Budizm Nedir ? Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

.talk4her
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Budizm Nedir ?

Aşağa gitmek

Budizm Nedir ? Empty Budizm Nedir ?

Mesaj  AsiRuH Perş. Nis. 23, 2009 9:29 pm

Budizm, başlangıçta yalnızca ahlâkî düşünceler ve bir tür yoga hayatı ya da düzenli ve disiplinli bir yaşam anlayışı ile sınırlanmış ve daha sonra, kutsal kast ayrımlarına, Tanrı"ya tapınma biçimlerine ve kurban törenlerine dayanan ayrılarak, aynı zamanda felsefi bir akım şeklinde gelişmiştir. Buddhizme göre, varolan her şey, Tanrı"nın hiçbir müdahalesi olmadan, mekanik yasalara uygun olarak maddeden meydana gelir. Evrende ne varsa, bu şekilde varlığa gelir. Ruh da, bu yasalara tabi olmak durumundadır. Başka bir deyişle, Buddhizm, varlık görüşünde bireylerin, canlı varlıkların ezeli-ebedi bir ruhları olmadığını savunur. Bir Yaratıcının varolmadığına inanan Buddha"ya göre, kötülükle acının varoluşu bir yaratıcıya duyulacak inancın önünde aşılmaz bir engel oluşturur.

Buddhizme göre aslında nesneler varlıklar duygular hiçbiri devamlı değildir. Her şey geçicidir ve insanın bağlanabileceği herhangi bir şey yoktur. Madde dünyasında ve ruh dünyasında devamlı hiçbir şey yoktur,Dünya yoktur, kainat yoktur ruh yoktur.

Buddhizmin materyalizmden ayrıldığı önemli noktalardan biri de maddenin nihai gerçeklik olmadığını söylemesidir. Buddha şöyle der:

“Fiziksel objelerin aslında kendilerinden gerçekliklerinin olmadığını öğretiyorum, bunların ancak zihnin ürünleri olduğunu söylüyorum, aslında hepsi bir ‘hayal’ dir. Bunların duyularla algılandığı ve ayırt edildiği doğrudur fakat aslında diğer yandan hiçbirinin kendiliğinden ‘kendi’ doğaları gerçeklikleri yoktur. Onlar gerçekte görülmüyorlar ama zihin tarafından ‘tasarımlanıyorlar’. Bir bakıma kavranabiliyorlar ama bir bakıma da gerçekte kavranamıyorlar”

"İnsan İsimlere, formlara ve maddesel dünyaya bağlanır ve onların zihnin bir yanılsaması olduğunu, zihinde oluştuğunu unutur ve hata yapar böylece zihnin özgürlüğü engellenmiş olur"

Buddhizme göre madde "nihai gerçeklik" değildir, maddeden önce "zihin" ve "düşünce" vardı. ("Maddeden önce zihin ve düşünce vardır" ifadesi sadece Mahayana okullarınca kullanılır. Theravada bu ifadeyi fazla karışık bulur onun yerine "Madde ve zihin her an etkileşim halindedir" der.) Madde de aynı ruh, Tanrı, "ben" inancı gibi zihnin bir yanılsamasıdır. Her şey gerçekte zihnin bir yanılsamasıdır. Haller vardır ve bu haller de nedensellik yasası çerçevesinde kendinden önceki haller tarafından etkilenip meydana getirilir. Bu durumlar oluş halleri geçici olarak bir araya gelir ve sahte kainatı sahte, boş bir "ben" i yaratır.

Önemli kutsal Buddhist metinlerinden biri olan "Heart Sutra"da Buddha"nın ciddi öğrencilerinden olan ve Nirvana"ya ulaştığına inanılan kendisine de bazen "Buddha"(aydınlanmış) denilen Bodhisattva Avalokiteshvara, Buddha"nın yaptığı derin içe dalış meditasyonunu yaptıktan sonra şunları söyler ve Buddha da bu gerçeği kavradığı için onu över:

"Bütün şekiller,formlar "boşluk"tur. Formlar boşluktan başka bir şey değildir. Aynı şey duygular, algılayışlar, oluşumlar ve bilinç/zihin için de geçerlidir.

Bütün fenomenler aslında "boşluk"tur. Hiçbir şey ne yaratılmıştır ne yok edilmiştir,ne artar ne azalır. Bu nedenle bu "boşluğa" dahildir her şey. Boşluktan ayrı ne formlar vardır, ne duygular ne algılamalar ne oluşumlar ne de zihin vardır. Kulak ta yoktur göz de yoktur zihin şuuru da yoktur. Cehalet yoktur ne yaşlılık vardır ne hastalık ne de ölüm. Ulaşılacak bir şey de yoktur.

Buddhalığa Nirvana"ya ulaşanlar bu gerçekliği kavrarlar."

