.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    A'dan Z'ye Hastalıklar !

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:27 pm

    A ile başlayan rahatsızlıklar


    Abse

    İçi cerahat dolu şişliklere verilen isimdir. Vücudun her
    tarafında ortaya çıkabilir. Nedeni vücuda giren
    mikroplardır.

    Adale romatizması

    Çoğunlukla, şiddetli soğuk algınlıklarından sonra
    görülen ve hareket etmenin zorlaşmasına neden olan bir
    çeşit romatizmadır. Tıp dilinde Myalgia, Fibrozit denir.

    Korunmak için terli çamaşırları, en kısa zamanda değiştirmek ve üşütmemek gerekir.

    Adenit

    Boyundaki lenf damarlarının şişmesi sonucu meydana gelen iltahaplı şişliğe adenit denir.

    Ağız yaraları

    Ağız yaraları, "basit" ve "derin" veya "sert kenarlı" yaralar olmak
    üzere iki grupta toplanabilir. Çoğunlukla, üşütme
    veya hazımsızlıktan kaynaklanır.

    Yaraların etrafı, kırmızı bir çizgi ile çevrilidir.
    Başlangıçta, içi su dolu kabarcıklar halindedirler.
    Sonradan patlayarak etrafa yayılır ve sancılı ağrılara neden olurlar.
    Çocuklarda; kızamık ve çiçek hastalıkları sırasında da aynı yaralar meydana gelebilir.

    Ağrılı aybaşı hali

    Tıp dilinde dysmenorrhoea/dismenore denilen bu hâl,
    özellikle aybaşı kanamasının başladığı ilk gün
    görülür. Bazı kimselerde, ağrılar aybaşı kanamasının
    başlamasından bir kaç gün önce ortaya çıkar ve
    kanamanın başlamasıyla kesilir.

    Bir kısmında da kanama başlamadan, kanama görülen
    günlerde ve sonraki birkaç gün içinde
    hissedilir.
    Bu çeşit ağrılara, çoğunlukla 18-24 yaşları arasındaki kadınlarda rastlanır.

    Ağrı, göbek altında veya bacakların üst kısmında kasılmalar
    şeklinde başlar. Kusma görülebilir. Yüz, sararır ve
    terleme artar.

    Akrep sokması

    Akrep; sıcak ve nemli yerlerde yaşayan, kıvrık ve kalkık kuyruğuyla
    zehirli bir iğnesi olan böcektir. Akrep soktuğunda yapılacak ilk
    iş; soktuğu yerin altını ve üstünü sıkıca bağlamaktır.
    Sonra; iğnenin bulunduğu yer, iki parmak arasına alınıp, kan akıncaya
    kadar sıkılır ve üzerine amonyak sürülür.

    Albüminüri

    İdrarda, albümin bulunmasına; Tıp dilinde Albüminüri; halk arasında ise, aktutma denir.
    Bir çok hastalıklarda, özellikle Böbrek hastalıklarında, idrarda albümin görülür.
    Mümkün olduğu kadar süt içmeli, patates haşlaması ile muhallebiyi sofradan eksik etmemelidir.

    Baharatlı yiyecekler, biber, turşu ve tuz kesinlikle terk edilmeli; kahve ve fazla miktarda su içilmemelidir.

    Alerji

    Vücudun, bazı madde veya hava şartlarından etkilenmesi yahut
    psikolojik etkenler sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
    Önce, alerjiye neden olan etkenleri bulmak gerekir. Alerjinin
    belirtileri de; şahsa göre değişir.

    Kiminde kaşıntı, kiminde kurdeşen, kiminde astım
    görülür. Hasta, eğer bazı maddelerle temasından dolayı
    alerji oluyorsa, o maddenin uzaklaştırılması ile mesele kendiliğinden
    çözümlenmiş olur.

    Altını ıslatmak

    Tıp dilinde Enuresis denir. Altına ve yatağına işeyen çocuklar;
    genellikle anne ve babasından yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeyen
    çocuklardır.

    Hastalık, belli bir nedenden kaynaklanmıyorsa; yapılacak iş,
    çocuğa ihtiyacı olan sevgiyi vermektir; ancak altını ıslatmak,
    herhangi bir böbrek rahatsızlığı veya şeker hastalığından da
    kaynaklanabilir. Bu nedenle doktora gitmek gerekir.

    Anne sütünün azlığı

    Anne sütünü artırmak için bol bol sulu gıdalar
    yemek, üzüntülerden sıyrılıp bir süre dinlenmek
    faydalıdır.

    Anus kaşıntısı

    Anus (şerç); yani sindirim kanalının doğrubağırsak denilen son
    kısmındaki çıkış deliği veya çevresinde (oturak yerinde)
    görülen kaşıntıların nedeni çeşitlidir.

    Bunlar arasında; kılkurtları, sümüksü akıntı, basur,
    çatlak, ishal veya kabızlık, egzama (mayasıl), sinir bozukluğu
    veya yeteri kadar temizliğe dikkat edilmemesi sayılabilir.

    Apandisit


    Körbağırsağın iltahaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.

    Müzmin apandisitte; kat’iyetle ilaç verilmez. Ameliyat gerekir.

    Had apandisit; karnın ortasından başlayıp, sağ alt kısma yerleşen bir
    ağrı ile kendini gösterir. Hazımsızlık ve gazdan şikayet edilir.
    Kusma görülebilir bazen de miğde bulantısı olur.

    Arı sokması

    Arı; bal ve balmumu yapan fakat, iğnesiyle sokan bir böcektir.
    Hassas bünyeli kimseleri soktukları zaman,onların şok
    geçirmelerine neden olabilirler. Eşek arıları ise; bal arılarına
    nazaran daha tehlikelidir.

    Arı sokmasında yapılacak ilk iş; arının iğnesini, ucu yakılmış bir iğne
    ile çıkarmaktır. Sonra arının soktuğu yerin alt ve
    üstünden sıkıca boğulur. Üzerine soğuk su
    dökülür.

    Arpacık


    Halk arasında it dirseği de denir. Doktorların Hordoleum dedikleri
    hastalıktır. Göz kapağındaki herhangi bir kılın dibinde;
    içi dolu bir şişlik meydana gelir.

    Acı ve zonklama vardır.
    Arpacıkla, hiçbir şekilde oynamayın, onu sıkmayın! Beslenmenize
    önem gösterin, üzüntülerinizi bırakıp biraz
    daha mutlu olmaya bakın.

    Astım


    Hasta, kriz geldiği zaman soluk almakta zorluk çektiğini
    zanneder, gerçekte nefes vermekte zorluk vardır. Bunun nedeni
    de, akciğerlerdeki küçük hava borularının
    daralmasıdır. Buralardan geçen hava, ıslığa benzeyen bir ses
    çıkarır, ki buna hırıltı denir.

    Astım, bir kaç grup nedenden kaynaklanır. Bunların başında da
    bünye gelir. Yani, bazı kimselerde baş ağrısı ne kadar tabi bir
    şeyse, diğerlerinde de astım o kadar doğaldır.

    Bazı kimseler, toz, kıl, yumurta, süt, aspirin,
    çiçek tozu ve benzeri şeylere karşı hassastırlar. Bu
    hassasiyet, astım krizleri şeklinde kendini gösterir.

    Tedavi için, hastayı etkileyecek bu unsurların ortadan kaldırılması yapılacak ilk iştir.
    Aşırı heyecan veya korku da astım krizine yol açabilir. Bu gibi durumlarda hastayı sakinleştirmek yapılacak ilk iştir.

    Bazı kimselerde de, Had Bronşit sonucu astım krizi görülebilir. Kalp yetmezliği de astım krizine neden olabilir.

    Astigmatlık

    Göz yuvarlağı çaplarının düzensiz olması sonucu ortaya
    çıkan bir çeşit göz bozukluğudur. Hasta; noktaları
    bir çizgi halinde görür.

    Çoğunlukla doğuştandır. Miyopluk veya hipermetroplukla beraber
    de görülebilir. Bazı astigmatlar, baş ağrılarından da şikayet
    ederler.
    Tedavi için doktorun vereceği gözlüğü kullanmak gerekir.

    Aşırı aybaşı kanaması


    Aybaşı görme arasındaki süre normaldir. Fakat kanama
    çoktur ve normal süresinden fazla devam eder. Nedenleri
    çeşitlidir rahimde ur, rahim çarpıklığı, yorgunluk, sinir
    bozukluğu, ateşli hastalıklar veya evlilik hayatındaki uyuşmazlıklardan
    kaynaklanabilir.

    Ateş

    Vücut sıcaklığının yükselmesine ateş denir. Vücut
    sıcaklığı bedenin her yerinde aynı değildir. Örneğin; termometre
    ağıza konulduğunda görülen ısı, koltuk altına konulduğunda
    gösterdiği ısıdan 0,5 derece daha düşüktür.

    Diğer taraftan, vücut ısısı gün boyunca da 0,5 derece oynar.
    Sabahın erken saatlerinde ısı düşük, akşam saatlerinde
    yüksektir. Vücut ısısı 36,2 - 37,5 arasında ise normaldir.

    Ateşle birlikte; üşütme, titreme, baş ağrısı, bunalma,
    huzursuzluk, vücut kırgınlığı, iştahsızlık, kabızlık, sayıklama,
    havale veya koyu renkli idrar çıkarmada görülebilir.

    Ateşin nedeni, genellikle soğuk algınlığı, grip, bademcik iltihabı,
    boğaz ağrısı, bronşit, sinüzit, kulak iltihabı, bağırsak iltihabı
    veya böbrek hastalıklarından biri olabilir. Bu nedenle tedaviden
    önce nedeni tespit etmek gerekir.

    Ayak ağrıları


    Ayak ağrıları; çoğunlukla yorgunluk, bağ yerlerinin burkulması,
    fazla kilo almak veya bazı hastalıklardan kaynaklanabilir. Önemli
    bir hastalıktan kaynaklanmayan ağrılarda yapılacak masaj ve dinlenme
    çok faydalı olur.

    Ayak burkulması

    Yürürken, koşarken veya atlarken ayak kaslarının beklenmedik
    bir durumla karşılaşması sonucu görülür. Burkulmadan
    hemen sonra ağrı, şişme ve morarma olabilir.

    Ayak çıbanı

    Ayak derisindeki ter bezleri ve kıl keselerinin mikroplanması sonucu
    ortaya çıkar. Çıban yerinde, ilk önce sert ve
    kırmızı bir kabartı belirir. Ağrı vardır. Sonra iltihaplanır.
    Çıbanı sıkmamak gerekir.

    Ayak şişmesi

    Ayak şişmesi; uzun süre ayakta durma, dolaşım sisteminin yetersiz
    olması, gebelik, uzun süre hareketsiz kalma veya incinme, burkulma
    sonucu ortaya çıkar.

    Ayak terlemesi

    Ayakların normalden fazla terlemesi genellikle ter bezlerinin aşırı
    derecede çalışmasından kaynaklanır. Diğer taraftan, kalın
    çorap giymek, ateşli bir hastalık veya normal vücut
    sıcaklığının düşmesi de ayak terlemesine neden olabilir.

    Aybaşı düzensizliği

    Aybaşı kanaması normal olarak 2-7 gün sürer. Normal olarak 28
    günde bir görülen aybaşı kanaması, bazı hallerde
    vaktinden önce veya sonra da görülebilir. Nedeni; asabi
    krizler, hormon dengesizliği veya bünye zayıflığı olabilir.

    Aybaşı kanaması azlığı

    Aybaşı kanının normal miktarı; sağlam kadınlarda 7-77 gram arasında
    değişir. Çoğunda 27-75 gram arasındadır. Ortalama miktar 50 gram
    kabul edilir.

    Aybaşı kanının yukarıda belirtilen miktarlardan az olması, çoğunlukla ruhsal durumla veya kansızlıkla ilgilidir.

    Aybaşı kanamasının gecikmesi

    Normal olarak zamanı geldiği halde aybaşı kanaması başlamazsa; gebelik,
    kansızlık, tiroid veya karaciğer hastalıkları akla gelebilir. Ayrıca
    yorgunluk, sinirlilik veya adetten kesilme de
    düşünülebilir.

    Aybaşı kanamasının uzun sürmesi

    Normal aybaşı kanaması 2-7 gün devam eder. Bazı kimselerde bu
    süre uzar. O zaman rahimde ur veya kist olduğundan,
    yumurtalıkların üşütülmüş olmasından, sinir veya
    kalp hastalığından şüphe edilir.

    Tedaviye geçmeden önce esas nedeni bulmak gerekir.
    Önemli bir durum yoksa aşağıdaki reçetelerden arzu edilen
    uygulanır.

    Aybaşı kanaması yokluğu

    Genç bir kız buluğ çağına geldiği halde, aybaşı
    görmeye başlamamışsa, aybaşı yokluğundan söz edilir. Bu durum
    karaciğer hastalıklarından, kansızlıktan veya tiroit bezi bozukluğundan
    kaynaklanabilir.

    Öncelikle nedeni bulmak gerekir.
    Normal aybaşı gören kadının da; kansızlık, karaciğer
    rahatsızlıkları, beslenme bozuklukları, veya tiroid bezi hastalıkları
    sonucu aybaşı kanamaları kesilebilir.

    Öte yandan aybaşı yokluğu, gebeliğin veya menapozun işareti olabilir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:28 pm

    B ile başlayan rahatsızlıklar

    Bademcik iltihabı

    Bademciklerin iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir. Bademcikler
    şiş, kırmızı ve yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı
    görünümdedir.

    Yutkunma sırasında ağrı yapar. Hastada kırıklık, baş ağrısı ve
    vücut ağrıları vardır. Hastalık birdenbire üşütme ve
    ateş ile başlar.

    Gereği gibi tedavi edilmezse orta kulak iltihabı, böbrek iltihabı, romatizma ve kalp hastalıklarına neden olabilir.

    Bağırsak gazı

    Bağırsaklarda hissedilen şişkinlik, bağırsak gazından kaynaklanır.
    Nedeni, bağırsakları besleyen bezlerin yeteri kadar çalışmaması,
    yemek yerken fazla hava yutma veya sinir bozukluğudur.

    Bağırsak iltihabı

    Beslenme bozuklukları, soğuk veya sıcak içecekler veya
    kullanılan bazı ilaçlar, hastalığın nedenleri arasındadır. Tıp
    dilinde kolit denir.
    Tedavide rejim ve istirahat esastır.

    Yenmemesi gerekenler Lahana, karnıbahar, kabak, domates, yağlı et
    suları, yağlı et ve balıklar, konserveler, av etleri, pastırma, sucuk,
    salam, börek, taze ekmek, bütün baharatlar, alkol.

    Yenilmesinde sakınca olmayanlar un veya sebze çorbaları, yağsız
    ızgara etler, yoğurt, patates püresi, pilav, beyaz peynir ve sebze
    yemekleri.

    Bağırsak kanaması

    Önemli bir hastalığın işareti olabilir. Önce kanamanın
    nedenini tespit ettirmek gerekir. Kısa sürede kesilmeyen
    kanamalarda mutlaka doktora başvurmak gerekir.

    Bağırsak solucanları

    Bağırsak solucanları, insan vücudunda a***** olarak yaşarlar.
    Bunlara bağırsak kurtları da denir. Genellikle 5 grupta toplanırlar.

    - Yuvarlak kurtlar
    - Kıl kurtları
    - Kamçı kurtları
    - Kancalı kurtlar
    - Şerit

    Balgam

    Sümüksü, cerahatli veya kanlı görünüşte bir maddedir. Bronşitin işareti olabilir.

    Basur

    Son bağırsakta bulunan siyah kan damarlarının genişleme, şişme ve
    kanamalarına; halk arasında basur, tıp dilinde hemoroid denir. Başka
    bir hastalığın da belirtisi olabilir.

    Kabızlık, hamilelik, şişmanlık, soğuk yerlerde fazla oturma, alkol
    alışkanlığı ve son bağırsaklardaki bazı hastalıklar, basura neden olur.
    Basurlar iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır.

    İç basur; makatın içinde meydana gelen basurlara verilen
    isimdir. Dış basur; makatın dışında, küçük, yuvarlak,
    eflatuni renkte tümörlerdir.
    Tedavide ilk şart, kabızlığı gidermektir.

    Baş ağrıları

    Baş ağrıları çeşitli nedenlerden kaynaklanır. Bunlar; şöyle sıralanabilir.

    - Aşırı yemekten sonra görülen veya açlıktan kaynaklanan baş ağrıları.
    - Göz, kulak veya burun hastalıklarından kaynaklanan baş ağrıları
    - Ateşli hastalıkların neden olduğu baş ağrıları
    - Alkol kullanmanın neden olduğu baş ağrıları
    - Kafa bölgesinde meydana gelen, kırık, ezik, çatlak veya sarsıntılardan kaynaklanan baş ağrıları
    - Beyin urlarının neden olduğu baş ağrıları
    - Kahve tiryakilerinde kahvesizlikten doğan baş ağrıları
    - Kabızlık çekenlerde görülen baş ağrıları
    - Saralılarda görülen baş ağrıları
    - Çikolata, sarımsak, lahana, yeşil biber, kuru yemiş yedikten sonra görülen, alerjik baş ağrıları
    - Menenjit hastalığının neden olduğu baş ağrıları
    - Fazla miktarda şekerli yiyecek yemekten doğan baş ağrıları
    - Diş hastalıklarının neden olduğu baş ağrıları
    - Fazla çalışma ve ruhi çöküntülerin neden olduğu baş ağrıları

    Baş ağrılarının gerçek nedenini bulabilmek için mutlaka doktora başvurulmalıdır.

    Başdönmeleri

    Hasta, kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta
    döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş
    dönmelerinin nedenleri çeşitlidir. Bunlardan başlıcaları
    şunlardır

    - Kulak ağrısı
    - Araç tutmaları
    - Ani hava değişimi
    - Bazı göz hastalıkları
    - İlaç zehirlenmeleri
    - Düşük veya yüksek tansiyon
    - Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları
    - Kansızlık ve kan hastalıkları
    - Mikrobik hastalıklar
    - Beyin hastalıkları
    - Sara ve bazı ruh hastalıkları

    Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin
    tespit edilmesi gerekir. Baş dönmelerine yapılacak ilk iş; hemen
    oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır.
    Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.

    Bayılmalar

    Geçici olarak uyanıklık halinin kaybolmasına halk arasında
    bayılma tıp dilinde senkop denir. Bu durumda beyin hücrelerine
    giden oksijen azalmıştır.

    Bayılmanın nedeni; yorgunluk, uzun süre ayakta kalmak, ani
    heyecanlar, tansiyon yüksekliği, gebelik, kansızlık, damar
    sertliği ve kalp hastalıklarıdır.

    Bayılmadan önce baygınlık hissi gelir. Sonra yüz kül
    rengini alır. Arkasından da terleme, çarpıntı, göz
    kararması ve baş dönmesi görülür.

    Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş hastayı hemen yatırmak, elbise ve
    çamaşırlarını gevşetmektir. Sonra yüzüne su serpilir
    ve amonyak koklatılır.

    Bel ağrısı

    Esaslı bir hastalıktan kaynaklanmayan bel ağrıları, çoğunlukla
    yorgunluk sonrası görülür. Dinlenmekle geçer.
    Uzun süren bel ağrılarında mutlaka doktora görünmek
    gerekir.

    Bel gevşekliği

    Cinsel ilişki sırasında, meninin vaktinden önce boşalmasına
    verilen isimdir. Halk arasında erken boşalma. Tıp dilinde ise
    ejakulasyon denir. Nedeni çoğunlukla ruhsaldır.

    Tedaviye sinirleri dinlendirmek, açık havada dolaşmak, sabah
    akşam ılık banyo yapmak ve hazmı kolay şeyler yemekle başlanır.

    Belsoğukluğu

    Tıp dilinde gonore denilen bir çeşit zührevi hastalıktır.
    Cinsi münasebetle bulaşır. İdrar yollarında acıma, yanma, şişlik
    ve akıntı ile belirir.

    Akıntı cerahatlıdır. Bu cerehat ellere bulaşacak ve eller de
    gözlere sürülecek olursa, körlüğe neden
    olabilir.

    Kadınlarda da, beyazımtırak cerahatlı akıntı, sık sık idrara gitme, idrar yaparken ağrı ve yanma ile kendini gösterir.

    Üreme organlarında akıntı görüldüğünde,
    mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde kendisinde bel soğukluğu
    görülen, bu hastalığı cinsel ilişkide bulunduğu herkese
    bulaştırır.

    Boğaz ağrısı

    Havasızlıktan, toz, sigara içmek, burun tıkanıklığı, dişeti iltihabı gibi nedenlerden kaynaklanır.

    Boğaz iltihabı

    Tıp dilinde farenjit veya anjin adı verilen bu hastalığın nedenleri;
    nezle ve grip gibi ateşli hastalıklarla, havadaki zararlı maddeler,
    sinüzit, alkol veya sigaradır.

    Yapılacak ilk iş; istirahat etmektir. Mümkün olduğu kadar az konuşmak da yararlıdır.

    Boğmaca

    Bulaşıcı bir hastalıktır. Tıptaki adı Pertussis'dir. Çoğunlukla
    1 ila 4 yaşları arasındaki çocuklarda çok
    görülür. Ortalama olarak 4-6 hafta devam eder.

