.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Duayi Asla Terk Etmemek

    by_efsane
    by_efsane
    azimli üye
    azimli üye


    Erkek
    mesaj sayısı : 113
    Yaş : 36
    Kayıt tarihi : 21/04/09

    Duayi Asla Terk Etmemek Empty Duayi Asla Terk Etmemek

    Mesaj  by_efsane Çarş. Nis. 22, 2009 7:57 pm

    "Rabbinize yalvara yakara gizlice dua edin. Şu bir hakikattir ki, ALLAH haddi aşanları sevmez" (Sûre-i Ârâf 55).

    Dua, Cenab-ı Hakk'ın rububiyyetine iman etmiş bir kulun, kendi acizliğini idrâk etmesi ve Yüce Rabbimize yalvarıp yardımını istemesidir. Bu inanç ve anlayışla bir mü'min, ellerini duanın kıblesi olan semâya doğru kaldırdığı zaman ALLAH Teâlâ'ya ibadetin en değerlisini yapmış olur. Duâ hem müstakil bir ibadettir ve hem de yapılan ibadetlerin, verilen sadakaların ve işlenen hayırların kabulüne vesîledir. Bedenî ve mâli ibadetleri ifadan sonra, "Yâ Rabbi, yaptığım ibadeti, işlediğim hayrı lütfen ve keremen kabul ediver demesi, yaptıklarının kabulüne vesile teşkil eder. Bu hususu açıklayan hadîs-i şeriflerde şöyle buyurulmaktadır:

    "Duâ, ibadetin özüdür" (Tuhfet'ül-Ahvezî C. 9,8.311).

    "Duâ, ibadetin ta kendisidir" (Ebû Dâvûd C. 2, S. 77).

    Üzerinde yaşadığımız dünya, sebepler âlemi olduğu için, her şey bir sebebe bağlanmıştır. İhsanına sınır çekilmesi mümkün olmayan Rabbimiz, zât-ı ilâhisine ihtiyaçlarımızı arzedebilmemiz için, duâ kapısını açmış ve "Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana duâ edin, size icabet ve duanızı kabul) edeyim" buyurmuştur (Sûre-i Mü'min 60).

    ALLAH'a duâ etmemek, gafletten ileri geliyorsa kalbi karartır. Cenab-ı Hakk'a ihtiyaç duymamaktan kaynaklanıyorsa, gadabı ilâhiye sebep olur. Bu hususu açıklayan bir hadîs-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:

    "Kim noksanlıktan münezzeh bulunan ALLAH'a duâ etmez ise ALLAH ona gadap eder" (İbni mâce c. 2, s. 1258).

    Yücelerden yüce olan Rabbimiz, sınırsız bir keremin sahibidir. Kullarının istekte bulunmasından hoşnut olur. Kulun ellerini bârigahı ehadiyyete kaldırıp "Yâ Rabbi, Yâ Rabbi" diye yalvarması, ALLAH Teâlâ'nın rızasına muvafık bir harekettir. Bu ciheti tescil eden bir hadîsi nebevide şöyle buyrulmaktadır:

    "ALLAH'ın fazl-u kereminden isteyin. Aziz ve Celil olan ALLAH, (bir şeyin kendisinden) istenilmesini muhakkak sever. İbâdetin faziletçe en üstünü, dertten kurtulmayı gözetmektir" (Feyz'ül-kadir c. 4, s. 108).

    Mü'minin yalvarması Rabbimizin hoşuna gider. Bu sebeple kulun daha yalvarması için isteği biraz geç olarak verilir. İnkâr ehlinin küfürle mülevves hâle gelmiş ağzından çıkan duâ, ALLAH'ın rızasına muvafık olmadığından, Onun ağzı bir an önce kapansın diye dileği çabuk verilir. Akılların muallimi ve vicdanların mürebbisi bulunan Resûlullah (s.a.v.), âlemlerin Rabbine yalvarmaya devam etmemiz için şu müjdeyi vermektedir:

    "Kul, Yâ Rabbi, Yâ Rabbi, Yâ Rabbi dediği zaman, ALLAH (Celle Celâluh.): Kulum ne diliyorsan iste! (Dileğin) verilecektir" buyurur (et-Tergib ve't-Terhib c. 2, s. 488).

    Hadîs-i nebevinin metninde geçen "Lebbeyk abdî" ifâdesi, kul için ne büyük izzet ve şereftir. "Kulum! Dile benden! Ne istersen verilecektir" beyanına dayanarak namaz ve niyaz makamlarında istekte bulunmayı ihmal etmemelidir. Muhbiri sâdıkı-mız, Efendimiz (s.a.v.) şöyle bir açıklamada bulunmaktadır:

    "Mübarek ve yüce olan Rabbiniz, haya ve kerem sahibidir. Kendisine el kaldırdığı zaman onları boş olarak çevirmeye kulundan haya (muamelesi) eder" (Ebû Dâvûd c. 2, s. 78).