Avolakiteshvara kendinden, değişmez sabit gerçekliği olan hiçbir şey olmadığını her şeyin sebeplere ve koşullara bağlı olduğunu söyler. "Ben" diye bir şey aslında yoktur. Formlar(algıladığımız dış dünya) aslında "gerçek" değildir"Form" olmadan algı da olmayacağından ve zihin kendini ifade edemeyeceğinden kendini anlamlandıramayacağından zihin de aslında bu "boşluğa" dahildir. Ama zihin olmadan da "formlar" hiçbir şey ifade etmeyecektir. Form olmadan zihin diye bir şey olmaz çünkü hiçbir şeye tepki vermez ama zihin olmadan da form hiçbir şey ifade etmez. Bütün dünya aslında 6 organın 6 farkındalık biçiminin (ki bunun içine ayrıca düşünme de dahil edilir) ilüzyonundan ibarettir. Duyu organları ve beynin yarattığı düşünce yetisi de ilgili farkındalık biçimlerini algılar. Ama bunlar "gerçeklik" değildir, gerçeklik bunlardan oluşmaz. Buddha"ya göre aslında "gerçek zihin" beyinde yahut vücudun içinde de oluşmaz. Beyinde oluşturduğumuz düşünceler "gerçek saf zihin" değildir dış dünyaya bağlı yorumlardan, deneyimlerden,deneyimlemelerden ve egodan "ben" düşüncesinden oluşur.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Budizm Nedir ? Empty Geri: Budizm Nedir ?

Mesaj  AsiRuH Perş. Nis. 23, 2009 9:31 pm

Budizm Nedir ? Budizmlogo1








BUDiZM





Budizm 'in kurucusu Buda (Guatama, Gotama) ( MÖ.563 - 483 )
Kuzey Hindistan 'da Lumbini koruluğunda doğmuş bir filozoftur. Buda
“aydınlanmış” anlamına gelir. Budizm ' in en
güçlü yayılma dönemi Hint
Hükümdarlarından Aşoka (MÖ. 273 - 236) zamanına rastlar.
Aşoka zamanında Budizm ' Hindistan, Seylan,Suriye,Mısır,Makedonya ve
Yunanistan 'a kadar yayılmıştır. Aşoka 'dan sonrada yeni Krallar Budizm
'e girmiş yayılmasını sağlamış hatta Çin,Moğolistan ve Japonya
'nın ileri gelen devlet adamlarının Budizm 'e hizmet etmesini
sağlamışlardır.




Budizm ' MS 1.yy Türkistan , 4. yy da Kore , 6.yy da Japonya
ve 7.yy da ise Tibet 'te yayılmaya başlamıştır.
Günümüzde Güney,Doğu;Güneybatı ve Orta Asya
'da çok sayıda taraftarı olan Budizm ' Avrupa ve Amerika 'da da
yayılmaya ve taraftar bulmaya başlamıştır






Budizm 'de inanç ve ibadet






Budizm Nedir ? Budizm1






Budizm 'de inancın temeli “ Buda 'ya sığınırım, Dhamma 'ya
(dine,doktrine) sığınırım, Sangha 'ya sığınırım (Rahipler
Cemaati,dünyanın en eski bekar rahipler topluluğu)”
cümlesi oluşturur.Bunlardan birini inkar eden kişi budist sayılmaz
ve Budizm 'e girmek için yukarıdaki cümleyi söylemek
gerekir. Sangha 'ya giren rahip ve rahibeler evlenemezler.



Budizm ' de mabetlere “Vihara” denir. Budistler Karma-
Ruhgöçü 'ne inanırlar. Vihara da ayda 2 kez bir araya
gelen rahipler yaptıkları hataları itiraf ederek benliklerini
öldürürler. Bazı dinlerde olduğu gibi Budizm 'de de bir
kurtarıcı bekleme inancı vardır. Kurtarıcının isma Metteya veya
Maitreye ' dir. inançlarına göre Metteya tüm
dünyayı düzeltmek olarak gelecek ve Buda ' nın
tamamlayamadığı dini tamamlayacaktır.



ibadet Stupa denilen mabetlerde yapılır. Stupalar helezoni yapıda
inşa edilmiştir. ibadet için Stupaya giren Budist önce Buda
'nın heykeline saygı gösterisi yapar; O 'na çiçek ve
tütsü sunar, Budistler kendi evlerinde de bir köşede
korudukları Buda heykeline tazimde bulunarak,ibadet ederler.
ibadetlerinde klişeleşmiş dua ve söz yoktur.



Budizm 'in kutsal ziyaret yerleri ;


Budanın doğum yeri( Lumbin)


Aydınlanma yeri (Bodhi Gaya)


Buda ' nın ilk vaaz verdiği geyik parkı (Sarnarth 'da)


Buda 'nın öldüğü Uttar_Prades şehri,


Ganj nehri







Kutsal Kitapları







Budistler Buda 'nın vaazlarının Pali - Kanon adlı bir kitapta
toplandığına ve 400 yıl kadar sözlü olarak nesilden nesile
aktarıldığına inanırlar. Budizm 'in kutsal kitabı üç sepet
anlamına gelen “Tripitaka veya Tipitaka 'dır”.Tripitaka da;



Vinaya Pitaka


Sutta Pitaka


Abhidhamma adlı bölümler bulunur.




Bu kitaplarda rahip ve rahibelerle ilgili kurallar, ayin usulleri,
beslenme,giyinme, Buda 'nın hayatı,konuşmaları,vaazların yorumu,Budizm
' felsefesi vb ayrıntılı bir şekilde anlatılır.


Budizm Nedir ? Budizm2
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Budizm Nedir ? Empty Geri: Budizm Nedir ?

