ajanlar (CN, CS, SR, DM ): İrritan gaz veya aerosol şeklinde kullanılıp göz, cilt ve akciğerlerde irritasyon yaparak göz yaşartır veya ağır bulantı ve kusmalara sebep olurlar.

    7. Bitki öldürücü ajanlar (Pikloram, Kakodilik asit) : Beslenme olanaklarını bozarak etki ederek zayiat verdirirler.

    İLKYARDIM

    1. Önce kendinizi koruyun: Ortamda kimyasal ajanın olduğu kirli bölgeye dikkatle yaklaşılmalıdır. Arada güvenli bir mesafe olmalı ve bölge yakın yüksek bir alandan gözlenmelidir. Kurtarma çalışmalarını başlatmak için acele edilmemelidir. Önce mevcut durum değerlendirilmelidir.

    2. 112 ‘yi arayarak yardım isteyin. Güvenlik görevlilerine haber verin.

    3. Eğer eğitimini aldıysanız kimyasal ajanı tanımaya çalışın: Kimyasalı tanıdıktan sonra Zehir Danışma Merkezi (0 800 314 79 00) ile temas kurarak etkileri, tıbbi tedavisi ve dekontaminasyon kuralları hakkında bilgi alın.

    4. Sekonder bulaşma riskini değerlendirin: Alanda dekontaminasyon tamamlanmadıysa kimyasal ajan ilkyardım gönüllüleri ve profesyonel sağlık ekibi için risk oluşturur. Cildi ve elbisesi sıvı veya katı ajanla tamamen bulaşmış kimseler sağlık personelini kontamine edebilir. Sindirim yoluyla kimyasal ajan alanlar da kusma yoluyla başkalarına bulaştırabilirler.

    5.Yeterli dekontaminasyon önlemlerinin alındığından emin olun. Dekontaminasyon, kimyasal maddeninin tehlike oluşturmasını engellemek üzere uzaklaştırılması, temas yerindeki miktarının azaltılması işlemidir.

    6. Gereken hastalara mümkün olduğu ölçüde temel ve ileri yaşam desteği uygulayarak süratle uygun tıbbi bakımın yapılacağı yerlere transport edin.

    7. Kirli Bölge: Kirli bölgeye sadece itfaiye ve özel eğitimli tıbbi personel girmelidir. İleri yaşam desteği uygulayacak personel, kontrol veya güvenli bölgede beklemelidir. Kurtarıcılar korunma için başlıklı gaz maskesi, koruyucu elbise, geçirgen olmayan eldiven ve bottan oluşan koruyucu ekipman kullanmalıdır. Kimyasal koruyucu ekipmanlar A, B, C olmak üzere 3 sınıfa ayrılır. A en yüksek seviyede koruma sağlarken C en alt koruma seviyesini ifade eder.

    Özellikle kimyasalın tanımlanmadığı sürece maksimum seviyede koruma sağlayan - A sınıfı koruyucu ekipman kullanılmalıdır. Kirli bölgedeki kurtarıcılar temel hava yolu açıklığı, solunum desteği ve dolaşım desteği sağlamalıdırlar. Bu aşamada özellikle koruyucu kıyafetlerin hareket kabiliyetini kısıtlaması sebebiyle bu önlemler sınırlı olarak alınabilecektir. Kurtarıcılar sadece basit hava yolu açma menevralarıyla hava yolunu açabilir, boyunluk takar, büyük bulaşmaları temizler ve arteriyel kanamaları durdurmak için direk bası uygulayabilir.

    Hasta kirli bölgeden kontrollü bölgeye uygun taşıma yöntemleriyle, hızla ve emniyetle çıkarılmalıdır. Bu amaçla eğer hasta yürüyebiliyorsa yürüyerek; yürüyemiyorsa sedye, sırt tahtası veya hiç biri yoksa tek ve iki kişi taşıma yöntemleri kullanılarak süratle çıkartılmalıdır.

    8) Kontrol bölgesi: Kontrollü bölge kirli bölge ile güvenli bölge arasında ama kirli bölgeden uzakta uygun bir bölgede olmalıdır. Mümkünse kirli bölgeden yüksekte ve rüzgarsız ama gaz buharının dağılmasını sağlayacak şekilde havadar olmalıdır. Bu bölgedeki personel koruma kıyafeti kirli bölgedeki seviyede – A veya onun bir alt seviyesinde - B olmalıdır.

    Bu bölgede hava yolu açıklığı sağlama, solunum ve dolaşım desteği sağlamada ekipman kullanılması, destek oksijen uygulaması, solunum yolu ile uygulanan nefes açıcı ve suni solunum ugulamaları mümkündür. Kanamaları kontrol altına almak için direk bası uygulanmalıdır. Özel koruma kıyafetli kurtarıcıların özellikle ağır eldivenler takmaları sebebiyle damar yolu açmak ve endotrakeal entübasyon yapmak zordur. Bu alanda kardiyak monitör gibi elektronik cihazlarda, cihazların kontamine olmasını önlemek için uygulanmamalıdır.

    Hastanın hayati foksiyonlarına yönelik müdahaleler tamamlanır tamamlanmaz dekontaminasyon işlemi uygulanır. Dekontaminasyon sadece katı ve sıvı haldeki kimyasal savaş ajanları için geçerlidir, gaz ve aerosol halindeki ajanlar için yapılabilecek tek işlem kirli atmosferden uzaklaşmaktır.

    Katı ve sıvı haldeki kimyasal savaş ajanları için dekontaminasyon fiziksel olarak yıkama, durulama, kurutma, absorbe etme veya ısı ile uzaklaştırma yöntemleri ile; veya kimyasal olarak yıkımlama yöntemi ile yapılır. Bu amaçla su, sabun, kil toprağı, absorban pudralar, talk/buğday unu, sıvı yağ, gazyağı, parafin, alkollü çözücüler kullanılabilir. Son zamanlarda bazı antidot içeren (örneğin sinir gazı için kolinesteraz antidotu) süngerlerin kullanımı da gündemdedir.

    9) Dekontaminasyon uygulaması: Giysiler sıvı kimyasal ile kontamine ise çıkarılır ve çift torbaya konur, torba ağzı kapatılır, kontrollü bölgede bırakılır. Eğer kimyasal ajan katı ise önce hafifçe silinerek uzaklaştırılır. Daha sonra yıkanma/yıkama işlemine geçilir. Bir çok kimyasal ajan suyla şiddetle reaksiyona girerek patlama veya toksik gaz salınımına neden olabilir. Bu nedenle su reaksiyonu konusu dikkate alınarak dekontaminasyon bölgesinde üzerindeki kıyafetleri tamamen çıkarılımış hasta üzerine su tazyikle verilmemeli en az 15 dakika süreyle baş ve boyundan ayaklara doğru tazyiksiz olarak uygulanmalıdır. Saçın tamamının, tüm vücut kıvrımlarının, koltuk altı ve kasıkların, parmak aralarının yıkandığından emin olunmalıdır. Yaralar, kimyasal ajanın yara içine girmesini engelleyecek şekilde yara içinden dışarı doğru yıkanmalıdır.

    Gözleri su ile flaşlama, uzunluğu kimyasal ajan ve maruziyet koşullarına göre değişmekle beraber yoğun ve kuvvetli alkali materyal 10-15 dakika, sadece göz irritasyonu yapan ajanlar ise daha kısa süreli flaşlanabilir. Gözlerin yıkanmasında varsa sodyum bikarbonat veya serum fizyolojik te kullanılabilir.

    Yağlı veya suda çözülmeyen ajanların çıkarılması sabun ve ya şampuan kullanımını gerektirir. Herhangi bir el ya da bulaşık deterjanı bu konuda yeterlidir. Bu aşamada çok yumuşak bir fırçayla hafifçe fırçalama yapılmalıdır. Sert fırçalama cilt hasarına ve kimyasal ajanın vücut içine girmesine sebep olabilir. Çamaşır suyu veya sirke gibi dekontaminasyon ajanları cilt ve saçta kullanılmamalıdır. Bu solüsyonlar ekipmanlar için geçerlidir, hastalar için uygun değildir.

    Yıkama bittikten sonra kurulanma işlemi yapılarak dekontaminasyon bitirilir, hasta üzeri örtülür.

    Sindirim sistemine girmiş ajanların dekontaminasyonu için hastaya bir bardak normal su içirilmelidir. Dekontaminasyon amacıyla kusturma genellikle önerilmez. Kimyasal ajanın yutulmasından sonra midenin boşaltılmaya çalışılması etkili olmayabilir ve tehlikelidir. Yutulan yakıcı veya çok irrite edici bir ajan ise yemek borusunda ve midedeki hasarı artırabilir. Ayrıca akciğere kimyasal ajan kaçmasınada sebep olabilir. Mevcutsa aktif kömür bir çok zehiri absorbe etmesi ve uygulanma kolaylığı sebebiyle verilebilir. Uyanık ve koruyucu refleksleri yerinde hastaya 50-60 gr verilebilir.

    Temel dekontaminasyon tamamlandıktan sonra hasta triyaj, tedavi ve transport için güvenli bölgeye gönderilir.

    10) Güvenli Bölge: Güvenli bölge fiziksel ve kimyasal hasar bölgesinden uzakta kurulduğu için bulaşma ciddi problem değildir. Bu nedenle bu bölgedeki personel için hastalar uygun şekilde dekontamine edilip getirildikleri için koruyucu elbise giyme zorunluluğu yoktur. Ancak organafosfat pestisidleri ve benzer kimyasal ajanların varlığında güvenli bölge timide önlük ve lateks eldiven giymelidir.

    Güvenli bölgede öncelikle hemen basit tıbbi bakım yapılmalıdır. Bu bakım hava yolu açıklığı, solunum ve dolaşım desteğini içermelidir. Daha sonra ayrıntılı tıbbi bakım başlatılır. Bu arada Zehir Danışma Merkezi’nden uzman tavsiyesi alınabilir.

    Nefes açıcı ilaçlar solunum yoluyla uygulanabilir. Ancak nefes açıcı ilaçlar bazı kimyasal ajanların kalp hızını artırma ve ritim bozukluğu yapmalarına sebep olabilir. Bu nedenle yüksek miktarda kullanılmamalıdır. Koma veya nöbet geçirme durumunu kimyasal ajandan çok kafa travmasına bağlı olabileceği de düşünülmelidir.

    Önceden hastane dışı uygulama eğitimi alınmışsa antidot tedavisi yapılabilir.

    Konsantre veya kuvvetli alkali materyale maruziyet durumunda ilave dekontaminasyon uygulanır, göz ve cilt tekrar yıkanır.

    11) Transport: Cilt ve gözleri ajana maruz kalmış hastanın dekontaminasyonu etkili bir şekilde yapılmışsa ambulans, personel ve ekipmanın ikincil bulaşma riski yoktur. Ancak, yutulan ajanlar hastanın kusması durumunda küçük ve kapalı alanı olan ambulansta ikincil bulaşma riski yaratabilir.

    12) Hastaların dekontaminasyon bölgesinde yapılan dekontaminasyonları yeterli yapılmamışsa hastane acil servislerinde ikincil bulaşma olabilir. Bunu önlemek amacıyla hastanelerin acil servislerinde dekontaminasyon istasyonları olmalı ve hastalara acil servisi alınmadan bir kez daha dekontaminasyon işlemi uygulanmalıdır. Bu sırada tıbbi bakımda dekontaminasyon işlemiyle eş zamanlı olarak başlatılmalıdır.

    13) Görev tamamlandıktan sonra personel ambulans kullanılan ekipmanlar uygun şekillerde dekontamine edilir. Personel kendi dekontaminasyonunu yaparken; dekontaminasyon tamamlanmadan ağız, burun, yüz ve genital bölgesine dokunmamaya dikkat etmeli, sıcak suyla ve cerrahi sabunla hafif hafif fırçalanmalı, özellikle saçlar, kulaklar ve diğer kıvrımlı bölgeler tekrar tekrar yıkanmalı, tıraş olmamalı ve her yıkanmadan sonra temiz havlu kullanmalıdır.Ambulans ve ekipmanları dekontamine edilmeden rutin görevlere gönderilmemelidir.

    Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu
    Acil Tıp Derneği Genel Bşk.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:43 pm

    Yanık, Donma ve Sıcak Çarpmasında İlkyardım


    Yanık nedir?

    Herhangi bir ısıya maruz kalma sonucu oluşan doku bozulmasıdır. Yanık, genellikle sıcak su veya buhar teması sonucu meydana geldiği gibi, sıcak katı maddelerle temas, asit/alkali gibi kimyasal maddelerle temas, elektrik akımı etkisi yada radyasyon nedeni ile de oluşabilir.

    Kaç çeşit yanık vardır?

    Fiziksel yanıklar:

    * Isı ile oluşan yanıklar
    * Elektrik nedeni ile oluşan yanıklar
    * Işın ile oluşan yanıklar
    * Sürtünme ile oluşan yanıklar
    * Donma sonucu oluşan yanıklar

    Kimyasal yanıklar:

    * Asit alkali madde ile oluşan yanıklar

    Yanığın ciddiyetini belirleyen faktörler nelerdir?

    * Derinlik
    * Yaygınlık
    * Bölge
    * Enfeksiyon riski
    * Yaş
    * Solunum yoluyla görülen zarar
    * Önceden var olan hastalıklar

    Yanıklar nasıl derecelendirilir?

    1. derece yanık: Deride kızarıklık, ağrı, yanık bölgede ödem vardır. Yaklaşık 48 saatte iyileşir.

    2. derece yanık: Deride içi su dolu kabarcıklar (bül) vardır. Ağrılıdır. Derinin kendini yenilemesi ile kendi kendine iyileşir.

    3. derece yanık: Derinin tüm tabakaları etkilenmiştir. Özellikle de kaslar, sinirler ve damarlar üzerinde etkisi görülür. Beyaz ve kara yaradan siyah renge kadar aşamaları vardır. Sinirler zarar gördüğü için ağrı yoktur.

    Yanığın vücuttaki olumsuz etkileri nelerdir?

    Yanık, derinliği, yaygınlığı ve oluştuğu bölgeye bağlı olarak organ ve sistemlerde işleyiş bozukluğuna yol açar. Ağrı ve sıvı kaybına bağlı olarak şok meydana gelir. Hasta/yaralının kendi vücudunda bulunan mikrop ve toksinlerle enfeksiyon oluşur.

    Isı ile oluşan yanıklarda ilkyardım işlemleri nedir?

    Ø Kişi hala yanıyorsa paniğe engel olunur, koşması engellenir,
    Ø Hasta/yaralının üzeri battaniye yada bir örtü ile kapatılır ve yuvarlanması sağlanır,
    Ø Yaşam belirtileri değerlendirilir (ABC),
    Ø Solunum yolunun etkilenip etkilenmediği kontrol edilir,
    Ø Yanık bölge en az 20 dakika soğuk su altında tutulur (yanık yüzeyi büyükse ısı kaybı çok olacağından önerilmez),
    Ø Ödem oluşabileceği düşünülerek yüzük, bilezik, saat gibi eşyalar çıkarılır,
    Ø Yanmış alandaki deriler kaldırılmadan giysiler çıkarılır,
    Ø Takılan yerler varsa kesilir,
    Ø Hijyen ve temizliğe dikkat edilir,
    Ø Su toplamış yerler patlatılmaz,
    Ø Yanık üzerine ilaç yada yanık merhemi gibi maddeler de sürülmemelidir,
    Ø Yanık üzeri temiz bir bezle örtülür,
    Ø Hasta/yaralı battaniye ile örtülür,
    Ø Yanık bölgeler birlikte bandaj yapılmamalıdır,
    Ø Yanık geniş ve sağlık kuruluşu uzaksa hasta / yaralının kusması yoksa bilinçliyse ağızdan sıvı (1 litre su -1 çay kaşığı karbonat -1 çay kaşığı tuz karışımı) verilerek sıvı kaybı önlenir,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).

    Kimyasal yanıklarda ilkyardım nasıl olmalıdır?

    * Deriyle temas eden kimyasal maddenin en kısa sürede deriyle teması kesilmelidir,
    * Bölge bol tazyiksiz suyla, en az 15-20 dakika yumuşak bir şekilde yıkanmalıdır,
    * Giysiler çıkarılmalıdır,
    * Hasta/yaralı örtülmelidir,
    * Tıbbi yardım istenmelidir (112).

    Elektrik yanıklarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    * Soğukkanlı ve sakin olunmalıdır,
    * Hasta/yaralıya dokunmadan önce elektrik akımı kesilmelidir, akımı kesme imkanı yoksa tahta çubuk yada ip gibi bir cisimle elektrik teması kesilmelidir,
    * Hasta/yaralının ABC’si değerlendirilmelidir,
    * Hasta/yaralıya kesinlikle su ile müdahale edilmemelidir,
    * Hasta/yaralı hareket ettirilmemelidir,
    * Hasar gören bölgenin üzeri temiz bir bezle örtülmelidir,
    * Tıbbi yardım istenmelidir (112).

    Sıcak çarpması belirtileri nelerdir?

    Yüksek derece ısı ve nem sonucu vücut ısısının ayarlanamaması sonucu ortaya bazı bozukluklar çıkar. Sıcak çarpmasının belirtileri şunlardır:

    * Adale krampları
    * Güçsüzlük, yorgunluk
    * Baş dönmesi
    * Davranış bozukluğu, sinirlilik
    * Solgun ve sıcak deri
    * Bol terleme (daha sonra azalır)
    * Mide krampları, kusma, bulantı
    * Bilinç kaybı, hayal görme
    * Hızlı nabız

    Sıcak çarpmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    * Hasta serin ve havadar bir yere alınır,
    * Giysiler çıkarılır,
    * Sırt üstü yatırılarak, kol ve bacaklar yükseltilir,
    * Bulantısı yoksa ve bilinci açıksa su ve tuz kaybını gidermek için 1 litre su -1 çay kaşığı karbonat -1 çay kaşığı tuz karışımı sıvı yada soda içirilir.