    Hastanın burnu akar, nöbet halinde gelen öksürük görülür. Bazen kusmaya neden olur.
    Tedavi için kesin yatak istirahati şarttır. Hastaya sık sık fakat az miktarda yumuşak yiyecekler verilmelidir.

    Boyun tutulması

    Soğuk almaktan, boynun çarpık durumda bir süre kalmasından veya nezleden kaynaklanır.

    Böbrek ağrısı

    Böbrek ağrısının nedenleri çeşitlidir. Bunlar arasında
    böbrek taşı, böbreklerden idrar akışının tıkanıklık nedeniyle
    düzensizliği, böbrek uru, böbreklerden çıkan
    zehirli atıkları mesaneye taşıyan borularda taş, ur veya kan pıhtısı,
    böbrek apsesi olabilir.

    Ağrılar sırasında terleme ve kusma da görülebilir.

    Böbrek iltihabı

    Böbreklerin iç kısımlarının iltihaplanmasıdır. Tıp dilinde piyelonefrit adı verilir. İki çeşiti vardır

    - Akut Böbrek İltihabı Ani olarak ortaya çıkan, titreme,
    kaburga altlarında ve yanlarında başlayıp, kasıklara kadar yayılan bir
    ağrı ile kendini gösterir. Sık sık idrara gitmek ihtiyacı duyulur.
    İdrar çıkarken de yanma ve ağrı hissedilir. İlk önlem
    olarak belin iki yanına sıcak su torbası konur. Bol su, limonata ve
    açık çay içilir.

    - Kronik Böbrek İltihabı Akut böbrek iltihabının gereği gibi
    tedavi edilmemiş olması, kronik böbrek iltihabının başlıca
    nedenidir. Hastada iştahsızlık, ateş, halsizlik, baş ağrısı, ağrılı
    idrar etme ve bel ağrıları görülür.

    Yapılacak ilk iş, bol bol meyva suları içmek ve aşağıdaki
    reçetelerden birini uygulamaktır. Ayrıca tuz ve hayvani gıdalar
    azaltılmalıdır.

    Böbrek kumu

    Yeterince su içilmemesi, A vitamini eksikliği, böbrek
    üstü bezlerinin fazla çalışması ve bazı böbrek
    hastalıkları, böbreklerde kum birikmesine neden olur.

    Böbrek taşı

    İdrarda bulunan oksalat billurlarının meydana getirdiği böbrek
    taşları, kum tanesi kadar olabildiği gibi pinpon topu
    büyüklüğünde de olabilir. Ufak taşlar
    böbrekten kolaylıkla çıkabilr.

    Büyükler ise böbreklerden mesaneye giderken şiddetli ağrılara neden olur.

    Göğsün yukarı ve ön kısmında, kaburgaların altında, ani
    ve kıvrandırıcı ağrı hissedilir. Terleme ve kusma da
    görülebilir. İdrarın rengi bulanık ve bazen kanlıdır.

    Böcek sokması

    Böceğin ısırdığı yerde şiddetli kaşıntı, kızarıklık ve şişlik
    görülür. Böceğin zehirli olabileceğini
    düşünerek aşağıda tarif edilen işlem yapılır.

    Vakit kaybetmeden böceğin soktuğu yerin alt ve üstünden
    sıkıca bağlanır. Sonra böceğin soktuğu yer iki parmak arasına
    alınıp, sıkılır ve zehirli kanın akması sağlanır.

    Bronşit

    Akciğerlere giden havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanmasıdır. Akut ve kronik olarak iki gruba ayrılır.

    - Akut Bronşit Genellikle grip, kızamık, boğmaca veya tifo gibi
    hastalıklar sırasında görülür. Sisli ve soğuk havalarda
    çok rahatsız olurlar.

    Hastalığın başlangıcında kuru ve ağrılı öksürük, az
    yapışkan balgam, sonraları sümüksü cerahatli balgam ile
    hafif ateş ve halsizlik görülür. Mutlaka tedavi edilmesi
    gerekir.

    - Kronik Bronşit Bu çeşit bronşitte; havayollarını yağlayan
    bezler büyümüş, iç yüzlerinde bulunan
    tüyler görevini yapamaz olmuştur. Mutlaka tedavi edilmesi
    gerekir.
    Her iki bronşitte de yapılacak ilk iş sigarayı bırakıp istirahat etmektir.

    Burkulmalar El ve ayak bilekleri herhangi bir kaza sonucu burkulabilir.
    Bu gibi durumlarda, bilekte ağrı ve şişme görülür.
    Yapılacak ilk iş, burkulan yeri rahat bir duruma sokmaktır.

    Burun ahtapotu

    Burunda et büyümesinden kaynaklanan bu hastalığa tıp dilinde
    adenoid ve polip denir. Hastanın burnundan soluması
    güçleşir. Daha çok ağzından nefes alıp verir.

    Burun akıntısı

    Burun akıntısının nedeni; nezle, saman nezlesi, sinüzit,
    müzmin nezle, alerjik burun iltihabı veya burna herhangi birşey
    kaçmış olmasıdır. Ayrıca kızamık başlangıcında da
    görülür.

    Burun kanaması

    Çeşitli nedenlerden kaynaklanan burun kanamalarına tıp dilinde
    epistaksis denir. Genç erkeklerde genellikle ergenlik
    dönemlerinde, genç kızlarda ise, çoğunlukla aybaşı
    kanamaları sırasında görülür.

    Bir de; yüksek tansiyonun neden olduğu burun kanamaları vardır.
    Gençlerde görülen ve önemli olmayan burun
    kanamaları çok kolay durdurulur ve korkulacak bir şey yoktur.

    Tansiyon yüksekliğinden kaynaklanan ve genellikle orta yaşlarda
    görülen burun kanamalarını durdurmak ise biraz zordur.

    Yapılacak ilk iş hastayı hemen oturtmak, başını öne doğru
    hafifçe eğip, burnunun kanayan deliğini on dakika kadar
    bastırmak, bu sırada ağızdan nefes almasını ve yutkunmasını
    söylemektir.

    Burun tıkanıklığı

    Saman nezlesi ve sinüzitte görüldüğü gibi, başka bir hastalığın da belirtisi olabilir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:28 pm

    C - Ç ile başlayan rahatsızlıklar


    Cinsel soğukluk

    Tam manasıyla tatmin olamayan kadının cinsel ilişkiye gereği gibi cevap
    vermemesine; tıp dilinde firijidite denir. Nedeni daha çok
    ruhsaldır.

    Çarpıntı

    Tıp dilinde palpitasyon denilen çarpıntının nedenleri
    çeşitlidir. Bir kalp hastalığı söz konusu değilse; fazla
    sigara içmek, alkol, yorgunluk, sinirlenmek, kansızlık,
    hazımsızlık, çay, kahve veya zehirlenmelerden kaynaklanabilir.

    Çıbanlar

    Derideki kıl keseleri veya bezlerinin hastalanması sonucu ortaya
    çıkan sızıntılı, ıslak kabarcıklara çıban denir.
    Katiyetle sıkılmamaları gerekir.

    Çıkıklar

    Kemiklerden herhangi birinin oynak yerinden kısmen veya tamamen
    ayrılmasına çıkık denir. Bu durumda yapılacak ilk iş doktora
    gitmektir.

    Çiçek hastalığı

    Tıp dilinde variola denilen bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık şiddetli
    titreme ve 41 derece ateşle ortaya çıkar. Hastalık mikrobunun
    vücuda girmesiyle ortaya çıkması arasında geçen
    süre 10-14 gündür.

    Hasta istirahat ettirilir , başkaları ile görüşmesi
    yasaklanır. Doktorun tavsiyelerine uyulur. Bol su ve şerbet
    içirilir.

    Çiller

    Çoğunlukla beyaz tenli, kırmızı saçlı kimselerde
    görülen çiller, yüze serpilmiş ufak lekeler
    halindedir. Nedeni; cildin güneşe karşı gösterdiği tepkidir.

    Olgunlaşmış çillerin yok edilmesi mümkün değildir.
    Ancak koruyucu önlemler alınır. Yüzünde çil
    olanların güneşte fazla durmamaları ve yüzlerini sık sık
    yıkmaları tavsiye edilir.

    Çocuk felci

    Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle
    neticelenen bir hastalıktır. Tıp dilinde poliomelitis denir.

    Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür. Nedeni bir
    çeşit virüstür. Lağım sularının yiyeceklere bulaşması,
    sineklerin taşıdığı mikroplar, hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve
    burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır.

    Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi
    büyükler de yakalanabilir. Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21
    gün içinde ortaya çıkar. Hastada ateş, baş ağrısı,
    boğaz ağrısı, kusma, yorgunluk, boyunda kasılma, ve sırt ağrıları
    vardır.

    Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa,
    özellikle kol ve bacaklarda felç görülür.
    Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak
    gerekir. Çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya
    Sabin aşısı yaptırmak gerekir.

    Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk
    aşıdan 2 ay sonra, üçüncüsü, ikinci aşıdan 6
    ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır. Tedavi için
    mutlaka doktora başvurmak gerekir.

    Çocuklarda gelişme bozuklukları

    Çocuklarda görülen gelişme bozukluklarının çoğu
    kötü beslenmeden kaynaklanır. Bunun yanı sıra;
    geçirilen bir hastalıktan kaynaklanan veya irsi olarak da
    gelişme bozukluğu görülebilir. Nedeni test etmek için
    doktora başvurmak gerekir.

    Çok uyumak

    1 ila 4 yaşları arasındaki çocukların; geceleri 13, öğleden
    sonra da 2 saat olmak üzere, günde 15 saat uyumaları,
    sıhhatli büyümelerini sağlar.

    5 ile 7 yaşları arasındaki çocuklara ise, geceleri 11-13 saat uyku yeterlidir.
    8-14 yaşları arasında 9-11 saat; 15 yaşından sonra da 8 saat uyku yeterli gelir.
    20 yaşını geçenlere 6-8 saat gece uykusu yeterlidir.

    Çürükler

    Cilt yırtılmadan altındaki bir kılcal damarda görülen kanama
    halk arasında çürük denir. Tıp dilinde ise ekimoz
    denir. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş,
    çürüğün üzerine soğuk su ile kompres
    yapmaktır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:29 pm

    D ile başlayan rahatsızlıklar


    Dalak hastalıkları

    Karın boşluğunun solunda, midenin arka tarafında bulunan dalak; eskimiş
    kırmızı kan hücrelerini yok eder, gerektiği zaman da yeni kırmızı
    kan hücreleri imal eder.

    Sıtma ve tifo gibi bulaşıcı hastalıklar veya kansızlık sonucu dalak hastalanabilir.

    Damar sertliği

    Vücuttaki kan damarlarının bir kısmının veya tamamının sertleşmesi
    sonucu, esnekliklerini keybetmesine; halk arasında damar
    kireçlenmesi tıp dilinde ise Arterio Skleroz veya Atheremo denir.

    Nedeni, kan damarlarının iç kısımlardaki hücrelerin
    esnekliğini kaybedip, zayıflaması veya kandaki yağlı maddelerin
    birikinti yaparak, damarı darlaştırmasıdır.

    Belirtileri baş dönmesi, baş ağrısı, titreme, yürürken
    sendeleme, düşünme ve öğrenme gücünde
    zayıflama, sinirlilik veya damarın sertleştiği bölgelerde ağrılar
    görülür.

    İlk belirtiler görüldüğünde önlem alınacak
    olursa, korkulacak bir şey yoktur. Hastanın neşe ve cesaretini
    kaybetmemesi ve doktorun tavsiyelerini yerine getirmesi iyileşmede
    atılacak ilk önemli adımdır.

    Damar sertliği teşhisi konan kimse, perhiz yapmalı, alkol ve sigara
    gibi keyif verici maddeleri bırakmalı, yumurta, tereyağı ve benzeri
    yiyecekleri terk etmeli, tuzu da azaltmalıdır.

    Ayak damarlarında meydana gelebilecek herhangi bir hastalığı
    önlemek için de dar ayakkabı giymekten kaçınmalıdır.

    Deri iltihabı

    Çoğunlukla kullanılan sabun, deterjan, boyalar ve bazı bitkilerin neden olduğu bu hastalığa tıp dilinde Dermatit denir.

    Tedaviye deride iltihaplanmaya sebep olan şeyi belirleyip, onu terk etmekle başlanır.

    Deri kanseri

    Deri üzerinde ufak bir şişlik veya bir türlü iyileşmeyen
    bir yara şeklinde başlayabilen bir çeşit kanserdir. Şişlik,
    başlangıçta ufak bir yumru şeklindedir.

    Bir süre sonra aynı yer açılır ve yara haline
    dönüşür, sonra kabuk bağlar. Bu gibi durumlarda
    telaşlanmamak; ancak acele etmek gerekir. Erken tedavi edildiği
    takdirde iyileşir.

    Deri kuruluğu

    Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de
    çatlak görünümdedir. Merak edilecek bir durum
    yoktur. Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu
    geçirir.

    Deri lekeleri

    Deride görülen esmer lekelere "Karaciğer lekeleri", beyaz
    lekelere de "Vitligo" adı verilir. Bunlar merhem veya kremlerle
    gizlenebilir.

    Dil büyümesi

    Kısa süreli dil büyümelerinde aşağıdaki reçeteler
    kullanılır. 2-3 günde geçmeyen dil büyümesinde,
    doktora başvurmak gerekir.

    Dil felci

    Sinir sistemindeki bir bozukluktan dolayı, dil gücünün kaybolmasıdır. Doktor tarafından tedavi edilmesi gerekir.

    Dil iltihabı

    Tıp dilinde Glossit denilen bu iltihaplanmanın nedeni,
    çürük dişler, dişeti iltihabı, sigara, çok
    sıcak veya çok soğuk şeyler yemeyi alışkanlık haline getirmiş
    olmaktır.

    İhmal etmemek gerekir. Çünkü dil kanseri veye dil
    ülseri belirtisi de olabilir. Mutlaka doktora başvurmak gerekir.

    Yapılacak ilk iş, sigarayı bırakmak, çürük dişleri
    tedavi ettirmek, ve kötü alışkanlıkları terk etmektir.

    Dil ülseri

    Dilde görülen; etrafı kırmızı, içi su dolu
    küçük kabarcıklar, dil ülserinin belirtisi
    olabilir. Derin ve sert kenarlı dil yaralarında, mutlaka doktora
    başvurmak gerekir. Diğer dil yaraları, hazımsızlık veya gripten
    kaynaklanabilir.

    Diş ağrısı

    Diş ağrısı; dişin çürümesi, minesinin aşınması,
    dişetlerinin iltihaplanması veya bunlara benzer nedenlerden kaynaklanır.

    Dizanteri

    Bulaşıcı ve salgın bir hastalıktır. Hastada, ishal
    görülür. Dışkısı kanlı ve
    sümüklüdür. İştahsızlık karın ağrısı ve ateş de
    vardır Su veya besinlerle bulaşır. İki çeşit dizanteri vardır.

    - Amipli Dizanteri Vücuda mikrop girmesinden 10-21 gün sonra
    hastalık belirtileri ortaya çıkar. Hastada kanlı ishal, ateş,
    karın krampları, kilo kaybı, ve halsizlik görülür.

    - Basilli Dizanteri Mikrobun vücuda girmesinden 2-7 gün sonra
    belirtileri ortaya çıkar. Hastalığın salgın halini almasında
    kara sinekler başrolü oynar. Hastada; kanlı ve balgam kıvamında
    ishal, karın ağrısı, halsizlik ve ateş görülür.

    Yapılacak ilk iş; hastayı, sağlamlardan ayırmaktır.

    Doğum sancıları

    Doğum sancıları; doğumun habercisidir. Başlangıçta 20 dakikada
    bir gelen doğum sancıları, daha sonra sıklaşır ve her seferinde
    döl yatağı kasılıp, sertleşir.

    Sancılar sırasında kanama görülmezse korkulacak bir şey yoktur.

    Dolama

    Şeytan tırnağı veya parmağa iğne ya da kıymık batması sonucu, tırnak
    dibinde meydana gelen iltihaplanmaya; halk arasında dolama, tıp dilinde
    paronychia denir. Başlangıçta kırmızı bir benek halindeyken daha
    sonra içi dolu sivilceye dönüşür.

    Dolama, kan zehirlenmesine neden olabilir. Bu nedenle ihmal edilmeden
    doktora başvurmak gerekir. Alkol pansumanı veya sıcak su kompresi
    çok faydalıdır.

    Donmalar

    Üşümenin en ağır şekline donma denir. Donan kişiyi birdenbire
    ısıtmamak gerekir. Böyle durumlarda yapılacak ilk iş; vücuda
    bir battaniye sarıp, ılık bir yere taşımak; orada başı hafif geriye
    doğru olmak üzere sırtüstü yatırmak, kol ve bacaklarını
    soğuk su ile iyice ovmaktır. Limonsuyu ile masaj yapılabilir.

    Dölyolu akıntısı

    Halk arasında beyaz akıntı; tıp dilinde ise; Gleet denilir. Arasıra
    görülen beyaz akıntı pek önemli değildir.
    Çünkü üşütmek, ruhi bunalım, uzun süren
    bir hastalık veya yüksekçe bir yerden düşmekten
    kaynaklanabilir.

    İç çamaşırında krem rengi beyazlıkta bir leke
    görülür. Kuruduğu zaman kahverengiye çalan sarı
    bir renk alır. Önce beyaz akıntının nedenini bulmak gerekir.

    Dudak çatlaması

    Dudaklar, güneş veya soğuk havanın tesiriyle çatlayabilir. Endişe edilecek bir durum yoktur.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:29 pm

    E ile başlayan rahatsızlıklar


    Egzama

    Mayasıl diye bilinen egzama, derinin sulanması ile meydana gelen bir
    iltihaptır. Tıp dilinde; Erythema pernio denir. Kaşıntı ve kızartı ile
    ortaya çıkar. nedeni; ruhsal olabileceği gibi alerjik tepkiler
    veya deriyi tahriş eden maddeler de olabilir.

    Bazı kimselerde de ırsidir. Vücudun hemen hemen her yerinde
    görülebilir ve bulundukları yere göre isimlendirilirler.

    Tedavinin ilk prensibi; üzülmemek ve egzamalı yerleri
    kaşımamaktır. Ayrıca, su ve sabunlu sudan olduğu kadar uzak kalmak da
    gerekir. Su yerine permanganatlı su ve rivanollu su kullanılır. Perhiz
    yapılır. Acılı, baharatlı ve yağlı yenmez.

    Ekstrasistol

    Kalbin normal atışlarına, fazladan atış eklenmesine Ekstrasistol bir
    başka deyişle fazladan atış denir. Kalbin bir atışı, vaktinden
    önce olur.

    Sonra, bir süre atış olmaz. Bu atışlar, tek tek veya arka arkaya
    meydana gelir. Kalp hastalıklarında görüldüğü gibi;
    fazla sigara, içki içmek; heyecanlanmak ve hazmı
    güç yemeklerden sonra da görülebilir.

    El ve ayak titremeleri

    Hafif el ve ayak titremeleri; daha ziyade nevroz, isteri ve nevrastenide görülür.

    Enfarktüs

    Kalbi besleyen büyük damarlardan birinin aniden tıkanması
    sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Enfarktüs krizi
    geçiren hasta; kalp bölgesinde ani bir ağrı hisseder.

    Bütün benliğini ölüm korkusu sarar. Nefes almakta
    zorluk çeker. Yapılacak ilk iş, hastanın 45 derece bir meyille
    oturmasını sağlamaktır.

    Sonra; vakit geçirmeden doktor çağrılır. Enfarktüs
    krizini atlattıktan sonra kesin istirahat ve doktorun dediklerine uymak
    şarttır.

    Ergenlik sivilceleri

    Ergenlik yaşındakilerin yüz, omuz, sırt ve karınlarında
    görülürler. Siyah noktalar, beyaz benekler, kırmızı veya
    mor lekeler halindedirler.

    İçleri cerahat dolu bu sivilcelere; akne de denir. nedeni; yağ bezlerinin tıkanmış olmasıdır.
    Ergenlik sivilceleri kendiliğinden kaybolur. Sıkmamak, oynamamak gerekir.

    Tedavinin ilk şartı sabırdır. Yüzü günde 3-4 kere
    kükürtlü sabunla yıkamakta fayda vardır. Bu arada
    baharatlı yiyecekleri ve çikolatayı terketmek gerekir.

    Ezikler

    Eziklerde yapılacak ilk iş; eziğin üzerine buz koymak veya soğuk
    su ile kompres yapmaktır. Ayrıca; dışarı kan çıkmışsa, önce
    oksijenli su ile temizlenir. Aşağıdaki reçetelerden de
    faydalanılır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:30 pm

    F ile başlayan rahatsızlıklar


    Fazla terlemek

    Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin
    çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz,
    raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da
    fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl
    nedenini bulmak gerekir.

    Felç

    Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas
    gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya
    inme denir. Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Hafif
    ve ağır olmak üzere iki şekli vardır.

    Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.

    Ferç kaşıntısı

    Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl
    yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir. Ayrıca, böyle bir neden
    olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de
    kaşıntıya neden olabilir.

    İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan
    ferç kaşıntılarında; bunları kullanmamakla şikayet ortadan
    kalkar.