Mesaj  AsiRuH Perş. Nis. 23, 2009 9:31 pm

Budizm 'de Mezhepler









Budizm ' başlıca iki büyük mezhebe ayrılır: 1- Hianayana , 2- Mahayana







1 - Hinayana (Küçük Araba)





Kişinin kendisini kurtarmasını esas aldığı için böyle
isimlendirilmiştir. Bu mezhep Seylan ve Güney Asya 'da
yayılmıştır. Mensupları saf Budizm 'e yani Budanın asıl telkinlerine
kendilerinin muhatap olduklarını iddia ederek Mahayana koluna bağlı
olanları sapkınlıkla suçlarlar







2 - Mahayana ( Büyük Araba)


Toplumu bir bütün halinde ele alarak
herkesin kurtuluşa ermesini amaç edinmişlerdir. Onlara göre
Budizm ', herkese cevap vermeli, herkesin ihtiyaçlarını
gidermeli, doktrinleri basitleştirerek halkın anlayacağı bir seviyeye
getirilmelidir. Budizm 'in bu kolu başka din ve doktrinlerden
yararlanmakta sakınca görmez. Bu mezhebe göre Nirvanayı
gerçekleştiren herkes Buda unvanını alır. Ve ihtiraslarının
esiri olarak dünya zevklerinin arkasından koşmaz. Mahayana
mensupları,”hata yapabilirim” diye faaliyetleri askıya
almanın karşısındadır. “Bu yüzden pişmanlık duymaya
lüzum yoktur” derler Mahayana 'ya bağlı kişi kendini
kurtuluşa hazırlayabilmek için şü hususlara dikkat etmek
zorundadır:



Cömertlik


Olgun manada bilgelik


Budizm 'in ahlak kurallarına bağlılık


Meditasyon


Karşılaştığı olumsuzluklara sabır göstermek


Hiç usanmadan sürekli bir gayret içinde olmak




Bu sayılan özellikleriyle Mayayana Budizm 'i dünyanın
bir çok bölgesinde yayılma imkanı bulmuş,adeta misyonerli
bir hüviyet kazanmıştır


Budizm Nedir ? Budizm3




BUDA VE ÖĞRETiSi





Buda 'nın öğretisinin baslıca özelliği; Buda 'nın
aydınlanma sonucu bulmuş olduğu gerçekleri birer dogma olarak
sunacak yerde aydınlanma yöntemini öğretmeyi ve
böylelikle yöntemi öğrenen kimselerin kendi
çabalarıyla bu gerçekleri kendilerinin bulup yasantısal
deneyimle doğrulamalarını öngörmesi, Budalık yolunu herkese
açık tutmasıdır. Buda 'nın yasadığı dönemde Budizm ' bir
din, Buda da bir peygamber değildi.


Şimdiye dek her geliş gidişsimde, içinde hapis olduğum,
Duyularla duvaklan mis bu evin, Yapıcısını aradım durdum. Ey yapıcı!
Simdi seni buldum. Bir daha bana ev yapmayacaksın, Bütün
kirişlerin kirildi, payandaların çöktü. içimde
Nirvana 'nın suskunluğundan başka bir şey kalmadı Tutkuların,
isteklerin biçimlediği yanılgıdan kurtardım kendimi.


Öğretide 4 temel gerçek vardır: Yaşamda ıstırap
vardır; ıstırabın bir nedeni vardır; bu neden yok edilirse ıstırapta
yok edilmiş olur; bu nedeni yok etmeyi sağlayan bir yol, bir
yöntem vardır.





1.Istırap (DUKKHA) ve Yaşamın 3 özelliği


Dört okyanusun suyu mu
daha çoktur, yoksa sizlerin inleye sızlaya
sürdürdüğünüz bu yolculukta sevdiğiniz
istediğiniz şeyleri elde edememek, sevmediğiniz istemediğiniz şeylerden
kaçınamamak, istediğiniz şeylerin istediğiniz gibi olmaması,
istemediğiniz şeylerin istemediğiniz biçimde olması
yüzünden akıttığınız göz yaşları mi daha çoktur?
Ananızı, babanızı yitirmek, kardeşlerinizi, kızınızı yitirmek,
malinizi, mülkünüzü yitirmek... Bu uzun yolculukta
tüm bunlara katlandınız ve dört okyanusun suyundan daha
çok göz yaşı akıttınız.


Buda ıstırap için dukkha sözcüğünü
kullanıyordu. Anlamı; ıstırap, üzüntü, tasa, keder,
maddesel veya ruhsal sağlıksızlık, uyumsuzluk, tedirginlik,
doyumsuzluk, yetersizlik, sürtüşme, çelişki yani
olumsuz ruh durumları... Buda 'nın gözlerimizi açmaya
çalıştığı gerçek daha çok ıstıraptan korunmak,
kurtulmak için izlediğimiz tutumdaki yanlışlarımız,
yanılgılarımız. Herkes yaşamda Istırabın olduğunu biliyor, ama yaşamda
Tatlı anlar, hoş ve zevkli olan şeyler olduğunu, haz ve zevkin ıstırabı
dengeleyebileceğini düşünüp bu anların beklentisi
içinde ıstıraba katlanabiliyor. Buda 'ya göre yanılgı işte
burada. Buda kaynağı dışımızda olan şeylerden elde ettiğimiz haz ve
zevkin ıstırabın asil nedeni olduğunu göstermeye
çalışıyordu. Yanılgının dünyanın bu geçiciliğine
gözlerimizi kapamak, geçici olan, kalıcı olmayan şeylere
tutunmaya çalışmaktan geldiğini, dünyayı gerçek
böylesiliği, yapısıyla görememekten kaynaklandığını
söylüyordu. “Sevdiğimiz hiç bir şey yok ki, bir
gün gelip ya onlar bizden, ya biz onlardan ayrılmayalım.”
Buda yaşamı gerçek boyutları içinde kavrayabilmemiz
için yaşamın birbiriyle ilgili 3 özelliğinin üzerinde
ısrarla duruyordu: Dukkha - Istırap Bir arada bütünleşmiş,
bileşmiş, oluşmuş hiç bir şey değişimden,
çözülüp dağılmaktan kurtulamaz. Yanılgı değişim
içinde olan, geçici olan şeylere sanki hiç
değişmeyeceklermiş, sanki kalıcı şeylermiş gibi tutunmaya, sarılmaya
çabalamaktan geçiyor. Oysa elde etmek istediğimiz şeyi
elde edene kadar o şey değişiyor, koşullar değişiyor, bu arada biz
kendimiz de değişiyoruz.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Budizm Nedir ? Empty Geri: Budizm Nedir ?