    Sıcak çarpmasında risk grupları var mıdır?
    Sıcak çarpması için özel bir risk grubu bulunmamakla beraber, diğer hastalık yada yaralanmalar için hassas olan kişiler, sıcaktan da diğer kişilere göre daha çok etkilenirler. Bu kişiler;

    Ø Kalp hastaları
    Ø Tansiyon hastaları
    Ø Diyabet hastaları
    Ø Kanser hastaları
    Ø Normal kilosunun çok altında ve çok üzerinde olanlar
    Ø Psikolojik yada psikiyatrik rahatsızlığı olanlar
    Ø Böbrek hastaları
    Ø 65 yaş üzeri kişiler
    Ø 5 yaş altı çocuklar
    Ø Hamileler
    Ø Sürekli ve bilinçsiz diyet uygulayanlar
    Ø Yeterli miktarda su içmeyenler

    Sıcak yaz günlerinde sıcak çarpmasından korunmak için alınması gereken önlemler nelerdir?

    Ø Özellikle şapka, güneş gözlüğü ve şemsiye gibi güneş ışığından koruyacak aksesuarlar kullanılmalıdır,
    Ø Mevsim şartlarına uygun, terletmeyen, açık renkli ve hafif giysiler giyilmelidir,
    Ø Bol miktarda sıvı tüketilmelidir,
    Ø Vücut temiz tutulmalıdır,
    Ø Her öğünde yeteri miktarda gıda alınmalıdır,
    Ø Gereksiz ve bilinçsiz ilaç kullanılmamalıdır,
    Ø Direk güneş ışığında kalınmamalıdır,
    Ø Kapalı mekanların düzenli aralıklarla havalandırılmasına özen gösterilmelidir.

    Donuk belirtileri nelerdir?

    Aşırı soğuk nedeni ile soğuğa maruz kalan bölgeye yeterince kan gitmemesi ve dokularda kanın pıhtılaşması ile dokuda hasar oluşur. Donuklar şu şekilde derecelendirilir.

    Birinci derece: En hafif şeklidir. Erken müdahale edilirse hızla iyileşir.

    Ø Deride solukluk, soğukluk hissi olur,
    Ø Uyuşukluk ve halsizlik görülür,
    Ø Daha sonra kızarıklık ve iğnelenme hissi oluşur.

    İkinci derece: Soğuğun sürekli olması ile belirtiler belirginleşir.

    Ø Zarar gören bölgede gerginlik hissi olur,
    Ø Ödem, şişkinlik, ağrı ve içi su dolu kabarcıklar (bül) meydana gelir,
    Ø Su toplanması iyileşirken siyah kabuklara dönüşür.

    Üçüncü derece: Dokuların geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıdır.

    Ø Canlı ve sağlıklı deriden kesin hatları ile ayrılan siyah bir bölge oluşur.

    Donukta ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Hasta/yaralı ılık bir ortama alınarak soğukla teması kesilir,
    Ø Sakinleştirilir, kesin istirahata alınır ve hareket ettirilmez,
    Ø Kuru giysiler giydirilir,
    Ø Sıcak içecekler verilir,
    Ø Su toplamış bölgeler patlatılmaz, bu bölgelerin üstü örtülür,
    Ø Donuk bölge ovulmaz, kendi kendine ısınması sağlanır,
    Ø El ve ayak doğal pozisyonda tutulur,
    Ø Isınma işleminden sonra hala hissizlik varsa bezle bandaj yapılır,
    Ø El ve ayaklar yukarı kaldırılır,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:43 pm

    Bilinç Bozukluklarında İlkyardım


    Bilinç bozukluğu/ bilinç kaybı nedir?

    Beynin normal faaliyetlerindeki bir aksama nedeni ile uyku halinden başlayarak(=bilinç bozukluğu), hiçbir uyarıya cevap vermeme haline kadar giden (=bilinç kaybı) bilincin kısmen yada tamamen kaybolması halidir.

    Bayılma (Senkop): Kısa süreli, yüzeysel ve geçici bilinç kaybıdır. Beyne giden kan akışının azalması sonucu oluşur.

    Koma: Yutkunma ve öksürük gibi reflekslerin ve dışarıdan gelen uyarılara karşı tepkinin azalması yada yok olması ile ortaya çıkan uzun süreli bilinç kaybıdır.

    Bilinç kaybı nedenleri nelerdir?

    Bayılma nedenleri:

    Ø Korku, aşırı heyecan
    Ø Sıcak, yorgunluk
    Ø Kapalı ortam, kirli hava
    Ø Aniden ayağa kalkma
    Ø Kan şekerinin düşmesi
    Ø Şiddetli enfeksiyonlar

    Koma nedenleri:

    Ø Düşme veya şiddetli darbe
    Ø Özellikle kafa travmaları
    Ø Zehirlenmeler
    Ø Aşırı alkol, uyuşturucu kullanımı
    Ø Şeker hastalığı
    Ø Karaciğer hastalıkları
    Ø Havale gibi ateşli hastalıklar

    Bilinç bozukluğu belirtileri nelerdir?

    Bayılma ( Senkop) Belirtileri:

    Ø Baş dönmesi, baygınlık, yere düşme
    Ø Bacaklarda uyuşma
    Ø Bilinçte bulanıklık
    Ø Yüzde solgunluk
    Ø Üşüme, terleme
    Ø Hızlı ve zayıf nabız

    Koma belirtileri:

    Ø Yutkunma, öksürük gibi tepkilerin kaybolması
    Ø Sesli ve ağrılı dürtülere tepki olmaması
    Ø İdrar ve gaita kaçırma

    Bilinç bozukluğu durumunda ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Kişi başının döneceğini hissederse;

    Ø Sırt üstü yatırılır, ayakları 30 cm. kaldırılır,
    Ø Sıkan giysiler gevşetilir,
    Ø Kendini iyi hissedinceye kadar dinlenmesi sağlanır.

    Eğer kişi bayıldıysa;

    Ø Sırt üstü yatırılarak ayakları 30 cm kaldırılır,
    Ø Solunum yolu açıklığı kontrol edilir ve açıklığın korunması sağlanır,
    Ø Sıkan giysiler gevşetilir,
    Ø Kusma varsa yan pozisyonda tutulur,
    Ø Solunum kontrol edilir,
    Ø Etraftaki meraklılar uzaklaştırılır.

    Bilinç kapalı ise:

    Ø Hasta/yaralının yaşam bulguları değerlendirilir (ABC),
    Ø Hasta/yaralıya koma pozisyonu verilir ,
    Ø Yardım çağrılır (112),
    Ø Sık sık solunum ve nabız kontrol edilir,
    Ø Yardım gelinceye kadar yanında beklenir.

    Koma pozisyonu (yarı yüzükoyun-yan pozisyon) nasıl verilir?

    Ø Sesli veya omuzun dan hafif sarsarak, uyarı verilerek bilinç kontrol edilir,
    Ø Sıkan giysiler gevşetilir,
    Ø Ağız içinde yabancı cisim olup olmadığı kontrol edilir,
    Ø Bak, dinle, hisset yöntemi ile solunum kontrol edilir,
    Ø Şah damarından nabız kontrol edilir ,
    Ø Hasta/yaralının döndürüleceği tarafa diz çökülür,
    Ø Hasta/yaralının karşı tarafta kalan kolu karnının üzerine konur,
    Ø Karşı taraftaki bacağı dik açı yapacak şekilde kıvrılır,
    Ø İlkyardımcıya yakın kolu baş hizasında omuzdan yukarı uzatılır,
    Ø Karşı taraf omuz ve kalçasından tutularak bir hamlede çevrilir,
    Ø Üstteki bacak kalça ve dizden bükülerek öne doğru destek yapılır,
    Ø Alttaki bacak hafif dizden bükülerek arkaya destek yapılır,
    Ø Başı uzatılan kolun üzerine yan pozisyonda hafif öne eğik konur,
    Ø Tıbbi yardım (112) gelinceye kadar bu pozisyonda tutulur,
    Ø 3-5 dakika ara ile solunum ve nabız kontrol edilir.

    Havale nedir?

    Sinir sisteminin merkezindeki bir tahriş (irritasyon) yüzünden beyinde meydana gelen elektriksel boşalmalar sonucu oluşur. Vücudun adale yapısında kontrol edilemeyen kasılmalar olur.

    Havale nedenleri nelerdir?

    Ø Kafa travmasına bağlı beyin yaralanmaları
    Ø Beyin enfeksiyonları
    Ø Yüksek ateş
    Ø Bazı hastalıklar

    Nedenlerine göre havale çeşitleri nelerdir?

    Ø Ateş nedeniyle oluşan havaleler
    Ø Sara krizi (=Epilepsi)

    Ateş nedeniyle oluşan havale nedir?

    Herhangi bir ateşli hastalık sonucu vücut sıcaklığının 38°C'nin üstüne çıkmasıyla oluşur. Genellikle 6 ay-6 yaş arasındaki çocuklarda rastlanır.

    Ateş nedeniyle oluşan havalede ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Öncelikle hasta ıslak havlu ya da çarşafa sarılır,
    Ø Ateş bu yöntemle düşmüyorsa oda sıcaklığında bir küvete sokulur,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).

    Sara krizi (=Epilepsi) nedir?

    Kronik bir hastalıktır. Doğum sırasında yada daha sonra herhangi bir nedenle beyin zedelenmesi oluşan kişilerde gelişir. Her zaman tipik sara krizi karakterinde olmasa da bazı belirtilerle tanınır. Sara krizini davet eden bazı durumlar olabilir. Örneğin uzun süreli açlık, uykusuzluk, aşırı yorgunluk, kullanılan ilaçların doktor izni dışında kesilmesi ya da değiştirilmesi, hormonal değişiklikler sara krizinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bazı durumlarda sara krizi, madde bağımlılarının geçirdiği madde yoksunluk krizi ile karıştırılabilir.

    Sara krizinin belirtileri nelerdir?

    Ø Hastada sonradan oluşan ve ön haberci denilen normalde olmayan kokuları alma, adale kasılmaları gibi ön belirtiler oluşur,
    Ø Bazen hasta bağırır, şiddetli ve ani bir şekilde bilincini kaybederek yığılır,
    Ø Yoğun ve genel adale kasılmaları görülebilir, 10-20 saniye kadar nefesi kesilebilir,
    Ø Dokularda ve yüzde morarma gözlenir,
    Ø Ardından kısa ve genel adale kasılması, sesli nefes alma, aşırı tükürük salgılanması, altına kaçırma görülebilir,
    Ø Hasta dilini ısırabilir, başını yere çarpıp yaralayabilir, aşırı kontrolsüz hareketler gözlenir,
    Ø Son aşamada hasta uyanır, şaşkındır, nerede olduğundan habersiz, uykulu hali vardır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:44 pm

    Sara krizinde ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Olayla ilgili güvenlik önlemleri alınır (Örneğin kişi yol ortasında kriz geçiriyorsa olay yerindeki trafik akışı kesilmelidir).

    Ø Kriz, kendi sürecini tamamlamaya bırakılır,
    Ø Hasta bağlanmaya çalışılmaz,
    Ø Kilitlenmiş çene açılmaya çalışılmaz,
    Ø Genel olarak yabancı herhangi bir madde kullanılmaz, koklatılmaz yada ağızdan herhangi bir yiyecek içecek verilmez,
    Ø Kendisini yaralamamasına dikkat edilir,
    Ø Başını çarpmasını engellemek için başın altına yumuşak bir malzeme konur,
    Ø Yaralanmaya neden olabilecek gereçler etraftan kaldırılır,
    Ø Sıkan giysiler gevşetilir,
    Ø Kusmaya karşı tedbirli olunur,
    Ø Düşme sonucu yaralanma varsa gerekli işlemler yapılır,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).

    Kan şekeri düşüklüğü nedir?

    Herhangi bir nedenle vücutta glikoz eksildiği zaman ortaya çıkan belirtilerdir.

    Kan şekeri düşmesinin nedenleri nelerdir?

    Ø Şeker hastalığı tedavisine bağlı
    Ø Uzun egzersizler sonrası
    Ø Uzun süre aç kalma
    Ø Barsak ameliyatı geçirenlerde yemek sonrası

    Kan şekeri aniden düştüğünde hangi belirtiler görülür?

    Ø Korku
    Ø Terleme
    Ø Hızlı nabız
    Ø Titreme
    Ø Aniden acıkma
    Ø Yorgunluk
    Ø Bulantı

    Kan şekeri düşüklüğü yavaş ve uzun sürede oluşursa hangi belirtiler görülür?

    Ø Baş ağrısı
    Ø Görme bozukluğu
    Ø Uyuşukluk
    Ø Zayıflık
    Ø Konuşma güçlüğü
    Ø Kafa karışıklığı
    Ø Sarsıntı ve şuur kaybı

    Kan şekeri düşmesinde ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Hastanın ABC’si değerlendirilir ,
    Ø Hastanın bilinci yerinde ve kusmuyorsa ağızdan şeker, şekerli içecekler verilir, fazla şekerin bir zararı olmaz (Ayrıca belirtiler fazla şekerden meydana gelmiş ise bile fazladan şeker verilmesi, hastanın düşük kan şekeri düzeyinde kalmasından daha az zararlı olacaktır. Çünkü düşük kan şekeri, beyinde ve diğer hayati organlarda kalıcı zararlara neden olabilir.),
    Ø 15-20 dakikada belirtiler geçmiyorsa sağlık kuruluşuna gitmesi için yardım çağırılır ,
    Ø Hastanın bilinci yerinde değilse koma pozisyonu verilerek tıbbi yardım çağırılır (112) .

    Göğüste kuvvetli ağrı nedenleri nelerdir?

    Göğüste kuvvetli ağrı nedenleri arasında en sık angina pektoris ve miyokart enfarktüsü görülür. Her ikisi de kalp kasının belli bir yerine gönderilen kanın azalması sonucu oluşur.

    Göğüste kuvvetli ağrı belirtileri nelerdir?

    Kalp Spazmı (Angina Pektoris) belirtileri:

    Ø Sıkıntı veya nefes darlığı olur,
    Ø Ağrı hissi; genellikle göğüs ortasında başlar, kollara, boyuna, sırta ve çeneye doğru ilerler
    Ø Sıklıkla fiziksel hareket, fiziksel zorlanma, heyecan, üzüntü yada fazla yemek yeme sonucu ortaya çıkar,
    Ø Kısa sürelidir, ağrı yaklaşık 5-10 dakika kadar sürer
    Ø Ağrı, istirahat ile durur, istirahat halindeyken görülmesi ciddi bir durumu gösterir,
    Ø Nefes alıp vermekle ağrının şekli ve şiddeti değişmez.

    Kalp Krizi (Miyokart Enfaktüsü) belirtileri:

    Ø Hasta ciddi bir ölüm korkusu ve yoğun sıkıntı hisseder, terleme, mide bulantısı, kusma gibi bulgular görülür,
    Ø Ağrı; göğüs yada mide boşluğunun herhangi bir yerinde, sıklıkla kravat bölgesinde görülür, omuzlara, boyuna, çeneye ve sol kola yayılır,
    Ø Süre ve yoğunluk olarak kalp spazmı (angina pektoris) ağrısına benzemekle birlikte daha şiddetli ve uzun sürelidir,
    Ø En çok hazımsızlık, gaz sancısı veya kas ağrısı şeklinde belirti verir ve bu nedenle bu tür rahatsızlıklarla karıştırılır (Bu tür gaz yada kas ağrıları, aksi ispat edilinceye kadar kalp krizi olarak düşünülmelidir),
    Ø Nefes alıp vermekle ağrının şekli ve şiddeti değişmez.

    Göğüs ağrısında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Hastanın yaşamsal bulguları kontrol edilir (ABC),
    Ø Hasta hemen dinlenmeye alınır, sakinleştirilir,
    Ø Yan oturur pozisyon verilir,
    Ø Kullandığı ilaçları varsa almasına yardım edilir,
    Ø Yardım istenerek (112) sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır,
    Ø Yol boyunca yaşam bulguları izlenir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:45 pm

    Kırık, Çıkık ve Burkulmalarda İlkyardım


    Kırık nedir?

    Kırık, kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Kırıklar darbe sonucu yada kendiliğinden oluşabilir. Yaşlılık ile birlikte kendiliğinden kırık oluşma riski de artar.

    Kaç çeşit kırık vardır?

    Kapalı kırık: Kemik bütünlüğü bozulmuştur. Ancak deri sağlamdır.

    Açık kırık: Deri bütünlüğü bozulmuştur. Kırık uçları dışarı çıkabilir. Beraberinde kanama ve enfeksiyon tehlikesi taşırlar.

    Kırık belirtileri neler olabilir?

    Ø Hareket ile artan ağrı
    Ø Şekil bozukluğu
    Ø Hareket kaybı
    Ø Ödem ve kanama nedeniyle morarma

    Ağrılı bölgelerin tespiti için elle muayene gereklidir.

    Kırığın yol açabileceği olumsuz durumlar nelerdir?

    Ø Kırık yakınındaki damar, sinir, kaslarda yaralanma ve sıkışma. (Kırık bölgede nabız alınamaması, solukluk, soğukluk)
    Ø Parçalı kırıklarda kanamaya bağlı şok

    Kırıklarda ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Hayatı tehdit eden yaralanmalara öncelik verilir,
    Ø Hasta/yaralı hareket ettirilmez, sıcak tutulur,
    Ø Kol etkilenmişse yüzük ve saat gibi eşyalar çıkarılır (aksi takdirde gelişebilecek öden doku hasarına yol açacaktır,)
    Ø Tespit ve sargı yapılırken parmaklar görünecek şekilde açıkta bırakılır. Böylece parmaklardaki renk, hareket ve duyarlılık kontrol edilir),
    Ø Kırık şüphesi olan bölge, ani hareketlerden kaçınılarak bir alt ve bir üst eklemleri de içine alacak şekilde tespit edilir. Tespit malzemeleri, sopa, tahta, karton gibi sert malzemelerden yapılmış olmalı ve kırık kemiğin alt ve üst eklemlerini içine alacak uzunlukta olmalıdır,
    Ø Açık kırıklarda, tespitten önce yara temiz bir bezle kapatılmalıdır,
    Ø Kırık bölgede sık aralıklarla nabız, derinin rengi ve ısısı kontrol edilir,
    Ø Kol ve bacaklar yukarıda tutulur,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).
    Burkulma nedir?