    Duâ, düşen yıldırımların zarar vermemesi için dikilen paratoner (siper-i sâika) gibidir. Müslüman bir kul, ihlâs ile ellerini açarak yüce Rabbimize yalvaracak olursa, bu yakarış sebebiyle gelecek felâket geri çevrilir. Bu hususa belge teşkil edecek bir hadîs-i şerifte şöyle buyrulmaktadır:

    "Duâ, inen (felâket)lere de (henüz) inmemiş (musibetlere de fayda verir. Ey ALLAH'ın kulları! Size duâ(ya devam) gerekir" (Feyz'ül-kadir c. 3, s. 542).
    Füzelerin ulaşamadığı yere duâ ulaşır, kurşunların delemediği hedefleri duâ delik deşik eder. Bu hikmete dayalı olarak Peygamberimiz (s.a.v.) şu beyanda bulunmaktadır:

    "Duâ, mü'minin silâhı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur" (et-Tergib ve't-Terhib c. 2, s. 479).

    Âlemlere rahmet olarak gönderilen Resûl-i Ekrem (s.a.v.), diğer bir hadîs-i nebevilerinde şöyle buyurmaktadır:

    "Kazayı ancak duâ geri çevirir. Ömrü, iyilik yapmaktan başka uzatacak (bir vasıta) yoktur" (Feyz'ül-kadir c. 6, s. 449).

    "Dualarının sonu da, HAMD OLSUN KÂİNATIN RABBİ OLAN ALLAH'a demek olacak)dır" (Sûre-i Yunus 10).
    by_efsane
    by_efsane
    azimli üye
    azimli üye


    Erkek
    mesaj sayısı : 113
    Yaş : 36
    Kayıt tarihi : 21/04/09

    Duayi Asla Terk Etmemek Empty Geri: Duayi Asla Terk Etmemek

    Mesaj  by_efsane Çarş. Nis. 22, 2009 7:57 pm

    Fiili Duanın Önemi

    Dua ile ilgili çok önemli bir konu da şudur: Sözlü duanın yanı sıra kişinin fiili dua olarak çaba sarf etmesi de son derece önemlidir. Fiili dua, kişinin herhangi bir isteğine ulaşmak için elinden gelen herşeyi yapmasıdır. Örneğin hasta bir kişinin sözlü duanın yanı sıra mutlaka uzman bir doktora başvurması, kendisi için faydalı ilaçları kullanması, gerekli ise hastanede tedavi görmesi, hassas bir bakım altında olması da gerekebilir. Çünkü ALLAH dünyada meydana gelen tüm olayları belli sebeplere bağlamıştır. Dünyadaki ve evrendeki herşey ALLAH'ın koyduğu kanun ve kurallara göre işler. Dolayısıyla kişinin de bu sebeplere uygun olarak gerekli tedbirleri alması, ancak bunları etkili kılacak olanın ALLAH olduğunu bilerek, tevekkül, teslimiyet ve sabırla sonucunu ALLAH'tan beklemesi gerekir.

    İmanın ve duanın hastaların üzerindeki olumlu etkisi ve tedavi sürecini hızlandırması doktorların da dikkatlerini çeken, tavsiye olarak dile getirdikleri bir konudur.




    Her An, Her Konuda ALLAH'a Yönelmek

    ALLAH'ın Kuran'da bildirdiği dualardan bir kısmı şöyledir:

    Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın." Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona Katımız'dan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik. (Enbiya Suresi, 83-84)

    Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka İlah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu. Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte Biz, iman edenleri böyle kurtarırız. (Enbiya Suresi, 87-88)

    Zekeriya da; hani Rabbine çağrıda bulunmuştu: "Rabbim, beni yalnız başıma bırakma, sen mirasçıların en hayırlısısın." Onun duasına icabet ettik, kendisine Yahya'yı armağan ettik, eşini de doğurmaya elverişli kıldık. Gerçekten onlar hayırlarda yarışırlardı, umarak ve korkarak Bize dua ederlerdi. Bize derin saygı gösterirlerdi. (Enbiya Suresi, 89-90)

    Andolsun, Nuh Bize (dua edip) seslenmişti de, ne güzel icabet etmiştik. (Saffat Suresi, 75)

    Daha evvel de belirttiğimiz gibi dua sadece hastalıktan ya da dünyevi sıkıntılardan, zorluklardan kurtulmak için olmamalıdır. Samimi iman eden bir kişi, her zaman ALLAH'a dua etmeli ve ALLAH'tan gelecek her karşılığa razı olmalıdır. Kuran'da pek çok ayetle bildirilen dua ibadetinin, günümüzde bilimsel olarak da faydalarının ispatlanması Kuran'ın mucizevi özelliklerinden biridir. Başka bir ayette duayla ilgili olarak Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

    Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)

      Forum Saati Perş. Mayıs 09, 2024 5:23 pm