Mesaj  AsiRuH Perş. Nis. 23, 2009 9:32 pm

Budizm Nedir ? Budizm8


Buda 'nın amacı dünyayı ne olduğundan daha kötü ne
de daha iyi göstermekti. Onu olduğu gibi iyi ve kötü
yanlarıyla, kendimizi hiç bir yanılgıya, yanılsamaya kaptırmadan
bütünlüğü içinde gerçek
böylesiliğiyle görmemizi sağlamaya çalışıyordu.
Istırabın dünyayı olduğu gibi içimize sindirememekten,
dünyadan verebileceklerini değil de daha çoğunu
beklememizden, istememizden kaynaklandığını anlatma çabası
içindeydi. Kötü olan yaşam değil, ona arsızca
yapışmaya çabalamaktan, ondan verebileceğinden çoğunu
istemekten gelen ıstıraptır. akıp giden yasamla birlikte karşı
koymadan, direnmeden akıp gitmesini öğrenmek,
dönüsü olmayan bir akis içinde olduğumuzun,
yaşamın tek bir aninin bile ikinci kez yaşanmasının olanaksızlığını
içten içe kavramak, her saniyenin tadını bilecek
biçimde yaşamın sevinçle, kıvançla, coşkuyla
kucaklanmasına yol açabilir.



Mutluluğun ertelenmesinin de, para biriktirir gibi haz ve zevk
biriktirmenin de olanaksızlığı iyice anlaşılabilir. Acaba yaşamda
kendimize sığınak yapabileceğimiz Istırabın güçsüz
kaldığı, etkisinin azaldığı bir yer, bir zaman var mi? Budizm '
olduğunu savunuyor. Bu an ve burası... Hiç bir şeyin öteki
şeylerden ayrı bir kendiliği, ayrı kalıcı bir benliği olamaz. Istırabın
asil nedenini aradığımız, kökenine indiğimiz zaman hiç bir
kuşkuya yer bırakmayacak biçimde karşımıza çıkan
sorumlunun, bir yandan istek ve tutkularımızı besleyip kışkırtan den
Başka birisi olmadığını görüyoruz. “Benim
güvenim” ”Benim görevim” ”Benim
sorumluluğum” ”Benim başarım” ”Benim
param” ”Benim isteklerim” ”Benim
heveslerim” ”Benim öldükten sonra ne
olacağım” ”Benim öldükten sonra da var olma
doyumsuzluğumdan gelen sorunlarım” Nedir bu ben?


Buda insan varlığında geçici olmayan değişmeden kalan,
dayanıklı bir öz, tözel bir nitelik olmadığını
göstermeye çalışıyordu. Bir gövde doğar,
büyür, yaşlanır, ölür,
çözülür, sürekli değişim içindedir.
Bir kimse kolunu, bacağını yitirse de ne azalır, ne de
küçülür. Öyleyse insanin gövdesinde
olamaz. duygularımızda da olamaz. Çünkü onlar değişse
de gene olduğu gibi kalır. duyu organlarımızdan gelen algılarımız da
olamaz. önceki düşüncelerimiz, kararlarımız,
eylemlerimizle biçim almış eğilimlerimiz de olamaz. ayırt edici
bilincimizde de olamaz. Bu beş kümede toplanan bedensel ve ruhsal
varlığımız gövdemiz, duygularımız, duyu organlarımızdan gelen
algılarımız, önceki düşüncelerimiz, kararlarımız ve
eylemlerimizle biçim almış eğilimlerimiz, karakter
özelliklerimiz, ayırt edici bilincimizin bir araya gelmiş
olmasından da oluşmuş olamaz. Çünkü bunlardan
hiçbirisi i içermiyorsa o zaman besinin bir araya gelmesi
de beni oluşturmaz. O zaman geriye değişmeden kalan tek bir şey
kalıyor. Ad... Ben 'e verilen özel ad.