    Eklem yüzeylerinin anlık olarak ayrılmasıdır. Zorlamalar sonucu oluşur.

    Burkulma belirtileri nelerdir?

    Ø Burkulan bölgede ağrı
    Ø Kızarma, şişlik
    Ø İşlev kaybı

    Burkulmada ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Sıkıştırıcı bir bandajla burkulan eklem tespit edilir,
    Ø Şişliği azaltmak için bölge yukarı kaldırılır,
    Ø Hareket ettirilmez,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).

    Çıkık nedir?

    Eklem yüzeylerinin kalıcı olarak ayrılmasıdır. Kendiliğinden normal konumuna dönemez.

    Çıkık belirtileri nelerdir?

    Ø Yoğun ağrı
    Ø Şişlik ve kızarıklık
    Ø İşlev kaybı

    Çıkıkta ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Eklem aynen bulunduğu şekilde tespit edilir,
    Ø Kırık yerine oturtulmaya çalışılmaz,
    Ø Hasta / yaralıya ağızdan hiçbir şey verilmez,
    Ø Bölgede nabız, deri rengi ve ısısı kontrol edilir,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).

    Kırık çıkık ve burkulmalarda tespit nasıl olmalıdır?

    Tespit için ilkyardımcı elde olan malzemeleri kullanır. Bunlar üçgen sargı, rulo sargı, battaniye, hırka, eşarp, kravat, vb. tahta, karton vb. malzemeler olabilir.

    Tespit sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

    Ø Tespit yapılırken yaralı bölge sabit tutulmalıdır,
    Ø Yara varsa üzeri temiz bir bezle kapatılmalıdır,
    Ø Tespit edilecek bölge önce yumuşak malzeme ile kaplanmalıdır,
    Ø Yaralı bölge nasıl bulunduysa öyle tespit edilmelidir, düzeltilmeye çalışılmamalıdır,
    Ø Tespit kırık, çıkık. ve burkulmanın üstündeki ve altında kalan eklemleri de içerecek şekilde yapılmalıdır.

    Tespit yöntemleri nelerdir?

    Kol ve köprücük kemiği kırığı tespiti:

    Ø Koltuk altına yumuşak malzeme yerleştirilir,
    Ø Kol askısı yerleştirilir,
    Ø Üçgen bandaj yaralının gövdesinin üzerinde, üçgenin tepesi dirsek tarafına, tabanı gövdeyle aynı hizada olacak şekilde yerleştirilir,
    Ø El dirsek hizasında bükülü olarak göğsün alt kısmına yerleştirilir. üçgen bandajın iki ucu yaralının boynuna düğümlenir, tespit edilen elin parmakları görülebilir şekilde olmalıdır,
    Ø Kol askısı desteği, göğüs boşluğu ve yaralı kol üzerine yerleştirilir (geniş dış bandajda yerleştirilebilir.), böylelikle vücuda yapışık bir şekilde yaralı kol ve omuz eklemi sabitlenmiş olur.

    Pazı kemiği kırığı tespiti:

    Ø Sert tespit malzemesiyle yapılır,
    Ø Kırık kemiği tespit edecek olan malzemeler yerleştirilmeden önce, kolun altına (koltuk boşluğundan yararlanılarak) iki şerit yerleştirilir,
    Ø Malzemelerden kısa olanı koltuk altından itibaren dirseği içine alacak şekilde yerleştirilir,
    Ø Uzun olanı omuzla dirseği içine alacak şekilde yerleştirilir,
    Ø Daha önceden yerleştirilen şeritlerle bağlanarak tespit edilir. Şeritler çok kısa bağlanmamalıdır,
    Ø Dirseği tespit için kol askısı takılır,
    Ø Omur tespiti için, göğüs ve yaralı kol üzerinden geniş kumaş şerit veya üçgen bandaj uygulanır.

    Dirsek kırığı tespiti:

    Ø Kol gergin vaziyette bulunduysa, hastanın vücudu boyunca gergin ve deri ile arası yumuşak malzemeyle doldurulmuş tespit malzemeleri yardımıyla tespit edilir,
    Ø Eğer bükülmüş vaziyette bulunduysa, bir kol askısı desteği yardımıyla tespit edilir.

    Kol askısıyla ön kol, bilek ve el tespiti:

    Ø Kırık dirsek ve bilek ekleminin hareketini önlemek için yaralı ön kolun altına üçgen kol askısı yerleştirilir. Hasta/yaralının boynunun arkasına üçgenin iki ucu düğümlenir,
    Ø Aşırı hareket etmesini engellemek için geniş bir bandaj yardımıyla, gövdeye bağlanır.
    Dirsek kemiği ve/veya ön kol kemiği kırığında sert malzemelerle tespit:

    Ø Ön kolun altına 2 şerit yerleştirilir,
    Ø Yumuşak maddeyle desteklenmiş sert tespit malzemelerinden biri parmak diplerinden dirseğe kadar içe, diğeri elin dış yüzünden dirseğe gelecek şekilde dışa konarak tespit edilir,
    Ø Daha önceden yerleştirilen şeritlerle bağlanır, fazla sıkılmamalıdır,
    Ø Dirsek eklemini tespit için kol askısı takılır,
    Ø Bilek kemiklerinde veya el tarak kemiğinde, bölgeyi bir kol askısı ile tespit yeterlidir,
    Ø Parmak kemiği kırıkları ile çıkığı ayırt etmek zordur. Tespit için, bir tespit malzemesi ile, yaralı parmak, yanındaki sağlıklı parmakla bandaj yapılabilir.

    Pelvis kemiği kırığı tespiti:

    Ø Her iki bacak arasına bir dolgu malzemesi konur,
    Ø Sekiz şeklindeki bir bandajla bilekler tespitlenir,
    Ø Doğal boşlukların altından (dizler ve bilekler) bandajları kaydırmak ve iki tanesi kalça ve dizler arasında diğer ikisi dizler ve bilekler arasında olacak şekilde düğümlenerek tespit edilir. Bütün düğümler aynı tarafta olmalıdır.

    Uyluk kemiği kırığının tespiti:

    Sert tespit malzemesi ve sağlam bacağı (ikinci bir tespit malzemesi gibi) kullanarak tespit etme:

    Ø Bir el ayağın üst kısmına, diğeri bileğe konularak yaralı bacak tutulur ve sağlam bacakla bir hizaya getirmek için yavaşça çekilir. Aynı zamanda hafif bir döndürmede uygulanır,
    Ø Her iki bacak arasına (dizler ve bilekler) bir dolgu malzemesi konur,
    Ø Sekiz şeklinde bir bandajla bilekler sabitlenir,
    Ø Yaralının vücudunun altından, kımıldatmaksızın doğal boşlukları kullanarak bel, diz ve bileklerin arkasına 7 kumaş şerit (veya benzeri) geçirilir,
    Ø Yumuşak malzemeyle desteklenmiş sert tespit malzemesi, koltuk altından ayağa kadar yerleştirilir ve ayaklardan yukarı doğru bağlanır,
    Ø Düğümler tespit malzemesi üzerine atılarak bandajlar bağlanır,
    Ø Bilek hizasındaki bandaj öncekinin üzerine sekiz şeklinde bağlanır,
    Ø Sert tespit malzemesi bulunmaması halinde, sağlam bacağı tek destek olarak kullanarak, geniş bandajlarla tespit edilir.

    Diz kapağı kırığı tespiti:

    Ø Geniş bandajlar yardımı ile iki bacağı birleştirerek dizkapağı tespit edilir. Dizin üst ve altında kalan bandajları sıkarken dikkatli olunmalıdır,
    Ø Geniş ve sert tespit malzemesi (tabla) varsa, kalçadan ayağa kadar yaralı bacağın altına yerleştirilir ve iki tane kalça ve diz arasında, iki tanede diz ile bilek arasında olmak üzere geniş bandajlarla bağlanabilir. Bunun üzerine eklemi sabitlemek amacıyla, sekiz şeklinde bir bandaj sarılır.

    Kaval kemiğinin tespiti:

    Uyluk kemiği kırığı tespitindeki gibidir,
    Ø Bacaklar tutulur ve yavaşça çekilir,
    Ø Doğal boşluklar kullanılarak (dizlerin altı, bileklerin altı) yaralı bacağın altından kumaş şeritler geçirilir,
    Ø Uygun bir şekilde yumuşak dolgu malzemesiyle desteklenmiş tespit malzemelerinden biri iç tarafta kasıktan ayağa kadar, diğer tarafta kalçadan ayağa kadar yerleştirilir,
    Ø Ayaklardan başlanarak şeritler dış tespit malzemesi üzerinde düğümlenerek bağlanır. Bilek hizasındaki bandaj ayak tabanı üzerine sekiz şeklinde düğümlenir.

    Bileğin / ayağın tespiti:

    Ø Yaralının ayakkabıları çıkarılmadan bağları çözülür,
    Ø Bilek seviyesinde sarılmış sekiz şeklinde bir bandajla her iki ayak birlikte tespit edilir ve yumuşak malzemelerle iyice kaplanmış (rulo yapılmış bir battaniye) bir yüzeye dayamak suretiyle bacakları yukarıda tutmak gerekir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:45 pm

    Zehirlenmelerde İlkyardım


    Zehirlenme nedir?

    Vücuda zehirli (toksik) bir maddenin girmesi sonucu normal fonksiyonların bozulmasıdır. Vücuda dışarıdan giren bazı yabancı maddeler, vücudun yaşamsal fonksiyonlarına zarar verebileceğinden zehirli (toksik) olarak kabul edilirler.

    Zehirlenmelerde genel belirtiler nelerdir?

    Ø Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal
    Ø Sinir sistemi bozuklukları: Bilinç kaybı, havale, rahatsızlık hissi, hareketlerde uyumsuzluk
    Ø Solunum sistemi bozuklukları: Nefes darlığı, morarma, solunum durması
    Ø Dolaşım sistemi bozuklukları: Nabız bozukluğu, kalp durması

    Zehirlenme hangi yollarla meydana gelir?

    Zehirlenme yolları üç grupta toplanır.

    Ø Sindirim yoluyla: En sık rastlanan zehirlenme yoludur. Sindirim yoluyla alınan zehirler genellikle ev yada bahçede kullanılan kimyasal maddeler, ıehirli mantarlar, bozuk besinler, ilaç ve aşırı alkoldür.
    Ø Solunum yoluyla: Zehirli maddenin solunum yolu ile alınmasıyla oluşur. Genellikle karbonmonoksit (tüp kaçakları, şofben, bütan gaz sobaları), Lağım çukuru veya kayalarda biriken karbondioksit, havuz hijyeninde kullanılan klor, yapıştırıcılar, boyalar ev temizleyicileri gibi maddeler ile oluşur.
    Ø Cilt yoluyla: Zehirli madde vücuda direk deri aracılığı ile girer. Bu yolla olan zehirlenmeler böcek sokmaları, hayvan ısırıkları, ilaç enjeksiyonları, saç boyaları, zirai ilaçlar gibi zehirli maddelerin deriden emilmesi ile oluşur.

    Sindirim yoluyla zehirlenmede ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Bilinç kontrolü yapılır,
    Ø Ağız zehirli madde ile temas etmişse su ile çalkalanır, zehirli madde ele temas etmişse el sabunlu su ile yıkanır,
    Ø Yaşam bulguları değerlendirilir,
    Ø Kusma, bulantı, ishal gibi belirtiler değerlendirilir,
    Ø Kusturulmaya çalışılmaz, özellikle yakıcı maddelerin alındığı durumlarda hasta asla kusturulmaz,
    Ø Bilinç kaybı varsa koma pozisyonu verilir,
    Ø Üstü örtülür,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112),
    Ø Olayla ilgili bilgiler toplanarak kaydedilir ;
    -Zehirli maddenin türü nedir?
    -İlaç yada uyuşturucu alıyor mu?
    -Hasta saat kaçta bulundu?
    -Evde ne tip ilaçlar var?

    Solunum yolu ile zehirlenmelerde ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Hasta temiz havaya çıkarılır yada cam ve kapı açılarak ortam havalandırılır,
    Ø Yaşamsal belirtiler değerlendirilir (ABC),
    Ø Yarı oturur pozisyonda tutulur,
    Ø Bilinç kapalı ise koma pozisyonu verilir,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112),
    Ø İlkyardımcı müdahale sırasında kendini ve çevresini korumak için gerekli önlemleri almalıdır,
    Ø Solunumu korumak için maske veya ıslak bez kullanılır,
    Ø Elektrik düğmeleri ve diğer elektrikli aletler ve ışıklandırma cihazları kullanılmaz,
    Ø Yoğun duman varsa hastayı dışarı çıkarmak için ip kullanılmalıdır,
    Ø Derhal itfaiyeye haber verilir (110).

    Cilt yolu ile zehirlenmelerde ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Yaşam bulguları değerlendirilir,
    Ø Ellerin zehirli madde ile teması önlenmelidir,
    Ø Zehir bulaşmış giysiler çıkartılır,
    Ø 15-20 dakika boyunca deri bol suyla yıkanmalıdır,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).

    Zehirlenmelerde genel ilkyardım kuralları nelerdir?

    Ø Zehirlenmeye neden olan maddeyi uzaklaştırmak (Kirli madde vücuttan ne kadar çabuk uzaklaştırılırsa o kadar az miktarda emilir).
    Ø Hayati fonksiyonların devamının sağlanması
    Ø Sağlık kuruluşuna bildirme (112)
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:45 pm

    Hayvan ve Böcek Isırmalarında İlkyardım


    Hayvan ısırmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Hasta/yaralı yaşamsal bulgular yönünden değerlendirilir (ABC),
    Ø Hafif yaralanmalarda yara 5 dakika süreyle sabun ve soğuk suyla yıkanır,
    Ø Yaranın üstü temiz bir bezle kapatılır,
    Ø Ciddi yaralanma ve kanama varsa yaraya temiz bir bezle basınç uygulanarak kanama durdurulmalıdır,
    Ø Derhal tıbbi yardım istenmeli (112),
    Ø Hasta kuduz ve/veya tetanos aşısı için uyarılmalıdır,

    Arı sokmalarının belirtileri nelerdir?

    Belirtiler kısa sürer. Acı, şişme, kızarıklık gibi lokal belirtiler olur. Arı birkaç yerden soktuysa, nefes borusuna yakın bir yerden soktuysa yada kişi alerjik bünyeli ise tehlikeli olabilir.

    Arı sokmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Yaralı bölge yıkanır,
    Ø Derinin üzerinden görülüyorsa arının iğnesi çıkarılır,
    Ø Soğuk uygulama yapılır,
    Ø Eğer ağızdan sokmuşsa ve solunumu güçleştiriyorsa buz emmesi sağlanır,
    Ø Ağız içi sokmalarında ve alerji hikayesi olanlarda tıbbi yardım istenir (112).

    Akrep sokmalarının belirtileri nelerdir?

    Kuvvetli bir lokal reaksiyon oluşturur.
    Ø Ağrı
    Ø Ödem
    Ø İltihaplanma, kızarma, morarma
    Ø Adale krampları, titreme ve karıncalanma
    Ø Huzursuzluk, havale gözlenebilir.

    Akrep sokmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Sokmanın olduğu bölge hareket ettirilmez,
    Ø Yatar pozisyonda tutulur,
    Ø Yaraya soğuk uygulama yapılır,
    Ø Kan dolaşımını engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır,
    Ø Yara üzerine hiçbir girişim yapılmaz.

    Yılan sokmalarının belirtileri nelerdir?

    Lokal ve genel belirtiler verir :

    Ø Bölgede morluk, iltihaplanma (1-2 hafta sürer)
    Ø Kusma, karın arısı, ishal gibi sindirim bozuklukları
    Ø Aşırı susuzluk
    Ø Şok,kanama
    Ø Psikolojik bozukluklar
    Ø Kalpte ritim bozukluğu, baş ağrısı ve solunum düzensizliği

    Yılan sokmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Hasta sakinleştirilip, dinlenmesi sağlanır,
    Ø Yara su ile yıkanır,
    Ø Yaraya yakın bölgede baskı yapabilecek eşyalar (yüzük, bilezik vb.) çıkarılır,
    Ø Yasa baş ve boyunda ise yara çevresine baskı uygulanır,
    Ø Kol ve bacaklarda ise yara üstünden dolaşımı engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır (Turnike uygulanmaz),
    Ø Soğuk uygulama yapılır,
    Ø Yara üzerine herhangi bir girişimde bulunulmaz (yara emilmez),
    Ø Yaşamsal bulgular izlenir,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).

    Deniz canlıları sokmasında belirtiler nelerdir?

    Çok ciddi değildir. Lokal ve genel belirtiler görülür :

    Ø Kızarma
    Ø Şişme
    Ø İltihaplanma
    Ø Sıkıntı hissi
    Ø Huzursuzluk
    Ø Havale
    Ø Baş ağrısı

    Deniz canlıları sokmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Yaralı bölge hareket ettirilmez,
    Ø Batan diken varsa ve görünüyorsa çıkartılır,
    Ø Etkilenen bölge ovulmamalıdır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:46 pm

    Göz, Kulak ve Buruna Yabancı Cisim Kaçmasında İlkyardım


    Göze yabancı cisim kaçmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Toz gibi küçük madde ise;

    Ø Göz ışığa doğru çevrilir ve alt göz kapağı içine bakılır,
    Ø Gerekirse üst göz kapağı açık tutulur,
    Ø Nemli temiz bir bezle çıkarılmaya çalışılır,
    Ø Hastaya gözünü kırpıştırması söylenir,
    Ø Göz ovulmamalıdır,
    Ø Çıkmıyorsa sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır.