    Fıtık

    Vücudun herhangi bir organının; genellikle bağırsağın, kaslar
    arasındaki zayıf bir noktadan dışarı çıkmasına fıtık denir.
    Fıtık olan yerde, şişlik görülür.

    Öksürünce veya ıkınınca büyür. Ağır işler
    yapmaktan, öksürmekten ve ıkınmaktan, hoplayıp zıplamaktan
    kaçınmak gerekir. Ameliyat olunmayacaksa, fıtıkbağı kullanmak
    faydalıdır.

    Fil hastalığı

    Özellikle bacakların şişip, genişlemesi şeklinde ortaya
    çıkan bu hastalığa halk arasında gelincik, tıp dilinde
    elefantiasis denir. Nedeni lenf kanamalarının iltihaplanıp, şişmesidir.

    Fistül

    Çoğunlukla anüs yakınında meydana gelen, içi cerahat
    dolu, ufak, kırmızı ve akıntılı bir şişliktir. Etrafında ağrı vardır.
    Tedavi edilmedikçe geçmez.

    Frengi

    Zührevi bir hastalıktır. Bulaşıcıdır. Tıp dilinde sifilis denir.
    Frengili kadının doğurduğu çocuğa, doğuştan geçmesi şekli
    istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer.
    Mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra belirtilerini
    göstermeye başlar.

    Mikrobun vücuda girdiği yerde, yani erkeklerde peniste, kadınlarda
    ******da Şankr adı verilen bir yara meydana gelir. Bu yara dudakta,
    xxx ucunda, makatta veya parmaklarda da görülebilir. Zamanla
    akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve sertleşir.

    Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş
    ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve
    iştahsızlık, görülmeye başlar. 6 ay sonra ise, mikrop
    vücudun belli başlı organlarına oturur. Tedaviye en kısa zamanda
    başlanması gerekir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:30 pm

    G ile başlayan rahatsızlıklar


    Gastrit

    Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu
    ortaya çıkan bir hastalıktır. Mide iltihabı veya mide nezlesi de
    denir.

    Hazırlayıcı nedenler Ağır yemekler, fazla kuru veya sert yiyecekler,
    hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol, fazla
    miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin
    düzensiz olması, çabuk çabuk ve çiğnemeden
    yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli hastalıklar, karaciğer veya
    safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları veya romatizmadır.
    Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.

    Belirtileri Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık,
    aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk
    görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı
    hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar
    aylarında artar.

    Tedavisi Perhiz ve istirahat şarttır. Hastalığı doğuran nedenler
    ortadan kaldırılır. Hafif yiyecekler yenir. Aspirin gibi ilçlar
    kullanılmaz. Yemekler, yavaş yavaş ve çok çiğnenerek
    yenir.

    Gazlar

    Midede veya bağırsaklarda gaz birikebilir. Nedeni; hava yutmak veya mide hastalıklarıdır.

    Gece körlüğü

    Beslenmedeki A vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır. Hasta; alacakaranlıkta gereği gibi göremez.

    Geğirmek

    Çoğunlukla sinirli kimselerde görülür. Bunlar
    yemeklerde haddinden fazla hava yutarlar. Ayrıca geğirme mide veya
    safra kesesi hastalıklarının bir belirtisi olabilir. Bu nedenle esas
    nedeni tespit etmek gerekir.

    Gevşek penis

    Erkeklik organının sertleşmemesi, sağlık durumunun bozukluğundan
    kaynaklanır. En önemli neden sinir bozukluğudur. Kendine
    güvenememe, yorgunluk, içki, şeker hastalığı, uyuşturucu
    madde alışkanlığı da diğer nedenler arasında sayılabilir.

    Tedavinin ilk şartı; kötü alışkanlıkları bırakmak, kendine
    güvenmek, temiz havada dolaşmak ve yeterince gıda almaktır.

    Gıda zehirlenmeleri

    Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür.

    Belirtileri Hasta solumakta, yutkunmakta güçlük
    çeker. Kaslarında ağrı ve kramplar vardır. Baş dönmesi,
    halsizlik, mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet
    eder.

    Bazı hastalarda kabızlık, bazılarında da ishal görülür.
    Yapılacak ilk iş, hastayı kusturmaktır. Gerekiyorsa sunni solunum da
    yapılır. Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür.

    Göğüste su toplaması

    Tıp dilinde sulu zatülcemp denilen hastalıktır. Akciğerlerin
    etrafını saran zarın iltihaplanması sonucu meydana gelir. Zarın iki
    yaprağı arasına su toplanmıştır.

    Nedeni; şiddetli soğuk algınlığı, bronşit, böbrek hastalıkları
    veya kulak iltihaplarıdır. Göğsün yan taraflarında şiddetli
    ağrı hissedilir. Bunlara bastırıldığı zaman ağrı şiddetlenir. Nefes
    darlığı vardır. Yatak istirahati ve doktor tedavisi şarttır.

    Göz ağrısı

    Göz ağrısının nedenleri çeşitlidir. Az ışıkta
    çalışmak sonucu gözlerin yorulması, gözdeki herhangi
    bir kısmın iltihaplanmış olması, göze yabancı bir cisim
    kaçmış olması, sinüzit, yarım başağrısı, grip, nezle ve
    ateşli hastalıklar göz ağrısına neden olabilir. Önce
    hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.

    Göz iltihabı

    Halk arasında göz nezlesi veya pembe göz denir. Göz
    yuvarlağının üstünü örten ince zarın iltihaplanması
    sonucu ortaya çıkar. Tıp dilinde konjonktivit denir.
    Çoğunlukla ilk bahar aylarında görülür.
    Gözde sulanma; kanlanma, batma hissi veya ağrı vardır. Hasta ışığa
    bakmakta güçlük çeker.

    Göz kanlanması

    Göz kanlanması ile birlikte ağrı yoksa aşağıdaki reçeteler
    uygulanır. Kanlanma ile birlikte ağrı varsa; mutlaka göz doktoruna
    gitmek gerekir.

    Göz kaşıntısı

    Gözlerin kaşınması, önemli bir hastalığın işareti olabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.

    Göz sulanması

    Göze toz kaçması, çapaklanma, göz iltihabı,
    nezle veya bazı alerjik hastalıklar göz yaşının fazlalaşmasına
    neden olur. Şikayetler soğuk havalarda daha da artar. Doktora başvurmak
    gerekir.

    Göz tiki

    Aniden ortaya çıkan, fakat önemli olmayan bir durumdur.
    Alışkanlık spazmı da denir. nedeni, yorgunluk, üzüntü,
    heyecan ve yaşlılarda adale zafiyetidir. Yapılacak ilk iş, istirahat
    etmektir.

    Gözbebekleri iltihabı

    Gözün bir kazayla yaralanması veya romatizmalı hastalarda
    üşütme sonucu ortaya çıkar. Bazen; şeker hastalığı,
    burun hastalıkları, ve frengili hastalarda da görülür.

    Tıp dilinde iritis denilen bu hastalık vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi gerekir.
    Hasta, ışığa fazla bakamaz. Gözlerinde veya gözlerinin üst kısmına gelen bölgede şiddetli ağrılar vardır.

    Gözlerde; sulanma ve kızarıklık da görülür.
    Göze dikkatle bakıldığında; renkli kısmın etrafındaki rengin de
    koyulaştığı görülür.

    Gözkapağı iltihabı

    Göz kapağı kenarlarının iltihaplanıp, kızarma, kabuklanma ve ağrı
    yapmasıyla ortaya çıkar. Tıp dilinde blefarit denir.

    Gözkapağı şişliği

    Gözkapakları, çoğunlukla fazla ağlama sonucu şişer. Nezle
    veya kızamık sırasında da görülür. Bunlardan başka,
    kalp, böbrek, hastalıkları veya beze iltihaplanmasının da bir
    işareti olabilir. Bazı kimselerde de alerjiktir.

    Grip

    Tıp dilinde influenza adı verilen bu hastalık bulaşıcıdır. Grip olan
    kişinin nefesindeki damlacıklarla yayılıp, salgın hale gelebilir.
    Paçavra hastalığı da denir.

    Aniden başlar ve devamlı olarak ateş yükselir. Baş ve sırt
    ağrıları, titreme nöbetleri, nezle, öksürük,
    iştahsızlık, baş dönmesi de görülür. Tedavinin ilk
    şartı istitrahat etmektir. İyi tedavi edilmezse, başka hastalıklara da
    yol açabilir.

    Guatr

    Tiroid bezinin büyümesi sonucu ortaya çıkan ve boynun
    ortasında, yutkundukça aşağı yukarı hareket eden şişlikle
    kendini belli eden bu hastalığa guşa veya cedre de denir. Tıp dilindeki
    adı strumadır.

    Guatr, özellikle geceleri nefes darlığı yapar. Bazen de rahatsız
    edici öksürüklere neden olur. İki çeşit guatr
    vardır.

    Basit Guatr Bu çeşit guatrda tiroid bezi balon gibi şişer.
    Nedeni alınan iyotun yetersiz olmasıdır. Dağlık bölgelerde
    oturanlarda, ergenlik yaşlarında ve hamilelerde çok
    görülür.

    Yumrulu Guatr Bu çeşit guatrda, tiroid bezinin iki yanında
    kabarıklık veya üzüm salkımını andıran şişlikler
    görülür. Her iki çeşit guatrda da endişelenecek
    bir durum yoktur. Ancak tedaviye erken başlamak gerekir.

    Yemeklerde iyotlu tuz kullanmak, mümkün olduğu kadar
    çok balık, pırasa, kuru erik, yumurta, taze fasulye, pazı,
    soğan, sarmısak, dut veya dut kurusu, havuç yemek; inek
    sütü, erik hoşafı, ve havuç suyu içmek
    çok faydalıdır. Ayrıca kabız olmamaya gayret etmek gerekir.
    Lahana, mısır ve turp da yenmemelidir.

    Güneş çarpması

    Uzun süre güneşte veya sıcakta kalmak sonucu; aşırı terleme,
    ağrılı kramplar ve kanın koyulaşması şeklinde kendini gösterir.
    Yapılacak ilk iş; hasta giyinikse, hemen elbiseleri gevşetilip,
    gölgeye taşınır. Yüzü, göğsü ve kolları soğuk
    su ile ıslatılır. Durumu ciddi ise, ıslak bir çarşafa sarılarak
    hastaneye götürülür.

    Güneş yanığı

    Vücudun güneşte kalan kısımlarında bir süre sonra yanma,
    kızarma ve kaşıntı başlar. Kısa bir süre sonra da su toplar.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:30 pm

    H ile başlayan rahatsızlıklar


    Halsizlik

    Bazı kimseler, aşırı yorgunluktan, çalışamamaktan, baş
    ağrısından, sırt ağrılarından, hazımsızlıktan veya huzursuzluktan
    şikayet ederler. Bu duruma tıp dilinde debilite veya asteni denir.

    Hararet

    Sıcak havada aşırı derecede veya ateşli hastalıklar sırasında
    vücut kaybettiği suyu karşılayamayacak olursa, hararet başlar.

    Havale

    Vücut kaslarının ani ve şiddetli olarak kasılması sonucu ortaya
    çıkan duruma havale denir. Büyüklerde havale
    çoğunlukla sara nöbetleri sırasında görülür.

    Küçük çocuklarda görülen havale,
    sinir sisteminin değişik nedenler karşısında göstermiş olduğu bir
    tepkidir.

    Bu tepkiler de; kemik hastalıkları, yüksek ateş, boğmaca, devamlı
    hazımsızlık, bağırsak şeritleri veya diş çıkarmalardan
    kaynaklanabilir. Ayrıca bu duruma sinir sistemi veya beyinde meydana
    gelen bir hastalık da neden olabilir.

    Havale geçiren çocuğun gözleri sabit bir noktaya
    çevrilir, çenesi de kenetlenir. Dudakları, yüz
    kasları, kol ve bacakları, önce şiddetli bir şekilde kasılır,
    sonra da çırpınmaya başlar. Ağzından da köpük gelir.
    Bütün bunlar bir iki dakika devam eder. Sonra bütün
    belirtiler kaybolup, uykuya dalar.

    Hastalığın bir nedenini bulmak için mutlaka bir doktora
    başvurmak gerekir. Bu arada çocuğu sessiz, loş bir odaya
    yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmek faydalıdır.

    Hava yutma

    Tıp dilinde aerofaji diye bilinen bu hastalık, genellikle asabi
    mizaçlı kimselerde görülür. Bunlar yemek
    sırasında farkına varmadan hava yutarlar. Hava yutma, mide ve bağırsak
    gazlarının oluşmasına yardımcı olur.

    Hazımsızlık

    Sindirimin normal şekilde olmaması ve bağırsakların seyrek
    çalışmasına; halk arasında hazımsızlık, tıp dilinde ise dispepsi
    denir. Nedenleri çeşitlidir.

    Ağır yemekler, yemekleri gereği gibi çiğnememe, diş veya dişeti
    iltihapları, içki veya sigara içmek, çok miktarda
    çay veya kahve içmek, fazla miktarda şekerli veya unlu
    şeyler yemek, kansızlık, yorgunluk, sinir bozukluğu ve
    üzüntü hazımsızlığı doğuran nedenler arasında
    sayılabilir.

    Yemekten bir süre sonra; midede şişkinlik veya yanma hissi ortaya
    çıkar. Sık sık yemek ihtiyacı hissedilir. Kabızlıktan şikayet
    edilir. Bazı kimselerde halsizlik, uykusuzluk, unutkanlık veya
    çarpıntı görülür.

    Tedavinin ilk şartı; sıkıntı ve üzüntülerden
    sıyrılmaktır. Zararlı şeyler terkedilir. Et yemekleri de
    mümkün olduğu kadar azaltılır. Haddinden fazla yemek yenmez.
    Yemeklerden sonra soğuk su içilmez. Yemek aralarında acıkınca
    süt ile birkaç galete yenir.

    Hemofili

    Kanın normal sürede pıhtılaşmaması şeklinde kendini gösteren,
    erkeklere has bir çeşit kan hastalığıdır. Halk arasında kanama
    hastalığı denir. Irsi bir hastalıktır. Doktor tedavisi gerekir.

    Bu hastalığa tutulanların; az su içmeleri ve limon, portakal,
    kiraz veya ahududu yemeleri tavsiye edilir. Ayrıca vücudun
    herhangi bir yerinde kanamaya neden olabilecek davranışlardan da
    kaçınmaları gerekir.

    Hıçkırık

    Solunum kasları ve özellikle diyaframın uyarılması sonucu ortaya
    çıkar. Tıp dilinde singultus denir. Nedenleri çeşitlidir.
    Basit hıçkırıklar; çoğunlukla mide gazı, sıcak ve
    baharatlı yemekler, sinir bozukluğundan kaynaklanır.

    Ayrıca; bazı kalp, karaciğer, bağırsak ve pankreas hastalıkları,
    zatülcenp veya zatürreede de görülebilir. 3 saatten
    fazla süren hıçkırıklarda, doktora başvurmak gerekir.

    Horlama

    Horlamanın nedenleri çeşitlidir. Derin bir uyku, sırt
    üstü yatmak horlamaya neden olabileceği gibi; burun
    polipleri, burnun çarpık olması, burun iltihabı, burunda ahtapot
    ve ağzı kapayamamak da neden olabilir.

    Yan yatarak uyumak, belin tam ortasına küçük bir
    lastik top koyarak yatmak horlamayı önler. Bu tedbirlerle
    geçmeyen horlamalarda, gerçek neden bulunup ona göre
    bir tedavinin uygulanması gerekir.

    Husye torbası şişliği

    Husye torbası (erbezi) şişkinliklerinde; nedenin ne olduğunu araştırmak
    gerekir. Bazı şişliklerde, husye torbasının
    görünüşü ışık geçirecek kadar şeffaflaşır.

    Bazıları da ağrılı olur. Husyelerde, şişlik ile birlikte ağrı da hissedilirse, iltihaplanma veya kanama ihtimali vardır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:31 pm

    I - İ ile başlayan rahatsızlıklar


    Ileitis


    İnce bağırsağın iltihaplanmasıdır. Hastada, karın ağrısı ve ishal görülür. Buna Crohn hastalığı da denir.

    İdrarda kan görülmesi

    İdrarda kan görülmesine tıp dilinde hematuri denir. İdrar
    renginin kanlı olması; yenilen şeylerdeki boyalardan olabileceği gibi,
    herhangi bir hastalığın işareti de olabilir. Bu nedenle bir doktora
    gitmekte fayda vardır.

    İdrar torbası iltihabı

    İdrar torbasının (mesanenin) bakteri ve virüsler tarafından
    iltihaplandırılması sonucu ortaya çıkan bu hastalığa, tıp
    dilinde sistit denir. Hastanın karın bölgesinin alt kısmında ve
    bacak aralarında ağrı vardır.

    Sık sık idrar yapmak ihtiyacı hisseder. İdrar yaptıktan sonra da
    mesanede veya penisin ucunda şiddetli ağrı hissedilir. Bazı durumlarda
    idrar yollarında yanma ve kanlı idrar da görülür.
    Ağrıları dindirmek için, karına sıcak su torbası konur.

    İdraryolları iltihabı

    İdrar torbası iltihabı; idrar yolları taşı, belsoğukluğu veya eklem
    hastalıklarının neden olduğu bir hastalıktır. Çok içki
    içenlerde görülür.

    İdrar yollarında acıma hissedilir. Tedaviye yardımcı olmak için bol miktarda su içilir, sıcak banyolar yapılır.

    İdrar yollarında yanma

    İdrar yollarında veya idrar yaparken yanma çeşitli nedenlerden
    kaynaklanır. Belsoğukluğu, ülser, mesane iltihabı, prostat
    iltihabı, mesane uru, yumurtalık iltihabı, apandisit
    düşünülebilir.

    Bu nedenle tedaviye geçmeden önce, hastalığı doğuran nedeni
    tespit etmek gerekir. Tedavi, hastalığı doğuran nedene göre
    yapılır.

    İdrar tutukluğu

    Mesane (idrar torbası) dolu olduğu halde idrar yapılamaz. Karnın alt
    bölgesi gerginleşmiştir. Bastırılınca ağrı hissedilir. Tıp dilinde
    akut retansiyon adı verilen bu durumun nedenleri çeşitlidir.

    Örneğin, böbreklerde taş, prostat büyümesi, idrar
    yollarının doğuştan kusurlu olması, fazla miktarda alkol içmek,
    mesane felci, belsoğukluğu, sinir hastalıkları veya üşütmek
    idrar tutukluğuna neden olabilir.

    İlk tedbir olarak hastanın karnına içinde sıcak su olan bir şişe
    konur. Sıcak su ile banyo yapılırken, idrar çıkarmaya
    çalışılır.

    İdrar tutamamak

    Bazı kimseler, öksürme, aksırma, gülme, ağlama,
    hallerinde veya heyecanlandıkları zaman idrarlarını tutamayıp
    kaçırırlar. Bu durum bilhassa çok doğum yapmış kadınlarda
    sık görülür.

    Nedeni ön ve arka boşaltım kanallarındaki kasların zayıflamış
    olmasıdır. Ayrıca böbrek veya idrar yollrındaki taş veya
    tümör, omuriliğin hastalanması da idrar tutamamaya neden
    olabilir.
    Küçük çocuklarda ise, bağırsak solucanları idrar kaçırmaya neden olabilir.

    İdrar zorluğu


    Hastanın günlerce idrara çıkmaması şeklinde kendini
    gösteren bu hastalığa; tıp dilinde Anüri adı verilir. Mesane
    (idrar torbası) boştur. Hastada uyuklama, baş ağrısı, adalelerinde
    oynama ve kusma görülebilir.

    Nedeni böbrek hastalıkları, mesane, veya rahim hastalıkları,
    yaralanma ve idrar yollarında taş bulunmasıdır. Tedavi için
    doktora başvurmak gerekir.

    İktidarsızlık

    Erkeklik organının (penisin) yeteri kadar sertleşmemesi sonucu, cinsel
    ilişkide bulunamamaya; halk arasında iktidarsızlık, tıp dilinde ise
    empotans denir.

    Kendine güvenememek, yorgunluk, tiksinti, sinir bozukluğu,
    alkolizm, şeker hastalığı, doğum kontrolü için uygulanan
    metotlar veya aşırı şişmanlıktan kaynaklanır. Ilık banyolar,
    açık havada dolaşmak ve dinlenmek başvurulacak ilk
    çarelerdir.

    İncinmek

    Herhangi bir eklemin, burkulması sonucu ortaya çıkan bir
    durumdur. Çoğunlukla ayak, el bileklerinde veya diz kapağında
    görülür.

    Eklem; incindiği zaman, kısa süren bir ağrı hissedilir. Sonra
    eklemin bulunduğu yerde şişme, zonklama, morarma görülür.
    Yapılacak ilk iş, incinen yeri sargı bezi ile sarmak ve üzerine soğuk su dökmektir.

    İshal

    İshal; normal katılıktaki dışkının sulu veya yumuşak;
    sümüklü, kanlı veya yağlı bir şekil alıp, sık sık
    tuvalete çıkmak ihtiyacını doğurmasıdır. Bazen de ağrı yapar.