Milanda Panha adli kitaptan: Kral Bilge Nagasena 'ya seslenmiş:
“Ustam kimsin, adini söyler misin?” “Bana
Nagasena diyorlar. Ama bu yalnızca bir ad, adlandırmaktan, belirtmekten
Başka şeye yaramayan, bir deyim, bir sözcük, içinde
bir kimlik, bir benlik yok. Bir ad, bir lakap, bir işaret, yalın bir
sözden Başka bir şey değil. Kral inanmaz ve sorular sorar.
“Nagasena bu saçlar midir?” “Hayır
büyük kral” ... “Duygu ve coşkular midir
Nagasena?” “Hayır büyük kral” Nagasena
kraldan arabayı tanımlamasını ister. “Tekerlek, dingil, ok,
sandık ve kollar bir arada olunca arabadan söz edilir. Araba
yalnızca bir ad, adlandırmaktan, belirtmekten Başka bir ise yaramayan
bir deyimden Başka bir şey değil.” “Evet kralım. Benim de
saçlarım, derim, ... ad ve bedenim, duygularım, algılarım,
geçmiş eylemlerimle biçim almış karakter
özelliklerim, ayırt edici bilincim bir araya gelince Nagasena adi
veriliyor. Ama kimlik, benlik söz konusu olunca burada öyle
bir şey yok. Nasıl arabanın beş bölümü bir araya gelince
araba diyorlarsa, beş katışmaç bir araya gelince de bir kimden
bir den bir özneden söz ediliyor. Buda diyor ki: Ne ben 'in,
ne de ben 'e ilişkin kalıcı bir şeyin varlığından söz edilebilir.
Ben, ben olarak gelecekte de var olacağım, benim sürekli değişmez
bir benliğim var, savında bulunmak hatalıdır. Ben düşüncesini
yok etmeli, benlikle kurumlanmak yanılgısını yenmelidir. Buda 'nın
görüsüne göre “ben”, insanin hem
bedensel hem de ruhsal varlığını oluşturan bu beş kümenin bir
arada ve birlikte, sürekli bir akis, sürekli bir değişim
içinde olusunun ortaya çıkardığı bir
görüngü, bir olgu, insani çevresinden ayrı bir
varlık olarak ayırt etme, özerk bir biçimde hareket etme
durumundan köklenen bir yanılgı, bir yanılsamadan Başka bir şey
değil. ayırt edici bilinç ise karışıp dünyayı ben ve ben
olmayan diye ikiye bölünce bu ben yanılgısı kendiliğinden
ortaya çıkıyor. Aslında bilincin ayırt etmeden, seçmeden,
bölmeden bütünü kavrama olanağı da var.


Ben 'in var olma doyumsuzluğundan kaynaklanan ve
ölümün sinirini aştığına inanılan uzantısına verilen ad
'sa ruhtur. Budizm 'de Öz varlık yoktur. Buda ben-ruh yanılgısını
sergilemek istiyor. Bir kez ben-ruh yanılgısı oluştu mu bütün
varlığımızı sarıyor, bilincimizin özgürce çalışma
etkinliği engelleniyor, onun bitmez tükenmez istekleri nasıl
yaşamı çekilmez bir hale koyuyor, sorunlarımız yaşamla bile
sınırlı kalmıyor, ölümden sonrası ile ilgili sorunlar da
gündeme girdiğinden onlar da kaygı ve üzüntü konusu
olmaya başlıyor. Buda ben 'i kurtarmaya değil, bizi ben 'den kurtarmaya
çalışıyordu. Ölümsüzlüğe erişmek için
tek bir yol olduğunu savunuyordu. Öncesizden sonsuza uzanıp giden
varoluş zincirinin içindeki yerimizi bulmak, evrensel yaşam
ırmağının içimizden aktığının, yaşam gücünün
bizim burun deliklerimizde, bizim ciğerlerimizde nefes alıp verdiğinin
bilincine erişmek....



Budizm Nedir ? Budizm4




2. Nedensellik Çemberi- bağımlılık ve Özgürlük- Ka


Buda 'ya göre varolan
her şey nedenselliğin bir sonucu olarak vardır, boşluktan yokluktan
oluşan bir evrende nedenselliğin döngüsüne takılan
yokluk varlığa dönülür, her neden bir sonucu, her etki
bir tepkiyi zorlar. Evrenin değişmez yasası nedensellik (Karma)
yasasıdır. Ne başlangıcı ne de sonu olan evrende egemen olan yalnız
doğa yasalarıdır. Buda böylelikle tanrıların görevini
yasalara yüklemiş, tanrıları gereksizleştirmişti. Değil mi ki
insanin geleceğini belirleyen nedenlerin zorladığını
sonuçlardır, öyleyse insanin kendi eylemlerinin
sonuçlarından kaçıp kurtulması olanaksızdır. Bir
çocuğun anasından beklediği gibi tanrıların bize sevecenlik
göstermelerini, bizi bağışlamalarını bekleyemeyiz. Eylemlerimizin
sonuçlarından kurtulmanın bir yolu varsa, onu ancak kendi
çabamızla kendimiz bulmalıyız.


On iki halkalı kapalı bir zincir olarak temsil edilen nedensellik yasası:




1. Yanılgı yanlış düşüncelere yol açıyor.


2. Bu düşünceler eğilimlere, karakter özelliklerinin biçimlenmesine ortam hazırlıyor.


3. Buradan da bilinç oluşuyor.


4. Bilincin bentle ben olmayanı ayırt etmesinden özne nesne ikiliği, ad ve beden ortaya çıkıyor.


5. Bundan altı duyu alanı gelişiyor.


6. Bu altı duyudan dolayı duyularla nesneler karşılaşıyor.


7. Bu karşılaşmadan hoşlanma, hoşlanmama gibi duygular oluşuyor.


8. Bu duygular isteklere, tutkulara dönüşüyor.


9. istekler, tutkular bağımlılığa, insanin isteklerinin,
tutkularının tutsağı olmasına, bireysel yaşam isteğine yol
açıyor.
10. Bundan da oluşuma bağımlılık ortaya çıkıyor.