    Bir cisim batması varsa ya da ****l cisim kaçmışsa;

    Ø Gerekmedikçe hasta yerinden oynatılmaz,
    Ø Göze hiçbir şekilde dokunulmaz,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112),
    Ø Hastanın göz uzmanı olan bir sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır.

    Kulağa yabancı cisim kaçmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Kesinlikle sivri ve delici bir cisimle müdahale edilmez,
    Ø Su değdirilmez,
    Ø Tıbbi yardım istenir (112).

    Buruna yabancı cisim kaçmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    Ø Burun duvarına bastırarak kuvvetli bir nefes verme ile cismin atılması sağlanır,
    Ø Çıkmazsa tıbbi yardım istenir (112).
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:46 pm

    Boğulmalarda İlkyardım


    Boğulma nedir?

    Boğulma, vücuttaki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma meydana gelmesidir.

    Boğulma nedenleri nelerdir?

    Ø Bayılma ve bilinç kaybı sonucu dilin geriye kayması
    Ø Nefes borusuna sıvı dolması
    Ø Nefes borusuna yabancı cisim kaçması
    Ø Asılma
    Ø Akciğerlerin zedelenmesi
    Ø Gazla zehirlenme
    Ø Suda boğulma (*)

    (*) Suda boğulmalarda, boğulma sırasında nefes borusu girişinin kasılmasına bağlı olarak çok az miktarda su akciğerlere girer. Suda boğulanlarda özellikle soğuk havalarda 20-30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp mesajına başlanmalıdır.

    Suda boğulmalarda, ağızdan ağıza ya da ağızdan buruna solunumun suda yaptırılması mümkündür ve bu uygulamaya su içerisinde iken başlanmalıdır. Bu uygulama derin sularda mümkün olmayabilir, bu nedenle hasta/yaralının hızla sığ suya doğru çekilmesi gerekir.

    Suya atlama sonucu, boğulma riskinin yanısıra genel vücut travması ya da omurga kırıkları da akla gelmelidir. Bu nedenle suda, başın çok fazla arkaya itilmemesi gereklidir.

    Boğulmalarda genel belirtiler nelerdir?

    Ø Nefes almada güçlük
    Ø Gürültülü, hızlı ve derin solunum
    Ø Ağızda balgam toplanması ve köpüklenme
    Ø Yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma
    Ø Genel sıkıntı hali, cevaplarda isabetsizlik ve kararsızlık
    Ø Bayılma

    Boğulmalarda genel ilkyardım işlemleri ne olmalıdır?

    Ø Boğulma nedeni ortadan kaldırılır,
    Ø Bilinç kontrolü yapılır,
    Ø Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir (ABC),
    Ø Temel yaşam desteği sağlanır,
    Ø Derhal tıbbi yardım istenir (112),
    Ø Yaşam bulguları izlenir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:47 pm

    Hasta / Yaralı Taşıma Yöntemleri


    Hasta/yaralı taşınmasında genel kurallar nelerdir?

    Ø Hasta/yaralı taşınmasında ilkyardımcı kendi sağlığını riske sokmamalıdır,
    Ø Gereksiz zorlama ve yaralanmalara engel olmak için aşağıdaki kurallara uygun davranmalıdır,
    Ø Hasta/yaralıya yakın mesafede çalışılmalıdır,
    Ø Daha uzun ve kuvvetli kas grupları kullanılmalıdır,
    Ø Sırtın gerginliğini korumak için dizler ve kalçalar bükülmelidir (Omurilik yaralanmaları riskini azaltır),
    Ø Yerden destek alacak şekilde her iki ayağı da kullanarak biri diğerinden biraz öne yerleştirilmelidir,
    Ø Kalkarken, ağırlığı kalça kaslarına vererek dizler en uygun biçimde doğrultulmalıdır,
    Ø Baş her zaman düz tutulmalı, homojen ve düzgün bir şekilde hareket ettirilmelidir,
    Ø Yavaş ve düzgün adımlarla yürümek gerekir, adımlar omuzdan daha geniş olmamalıdır,
    Ø Ağırlık kaldırırken karın muntazam tutulup kalçayı kasmak gerekir,
    Ø Omuzlar, leğen kemiğinin ve omuriliğin hizasında tutulmalıdır,
    Ø Yön değiştirirken ani dönme ve bükülmelerden kaçınılmalıdır,
    Ø Hasta/yaralı mümkün olduğunca az hareket ettirilmelidir,
    Ø Hasta/yaralı baş-boyun-gövde ekseni esas alınarak en az 6 destek noktasından kavranmalıdır,
    Ø Hasta/yaralı taşımak mükemmel bir ekip çalışması gerektirir,
    Ø Tüm hareketleri yönlendirecek sorumlu bir kişi olmalı, bu kişi hareketler için gereken komutları (dikkat, kaldırıyoruz gibi) vermelidir. Bu kişi genellikle ağırlığın en fazla olduğu ve en fazla dikkat edilmesi gereken bölge olan baş ve boyun kısmını tutan kişi olmalıdır.

    Acil taşıma teknikleri nelerdir?

    Ø Genel bir kural olarak, hasta/yaralının yeri değiştirilmemeli ve dokunulmamalıdır. Olağanüstü bir tehlike söz konusuysa, taşıdığı her türlü riske rağmen acil taşıma zorunludur.
    Ø En kısa sürede yaralılar güvenli bir yere taşınmalıdır.

    Sürükleme yöntemleri nelerdir?

    Hasta/yaralının sürüklenmesi, oldukça faydalı bir yöntemdir. Özellikle, çok kilolu ve iriyarı kişilerin taşınması gerekiyorsa; dar, basık ve geçiş güçlüğü olan bir yerden çıkarmalarda herhangi bir yaralanmaya neden olmamak için seçilebilecek bir yöntemdir. İlkyardımcının fiziksel kapasitesi göz önünde bulundurulmalıdır. Mümkünse battaniye kullanılmalıdır.

    Sürükleme yöntemleri şunlardır:

    Ø Ayak bileklerinden sürükleme
    Ø Koltuk altından tutarak sürükleme

    Araç içindeki yaralıyı taşıma (RENTEK manevrası) tekniği nedir?

    Kaza geçirmiş yaralı bir kişiyi eğer bir tehlike söz konusu ise omuriliğine zarar vermeden çıkarmada kullanılır. Bu uygulama solunum durması; yangın tehlikesi gibi olağanüstü durumlarda uygulanacaktır. Öncelikle;

    Ø Hasta/yaralının ayaklarının pedalların arasına sıkışmamış olduğundan emin olunmalıdır ve varsa emniyet kemeri çıkartılmalıdır.

    Daha sonra;

    Ø İlkyardımcı, yaralıya yan taraftan yanaşır,
    Ø Bir eliyle yaralının kolunu, diğer eliyle de çenesini kavrayarak boyun tespiti yapar,
    Ø Yaralının baş-boyun-gövde eksenini mümkün olduğunca hareket ettirmeden bütün halinde araçtan dışarı çeker,
    Ø Yaralı dışarı alındıktan sonra yavaşça yere veya sedyeye konur.

    Kısa mesafede süratli taşıma teknikleri nelerdir?

    1-Kucakta taşıma :

    Bilinci açık olan çocuklar ve hafif yetişkinler için kullanışlı bir yöntemdir. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır.

    Ø Bir elle yaralı dizlerinin altından tutularak destek alınır,
    Ø Diğer elle gövdenin ağırlığı yüklenerek sırtından kavranır,
    Ø Yaralıya kollarını ilkyardımcının boynuna dolaması söylenebilir. Bu yaralının kendini güvende hissetmesini sağlar,
    Ø Ağırlık dizlere verilerek kalkılır.

    2-İlkyardımcının omzundan destek alma :

    Hafif yaralı ve yürüyebilecek durumdaki hasta/yaralıların taşınmasında kullanılır. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır. Bu yöntem iki kişi ile de uygulanabilir.

    Ø Yaralının bir kolu ilkyardımcının boynuna dolanarak destek verilir,
    Ø İlkyardımcı boşta kalan kolu ile hasta/yaralının belini tutarak yardım eder.

    3-Sırtta taşıma:

    Bilinçli hastaları taşımada kullanılır. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır.

    Ø İlkyardımcı hasta/yaralıya sırtı dönük olarak çömelir ve bacaklarını kavrar,
    Ø Hasta/yaralının kolları ilkyardımcının göğsünde birleştirilir,
    Ø Ağırlık dizlere verilerek hasta/yaralı kaldırılır.
    4-Omuzda taşıma ( İtfaiyeci yöntemi) :

    Yürüyemeyen yada bilinci kapalı olan kişiler için kullanılır. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır. İlkyardımcının bir kolu boşta olacağından merdiven yada bir yerden rahatlıkla destek alınabilir.

    Ø İlkyardımcı sol kolu ile omuzun dan tutarak hasta/yaralıyı oturur duruma getirir,
    Ø Çömelerek sağ kolunu hasta/yaralının bacaklarının arasından geçirir,
    Ø Hasta/yaralının vücudunu sağ omzuna alır,
    Ø Sol el ile hasta/yaralının sağ elini tutar, ağırlığı dizlerine vererek kalkar,
    Ø Hasta/yaralının önde boşta kalan bileği kavranarak hızla olay yerinden uzaklaştırılır.

    5-İki ilkyardımcı ile ellerin üzerinde taşıma (Altın Beşik Yöntemi) :

    Hasta/yaralının ciddi bir yaralanması yoksa ve yardım edebiliyorsa iki, üç, dört elle altın beşik yapılarak taşınır.

    İki elle: İki ilkyardımcının birer eli boşta kalır, bu elleri birbirlerinin omzuna koyarlar, diğer elleri ile bileklerinden kavrayarak hasta/yaralıyı oturturlar.

    Üç elle: Birinci ilkyardımcı bir eli ile ikinci ilkyardımcının omzunu kavrar, diğer eli ile ikinci ilkyardımcının el bileğini kavrar. İkinci ilkyardımcı bir el ile birinci ilkyardımcının bileğini, diğer eli ile de kendi bileğini kavrar.

    Dört elle: İlkyardımcılar bir elleri ile diğer el bileklerini, öbür elleri ile de birbirlerinin bileklerini kavrarlar.

    6-Kollar ve bacaklardan tutarak taşıma:

    Hasta/yaralı bir yerden kaldırılarak hemen başka bir yere aktarılacaksa kullanılır. İki ilkyardımcı tarafından uygulanır.

    Ø İlkyardımcılardan biri sırtı hasta/yaralıya dönük olacak şekilde bacakları arasına çömelir ve elleri ile hasta/yaralının dizleri altından kavrar. İkinci ilkyardımcı hasta/yaralının baş tarafına geçerek kolları ile koltuk altlarından kavrar. Bu şekilde kaldırarak taşırlar.

    7-Sandalye ile taşıma:

    Hasta/yaralının bilinçli olması gereklidir. Özellikle merdiven inip çıkarken çok kullanışlı bir yöntemdir. İki ilkyardımcı tarafından uygulanır.

    Ø Bir ilkyardımcı sandalyeyi arka taraftan, oturulacak kısma yakın bir yerden, diğer ilkyardımcı sandalyenin ön bacaklarını aşağı kısmından kavrayarak taşırlar.

    Sedye üzerine yerleştirme teknikleri nelerdir?

    1-Kaşık tekniği:

    Bu teknik hasta/yaralıya sadece bir taraftan ulaşılması durumunda üç ilkyardımcı tarafından uygulanır.

    Ø İlkyardımcılar hasta/yaralının tek bir yanında bir dizleri yerde olacak şekilde diz çökerler,
    Ø Hasta/yaralının elleri göğsünde birleştirilir,
    Ø Birinci ilkyardımcı baş ve omzundan, ikinci ilkyardımcı sırtının alt kısmı ve uyluğundan, üçüncü ilkyardımcı dizlerinin altından ve bileklerinden kavrar. Daha sonra kendi ellerini hasta/yaralının vücudun altından geçirerek kavrarlar,
    Ø Başını ve omzunu tutan birinci ilkyardımcının komutu ile tüm ilkyardımcılar aynı anda hasta/yaralıyı kaldırarak dizlerinin üzerine koyarlar,
    Ø Sonra uyumlu bir şekilde ayağa kalkarlar,
    Ø Aynı anda tek bir hareketle hasta/yaralıyı göğüslerine doğru çevirirler ve aynı anda düzgün bir şekilde sedyeye koyarlar.

    2-Köprü tekniği:

    Hasta/yaralıya iki taraftan ulaşılması durumunda dört ilkyardımcı tarafından yapılır.

    Ø İlkyardımcılar bacaklarını açıp, hasta/yaralının üzerine hafifçe çömelerek yerleşirler,
    Ø Birinci ilkyardımcı başı koruyacak şekilde omuz ve ensesinden, ikinci ilkyardımcı kalçalarından, üçüncü ilkyardımcı da dizlerinin altından tutar,
    Ø Birinci ilkyardımcının komutu ile her üç ilkyardımcı hastayı kaldırırlar,
    Ø Dördüncü ilkyardımcı sedyeyi arkadaşlarının bacakları arasına iterek yerleştirir ve ·hasta/yaralı sedyenin üzerine konulur.

    3-Karşılıklı durarak kaldırma:

    Omurilik yaralanmalarında ve şüphesinde kullanılır. Üç ilkyardımcı tarafından uygulanır.

    Ø İki ilkyardımcı hasta/yaralının göğüs hizasında karşılıklı diz çökerler,
    Ø Üçüncü ilkyardımcı hasta/yaralının dizleri hizasında diz çöker,
    Ø Hasta/yaralının kolları göğsünün üzerinde birleştirerek, düz yatması sağlanır,
    Ø Baş kısımdaki ilkyardımcılar kollarını baş-boyun eksenini koruyacak şekilde hasta/yaralının sırtına yerleştirirler,
    Ø Hasta/yaralının dizleri hizasındaki üçüncü ilkyardımcı kollarını açarak hasta/yaralının bacaklarını düz olacak şekilde kavrar. Verilen komutla, tüm ilkyardımcılar hasta/yaralıyı düz olarak kaldırarak sedyeye yerleştirirler.

    Sedye ile taşıma teknikleri nelerdir?

    Sedye ile taşımada genel kurallar şunlardır:

    Ø Hasta/yaralı battaniye ya da çarşaf gibi bir malzeme ile sarılmalıdır,
    Ø Düşmesini önlemek için sedyeye bağlanmalıdır,
    Ø Başı gidiş yönünde olmalıdır,
    Ø Sedye daima yatay konumda olmalıdır,
    Ø Öndeki ilkyardımcı sağ, arkadaki ilkyardımcı sol ayağı ile yürümeye başlamalıdır (Sürekli değiştirilen adımlar sedyeye sağlam taşıma sağlar),
    Ø Daima sedye hareketlerini yönlendiren bir sorumlu olmalı ve komut vermelidir,
    Ø Güçlü olan ilkyardımcı hasta /yaralının baş kısmında olmalıdır.

    1-Sedyenin iki kişi tarafından taşınması:

    Ø Her iki ilkyardımcı çömelirler, sırtları düz, bacakları kıvrık olacak şekilde sedyenin iki ucundaki iç kısımlarda dururlar,
    Ø Komutla birlikte sedyeyi kaldırırlar ve yine komutla dönüşümlü adımla yürümeye başlarlar,
    Ø Önde yürüyen yoldaki olası engelleri haber vermekle sorumludur.

    2-Sedyenin dört kişi tarafından taşınması:

    Yaralının durumu ağır ise yada yol uzun, zor ve engelli ise sedye 4 kişi ile taşınmalıdır,

    Ø İlkyardımcıların ikisi hasta/yaralının baş, diğer ikisi ayak kısmında sırtları dik, bacakları bükülü olarak sedyenin yan kısımlarında çömelirler. Sedyenin sapından tutarlar ve yukarı komutu ile sedyeyi kaldırırlar,
    Ø Sedyenin sol tarafından tutan ilkyardımcılar sol, sağ tarafındakiler sağ adımlarıyla yürümeye başlarlar,
    Ø Dar bölgeden yürürken ilkyardımcılar sırtlarını sedyenin iç kısmına vererek yerleşirler,
    Ø Merdiven, yokuş inip çıkarken sedye mümkün olabilecek en yatay pozisyonda tutulmalıdır. Bunun için ayak tarafındakiler sedyeyi uyluk hizasında, baş tarafındakiler omuz hizasında tutmalıdır.

    3-Bir battaniye ile geçici sedye oluşturma:

    Ø Tek bir battaniye ile sedye oluşturmada ise battaniye yere serilir kenarları rulo yapılır. Yaralı üzerine yatırılarak kısa mesafede güvenle taşınabilir.

    4-Bir battaniye ve iki kirişle geçici sedye oluşturma:

    Yeterli uzunlukta iki kiriş ile sedye oluşturmak mümkündür.

    Ø Bir battaniye yere serilir,
    Ø Battaniyenin 1/3'üne birinci kiriş yerleştirilir ve battaniye bu kirişin üzerine katlanır,
    Ø Katlanan kısmın bittiği yere yakın bir noktaya ikinci kiriş yerleştirilir,
    Ø Battaniyede kalan kısım bu kirişin üzerini kaplayacak şekilde kirişin üzerine doğru getirilir,
    Ø Hasta/yaralı bu iki kirişin arasında oluşturulan bölgeye yatırılır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:47 pm

    Kanamalarda İlkyardım


    Kanama nedir?

    Damar bütünlüğünün bozulması sonucu kanın damar dışına (vücudun içine veya dışına doğru) doğru akmasıdır. Kanamanın ciddiyeti aşağıdaki durumlara bağlıdır:

    * Kanamanın hızına,
    * Vücutta kanın aktığı bölgeye,
    * Kanama miktarına,
    * Kişinin fiziksel durumu ve yaşına.

    Kaç çeşit kanama vardır?

    Vücutta kanın aktığı bölgeye göre 3 çeşit kanama vardır :

    * Dış kanamalar: Kanama yaradan vücut dışına doğru olur.
    İç kanamalar: Kanama vücut içine olduğu için gözle görülemez.
    Doğal deliklerden olan kanamalar:Kulak, burun, ağız, anüs, üreme organlarından olan kanamalardır.

    Kanama arter, ven yada kılcal damar kanaması olabilir. Arter kanamaları kalp atımları ile uyumlu olarak kesik kesik akar ve açık renklidir. Ven kanamaları ise koyu renkli ve sızıntı şeklindedir. Kılcal damar kanaması küçük kabarcıklar şeklindedir.

    Kanamanın değerlendirilmesinde, şok belirtilerinin izlenmesi çok önemlidir.

    Kanamalarda ilkyardım uygulamaları nelerdir?
    Dış kanamalarda ilkyardım:

    * Hasta/yaralının durumu değerlendirilir (ABC),
    * Tıbbi yardım istenir (112),
    * Yara yada kanama değerlendirilir,
    * Kanayan yer üzerine temiz bir bezle bastırılır,
    * Kanama durmazsa ikinci bir bez koyarak basıncı arttırılır,
    * Gerekirse bandaj ile sararak basınç uygulanır,
    * Kanayan yere en yakın basınç noktasına baskı uygulanır,
    * Kanayan bölge yukarı kaldırılır,
    * Çok sayıda yaralının bulunduğu bir ortamda tek ilkyardımcı varsa, yaralı güç koşullarda bir yere taşınacaksa, uzuv kopması varsa ve/veya baskı noktalarına baskı uygulamak yeterli olmuyorsa turnike uygulanır,
    * Şok pozisyonu verilir,
    * Sık aralıklarla (2-3dakikada bir) yaşam bulguları değerlendirilir,
    * Kanayan bölge dışarıda kalacak şekilde hasta/yaralının üstü örtülür,
    * Yapılan uygulamalar ile ilgili bilgiler (turnike uygulaması gibi) hasta/yaralının üzerine yazılır,
    * Hızla sevk edilmesi sağlanır.

    Atardamar kanamalarında kan basınç ile fışkırır tarzda olur. Bu nedenle, kısa zamanda çok kan kaybedilir. Bu tür kanamalarda asıl yapılması gereken, kanayan yer üzerine veya kanayan yere yakın olan bir üst atardamar bölgesine baskı uygulanmasıdır. Vücutta bu amaç için belirlenmiş baskı noktaları şunlardır:

    * 1-Boyun : Boyun atardamarı (şah damarı) baskı yeri
    2-Köprücük kemiği üzeri : Kol atardamarı baskı yeri
    3-Koltukaltı : Kol atardamarı baskı yeri
    4-Kolun üst bölümü : Kol atardamarı baskı yeri
    5-Kasık : Bacak atardamarı baskı yeri
    6-Uyluk : Bacak atardamarı baskı yeri

    Kanamalarda üçgen bandaj uygulaması nasıl yapılmalıdır?

    Üçgen bandaj, vücudun değişik bölümlerinde bandaj ve/veya askı olarak kullanılabilir. Üçgen bezin tepesi tabanına doğru getirilip yerleştirilir, sonra bir yada iki kez daha bunun üzerine katlanarak istenilen genişlikte bir sargı bezi elde edilmiş olur.

    Elde üçgen bandaj uygulama:

    Parmaklar, üçgenin tepesine gelecek şekilde el üçgen sargının üzerine yerleştirilir. Üçgenin tepesi bileğe doğru katlanır. Elin sırtında, üçgenin uçları karşı karşıya getirilir ve çaprazlanır, bilek seviyesinde düğümlenir.

    Ayağa üçgen bandaj uygulama:

    Ayak, üçgenin üzerine düz olarak, parmaklar üçgenin tepesine bakacak şekilde yerleştirilir. Üçgen bandajın tepesini ayağın üzerinde çaprazlayacak şekilde öne doğru getirilir. İki ucu ayak bileği etrafında düğümlenir.

    Dize üçgen bandaj uygulama:

    Üçgenin tabanı dizin 3-4 parmak altında ve ucu dizin üzerine gelecek şekilde yerleştirilir. Dizin arkasından uçları çaprazlanır, dizin üstünde uçları düğümlenir.

    Göğüse üçgen bandaj uygulama:

    Üçgenin tepesi omuza yerleştirilir ve tabanı göğsü saracak şekilde sırtta düğümlenir. Bu düğüm ile üçgenin tepesi, bir başka bez kullanılarak birbirine yaklaştırılarak bağlanır.

    Kalçaya üçgen bandaj uygulama:

    Üçgenin tabanı uyluğun alt kısmının etrafında düğümlenir, tepesi ise belin etrafını saran bir kemer yada beze bağlanır.

    Hangi durumlarda turnike uygulanmalıdır?

    * Çok sayıda yaralının bulunduğu bir ortamda tek ilkyardımcı varsa (kanamayı durdurmak ve daha sonra da diğer yaralılarla ilgilenebilmek için),
    * Yaralı güç koşullarda bir yere taşınacaksa,
    * Uzuv kopması varsa,
    * Baskı noktalarına baskı uygulamak yeterli olmuyorsa

    Turnike uygulaması kanamanın durdurulamadığı durumlarda başvurulacak en son uygulamadır. Ancak eskisi kadar sık uygulanmamaktadır. Çünkü, uzun süreli turnike uygulanması sonucu doku harabiyeti meydana gelebilir ya da uzvun tamamen kaybına neden olunabilir.

    Turnike uygulamasında dikkat edilecek hususlar neler olmalıdır?

    * Turnike uygulamasında kullanılacak malzemelerin genişliği en az 8-10 cm olmalıdır.
    * Turnike uygulamasında ip, tel gibi kesici malzemeler kullanılmamalıdır.
    * Turnikeyi sıkmak için tahta parçası, kalem gibi malzemeler kullanılabilir.
    * Turnike kanama duruncaya kadar sıkılır, kanama durduktan sonra daha fazla sıkılmaz.
    * Turnike uygulanan bölgenin üzerine hiçbir şey örtülmez.
    * Turnike uygulamasının yapıldığı saat bir kağıda yazılmalı ve yaralının üzerine asılmalıdır.
    * Uzun süreli kanamalardaki turnike uygulamalarında, kanayan bölgeye göre 15-30 dakikada bir turnike gevşetilmelidir.
    * Turnike, kol ve uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır, ancak önkol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği için uygulanmaz. Uzuv kopması durumlarında, önkol ve bacağa da turnike uygulanabilir.

    El ve ayak kopmalarında turnike nasıl uygulanır?

    Kaza ve yaralanmalarda atardamar yaralanmalarına neden olarak ölüme yol açmaktadır.

    * Kopmuş olan uzvun kanama kontrolü yapılır, tampon yapılır ve kapatılır.
    * Turnike uzvun koptuğu bölgeye en yakın olan ve deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye uygulanır.
    * Turnike uygulandıktan sonra sıkılaştırılarak uzuvdaki kanama kontrol edilir.
    * Kopmuş uzuv parçası, su geçirmeyen bir plastik torbaya konur.
    * Daha sonra kopmuş uzuv parçasının konduğu plastik torba ağzı kapatıldıktan sonra, içerisinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya yada kovaya konulur. Bu şekilde, kopmuş uzuv parçasının buz ile direkt teması önlenmiş ve soğuk bir ortamda taşınması sağlanmış olur.
    * Torbanın üzerine kopan uzuv parçasının sahibine ait kimlik bilgileri kaydedilir ve yaralı ile aynı araca konarak en çok 6 saat içerisinde sağlık kuruşuna sevki sağlanır.

    İç kanamalarda ilkyardım:

    İç kanamalar, şiddetli travma, darbe, kırık, silahla yaralanma nedeniyle oluşabilir. Hasta/yaralıda şok belirtileri vardır. İç kanama şüphesi olanlarda aşağıdaki uygulamalar yapılmalıdır.

    * Hasta/yaralının bilinci ve ABC si değerlendirilir,
    * Üzeri örtülerek ayakları 30 cm yukarı kaldırılır,
    * Tıbbi yardım istenir (112),
    * Asla yiyecek ve içecek verilmez,
    * Hareket ettirilmez (özellikle kırık varsa),
    * Yaşamsal bulguları incelenir,
    * Sağlık kuruluşuna sevki sağlanır.

    Doğal deliklerden çıkan kanamalarda ilkyardım:

    Burun kanaması:

    * Hasta/yaralı sakinleştirilir, endişeleri giderilir,
    * Oturtulur,
    * Başı hafifçe öne eğilir,
    * Burun kanatları 5 dakika süre ile sıkılır,
    * Uzman bir doktora gitmesi sağlanır.

    Kulak kanaması:

    * Hasta/yaralı sakinleştirilir, endişeleri giderilir,
    * Kanama hafifse kulak temiz bir bezle temizlenir,
    * Kanama ciddi ise, kulağı tıkamadan temiz bezlerle kapanır,
    * Bilinci yerinde ise hareket ettirmeden sırt üstü yatırılır, bilinçsiz ise kanayan kulak üzerine yan yatırılır,
    * Kulak kanaması, kan kusma, anüs, üreme organlarından gelen kanamalarda hasta/yaralı kanama örnekleri ile uzman bir doktora sevk edilir.

    Şok nedir?

    Kalp-damar sisteminin yaşamsal organlara uygun oranda kanlanma yapamaması nedeniyle ortaya çıkan ve tansiyon düşüklüğü ile seyreden bir akut dolaşım yetmezliğidir.

    Kaç çeşit şok vardır?

    Nedenlerine göre 4 çeşit şok vardır:

    * Kardiyojenik şok
    * Hipovolemik şok
    * Toksik şok .
    * Anaflaktik şok

    Şok belirtileri nelerdir?

    * Kan basıncında düşme
    * Hızlı ve zayıf nabız
    * Hızlı ve yüzeyel solunum
    * Ciltte soğukluk, solukluk ve nemlilik
    * Endişe, huzursuzluk
    * Baş dönmesi,
    * Dudak çevresinde solukluk ya da morarma
    * Susuzluk hissi
    * Bilinç seviyesinde azalma

    Şokta ilkyardım uygulamaları nelerdir?

    * Kendinin ve çevrenin güvenliği sağlanır,
    * Hava yolunun açıklığı sağlanır,
    * Hasta/yaralının mümkün olduğunca temiz hava soluması sağlanır,
    * Varsa kanama hemen durdurulur,
    * Şok pozisyonu verilir,
    * Hasta/yaralı sıcak tutulur,
    * Hareket ettirilmez,
    * Hızlı bir şekilde sağlık kuruluşuna sevki sağlanır (112),
    * Hasta/yaralının endişe ve korkuları giderilerek psikolojik destek sağlanır.

    Şok pozisyonu nasıl verilir?

    * Hasta/yaralı düz olarak sırt üstü yatırılır,
    * Hasta/yaralının bacakları 30 cm kadar yukarı kaldırılarak, bacakların altına destek konulur (Çarşaf, battaniye yastık, kıvrılmış giysi vb.),
    * Üzeri örtülerek ısıtılır,
    * Yardım gelinceye kadar hasta / yaralının yanında kalınır,
    * Belli aralıklarla (2-3 dakikada bir) bir yaşam bulguları değerlendirilir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:48 pm

    Temel Yaşam Desteği


    Solunum ve kalp durması nedir?

    Solunum durması: Solunum hareketlerinin durması nedeniyle vücudun yaşamak için ihtiyacı olan oksijenden yoksun kalmasıdır. Hemen yapay solunuma başlanmaz ise bir süre sonra kalp durması meydana gelir.

    Kalp durması: Bilinci kapalı kişide büyük arterlerden nabız alınamaması durumudur. Kalp durmasına 5 dakika içinde müdahale edilmezse dokuların oksijenlenmesi bozulacağı için beyin hasarı oluşur.

    Temel Yaşam Desteği nedir?

    Hayat kurtarmak amacı ile hava yolu açıklığı sağlandıktan sonra, solunumu ve/veya kalbi durmuş kişiye yapay solunum ile akciğerlerine oksijen gitmesini, dış kalp masajı ile de kalpten kan pompalanmasını sağlamak üzere yapılan ilaçsız müdahalelerdir.

    Temel yaşam desteğine başlarken eğer çevrede biri varsa hemen 112 aratılmalıdır. Boğulma ve travmalarda ilkyardımcı yalnız ise 1 siklusdan sonra kendisi yardım çağırmalıdır. Bebek ve çocuklarda, ilkönce iki solunum yapılır, ardından 112 aranır.

    Hava yolunu açmak için Baş-Çene pozisyonu nasıl verilir?

    Bilinci kapalı bütün hasta/yaralılarda solunum yolu kontrol edilmelidir. Çünkü dil geriye kayabilir yada herhangi bir yabancı madde solunum yolunu tıkayabilir. Ağız içi kontrol edilerek temizlendikten sonra hastaya baş-çene pozisyonu verilir.

    Bunun için ;

    * Bir el alına yerleştirilir,
    * Diğer elin iki parmağı çeneye yerleştirilir,
    * Baş geriye doğru itilir.
    * Böylece dil yerinden oynatılarak hava yolu açıklığı sağlanmış olur.

    Yapay solunum nasıl yapılır?

    * Hasta/yaralının hava yolu açıldıktan sonra, solunum Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile değerlendirilir,
    * Solunum yoksa tıbbi yardım istenir (112),
    * Hemen yapay solunuma başlanır. YAPAY SOLUNUMA BAŞLAMADAN ÖNCE SOLUNUMUN OLMADIĞINDAN KESİNLİKLE EMİN OLUNMALIDIR!
    * Ağızdan ağıza tekniği için hasta/yaralıya Baş-Çene pozisyonu verilir,
    * Bir elin baş ve işaret parmakları ile burun kanatları hava çıkmayacak şekilde kapatılır,
    * İlkyardımcı, hasta/yaralının ağzını hava çıkmayacak şekilde kendi ağzı ile kavrar,
    * Hasta akciğerine 400-600 ml hava gidecek şekilde ağızdan iki kez üflenir,
    * Şah damarından 5 saniye süre ile nabız kontrolü yapılır. Nabız varsa dakikada 15-20 kez olacak şekilde yapay solunuma devam edilir. 1 yaşın altındaki bebeklerde 20-25 kez olacak şekilde hava verilir (Eğer nabız alınamıyorsa suni solunum ile birlikte kalp masajına da başlanır),
    * Bu şekilde verilen hava hayati organları koruyacak yeterli oksijene (%16-18) sahiptir,
    * Bebeklerde ve çene kilitlenmesi gibi durumlarda yetişkinlerde, yapay solunum ağızdan buruna hava verilerek yapılmalıdır,
    * Yapay solunumun etkili olup olmadığı Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile her 10 üflemede bir kontrol edilmelidir,
    * Nabız olup olmadığı şah damarından kontrol edilmelidir,
    * İlkyardımcı kendini korumak için yapay solunum sırasında ince bir tülbent, gazlı bez gibi araçlar kullanabilir.

    Dış kalp masajı nasıl yapılır?

    * Yapay solunum sırasında şah damarından5 saniye süre ile nabız kontrolü yapılır, nabız yoksa dış kalp masajına başlanır. KALP MASAJINA BAŞLAMADAN ÖNCE KALBİN TAMAMEN DURDUĞUNDAN KESİNLİKLE EMİN OLUNMALIDIR!
    * Temel yaşam desteğine başlarken eğer çevrede biri varsa hemen 112 aratılmalıdır. Boğulma ve travmalarda ilkyardımcı yalnız ise 1 siklusdan sonra kendisi yardım çağırmalıdır. Bebek ve çocuklarda, ilkönce iki solunum yapılır, ardından 112 aranır. (*)
    * Alttaki kaburgalar elle tespit edilir, eller kaydırılarak göğüs kemiğinin alt ucu belirlenir.
    * Her iki kaburganın birleştiği noktaya (sternum ucu) iki parmak konur ve üstüne diğer el topuğu yerleştirilerek bası noktası tespit edilir. Bu elin üzerine diğer el yerleştirilir.
    * Her iki el parmakları birbirine geçirilir ve hastaya temas etmemesine dikkat edilir. Eller sabit tutulmalıdır. Dirsekler ve omuz düz ve hasta/yaralının vücuduna dik tutulacak şekilde tutulmalıdır.
    * Vücut ağırlığı ile kaburga kemikleri 4-5 cm içe çökecek şekilde (yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar ) ritmik olarak sıkıştırma-gevşetme şeklinde bası uygulanır. Erişkinlerde dakikada 100 bası uygulanmalıdır.
    * Dış kalp masajı 1 yaşın altındaki bebeklerde göğüs kemiği alt ucuna iki parmakla, göğüs kemiği 1-1,5 cm içe çökecek şekilde dakikada 100 bası olarak yapılır. 1-8 yaşına kadar çocuklarda tek elle 2.5-5 cm çökecek şekilde yapılmalıdır (yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar).
    * Yapay solunum ve dış kalp masajı birlikte uygulandığında , yetişkinlerde tek ya da iki ilkyardımcı ya da iki ilkyardımcı ile 15/2 olarak uygulanır. (Bebek ve 1-8 yaş çocuklarda ise 5/1 olarak uygulanır.)
    * Her siklusta hasta/yaralının solunumu ve şah damarından nabzı 5 saniye süre ile kontrol edilmelidir (1 siklus:15 kalp masajı ve 2 yapay solunum uygulamasının 4 kez tekrarlanmasıdır).
    * Temel yaşam desteğine bu konuda eğitim almış bir sağlık personeli gelinceye kadar devam edilmelidir.