    İshal ve kabızlığın birbiri ardınca sık sık görülmesi
    kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir durumdur. İshale halk arasında
    amel ve sürgün; tıp dilinde ise diare denir.

    İshalin nedenleri arasında; yiyeceklerin bozuk olması, veya yiyecek
    çeşitlerinin değişikliği, üşütme, isteri, bağırsak
    hastalıkları, kolera, dizanteri, tifo, nefrit, kalp, karaciğer veya
    akciğer hastalıkları sayılabilir. Bu nedenle kısa sürede
    geçmeyen ishallerde mutlaka doktora başvurmak gerekir.

    Neden ne olursa olsun tedavinin ilk şartı sıkı bir perhizdir. Hastaya
    açık çay, maden suyu içirilir, yoğurt yedirilir.
    Sütlü ve yağlı yiyecekler verilmez, peynir yedirilmez. Bol
    limonlu pirinç çorbası ve patates püresi yedirilir.
    Her saat başı bir elmayı yemesi tavsiye edilir.

    İsilik

    Terledikten sonra derinin üzerinde görülen kızarıklılara
    halk arasında isilik denir. Tıp dilinde ise miliare denir.

    İsteri

    Psikonevrozlar grubuna giren bir çeşit hastalıktır. Tıp dilinde babinski hastalığı veya pithiatisme adı verilir.

    Hastalığın belirtileri; hastanın sosyal ve entellektüel seviyesine
    göre değişir. Hastanın gayesi, çevresinin ilgisini
    üzerine çekmektir. Bunun için aşağıdaki şikayetlerin
    biri veya birkaçı birden görülebilir.

    Hastada; ağrılar, baş dönmesi, bayılma, iştahsızlık, titreme,
    boğazında düğümlenme duygusu, kaslarda gerilme, geçici
    körlük, sağırlık, herhangi bir uzuvda uyuşma, hafıza kaybı
    görülür. Tedavinin temeli telkindir.

    İştahsızlık

    Soğuk algınlığı, mide rahatsızlıkları, bağırsak hastalıkları, karaciğer
    hastalıkları, safra kesesi hastalıkları, böbrek veya kalp
    hastalıkları, kadınlarda aybaşı halleri, isteri, yorgunluk, can
    sıkıntısı, iştahsızlık gibi nedenlerden kaynaklanabilir.

    Tedaviye yemekleri belirli saatlerde yemeye alışmakla başlanabilir.
    Üzücü ve sıkıcı olaylardan uzak durmaya
    çalışılır. Nedeni bulmak için doktora başvurulur.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:32 pm

    J - K ile başlayan rahatsızlıklar


    Jinjivit

    Dişetlerinin iltihaplanmasına; halk arasında dişeti iltihabı, tıp
    dilinde ise piyore veya paradontal hastalığı denir. Dişetleri
    çevresinde toplanan besinlerin orada mikroplanması sonucu ortaya
    çıkar.

    Dişetlerinin kenarları düz, parlak, kırmızı ve hafifçe
    şikin bir şekil alır. Fırça ile dokunulduğunda kanar. Tedavi
    için yapılacak ilk iş, diş temizliğine itina göstermektir.

    Kabakulak

    Daha çok çocuklarda görülen bulaşıcı bir
    hastalıktır. Hastanın ağzından çıkan tükürük
    damlacıklarıyla bulaşır.

    Tıp dilinde parotitis epidemica denilen bu hastalık; genellikle kulak
    altında bulunan tükürük bezlerinin iltihaplanması sonucu
    ortaya çıkar. Kuluçka devresi, 18 gündür.

    Hastanın ateşi birdenbire yükselir, genel bir halsizlik
    görülür. Çok defa kulağın ön ve altında
    bulunan tükürük bezleri şişer ve acıma hissi duyulur.

    Yanak ve kulağın altı kabarır, kulak memesi de hafifçe yukarı doğru kalkar. Ağızda kuruluk, dilde pas vardır.

    İştah da azalmıştır. Bu durum birkaç gün devam ettikten
    sonra tükürük bezlerindeki şişlik yavaş yavaş kaybolmaya
    ve hasta iyileşmeye başlar.

    Hastalığın kendisi çok tehlikeli bir hastalık olmadığı halde; başka hastalıklara zemin hazırlar.

    Bu hastalıklar arasında; pankreas, gözyaşı keseleri,
    böbreküstü bezleri, erkeklerde husyeler, kadınlarda
    yumurtalıkların etkilenmesi önemli sonuçlar doğurabilir.

    Bu nedenle en iyi şekilde tedavi edilmesi gerekir.
    Hastanın sağlıklı kimselerle konuşması, görüşmesi önlenir. Sulu yiyecekler verilir. Kabız olmaması sağlanır.

    Kabızlık

    Tuvalete hiç çıkmama veya çok seyrek
    çıkmaya kabızlık, peklik ya da inkıbaz denir. Tıp dilinde ise
    konstipasyon adı verilir.

    Yeterince sulu şeyler yememe, sinir bozukluğu, bağırsak tıkanıklığı,
    sindirim sistemi bozuklukları, hormon dengesizliği, basur, fıtık
    boğulması, kabızlığı doğuran nedenler arasındadır.

    Ayrıca günlerinin büyük bir kısmını oturarak
    geçirmek zorunda olanlarla, hamilelerde ve yaşlılarda
    görülür.

    Öncelikle kabızlığa neden olan hastalığı tespit etmek gerekir.
    Esas nedeni tespit etmeden alınacak müsil ilaçları
    kötü sonuçlar doğurabilir.

    Kabız omayı önlemek için, sebze çorbaları ve
    yemekleri, mercimek, ıspanak, salata, balık ve çavdar ekmeği
    yemek çok faydalıdır. Ayrıca erik reçeli, bal,
    üzüm, kayısı veya elma yemek; bol su veya şerbet içmek
    de yararlıdır.

    Müzmin kabızlıktan şikayet edenlerin de; fazla et, yumurta,
    peynir, beyaz ekmek, muz gibi yiyecekleri azaltmaları, kahve çay
    ve sigarayı en az miktara indirmeleri, alkolü bırakmaları gerekir.

    Kabızlığı gideren ilaçların fazla miktarda ve uzun süre
    kullanılması kötü sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle
    ilaçları kullanırken tavsiye edilen miktarları aşmamak gerekir.

    Kalp hastalıkları


    Düzensiz bir hayat, yorgunluk, sinir bozuluğu, şiddetli romatizma
    veya doğuştan meydana gelen kalp hastalıklarında; daha geniş bir
    ifadeyle bütün kalp hastalıklarında aşağıdaki maddelere
    dikkat etmek gerekir.

    - Sinirlenmeyin
    - Sigarayı bırakın
    - Şişmanlamamaya ve kilonuzu muhafaza etmeye çalışın
    - Fazla yorucu işler yapmayın
    - Uyku ve dinlenmenizi ihmal etmeyin
    - Koşmayın, acele etmeyin.
    - Her gün bir öncekinden daha iyi olduğunuza inanın
    - Kabız olmamaya dikkat edin
    - Çürük dişleriniz varsa, tedavi ettirin
    - Fazla miktarda yağlı sığır veya koyun eti, sütlü şeyler
    yemeyin. Konserve, pastırma, salam, peynir, turşu, balık ve
    çikolata gibi şeyleri mümkün olduğunca azaltın
    - Yemeklere tuz koymayın. Yemeklerinizi mısırözü, ayçiçeği veya haşhaşyağı ile hazırlayın
    - Bol bol taze sebze ve meyve yiyin
    - Bol bol yoğurt yiyin

    Kalp ağrısı

    Kalp üzerinde hissedilen ağrıya tıp dilinde prekardiyal ağrı
    denir. Kalp ağrısı nefes darlığı ve şok ile görülürse;
    enfarktüs krizinden şüphe edilir.

    Bu gibi durumlarda hastayı fazla hareket ettirmemek, istirahat etmesini
    sağlamak ve doktora başvurmak gerekir. Kalbin ön kısmında devamlı
    olarak ağrı varsa; nedeni psikolojik olabilir.

    Kalbin hızlı atması

    Kalbin; dakikada 90'dan fazla atmasına, tıp dilinde taşikardi denir. Ancak bu sayı, yaş gruplarına göre değişir.

    Normal Kalp Atışları
    0 - 1 yaşları arasında; dakikada 120-140
    1 - 3 yaşları arasında; dakikada 90-120
    3 - 7 yaşları arasında; dakikada 90- 100
    7 - 20 yaşları arasında; dakikada 80 - 90
    20 yaşından sonra; dakikada 60-80
    arasında değişir.

    Her yaş grubunda; normal atışın 1 fazlası; kalbin hızlı attığını
    gösterir. Kalbin atışları, göğüsten,
    köprücük kemiği üzerindeki nabızdan veya el
    bileğinin dış kısmında, kemikle kiriş arasındaki yerden sayılabilir.

    Taşikardi; her zaman kalp hastalığının belirtisi değildir.
    Çünkü koşmak, sindirilmesi güç şeyler
    yemek, heyecanlanmak, sigara, içki, çay, kahve
    içmek, zehirlenmek, bazı ilaçlar ve kadınların aybaşı
    halleri taşikardiye neden olabilir. Bu çeşit taşikardi, nedenin
    ortadan kalkmasıyla geçer.

    Ancak kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, ateşli hastalıklar
    ve zehirlenmeler de taşikardi yapar. Bu nedenle, doktora başvurmak
    gerekir.

    Kalp romatizması

    Romatizma, iyi tedavi edilmeyecek olursa; kalbin içindeki
    kapakçıklara yerleşir. Bu kapakçıklardan; en fazla mitral
    kapakçık etkilenir ve daralıp, sertleşir, büzülür.

    Daha çok kadınlarda görülen kalp romatizması sonucu
    ortaya çıkan hastalığa mitral darlığı veya mitral stenoz denir.
    Hastada nefes darlığı, kuru öksürük, sık sık soğuk alma,
    morarma, el ve ayaklarda üşüme ve yorgunluk
    görülür.

    Tedavinin ilk şartı üzülmemek, her gün bir öncekki
    günden daha iyi olduğuna inanmak ve doktorun tavsiyelerine
    uymaktır.

    Kalp yetmezliği

    Kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının; içindeki kanı, her
    vuruşunda muntazaman boşaltamaması şeklinde ortaya çıkar.
    Üç şekilde görülür.

    Sol Kalp Yetmezliği Hastada nefes darlığı ve kuru
    öksürük vardır. Geceleri daha zor nefes alır.
    Çarpıntı, baygınlık ve terleme görülebilir. Buna kalp
    astımı adı verilir. Nedeni; aort veya mitral kapaklarının hastalanması
    veya koroner rahatsızlığıdır.

    Sağ Kalp Yetmezliği Hastanın ayak ve ayak bilekleri şişer. Buralara, parmakla bastırılınca bir süre çukur kalır.

    El, ayak ve yüzde morarmalar; hazımsızlık ve iştahsızlık
    görülür. Nedeni, mitral kapağı hastalığı, müzmin
    bronşit veya doğuştan olan kalp hastalığıdır.

    Kaonjestij Kalp Hastalığı Sağ ve sol kalp yetersizliği bir arada olduğu
    zaman görülür. Nedeni aort veya mitral kapaklarının
    hastalanması, müzmin bronşit veya akciğer hastalıkları, romatizma
    ve tiroid hastalıklarıdır.

    Aşağıdaki tavsiyelere uymak gerekir
    - Sigara içmeyin
    - Yemeklere fazla tuz koymayın
    - Uykularınızı ihmal etmeyin
    - İstirahat edin ama devamlı olarak yatmayın
    - Sinirlenmeyin, üzülmeyin, her şeyi kendinize dert etmeyin

    Kalınbağırsak iltihabı

    Daha ziyade bağırsakları zayıf olanlarda görülen bir
    hastalıktır. Bazen iltihapla birlikte ülser de
    görülür. Buna tıp dilinde ülserli kolit denir.
    Hastalık aniden başlayıp, hiç beklenmedik bir anda kaybolabilir.

    Hastada aniden veya yavaş yavaş gelen ishal görülür.
    Dışkısı kanlıdır. Hasta, karın ağrılarından şikayet eder, ateşi de
    yüksektir. Doktora başvurmak şarttır.

    Bu arada istirahat etmek ve bol vitaminli gıdalar almak gerekir. Alkol,
    fazla miktarda meşrubat ve süt içilmez. Çekirdek
    gibi kabuklu şeyler yenmez.

    Kan çıbanı

    Kılların dibinde başlayıp süratle büyüyen bir
    iltihaptır. Özellikle sırt, ense ve yüzde meydana gelir.
    Nedeni stafilokok cinsi mikroptur. Tıp dilinde füronkül denir.

    Kan çıbanı küçük kırmızı ve sert bir şişliktir.
    Büyüdükçe ağrısı ve gerginliği artar. En sonunda
    baş verir. Bir süre sonra da orta kısmı yumuşar, sarılaşır ve
    içindeki cerahat boşalır.

    Kabuk döküldükten sonra da yerinde ufak bir iz kalır.
    Kan çıbanlarını, kesinlikle sıkmamak ve hatta dokunmamak
    gerekir.

    Kan işemek

    Tıp dilinde hematüri adı verilen bu durum, önemli bir
    hastalığın işareti olabilir. Bu nedenle vakit kaybetmeden bir doktora
    başvurmak gerekir.

    İdrarda kan görülmesi; idraryolu iltihabı, prostat iltihabı,
    mesane taşı, böbrek kanaması, böbrekte taş veya kum, kan
    hastalıkları veya bir başka hastalığın belirtisi olabilir.

    Ayrıca bazı ilaçlar ve gıdalar da idrarda kan
    görülmesine neden olabilir. Örneğin çilek,
    domates, ıspanak veya ağrı kesici ilaçlar kan işemeye neden
    olabilir.

    Kan tükürmek

    Tıp dilinde hemoptizi denilen kan tükürmek, önemli bir
    hastalığın habercisidir. Akciğer kanseri, verem, bronşit, mitral
    darlığı veya zatürreeden şüphelenilir.

    Ancak dişeti kanaması gibi pek önemli olmayan bir durumda
    olabilir. Bu nedenle, hastanın sırtına bir yastık konup, oturtulur.
    Vakit kaybetmeden doktor çağrılır.

    Kanda kolestrol yüksekliği

    Kolestrol, kanda, sinirlerde, beyinde, karaciğerde, dalakta,
    böbrek üstü bezlerinde ve safrada bulunan, yağ
    yapısında, kristal gibi beyaz görünümde bir maddedir.

    Görevi dokulardaki su dengesini sağlamak, alyuvarları zehirlere
    karşı korumak, sinir dokularının dayanıklığını sağlamak ve deri
    altında, dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk yapmaktır.

    100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol bulunur. Bu miktar
    normaldir. 230 miligram kolestrol miktarı, kanda kolestrolün
    yükselmiş olduğuna işarettir. Tedavi edilmezse; damarsertliği,
    beyin ve kalpteki ince damarların tıkanmasına neden olur.

    Meydana Gelişi Böbrek üstü bezleri, husyeler,
    yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler.
    Ayrıca hayvansal yağlar, süt, yumurta ve bitkisel hormonlarla da
    kolestrol alınır.

    Kanda, kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri
    test yapmak gerekir. Ayrıca, hastanın cildinde oluşan sarı lekeler,
    göz altlarında beliren siyah halkalar, göz akında
    görülen sarı lekecikler, genel yorgunluk, iştahsızlık,
    hazımsızlık, baş dönmesi, baş ağrısı, görme zayıflığı, ağız
    acılığı, nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna
    işaret olabilir.

    Kanser

    Kanser; anormal vücut hücrelerinin başıboş kontrolsüz
    bir şekide üremeleri ile meydana gelen bir çeşit
    hastalıktır. Başka bir deyişle vücutta meydana gelen
    kötü tümörlere kanser denir.

    Kanser hücreleri, ya etraftaki dokuları istila ederek ya da ak
    veya kırmızı kan damarları ile vücudun diğer taraflarına yayılır.
    Buna metastaz (yavrulama) denir.

    Kanserin esas nedenini bilinmemekle beraber, hava kirliliği, ve
    sigaranın kansere zemin hazırlayıcı oldukları ileri
    sürülmektedir. Kanserden korkmayınız, geç kalmaktan
    korkunuz! Bu nedenle aşağıdaki belirtilerin biri
    görüldüğü zaman doktora başvurunuz.

    - Makat veya rahimden gelen anormal kanama veya akıntılar
    - Göğüslerde veya vücudun herhangi bir yerinde görülen ve ele gelen şişlik veya sertlikler
    - İyileşmeyen yaralar
    - Ses kısıklığı veya belirli bir sebebi olmayan öksürük
    - Yutma güçlüğü ve hazım bozuklukları
    - Ben ve siğillerde görülen değişmeler

    Bu işaretlerin herhangi biri iki haftadan fazla devam ederse mutlaka doktora başvurmak gerekir.
    Kanserin görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilmiştir.

    - Beyin ve omurilikte %1
    - Ciltte %10
    - Tenasül yollarında, erkeklerde %10, kadınlarda % 6
    - Memelerde %14
    - Sindirim sisteminde %25
    - Solunum yollarında, erkeklerde %2, kadınlarda %3
    - Karaciğer ve safra kesesinde %3
    - Diğer organlarda %8

    Bu bilgilerin ışığı altında, akciğer, deri, dil, dudak, gırtlak, mide,
    incebağırsak, kalınbağırsak, mesane, xxx, ve prostat daha fazla
    görüldüğü söylenebilir.

    Kanser tedavisinde uygulanan makro biyotik gıda rejiminin çok
    etkili olduğu, bu rejimi uygulayan hastaların iyileştikleri ve sağlıklı
    kimselerin de kanser olmadıkları ileri sürülmektedir.

    Makro-biyotik Gıda Rejimi
    Bir günlük gıdanın, %60'ı buğday, arpa, mısır, darı, esmer
    pirinç veya çavdar unundan yapılmış gıdalardan
    seçilir.

    %23-25'i hayvan gübresiyle gübrelenmiş bahçelerden
    toplanmış taze ve olgun meyvelerden, patates, patlıcan, ıspanak, veya
    domatesten seçilir.

    %5-10'u tahıl veya sebze çorbalarından seçilir.

    %10-15'I deniz ürünleri arasından veya soya fasulyesi, taze fasulye, kırmızı pancar veya şalgamdan seçilir.

    Haftada bir kere beyaz etli balık yenebilir. Ancak her hafta pişirme şeklini değiştirmek gerekir.

    Haftada iki kere de fazla şekeri olmayan meyveler yenebilir. Çay içilebilir.

    Aşağıdaki yiyecek ve içecekler de yasaktır.
    Beyaz unla yapılmış ekmek, pasta gibi şeyler, beyaz pirinç,
    tavuk, peynir, yumurta, konserveler, dondurulmuş yiyecekler, şeker,
    üzüm, şekerli meyve suları, olgunlaşmış meyve ve sebzeler,
    kuru fasulye, ve kuru bezelye, mercimek, mantar, pekmez, bulama,
    çikolata, kakao, gazoz dahil bütün meşrubatlar, ve
    alkollü içecekler, turşu, sirke, hardal, sofra tuzu, bayat
    yiyecekler, sığır eti.

    Yukarıda anlatılan gıda rejimi hiç aksatılmadan uygulanmalıdır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:33 pm

    Kansızlık

    Tıp dilinde anemi denilen kansızlık, kandaki kırmızı hücrelerin
    veya hemoglobin denilen kırmızı maddelerin ya da her ikisinin de
    azalmasıdır.

    En önemli nedeni yeteri kadar beslenememektir. Ayrıca, müzmin
    basur kanamaları, aybaşı kanamalarının haddinden fazla olması, doğuştan
    olan bazı hastalıklar, romatizma, lösemi ve kanserde de
    görülür.

    Kansızlığın tipik belirtileri şöyle özetlenebilir. Yüzde
    solgunluk, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, ve ayak
    bileklerinde şişkinlik görülür. Hastanın burnu sık sık
    kanar, dilinde acılık vardır. İştahsızlık ishal ve bazen de kusma
    görülür.

    Tedavinin ilk şartı, istirahat, temiz hava ve kan yapıcı gıdalar yemektir.

    Karaciğer hastalıkları

    Karaciğer, diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2
    kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organdır. Yaşamak
    için gerekli olan bir çok kimyasal olay burada meydana
    gelir.

    Karaciğerin görevi
    - Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra salgılar.
    - Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler.
    - Vücudun ısısını ayarlar.
    - Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar.
    - Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar. Kan miktarını ayarlar.
    - Hormonların görevleri üzerinde etkili olur.
    Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi birini
    yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar ortaya
    çıkar.

    Bunların en önemlileri, karaciğer yetersizliği, karaciğer
    iltihaplanması, karaciğer sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi
    taşıdır.
    Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri
    Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder.

    Bağırsaklarında fazla miktarda gaz vardır. Karnı şişer, anüsten
    çıkan gaz pis kokar. Cilt rengi ve bazen de göz akı
    sararır. Yüzünde ve ellerinde çil gibi lekeler
    görülür. Hazımsızlıktan şikayet eder.

    Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık hisseder. Nefesi de kokar.
    Sabah saatlerinde ensede ağrı hisseder. Çarpıntı, iştahsızlık
    vardır. İdrarın rengi sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde
    ise, duru ve açıktır.

    Sık sık idrara gider. Baldır kasları ağrır. El ve ayaklarında şişlik
    görülür. Geceleri uyumak istemez. Görme ve işitme
    duyguları da zayıflar.

    Karaciğer şişmesi

    Herhangi bir karaciğer hastalığı sırasında, karaciğer hücrelerinin
    şişip, safra yollarını tıkanması sonucu ortaya çıkan bir
    hastalıkktır. Tıp dilinde hepatit sarılık denir.

    Hastanın bütün dokuları, hatta gözlerinin akı bile
    sarıya boyanır. İdrarı esmerleşir. Deride kaşıntılar
    görülür.

    Karaciğer yetersizliği

    Karaciğerin görevini yeterince yapmaması sonucu görülen
    bir hastalıktır. Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın şişliği, sağ
    böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk, yüz ve elde
    çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık, mide bulantısı,
    kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri, görme ve işitmede
    azalma görülür.

    İdrar rengi, sabahları koyu, gündüz ise açık ve
    durudur. İdrara çok çıkılır. Hastanın çukulata,
    baharatlı yiyecekler, turşu, kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi
    gerekir.

    Karın ağrısı

    Karın boşluğunda bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi,
    pankreas, dalak, böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık
    veya rahimde görülen herhangi bir rahatsızlık, karnın
    çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar.

    Bu nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur.
    Karın ağrıları, hastalığın yerine ve özelliğine göre ya
    aniden ya da yavaş yavaş başlar. Ağrı ile birlikte bulantı, kusma,
    ishal, ve ateş de görülebilir.

    Kısa sürede geçmeyen karın ağrılarında, mutlaka bir doktora
    başvurmak gerekir. Doktora danışmadan ilaç, müshil almak
    çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

    Kaşıntı

    Vücudun herhangi bir yerinde hissedilen ve böcek dolaşıyormuş
    hissi, hafif yanma ve batma gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan
    kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya kaşeski denir.

    Kaşıntıyı doğuran nedenler çok çeşitlidir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

    - Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar
    - Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar
    - Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar
    - İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden olduğu kaşıntılar
    - Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar
    - Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu kaşıntılar
    - Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri iltihabının neden olduğu kaşıntılar
    - Mantarın neden olduğu kaşıntılar
    - Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar
    - İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar
    - Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar

    Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır. Bu arada mümkün olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir.

    Katarakt

    Göz merceğinin bulutlanıp, görmenin bozulmasına halk arasında
    aksu, akbasma veya göze perde inmesi adı verilir.
    Çoğunlukla 50 yaşından sonra görülür.

    Nedeni göz yaralanması, şeker hastalığı, gözün uzun
    süre ışığa maruz kalması, damar sertliği veya beze hastalığıdır.
    Bazen doğuştan da olabilir. En çok rastlananı yaşlılığın neden
    olduğu katarakttır.

    Kekemelik

    Daha ziyade erkeklerde görülen bir çeşit konuşma
    bozukluğudur. Nedeni, ya sinir gerginliği ya da gırtlak
    çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde çalışmamasıdır.

    Üzülecek bir durum yoktur. Konuşma bozukluklarını tedavi eden
    bir uzmanla görüştükten sonra tavsiyelere sabırla uymak
    ve sonucu beklemek gerekir.

    Kellik

    Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte
    kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın
    neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıktığı
    yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki
    kıl kalmıştır. Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat
    etmektir.

    Kemik iltihabı

    Kemiğin ve iliğin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Tıp
    dilinde osteomyelit denir. Nedeni, cerahat yapan mikropların kana
    karışması veya derideki herhangi bir yaradan dağılan mikroplardır.

    Hastalanan kemik, dokunulmayacak kadar hassastır. Hastada, terleme ve
    titreme görülür. Ağrılar aniden başlar. Vakit
    geçirmeden tedavi ettirmek gerekir.

    Kemik veremi

    Uzun kemiklerin son kısmındaki, kemik yapıcı kıkırdakların verem
    olmasına, kemik veremi denir. Kalça, diz kapağı oynakları ve
    bazen de omurlarda görülür.

    Nedeni veremin ikinci devresinde, verem basillerinin kan damarları
    aracılığıyla bütün vücuda yayılmış olmasıdır. Hastada
    baş ve eklem ağrıları görülür. Kemiklerinde yaralar ve
    delikler açılır.

    Ateşi de, inip çıkar. Vakit geçirmeden tedavi edilmesi
    gerekir. Doktorun tavsiyelerine uyulur, verdiği ilaçlar
    kullanılır.

    Kemik yumuşaması

    Kemiklerin zamanla yumuşayıp, kırılabilir hale gelmesiyle ortaya
    çıkan bu hastalığa tıp dilinde osteomalasi denir. Nedeni,
    kalsiyum veya D vitamini eksikliğidir.

    Kırıklar

    Çarpma, vurma, düşme veya bunlara benzer bir kaza sonucu
    meydana gelen kırıklar, kapalı ve açık kırıklar olmak üzere
    ikiye ayrılır.

    Kemikler ya bir yerinden basit bir şekilde ya da birkaç yerinden
    kırılıp, parçalanırlar. Kemik kırılan yerde, şiddetli ve
    şişkinlik meydana gelir.

    Kırılan yer, elle yoklandığı zaman birtakım tıkırtılar duyulur. Bazen
    de, kırılan kemikler, kasları, etleri ve deriyi delerek dışarı
    fırlayabilir.

    Kemik kırıklarında yapılacak ilk iş, kemik uçlarını karşı karşıya getirerek, kıpırdamayacak şekilde sıkıca sarmaktır.

    Kısırlık


    Erkek veya kadının döl vermemesi haline, halk arasında kısırlık,
    tıp dilinde ise sterilite denir. Nedenlerini, erkek ve kadında ayrı
    ayrı incelemek gerekir.

    - Erkeklerde KısırlıkNormal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi
    olmayan erkeklere kısır denir. Psikolojik etkenler, iktidarsızlık,
    erkek uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi
    edilmemiş belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması,
    kabakulak hastalığı sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı
    doğuran en başta gelen nedenlerdendir.

    - Kadınlarda Kısırlık

    Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin çok az
    olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması, döl
    yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz
    olması, rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil
    bozuklukları, şeker hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden
    yorgunluğu, sinir bozukluğu en başta gelen nedenlerdendir.

    Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir.

    Kızamık

    Daha ziyade 3-10 yaşları arasında görülen bulaşıcı bir
    hastalıktır. Tıp dilinde morbilli denilen bu hastalığın nedeni, bir
    çeşit virüstür. Kızamıklı hastanın
    tükürük damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır.

    Bu nedenle, kızamık lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün
    içinde de hastayı, sağlıklı kimselerle
    görüştürmemek gerekir.

    Hastalık mikrop alındıktan sonra 10 gün içinde orataya
    çıkar. Hastanın gözleri kızarır, burnu akar, hapşırır,
    öksürür. Ateş yükselir. Baş ağrılarından şikayet
    eder. Kuvvetli ışıktan rahatsız olur.

    Bu belirtilerden aşağı yukarı 4 gün sonra küçük
    kırmızı ufak lekeler görülmeye başlar. Bunlar grup
    halindedir. Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde paslanma
    dikkati çeker.

    Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her tarafına,
    boyuna, göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır. Bu
    dönem 3-4 gün devam eder. Sonra ateş yavaş yavaş ya da
    birdenbire düşerek belirtiler kaybolur.

    Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır.
    Oda ısısı 18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere
    havalandırılmalı ve hastanın üşütmemesi için azami
    dikkat gösterilmelidir. Ayrıca, hastanın ağız, burun ve beden
    temizliğine özen gösterilmelidir.

    Bunlara dikkat edilmediği takdirde hastalık, zatürree,
    bronkopnömoni, zatülcenp, ortakulak iltihabı veya ensafalit
    gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir.

    Kızamık geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık
    olmazlar. Ayrıca çocuklara 2 yaşında yaptırılacak kızamık aşısı
    da bağışıklık sağlar.

    Kızamıkçık

    Deri döküntüleri, hafif ateş ve hafif nezle ile ortaya
    çıkan Alman kızamığı da denilen bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp
    dilinde, rubella denir. Daha ziyade çocuklarda
    görülür. Ancak, hamile kadınların da, gebeliğin ilk
    üç ayı içinde kızamıkçık olma ihtimali vardır.

    Bu durumda, ana rahmindeki cenin de etkilenir.
    Hastalık, havadaki zerreciklerle bulaşır. Kuluçka devresi,
    çoğunlukla 17 gündür. Hastanın vücudunda pembe,
    düz lekeler görülür. Bazen boynun arka tarafındaki
    bezler de şişer.

    Tedavi için kullanılacak özel bir ilaç yoktur.
    Hastalık genellikle 4 gün içinde geçer. Bu süre
    içinde hastanın odasını ayırmak ve sağlam kimselerle
    görüştürmek gerekir. Kesin istirahat da şarttır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:33 pm

    Kızıl

    Kendine has bir deri döküntüsü ve boğaz ağrısı ile
    ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde scarlatina
    denir. Nedeni, bademciklere yerleşen bir çeşit mikroptur.

    Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı, titreme, boğaz yanması,
    bulantı, ve havale ile başlar. Ateş yükselir. Nabız hızlanır ve
    bademcikler de şişer.

    Bu belirtilerin ortaya çıkmasından çok kısa bir süre
    sonra, ağız çevresi hariç vücudun diğer yerlerinde
    kırmızı lekeler belirir. Dilin üstü de beyaz bir tabakayla
    kaplanır. Bu tabaka 3 gün sonra kalkar ve dil ağaç
    çileği görünümünü alır. Hastalık en
    fazla 6 hafta içinde geçer.

    Bulaşmayı önlemek amacıyla, hastanın odası ayrılır. Başkaları ile
    görüşmesi engellenir. Odası sık sık havalandırılır. Sulu ve
    sindirilmesi kolay yiyecekler verilir.
    İyi tedavi edilmezse böbrek iltihabına neden olabilir.

    Kloroz

    Bir çeşit kansızlıktır. Kanda hemoglobin miktarının azalması, bu
    duruma neden olur. Çarpıntı, halsizlik, nefes darlığı,
    yüzde solgunluk ve ayak bileklerinde şişme görülür.

    Kolera

    Kolera vibriyonu denilen mikropların meydana getirdiği en tehlikeli
    bulaşıcı hastalıklardan biridir. Daha ziyade, su, kanalizasyon ve
    tuvalet durumu elverişli olmayan çevrelerde
    görülür.
    Kolera mikrobu içme sularına karışan sularla yayılıp, salgın haline gelir.

    Ayrıca hastaların dışkısı, kusmuğu ile bulaşır. Kolera mikrobu bulaşmış
    yiyecek maddeleri de hastalığın yayılmasına neden olur. Korunmak
    için, meyve ve sebze bahçeleri hiç bir zaman lağım
    suları ile sulanmamalıdır. Lağım sularının, içme sularına
    karışması engellenmelidir.

    Yiyecek ve içecekler sinek, böcek ve fare giremeyecek
    yerlerde saklanmalıdır. Yemeklerden önce ve tuvaletten
    çıktıktan sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır.

    Kör çıban

    Özellikle sırt, ense veya yüzde meydana gelip, kıl diplerinin
    iltihaplanmasıyla beliren bir çeşit çıbandır.
    Küçük, kırmızı ve sert bir şişliktir.
    Büyüdükçe, ağrı artar, fakat çoğu zaman
    baş verme görülmez. Kör çıbanları kesinlikle
    sıkmamak ve kurcalamamak gerekir.

    Kramp

    Kaslarda, şiddetli bir ağrı ile beraber istek dışı meydana gelen
    kasılmalara kramp denir. Çoğunlukla yorgunluk, fazla terleme ve
    ishalden sonra görülür. Atardamar hastalıkarından
    kaynaklanan kramplarda mutlaka bir doktora başvurmak gerekir.

    Kuduz

    Kuduz hayvanın ısırması ve salyasının insan vücudundaki herhangi
    bir sıyrıktan girip, kana karışması sonucu ortaya çıkan bulaşıcı
    ve öldürücü bir hastalıktır. Tıp dilinde rabies
    veya hydrophobia denir.

    Kuduz virüsü, vücuda girdikten sonra sinir sistemine
    yerleşerek, beyne kadar gelir ve orada iltihap yapar. Bu iltihaplanma,
    ısırıldıktan sonra geçen 7 ila 60 gün arasında meydana
    gelir.

    Bu nedenle kuduz aşısının bu süre içinde yapılması gerekir.
    Kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak kuduz aşısı
    ile kuduz serumunun kıymeti yoktur.

    Kuduz hastalığının başlangıcında, yorgunluk, durgunluk, sinir
    bozukluğu, baş ağrısı ve kalpte sıkışma görülür. Hasta
    yerinde duramayacak kadar sıkıntılıdır.

    Bir süre sonra boğaz ve solunum yollarındaki kramplar başlar. Bu
    dönemde sudan da korkmaya başlar. Kuduz şüphesi olan bir
    hayvan ısırdıktan sonra ısırılan yerden bol kan akıtılır. Sonra
    oksijenli suyla yıkanıp, tentürdiyot sürülür. Bu
    işlem sık sık tekrarlanır.

    Kulak ağrısı

    Kulak ağrısı başka bir hastalığın belirtisidir. Kulak borusu zarı
    iltihabı, kulak nezlesi, ortakulak iltihabı, kulak yolundaki
    çıban, boyun bezeleri, yüz nevraljisi, bademcik iltihabı
    veya çene mafsalındaki hastalık, kulak ağrısına neden olabilir.
    Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.

    Kulak akıntısı

    Dış veya ortakulak iltihabından kaynaklanır. Akıntı azsa, dışkulak
    iltihabı, koyu sarıysa ortakulak iltihabı düşünülür.

    Mastoid iltihabının neden olduğu akıntı ise, krem kıvamında olup,
    çoktur. Kulaktan kanlı akıntı gelmesi, kulak zarının delinmiş
    olması veya kafatası kırığından kaynaklanabilir. Doktora başvurmak
    gerekir.

    Kulak çınlaması

    Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp
    dilinde tinnitus denir. Çok çeşitli nedenleri vardır.
    Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak
    iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet,
    bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon
    sayılabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.

    Kulak iltihabı

    Ortakulakta veya kulak arkası kemikte görülür. Vakit geçirilmeden doktora başvurmak gerekir.

    - Ortakulak İltihabı

    Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar grip, kızamık,
    kuşpalazı, kızıl gibi hastalıklar ortakulağın iltihaplanmasına neden
    olabilir. Hastada, yüksek ateş ve kulak ağrısı
    görülür. Kulağa sıcak pansumanlar yapmak, ağrıları
    dindirir.

    - Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı

    Nedeni, genellikle ortakulaktaki iltihabın, kulak arkasındaki kemiğe
    doğru yayılmış olmasıdır. Hastada ateş, kulak ağrısı, koyu kulak
    akıntısı, halsizlik görülür. İşitme azalır.
    Çaresi ameliyattır.

    Kulak kiri

    Dışkulak borusundaki ufacık bezler; kulak kiri adı verilen hafif
    sarımtırak yağlı bir madde salgılarlar. Bu salgı fazla olduğu zaman,
    dışarıya atılamayıp kulak içinde kuruyacak olursa, bir
    tıkaç meydana getirir ve kulak zarını etkileyerek rahatsızlık
    verir.

    Dışkulak borusu, kulak kiri ile tamamen kapanacak olursa, uğultu,
    çınlama gibi arızalara neden olur. Tamamen tıkanmış boru, ancak
    doktor tarafından açılabilir.

    Kulunç ağrısı

    Şiddetli ağrılara ve özellikle kalınbağırsak kaslarının kasılması
    sonucu meydana gelen ve omuz başlarında hissedilen ağrılara, halk
    arasında kulunç denir.

    Bu çeşit ağrıların bazıları sabit, bazıları da gezici ağrı
    şeklindedir. Kalınbağırsağın kasılmasından kaynaklanan bu çeşit
    ağrılara, tıp dilinde kolik denir.

    Kum sancıları


    Böbrek kumlarını dökmek ve onların neden olduğu sancıları
    gidermek için, perhiz yapmak ve bol bol su içmek
    çok faydalıdır.

    Kurdeşen

    Tıp dilinde Ürtiker denilen kurdeşen, bir çeşit alerjidir.
    Ciltte aniden başlayan ve birkaç saat süren dayanılmaz
    kaşıntılarla kendini gösterir. Ciltte görülen
    küçük, kırmızı kabarcıklar, bir süre sonra
    şişebilir.

    Bu belirtiler, bazen çok kısa zamanda geçer, bazen de
    uzun süre devam eder. Nedeni, böcek veya arı sokması, bozuk
    yiyecekler, bazı yiyecekler, bazı ilaçlar veya aşırı derecede
    heyecanlamadır.

    Kusmak

    Midenin içindekilerini, elde olmayarak ağız yolu ile dışarı
    atmaya kusmak, kusulan şeye de kusmuk denir. Kusmanın bir çok
    nedeni vardır. Örneğin, zehirli, bozulmuş yiyecekler, içki,
    gastrit ve ülser gibi mide hastalıkları, bazı besinlere karşı
    hassasiyet, bazı ilaçlar, kanser, mide kanaması, mide fıtığı,
    sinirlenme, migren, araç tutması, zehirlenme, kansızlık,
    sarılık, tiroid hastalıkları, hamilelik ve çocuklarda kabakulak,
    bademcik veya bağırsak hastalıkları sırasında kusma
    görülür.

    Tedavinin ilk şartı, kusmanın nedenini belirlemektir. Tedavi nedene
    göre yapılır. Hasta kustuktan sonra, sırt üstü
    yatırılır. Birşey yedirilmez. Bir bardak buzlu su, yudum yudum
    içirilir.

    Kuşpalazı

    Difteri de denilen bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğu, ses
    kısıklığı, nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde
    morarma, bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir zar, boğaz
    ağrısı, boyun bezlerinde şişlik, iştahsızlık, kol ve bacaklarda ağrılar
    görülür. Ateş 38-40 derece arasındadır. Nabız
    süratlidir.

    Hastalık başlangıcında teşhis edilip, hastanın nefesi tamamen
    kesilmeden müdahale edilmezse, ölümle sonuçlanır.
    Bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan
    mikroplarla bulaşır.

    Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır. Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.








    __________
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:34 pm

    L ile başlayan rahatsızlıklar


    Loğusa humması

    Bazı loğusalarda görülen ciddi bir hastalıktır. Halk arasında
    albastı denir. Nedeni, üreme organı yollarında iltihaplanma, doğum
    esnasında temizliğe yeteri kadar önem verilmemesi veya idrar
    yollarının iltihaplanması olabilir.

    Doğumdan 3 veya 7 gün sonra ateş yükselir. Karnın alt
    bölümünde yumuşaklık hissedilir. Akıntı fazlalaşır ve
    loğusa genel bitkinlikten şikayet eder. Doktora başvurmak gerekir.

    Lösemi

    Halk arasında kan kanseri denilir. Kandaki alyuvarların aşırı derecede çoğalması sonucu meydana gelir.

    Lumbago

    Sırtın aşağı kısmında hissedilen çok şiddetli ağrıya lumbago
    denir. Belirtileri çeşitlidir. Mesela, hasta otururken, bir
    yerden kalkarken, eğilerek bir iş yaparken sırt bölgesinde
    şiddetli ağrılar hisseder.

    Ağrı belirtili bir noktadan başlayıp, kasıklara ve kalçaya doğru
    yayılır. Hastalığın belirli bir nedeni olmamakla beraber, bağların ve
    kasların fazla gerilmesi, disk kayması veya bel kemiği ile kalça
    kemiği arasındaki eklemlerin fazla zorlanması nedenler arasında
    sayılabilir.

    Tedavinin ilk şartı istirahat etmektir. Ayrıca sırta sıcak su torbası koymak ve masaj yapmak da çok faydalıdır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:34 pm

    M ile başlayan rahatsızlıklar


    Mide tembelliği

    Midenin besinleri gereği gibi ve normal sürede hazmedememesine mide tembelliği bir başka ifadeyle mide zafiyeti denir.

    Nedeni, midede asit fazlalığı, mide kaslarının zayıflamış olması veya
    midenin hazım için gerekli olan salgıyı yapamamasıdır.

    Mide ülseri

    Midenin iç yüzündeki belirli bir kısmın aşınması sonucu meydana gelen yaraya mide ülseri denir.

    Sinir bozukluğu, midede asit fazlalığı, zamanında ve iyi tedavi
    edilmeyen gastrit, mide zafiyeti, karaciğer yetersizliği veya safra
    azlığı, kalp hastalıkları, sindirilmesi güç yiyeceklerin
    aşırı derecede kullanılması, haddinden fazla sigara, çay, kahve
    veya asit yapıcı meşrubat içmek, alkol kullanmak veya bazı
    ilaçların uzun süre kullanılması mide ülserini doğuran
    nedenler arasındadır.

    Hastalığın başlangıcında mide ekşimesi ve ağırlık hissi vardır.
    Hastanın ağzına, sık sık ekşi su gelir. Tat alma duygusu hafiflemiştir,
    dil paslıdır, hastanın rengi solmuştur.

    Karnın üst kısmına bastırılınca, acıma hissedilir. Bu belirtiler
    ortaya çıktıktan sonra; en kısa zamanda tedaviye
    geçilmezse; yemeklerden 2-3 saat sonra sırta doğru yayılan
    şiddetli mide ağrıları başgösterir.

    Baş dönmesi ve terleme de görülür. Bu devrede,
    kusma ile bir miktar kan da görülebilir. Bazı kimselerin
    büyük abdestleri katran gibi olur. Bu işaretler, ülserin
    ilerlemiş olduğunu gösterir.
    Mide ülseri, bilhassa ilk bahar ve son bahar aylarında, çok rahatsız edici bir hal alır. Ağrı ve kanamalar artar.

    Mide ülseri, başlangıcında teşhis edilip de tedaviye başlanılacak
    olursa, telaşlanmaya ve korkmaya gerek yoktur. Bu durumda yapılacak ilk
    iş, üzüntüye kapılmamak, aksine bütün
    üzüntülerden sıyrılmaya gayret sarfetmektir.

    Sonra tedaviye yardımcı olmak amacıyla aşağıdaki hususlara kesinlikle uymak gerekir.

    - Tedavi süresince istirahat edin
    - Yemeklerinizi, her gün belirli saatlerde yiyin
    - Bağırsaklarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayın
    - Sigara, çay, kahve ve alkolü bırakın
    - Diş sağlığına önem verin
    - Süt ve sütlü yiyecekler, yumurta, kızarmış ekmek,
    tereyağı, pelte ve haşlanmış balık, sebze püreleri ve patates
    yemeğini sofranızdan eksik etmeyin.

    Mide yanması

    Göğüs kemiğinin arka tarafında hissedilen yanma ile kendini
    gösterir. Nedeni midede fazla miktarda asit bulunmasıdır.

    Migren

    Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile
    birlikte gelip, başın ve yüzün yarısını kaplayan özel
    bir baş ağrısıdır. Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur.
    Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta
    günlerce devam eder.

    Migren, herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir
    neden olmadan da görülebilir. İrsi olanlar da vardır.
    Başın yarısında zonklamalar, bulantı ve bazen kusma görülür.

    Gözünün önünde siyah benekler, bulanık
    lekeler, uçuşur. Bazı kimseler, konuşmakta da zorluk
    çekerler.

    Ağrı geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak
    oldukça etkilidir. Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada
    iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay, sigara,
    içki, gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir.

    Miyopluk

    5 metreden daha uzağı yeteri kadar görememeye miyopluk denir.
    Nedeni, göz kaslarının yorulmuş ve kuvvetlerini kaybetmiş
    olmasıdır. İrsi olanları da vardır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:35 pm

    N ile başlayan rahatsızlıklar


    Nasır

    Daha ziyade el ve ayağın sürekli olarak sürtünmelere
    uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesi ile
    meydana gelen ve basılınca ağrı veren sertleşmiş deri tümseğine
    nasır denir.

    Nedeni, nasırlaşan bölgeye yapılan basınç ve
    sürtmedir. Ayakta görülen nasırlara çoğunlukla
    sıkı ayakkabılar neden olur.

    Nefes darlığı

    Tıp dilinde dispne denilen nefes darlığı önemli bir hastalığın
    belirtisi olabilir. Spor yaptıktan, koştuktan veya yorucu bir iş
    yaptıktan sonra nefes darlığı normal sayılabilir.

    Ancak ortada neden yokken nefes darlığından şikayet etmek mutlaka
    üzerinde durulması gereken bir konudur. Çünkü
    kansızlık, kalp hastalıkları, mide hastalıkları, bronşit, tiroid
    bezinin büyümesi, akciğer hastalıkları, zatürree, astım,
    zehirlenme, şişmanlık, nefes darlığına neden olabilir.

    Nefes darlığından şikayet edenlerin sigarayı kesinlikle bırakmaları, ağır yemekleri de terk etmeleri gerekir.

    Nefes kokusu

    Tıp dilinde halitosis denilen nefes kokusunun nedenleri çeşitlidir. Genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır.

    - Hazımsızlık, geğirme, kokulu yiyecekler, alkol ve bazı ilaçlar
    - Burun veya sinüz hastalıkarı
    - Çürük dişler, ağız yaraları veya bademcik iltihabı
    - Kusma veya uzun süreli perhizler

    Diğer taraftan şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar sırasında da nefes kokusu hissedilir.

    Herşeyden önce, ağız temizliğine çok dikkat etmek gerekir.
    Çürük dişler tedavi ettirilmeli, yenilen ve
    içilen şeylerin kokusuz olmasına dikkat edilmelidir. Hergün
    temiz havada yürümek de faydalıdır. Kısa sürede
    geçmeyen nefes kokularında bir doktora başvurmak gerekir.

    Nefrit

    Böbreklerin çalışmasında görülen bir bozukluktan
    kaynaklanır. Bu durumda idrara protein karışır. Tıp dilinde bright
    hastalığı da denir. 3 çeşidi vardır.

    - Akut Nefrit
    - Müzmin Nefrit
    - Subakut Nefrit

    Nefritin bütün çeşitlerinde yatak istirahatı şarttır.
    Üşütmemeye dikkat etmek ve bele kuşak sarmak da gerekir.
    Ayrıca çıkan idrar miktarından çok su içilir.

    Nevralji

    Sinir ağrısına tıp dilinde nevralji denir. Bilhassa, yüzde ve
    başta hissedilir. Ama vücudun diğer taraflarında da bulunabilir.
    Nedeni soğuk algınlığı, şeker hastalığı, damar sertliği, veya ağrı
    yapan sinir yakınında meydana gelen herhangi bir hastalıktır.

    Nevrasteni

    Zihin ve vücudun aşırı derecede yorgun düşmesi sonucu ortaya
    çıkan bir hastalıktır. Üzüntü, sıkıntı, endişe,
    yeteri kadar dinlenmeye vakit ayırmadan uzun süre çalışmak,
    bazı mikrobik hastalıklar ve sinirleri uyarıcı ilaçları uzun
    süre kullanmak nevrasteni için gerekli olan zemini hazırlar.

    Kişi gerçekte hasta olmadığı halde bazı organlarının
    hastalığından yakınır. Çabuk yorulur, çabuk sinirlenir,
    huzursuzdur, baş ağrıları vardır. Bazen de gözlerinin iyi
    görmediğini söyler.

    Dikkatini toplayamaz, uykuları da normal değildir. Cinsel ilişkide
    başarılı olamadığını, hazımsızlık çektiğini, vücudunun her
    yerinin ağrıdığını söyler.

    Tedavi amacıyla, ılık duş almak, istirahat etmek, vakit buldukça
    açık havada dolaşmak, günlük sıkıntılardan uzaklaşmaya
    çalışmak, hazmı güç şeyler yememek, kahve ve
    sigarayı terketmek gerekir.

    Nezle

    Burun içindeki ince zarın, üst solunum yollarının virütik iltihaplanmasıdır. Nezle bulaşıcıdır.
    Hastada burun akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı, baş ağrısı,
    öksürük bazen de ateş görülür. 1-15
    gün devam eder. İyi tedavi edilmezse müzminleşir. Tedavinin
    ilk şartı istirahat etmek ve kalabalık yerlerden uzak kalmaktır.

    Nikris hastalığı

    Halk arasında gut veya damla hastalığı tıp dilinde ise podagra denir.
    Özellikle fazla içki içen ve fazla kırmızı et
    yiyenlerde görülür. Daha fazla erkeklerde rastlanır.

    El, ayak başparmağı, diz ve dirseklerde şişkinlik meydana gelir. Ağrı da vardır.

    Buraları dokunulmayacak kadar hassaslaşmıştır. Ateş 39,4 dereceye kadar
    yükselir. Tedavinin başarılı olması için mutlaka yatak
    istirahati gerekir. Gıda rejimi uygulanır.

    Acılı, tuzlu, sirkeli ve şekerli yiyecekler terkedilir. Alkol ve sigara
    bırakılır. Dana, koyun ve kuzu eti yenmez. Diğer etler, yağ, nişastalı
    yiyecekler mümkün olduğu kadar azaltılır. Şeker yerine bal
    kullanıllır.

    Az patates, yağsız beyaz peynir, yağsız süt, yoğurt, enginar,
    havuç, kereviz, kiraz, lahana, fasulye, zeytin, maydanoz, armut,
    çilek, erik, kara turp, üzüm, domates, ve pırasa
    yenilebilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar çok limon suyu
    içilir.









    ____________________
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:35 pm

    O - Ö ile başlayan rahatsızlıklar


    Onikiparmak bağırsağı ülseri

    İncebağırsağın 25 santimetre kadar olan ilk bölümüne
    onikiparmak bağırsağı denir. C harfi
    görünümündedir. Onikiparmak bağırsağında meydana
    gelen ülsere tıp dilinde duodenum ülseri denir.

    Tedavi eidlmeyen gastrit, fazla asit, sinir bozukluğu, düzensiz
    hayat, gürültü, fazla miktarda sigara, çay, kahve
    ve alkol kullanmak, safra kesesi veya karaciğer yetersizliği, kalp
    hastalıkları, hormon dengesizliği, dengeli bir şekilde beslenememe,
    çok sıcak veya çok soğuk yiyecekler, haddinden fazla et,
    hamur işleri veya baharatlı yiyecekler ve bazı ilaçlar;
    onikiparmak bağırsağında ülserin meydana gelmesine yardımcı olur.

    Hasta, mide ekşimesi ve ağzına ekşi su gelmesinden şikayet eder. Ayrıca
    dili paslı, rengi solgundur, baş dönmesi ve fazla terleme de
    görülür. Midesinin üstüne basılınca, ağrı
    hisseder. Yemeklerden sonra da göğse doğru yayılan bir ağrı
    belirir.

    Bu belirtiler, ilk bahar ve sonbahar aylarında daha da artar. Tedavi
    için yapılacak ilk iş, hastalığı doğuran nedenleri ortadan
    kaldırmak, yemekleri az, fakat sık sık yemek, istirahat etmek ve
    üzüntüden uzak yaşamaya gayret etmektir.

    Ödem

    Vücudun anormal derecede su toplamasına halk arasında istiska; tıp
    dilinde ise ödem denir. Veya hidrofizi denir. Yüzde, ellerde,
    ayaklarda veya karında ağrısız şişlikler görülür. Bu
    şişkinliklerin kaynağı kalp, karaciğer veya böbrek hastalıklarıdır.

    Öksürük

    Çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana
    gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan
    öksürüktür 3 grupta toplanır.

    - Kuru öksürük

    Nezle, boğaz iltihabı, bademcik iltihabı, fazla sigara içmek,
    sindirim bozuklukları, gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları,
    kalp hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından kaynaklanan
    öksürükler balgamsızdır, yani kuru
    öksürüktür.

    - Nöbet şeklinde gelen öksürükBu çeşit
    öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava
    borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit
    öksürükte pek az balgam görülür.

    - Balgamlı öksürük

    Bu çeşit öksürük, sık sık tekrarlar. Hastada
    hırıltı vardır. Balgam çıkarır ve nefesini dışarı vermekte
    zorluk çeker. Balgamlı öksürük; Bronşit, astım,
    sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp hastalıkları veya
    tüberküloz'un bir işareti olabilir.

    Öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:36 pm

    P ile başlayan rahatsızlıklar


    Pamukçuk

    Çocuklarda görülen ve beslenme yetersizliğinden kaynaklanan bir hastalıktır. Tıp dilinde candia albicans denir.

    Paratifo

    Tifoya benzeyen, mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Paratifo
    mikropları paratifolu hastanın idrar, büyük abdest veya
    kanında bulunur.

    Lağım sularının karıştığı içme suları ve bu sularla yetiştirilen
    yiyeceklerle bulaşır. Hastalığın yaygınlaşmasında kara sinekler de
    önemli rol oynar.

    Paslı dil

    Çoğunlukla mide hastalıkları veya bazı ateşli hastalıklarda
    dilin paslandığı görülür. Uzun süreli dil
    paslarında doktora başvurmak gerekir.

    Peltelik

    Dil peltekliğinin nedenleri çeşitlidir Müzmin nezle,
    bademciklerin hastalanmasından dolayı burundan konuşma, kısmi sağırlık,
    yarık damak bu duruma neden olabilir.

    Prostat büyümesi

    Prostat bezi, idrar torbasının boynu ile idrar yolu başlangıcını
    çevreleyen ceviz büyüklüğünde bir guddedir.
    Yalnız erkeklerde bulunur.
    Prostat bezi, 50 yaşını geçen erkeklerde büyümeye başlayıp, rahatsızlık verebilir.

    astalığın belirtileri gecenin son kısmında idrara kalkmak,
    gündüzleri sık sık idrar yapmak, idrar yapmakta zorluk,
    idrarın yavaş yavaş akması, idrarın başında veya sonunda bir damla kan
    şeklinde görülür. Kesin tedavi ameliyatla
    gerçekleşir.

    Prostat iltihabı

    Vücudun herhangi bir yerindeki iltihabın, kan dolaşımı aracılığı
    ile prostat bezine gelip yerleşmesi sonucu ortaya çıkar. Hastada
    titreme, halsizlik, ateş, sırt ve bacak ağrıları görülür.

    Hasta, İdrarını ve büyük abdestini yapmakta
    güçlük çeker.Tedavi sırasında en az 10 gün
    yatak istirahati şarttır.

    Prostat kanseri

    Prostat bezinin genişleyip, büyümesi sonucu ortaya
    çıkan bir hastalıktır. Hastanın karın bölgesinin alt
    kısımlarında ve bacak aralarında ağrı vardır. Bazen sırtta ve kollarda
    da ağrı hissedilir. Doktor tedavisi gerekir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:36 pm

    R ile başlayan rahatsızlıklar


    Rahim egzaması

    Rahimden gelen cerahatli akıntının neden olduğu bir çeşit
    egzamadır. Rahimde veya ****** çevresinde kızarma ve şişlikler
    görülür. Bu şişlikler bir süre sonra su toplayıp,
    kabuklanır. Kaşıntı, zonklama ve yanma hissedilir.

    Rahim iltihabı

    Rahimim iç yüzünün iltihaplanmasına tıp dilinde
    endometri denir. Nedeni, belsoğukluğu, doğumdan ve çocuk
    düşürdükten sonra rahimde parça kalması veya
    rahim düşüklüğüdür.

    Hastanın karın bölgesi hassastır, ******dan cerahatli ve
    sümüğe benzer akıntı gelir. Aybaşı kanamaları fazla olur.
    Bacaklarda ve leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır. Bu ağrılar
    dinlenmekle geçer. Doktora başvurmak gerekir.

    Rahim kanaması

    Bu hastalık, aybaşı hali dışında görülen aşırı kanamalarla
    kendini gösterir. Aybaşı hali sırasında da sancı olmaz.

    Rahim kanseri

    Çoğunlukla rahim boynunda ve ******nın başlangıç kısmında
    meydana gelen bir hastalıktır. Çok düşük yapan veya
    çok doğuran kadınlarda daha fazla görülür.

    Tıp dilinde uterus kanseri denir.
    ******dan kan veya fena kokulu akıntı gelir. Böyle durumlarda, vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.

    Rahimde polip

    Rahimde meydana gelen ve nohut büyüklüğünde olan
    renkli yumrulara rahim polip'i denir. Nedeni, rahimin iç
    yüzünü örten zarın iltihaplanmış olmasıdır.

    Aybaşı halinde aşırı kanama, rahim akıntısı ve arasıra gelen karın
    ağrıları ile kendini gösterir. Kesin tedavisi ameliyattır.

    Rahim sarkması

    Bazı kadınların ****** veya rahimleri bacaklarının arasına doğru
    sarkar. Bu durum, yaşlı kadınlarda görüldüğü gibi
    gençlerde de görülebilir.

    Nedenleri, müzmin öksürük, ıkınma, ağır şeyler
    kaldırma, aşırı yorgunluk, rahim ur veya polipleri, doğum sırasında
    destekleyici kas ve bağların zayıflamış olması veya aileden gelen
    eğilimdir.

    Rahim urları

    Çoğunlukla doğum yapmamış kadınlarda görülür.
    Bazı urlar zararsızdır. Ancak aybaşı günlerinde gecikme, kilo
    kaybı, kansızlık ve adet görmenin ikinci ve
    üçüncü günlerinde haddinden fazla kanama
    varsa, geç kalmadan bir doktora başvurmak gerekir. Ayrıca
    hastada idrar yapma ihtiyacı fazlalaşır, leğen kemiği bölgesinde
    ağrı vardır.

    Raşitizm

    Çocuklarda görülen bir çeşit kemik
    hastalığıdır. Nedeni, yeteri kadar D vitamini almamaktır.
    Çoğunlukla yeteri kadar güneş görmeyen, sıhhi olmayan,
    rutubetli, karanlık ve basık tavanlı evlerde yaşayan, yeteri kadar
    süt içmeyen ve haddinden fazla miktarda unlu gıdalarla
    beslenen çocuklarda görülür.

    Hastalık genellikle 2 yaşında ortaya çıkar. Çocukta
    huysuzluk ve devamlı terleme görülür, iştahı azdır.
    Bazıları kabızlık çeker, bazıları da ishal olurlar. Adaleleri
    gevşektir. Derileri soluk ve kansızdır.

    Dişleri geç çıkar ve erken çürür. Ayakta
    durmayı ve yürümeyi geç öğrenir. Bacak kemikleri
    çarpıktır. Düztabanlık görülür. Deniz, kum
    veya güneş banyoları, kış aylarında da, haftada 3 kere ılık banyo
    yaptırmak yaralıdır.

    Romatizma

    Umumiyetle eklem, kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara
    romatizma denir. Romatizma ağrıları, vücudun her tarafında
    görülebilir. Halk arasında, romatizma ağrılarına yel denir.
    Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme
    dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük
    dişler, sinüzit, bademcik iltihapları ve yaşlılık romatizmayı
    hazırlayan nedenlerin başında gelir.

    Ayrıca, soğuk ve rutubet de çok önemli rol oynar.
    Romatizmalı yerlerde ağrı, yanma veya üşütme ve şişlikler
    görülür. Ağrı bazen dayanılmaz dereceye varır. Hareket
    etmekte de güçlük çekilir. Tedavi edilmezse,
    kalp kapağı hastalığı veya bir başka hastalığa neden olur. 3
    çeşit romatizma vardır

    - Akut eklem romatizması
    - Romatoid artrit
    - Dejeneratif romatizma









    ____________________
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:37 pm

    S - Ş ile başlayan rahatsızlıklar


    Saç dökülmesi

    Günde, normal olarak 80 saç kılı dökülür.
    Bundan fazla dökülme yaşın ilerlemiş olması, bazı ateşli
    hastalıklar, tiroid hastalıkları, kansızlık, verem, şeker hastalığı
    gibi bütün vücudu etkileyen hastalıklardan sonra
    görülür.

    Tıp dilinde alopesi adı verilen saç dökülmesi; basit
    saç dökülmesi ve pelad olmak üzere iki
    çeşittir.

    Saçların kepeklenmesi

    Kafatası derisi üzerinde meydana gelen gevşek pul şeklindeki
    kabuklara kepek denir. Kuru ve yağlı olmak üzere iki çeşidi
    vardır. Yağlı sarımtırak görünüşteki kepeklenmeye, tıp
    dilinde sebore denir.

    Nedeni, derinin en üst kısmında bulunan tabakanın, ürettiği
    fazla parçalardır. Bunlar, çoğunlukla saçlar
    tarandığı zaman dökülür.
    Tedavinin ilk şartı; temizlik ve fazla miktarda unlu şeyler yememektir.

    Saçkıran

    Tıp dilinde tinea tonsurans denilen saçkıran, bir çeşit
    mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hiç vakit
    kaybetmeden tedavi etmek gerekir.

    Saçkıranlı hastanın tarağını kullanmak veya şapkasını giymekle
    bulaşır. Tedaviye, hastalıklı yerdeki saçları kesmek veya traş
    etmekle başlanır. Saçlar, haftada iki kere yıkanır.

    Saç ve sakal ağarması

    Yaş ilerledikçe saça ve sakala rengini veren maddenin
    yapımı azalır, bir süre sonra da tamamen kesilir. Kumral ve kızıl
    saçlar, daha erken beyazlaşır. Genç yaşlarda
    görülen beyazlaşmalar ise, ırsidir. Tedavisi yoktur.

    Safra kesesi iltihabı

    Safra kesesi taşlarının neden olduğu bir çeşit iltihaplanmadır. Tıp dilinde kolesistit denir. İki çeşidi vardır.

    - Müzmin safra kesesi iltihabı

    Safra kesesi büzülür, gereği gibi çalışamaz hale
    gelir. Hastanın karnında, özellikle yemeklerden sonra gaz ve
    gerginlik vardır. Ayrıca; sağ taraftan başlayıp, kaburgaların altına
    kadar yayılan geçici bir ağrı ve sarılık nöbetleri de
    görülür. Tıp dilinde kronik kolestit denir. Bu hastalık
    genellikle 40 yaşını geçmiş şişman kadınlarda
    görülür.

    - Akut Safra Kesesi İltihabıBilhassa, safra yollarına yerleşmiş taşın
    neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde akut kolestit denir. Hastada
    karnın sağ üst kısmına gelen ani, şiddetli ve çabuk
    gelişen, sırta, hatta sağ omuzun ucuna kadar yayılan ağrı vardır. Ateş
    artar, kusma ve bulantı görülür.

    Her iki çeşit safra kesesi iltihabında da; vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Ameliyat gerekebilir.

    Safra taşları

    Safra koyulaşması sonucu meydana gelen taşlara halk arasında safra taşı, tıp dilinde ise kolelitiasis denir.

    Yapılarında kolestrin bulunur.Bazı safra taşları, rahatsızlık vermez.
    Bazıları da safra kanalını tıkar. Çok şiddetli, batıcı bir ağrı,
    bulantı ve kusma yapar. Hasta yerinde duramaz olur. Bu olayların
    hepsine birden safra kesesi krizi denir.

    Düşmeyen veya alınmayan safra taşları, safra kesesinin
    iltihaplanmasına da neden olur. Safra taşlarının neden olduğu
    rahatsızlıkları gidermek için doktor müdahalesi gerekir.

    Sağırlık

    Sonradan meydana gelen sağırlıkları doğuran nedenler çeşitlidir.
    Mesela; dış, orta veya içkulak bozuklukları, beyin hastalıkları
    veya histeri, geçici sağırlığa neden olabilir. Gerçek
    nedeni bulmak doktorun işidir.

    Sakal iltihabı


    Sakal kılının kolayca koparılması ve kopan kılın ucunda da cerahat
    damlacığı görülmesi şeklinde ortaya çıkan bir
    hastalıktır. Tıp dilinde sikozis denen bu hastalığa, stafilokok cinsi
    mikroplar neden olur.

    Salgın menenjit

    Menegokok adı verilen bir çeşit mikrobun; beyin zarına
    yerleşmesi ve orada iltihaplanmalar meydana getirmesi sonucu ortaya
    çıkan bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır. Hastalık,
    boğazlarında mikrop taşıyan hastalar veya kendileri hasta olmadıkları
    halde boğazlarında menenjit mikrobu taşıyan sağlam kimseler tarafından
    bulaştırılır.

    Hastalık çoğu kere üşüme, titreme ve ateşin birdenbire
    yükselmesiyle başlar. Halsizlik, başağrısı, ve kusma
    görülür. Dudak ve burun deliklerinin kenarlarında
    uçuklar belirir. Gözlerini açmakta zorluk
    çeker.

    Bir süre sonra, ensesi sertleşmeye ve başını öne eğememeye
    başlar. Hiç vakit geçirmeden tedaviye başlamak şarttır.
    Aksi halde, ölümle sonuçlanabilir. Bu günkü
    tedavi yöntemleri sayesinde hastanın sağlığına kavuşması
    mümkündür.
    Salgın menenjit salgını sırasında sağlıklı kimseler hastalarla
    görüşmemelidir. Kalabalık yerlere gidilmemelidir.
    Bütün vücudun, özellikle ağız ve burunun temiz
    tutulması gerekir.

    Saman nezlesi

    Ot veya bitki tozlarının neden olduğu bir çeşit alerjik
    hastalıktır. Tıp dilinde pollenosis veya alerjik rinit denir. Daha
    ziyade, çiçeklerin açtığı aylarda
    görülür.

    Hastada şiddetli aksırmalar, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarma
    ve sulanma, fazla miktarda berrak burun akıntısı ve
    öksürük görülür. Tedavinin ilk şartı,
    çiçeklerin açtığı sıcak ve rüzgarlı
    günlerde kırlara gitmemek ve güneş gözlüğü
    kullanmaktır.

    Sara

    Bir çeşit sinir hastalığıdır. Nedeni beynin çalışmasında
    görülen bir anormalliktir. Tıp dilinde epilepsi denir. Grand
    mal ve petit mal olmak üzere iki çeşidi vardır.

    - Grand Mal
    Saranın ağır şekline grand mal denir. Hasta nöbet gelmeden
    önce aura denilen bir devre geçirir. Bu sırada da,
    nöbetin geleceğini anlar. Bu devrede, kulak çınlaması,
    belirli bir yerde ağrı, titreme vardır. Ne olduğunu anlayamadığı bir
    koku hisseder.

    Kısa bir süre sonra da, şuurunu kaybederek yere düşer.
    Vücudunda kuvvetli çırpınmalar başlar. Kol ve bacakları
    ritmik bir şekilde kasılıp, gevşer. Ağzı köpürür, dilini
    ısırabilir, farkında olmadan küçük ve büyük
    tuvaletini koyabilir. Bir süre sonra da kasılmalar azalır, derin
    bir soluk alarak sakinleşir ve kendine gelir.

    - Petit Mal Saranın hafif şeklidir. Bu çeşit saralıda şuur kaybı
    görülür fakat, kasılma ve gevşemeler görülmez.
    Hatta bazen çevresindekiler kriz geçirdiğini bile anlamaz.

    İlkyardım olarak, kriz geçiren hastanın yaralanmasını
    önleyici tedbirler alınır. Dilini ısırmaması için de temiz
    bir mendili top yaparak ağzına koymak faydalıdır.

    Sarılık

    Safranın kana karışıp, bütün dokuları hatta göz aklarını
    bile sarıya boyaması ile ortaya çıkan bir hastalık belirtisidir.
    Tıp dilinde ikter denilen sarılığın üç çeşidi vardır.

    - Hemolitik sarılıkKandaki alyuvarların tahrip olması sonucu safra,
    kana karışır. Hastanın idrar rengi normal, büyük tuvaleti ise
    koyudur.

    Hepatik sarılık
    Bir virüsün neden olduğu karaciğer iltihabıdır. Karaciğer
    hücreleri şişer ve safra yolları tıkanır. Belirtileri, yavaş yavaş
    görülür. Hastada ateş, iştahsızlık, ishal ve kusma
    vardır.
    En çok görülen sarılık çeşidi budur.

    Obstrüktif sarılık
    Nedeni, safra kanallarının tıkanmış olmasıdır.
    Ortak belirtileri ise şunlardır. Hastalığın neden olduğu sarı renk,
    önce göz aklarında görülür. Sonra yüz,
    boyun, gövde, kol ve bacaklara kadar yayılır. İdrarın rengi sarı
    ile koyu kahverengi arasında değişir.

    Ciltte de kaşıntı vardır. Büyük abdest, kil renginde ve fena
    kokuludur. Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir. Sıkı bir perhiz
    uygulanır.

    Sedef hastalığı

    Nedeni, kesinlikle bilinmeyen bir hastalıktır. İrsi veya sinirsel olduğu söylenmektedir. Tıp dilinde psoriasis denir.

    Daha çok, baş derisinde, dizlerde ve dirseklerde veya
    tırnaklarda meydana gelen düzensiz kırmızı lekelerle kendini
    gösterir. Lekeler, gümüş renginde ve pul pul olup,
    deriden yüksektir. Kaşıntı yoktur.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:37 pm

    Ses kaybı

    Sesin tamamen kaybolmasına, tıp dilinde afoni denir. Tam veya kısmi
    olabilir. Nedeni, boğaz veya gırtlak hastalıkları, konuşma kaslarını
    kontrol eden sinirlerin hastalanması veya sinir bozukluğudur.

    Tedaviye geçmeden önce, gerçek nedeni bulmak
    gerekir. 1-2 gün içinde geçmeyen ses kayıplarında
    doktora başvurmak gerekir.

    Ses kısıklığı

    Boğaz veya gırtlağın, dışarıdan gelen organizmalar tarafından istila edilmesi sonucu ortaya çıkar.

    Nedeni, soğuk algınlığı, bağırmak, çok konuşmak, boğazı tahriş
    edici duman veya benzeri gazlar veya boğaz iltihabıdır. Kısa
    sürede geçmeyen ses kısıklığında, doktora başvurmak gerekir.

    Sık sık idrara gitme

    Günde 4 veya 6 kez idrara gitmek normal sayılır. Bu sayı,
    içilen su miktarına göre değişir. Toplam idrar miktarı, 8
    su bardağı kadardır. Bu miktarda ve idrara gitme sayısında fazlalık
    olduğu zaman gençlerde şeker hastalığı, ihtiyarlarda böbrek
    hastalığı veya prostat büyümesi düşünülebilir.

    Sıraca

    Tıp dilinde scrofula denir. Bir çeşit kronik deri veremidir.
    Nedeni, boyundaki lenf bezlerinin veremidir. Daha ziyade boyun
    bölgesinde ve yüzde acısız şişliklerle ortaya çıkar.
    Bir süre sonra patlayan bu şişliklerden irin akar.

    Sıtma

    Anofel adlı sivrisineğin sokmasıyla, insandan insana bulaşan, titreme,
    ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren, kimi zaman da
    başka bir hastalık gibi görülen ve tedavi edilmezse,
    öldüren bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde malarya denir.

    Siğiller

    Derinin üst tabakasının büyümesi sonucu ortaya
    çıkar. Nedeni, bir çeşit virüstür. Tıp dilinde
    verrü denir. Aynı kişide bir yerden diğer bir yere bulaşabilir.
    Daha ziyade, parmak, ayak ve yüzün çeşitli yerlerinde,
    yuvarlak deriden yüksekte ve çilek
    görünümünde kabartılar halinde
    görülür.

    Sinirsel ağrılar

    Bu çeşit ağrılar, genelikle küt ağrı şeklindedir.
    Vücudun her yerinde hissedilebilir. Ama, çoğunlukla kalp
    çevresindeki ağrılardan şikayet edilir.

    Bazı kimseler de başlarını tıpkı bir çember gibi sıkan baş
    ağrılarından şikayet ederler. İşte bu çeşit ağrılar, bedeni bir
    arızadan kaynaklanmıyorsa, sinirsel ağrılardır.

    Sinir bozukluğu

    Hayat şartlarından fazlasıyla etkilenenlerde görülebilen,
    esasta önemli bir kaynağı olmayan bir rahatsızlıktır. Devamlı
    olarak endişe içinde olmak şeklinde görülenine
    anksiete, ruhi ve bedeni bitkinlik şeklinde görülenine de
    depresyon adı verilir.

    Hasta hayattan zevk almaz, her zaman mutsuzdur, huzursuzdur,
    sinirlidir. Uykuları düzensizdir. Gerçekte bir hastalığı
    olmadığı halde çeşitli hastalıkların varlığından şikayet eder.

    Tedaviye hayatının iyi yanlarını görmeye alışmakla başlanır.
    Sinirlenmekten kaçınmak, her kötü olayın iyi bir
    tarafı olduğunu görmeye alışmak, düzenli bir hayat
    sürmek gerekir.

    Sinirsel hazımsızlık

    Sinir sisteminin düzenli, uyumlu çalışmasını kaybetmesi
    sonucu ortaya çıkar. Ayrıca, alkol kullanmak, fazla sigara
    içmek, haddinden fazla çay, kahve veya süt
    içmek, çabuk ve gereği gibi çiğnemeden yemek yemek
    şikayetlerin artmasına neden olur.

    Hastanın karnında ağırlık hissi vardır, midede gurultu, yanma veya
    ekşime görülebilir. Geğirir, gaz çıkarır. Yorgunluk,
    baş ağrısı, çarpıntı ve unutkanlıktan da şikayet edilir.

    Sinirsel kusma

    Sinir sistemindeki düzensizlikten kaynaklanan bir durumdur. Ağıza
    su gelmesi şeklinde de görülebilir. Herşeyden önce,
    sinirlenmemeyi, düzenli bir hayat sürmeyi alışkanlık haline
    getirmek tedavinin ilk şartıdır.

    Sinüzit

    Çene, alın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna
    açılan içleri hava dolu boşlukların, sinüslerin
    iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve
    müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır.

    Nedeni burun iltihabı, nezle, grip, alerji, burundaki şekil
    bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir. Hastanın
    yüzünde zonklayıcı bir ağrı, burnunda tıkanma, akıntı ve baş
    ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür.

    Siroz

    Karaciğer dokularının harap olması ve karaciğerin sertleşmesi sonucu
    ortaya çıkan bir hastalıktır. Tıp dilinde cirrhosis denir.

    Beslenme, hazımsızlık ve fazla miktarda alkol bazen de safra yollarının
    tıkanması sonucu görülür. Hastanın karnı su toplar, ayak
    bilekleri şişer, iştahı azalır ve arasıra da kusar.

    Sivilceler

    Yağ bezelerinin fazla çalışmasından, hormon veya metabolizma
    bozukluklarından kaynaklanan en küçük çıbanlara
    sivilce denir. Sivilceleri sıkmamak, tuzsuz, yağsız ve baharatsız
    şeyler yemek gerekir.

    Siyatik

    Üst bacağın arka kısmı, arka bacağın dış tarafı ve siyatik siniri
    boyunca yayılan ağrıya siyatik denir. Ağrı, bazen birdenbire gelir.
    Bazen de yavaş yavaş ilerler. Otururken, kalkarken, uzanırken
    hareketler zorlukla yapılır.

    Belkemiğinin aşağı bölgesi, hassastır. Ağrılar yürürken,
    öksürürken ve gerinirken daha da artar. Halk arasında
    sinir romatizması da denir.

    Nedeni, omurlar arasında kıkırdak disklerin yerinden oynaması, yani
    disk kayması, omurganın alt bölümünün iltihaplanmış
    veya zedelenmiş olması, dizkapağı iltihabı veya sinir iltihabıdır.
    Tedavinin ilk şartı yatak istirahatidir. Ayrıca yatak altına kalın bir
    tahta koymalı, iki yastıktan fazla da yastık kullanmamalıdır.

    Skorbüt

    C Vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır. Daha ziyade 5-6
    ay süreyle yeteri kadar C vitamini alamayan çocuklarda
    ortaya çıkar. Hastada dermansızlık, zayıflama, ve kanamalar
    görülür. Yaraların iyileşmesi gecikir, diş etleri şişer
    ve mikrobik hastalıklara yakalanma ihtimali artar.

    Küçük çocuklara her gün 4 çorba
    kaşığı taze sıkılmış portakal, limon veya greyfurt suyu verilirse,
    skorbüt olmaları önlenmiş olur.

    Şarbon


    Halk arasında karakabarcık da denilen bu hastalık daha çok
    kasap, çiftçi veya veterinerlerde görülen ve
    hayvanlardan, insanlara geçen mikrobik bir hastalıktır. Daha
    çok yüz, boyun veya kolda bir çıban çıkıp
    daha sonra patlar.

    Etrafında da siyah bir kabuk meydana gelir.
    Öldürücü bir hastalık olduğu için vakit
    kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.

    Şeker hastalığı

    Vücudun şeker yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde diabet denir.

    Pankreas, kandaki şeker miktarını kontrol eden ve adına insülin
    denilen bir madde salgılar. Pankreas bu görevini yerine
    getirmezse, kandaki fazla şeker, karaciğere depo edilir. Aç
    karnına alınan 100 gram kanda 80 miligram şeker vardır. Bu miktar
    yemekten 1-2 saat sonra 140 miligrama kadar yükselir. Kandaki
    şeker miktarı hastalığın durumuna göre aşağıdaki gibi tespit
    edilir.

    Şeker durumu Açken Yemekten 1-2 saat sonra
    Normal kimselerde 80 mg. 140 mg.
    Orta derecede 130 mg. 190 mg.
    Ağır derecede 160 mg. 215 mg.

    2 çeşit şeker hastalığı vardır.

    - Şekersiz Diabet

    Hipofiz bezinin arka tarafından salgılanan antidiüretik hormonun
    yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker
    hastalığına, tıp dilinde diabetes insipidus denir.

    - Şekerli Diabet Pankreasın salgıladığı insülin yetmezliği sonucu
    ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına, tıp dilinde
    diabetes mellitus denir.

    Şeker hastalığını doğuran nedenler dengesiz beslenme, şişmanlık veya
    sinir bozukluğudur. Bazı kimselerde de irsiyet önemli bir rol
    oynar.
    Hastalığın başlangıcında çok yemek ve su içmek ihtiyacı
    vardır. İdrar miktarı da artar. Kadınların idrar yapma yerlerinde
    kaşıntı vardır.

    Ayrıca devamlı yorgunluk hali görülür.
    İleri safhada devamlı baş ağrısı, el ve ayak titremeleri, iştahsızlık,
    aseton kokusuna benzer nefes kokusu, ter kokusu, adele krampları,
    hafıza zayıflığı, kısmi veya tam felç, iyileşmeyen yaralar ve
    uykuda sayıklama görülür.

    Şeker hastalığı tedavi edilmezse sonuç damar sertliği, kalp
    yetmezliği, göğüs anjini, görme zayıflığı, katarakt,
    karaciğer hastalıkları, siroz olabilir.

    İki çeşit şeker koması vardır.

    - Diabetik Koma Daha ziyade şeker hastalarında görülür.
    Nedeni, insülin verme zamanını geçirmek, gerektiğinden az
    miktarda insülin vermek, bağırsak iltihabı, bademcik iltihabı,
    grip veya iyileşmeyen yaralardır.

    - Şeker Eksikliği Koması

    Tıp dilinde hipoglisemi adı verilen bu çeşit koma, terleme,
    titreme, çırpınma huzursuzluk, şiddetli açlık, ve aşırı
    duygusallıkla başlar. Nedeni, fazla miktarda insülin vermek veya
    çok miktarda karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmektir.

    Şeker hastaları haftada en az iki kere ılık banyo yapmalıdır ve sonra
    da vücutlarının her tarafını ılık bir havlu ile ovmalıdır. Kabız
    veya ishal olmamalıdırlar. Perhiz yapmalıdırlar.

    Erken yatıp erken kalkmalıdırlar. Ağız, boğaz ve diş sağlığına aşırı
    özen göstermelidirler. Masaj, beden hareketleri ve
    açık havada yürüyüşü ihmal etmemelidirler.

    Şirpençe

    Daha çok ense, sırt ve kaba etlerde beliren birçok
    çıbanların birleşmesi ile meydana gelen ve çabuk
    genişleyen bir çeşit kan çıbanıdır.

    Şişmanlık

    Şişmanlık, alınan kalori miktarının yakılan kaloriden daha fazla olması
    sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur. Tıp dilinde
    obesite denir.

    İstatistiklere göre şişmanların daha çabuk yaşlandıkları,
    şeker hastalığı, damar sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer ve
    safrakesesi hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer
    hastalıkları, romatizmal hastalıkların tehdidi altında bulundukları
    belirtilmektedir. Bu nedenle şişmanlıktan kurtulmak için diyet
    ve beden hareketleri yapmak gerekir.








    ____________________
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:38 pm

    T ile başlayan rahatsızlıklar


    Tansiyon

    Kan basıncına tansiyon denir. Kalp her kasılışında belirli miktardaki
    kanı atardamarlara pompalar. Bu sırada da, kan basıncı en yüksek
    seviyeye çıkar. Buna büyük tansiyon denir. Kalbin iki
    kasılışı arasında geçen zaman içinde ise, kan basıncı en
    düşük seviyeye iner.

    Buna da küçük tansiyon denir. Büyük tansiyon
    ile küçük tansiyon arasındaki fark da nabız basıncını
    gösterir. Tansiyon yaşa bünyeye ve tansiyon
    ölçüldüğü andaki ruhi veya bedeni duruma
    göre farklılık gösterir. Yaşlandıkça tansiyon
    yükselmesi normaldir.

    Tansiyon düşüklüğü

    Büyük tansiyon, 11'den aşağı düştüğü zaman
    tansiyon düşüklüğü vardır. Bu duruma tıp dilinde
    hipotansiyon denir. Tansiyon, ateşli hastalıklar sırasında,
    büyük kanamalardan sonra, iç salgı bezi
    bozukluklarında veya herhangi bir hastalıktan sonraki iyileşme
    döneminde düşer.

    Bazı kadınların aybaşı hallerinde, veya sıcakta fazla ter kaybından
    sonra veya sinirli kimselerde de tansiyon düştüğü
    görülür. Devamlı olarak tansiyon
    düşüklüğü önemli bir hastalığın işareti
    olabilir.

    Tansiyon yüksekliği


    Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek
    olmasına halk arasında tansiyon yüksekliği, tıp dilinde ise
    hipertansiyon denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği
    görülür. Mesela kalbin sol bölümünün
    büyümesinde, böbrek hastalıklarında, damar sertliğinde,
    kan hücrelerinin çoğalmasında, şişmanlıkta ve iç
    salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar.

    Tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk, sinirlilik,
    çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı vardır.

    Tavukkarası

    Az aydınlık yerlerde, görememek şeklinde ortaya çıkan bir çeşit göz hastalığıdır.

    Temriye Bir çeşit deri hastalığıdır. Yer yer küme küme bir takım kızartılarla kendini gösterir.

    Tırnak iltihabı

    Tırnak kenarlarında veya altında cerahat birikmesine, tırnak iltihabı
    denir. Nedeni, ufak kesikler veya sıyrıklar sonucu bakterilerin
    yerleşmesidir. İltihaplanan tırnağın kenarında kızarıklık
    görülür. Ağrı da vardır.

    Tifo

    Mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın mikrobu çomak
    şeklindedir. Tifo basili adı verilen bu mikrop, çoğunlukla
    tifolu hastaların dışkılarında veya idrarlarında, kanlarında,
    tükürüklerinde veya vücutlarında görülen
    deri döküntülerinde bulunur.

    Tifo salgınına, lağım suları karışmış içme suları veya lağım
    suları ile mikroplanmış yiyecek maddeleri neden olur. Salgın daha
    ziyade yaz ve sonbahar aylarında görülür.

    Hastalık, mikrop vücuda girdikten yaklaşık 7-15 gün sonra
    ortaya çıkar. Hastalığın ilk günlerinde yorgunluk ve baş
    ağrıları görülür. Fakat hasta yatmak ihtiyacını
    hissetmez. Birkaç gün sonra ateş yavaş yavaş
    yükselmeye başlar.

    İştahsızlık, baş ağrısı, burun kanaması, bronşit, mide ve bağırsak
    bozuklukları ile birlikte ishal görülür. İlk
    belirtilerin ortaya çıkmasını takip eden birkaç gün
    içinde ateşi daha da yükselir. Göğsünde karnında
    ve sırtında pire ısırığına benzeyen kırmızı lekeler belirir.

    Bu günler içinde tansiyon düşer, nabız da yavaşlar.
    Hastalığın üçüncü haftasında karın gerginleşir ve
    şişer. Dışkı ise yumuşaklaşır, bağırsak kanamaları
    görülebilir. Bademcikler iltihaplanmış, hasta zayıflamıştır.
    Üçüncü haftanın sonlarından itibaren, ateş
    düşmeye ve diğer belirtiler kaybolmaya başlar.

    Tifo kalbi, beyni, böbrekleri, akciğerleri, karaciğeri, göz
    ve kulak sinirlerini etkiler. Bu nedenle iyi tedavi şarttır.

    Hastaya süt, yoğurt, ayran, hoşaf, meyva suları, limonata,
    portakal suyu, yumurta sarısı, yumurtalı çorbalar, iki kere
    çekilmiş etten yapılmış köfteler, sebze ve meyve
    püreleri verilir. Çok su içirilir.

    Tifüs

    Çok tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalıktır. Halk arasında lekeli
    humma da denir. Bitler aracılığı ile bulaşır. Tifüsü doğuran
    nedenler; pislik, aşırı kalabalık yerlerde yaşamak, açlık ve
    yorgunluktur. Tifüs 12-14 gün devam eder.

    Riteksiyon denilen tifüs mikrobu, vücuda girdikten bir
    süre sonra; hastada halsizlik, baş ve bel ağrıları
    görülür, ateşi yükselir. Dudakları kurur, dili
    paslanır, yüzü kızarır. 4-5 gün içinde derinin
    üzerinde ufak kırmızı lekeler ortaya çıkar. Bazı
    hastalarda, sayıklama, bağırma ve tuvaletini altına kaçırması
    görülür.

    Hasta sağlıklı kişilerden ayrı bir yerde bakıma alınır. Eşyaları,
    bulunduğu yer dezenfekte edilir. Sulu ve sindirimi kolay yiyecekler
    verilir. İyi beslenir, vücut temizliğine çok dikkat edilir.

    Titremek

    Tıp dilinde tremor denilen titremek, irade dışında meydana gelen bir hastalık belirtisidir.
    El ve ayak titremesi; daha ziyade, nevroz, isteri veya nevrasteninin belirtisidir.

    Hafif titremeler, genellikle, guatr, alkolizm, kurşun veya cıva
    zehirlenmesi ya da ihtiyarlığın işaretidir. Şiddetli titremeler
    parkinson hastalığı ve uyku hastalığında görülür.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:38 pm

    U - Ü ile başlayan rahatsızlıklar


    Uçuk

    Dudakta veya burun kenarında hafifçe şişmiş, kırmızı ve ağrılı
    bir leke şeklinde beliren bir hastalıktır. Nedeni,
    tükürükte bulunan bir çeşit virüstür.
    Daha ziyade ateşli hastalıklar ve soğuk algınlığı sırasında
    görülür. Tıp dilinde herpes simplex denir.

    Dudak veya burun kenarında meydana gelen kırmızı lekeler, bir süre
    sonra su toplar, küçük kabarcıkar meydana gelir.
    Birkaç gün sonra da sararırlar ve kabuk bağlarlar.

    Ur

    Vücudun herhangi bir yerinde görülen şişliklere halk
    arasında ur, tıp dilinde ise tümör denir. İyi huylu,
    kötü huylu ve iltihabi olmak üzere üç
    çeşidi vardır.

    Uykusuzluk

    Tıp dilinde insomnia denilen uykusuzluğu doğuran nedenler
    çeşitlidir. Örneğin yorgunluk, mide şişkinliği,
    hazımsızlık, zayıflatıcı veya uyarıcı ilaçlar, fazla sıcak,
    rahatsız edici ışık, gürültü sinir bozukluğu, fazla
    miktarda çay, kahve veya sigara içmek, ağrılar, kalp veya
    akciğer hastalıkları, ateş, kaşıntı, günlük olayların etkisi,
    yatağın uygun olmaması, tedirginlik gibi nedenler uykusuzluğa neden
    olur.

    Uykusuzluğu doğuran nedeni bulmak gerekir.
    Basit uykusuzluklarda yatmadan önce sigara, çay, kahve gibi
    şeyler içmemek, müzik dinlemek, yatak odasını
    havalandırmak, bir bardak sıcak süt içmek ve sıcak banyo
    yapmak çok faydalıdır.

    Uyurgezerlik

    Tıp dilinde somnambülizm adı verilen bu hastalıkta hastanın şuuru
    uykuda olduğu halde, duyu organları uyanıktır. Belirtileri hastaya
    göre değişir. Bazıları uykularında gezer; bazıları ise uykularında
    konuşur, bağırır, el ve kol işareti yapar.

    Uyandıkları zaman da uykularında yaptıklarını hatırlamazlar. Daha
    çok ruhsal bir bozukluğun ifadesidir. Ayrıca başından yaralanmış
    olanlarda, kanlarındaki şeker oranı düşük veya beyin
    damarlarında sertleşme olanlarda da uyurgezerlik görülebilir.

    Bazı kimselerde ise genetiktir. Uykuda gezen hastaların devamlı olarak
    ailesi tarafından kontrol altında tutulması, başına gelecek herhangi
    bir kazayı önlemesi açısından faydalıdır.

    Uyuz

    Serkopt denilen gözle zorlukla görülecek kadar
    küçük olan uyuz böceğinin, üst derinin
    altına girerek meydana getirdiği kaşındırıcı ve bulaşıcı bir deri
    hastalığıdır.

    Özellikle el, bilek, parmak araları, koltuk altları, karın
    bölgesi ve kaba etlerde şiddetli kaşıntılar ve çizgi
    şeklinde yaralar görülür.
    Yapılacak ilk iş hastanın ve ilişkide bulunduğu kimselerin
    bütün çamaşırlarını, elbiselerini, yatak
    örtü ve çarşaflarını yıkamaktır.

    Üremi

    Karaciğerde meydana gelip, kan vasıtasıyla böbreklere taşınan ve
    idrarla dışarı atılan zararlı maddelere üre denir. Ürenin,
    idrarla dışarıya atılmayıp, vücutta kalmasından meydana gelen
    hastalığa da üremi denir. Nedeni, böbrek hastalıkları ve
    prostat büyümesidir.

    Hastada devamlı baş ağrısı, görme bulanıklığı, hıçkırık,
    gündüzleri uyuma ihtiyacı ve geceleri de uykusuzluk
    görülür. Vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir
    hastalıktır. Ayrıca tedaviye yardımcı omak amacıyla hastanın
    üşütmemesi, yorulmaması, düzenli beslenmesi, sigara veya
    alkolü bırakması gerekir.

    Üşümek

    Bazı kimseler, üşümeyi gerektirecek hastalıkları olmadığı
    halde üşüdüklerinden yakınırlar. Bu şikayetleri,
    kalorisi yüksek şeyleri yemekle geçer. Ayrıca aşağıdaki
    reçeteleri uygulamak da
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:38 pm

    V ile başlayan rahatsızlıklar


    Varis

    Damarların büyümesi ve şişmesine varis denir.
    Çoğunlukla bacağın alt kısımlarında görülür.
    Nedeni ayakta fazla durmak, şişmanlık, kan damarlarındaki kapakların
    düzensiz çalışması veya jartiyer kullanmaktır.

    Belirtileri, deri yüzeyindeki damarlar eğri, büğrü olup
    şişerler. Deri rengini kaybeder. Akşam saatlerinde de ayak bilekleri
    şişebilir. Banyodan sonra, aybaşı halinde, sıcak havalarda veya uzun
    süre ayakta kaldıktan sonra, yorgunluk, bacaklarda ağrı,
    karıncalanma ve dolgunluk hissedilir.

    Varis ülseri

    Daha çok, bacağın alt kısmında görülen yuvarlak bir
    yaradır. Nedeni, varisli yerde meydana gelen herhangi bir yaralanmadır.

    Hastalık bacağın alt kısmında, bileğe yakın bir yerde yuvarlak bir yara
    olarak ortaya çıkar. Ayak bileği şişer, deri esmerleşir ve bazen
    de ağrı hissedilir. Doktor tedavisi şarttır.

    Veba

    Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Veba
    mikrobunu taşıyan farelerin pireleri tarafından insanlara geçer.
    Nedeni, pisliktir. Pis ve güneş girmeyen yerler veba için
    en uygun ortamlardır.
    Hastalık, mikrop kapıldıktan sonra gelen 2-8 gün içinde kendini gösterir.

    Hastada, aniden başlayan baş ve sırt ağrıları, ateş, titreme, kusma,
    nefes darlığı, halsizlik, deri lekeleri, burun kanaması, kan
    tükürme, kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık
    görülür. Dili de kahverengi ve kurudur.

    Yapılacak ilk iş hastayı tecrit etmektir. Çevresindeki sağlıklı
    kimselerin de koruyucu aşı olması gerekir. Bugün için
    önemi kalmayan ve eski devirlerde olduğu kadar çok
    görülmeyen bu hastalığın tedavisi için geç
    kalmadan sağlık kuruluşlarına haber vermek gerekir.

    Verem

    Akciğer veremi, tüberküloz, fitizi diye bilinir. Nedeni, koch
    basili denilen ufak kıvrık içinde küçük
    noktacıklar görülen çomak şeklindeki verem basilidir.
    Verem mikrobu insan vücuduna çeşitli yollardan girebilir.

    Bu yolların başında, solunum yolları gelir. Hastalık, çoğunlukla
    veremlinin balgamı veya veremli ineklerin sütü ile bulaşır.
    Sağlık şartlarına uymamak, aşırı yorgunluk, üzüntü,
    grip, boğmaca, kızamık veya şeker hastalığı vücudun direncini
    kaybetmesine ve hastalığın ihtimalinin artmasına neden olur.

    Verem, üç devrede gelişir. Birinci devrede, hastada genel
    yorgunluk, iştahsızlık, sırt ağrıları, öksürük, ve 38
    dereceye varan ateş görülür.Verem basili bu devrede
    tüberkül adı verilen iltihaplı bölgeler oluşturur.
    İkinci devrede hiç bir belirti görülmeyebilir.

    Fakat basiller bütün vücuda yayılarak deri, eklemler,
    kemikler, böbrekler, bağırsaklar, karın ve beyin zarına
    yerleşirler. Bu devrede tedaviye başlanmamışsa, vücudun direnci
    azalmaya başlar.

    Üçüncü devrede, varem basilleri kan veya lenf
    kanalları yoluyla yayılmaya devam eder. Hastada, yorgunluk, balgamlı
    öksürük, akşamları yükselen hafif ateş, iştahsızlık
    ve gece terlemeleri görülür. Bu devrede, tedavi
    edilmezse, diğer akciğer de hastalanabilir.

    Tedaviye 4 ila 9 ay kadar devam etmek gerekir. Tedavinin ilk şartı
    temiz ve açık hava, bol gıda ve üzüntüsüz
    bir hayattır.









    ____________________
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:39 pm

    Y ile başlayan rahatsızlıklar


    Yanıklar

    Sıcak bir şeyin veya yakıcı bir maddenin etkisiyle vücudun
    herhangi bir yerinde meydana gelen hücre ve doku bozulmasına yanık
    denir. Yanıklar ikiye ayrılır.

    - Basit Yanıklar Bunlar, deride hafif bir kızarıklık meydana getiren
    yanıklardır. Bir süre sonra, içi su dolu kabarcıklar ortaya
    çıkar. Bunları, kesinlikle patlatmamak gerekir. Yapılacak şey
    gerekli ilacı sürüp iyileşmesini baklemektir.

    - Önemli Yanıklar Yanık alanı büyük ve derinliği de
    fazla ise, önemli bir yanık var demektir. Bu gibi durumlarda
    mutlaka hastaneye başvurmak gerekir.

    Yaralar

    Herhangi bir kaza sonucu deride meydana gelen yarılma, kesilme, ezilme
    veya parçalanmalara yara denir. Birçok çeşidi
    vardır. Ateşli silahlar, batıcı veya delici aletler, yakıcı maddeler
    veya hayvan ısırmaları sonucu meydana gelen yaraların, hiç vakit
    kaybetmeden tedavi edilmesi gerekir.

    Yaralar, temizlik şartlarına uyulmayıp da, mikrop kapacak olursa, yara
    yerinde şişme, kızarma, ateş ve ağrı görülür. Bu da,
    yaranın iltihaplandığına işarettir. Bu durumdaki yaralar, gereği gibi
    tedavi edilmeyecek olursa, yaradan dağılan mikroplar vücudun diğer
    tarflarına da yayılıp çok tehlikeli hastalıkara yol
    açabilir.

    Yaralanmalarda yapılacak ilk iş; akan kanı durdurmaktır. Kanı durdurmak
    için, kanayan yerin üstüne gaz bezi veya temiz bir bez
    parçası konup, iyice bastırılır. Kan bir süre sonra durur.
    Kanama durduktan sonra bez kaldırılır, yaranın üzerine bir
    parça tentürdiyot sürülüp, yara temiz bir
    gaz bezi ile sarılır.

    Kan fışkırarak akıyorsa, yaranın üzerine gaz bezi yea temiz bir
    bez parçası bağlandıktan sonra, kanayan yere bastırılır. Sonra
    ipin uçları, bir parça çubuğa bağlanıp,
    döndürüle döndürüle iyice sıkılaşması
    sağlanır. Ve hiç vakit kaybetmeden hastaneye
    götürülür.

    Yılancık

    Küçük yara veya sıyrıklardan giren mikropların neden
    olduğu ve tıp dilinde Erizipel denilen bir çeşit deri
    hastalığıdır. Halk arasında kızılyürük denir.

    Mikrop kapıldıktan bir kaç saat veya birkaç gün
    sonra; hastada ateş ve titreme görülür. Bilhassa,
    yüz, burun kanatları veya baldırlarda; çevresi kabarık,
    yaygın kızarıklık ve ağrı görülür. Bu bölge, bir
    süre sonra şişer, deri gerilir.

    Ayrıca iştahsızlık ve baş ağrısı da görülebilir.
    Yılancık ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır. Bunun için de
    iyi bir tedavi şarttır. Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir.

    Yılan sokması

    Yılan zehiri çok çabuk ve şiddetli tesir gösteren
    zehirlerdendir. Ancak, bu zehirler ağızdan alındıkları zaman
    zehirlemezler. Zehirli yılanların çoğu büyük başlıdır.
    Bazılarının başları da üç köşelidir. Uzun kıvrık
    dilleri ve çatallı dişleri vardır.

    Soktukları zaman; dişlerinin dibinde bulunan bezden salgıladıkları
    zehiri, dişin içindeki kanal vasıtasıyla, soktukları yere
    aktarırlar. Orada ağrı, şişme ve kızarma görülür. Bazı
    kimselerde de yılan zehirinin çeşidine göre, kusma,
    baygınlık, titreme, nefes darlığı, uyuklama veya kısmi felç
    görülür.

    Yılan sokan kimseye zehir bütün vücuda yayılmadan önce aşağıdaki işlemi yapmak gerekir.

    Sokulan yer kol veya bacakta ise; yaranın üst tarafına sıkı bir
    bağ yapılır. Sonra alkole bandırılmış veya ateşte kızartılmış
    bıçak, çakı veya jiletle yara kanatılır. Arkasından,
    ağzın etrafına ve dudaklara zeytinyağı sürülür.

    Sokulan yer emilip, tükürülür. Aynı işlem 3-4 kere
    tekrarlanır. Sonra madeni bir şey ateşte kızdırılıp, sokulan yer
    dağlanır. Ayrıca aşağıdaki reçetelerden biri veya bir
    kaçı uygulanır. Zehirlenme belirtileri varsa vakit kaybetmeden
    hastaneye götürmek gerekir.

    Yorgunluk

    Uzun süre çalışmaktan sonra görülen durumdur.
    Organların sürekli olarak yorgunluğu sonucu bozulmasına da
    sürmenaj denir. Gereği gibi çalışmama, isteksizlik,
    halsizlik, baş veya sırt ağrıları, hazımsızlık, huzursuzluk ve
    huysuzluk, can sıkıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar.

    En kolay tedavi, ılık duş alıp, istirahat etmektir. Sabah akşam, kol ve bacakları soğuk su ile yıkamak da çok faydalıdır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

    Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:39 pm

    Z ile başlayan rahatsızlıklar


    Zatülcenp

    Akciğerleri saran zarın iltihaplanması sonucu görülen bir
    hastalıktır. Tıp dilinde plörezi denir. Nedeni, zatürree,
    verem veya akciğer absesinden yayılan iltihaptır. Tedaviye vakit
    geçirmeden başlamak gerekir.

    Zatürree

    Halk arasında akciğer iltihabı tıp dilinde ise pnömani denir. 3 çeşidi vardır.

    - Lober Pnömoni: Pnömokok adı verilen mikropların neden
    olduğu had akciğer iltihabıdır. Mikroplu tozlar, fazla yorgunluk, soğuk
    algınlığı veya uzun süre güneşte kalmak hastalığın zeminini
    hazırlar. Hastalık ani baş ağrısı, titreme, kusma ve sırt ağrıları ile
    başlar.

    Ateş, 40 dereceye kadar yükselir. Fakat 10. günden sonra
    düşmeye başlar. Öksürük, kısa sürelidir.
    Balgam, kanlı ve yapışkandır. Hastanın yüzü kızarmış,
    dudaklarının etrafı kabarmış, cildi kuru ve dili de paslıdır. Geceleri
    kriz gelebilir.

    - Virüs Zatürreesi: Virüslerin neden olduğu bir
    çeşit zatürreedir. Ya aniden ya da bir soğuk algınlığı
    sonunda görülür. Lober pnömoniden daha hafif
    geçer. Hastalığın ateşi 39 dereceye kadar yükselir. Kendini
    son derece yorgun hisseder. Öksürüğü kuru fakat az
    balgamlıdır. Kol ve bacaklarında da ağrılar vardır.

    - Bronköpnomoni: İyi tedavi edilmeyen grip, boğmaca, bronşit veya
    kızamıktan sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. Nedeni, akciğer
    ve bronşların yer yer iltihaplanmış olmasıdır.

    Hastalık, bronşit gibi başlar, tedbir alınmazsa, 2-3 gün
    içinde ağırlaşır. Ateş sabahları 38 derece iken akşamları 40
    dereceye kadar yükselir. Hastada öksürük, cerahatli
    ve bazen de kanlı balgam görülür. Halsizdir, nefes
    almakta güçlük çeker, rengi de soluktur.

    Doktor tedavisi şarttır. Diğer tarftan, hasta istirahat ettirilir ve
    morali üstün seviyede tutulur. Yanına fazla misafir kabul
    edilmez. Ağrı olan tarafına içine sıcak su doldurulmuş şişe
    konur. Sıcak su buharı teneffüs ettirilir. Ateşi yükseldiği
    zaman da; vücudu ıslak bezle silinir. Ateş
    düşürücü ilaçlar verilmez.

    Zayıflık

    Vücut yeterli derecede beslenmezse, kilo kaybeder. Bu durum, bir
    çok müzmin hastalıklarda ve had hastalıkların hemen hemen
    hepsinde görülür. Zayıflık, belirli bir hastalıktan
    kaynaklanıyorsa, ilk önce onu tedavi etmek gerekir.

    Zihin yorgunluğu

    Aklın geçmiş olayları, öğrenilen şeyleri saklayıp, zamanı
    gelince şuur üstüne çıkarıp, hatırlaması kabiliyetine
    hafıza denir. Bu yeteneklerin geçici olarak kaybolmasına da
    zihin yorgunluğu denir.

    Zona

    Göğüs veya gövdede ya da yüzde ve gözde,
    çoğunlukla yalnız bir tarafta olmak üzere görülen
    ve sinirler boyunca yakıcı ağrılara, zona veya herpes zoster denir.

    Hastalık başladıktan birkaç gün sonra ağrıların olduğu
    yerde, bir kırmızılık ve ortasında içi su dolu
    küçük kabarcıklar görülür. Bu
    belirtiler bir hafta kadar devam eder.

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 12:40 am