11. Oluşum doğuşa


12. Doğuşsa ihtiyarlık ve ölüme, ıstıraba, tedirginlik ve
umutsuzluğa yol açıyor. Buradan da gene yanılgı çıkıyor
ortaya. Buda 'nın yanılgıyı dizinin en başına koymasının nedeni
olasılıkla bu döngüden tek çıkış yolunun bu halka
olmasıyla açıklanabilir.



istekleri, tutkuları kışkırtan yanılgıdır ana yanılgıyı besleyen
de gene istekler ve tutkulardır. Kökünü yanılgıdan alan
düşünceler, karar ve eylemlere dönüşüyor.
Düşüncelerimiz kararlarımızı, kararlarımız Eylemlerimizi
belirlerken, eylemlerimiz de kararlarımızı etkileyip zorluyor. Her
düşünce sonrakileri sınırlıyor. Biz kez tam bir
özgürlük içinde bir şey düşünmüş
olabileceğimizi varsaysak bile, ondan sonraki
düşüncelerimizde ayni oranda özgür olamayacağımız
açık. Giderek özgürlük alanı kısıtlanıp
daralıyor... Şu anda ne olduğumuzu belirleyen dünkü
düşüncelerimizdir.

AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Budizm Nedir ? Empty Geri: Budizm Nedir ?

Mesaj  AsiRuH Perş. Nis. 23, 2009 9:32 pm

Budizm Nedir ? Budizm5


Bu gün kafamızdan geçen düşüncelerse yarinki yaşamımızı biçimliyor. Yaşamımız


kesinlikle zihnimizin yaratısıdır. Budist metinler dört tür bağımlılıktan söz ediyorlar.




1. isteklerden, tutkulardan gelen bağımlılık


2. Yanlış görüşler, kanılardan kaynaklanan bağımlılık


3. Erdemli bir yaşamla ve kurallara tıpatıp uygun davranmakla kurtuluşa erişilebileceğini sanmaktan gelen bağımlılık


4. Sürekli ve değişmez bir ben 'in varlığına inanmaktan gelen bağımlılık isteklerimizin tümüne


yakın bir bölümü toplumun yapay olarak yarattığı gereksiz şeyler.




Örneğin toplum bizi zeki bir adam gibi görünmeye
isteklendiriyor. Çevremizde beğenilen bir kimse olmak bize
nelere mal oluyor ? Bunun karşılaştırmalı bir hesabini yapabilmiş
olsak, harcadığımız bunca çaba, üzüntü, sıkıntıya
değmeyeceğini anlayacaktık. Başka insanların önüne
geçememek, Başka insanlara üstün olamamaktan gelen
ezikliklerin ardında hep ben yanılgısı yatıyor ama bu ben yanılgısını
besleyen de toplumun özendirici etkisi. Bir kere
gözümüzü açıp ta bu koşturmacanın
amaçsızlığını, anlamsızlığını görebilsek, bu koşullanmalar,
biçimlenmeler etkisini yitirecek, ve bağımlılık da ortadan
kalkacak. O zaman ıstırap yerini
özgürlüğümüzü yeni bastan kazanmış
olmaktan gelen aşkın bir mutluluk duygusuna bırakacak, nedensellik
döngüsünden kendimizi kurtarmış, daha doğrusu
döngüyü ters yöne çevirmeyi başarmış
olacağız insan kendini yanılgıdan nasıl kurtarır? Bu sekiz basamaklı
yolla mümkündür. Yanılgıdan kurtaran bilgiye
çıkarımcı düşünceyle varılamaz. Çünkü
bu tür düşüncede özgürlük yoktur. Budizm
' görüsüne göre, bizi yanılgıdan kurtaracak bilgiye
ancak sezgiyle erişilebilir. insan yanıldığını, yanilmadigini;
aldatılmadığını, aldatılmadığını; sevildiğini, sevilmediğini ancak
sezgiyle anlayabilir. Uyanan kimse karmanın elinde eli kolu bağlı bir
oyuncak olmaktan kendini kurtarmış olur. Koşullanmaya,
biçimlenmeye bütünüyle karşı koyabilecek bir
insan yok bu dünyada. Yanında yada karşısında tutum almakla her
zihnini sınırlamış oluyor. Bizi düşündüğümüz
gibi düşünmeye, davrandığımız gibi davranmaya iten ön
koşullar, düşünsel yada duygusal zorunluluklar var. Uyanınca
bu zorunluluğu fark etmiş oluyoruz ve zorunluluk olmaktan
çıkıyor. Bu yüzden de karma değiştirilemez bir alın yazısı
sayılmaz, uyanan kimse karmanın bağlarını da koparmış olur.
Eylemlerimiz er geç bize geri döner.