    (*)Temel yaşam desteği yapılırken yaş önemli bir faktördür. Orta yaş ve üzerindeki bir hastada ölüm nedenlerinin başında ventriküler fibrilasyon gelmektedir. Böyle bir durumda olay yerine gelen 112 ekibi defibrilasyon yaparak hastayı kurtarma şansını artırabilir. Bu nedenle süratle 112’yi aramak son derece önemlidir.

    Çocuklarda (1-8 yaş) Temel Yaşam Desteği nasıl yapılır?

    * Çocuğun hava yolu açıldıktan sonra, solunum Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile değerlendirilir,
    * Solunum yoksa tıbbi yardım istenir (112),
    * Çocuğa önce Baş-Çene pozisyonu verilir,
    * Hemen yapay solunuma başlanır. YAPAY SOLUNUMA BAŞLAMADAN ÖNCE SOLUNUMUN OLMADIĞINDAN KESİNLİKLE EMİN OLUNMALIDIR!
    * Yapay solunum ağızdan ağıza ya da ağızdan ağız ve buruna tekniği ile çocuğun yaşı ve yüzünün büyüklüğüne göre gerçekleştirilir,
    * Yapay solunuma iki kez hava üflenerek başlanır ve tıbbi yardım istenir (112),
    * Yapay solunum dakikada 15-20 olacak şekilde yapılır,
    * Nabız kontrolü yetişkinlerdeki gibidir (şah damarından 5 saniye süreyle kontrol edilir),
    * NABIZIN ALINAMADIĞINDAN YANİ KALBİN ATMADIĞINDAN KESİN OLARAK EMİN OLUNDUKTAN SONRA KALP MASAJINA BAŞLANMALIDIR!
    * Kalp masajı tek elle basılarak yapılır,
    * Bası noktası yetişkinlerde olduğu gibi belirlenir. Büyük çocuklarda tek elin basısı yetersiz görülürse yine yetişkinlerdeki gibi uygulama yapılır,
    * Çocuklarda dakikada 100 bası uygulanır,
    * Bası gücü ise göğüs boşluğu 2.5-5 cm çökecek şekilde (yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) ,
    * Çocuklarda bir ya da iki ilkyardımcı ile 5/1 olacak şekilde uygulama yapılır, ancak çocuğun iriliğine göre bu uygulama gerekirse yetişkinlerde olduğu gibi 5/2 olarak gerçekleştirilir.

    Bebeklerde (0-1 yaş) Temel Yaşam Desteği nasıl yapılır?

    * Bebeğin topuğuna hafifçe vurularak bilinç kontrolü yapılır,
    * Çocuğun hava yolu açıldıktan sonra, solunum Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile değerlendirilir,
    * Solunum yolunun açılması için bebeğe Baş-Çene pozisyonu verilir (bebeğin başı hafifçe itilir). Başın fazla gerdirilmesi solunum yollarını tıkayıp olumsuz sonuçlar yaratabileceğinden başa hafif bir eğim vermek son derece önemlidir!
    * Yapay solunuma başlanırken ilkyardımcı ağzını bebeğin ağzı ve burnunun üstüne yerleştirilmelidir,
    * Yapay solunuma iki kez hava verilerek başlanır,
    * Tıbbi yardım istenir (112),
    * Üflemenin ayarı bebeğin göğsünün kalkış hareketlerine göre olmalıdır, çocuğun akciğerlerinin alacağından daha fazla hava üflenmemelidir,
    * Solunum sıklığı dakikada 20-25 olmalıdır,
    * Nabız kontrolü dirsek önyüz iç kısmındaki kol atardamarı hissedilerek yapılır,
    * NABIZIN ALINAMADIĞINDAN YANİ KALBİN ATMADIĞINDAN KESİN OLARAK EMİN OLUNDUKTAN SONRA KALP MASAJINA BAŞLANMALIDIR!
    * Bebeğin iki memesi arasında hayali bir çizgi olduğu varsayılarak bu çizginin orta noktasında göğüs kemiği tespit edilir. Buraya iki parmağı bastırmak suretiyle kalp masajına başlanır,
    * Kalp masajı göğüs kemiği 1-1.5 cm içeri çökecek şekilde yapılır,
    * Bebeklere de dakikada 100 bası uygulanır,
    * Bebeklerde de kalp masajı ve yapay solunum sayısı 5/1 olacak şekilde uygulanır.

    Hava yolu tıkanıklığı nedir?

    Hava yolunun, solunumu gerçekleştirmek için gerekli havanın geçişine engel olacak şekilde tıkanmasıdır. Tıkanma tam tıkanma yada kısmi tıkanma şeklinde olabilir.

    Hava yolu tıkanıklığı belirtileri nelerdir?

    Tam tıkanma belirtileri:

    * Nefes alamaz,
    * Acı çeker, ellerini boynuna götürür,
    * Konuşamaz,
    * Rengi morarmıştır,
    * Bu durumda Heimlich Manevrası (=Karına bası uygulama) yapılır .

    Kısmi tıkanma belirtileri:

    * Öksürür
    * Nefes alabilir
    * Konuşabilir

    Bu durumda hastaya dokunulmaz, öksürmeye teşvik edilir.

    Tam tıkanıklık olan kişilerde Heimlich Manevrası (=Karına bası uygulama) nasıl uygulanır?

    Bilinci yerinde olan(=bilinci açık) kişilerde Heimlich manevrası:

    * Hasta ayakta ya da oturur pozisyonda olabilir,
    * Arkadan sarılarak gövdesi kavranır,
    * Bir elin baş parmağı midenin üst kısmına, göğüs kemiği altına gelecek şekilde yumruk yaparak konur. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır,
    * Kuvvetle arkaya ve yukarı doğru bastırılır,
    * Bu hareket 5-7 kez yabancı cisim çıkıncaya kadar tekrarlanır,
    * Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir,
    * Tıbbi yardım istenir (112).

    Bilincini kaybetmiş(=bilinci kapalı) kişilerde Heimlich Manevrası: (*)

    * Hasta yere yatırılır, yan pozisyonda sırtına 5 kez vurulur,
    * Tıkanma açılmadığı taktirde hasta düz bir zeminde başı yana çevrilir,
    * Hastanın bacakları üzerine ata biner şekilde oturulur,
    * Bir elin topuğunu göbek ile göğüs kemiği arasına yerleştirilir, diğer el üzerine konur,
    * Göbeğin üzerinden kürek kemiklerine doğru eğik bir baskı uygulanır,
    * Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir,
    * İşleme yabancı cisim çıkıncaya kadar devam edilir,
    * Tıbbi yardım istenir (112),
    * Bu hareketi 5-7 kez yabancı cisim çıkıncaya kadar ya da yardım gelinceye kadar devam edin,
    * Bu tür olgularda havayolu tıkanıklığından şüphelenildiğinde, ilkyardımcılar Temel Yaşam Desteği uygulamalarını yapacaklardır. Kurtarıcı nefes verdikten sonra hava gitmiyorsa tıkanıklık olduğu düşünülür, ilkyardımcı ağız içinde yabancı cisim olup olmadığını kontrol etmeli, yabancı cisim görüyorsa çıkarmalıdır. Havayolu tıkanıklığı varsa havayolunu açacak manevraları profesyonel acil yardım ekibi uygular.

    (*)Yukarıdaki bilgiler sadece ilkyardım eğitmenleri için verilmiş olup bilinci kapalı olan erişkinlerde havayolunun açılması için gerekli olan girişimler ve hareketler ilkyardımcılara öğretilmeyecektir.

    Bebeklerde tam tıkanıklık olan hava yolunun açılması (**):

    * Bebek ilkyardımcının bir kolu üzerine ters olarak yatırılır,
    * Başparmak ve diğer parmakların yardımıyla bebeğin çenesi kavranarak boynundan tutulur ve yüzüstü pozisyonda öne doğru eğilir,
    * Baş gergin ve gövdesinden aşağıda bir pozisyonda tutulur,
    * 5 kez el bileğinin iç kısmı ile bebeğin sırtına kürek kemiklerinin arasına hafifçe vurulur,
    * Diğer kolun üzerine başı elle kavranarak sırtüstü çevrilir,
    * Yabancı cismin çıkıp çıkmadığına bakılır,
    * Çıkmadıysa başı gövdesinden aşağıda olacak sırtüstü şekilde tutulur,
    * 5 kez iki parmakla göğüs kemiğinin alt kısmından karnın üs kısmına baskı uygulanır,
    * Yabancı cisim çıkana kadar devam edilir,
    * Tıbbi yardım istenir (112).

    (**)Bebek çok küçük ise ve karından baskı uygulanamıyorsa bebekler için yukarıda anlatılan uygulamalar yapılır. Ancak diğer hallerde bebeklerde yapılan uygulamalar, bilinci kapalı erişkinlerde yapılan Heimlich Manevrası uygulamaları ile aynıdır. Yukarıdaki bilgiler sadece ilkyardım eğitmenleri için verilmiş olup bebeklerde havayolunun açılması için gerekli olan girişimler ve hareketler ilkyardımcılara öğretilmeyecektir.

    Kısmi tıkanıklık olan kişilerde nasıl ilkyardım uygulanır?

    * Eğer kişinin hava yolunda yeterli hava giriş çıkışı mevcutsa, kazazede öksürmeye teşvik edilmeli, yakından izlenmeli ve başka bir girişimde bulunulmamalıdır. Kazazedenin henüz ayakta durabildiği bu dönemde onun arka tarafında yer alınmalıdır.
    * Bu durumda, kazazede öncelikle bulunduğu pozisyonda bırakılmalıdır.
    * Kazazedenin solunum ve öksürüğü zayıflarsa ya da kaybolursa ve morarma saptanırsa derhal girişimde bulunulmalıdır.
    * Belirgin bir yabancı cisim, yerinden çıkmış veya gevşemiş takma dişleri varsa bunlar yerinden çıkarılır.
    * Eğer yabancı cisim görülemiyorsa ve hastanın durumu kötüye gidiyorsa yukarıda tam tıkanmada anlatılan uygulamalara başlanır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:48 pm

    Yaralanmalarda İlkyardım


    Yara nedir?

    Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon riski artar.

    Kaç çeşit yara vardır?

    Kesik yaralar:

    Bıçak, çakı, cam gibi kesici aletlerle oluşur. Genellikle basit yaralardır. Derinlikleri kolay belirlenir.

    Ezikli yaralar:

    Taş yumruk yada sopa gibi etkenlerin şiddetli olarak çarpması ile oluşan yaralardır. Yara kenarları eziktir. Çok fazla kanama olmaz, ancak doku zedelenmesi ve hassasiyet vardır.

    Delici yaralar:

    Uzun ve sivri aletlerle oluşan yaralardır. Yüzey üzerinde derinlik hakimdir. Aldatıcı olabilir tetanos tehlikesi vardır.

    Parçalı yaralar:

    Dokular üzerinde bir çekme etkisi ile meydana gelir. Doku ile ilgili tüm organ, saçlı deride zarar görebilir.

    Efekte yaralar:

    Mikrop kapma ihtimali olan yaralardır. Enfeksiyon riski yüksek yaralar şunlardır:

    * Gecikmiş yaralar (6 saatten fazla),
    * Dikişleri ayrılmış yaralar,
    * Kenarları muntazam olmayan yaralar,
    * Çok kirli ve derin yaralar,
    * Ateşli silah yaraları,
    * Isırma ve sokma ile oluşan yaralar.

    Yaraların ortak belirtileri nelerdir?

    * Ağrı
    * Kanama
    * Yara kenarının ayrılması

    Yaralanmalarda ilkyardım nasıl olmalıdır?

    * Yaşam bulguları değerlendirilir (ABC),
    * Yara yeri değerlendirilir,
    o Oluş şekli
    o Süresi
    o Yabancı cisim varlığı
    o Kanama vb.
    * Kanama durdurulur,
    * Üzeri kapatılır,
    * Sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır,
    * Tetanos konusunda uyarıda bulunulur,
    * Yaradaki yabancı cisimlere dokunulmamalıdır!

    Ciddi yaralanmalar nelerdir?

    * Kenarları birleşmeyen veya 2-3 cm olan yaralar,
    * Kanaması durdurulamayan yaralar,
    * Kas veya kemiğin göründüğü yaralar,
    * Delici aletlerle oluşan yaralar,
    * Yabancı cisim saplanmış olan yaralar,
    * İnsan veya hayvan ısırıkları,
    * Görünürde iz bırakma ihtimali olan yaralar.

    Ciddi yaralanmalarda ilkyardım nasıl olmalıdır?

    * Yaraya saplanan yabancı cisimler çıkarılmaz,
    * Yarada kanama varsa durdurulur,
    * Yara içi kurcalanmamalıdır,
    * Yara temiz bir bezle örtülür (nemli bir bez),
    * Yara üzerine bandaj uygulanır,
    * Tıbbi yardım istenir (112).

    Delici göğüs yaralanmalarında ne gibi sorunlar görülebilir?

    Göğsün içine giren cisim, akciğer zarı ve akciğeri yaralar. Bunun sonucunda şu belirtiler görülebilir:

    * Yoğun ağrı
    * Solunum zorluğu
    * Morarma
    * Kan tükürme
    * Açık pnömotoraks (Göğüsteki yarada nefes alıyor görüntüsü)

    Delici göğüs yaralanmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    * Hasta/yaralının bilinç kontrolü yapılır,
    * Hasta/yaralının yaşam bulguları değerlendirilir (ABC),
    * Yara üzerine plastik poşet naylon vb. sarılmış bir bezle kapatılır,
    * Nefes alma sırasında yaraya hava girmesini engellemek, nefes verme sırasında havanın dışarı çıkmasını sağlamak için yara üzerine konan bezin bir ucu açık bırakılır,
    * Hasta/yaralı bilinci açık ise yarı oturur pozisyonda oturtulur,
    * Ağızdan hiçbir şey verilmez,
    * Yaşam bulguları sık sık kontrol edilir,
    * Açık pnömotoraksta şok ihtimali çok yüksektir. Bu nedenle şok önlemleri alınmalıdır,
    * Tıbbi yardım istenir(112).

    Delici karın yaralanmalarında ne gibi sorunlar olabilir?

    * Karın bölgesindeki organlar zarar görebilir,
    * İç ve dış kanama ve buna bağlı şok oluşabilir,
    * Karın tahta gibi sert ve çok ağrılı ise durum ciddidir,
    * Bağırsaklar dışarı çıkabilir.

    Delici karın yaralanmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    * Hasta/yaralının bilinç kontrolü yapılır,
    * Hasta/yaralının yaşam bulguları kontrol edilir,
    * Dışarı çıkan organlar içeri sokulmaya çalışılmaz, üzerine geniş ve nemli temiz bir bez örtülür,
    * Bilinç yerinde ise sırt üstü pozisyonda bacaklar bükülmüş olarak yatırılır, ısı kaybını önlemek için üzeri örtülür,
    * Ağızdan yiyecek yada içecek bir şey verilmez,
    * Yaşam bulguları sık sık izlenir,
    * Tıbbi yardım istenir (112).

    Kafatası ve omurga yaralanmaları neden önemlidir?

    Darbenin şiddetine bağlı olarak kafatası boşluğunda yer alan merkezi sinir sistemi etkilenebilir. Bel kemiğindeki yaralanmalarda omurgada ani sıkışma yada ayrılma meydana gelebilir. Bunun sonucunda sinir sistemi etkilenerek bazı olumsuz sonuçlar oluşabilir. Trafik kazalarında ölümlerin % 80’i kafatası ve omurga yaralanmalarından olmaktadır.

    Kafatası yaralanmaları çeşitleri nelerdir?

    Saçlı deride yaralanmalar :Saç derisi kafatası yüzeyi üzerinde kolaylıkla yer değiştirebilir ve herhangi bir darbe sonucu kolayca ayrılabilir. Bu durumda çok fazla miktarda kanama olur, bu nedenle öncelikle kanamanın durdurulması gereklidir.

    Kafatası, beyin yaralanmaları:

    Kafatası kırıkları: Kafatası kırıklarında beyin zedelenmesi, kemiğin kırılmasından daha önemlidir. Bu nedenle beyin hasarı bulguları değerlendirilmelidir.

    Yüz yaralanmaları: Ağız ve burun yaralanmalarında solunum ciddi şekilde etkilenebilir ve duyu organları zarar görebilir. Bir yüz yaralanması sonucunda burun, çene kemiği kemiklerinde yaralanma görülebilir.

    Omurga (bel kemiği) yaralanmaları: En çok zarar gören bölge bel ve boyun bölgesidir ve çok ağrılıdır. Kazalarda en çok boyun etkilenir.

    Kafatası ve omurga yaralanmalarının nedenleri nelerdir?

    * Yüksek bir yerden düşme
    * Baş ve gövde yaralanması
    * Otomobil yada motosiklet kazaları
    * Spor ve iş kazaları
    * Yıkıntı altında kalma

    Kafatası ve omurga yaralanmalarında belirtiler nelerdir?

    * Bilinç düzeyinde değişmeler, hafıza değişiklikleri yada hafıza kaybı
    * Başta, boyunda ve sırtta ağrı
    * Elde ve parmaklarda karıncalanma yada his kaybı
    * Vücudun herhangi bir yerinde tam yada kısmi hareket kaybı
    * Baş yada bel kemiğinde şekil bozukluğu
    * Burun ve kulaktan beyin omurilik sıvısı ve kan gelmesi
    * Baş, boyun ve sırtta dış kanama
    * Sarsıntı
    * Denge kaybı
    * Kulak ve göz çevresinde morluk
    * Ancak, hastada hiçbir belirti yoksa bile,
    * Yüz ve köprücük kemiği yaralanmaları
    * Tüm düşme vakaları
    * Trafik kazaları
    * Bilinci kapalı tüm hasta / yaralılar kafa ve omurga yaralanması olarak var sayılmalıdır.

    Kafatası ve omurga yaralanmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

    * Bilinç kontrolü yapılır,
    * Yaşam bulguları değerlendirilir,
    * Hemen tıbbi yardım istenir (112),
    * Bilinci açıksa hareket etmemesi sağlanır,
    * Her hangi bir tehlike söz konusu ise düz pozisyonda sürüklenir,
    * Baş-boyun-gövde ekseni bozulmamalıdır,
    * Yardım geldiğinde sedyeye baş-boyun-gövde ekseni bozulmadan alınmalıdır,
    * Taşınma ve sevk sırasında sarsıntıya maruz kalmaması gerekir,
    * Tüm yapılanlar ve hasta/yaralı hakkındaki bilgiler kaydedilmeli ve gelen ekibe bildirilmelidir,
    * Asla yalnız bırakılmamalıdır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:49 pm

    Hasta veya Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi


    İlkyardımcının bilmesi gereken ve vücudu oluşturan sistemler nelerdir?

    Hareket sistemi: Vücudun hareket etmesini, desteklenmesini sağlar ve koruyucu görev yapar. Hareket sistemi şu yapılardan oluşur:

    * Kemikler
    * Eklemler
    * Kaslar

    Dolaşım sistemi: Vücut dokularının oksijen, besin, hormon, bağışıklık elemanı ve benzeri elemanları taşır ve yeniden geriye toplar. Dolaşım sistemi şu yapılardan oluşur:

    * Kalp
    * Kan damarları
    * Kan

    Sinir sistemi: Bilinç, anlama, düşünme, algılama, hareketlerinin uyumu, dengesi ve solunum ile dolaşımı sağlar. Sinir sistemi şu yapılardan oluşur:

    * Beyin
    * Beyincik
    * Omurilik
    * Omurilik soğanı

    Solunum sistemi: Vücuda gerekli olan gaz alışverişi görevini yaparak hücre ve dokuların oksijenlenmesini sağlar. Solunum sistemi şu organlardan oluşur:

    * Solunum yolları
    * Akciğerler

    Boşaltım sistemi: Kanı süzerek gerekli maddelerin vücutta tutulması, zararlı olanların atılması görevlerini yaparak vücutta iç dengeyi korur. Boşaltım sistemi şu organlardan oluşur:

    * İdrar borusu
    * İdrar kesesi
    * İdrar kanalları
    * Böbrekler

    Sindirim sistemi: Ağızdan alınan besinlerin öğütülerek sindirilmesi ve kan dolaşımı vasıtasıyla vücuda dağıtılmasını sağlar. Sindirim sistemi şu organlardan oluşur:

    * Dil ve dişler
    * Yemek borusu
    * Mide
    * Safra kesesi
    * Pankreas
    * Bağırsaklar

    Vücutta nabız alınabilen bölgeler nelerdir?

    * Şah damarı (adem elmasının her iki yanında)
    * Ön-kol damarı (Bileğin iç yüzü, baş parmağın üst hizası)
    * Bacak damarı (Ayak sırtının merkezinde)
    * Kol damarı (Kolun iç yüzü, dirseğin üstü)

    Hasta/yaralıların dolaşımını değerlendirirken, çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından nabız alınır.

    Hasta/yaralının değerlendirilmesinin amacı nedir?

    * Hastalık yada yaralanmanın ciddiyetini değerlendirmek
    * İlkyardım önceliklerini belirlemek
    * Yapılacak ilkyardım yöntemini belirlemek
    * Güvenli bir müdahale sağlamak

    Hasta/yaralının ilk değerlendirilme aşamaları nelerdir?

    Hasta/yaralıya sözlü uyaran yada hafifçe omzuna dokunarak “iyi misiniz?” diye sorularak bilinç durumu değerlendirmesi yapılır. Bilinç durumunun değerlendirilmesi daha sonraki aşamalar için önemlidir. Buna göre hasta/yaralının ilk değerlendirilme aşamaları şunlardır:

    A. Havayolu açıklığının değerlendirilmesi:

    * Özellikle bilinç kaybı olanlarda dil geri kaçarak solunum yolunu tıkayabilir yada kusmuk, yabancı cisimlerle solunum yolu tıkanabilir. Havanın akciğerlere ulaşabilmesi için hava yolunun açık olması gerekir.
    * Hava yolu açıklığı sağlanırken hasta/yaralı baş, boyun, gövde ekseni düz olacak şekilde yatırılmalıdır.
    * Bilinç kaybı belirlenmiş ise ağız içi önce göz ile daha sonra işaret parmağı yandan ağız içine sokularak bir çengel gibi kullanılarak diğer yandan çıkartılmak suretiyle kontrol edilmeli, ardından yabancı cisim varsa bir bez aracılığı ile çıkarılmalıdır.
    * Daha sonra bir el hasta/yaralının alnına konarak, diğer elin 2-3 parmağı ile çene tutularak baş geriye doğru itilip Baş-Çene pozisyonu verilir. Bu işlemler sırasında sert hareketlerden kaçınılmalıdır.

    B. Solunumun değerlendirilmesi:

    İlkyardımcı, başını hasta/yaralının göğsüne bakacak şekilde yan çevirerek yüzünü hasta/yaralının ağzına yaklaştırır, Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile solunum yapıp yapmadığını 10 saniye süre ile değerlendirir.

    * Solunum hareketini gözler.
    * Solunum sesini dinler.
    * Yanağında hasta/yaralının nefesini hissetmeye çalışır.

    Solunum yoksa derhal yapay solunuma başlanır.

    C. Dolaşımın değerlendirilmesi:

    Dolaşımın değerlendirilmesi için ilkyardımcı çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından 3 parmakla 5 saniye süre ile nabız almaya çalışılır. Bu süre içinde nabız alınmıyorsa derhal dış kalp masajına başlanır.
    İlk değerlendirme sonucu hasta/yaralının bilinci kapalı fakat solunum ve nabzı varsa derhal koma pozisyonuna getirerek diğer yaralılar değerlendirilir.

    Hasta/yaralının ikinci değerlendirmesi nasıl olmalıdır?

    İlk muayene ile hasta/yaralının yaşam belirtilerinin varlığı güvence altına alındıktan sonra ilkyardımcı ikinci muayene aşamasına geçerek baştan aşağı muayene yapar. İkinci değerlendirme aşamaları şunlardır :

    Görüşerek bilgi edinme:

    * Kendini tanıtır,
    * Hasta/yaralının ismini öğrenir ve adıyla hitap eder,
    * Hoşgörülü ve nazik davranarak güven sağlar,
    * Hasta/yaralının endişelerini gidererek rahatlatır,
    * Olayın mahiyeti, koşulları, kişisel özgeçmişleri, sonuç olarak ne yedikleri, kullanılan ilaçlar ve alerjinin varlığı sorularak öğrenilir.

    Baştan aşağı kontrol yapılır:

    * Bilinç düzeyi, anlama, algılama
    * Solunum sayısı, ritmi, derinliği
    * Nabız sayısı, ritmi, şiddeti
    * Vücut veya cilt ısısı, nemi, rengi

    Baş: Saç, saçlı deri, baş ve yüzde yaralanma, morluk olup olmadığı, kulak yada burundan sıvı yada kan gelip gelmediği değerlendirilir, ağız içi kontrol edilir.

    Boyun: Ağrı, hassasiyet, şişlik, şekil bozukluğu araştırılır. Aksi ispat edilinceye kadar boyun zedelenmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir.

    Göğüs kafesi: Saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu yada morarma olup olmadığı, hafif baskı ile ağrı oluşup oluşmadığı, kanama olup olmadığı değerlendirilmelidir. Göğüs kafesi genişlemesinin normal olup olmadığı araştırılmalıdır. Göğüs muayenesinde eller arkaya kaydırılarak hasta/yaralının sırtı da kontrol edilmelidir.

    Karın boşluğu: Saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu, şişlik, morarma, ağrı yada duyarlılık olup olmadığı ve karnın yumuşaklığı değerlendirilmelidir. Eller bel tarafına kaydırılarak muayene edilmeli, ardından kalça kemiklerinde de aynı araştırma yapılarak kırık yada yara olup olmadığı araştırılmalıdır.

    Kol ve bacaklar: Kuvvet, his kaybı varlığı, ağrı, şişlik, şekil bozukluğu, işlev kaybı ve kırık olup olmadığı, nabız noktalarından nabız alınıp alınmadığı değerlendirilmelidir.
    İkinci değerlendirmeden sonra mevcut duruma göre yapılacak müdahale yöntemi seçilir.

    Olay yerini değerlendirmenin amacı nedir?

    * Olay yerinde tekrar kaza olma riskini ortadan kaldırmak,
    * Olay yerindeki hasta/yaralı sayısını ve türlerini belirlemek.

    Olay yerinin hızlı bir şekilde değerlendirilmesinin ardından yapılacak müdahaleler planlanır.

    Olay yerinin değerlendirilmesinde yapılacak işler nelerdir?

    Herhangi bir olay yerinin değerlendirilmesinde aşağıdakiler mutlaka yapılmalıdır:

    * Kazaya uğrayan araç mümkünse yolun dışına ve güvenli bir alana alınmalı, kontağı kapatılmalı, el freni çekilmeli, araç LPG’li ise aracın bagajında bulunan tüpün vanası kapatılmalıdır.
    * Olay yeri yeterince görünebilir biçimde işaretlenmelidir. Kaza noktasının önüne ve arkasına gelebilecek araç sürücülerini yavaşlatmak ve olası bir kaza tehlikesini önlemek için uyarı işaretleri yerleştirilmelidir. Bunun için üçgen reflektörler kullanılmalıdır.
    * Olay yerinde hasta/yaralıya yapılacak yardımı güçleştirebilecek veya engelleyebilecek meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır.
    * Olası patlama ve yangın riskini önlemek için olay yerinde sigara içilmemelidir.
    * Gaz varlığı söz konusu ise oluşabilecek zehirlenmelerin önlenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
    * Ortam havalandırılmalıdır.
    * Kıvılcım oluşturabilecek ışıklandırma veya çağrı araçlarının kullanılmasına izin verilmemelidir.
    * Hasta/yaralı yerinden oynatılmamalıdır.
    * Hasta/yaralı hızla yaşam bulguları yönünden (ABC) değerlendirilmelidir.
    * Hasta/yaralı kırık ve kanama yönünden değerlendirilmelidir.
    * Hasta/yaralı sıcak tutulmalıdır.
    * Hasta/yaralının bilinci kapalı ise ağızdan hiçbir şey verilmemelidir.
    * Tıbbi yardım istenmelidir (112).
    * Hasta/yaralının endişeleri giderilmeli, nazik ve hoşgörülü olmalıdır.
    * Hasta/yaralının paniğe kapılmasını engellemek için yarasını görmesine izin verilmemelidir.
    * Hasta/yaralı ve olay hakkındaki bilgiler kaydedilmelidir.
    * Yardım ekibi gelene kadar olay yerinde kalınmalıdır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:49 pm

    Genel İlkyardım Bilgileri


    İlkyardım nedir?

    Herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesini önleyebilmek amacı ile olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın, mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır.

    Acil tedavi nedir?

    Acil tedavi ünitelerinde, hasta/yaralılara doktor ve sağlık personeli tarafından yapılan tıbbi müdahalelerdir.

    İlkyardımcı kimdir?

    İlkyardım tanımında belirtilen amaç doğrultusunda hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç gereçlerle, ilaçsız uygulamaları yapan eğitim almış kişi ya da kişilerdir.

    İlkyardım ve acil tedavi arasındaki fark nedir?

    Acil tedavi bu konuda ehliyetli kişilerce gerekli donanımla yapılan müdahale olmasına karşın, ilkyardım bu konuda eğitim almış herkesin olayın olduğu yerde bulabildiği malzemeleri kullanarak yaptığı hayat kurtarıcı müdahaledir.

    İlkyardımın öncelikli amaçları nelerdir?

    * Hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak,
    * Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak,
    * Hasta/yaralının durumunun. kötüleşmesini önlemek,
    * İyileşmeyi kolaylaştırmak.

    İlkyardımın temel uygulamaları nelerdir?

    İlkyardım temel uygulamaları Koruma, Bildirme, Kurtarma (KBK) olarak ifade edilir.

    Koruma:

    Kaza sonuçlarının ağırlaşmasını önlemek için olay yerinin değerlendirilmesini kapsar. En önemli işlem olay yerinde oluşabilecek tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır.

    Bildirme:

    Olay / kaza mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde telefon veya diğer kişiler aracılığı ile gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Türkiye'de ilkyardım gerektiren her durumda telefon iletişimleri, 112 acil telefon numarası üzerinden gerçekleştirilir.

    Kurtarma (Müdahale):

    Olay yerinde hasta / yaralılara müdahale hızlı ancak sakin bir şekilde yapılmalıdır.

    112’nin aranması sırasında nelere dikkat edilmelidir?

    * Sakin olunmalı yada sakin olan bir kişinin araması sağlanmalıdır.
    * 112 merkezi tarafından sorulan sorulara net bir şekilde cevap verilmelidir;
    * Kesin yer ve adres bilgileri verilirken, olayın olduğu yere yakın bir caddenin yada çok bilinen bir yerin adı verilmelidir,
    * Kimin, hangi numaradan aradığı bildirilmelidir,
    * Hasta/yaralı(lar)ın adı ve olayın tanımı yapılmalıdır,
    * Hasta/yaralı sayısı ve durumu bildirilmelidir,
    * Eğer herhangi bir ilkyardım uygulaması yapıldıysa nasıl bir yardım verildiği belirtilmelidir,
    * 112 hattında bilgi alan kişi, gerekli olan tüm bilgileri aldığını söyleyinceye kadar telefon kapatılmalıdır.

    İlkyardımcının müdahale ile ilgili yapması gerekenler nelerdir?

    * Hasta / yaralıların durumunu değerlendirmek (ABC) ve öncelikli müdahale edilecekleri belirlemek
    * Hasta/yaralının korku ve endişelerini gidermek
    * Hasta/yaralıya müdahalede yardımcı olacak kişileri organize etmek
    * Hasta/yaralının durumunun ağırlaşmasını önlemek için kendi kişisel olanakları ile gerekli müdahalelerde bulunmak
    * Kırıklara yerinde müdahale etmek
    * Hasta/yaralıyı sıcak tutmak
    * Hasta/yaralının yarasını görmesine izin vermemek
    * Hasta/yaralıyı hareket ettirmeden müdahale yapmak
    * Hasta/yaralının en uygun yöntemlerle en yakın sağlık kuruluşuna sevkini sağlamak (112) (Ancak, ağır hasta/yaralı bir kişi hayati tehlikede olmadığı sürece asla yerinden kıpırdatılmamalıdır.)

    İlkyardımcının özellikleri nasıl olmalıdır?

    Olay yeri genellikle insanların telaşlı ve heyecanlı oldukları ortamlardır. Bu durumda ilkyardımcı sakin ve kararlı bir şekilde olayın sorumluluğunu alarak gerekli müdahaleleri doğru olarak yapmalıdır. Bunun için bir ilkyardımcıda aşağıdaki özelliklerin olması gerekmektedir:

    * İnsan vücudu ile ilgili temel bilgilere sahip olmak,
    * Önce kendi can güvenliğini korumak,
    * Sakin, kendine güvenli ve pratik olmak,
    * Eldeki olanakları değerlendirebilmek,
    * Olayı anında ve doğru olarak haber vermek (112’yi aramak),
    * Çevredeki kişileri organize edebilmek ve onlardan yararlanabilmek,
    * İyi bir iletişim becerisine sahip olmak.

    Hayat kurtarma zinciri nedir?

    Hayat kurtarma zinciri 4 halkadan oluşur. Son iki halka ileri yaşam desteğine aittir ve ilkyardımcının görevi değildir.

    * 1.Halka - Sağlık kuruluşuna haber verme
    * 2.Halka - Olay yerinde yapılan Temel Yaşam Desteği
    * 3.Halka - Ambulans ekiplerince yapılan müdahaleler
    * 4.Halka - Hastane acil servisleridir

    İlkyardımın ABC si nedir?

    Bilinç kontrol edilmeli, bilinç kapalı ise aşağıdakiler hızla değerlendirilmelidir:

    * A. Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi
    B. Solunumun değerlendirilmesi ( Bak-Dinle-Hisset)
    C. Dolaşımın değerlendirilmesi (Şah damarından 5 saniye nabız alınarak yapılır)
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:49 pm

    Zehirlenmeler


    Gıda Zehirlenmeleri

    Bütün besinlerde bakteriler bulunur. Ancak, kötü koşularda nakledilen, pişirilen yada saklanan besinlerde bakteriler çok çabuk çoğalır ve zehirlenmelere yol açarlar.

    Daha nadir de olsa bazı durumlarda, parazitler, virüsler ve kimyasal maddeler besinlerin bozulmasına ve gıda zehirlenmelerine yol açarlar.

    Gıda zehirlenmelerinin işaret ve belirtileri gıdanın ne şekilde bozulduğuna bağlı olarak değişir. Genellikle, bozuk gıdanın tüketilmesini takip eden birkaç saat içinde ishal, bulantı, karın ağrısı, ve bazen kusma görülür.

    Bozuk gıdadan doğan zehirlenmelerin etkisi, yenen miktar, bünye, yaş ve yiyen kişinin genel sağlık durumuna göre değişir. Gıda zehirlenmelerinden daha fazla etkilenen riskli grupları şöyle sıralayabiliriz:



    Yaşlılar : Yaşlıların bağışıklık sistemleri zehirlenmelere sebep olan organizmalara karşı çabuk ve etkili bir savunma oluşturamaz.

    Bebekler ve küçük çocuklar : Bağışıklık sistemleri henüz tam anlamıyla gelişmemiştir.

    Kronik rahatsızlığı olanlar : Şeker hastalığı, AIDS ya da kanser tedavisi sebebiyle radyasyon alan hastaların bağışıklık sistemleri zayıflamıştır.