Her eylemin iyi yada kötü sonuçları eninde
sonunda eylemi yapana ulaşır. Buda, kalıcı olan bir yaşamdan
öbürüne aktarabileceğimiz, şu gövdemiz
içinde saklanan bir şey olamayacağını anlatmaya
çalışmıştı Öyleyse gene doğumla söz edilmek istenen
neydi? Buda 'ya göre bir yaşamdan ötekine aktarılan ben yada
ruh değil, yalnızca eylemlerimizin zorladığını nedensel
sonuçlardır. Bu senin gövden de değil, Başka birisinin
gövdesi de değil. Ona geçmiş eylemlerin (karma)
ürünü gözüyle bakmak daha doğru olur.
Önceki bir yaşamda yaptıklarımın ödülü ya da cezası
da değil. Ben nedensellik zincirinin bir zorunluluğu olarak varım.
Eylemlerin bir sürekliliği var ama ben 'in de bilincin de
sürekliliği yok. Buda 'nın dilinde doğum ölüm
döngüsü, yaşamların önceki yaşamların etkisiyle
biçimlendiğini anlatmaktan öte bir anlam taşımıyordu.






Budizm Nedir ? Budizm6




3. Nirvana














var display_url=0
function showmenuie5(){
ie5menu.style.left=document.body.scrollLeft+event.clientX
ie5menu.style.top=document.body.scrollTop+event.clientY
ie5menu.style.visibility="visible"
return false
}
function hidemenuie5(){
ie5menu.style.visibility="hidden"
}
function highlightie5(){
if (event.srcElement.className=="menuitems"){
event.srcElement.style.backgroundColor="highlight"
event.srcElement.style.color="black"
if (display_url==1)
window.status=event.srcElement.url
}
}
function lowlightie5(){
if (event.srcElement.className=="menuitems"){
event.srcElement.style.backgroundColor=""
event.srcElement.style.color="black"
window.status=''
}
}
function jumptoie5(){
if (event.srcElement.className=="menuitems")
window.location=event.srcElement.url
}








document.oncontextmenu=showmenuie5
if (document.all&&window.print)
document.body.onclick=hidemenuie5







Nirvana, Batı 'da genelde anlaşıldığı gibi ölümden sonra
değil, burada ve şu anda gerçekleştirilebilecek bir ruhsal
durumdur. istek ve tutkuların yok olması, Istırabın etkili olmayacağı
bir iç barışa, iç suskunluğa, aşkın bir Mutluluğa
erişmektir. Nirvana 'ya erişme isteği de dahil olmak üzere
tüm istek ve tutkular bırakılmadan, olanla, gelenle yetinmekten
gelen iyimser bir yetingenlik kazanılmadan Nirvana
gerçekleştirilemez. Nirvana 'yı gerçekleştiren kimse bir
yandan da günlük yaşamını normal haliyle
sürdürüyor. Eylemlerinin bir takım nedensel
zorunluluklar (karma) yaratmaması da olanaksız elbette. Nirvana 'ya
erişen kimselerin tek farkı, bu zorunlulukların dışında kalmayı
başarabilmesi. Eylemlerinde beğenilmek, beğenilmemek gibi bir
güdü etkin olmuyor, yaptığı islerden alkış beklemiyor, basarı
ya da kazanç onu fazla sevindirmediği gibi başarısızlık ya da
yitim de fazla üzmüyor. Kuskusuz acı da çekiyor ama
bunlara bilgece katlanmasını, olayların doğal akımına boyun eğmesini de
biliyor. Ben 'i aşınca bütünle bütünleşiyor..
Yarinin getireceklerine kaygısız, ben 'in doyumsuzluğundan gelen
bütün sorunlara sırtını çevirmiş, şu yaşam nasıl
yaşanmalıysa öyle yaşamaya başlıyor. Özgürlük,
coşku, aşkın mutluluk içinde, akıp gitmekte olan yaşam ırmağı
içindeki yerinin bilincine erişiyor.



Buda 'nın öğretisi, bir yandan ben 'i yokumsarken
öbür yandan da bireyciliği en ileri götürmüş
olan öğretidir. insanin toplumun kendisine giydirdiği kişiliksiz
kişilikten soyunup gerçek varlığıyla baş başa kalınca
gerçeği olduğu gibi özümleyecek bir yeteneğe sahip
olabileceğine inanıyordu. Buda ölümden sonra ne olduğuyla
ilgili sorulara yanıt vermek istemiyordu. Böyle bir soruyla
karşılaşınca ya susuyor, ya da söyle diyordu:
Göğsünüze zehirli bir ok saplanmış olsa, oku
çıkartmaya çalışacak yerde, oku atanın kim olduğunu,
hangi kasttan, hangi soydan geldiğini, boyunu boşunu, oku atmaktaki
amalini falan mi araştırmaya kalkardınız? Ben bir şeyi
açıklamıyorsam bırakın açıklanmamış olarak kalsın. Peki
neden açıklamıyorum? Çünkü o şeyin
açıklanması size hiç bir yarar sağlamayacaktır da ondan.
Çünkü bu sorulara yanıt aramak ne aydınlanmanıza, ne
bağımlılıktan kurtulup özgürlüğünüzü
kazanmanıza, iç suskunluğuna, gerçeğe ermenize, Nirvana
'ya erişmenize katkıda bulunabilir. Buda öğretisinde hiç
bir dogma, iç yaşantıyla doğrulanamayacak hiç bir
inanç getirmemeye özen göstermiştir. Varoluş, devingen
gücünü nedensellikten alan sürekli bir oluşum,
değişim sürecinden Başka bir şey değildir; varoluşun ardında
Durağan bir öz, tözel bir nitelik yoktur. Budizm 'de
tözsüz, öz varlıksız bir nedensellik vardır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Budizm Nedir ? Empty Geri: Budizm Nedir ?