    Eğer bozuk gıdadan zehirlendiyseniz aşağıdaki önlemleri alın:



    İstirahat edip bol miktarda sıvı alın,

    Zehirlenmeye sebep olan bakterilerin vücuttan atılmalarını geciktireceği için ishal giderici ilaçlar kullanmayın.

    Hafif ve orta şiddetli gıda zehirlenmeleri genellikle kendiliğinden geçer.

    Eğer;



    Şiddetli ishal 24 saat içinde kanlı ishale dönüşürse,

    Yukarıda riskli gruplardan birisindeyseniz,

    Besinlerde zehirleyici nitelikte olan sporların sebep olduğu ağır gıda zehirlenmesinden şüpheleniyorsanız ( bu durum daha ziyade evde yapılan ve konserve şeklinde saklanan besinlerde görülür. Genellikle yendikten 12 ila 36 saat sonra baş ağrısı, görme bozukluğu, halsizlik ve hatta kısmi felç gibi belirtiler görülebilir. Bazı kişilerde ise bulantı, kusma, kabızlık, idrar tutma zorluğu, nefes almada güçlük ve ağız kuruması gibi belirtiler ortaya çıkabilir),

    Acil olarak en yakın acil servise başvurularak tıbbi yardım alınmalıdır.

    Zehirlenme

    Eğer aşağıdaki belirtiler varsa zehirlenmeden şüphelenebilirsiniz:



    Zehirli madde içilmesi sonucu ağız çevresi ve dudaklarda yanma ve kızarıklıklar,

    Benzin ya da tiner gibi maddelerin içilmesi sonucu nefesin kimyasal maddenin kokusunu taşıması,

    Kişide, giysilerinde, çevresindeki mobilyada, halıda, yerde yada çevredeki nesneler üzerinde bir yanık ya da leke görülmesi veya koku alınması,

    Kusma, nefes almada zorluk, uyku hali ve diğer anormal durumlar.

    Nöbet, alkol koması, felç ve şeker komasının belirtileri de zehirlenme ile benzerlik gösterir. Eğer zehirlenme teşhisini kesin olarak koyamıyorsanız, zehirlendiğini düşünerek hastayı korkutucu ve paniğe sevk edici şekilde davranmayın. Acil tıbbi yardım için doktor çağırın. Doktor gelinceye kadar hastayı mümkün olduğunca rahat ettirmeye çalışın ve şoka girip girmediğini yakından takip edin.

    Eğer birinin zehirlendiğinden eminseniz:



    1. Zehirlenmeye sebep olan ürünün üzerindeki etikette zehirlenmeye karşı ne yapılacağı yazıyorsa, yazılanları uygulayın.

    2. Eğer hasta uyanıksa ona bir bardak su ya da süt içirin. Vücuda alınan sıvı, zehrin vücut tarafından tutulmasını yavaşlatır. Eğer hasta, halsiz, uykulu ve bilinçsiz ise, ya da nöbet geçiriyorsa ağızdan herhangi bir şey verilmemelidir.

    3. Zehirli maddenin üzerindeki etikette yazmadığı ve bir uzmanın denetiminde olunmadığı sürece hastayı kusmaya zorlamayın.

    4. Hastayı kusturmanız gerekiyorsa Ipecac şurubu kullanınız. Bir başka yöntem de parmağınızla hastanın boğazının arka kısmına dokunmaktır. Başka bir seçeneğiniz yoksa hastaya sıcak su dolu bir bardağın içine 1 çay kaşığı kuru hardal ve 3 çay kaşığı tuz karıştırarak içirin.

    5. Kustuktan sonra hastaya bir bardak su ya da süt içirin.

    6. Eğer zehirli madde aynı zamanda hastanın elbiselerine, vücuduna ya da gözüne de bulaşmış ise elbisesini çıkarın, vücudunun zehirli madde değen kısmını ya da gözünü bol soğuk veya ılık suyla yıkayın

    7. Acil tıbbi yardım isteyin. Eğer zehirli maddeyi tanımlayabiliyorsanız, şişe ya da ambalajını da beraberinizde hastaneye götürün. Eğer hasta kusmuşsa ve siz de zehri başka bir yöntemle tanımlayamadıysanız, hastanın kusmuğundan bir miktar numune alarak hastaneye beraberinizde götürün.

    Karbon monoksit zehirlenmesi

    Ülkemizde her yıl yüzlerce kişi, ısınma amacıyla yakılan soba veya mangallardan çıkan karbon monoksit gazından zehirlenerek ölmektedir. Kokusuz ve renksiz bir gaz olan karbon monoksitten kaynaklanan zehirlenme hiç farkına varılmadan oluşur. Hafif baş ağrısından, komaya, felce ve ölüme kadar giden ciddi sonuçları vardır.Bu yüzden havalandırması olmayan yerlerde açıkta ateş yakılmaması, soba kullanılırken boru ve baca temizliğine dikkat edilmesi gerekmektedir. En önemli tedbir ise gece yatarken sobayı açık bırakmamaktır. Karbon monoksit zehirlenmesinin belirtileri:



    sersemlik,
    baş dönmesi,
    baş ağrısı,
    bulantı - kusma,
    bilinç düzeyinde bulanıklık,
    solunum sıkıntısı,
    görme bozukluğu

    şeklinde sıralanabilir.

    Bu belirtileri gösteren biri derhal açık havaya çıkartılmalıdır. Gerekirse yapay solunum yaptırılmalı, eğer varsa oksijen verilmelidir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:50 pm

    Su Boğulmalarında İlkyardım


    Böyle bir durumda sudan çıkarılan şahsın, yapay solunumla oksijenasyonu sağlanmaya çalışılmalı ve zaman kaybdilmeden hasteneye kaldırılmalıdır.

    Boğulma yüzme bilenlerin bile başına gelebilir. Suda boğulanların yalnızca yüzde 50sinin hiç yüzme bilmediği düşünülürse, yüzme bilenlerin de bazı önlemlere uymaları gerektiği anlaşılır. Ozellikle sualtında yüzenlerde duyu kaybı görülebilir.Boğulmalarda ölüm nedeninin akciğerlere su dolması olduğu varsayıldığından yardım etmek için suyun boşaltılmasına çalışılarak zaman kaybedilir. Oysa boğulmanın ilk evresinde, kazaya uğrayan kişi soluğunu tutacak durumda olmadığından, istenci dışında bir miktar su yutar. Ama kısa bir süre sonra gırtlakta, suyun solunum yollarına ve akciğerlere girmesini engelleyen bir kasılma gerçekleşir. Ancak kişi duyularını yitirdiğinde, gırtlak gevşer, mideye ve akciğerlere yeniden su gider. Boğulan pek çok kişinin (yaklaşık yüzde 10-15) akciğerlerde fazla su olmadan, oksijensiz kalarak ölmesi boğulmanın ilk evresinde gerçekleşir. Dolayısıyla yardıma koşanların, akciğerlerdeki az miktardaki suyu çıkarmaya çalışarak zaman kaybetmeden, yapay solunuma başlaması gerekir. Boğulma sonucunda solunum yetmezliğine yol açan mekanizmalar kazanın tatlı ya da tuzlu suda olmasına göre değişir.

    Yapılması Gerekenler;

    Boğulmalarda ilkyardımın temel amacı, akciğerlere hava girmesini sağlamaktır; ilkyardıma mümkün olduğunca zaman geçirmeden başlanmalıdır. Kazazede sudan çıkarılır çıkanlmaz, ağzında protez varsa alınmalı ve boğazındaki salgı-lar temizlenmeli, başı iyice arkaya yatırılarak, altçenesi iki elle kavranıp aşağıya ve geriye çekilmeli, bu arada başparmaklar ağzı açık tutmalı, ağızdan ağza yapay solunum uygulanmalı ve göğüs kafesine düzenli aralıklarla bastırarak kapalı kalp masajı yapılmalıdır.

    Yapay solunum uygulamak için kazazedenin başı arkaya eğilir, ensesinin altına bir el ya da katlanmış giysiler sokulur. Oteki el ise kazazedenin alnına, işaret ve baş parmaklar bumu kapatacak biçimde yerleştirilir. Yardım eden kişi derin bir soluk aldıktan sonra, dudaklarını kazazedenin dudaklarının üstüne yerleştirir ve soluğunu güçle verir. Kazazede çocuksa soluk verme fazla güçlü olmamalıdır. Soluk verdikten sonra kazazedenin soluk vermesine izin vermek amacıyla ağzı açık tutulur.

    Bu işlem iki kez daha yinelendikten sonra göğüs kafesine bastırarak kalp masajına başlanır. Bunun için kazazedenin yanı başına diz çökerek bir el göğüs kemiğinin alt bölümüne, öteki el ise bu elin sırtına yerleştirilir. Göğüs kemiğine omzun ve vücudun ağırlığı gelecek ve 30-40 kg'lik bir güç oluşturacak biçimde güçle bastırıldıktan sonra hızla bırakılır. İki soluk verdikten sonra göğse 15 bası uygulanır.

    Ağızdan ağza solunumun mümkün olmadığı durumlarda Halger-Nielsen ya da Silvester yöntemine başvurulabilir.

    Halger-Nielsen yöntemi kazazedeyi sırtüstü yatırmanın mümkün olmadığı zamanlarda yararlıdır. Yardım eden kişi avuçlarını kazazedenin kürek kemiklerinin hemen altına koyar; kazazede bu arada olanaklıysa ayakları başından daha alçakta ve kolları yüzünün altında birbirine kavuşmuş olarak yatınlır. Yardım eden kişi kollanyla kazazedenin sırtına bastırarak, havanın dışarı çıkmasını, daha sonra kazazedenin dirseklerini tutarak kendisine ve yukanya doğru çekip göğsün genişlemesini ve akciğerlere hava girmesini sağlar. Daha sonra kollar özenle yere konur, bası manevrası yinelenir. Bu manevra dakikada 12-15 kez yinelenmelidir.

    Silvester yönteminde, kazazede sırtüstü yatınlır; omuzlannın altına kalın bir şey konur. Yardım eden kazazedenin başucunda, bacakları başın her iki yanında olacak biçimde oturur.

    Kazazedenin kolları bileğin hemen üstünden sıkıca yakalandıktan sonra, son kaburgaların düzeyinde göğsün üstüne doğru dirençle karşılaşana değin bükülür. Bu anda hava akciğerlerden çıkar. Daha sonra kollar başın üstünde dışa yukarıya ve geriye kaldınlarak göğsün genişlemesi ve havanın pasif yolla akciğerlere girmesi sağlanır, kollar yavaşça göğse geri getirilir. Bu manevra dakikada 10-12 kez yinelenir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    İlk Yardım Empty Geri: İlk Yardım

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Nis. 29, 2009 12:50 pm

    İlkyardım Kâideleri


    Doğadaki kazalar ve ilk yardım gerektiren durumlarda en başlıca sorun paniğe kapılmamaktır. Ne bir doktorun,ne bir ambulansın, ne de hastane şartlarının bulunmadığını, en yakın yerleşimden belki günlerce uzakta olduğunuzu düşündüğünüzde, yüreğinizi kaplayan umutsuzluk duygusunu soğukkanlılıkla aşmalı ve artık otomatiğe bağladığınız temel ilkyardım prensiplerini harfiyen uygulamalısınız.

    1.Ek kazalara meydan vermemek: Sık karşılaşılan bir durum, heyecanla yardıma koşanların ek kazalara uğramaları, yaralanmaları ve bazen hayatlarını kaybetmeleridir. Gecenin bir vakti, yardım için viyadükten atlarken düşenler, arabasını biçimsiz park ettiği için zincirleme kazalara neden olanlar ve iyi niyetle koşuştururken ezilenler...

    Başına taş düşen ya da çığ altında kalan bir dağcıya yardıma koşan da aynı felakete uğrayabileceğini unutmamalıdır. Keza suda boğulmakta olan birine doğru yüzen kişi, şayet kendini karaya bağlayan bir ip veya tükendiğinde tutunabileceği bir tahta parçası yoksa boğulabileceğini aklında tutmalıdır. Banyoda baygın yatan yakınınıza koşarken, onu zehirleyen tüp gazdan sizin de etkilenebileceğinizi veya yerdeki birine dokunup kontrol ederken onu çarpan elektrik akımının size de zarar verebileceğini hesaba katmalısınız.

    Arama – kurtarma çalışmalarına katılanlar da, yardıma giderken kendi yaşamlarını sürdürebilecek asgari teçhizata sahip olmalı ve merkezle haberleşme bağlantısını koparmamalıdır.

    2.Yardım istemek: Bazen bir cep telefonu, bazen telsiz, bazen de üçüncü bir kişi, birazdan anlatacağımız ilk yardım uygulamasını, “yardım gelecek” güvencesiyle daha rahat yapmanıza imkan verir. Unutmayın daha çok insan, daha etkili yardım ve yaralıların daha doğru şekilde taşınması demektir. İlkyardımda kahramanlığın yeri yoktur. Ne kadar mükemmel yaparsanız yapın, çok zorunlu haller dışında temel ilkyardım uygulamasının ilk beş on dakikasında nefes nefese kalır tükenirsiniz.

    3.Doğru değerlendirme yapmak: Bir kazazedeyle karşılaştığınızda zamana karşı yarış başlamış demektir. Sizin burada dakikalarca okuduğunuz uygulamayı saniyeler içinde yapmanız gerekir.

    Kalp – akciğer canlandırması, kesinlikle kalbi durmuş, nefes almayan bir insana yapılır. Yanlış değerlendirmeyle kalbi çalışan, nefes alan birine bunu yaparsanız, o kişiyi öldürebilirsiniz. Dolayısıyla her türlü girişimden önce kazazedeyi yerinden oynatmadan, deyim yerindeyse 5 duyunuzu da kullanarak (belki tat duyusu hariç) ona ne olduğunu anlamaya çalışmalı ve burada yazılanları bazen aynı anda yapmalısınız.

    Kazazedeyle iletişim kurmaya çalışmalı, "Sana ne oldu, adın ne?" gibi sözlü uyarılarda bulunmalısınız. Cevap varsa işiniz büyük ölçüde kolaylaşır. Ondan elini ayağını oynatmasını isteyin. Böylece omuriliğinde bir yaralanma olup olmadığını anlayabilirsiniz. Özellikle bir yerden bir yere taşınıyorsa bunu muhakkak bilmeniz gereklidir.

    Sözlü uyarılarınıza cevap ararken bir elinizi kazazedenin alnına koyun. Bu sayede şuuru bulanık, boyun omurlarında kırık olabilecek kazazedenin istemsi hareketlerde bulunmasını ve omuriliğe zarar vermesini engelleyebilirsiniz.

    Sözlü uyarılarınıza cevap alamadığınızda (bazen mantıksız sözler söylemesi, sarhoş gibi konuşması, onun beyninde bir problem olduğunu düşündürmelidir), kontrolünüz altında kulak memesine atacağınız bir çimdik , onun ağrılı uyaranlara karşı cevabını ölçmenizi sağlar. Cevap yoksa karşınızda zor bir bilmece var demektir.

    Dört duyunuzla değerlendirmeye çalıştığınız kazazedenin alnında duran elinizin işaret ve baş parmağıyla göz kapaklarını açıp kapatarak, varsa fener ışığı yakıp söndürerek ışığa reaksiyonunu araştırabilirsiniz. Sağlıklı bir insanın göz bebekleri, aynen fotoğraf makinesinin diyaframı gibi ışığa küçülerek cevap verir. Beynin tümünde veya bir bölümünde bir problem olduğunda ise bu cevap gerçekleşmez. Morfin (göz bebekleri küçüktür) ve atropin (göz bebekleri büyüktür) kullanılması gibi çok ender durumlarda bu cevap farklı olabilir. Yani bir kazazedede gözler kalbin değil, beynin aynasıdır.

    Temel kalp – akciğer canlandırmasına kazazedenin vereceği cevabı izlerken, öncelikle göz bebeklerinde ışığa karşı duyarlılığın başlamasına ve damarlarda nabzın alınıp göğsün genişlemesine dikkat etmelisiniz.

    Tüm bunları yaparken, diğer elimizin üç dört parmağı birden, boynun bir yanında kalbin çalışmasının göstergesi olan nabzı almaya çalışacak; gözümüzle kazazedenin göğsünde hareket olup olmadığını araştırırken kulağımızla soluk sesini, belki burnumuzla da nefesinin kokusunu hissetmeye çalışacağız.

    Göğüste bir genişleme yok, cilt morarmaya başlamış (normalde soluk alıp verdiğinde insanın cildi pembe beyazdır; cilt renginin değerlendirmesi bazen koyu renkli insanlarda zor olabilir, o zaman da dudak iç yüzlerindeki mukozalara bakarak değerlendirme yapabiliriz), nabız alamıyorsunuz, fakat kazazedenin vücudu sıcak. Göz bebeklerinde ışığa belli belirsiz, minimal bir cevap var. Artık süratle kalp - akciğer canlandırmasına başlayabilirsiniz.

    4.Solunum yollarının devamlılığını sağlamak: Bunun için öncelikle ağız ve burunda yabancı bir cisim olup olmadığını kontrol etmek gerekir. Eğer varsa parmaklarımızı kollayarak (şuuru bulanık kazazede parmaklarımızı ısırabilir, bir kalemin sapıyla ağız içinin kontrolünü daha rahat yapabiliriz) temizleyip alnı, boynu destekleyerek, geriye iterek çeneyi yukarı çekmeliyiz.

    Tüm bunları yaparken boyunda ciddi bir hasar olup olmadığını, ensede nazikçe gezdireceğimiz parmaklarımızla hissetmeye çalışmalı, daha iyisi, boyun altına ne olursa olsun, giysilerden destek yapmalıyız. Bu destek bazen bir torbaya doldurulacak kum, toprak dahi olabilir.

    Kazazedenin vücudundaki bir anormalliği, sağlıklı olan kendi vücudunuzla karşılaştırarak en iyi şekilde saptayabilirsiniz.

      Forum Saati Perş. Mayıs 09, 2024 2:27 am