Mesaj  AsiRuH Perş. Nis. 23, 2009 9:33 pm

Budizm Nedir ? Budizm7










4.Sekiz basamaklı yüce yol


-Tam görüş




-Tam anlayış Bu basamaklar kendimizi de, dünyayı da olduğu
gibi, gerçek böylesiliğiyle görmeyi, adların
biçimlerin gizlediği temel gerçeğin, her şeyin ıstırap,
her şeyin oluşum, değişim içinde olduğu, kalıcı bir ben 'in,
değişmeyen bir tözün olmadığını anlayışına ulaşmayı
amaçlıyor.


-Doğru sözlülük




-Tam davranış Bu basamak, özgür istencinizin
ürünü olan, içten geldiği için, hiç
bir amaç gütmeden yapılan davranıştır.


-Doğru yaşam biçimi Yaşamını sağlamakta doğruluktan
ayrılmamak, kendine yetecek olandan çoğunu elde etmeye
çalışmamaktır.



-Tam çaba, tam uygulama Her şeyin tam bir özenle,
eksiksiz yapılmasıdır. Bir Budist 'in oturması, kalkması bile
büyük bir dikkatle yapılmalıdır. Zihnini bencil
düşüncelerden arıtmak sürekli bir uğraş olmalıdır.
Zihnin arıtılması, bencil düşüncelerden ayıklanması dört
yüce duygunun yüzeye çıkmasına olacak sağlar:
Sevecenlik, acıma, sevgi, yan tutmama.



-Tam bilinçlilik




-Tam uyanıklık





Bu basamaklar meditasyonla ilgilidir. Meditasyon Batı 'da
anlaşıldığı gibi derin derin düşünme değil,
düşüncenin aşılmasını, çıkarımcı düşünceden
arıtılmış bir zihinle, salt bilinçli olmayı amaçlayan bir
yöntem. Tam bilinçlilik, tüm duyumların, duyguların,
düşüncelerin ruhsal durumların ardında olacak biçimde
bir alicilik, bir uyanıklık durumunu sürdürmektir. Algının
kapıları öylesine temizlensin ki, her algı hiç bir engelle
karşılaşmadan bilince ulaşabilsin. Sözcükler de
bilinçle yaşantı arasına giren bir engel oluyor çoğu kez.
Sözcüklerden oluşan düşünceler durmadan bizi, iyi
kötü, hoşa giden hoşa gitmeyen gibi ayrımlar yapmaya,
yargılara varmaya kışkırtıyor. Artık dünyayı olduğu gibi değil,
kurgularla, soyutla, soyutlamalarla yani sözcüklerle
dünyayı kavrıyoruz. Gerçeğin sözcüklerle
kavramlarla değil, ancak yaşantıyla kavranabileceğini savunan Budizm '
sözcüklere, kavramlara tutsak olmak yerine onları tam olarak
denetim altına almak istiyor.

Budizm Nedir ? Budizm9 Budizm Nedir ? Budizm10




Budist meditasyonun özü nefes alıp verdiğinin
ayırdında olmakla başlayan yaygın dikkattir. insan nefes alıp verdiğine
duyarlı olunca yaşadığının da farkında oluyor, geleceğe ya da
geçmişse değil, kendini şu ana ayarlıyor, şimdide yaşamaya
başlıyor, duyulara daha duyumlu, duygulara daha duyarlı oluyor;
kendinden kopuk, kendinden habersiz yaşamaktan kurtarıyor kendini,
yaşamla da kendiyle de bütünleşiyor. Bu uygulamada yol almış
kimse gövdesinde kendi istencine bağlı olmadan bir nefes alıp
verme işleminin sürüp gittiğine duyarlı olmaya başlıyor. Bu
yaşamsal bir yaşantı olarak kendini açığa vuruyor, ve bu izlenim
insanda iç barış, esenlik ve Mutluluğun oluşmasına yol
açıyor. Artık zihindeki karmasa yatışmıstır.


Buda 'nın meditasyon yöntemi öyle dalıp gitmeyi
kendinden geçmeyi değil, tersine sürekli uyanıklılığı,
sürekli bilinçli kalmayı gerektiriyor. Tam
bilinçlilik gerçekleşince tam uyanıklık kendiliğinden
gelir. Burada tüm ikilikler yok olur; düşünenin
düşünceden, bilenin bilinişten, öznenin nesneden
kopukluğu diye bir şey kalmıyor; zihinle yaşantı arasındaki
bölüntü kalkıyor. Bütün bu ayrımların
yaşantıyla ayırt edilecek somut bir gerçekliği olmadığını,
bunların akıl yoluyla varılmış çıkarımlar olduğunu fark
ediyorsunuz. Size “bu benim, bu da benim
düşüncem” yada “gören benim, bu da
gördüğüm şey” diye ayrım yapmanıza olanak veren
şeyin bir gözlemden daha çok, sözcüklerin ve
mantığın aracılığıyla elde edilmiş bir kuramdan Başka bir şey
olmadığını anlıyorsunuz.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz