A'dan Z'ye Hastalıklar ! Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

.talk4her
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

A'dan Z'ye Hastalıklar !

Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:27 pm

A ile başlayan rahatsızlıklar


Abse

İçi cerahat dolu şişliklere verilen isimdir. Vücudun her
tarafında ortaya çıkabilir. Nedeni vücuda giren
mikroplardır.

Adale romatizması

Çoğunlukla, şiddetli soğuk algınlıklarından sonra
görülen ve hareket etmenin zorlaşmasına neden olan bir
çeşit romatizmadır. Tıp dilinde Myalgia, Fibrozit denir.

Korunmak için terli çamaşırları, en kısa zamanda değiştirmek ve üşütmemek gerekir.

Adenit

Boyundaki lenf damarlarının şişmesi sonucu meydana gelen iltahaplı şişliğe adenit denir.

Ağız yaraları

Ağız yaraları, "basit" ve "derin" veya "sert kenarlı" yaralar olmak
üzere iki grupta toplanabilir. Çoğunlukla, üşütme
veya hazımsızlıktan kaynaklanır.

Yaraların etrafı, kırmızı bir çizgi ile çevrilidir.
Başlangıçta, içi su dolu kabarcıklar halindedirler.
Sonradan patlayarak etrafa yayılır ve sancılı ağrılara neden olurlar.
Çocuklarda; kızamık ve çiçek hastalıkları sırasında da aynı yaralar meydana gelebilir.

Ağrılı aybaşı hali

Tıp dilinde dysmenorrhoea/dismenore denilen bu hâl,
özellikle aybaşı kanamasının başladığı ilk gün
görülür. Bazı kimselerde, ağrılar aybaşı kanamasının
başlamasından bir kaç gün önce ortaya çıkar ve
kanamanın başlamasıyla kesilir.

Bir kısmında da kanama başlamadan, kanama görülen
günlerde ve sonraki birkaç gün içinde
hissedilir.
Bu çeşit ağrılara, çoğunlukla 18-24 yaşları arasındaki kadınlarda rastlanır.

Ağrı, göbek altında veya bacakların üst kısmında kasılmalar
şeklinde başlar. Kusma görülebilir. Yüz, sararır ve
terleme artar.

Akrep sokması

Akrep; sıcak ve nemli yerlerde yaşayan, kıvrık ve kalkık kuyruğuyla
zehirli bir iğnesi olan böcektir. Akrep soktuğunda yapılacak ilk
iş; soktuğu yerin altını ve üstünü sıkıca bağlamaktır.
Sonra; iğnenin bulunduğu yer, iki parmak arasına alınıp, kan akıncaya
kadar sıkılır ve üzerine amonyak sürülür.

Albüminüri

İdrarda, albümin bulunmasına; Tıp dilinde Albüminüri; halk arasında ise, aktutma denir.
Bir çok hastalıklarda, özellikle Böbrek hastalıklarında, idrarda albümin görülür.
Mümkün olduğu kadar süt içmeli, patates haşlaması ile muhallebiyi sofradan eksik etmemelidir.

Baharatlı yiyecekler, biber, turşu ve tuz kesinlikle terk edilmeli; kahve ve fazla miktarda su içilmemelidir.

Alerji

Vücudun, bazı madde veya hava şartlarından etkilenmesi yahut
psikolojik etkenler sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Önce, alerjiye neden olan etkenleri bulmak gerekir. Alerjinin
belirtileri de; şahsa göre değişir.

Kiminde kaşıntı, kiminde kurdeşen, kiminde astım
görülür. Hasta, eğer bazı maddelerle temasından dolayı
alerji oluyorsa, o maddenin uzaklaştırılması ile mesele kendiliğinden
çözümlenmiş olur.

Altını ıslatmak

Tıp dilinde Enuresis denir. Altına ve yatağına işeyen çocuklar;
genellikle anne ve babasından yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeyen
çocuklardır.

Hastalık, belli bir nedenden kaynaklanmıyorsa; yapılacak iş,
çocuğa ihtiyacı olan sevgiyi vermektir; ancak altını ıslatmak,
herhangi bir böbrek rahatsızlığı veya şeker hastalığından da
kaynaklanabilir. Bu nedenle doktora gitmek gerekir.

Anne sütünün azlığı

Anne sütünü artırmak için bol bol sulu gıdalar
yemek, üzüntülerden sıyrılıp bir süre dinlenmek
faydalıdır.

Anus kaşıntısı

Anus (şerç); yani sindirim kanalının doğrubağırsak denilen son
kısmındaki çıkış deliği veya çevresinde (oturak yerinde)
görülen kaşıntıların nedeni çeşitlidir.

Bunlar arasında; kılkurtları, sümüksü akıntı, basur,
çatlak, ishal veya kabızlık, egzama (mayasıl), sinir bozukluğu
veya yeteri kadar temizliğe dikkat edilmemesi sayılabilir.

Apandisit


Körbağırsağın iltahaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.

Müzmin apandisitte; kat’iyetle ilaç verilmez. Ameliyat gerekir.

Had apandisit; karnın ortasından başlayıp, sağ alt kısma yerleşen bir
ağrı ile kendini gösterir. Hazımsızlık ve gazdan şikayet edilir.
Kusma görülebilir bazen de miğde bulantısı olur.

Arı sokması

Arı; bal ve balmumu yapan fakat, iğnesiyle sokan bir böcektir.
Hassas bünyeli kimseleri soktukları zaman,onların şok
geçirmelerine neden olabilirler. Eşek arıları ise; bal arılarına
nazaran daha tehlikelidir.

Arı sokmasında yapılacak ilk iş; arının iğnesini, ucu yakılmış bir iğne
ile çıkarmaktır. Sonra arının soktuğu yerin alt ve
üstünden sıkıca boğulur. Üzerine soğuk su
dökülür.

Arpacık


Halk arasında it dirseği de denir. Doktorların Hordoleum dedikleri
hastalıktır. Göz kapağındaki herhangi bir kılın dibinde;
içi dolu bir şişlik meydana gelir.

Acı ve zonklama vardır.
Arpacıkla, hiçbir şekilde oynamayın, onu sıkmayın! Beslenmenize
önem gösterin, üzüntülerinizi bırakıp biraz
daha mutlu olmaya bakın.

Astım


Hasta, kriz geldiği zaman soluk almakta zorluk çektiğini
zanneder, gerçekte nefes vermekte zorluk vardır. Bunun nedeni
de, akciğerlerdeki küçük hava borularının
daralmasıdır. Buralardan geçen hava, ıslığa benzeyen bir ses
çıkarır, ki buna hırıltı denir.

Astım, bir kaç grup nedenden kaynaklanır. Bunların başında da
bünye gelir. Yani, bazı kimselerde baş ağrısı ne kadar tabi bir
şeyse, diğerlerinde de astım o kadar doğaldır.

Bazı kimseler, toz, kıl, yumurta, süt, aspirin,
çiçek tozu ve benzeri şeylere karşı hassastırlar. Bu
hassasiyet, astım krizleri şeklinde kendini gösterir.

Tedavi için, hastayı etkileyecek bu unsurların ortadan kaldırılması yapılacak ilk iştir.
Aşırı heyecan veya korku da astım krizine yol açabilir. Bu gibi durumlarda hastayı sakinleştirmek yapılacak ilk iştir.

Bazı kimselerde de, Had Bronşit sonucu astım krizi görülebilir. Kalp yetmezliği de astım krizine neden olabilir.

Astigmatlık

Göz yuvarlağı çaplarının düzensiz olması sonucu ortaya
çıkan bir çeşit göz bozukluğudur. Hasta; noktaları
bir çizgi halinde görür.

Çoğunlukla doğuştandır. Miyopluk veya hipermetroplukla beraber
de görülebilir. Bazı astigmatlar, baş ağrılarından da şikayet
ederler.
Tedavi için doktorun vereceği gözlüğü kullanmak gerekir.

Aşırı aybaşı kanaması


Aybaşı görme arasındaki süre normaldir. Fakat kanama
çoktur ve normal süresinden fazla devam eder. Nedenleri
çeşitlidir rahimde ur, rahim çarpıklığı, yorgunluk, sinir
bozukluğu, ateşli hastalıklar veya evlilik hayatındaki uyuşmazlıklardan
kaynaklanabilir.

Ateş

Vücut sıcaklığının yükselmesine ateş denir. Vücut
sıcaklığı bedenin her yerinde aynı değildir. Örneğin; termometre
ağıza konulduğunda görülen ısı, koltuk altına konulduğunda
gösterdiği ısıdan 0,5 derece daha düşüktür.

Diğer taraftan, vücut ısısı gün boyunca da 0,5 derece oynar.
Sabahın erken saatlerinde ısı düşük, akşam saatlerinde
yüksektir. Vücut ısısı 36,2 - 37,5 arasında ise normaldir.

Ateşle birlikte; üşütme, titreme, baş ağrısı, bunalma,
huzursuzluk, vücut kırgınlığı, iştahsızlık, kabızlık, sayıklama,
havale veya koyu renkli idrar çıkarmada görülebilir.

Ateşin nedeni, genellikle soğuk algınlığı, grip, bademcik iltihabı,
boğaz ağrısı, bronşit, sinüzit, kulak iltihabı, bağırsak iltihabı
veya böbrek hastalıklarından biri olabilir. Bu nedenle tedaviden
önce nedeni tespit etmek gerekir.

Ayak ağrıları


Ayak ağrıları; çoğunlukla yorgunluk, bağ yerlerinin burkulması,
fazla kilo almak veya bazı hastalıklardan kaynaklanabilir. Önemli
bir hastalıktan kaynaklanmayan ağrılarda yapılacak masaj ve dinlenme
çok faydalı olur.

Ayak burkulması

Yürürken, koşarken veya atlarken ayak kaslarının beklenmedik
bir durumla karşılaşması sonucu görülür. Burkulmadan
hemen sonra ağrı, şişme ve morarma olabilir.

Ayak çıbanı

Ayak derisindeki ter bezleri ve kıl keselerinin mikroplanması sonucu
ortaya çıkar. Çıban yerinde, ilk önce sert ve
kırmızı bir kabartı belirir. Ağrı vardır. Sonra iltihaplanır.
Çıbanı sıkmamak gerekir.

Ayak şişmesi

Ayak şişmesi; uzun süre ayakta durma, dolaşım sisteminin yetersiz
olması, gebelik, uzun süre hareketsiz kalma veya incinme, burkulma
sonucu ortaya çıkar.

Ayak terlemesi

Ayakların normalden fazla terlemesi genellikle ter bezlerinin aşırı
derecede çalışmasından kaynaklanır. Diğer taraftan, kalın
çorap giymek, ateşli bir hastalık veya normal vücut
sıcaklığının düşmesi de ayak terlemesine neden olabilir.

Aybaşı düzensizliği

Aybaşı kanaması normal olarak 2-7 gün sürer. Normal olarak 28
günde bir görülen aybaşı kanaması, bazı hallerde
vaktinden önce veya sonra da görülebilir. Nedeni; asabi
krizler, hormon dengesizliği veya bünye zayıflığı olabilir.

Aybaşı kanaması azlığı

Aybaşı kanının normal miktarı; sağlam kadınlarda 7-77 gram arasında
değişir. Çoğunda 27-75 gram arasındadır. Ortalama miktar 50 gram
kabul edilir.

Aybaşı kanının yukarıda belirtilen miktarlardan az olması, çoğunlukla ruhsal durumla veya kansızlıkla ilgilidir.

Aybaşı kanamasının gecikmesi

Normal olarak zamanı geldiği halde aybaşı kanaması başlamazsa; gebelik,
kansızlık, tiroid veya karaciğer hastalıkları akla gelebilir. Ayrıca
yorgunluk, sinirlilik veya adetten kesilme de
düşünülebilir.

Aybaşı kanamasının uzun sürmesi

Normal aybaşı kanaması 2-7 gün devam eder. Bazı kimselerde bu
süre uzar. O zaman rahimde ur veya kist olduğundan,
yumurtalıkların üşütülmüş olmasından, sinir veya
kalp hastalığından şüphe edilir.

Tedaviye geçmeden önce esas nedeni bulmak gerekir.
Önemli bir durum yoksa aşağıdaki reçetelerden arzu edilen
uygulanır.

Aybaşı kanaması yokluğu

Genç bir kız buluğ çağına geldiği halde, aybaşı
görmeye başlamamışsa, aybaşı yokluğundan söz edilir. Bu durum
karaciğer hastalıklarından, kansızlıktan veya tiroit bezi bozukluğundan
kaynaklanabilir.

Öncelikle nedeni bulmak gerekir.
Normal aybaşı gören kadının da; kansızlık, karaciğer
rahatsızlıkları, beslenme bozuklukları, veya tiroid bezi hastalıkları
sonucu aybaşı kanamaları kesilebilir.

Öte yandan aybaşı yokluğu, gebeliğin veya menapozun işareti olabilir.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:28 pm

B ile başlayan rahatsızlıklar

Bademcik iltihabı

Bademciklerin iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir. Bademcikler
şiş, kırmızı ve yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı
görünümdedir.

Yutkunma sırasında ağrı yapar. Hastada kırıklık, baş ağrısı ve
vücut ağrıları vardır. Hastalık birdenbire üşütme ve
ateş ile başlar.

Gereği gibi tedavi edilmezse orta kulak iltihabı, böbrek iltihabı, romatizma ve kalp hastalıklarına neden olabilir.

Bağırsak gazı

Bağırsaklarda hissedilen şişkinlik, bağırsak gazından kaynaklanır.
Nedeni, bağırsakları besleyen bezlerin yeteri kadar çalışmaması,
yemek yerken fazla hava yutma veya sinir bozukluğudur.

Bağırsak iltihabı

Beslenme bozuklukları, soğuk veya sıcak içecekler veya
kullanılan bazı ilaçlar, hastalığın nedenleri arasındadır. Tıp
dilinde kolit denir.
Tedavide rejim ve istirahat esastır.

Yenmemesi gerekenler Lahana, karnıbahar, kabak, domates, yağlı et
suları, yağlı et ve balıklar, konserveler, av etleri, pastırma, sucuk,
salam, börek, taze ekmek, bütün baharatlar, alkol.

Yenilmesinde sakınca olmayanlar un veya sebze çorbaları, yağsız
ızgara etler, yoğurt, patates püresi, pilav, beyaz peynir ve sebze
yemekleri.

Bağırsak kanaması

Önemli bir hastalığın işareti olabilir. Önce kanamanın
nedenini tespit ettirmek gerekir. Kısa sürede kesilmeyen
kanamalarda mutlaka doktora başvurmak gerekir.

Bağırsak solucanları

Bağırsak solucanları, insan vücudunda a***** olarak yaşarlar.
Bunlara bağırsak kurtları da denir. Genellikle 5 grupta toplanırlar.

- Yuvarlak kurtlar
- Kıl kurtları
- Kamçı kurtları
- Kancalı kurtlar
- Şerit

Balgam

Sümüksü, cerahatli veya kanlı görünüşte bir maddedir. Bronşitin işareti olabilir.

Basur

Son bağırsakta bulunan siyah kan damarlarının genişleme, şişme ve
kanamalarına; halk arasında basur, tıp dilinde hemoroid denir. Başka
bir hastalığın da belirtisi olabilir.

Kabızlık, hamilelik, şişmanlık, soğuk yerlerde fazla oturma, alkol
alışkanlığı ve son bağırsaklardaki bazı hastalıklar, basura neden olur.
Basurlar iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır.

İç basur; makatın içinde meydana gelen basurlara verilen
isimdir. Dış basur; makatın dışında, küçük, yuvarlak,
eflatuni renkte tümörlerdir.
Tedavide ilk şart, kabızlığı gidermektir.

Baş ağrıları

Baş ağrıları çeşitli nedenlerden kaynaklanır. Bunlar; şöyle sıralanabilir.

- Aşırı yemekten sonra görülen veya açlıktan kaynaklanan baş ağrıları.
- Göz, kulak veya burun hastalıklarından kaynaklanan baş ağrıları
- Ateşli hastalıkların neden olduğu baş ağrıları
- Alkol kullanmanın neden olduğu baş ağrıları
- Kafa bölgesinde meydana gelen, kırık, ezik, çatlak veya sarsıntılardan kaynaklanan baş ağrıları
- Beyin urlarının neden olduğu baş ağrıları
- Kahve tiryakilerinde kahvesizlikten doğan baş ağrıları
- Kabızlık çekenlerde görülen baş ağrıları
- Saralılarda görülen baş ağrıları
- Çikolata, sarımsak, lahana, yeşil biber, kuru yemiş yedikten sonra görülen, alerjik baş ağrıları
- Menenjit hastalığının neden olduğu baş ağrıları
- Fazla miktarda şekerli yiyecek yemekten doğan baş ağrıları
- Diş hastalıklarının neden olduğu baş ağrıları
- Fazla çalışma ve ruhi çöküntülerin neden olduğu baş ağrıları

Baş ağrılarının gerçek nedenini bulabilmek için mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Başdönmeleri

Hasta, kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta
döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş
dönmelerinin nedenleri çeşitlidir. Bunlardan başlıcaları
şunlardır

- Kulak ağrısı
- Araç tutmaları
- Ani hava değişimi
- Bazı göz hastalıkları
- İlaç zehirlenmeleri
- Düşük veya yüksek tansiyon
- Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları
- Kansızlık ve kan hastalıkları
- Mikrobik hastalıklar
- Beyin hastalıkları
- Sara ve bazı ruh hastalıkları

Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin
tespit edilmesi gerekir. Baş dönmelerine yapılacak ilk iş; hemen
oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır.
Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.

Bayılmalar

Geçici olarak uyanıklık halinin kaybolmasına halk arasında
bayılma tıp dilinde senkop denir. Bu durumda beyin hücrelerine
giden oksijen azalmıştır.

Bayılmanın nedeni; yorgunluk, uzun süre ayakta kalmak, ani
heyecanlar, tansiyon yüksekliği, gebelik, kansızlık, damar
sertliği ve kalp hastalıklarıdır.

Bayılmadan önce baygınlık hissi gelir. Sonra yüz kül
rengini alır. Arkasından da terleme, çarpıntı, göz
kararması ve baş dönmesi görülür.

Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş hastayı hemen yatırmak, elbise ve
çamaşırlarını gevşetmektir. Sonra yüzüne su serpilir
ve amonyak koklatılır.

Bel ağrısı

Esaslı bir hastalıktan kaynaklanmayan bel ağrıları, çoğunlukla
yorgunluk sonrası görülür. Dinlenmekle geçer.
Uzun süren bel ağrılarında mutlaka doktora görünmek
gerekir.

Bel gevşekliği

Cinsel ilişki sırasında, meninin vaktinden önce boşalmasına
verilen isimdir. Halk arasında erken boşalma. Tıp dilinde ise
ejakulasyon denir. Nedeni çoğunlukla ruhsaldır.

Tedaviye sinirleri dinlendirmek, açık havada dolaşmak, sabah
akşam ılık banyo yapmak ve hazmı kolay şeyler yemekle başlanır.

Belsoğukluğu

Tıp dilinde gonore denilen bir çeşit zührevi hastalıktır.
Cinsi münasebetle bulaşır. İdrar yollarında acıma, yanma, şişlik
ve akıntı ile belirir.

Akıntı cerahatlıdır. Bu cerehat ellere bulaşacak ve eller de
gözlere sürülecek olursa, körlüğe neden
olabilir.

Kadınlarda da, beyazımtırak cerahatlı akıntı, sık sık idrara gitme, idrar yaparken ağrı ve yanma ile kendini gösterir.

Üreme organlarında akıntı görüldüğünde,
mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde kendisinde bel soğukluğu
görülen, bu hastalığı cinsel ilişkide bulunduğu herkese
bulaştırır.

Boğaz ağrısı

Havasızlıktan, toz, sigara içmek, burun tıkanıklığı, dişeti iltihabı gibi nedenlerden kaynaklanır.

Boğaz iltihabı

Tıp dilinde farenjit veya anjin adı verilen bu hastalığın nedenleri;
nezle ve grip gibi ateşli hastalıklarla, havadaki zararlı maddeler,
sinüzit, alkol veya sigaradır.

Yapılacak ilk iş; istirahat etmektir. Mümkün olduğu kadar az konuşmak da yararlıdır.

Boğmaca

Bulaşıcı bir hastalıktır. Tıptaki adı Pertussis'dir. Çoğunlukla
1 ila 4 yaşları arasındaki çocuklarda çok
görülür. Ortalama olarak 4-6 hafta devam eder.

Hastanın burnu akar, nöbet halinde gelen öksürük görülür. Bazen kusmaya neden olur.
Tedavi için kesin yatak istirahati şarttır. Hastaya sık sık fakat az miktarda yumuşak yiyecekler verilmelidir.

Boyun tutulması

Soğuk almaktan, boynun çarpık durumda bir süre kalmasından veya nezleden kaynaklanır.

Böbrek ağrısı

Böbrek ağrısının nedenleri çeşitlidir. Bunlar arasında
böbrek taşı, böbreklerden idrar akışının tıkanıklık nedeniyle
düzensizliği, böbrek uru, böbreklerden çıkan
zehirli atıkları mesaneye taşıyan borularda taş, ur veya kan pıhtısı,
böbrek apsesi olabilir.

Ağrılar sırasında terleme ve kusma da görülebilir.

Böbrek iltihabı

Böbreklerin iç kısımlarının iltihaplanmasıdır. Tıp dilinde piyelonefrit adı verilir. İki çeşiti vardır

- Akut Böbrek İltihabı Ani olarak ortaya çıkan, titreme,
kaburga altlarında ve yanlarında başlayıp, kasıklara kadar yayılan bir
ağrı ile kendini gösterir. Sık sık idrara gitmek ihtiyacı duyulur.
İdrar çıkarken de yanma ve ağrı hissedilir. İlk önlem
olarak belin iki yanına sıcak su torbası konur. Bol su, limonata ve
açık çay içilir.

- Kronik Böbrek İltihabı Akut böbrek iltihabının gereği gibi
tedavi edilmemiş olması, kronik böbrek iltihabının başlıca
nedenidir. Hastada iştahsızlık, ateş, halsizlik, baş ağrısı, ağrılı
idrar etme ve bel ağrıları görülür.

Yapılacak ilk iş, bol bol meyva suları içmek ve aşağıdaki
reçetelerden birini uygulamaktır. Ayrıca tuz ve hayvani gıdalar
azaltılmalıdır.

Böbrek kumu

Yeterince su içilmemesi, A vitamini eksikliği, böbrek
üstü bezlerinin fazla çalışması ve bazı böbrek
hastalıkları, böbreklerde kum birikmesine neden olur.

Böbrek taşı

İdrarda bulunan oksalat billurlarının meydana getirdiği böbrek
taşları, kum tanesi kadar olabildiği gibi pinpon topu
büyüklüğünde de olabilir. Ufak taşlar
böbrekten kolaylıkla çıkabilr.

Büyükler ise böbreklerden mesaneye giderken şiddetli ağrılara neden olur.

Göğsün yukarı ve ön kısmında, kaburgaların altında, ani
ve kıvrandırıcı ağrı hissedilir. Terleme ve kusma da
görülebilir. İdrarın rengi bulanık ve bazen kanlıdır.

Böcek sokması

Böceğin ısırdığı yerde şiddetli kaşıntı, kızarıklık ve şişlik
görülür. Böceğin zehirli olabileceğini
düşünerek aşağıda tarif edilen işlem yapılır.

Vakit kaybetmeden böceğin soktuğu yerin alt ve üstünden
sıkıca bağlanır. Sonra böceğin soktuğu yer iki parmak arasına
alınıp, sıkılır ve zehirli kanın akması sağlanır.

Bronşit

Akciğerlere giden havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanmasıdır. Akut ve kronik olarak iki gruba ayrılır.

- Akut Bronşit Genellikle grip, kızamık, boğmaca veya tifo gibi
hastalıklar sırasında görülür. Sisli ve soğuk havalarda
çok rahatsız olurlar.

Hastalığın başlangıcında kuru ve ağrılı öksürük, az
yapışkan balgam, sonraları sümüksü cerahatli balgam ile
hafif ateş ve halsizlik görülür. Mutlaka tedavi edilmesi
gerekir.

- Kronik Bronşit Bu çeşit bronşitte; havayollarını yağlayan
bezler büyümüş, iç yüzlerinde bulunan
tüyler görevini yapamaz olmuştur. Mutlaka tedavi edilmesi
gerekir.
Her iki bronşitte de yapılacak ilk iş sigarayı bırakıp istirahat etmektir.

Burkulmalar El ve ayak bilekleri herhangi bir kaza sonucu burkulabilir.
Bu gibi durumlarda, bilekte ağrı ve şişme görülür.
Yapılacak ilk iş, burkulan yeri rahat bir duruma sokmaktır.

Burun ahtapotu

Burunda et büyümesinden kaynaklanan bu hastalığa tıp dilinde
adenoid ve polip denir. Hastanın burnundan soluması
güçleşir. Daha çok ağzından nefes alıp verir.

Burun akıntısı

Burun akıntısının nedeni; nezle, saman nezlesi, sinüzit,
müzmin nezle, alerjik burun iltihabı veya burna herhangi birşey
kaçmış olmasıdır. Ayrıca kızamık başlangıcında da
görülür.

Burun kanaması

Çeşitli nedenlerden kaynaklanan burun kanamalarına tıp dilinde
epistaksis denir. Genç erkeklerde genellikle ergenlik
dönemlerinde, genç kızlarda ise, çoğunlukla aybaşı
kanamaları sırasında görülür.

Bir de; yüksek tansiyonun neden olduğu burun kanamaları vardır.
Gençlerde görülen ve önemli olmayan burun
kanamaları çok kolay durdurulur ve korkulacak bir şey yoktur.

Tansiyon yüksekliğinden kaynaklanan ve genellikle orta yaşlarda
görülen burun kanamalarını durdurmak ise biraz zordur.

Yapılacak ilk iş hastayı hemen oturtmak, başını öne doğru
hafifçe eğip, burnunun kanayan deliğini on dakika kadar
bastırmak, bu sırada ağızdan nefes almasını ve yutkunmasını
söylemektir.

Burun tıkanıklığı

Saman nezlesi ve sinüzitte görüldüğü gibi, başka bir hastalığın da belirtisi olabilir.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:28 pm

C - Ç ile başlayan rahatsızlıklar


Cinsel soğukluk

Tam manasıyla tatmin olamayan kadının cinsel ilişkiye gereği gibi cevap
vermemesine; tıp dilinde firijidite denir. Nedeni daha çok
ruhsaldır.

Çarpıntı

Tıp dilinde palpitasyon denilen çarpıntının nedenleri
çeşitlidir. Bir kalp hastalığı söz konusu değilse; fazla
sigara içmek, alkol, yorgunluk, sinirlenmek, kansızlık,
hazımsızlık, çay, kahve veya zehirlenmelerden kaynaklanabilir.

Çıbanlar

Derideki kıl keseleri veya bezlerinin hastalanması sonucu ortaya
çıkan sızıntılı, ıslak kabarcıklara çıban denir.
Katiyetle sıkılmamaları gerekir.

Çıkıklar

Kemiklerden herhangi birinin oynak yerinden kısmen veya tamamen
ayrılmasına çıkık denir. Bu durumda yapılacak ilk iş doktora
gitmektir.

Çiçek hastalığı

Tıp dilinde variola denilen bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık şiddetli
titreme ve 41 derece ateşle ortaya çıkar. Hastalık mikrobunun
vücuda girmesiyle ortaya çıkması arasında geçen
süre 10-14 gündür.

Hasta istirahat ettirilir , başkaları ile görüşmesi
yasaklanır. Doktorun tavsiyelerine uyulur. Bol su ve şerbet
içirilir.

Çiller

Çoğunlukla beyaz tenli, kırmızı saçlı kimselerde
görülen çiller, yüze serpilmiş ufak lekeler
halindedir. Nedeni; cildin güneşe karşı gösterdiği tepkidir.

Olgunlaşmış çillerin yok edilmesi mümkün değildir.
Ancak koruyucu önlemler alınır. Yüzünde çil
olanların güneşte fazla durmamaları ve yüzlerini sık sık
yıkmaları tavsiye edilir.

Çocuk felci

Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle
neticelenen bir hastalıktır. Tıp dilinde poliomelitis denir.

Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür. Nedeni bir
çeşit virüstür. Lağım sularının yiyeceklere bulaşması,
sineklerin taşıdığı mikroplar, hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve
burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır.

Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi
büyükler de yakalanabilir. Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21
gün içinde ortaya çıkar. Hastada ateş, baş ağrısı,
boğaz ağrısı, kusma, yorgunluk, boyunda kasılma, ve sırt ağrıları
vardır.

Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa,
özellikle kol ve bacaklarda felç görülür.
Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak
gerekir. Çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya
Sabin aşısı yaptırmak gerekir.

Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk
aşıdan 2 ay sonra, üçüncüsü, ikinci aşıdan 6
ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır. Tedavi için
mutlaka doktora başvurmak gerekir.

Çocuklarda gelişme bozuklukları

Çocuklarda görülen gelişme bozukluklarının çoğu
kötü beslenmeden kaynaklanır. Bunun yanı sıra;
geçirilen bir hastalıktan kaynaklanan veya irsi olarak da
gelişme bozukluğu görülebilir. Nedeni test etmek için
doktora başvurmak gerekir.

Çok uyumak

1 ila 4 yaşları arasındaki çocukların; geceleri 13, öğleden
sonra da 2 saat olmak üzere, günde 15 saat uyumaları,
sıhhatli büyümelerini sağlar.

5 ile 7 yaşları arasındaki çocuklara ise, geceleri 11-13 saat uyku yeterlidir.
8-14 yaşları arasında 9-11 saat; 15 yaşından sonra da 8 saat uyku yeterli gelir.
20 yaşını geçenlere 6-8 saat gece uykusu yeterlidir.

Çürükler

Cilt yırtılmadan altındaki bir kılcal damarda görülen kanama
halk arasında çürük denir. Tıp dilinde ise ekimoz
denir. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş,
çürüğün üzerine soğuk su ile kompres
yapmaktır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:29 pm

D ile başlayan rahatsızlıklar


Dalak hastalıkları

Karın boşluğunun solunda, midenin arka tarafında bulunan dalak; eskimiş
kırmızı kan hücrelerini yok eder, gerektiği zaman da yeni kırmızı
kan hücreleri imal eder.

Sıtma ve tifo gibi bulaşıcı hastalıklar veya kansızlık sonucu dalak hastalanabilir.

Damar sertliği

Vücuttaki kan damarlarının bir kısmının veya tamamının sertleşmesi
sonucu, esnekliklerini keybetmesine; halk arasında damar
kireçlenmesi tıp dilinde ise Arterio Skleroz veya Atheremo denir.

Nedeni, kan damarlarının iç kısımlardaki hücrelerin
esnekliğini kaybedip, zayıflaması veya kandaki yağlı maddelerin
birikinti yaparak, damarı darlaştırmasıdır.

Belirtileri baş dönmesi, baş ağrısı, titreme, yürürken
sendeleme, düşünme ve öğrenme gücünde
zayıflama, sinirlilik veya damarın sertleştiği bölgelerde ağrılar
görülür.

İlk belirtiler görüldüğünde önlem alınacak
olursa, korkulacak bir şey yoktur. Hastanın neşe ve cesaretini
kaybetmemesi ve doktorun tavsiyelerini yerine getirmesi iyileşmede
atılacak ilk önemli adımdır.

Damar sertliği teşhisi konan kimse, perhiz yapmalı, alkol ve sigara
gibi keyif verici maddeleri bırakmalı, yumurta, tereyağı ve benzeri
yiyecekleri terk etmeli, tuzu da azaltmalıdır.

Ayak damarlarında meydana gelebilecek herhangi bir hastalığı
önlemek için de dar ayakkabı giymekten kaçınmalıdır.

Deri iltihabı

Çoğunlukla kullanılan sabun, deterjan, boyalar ve bazı bitkilerin neden olduğu bu hastalığa tıp dilinde Dermatit denir.

Tedaviye deride iltihaplanmaya sebep olan şeyi belirleyip, onu terk etmekle başlanır.

Deri kanseri

Deri üzerinde ufak bir şişlik veya bir türlü iyileşmeyen
bir yara şeklinde başlayabilen bir çeşit kanserdir. Şişlik,
başlangıçta ufak bir yumru şeklindedir.

Bir süre sonra aynı yer açılır ve yara haline
dönüşür, sonra kabuk bağlar. Bu gibi durumlarda
telaşlanmamak; ancak acele etmek gerekir. Erken tedavi edildiği
takdirde iyileşir.

Deri kuruluğu

Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de
çatlak görünümdedir. Merak edilecek bir durum
yoktur. Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu
geçirir.

Deri lekeleri

Deride görülen esmer lekelere "Karaciğer lekeleri", beyaz
lekelere de "Vitligo" adı verilir. Bunlar merhem veya kremlerle
gizlenebilir.

Dil büyümesi

Kısa süreli dil büyümelerinde aşağıdaki reçeteler
kullanılır. 2-3 günde geçmeyen dil büyümesinde,
doktora başvurmak gerekir.

Dil felci

Sinir sistemindeki bir bozukluktan dolayı, dil gücünün kaybolmasıdır. Doktor tarafından tedavi edilmesi gerekir.

Dil iltihabı

Tıp dilinde Glossit denilen bu iltihaplanmanın nedeni,
çürük dişler, dişeti iltihabı, sigara, çok
sıcak veya çok soğuk şeyler yemeyi alışkanlık haline getirmiş
olmaktır.

İhmal etmemek gerekir. Çünkü dil kanseri veye dil
ülseri belirtisi de olabilir. Mutlaka doktora başvurmak gerekir.

Yapılacak ilk iş, sigarayı bırakmak, çürük dişleri
tedavi ettirmek, ve kötü alışkanlıkları terk etmektir.

Dil ülseri

Dilde görülen; etrafı kırmızı, içi su dolu
küçük kabarcıklar, dil ülserinin belirtisi
olabilir. Derin ve sert kenarlı dil yaralarında, mutlaka doktora
başvurmak gerekir. Diğer dil yaraları, hazımsızlık veya gripten
kaynaklanabilir.

Diş ağrısı

Diş ağrısı; dişin çürümesi, minesinin aşınması,
dişetlerinin iltihaplanması veya bunlara benzer nedenlerden kaynaklanır.

Dizanteri

Bulaşıcı ve salgın bir hastalıktır. Hastada, ishal
görülür. Dışkısı kanlı ve
sümüklüdür. İştahsızlık karın ağrısı ve ateş de
vardır Su veya besinlerle bulaşır. İki çeşit dizanteri vardır.

- Amipli Dizanteri Vücuda mikrop girmesinden 10-21 gün sonra
hastalık belirtileri ortaya çıkar. Hastada kanlı ishal, ateş,
karın krampları, kilo kaybı, ve halsizlik görülür.

- Basilli Dizanteri Mikrobun vücuda girmesinden 2-7 gün sonra
belirtileri ortaya çıkar. Hastalığın salgın halini almasında
kara sinekler başrolü oynar. Hastada; kanlı ve balgam kıvamında
ishal, karın ağrısı, halsizlik ve ateş görülür.

Yapılacak ilk iş; hastayı, sağlamlardan ayırmaktır.

Doğum sancıları

Doğum sancıları; doğumun habercisidir. Başlangıçta 20 dakikada
bir gelen doğum sancıları, daha sonra sıklaşır ve her seferinde
döl yatağı kasılıp, sertleşir.

Sancılar sırasında kanama görülmezse korkulacak bir şey yoktur.

Dolama

Şeytan tırnağı veya parmağa iğne ya da kıymık batması sonucu, tırnak
dibinde meydana gelen iltihaplanmaya; halk arasında dolama, tıp dilinde
paronychia denir. Başlangıçta kırmızı bir benek halindeyken daha
sonra içi dolu sivilceye dönüşür.

Dolama, kan zehirlenmesine neden olabilir. Bu nedenle ihmal edilmeden
doktora başvurmak gerekir. Alkol pansumanı veya sıcak su kompresi
çok faydalıdır.

Donmalar

Üşümenin en ağır şekline donma denir. Donan kişiyi birdenbire
ısıtmamak gerekir. Böyle durumlarda yapılacak ilk iş; vücuda
bir battaniye sarıp, ılık bir yere taşımak; orada başı hafif geriye
doğru olmak üzere sırtüstü yatırmak, kol ve bacaklarını
soğuk su ile iyice ovmaktır. Limonsuyu ile masaj yapılabilir.

Dölyolu akıntısı

Halk arasında beyaz akıntı; tıp dilinde ise; Gleet denilir. Arasıra
görülen beyaz akıntı pek önemli değildir.
Çünkü üşütmek, ruhi bunalım, uzun süren
bir hastalık veya yüksekçe bir yerden düşmekten
kaynaklanabilir.

İç çamaşırında krem rengi beyazlıkta bir leke
görülür. Kuruduğu zaman kahverengiye çalan sarı
bir renk alır. Önce beyaz akıntının nedenini bulmak gerekir.

Dudak çatlaması

Dudaklar, güneş veya soğuk havanın tesiriyle çatlayabilir. Endişe edilecek bir durum yoktur.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:29 pm

E ile başlayan rahatsızlıklar


Egzama

Mayasıl diye bilinen egzama, derinin sulanması ile meydana gelen bir
iltihaptır. Tıp dilinde; Erythema pernio denir. Kaşıntı ve kızartı ile
ortaya çıkar. nedeni; ruhsal olabileceği gibi alerjik tepkiler
veya deriyi tahriş eden maddeler de olabilir.

Bazı kimselerde de ırsidir. Vücudun hemen hemen her yerinde
görülebilir ve bulundukları yere göre isimlendirilirler.

Tedavinin ilk prensibi; üzülmemek ve egzamalı yerleri
kaşımamaktır. Ayrıca, su ve sabunlu sudan olduğu kadar uzak kalmak da
gerekir. Su yerine permanganatlı su ve rivanollu su kullanılır. Perhiz
yapılır. Acılı, baharatlı ve yağlı yenmez.

Ekstrasistol

Kalbin normal atışlarına, fazladan atış eklenmesine Ekstrasistol bir
başka deyişle fazladan atış denir. Kalbin bir atışı, vaktinden
önce olur.

Sonra, bir süre atış olmaz. Bu atışlar, tek tek veya arka arkaya
meydana gelir. Kalp hastalıklarında görüldüğü gibi;
fazla sigara, içki içmek; heyecanlanmak ve hazmı
güç yemeklerden sonra da görülebilir.

El ve ayak titremeleri

Hafif el ve ayak titremeleri; daha ziyade nevroz, isteri ve nevrastenide görülür.

Enfarktüs

Kalbi besleyen büyük damarlardan birinin aniden tıkanması
sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Enfarktüs krizi
geçiren hasta; kalp bölgesinde ani bir ağrı hisseder.

Bütün benliğini ölüm korkusu sarar. Nefes almakta
zorluk çeker. Yapılacak ilk iş, hastanın 45 derece bir meyille
oturmasını sağlamaktır.

Sonra; vakit geçirmeden doktor çağrılır. Enfarktüs
krizini atlattıktan sonra kesin istirahat ve doktorun dediklerine uymak
şarttır.

Ergenlik sivilceleri

Ergenlik yaşındakilerin yüz, omuz, sırt ve karınlarında
görülürler. Siyah noktalar, beyaz benekler, kırmızı veya
mor lekeler halindedirler.

İçleri cerahat dolu bu sivilcelere; akne de denir. nedeni; yağ bezlerinin tıkanmış olmasıdır.
Ergenlik sivilceleri kendiliğinden kaybolur. Sıkmamak, oynamamak gerekir.

Tedavinin ilk şartı sabırdır. Yüzü günde 3-4 kere
kükürtlü sabunla yıkamakta fayda vardır. Bu arada
baharatlı yiyecekleri ve çikolatayı terketmek gerekir.

Ezikler

Eziklerde yapılacak ilk iş; eziğin üzerine buz koymak veya soğuk
su ile kompres yapmaktır. Ayrıca; dışarı kan çıkmışsa, önce
oksijenli su ile temizlenir. Aşağıdaki reçetelerden de
faydalanılır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:30 pm

F ile başlayan rahatsızlıklar


Fazla terlemek

Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin
çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz,
raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da
fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl
nedenini bulmak gerekir.

Felç

Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas
gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya
inme denir. Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Hafif
ve ağır olmak üzere iki şekli vardır.

Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.

Ferç kaşıntısı

Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl
yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir. Ayrıca, böyle bir neden
olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de
kaşıntıya neden olabilir.

İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan
ferç kaşıntılarında; bunları kullanmamakla şikayet ortadan
kalkar.

Fıtık

Vücudun herhangi bir organının; genellikle bağırsağın, kaslar
arasındaki zayıf bir noktadan dışarı çıkmasına fıtık denir.
Fıtık olan yerde, şişlik görülür.

Öksürünce veya ıkınınca büyür. Ağır işler
yapmaktan, öksürmekten ve ıkınmaktan, hoplayıp zıplamaktan
kaçınmak gerekir. Ameliyat olunmayacaksa, fıtıkbağı kullanmak
faydalıdır.

Fil hastalığı

Özellikle bacakların şişip, genişlemesi şeklinde ortaya
çıkan bu hastalığa halk arasında gelincik, tıp dilinde
elefantiasis denir. Nedeni lenf kanamalarının iltihaplanıp, şişmesidir.

Fistül

Çoğunlukla anüs yakınında meydana gelen, içi cerahat
dolu, ufak, kırmızı ve akıntılı bir şişliktir. Etrafında ağrı vardır.
Tedavi edilmedikçe geçmez.

Frengi

Zührevi bir hastalıktır. Bulaşıcıdır. Tıp dilinde sifilis denir.
Frengili kadının doğurduğu çocuğa, doğuştan geçmesi şekli
istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer.
Mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra belirtilerini
göstermeye başlar.

Mikrobun vücuda girdiği yerde, yani erkeklerde peniste, kadınlarda
******da Şankr adı verilen bir yara meydana gelir. Bu yara dudakta,
xxx ucunda, makatta veya parmaklarda da görülebilir. Zamanla
akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve sertleşir.

Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş
ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve
iştahsızlık, görülmeye başlar. 6 ay sonra ise, mikrop
vücudun belli başlı organlarına oturur. Tedaviye en kısa zamanda
başlanması gerekir.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:30 pm

G ile başlayan rahatsızlıklar


Gastrit

Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu
ortaya çıkan bir hastalıktır. Mide iltihabı veya mide nezlesi de
denir.

Hazırlayıcı nedenler Ağır yemekler, fazla kuru veya sert yiyecekler,
hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol, fazla
miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin
düzensiz olması, çabuk çabuk ve çiğnemeden
yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli hastalıklar, karaciğer veya
safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları veya romatizmadır.
Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.

Belirtileri Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık,
aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk
görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı
hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar
aylarında artar.

Tedavisi Perhiz ve istirahat şarttır. Hastalığı doğuran nedenler
ortadan kaldırılır. Hafif yiyecekler yenir. Aspirin gibi ilçlar
kullanılmaz. Yemekler, yavaş yavaş ve çok çiğnenerek
yenir.

Gazlar

Midede veya bağırsaklarda gaz birikebilir. Nedeni; hava yutmak veya mide hastalıklarıdır.

Gece körlüğü

Beslenmedeki A vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır. Hasta; alacakaranlıkta gereği gibi göremez.

Geğirmek

Çoğunlukla sinirli kimselerde görülür. Bunlar
yemeklerde haddinden fazla hava yutarlar. Ayrıca geğirme mide veya
safra kesesi hastalıklarının bir belirtisi olabilir. Bu nedenle esas
nedeni tespit etmek gerekir.

Gevşek penis

Erkeklik organının sertleşmemesi, sağlık durumunun bozukluğundan
kaynaklanır. En önemli neden sinir bozukluğudur. Kendine
güvenememe, yorgunluk, içki, şeker hastalığı, uyuşturucu
madde alışkanlığı da diğer nedenler arasında sayılabilir.

Tedavinin ilk şartı; kötü alışkanlıkları bırakmak, kendine
güvenmek, temiz havada dolaşmak ve yeterince gıda almaktır.

Gıda zehirlenmeleri

Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür.

Belirtileri Hasta solumakta, yutkunmakta güçlük
çeker. Kaslarında ağrı ve kramplar vardır. Baş dönmesi,
halsizlik, mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet
eder.

Bazı hastalarda kabızlık, bazılarında da ishal görülür.
Yapılacak ilk iş, hastayı kusturmaktır. Gerekiyorsa sunni solunum da
yapılır. Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür.

Göğüste su toplaması

Tıp dilinde sulu zatülcemp denilen hastalıktır. Akciğerlerin
etrafını saran zarın iltihaplanması sonucu meydana gelir. Zarın iki
yaprağı arasına su toplanmıştır.

Nedeni; şiddetli soğuk algınlığı, bronşit, böbrek hastalıkları
veya kulak iltihaplarıdır. Göğsün yan taraflarında şiddetli
ağrı hissedilir. Bunlara bastırıldığı zaman ağrı şiddetlenir. Nefes
darlığı vardır. Yatak istirahati ve doktor tedavisi şarttır.

Göz ağrısı

Göz ağrısının nedenleri çeşitlidir. Az ışıkta
çalışmak sonucu gözlerin yorulması, gözdeki herhangi
bir kısmın iltihaplanmış olması, göze yabancı bir cisim
kaçmış olması, sinüzit, yarım başağrısı, grip, nezle ve
ateşli hastalıklar göz ağrısına neden olabilir. Önce
hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.

Göz iltihabı

Halk arasında göz nezlesi veya pembe göz denir. Göz
yuvarlağının üstünü örten ince zarın iltihaplanması
sonucu ortaya çıkar. Tıp dilinde konjonktivit denir.
Çoğunlukla ilk bahar aylarında görülür.
Gözde sulanma; kanlanma, batma hissi veya ağrı vardır. Hasta ışığa
bakmakta güçlük çeker.

Göz kanlanması

Göz kanlanması ile birlikte ağrı yoksa aşağıdaki reçeteler
uygulanır. Kanlanma ile birlikte ağrı varsa; mutlaka göz doktoruna
gitmek gerekir.

Göz kaşıntısı

Gözlerin kaşınması, önemli bir hastalığın işareti olabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.

Göz sulanması

Göze toz kaçması, çapaklanma, göz iltihabı,
nezle veya bazı alerjik hastalıklar göz yaşının fazlalaşmasına
neden olur. Şikayetler soğuk havalarda daha da artar. Doktora başvurmak
gerekir.

Göz tiki

Aniden ortaya çıkan, fakat önemli olmayan bir durumdur.
Alışkanlık spazmı da denir. nedeni, yorgunluk, üzüntü,
heyecan ve yaşlılarda adale zafiyetidir. Yapılacak ilk iş, istirahat
etmektir.

Gözbebekleri iltihabı

Gözün bir kazayla yaralanması veya romatizmalı hastalarda
üşütme sonucu ortaya çıkar. Bazen; şeker hastalığı,
burun hastalıkları, ve frengili hastalarda da görülür.

Tıp dilinde iritis denilen bu hastalık vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi gerekir.
Hasta, ışığa fazla bakamaz. Gözlerinde veya gözlerinin üst kısmına gelen bölgede şiddetli ağrılar vardır.

Gözlerde; sulanma ve kızarıklık da görülür.
Göze dikkatle bakıldığında; renkli kısmın etrafındaki rengin de
koyulaştığı görülür.

Gözkapağı iltihabı

Göz kapağı kenarlarının iltihaplanıp, kızarma, kabuklanma ve ağrı
yapmasıyla ortaya çıkar. Tıp dilinde blefarit denir.

Gözkapağı şişliği

Gözkapakları, çoğunlukla fazla ağlama sonucu şişer. Nezle
veya kızamık sırasında da görülür. Bunlardan başka,
kalp, böbrek, hastalıkları veya beze iltihaplanmasının da bir
işareti olabilir. Bazı kimselerde de alerjiktir.

Grip

Tıp dilinde influenza adı verilen bu hastalık bulaşıcıdır. Grip olan
kişinin nefesindeki damlacıklarla yayılıp, salgın hale gelebilir.
Paçavra hastalığı da denir.

Aniden başlar ve devamlı olarak ateş yükselir. Baş ve sırt
ağrıları, titreme nöbetleri, nezle, öksürük,
iştahsızlık, baş dönmesi de görülür. Tedavinin ilk
şartı istitrahat etmektir. İyi tedavi edilmezse, başka hastalıklara da
yol açabilir.

Guatr

Tiroid bezinin büyümesi sonucu ortaya çıkan ve boynun
ortasında, yutkundukça aşağı yukarı hareket eden şişlikle
kendini belli eden bu hastalığa guşa veya cedre de denir. Tıp dilindeki
adı strumadır.

Guatr, özellikle geceleri nefes darlığı yapar. Bazen de rahatsız
edici öksürüklere neden olur. İki çeşit guatr
vardır.

Basit Guatr Bu çeşit guatrda tiroid bezi balon gibi şişer.
Nedeni alınan iyotun yetersiz olmasıdır. Dağlık bölgelerde
oturanlarda, ergenlik yaşlarında ve hamilelerde çok
görülür.

Yumrulu Guatr Bu çeşit guatrda, tiroid bezinin iki yanında
kabarıklık veya üzüm salkımını andıran şişlikler
görülür. Her iki çeşit guatrda da endişelenecek
bir durum yoktur. Ancak tedaviye erken başlamak gerekir.

Yemeklerde iyotlu tuz kullanmak, mümkün olduğu kadar
çok balık, pırasa, kuru erik, yumurta, taze fasulye, pazı,
soğan, sarmısak, dut veya dut kurusu, havuç yemek; inek
sütü, erik hoşafı, ve havuç suyu içmek
çok faydalıdır. Ayrıca kabız olmamaya gayret etmek gerekir.
Lahana, mısır ve turp da yenmemelidir.

Güneş çarpması

Uzun süre güneşte veya sıcakta kalmak sonucu; aşırı terleme,
ağrılı kramplar ve kanın koyulaşması şeklinde kendini gösterir.
Yapılacak ilk iş; hasta giyinikse, hemen elbiseleri gevşetilip,
gölgeye taşınır. Yüzü, göğsü ve kolları soğuk
su ile ıslatılır. Durumu ciddi ise, ıslak bir çarşafa sarılarak
hastaneye götürülür.

Güneş yanığı

Vücudun güneşte kalan kısımlarında bir süre sonra yanma,
kızarma ve kaşıntı başlar. Kısa bir süre sonra da su toplar.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:30 pm

H ile başlayan rahatsızlıklar


Halsizlik

Bazı kimseler, aşırı yorgunluktan, çalışamamaktan, baş
ağrısından, sırt ağrılarından, hazımsızlıktan veya huzursuzluktan
şikayet ederler. Bu duruma tıp dilinde debilite veya asteni denir.

Hararet

Sıcak havada aşırı derecede veya ateşli hastalıklar sırasında
vücut kaybettiği suyu karşılayamayacak olursa, hararet başlar.

Havale

Vücut kaslarının ani ve şiddetli olarak kasılması sonucu ortaya
çıkan duruma havale denir. Büyüklerde havale
çoğunlukla sara nöbetleri sırasında görülür.

Küçük çocuklarda görülen havale,
sinir sisteminin değişik nedenler karşısında göstermiş olduğu bir
tepkidir.

Bu tepkiler de; kemik hastalıkları, yüksek ateş, boğmaca, devamlı
hazımsızlık, bağırsak şeritleri veya diş çıkarmalardan
kaynaklanabilir. Ayrıca bu duruma sinir sistemi veya beyinde meydana
gelen bir hastalık da neden olabilir.

Havale geçiren çocuğun gözleri sabit bir noktaya
çevrilir, çenesi de kenetlenir. Dudakları, yüz
kasları, kol ve bacakları, önce şiddetli bir şekilde kasılır,
sonra da çırpınmaya başlar. Ağzından da köpük gelir.
Bütün bunlar bir iki dakika devam eder. Sonra bütün
belirtiler kaybolup, uykuya dalar.

Hastalığın bir nedenini bulmak için mutlaka bir doktora
başvurmak gerekir. Bu arada çocuğu sessiz, loş bir odaya
yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmek faydalıdır.

Hava yutma

Tıp dilinde aerofaji diye bilinen bu hastalık, genellikle asabi
mizaçlı kimselerde görülür. Bunlar yemek
sırasında farkına varmadan hava yutarlar. Hava yutma, mide ve bağırsak
gazlarının oluşmasına yardımcı olur.

Hazımsızlık

Sindirimin normal şekilde olmaması ve bağırsakların seyrek
çalışmasına; halk arasında hazımsızlık, tıp dilinde ise dispepsi
denir. Nedenleri çeşitlidir.

Ağır yemekler, yemekleri gereği gibi çiğnememe, diş veya dişeti
iltihapları, içki veya sigara içmek, çok miktarda
çay veya kahve içmek, fazla miktarda şekerli veya unlu
şeyler yemek, kansızlık, yorgunluk, sinir bozukluğu ve
üzüntü hazımsızlığı doğuran nedenler arasında
sayılabilir.

Yemekten bir süre sonra; midede şişkinlik veya yanma hissi ortaya
çıkar. Sık sık yemek ihtiyacı hissedilir. Kabızlıktan şikayet
edilir. Bazı kimselerde halsizlik, uykusuzluk, unutkanlık veya
çarpıntı görülür.

Tedavinin ilk şartı; sıkıntı ve üzüntülerden
sıyrılmaktır. Zararlı şeyler terkedilir. Et yemekleri de
mümkün olduğu kadar azaltılır. Haddinden fazla yemek yenmez.
Yemeklerden sonra soğuk su içilmez. Yemek aralarında acıkınca
süt ile birkaç galete yenir.

Hemofili

Kanın normal sürede pıhtılaşmaması şeklinde kendini gösteren,
erkeklere has bir çeşit kan hastalığıdır. Halk arasında kanama
hastalığı denir. Irsi bir hastalıktır. Doktor tedavisi gerekir.

Bu hastalığa tutulanların; az su içmeleri ve limon, portakal,
kiraz veya ahududu yemeleri tavsiye edilir. Ayrıca vücudun
herhangi bir yerinde kanamaya neden olabilecek davranışlardan da
kaçınmaları gerekir.

Hıçkırık

Solunum kasları ve özellikle diyaframın uyarılması sonucu ortaya
çıkar. Tıp dilinde singultus denir. Nedenleri çeşitlidir.
Basit hıçkırıklar; çoğunlukla mide gazı, sıcak ve
baharatlı yemekler, sinir bozukluğundan kaynaklanır.

Ayrıca; bazı kalp, karaciğer, bağırsak ve pankreas hastalıkları,
zatülcenp veya zatürreede de görülebilir. 3 saatten
fazla süren hıçkırıklarda, doktora başvurmak gerekir.

Horlama

Horlamanın nedenleri çeşitlidir. Derin bir uyku, sırt
üstü yatmak horlamaya neden olabileceği gibi; burun
polipleri, burnun çarpık olması, burun iltihabı, burunda ahtapot
ve ağzı kapayamamak da neden olabilir.

Yan yatarak uyumak, belin tam ortasına küçük bir
lastik top koyarak yatmak horlamayı önler. Bu tedbirlerle
geçmeyen horlamalarda, gerçek neden bulunup ona göre
bir tedavinin uygulanması gerekir.

Husye torbası şişliği

Husye torbası (erbezi) şişkinliklerinde; nedenin ne olduğunu araştırmak
gerekir. Bazı şişliklerde, husye torbasının
görünüşü ışık geçirecek kadar şeffaflaşır.

Bazıları da ağrılı olur. Husyelerde, şişlik ile birlikte ağrı da hissedilirse, iltihaplanma veya kanama ihtimali vardır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:31 pm

I - İ ile başlayan rahatsızlıklar


Ileitis


İnce bağırsağın iltihaplanmasıdır. Hastada, karın ağrısı ve ishal görülür. Buna Crohn hastalığı da denir.

İdrarda kan görülmesi

İdrarda kan görülmesine tıp dilinde hematuri denir. İdrar
renginin kanlı olması; yenilen şeylerdeki boyalardan olabileceği gibi,
herhangi bir hastalığın işareti de olabilir. Bu nedenle bir doktora
gitmekte fayda vardır.

İdrar torbası iltihabı

İdrar torbasının (mesanenin) bakteri ve virüsler tarafından
iltihaplandırılması sonucu ortaya çıkan bu hastalığa, tıp
dilinde sistit denir. Hastanın karın bölgesinin alt kısmında ve
bacak aralarında ağrı vardır.

Sık sık idrar yapmak ihtiyacı hisseder. İdrar yaptıktan sonra da
mesanede veya penisin ucunda şiddetli ağrı hissedilir. Bazı durumlarda
idrar yollarında yanma ve kanlı idrar da görülür.
Ağrıları dindirmek için, karına sıcak su torbası konur.

İdraryolları iltihabı

İdrar torbası iltihabı; idrar yolları taşı, belsoğukluğu veya eklem
hastalıklarının neden olduğu bir hastalıktır. Çok içki
içenlerde görülür.

İdrar yollarında acıma hissedilir. Tedaviye yardımcı olmak için bol miktarda su içilir, sıcak banyolar yapılır.

İdrar yollarında yanma

İdrar yollarında veya idrar yaparken yanma çeşitli nedenlerden
kaynaklanır. Belsoğukluğu, ülser, mesane iltihabı, prostat
iltihabı, mesane uru, yumurtalık iltihabı, apandisit
düşünülebilir.

Bu nedenle tedaviye geçmeden önce, hastalığı doğuran nedeni
tespit etmek gerekir. Tedavi, hastalığı doğuran nedene göre
yapılır.

İdrar tutukluğu

Mesane (idrar torbası) dolu olduğu halde idrar yapılamaz. Karnın alt
bölgesi gerginleşmiştir. Bastırılınca ağrı hissedilir. Tıp dilinde
akut retansiyon adı verilen bu durumun nedenleri çeşitlidir.

Örneğin, böbreklerde taş, prostat büyümesi, idrar
yollarının doğuştan kusurlu olması, fazla miktarda alkol içmek,
mesane felci, belsoğukluğu, sinir hastalıkları veya üşütmek
idrar tutukluğuna neden olabilir.

İlk tedbir olarak hastanın karnına içinde sıcak su olan bir şişe
konur. Sıcak su ile banyo yapılırken, idrar çıkarmaya
çalışılır.

İdrar tutamamak

Bazı kimseler, öksürme, aksırma, gülme, ağlama,
hallerinde veya heyecanlandıkları zaman idrarlarını tutamayıp
kaçırırlar. Bu durum bilhassa çok doğum yapmış kadınlarda
sık görülür.

Nedeni ön ve arka boşaltım kanallarındaki kasların zayıflamış
olmasıdır. Ayrıca böbrek veya idrar yollrındaki taş veya
tümör, omuriliğin hastalanması da idrar tutamamaya neden
olabilir.
Küçük çocuklarda ise, bağırsak solucanları idrar kaçırmaya neden olabilir.

İdrar zorluğu


Hastanın günlerce idrara çıkmaması şeklinde kendini
gösteren bu hastalığa; tıp dilinde Anüri adı verilir. Mesane
(idrar torbası) boştur. Hastada uyuklama, baş ağrısı, adalelerinde
oynama ve kusma görülebilir.

Nedeni böbrek hastalıkları, mesane, veya rahim hastalıkları,
yaralanma ve idrar yollarında taş bulunmasıdır. Tedavi için
doktora başvurmak gerekir.

İktidarsızlık

Erkeklik organının (penisin) yeteri kadar sertleşmemesi sonucu, cinsel
ilişkide bulunamamaya; halk arasında iktidarsızlık, tıp dilinde ise
empotans denir.

Kendine güvenememek, yorgunluk, tiksinti, sinir bozukluğu,
alkolizm, şeker hastalığı, doğum kontrolü için uygulanan
metotlar veya aşırı şişmanlıktan kaynaklanır. Ilık banyolar,
açık havada dolaşmak ve dinlenmek başvurulacak ilk
çarelerdir.

İncinmek

Herhangi bir eklemin, burkulması sonucu ortaya çıkan bir
durumdur. Çoğunlukla ayak, el bileklerinde veya diz kapağında
görülür.

Eklem; incindiği zaman, kısa süren bir ağrı hissedilir. Sonra
eklemin bulunduğu yerde şişme, zonklama, morarma görülür.
Yapılacak ilk iş, incinen yeri sargı bezi ile sarmak ve üzerine soğuk su dökmektir.

İshal

İshal; normal katılıktaki dışkının sulu veya yumuşak;
sümüklü, kanlı veya yağlı bir şekil alıp, sık sık
tuvalete çıkmak ihtiyacını doğurmasıdır. Bazen de ağrı yapar.

İshal ve kabızlığın birbiri ardınca sık sık görülmesi
kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir durumdur. İshale halk arasında
amel ve sürgün; tıp dilinde ise diare denir.

İshalin nedenleri arasında; yiyeceklerin bozuk olması, veya yiyecek
çeşitlerinin değişikliği, üşütme, isteri, bağırsak
hastalıkları, kolera, dizanteri, tifo, nefrit, kalp, karaciğer veya
akciğer hastalıkları sayılabilir. Bu nedenle kısa sürede
geçmeyen ishallerde mutlaka doktora başvurmak gerekir.

Neden ne olursa olsun tedavinin ilk şartı sıkı bir perhizdir. Hastaya
açık çay, maden suyu içirilir, yoğurt yedirilir.
Sütlü ve yağlı yiyecekler verilmez, peynir yedirilmez. Bol
limonlu pirinç çorbası ve patates püresi yedirilir.
Her saat başı bir elmayı yemesi tavsiye edilir.

İsilik

Terledikten sonra derinin üzerinde görülen kızarıklılara
halk arasında isilik denir. Tıp dilinde ise miliare denir.

İsteri

Psikonevrozlar grubuna giren bir çeşit hastalıktır. Tıp dilinde babinski hastalığı veya pithiatisme adı verilir.

Hastalığın belirtileri; hastanın sosyal ve entellektüel seviyesine
göre değişir. Hastanın gayesi, çevresinin ilgisini
üzerine çekmektir. Bunun için aşağıdaki şikayetlerin
biri veya birkaçı birden görülebilir.

Hastada; ağrılar, baş dönmesi, bayılma, iştahsızlık, titreme,
boğazında düğümlenme duygusu, kaslarda gerilme, geçici
körlük, sağırlık, herhangi bir uzuvda uyuşma, hafıza kaybı
görülür. Tedavinin temeli telkindir.

İştahsızlık

Soğuk algınlığı, mide rahatsızlıkları, bağırsak hastalıkları, karaciğer
hastalıkları, safra kesesi hastalıkları, böbrek veya kalp
hastalıkları, kadınlarda aybaşı halleri, isteri, yorgunluk, can
sıkıntısı, iştahsızlık gibi nedenlerden kaynaklanabilir.

Tedaviye yemekleri belirli saatlerde yemeye alışmakla başlanabilir.
Üzücü ve sıkıcı olaylardan uzak durmaya
çalışılır. Nedeni bulmak için doktora başvurulur.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:32 pm

J - K ile başlayan rahatsızlıklar


Jinjivit

Dişetlerinin iltihaplanmasına; halk arasında dişeti iltihabı, tıp
dilinde ise piyore veya paradontal hastalığı denir. Dişetleri
çevresinde toplanan besinlerin orada mikroplanması sonucu ortaya
çıkar.

Dişetlerinin kenarları düz, parlak, kırmızı ve hafifçe
şikin bir şekil alır. Fırça ile dokunulduğunda kanar. Tedavi
için yapılacak ilk iş, diş temizliğine itina göstermektir.

Kabakulak

Daha çok çocuklarda görülen bulaşıcı bir
hastalıktır. Hastanın ağzından çıkan tükürük
damlacıklarıyla bulaşır.

Tıp dilinde parotitis epidemica denilen bu hastalık; genellikle kulak
altında bulunan tükürük bezlerinin iltihaplanması sonucu
ortaya çıkar. Kuluçka devresi, 18 gündür.

Hastanın ateşi birdenbire yükselir, genel bir halsizlik
görülür. Çok defa kulağın ön ve altında
bulunan tükürük bezleri şişer ve acıma hissi duyulur.

Yanak ve kulağın altı kabarır, kulak memesi de hafifçe yukarı doğru kalkar. Ağızda kuruluk, dilde pas vardır.

İştah da azalmıştır. Bu durum birkaç gün devam ettikten
sonra tükürük bezlerindeki şişlik yavaş yavaş kaybolmaya
ve hasta iyileşmeye başlar.

Hastalığın kendisi çok tehlikeli bir hastalık olmadığı halde; başka hastalıklara zemin hazırlar.

Bu hastalıklar arasında; pankreas, gözyaşı keseleri,
böbreküstü bezleri, erkeklerde husyeler, kadınlarda
yumurtalıkların etkilenmesi önemli sonuçlar doğurabilir.

Bu nedenle en iyi şekilde tedavi edilmesi gerekir.
Hastanın sağlıklı kimselerle konuşması, görüşmesi önlenir. Sulu yiyecekler verilir. Kabız olmaması sağlanır.

Kabızlık

Tuvalete hiç çıkmama veya çok seyrek
çıkmaya kabızlık, peklik ya da inkıbaz denir. Tıp dilinde ise
konstipasyon adı verilir.

Yeterince sulu şeyler yememe, sinir bozukluğu, bağırsak tıkanıklığı,
sindirim sistemi bozuklukları, hormon dengesizliği, basur, fıtık
boğulması, kabızlığı doğuran nedenler arasındadır.

Ayrıca günlerinin büyük bir kısmını oturarak
geçirmek zorunda olanlarla, hamilelerde ve yaşlılarda
görülür.

Öncelikle kabızlığa neden olan hastalığı tespit etmek gerekir.
Esas nedeni tespit etmeden alınacak müsil ilaçları
kötü sonuçlar doğurabilir.

Kabız omayı önlemek için, sebze çorbaları ve
yemekleri, mercimek, ıspanak, salata, balık ve çavdar ekmeği
yemek çok faydalıdır. Ayrıca erik reçeli, bal,
üzüm, kayısı veya elma yemek; bol su veya şerbet içmek
de yararlıdır.

Müzmin kabızlıktan şikayet edenlerin de; fazla et, yumurta,
peynir, beyaz ekmek, muz gibi yiyecekleri azaltmaları, kahve çay
ve sigarayı en az miktara indirmeleri, alkolü bırakmaları gerekir.

Kabızlığı gideren ilaçların fazla miktarda ve uzun süre
kullanılması kötü sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle
ilaçları kullanırken tavsiye edilen miktarları aşmamak gerekir.

Kalp hastalıkları


Düzensiz bir hayat, yorgunluk, sinir bozuluğu, şiddetli romatizma
veya doğuştan meydana gelen kalp hastalıklarında; daha geniş bir
ifadeyle bütün kalp hastalıklarında aşağıdaki maddelere
dikkat etmek gerekir.

- Sinirlenmeyin
- Sigarayı bırakın
- Şişmanlamamaya ve kilonuzu muhafaza etmeye çalışın
- Fazla yorucu işler yapmayın
- Uyku ve dinlenmenizi ihmal etmeyin
- Koşmayın, acele etmeyin.
- Her gün bir öncekinden daha iyi olduğunuza inanın
- Kabız olmamaya dikkat edin
- Çürük dişleriniz varsa, tedavi ettirin
- Fazla miktarda yağlı sığır veya koyun eti, sütlü şeyler
yemeyin. Konserve, pastırma, salam, peynir, turşu, balık ve
çikolata gibi şeyleri mümkün olduğunca azaltın
- Yemeklere tuz koymayın. Yemeklerinizi mısırözü, ayçiçeği veya haşhaşyağı ile hazırlayın
- Bol bol taze sebze ve meyve yiyin
- Bol bol yoğurt yiyin

Kalp ağrısı

Kalp üzerinde hissedilen ağrıya tıp dilinde prekardiyal ağrı
denir. Kalp ağrısı nefes darlığı ve şok ile görülürse;
enfarktüs krizinden şüphe edilir.

Bu gibi durumlarda hastayı fazla hareket ettirmemek, istirahat etmesini
sağlamak ve doktora başvurmak gerekir. Kalbin ön kısmında devamlı
olarak ağrı varsa; nedeni psikolojik olabilir.

Kalbin hızlı atması

Kalbin; dakikada 90'dan fazla atmasına, tıp dilinde taşikardi denir. Ancak bu sayı, yaş gruplarına göre değişir.

Normal Kalp Atışları
0 - 1 yaşları arasında; dakikada 120-140
1 - 3 yaşları arasında; dakikada 90-120
3 - 7 yaşları arasında; dakikada 90- 100
7 - 20 yaşları arasında; dakikada 80 - 90
20 yaşından sonra; dakikada 60-80
arasında değişir.

Her yaş grubunda; normal atışın 1 fazlası; kalbin hızlı attığını
gösterir. Kalbin atışları, göğüsten,
köprücük kemiği üzerindeki nabızdan veya el
bileğinin dış kısmında, kemikle kiriş arasındaki yerden sayılabilir.

Taşikardi; her zaman kalp hastalığının belirtisi değildir.
Çünkü koşmak, sindirilmesi güç şeyler
yemek, heyecanlanmak, sigara, içki, çay, kahve
içmek, zehirlenmek, bazı ilaçlar ve kadınların aybaşı
halleri taşikardiye neden olabilir. Bu çeşit taşikardi, nedenin
ortadan kalkmasıyla geçer.

Ancak kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, ateşli hastalıklar
ve zehirlenmeler de taşikardi yapar. Bu nedenle, doktora başvurmak
gerekir.

Kalp romatizması

Romatizma, iyi tedavi edilmeyecek olursa; kalbin içindeki
kapakçıklara yerleşir. Bu kapakçıklardan; en fazla mitral
kapakçık etkilenir ve daralıp, sertleşir, büzülür.

Daha çok kadınlarda görülen kalp romatizması sonucu
ortaya çıkan hastalığa mitral darlığı veya mitral stenoz denir.
Hastada nefes darlığı, kuru öksürük, sık sık soğuk alma,
morarma, el ve ayaklarda üşüme ve yorgunluk
görülür.

Tedavinin ilk şartı üzülmemek, her gün bir öncekki
günden daha iyi olduğuna inanmak ve doktorun tavsiyelerine
uymaktır.

Kalp yetmezliği

Kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının; içindeki kanı, her
vuruşunda muntazaman boşaltamaması şeklinde ortaya çıkar.
Üç şekilde görülür.

Sol Kalp Yetmezliği Hastada nefes darlığı ve kuru
öksürük vardır. Geceleri daha zor nefes alır.
Çarpıntı, baygınlık ve terleme görülebilir. Buna kalp
astımı adı verilir. Nedeni; aort veya mitral kapaklarının hastalanması
veya koroner rahatsızlığıdır.

Sağ Kalp Yetmezliği Hastanın ayak ve ayak bilekleri şişer. Buralara, parmakla bastırılınca bir süre çukur kalır.

El, ayak ve yüzde morarmalar; hazımsızlık ve iştahsızlık
görülür. Nedeni, mitral kapağı hastalığı, müzmin
bronşit veya doğuştan olan kalp hastalığıdır.

Kaonjestij Kalp Hastalığı Sağ ve sol kalp yetersizliği bir arada olduğu
zaman görülür. Nedeni aort veya mitral kapaklarının
hastalanması, müzmin bronşit veya akciğer hastalıkları, romatizma
ve tiroid hastalıklarıdır.

Aşağıdaki tavsiyelere uymak gerekir
- Sigara içmeyin
- Yemeklere fazla tuz koymayın
- Uykularınızı ihmal etmeyin
- İstirahat edin ama devamlı olarak yatmayın
- Sinirlenmeyin, üzülmeyin, her şeyi kendinize dert etmeyin

Kalınbağırsak iltihabı

Daha ziyade bağırsakları zayıf olanlarda görülen bir
hastalıktır. Bazen iltihapla birlikte ülser de
görülür. Buna tıp dilinde ülserli kolit denir.
Hastalık aniden başlayıp, hiç beklenmedik bir anda kaybolabilir.

Hastada aniden veya yavaş yavaş gelen ishal görülür.
Dışkısı kanlıdır. Hasta, karın ağrılarından şikayet eder, ateşi de
yüksektir. Doktora başvurmak şarttır.

Bu arada istirahat etmek ve bol vitaminli gıdalar almak gerekir. Alkol,
fazla miktarda meşrubat ve süt içilmez. Çekirdek
gibi kabuklu şeyler yenmez.

Kan çıbanı

Kılların dibinde başlayıp süratle büyüyen bir
iltihaptır. Özellikle sırt, ense ve yüzde meydana gelir.
Nedeni stafilokok cinsi mikroptur. Tıp dilinde füronkül denir.

Kan çıbanı küçük kırmızı ve sert bir şişliktir.
Büyüdükçe ağrısı ve gerginliği artar. En sonunda
baş verir. Bir süre sonra da orta kısmı yumuşar, sarılaşır ve
içindeki cerahat boşalır.

Kabuk döküldükten sonra da yerinde ufak bir iz kalır.
Kan çıbanlarını, kesinlikle sıkmamak ve hatta dokunmamak
gerekir.

Kan işemek

Tıp dilinde hematüri adı verilen bu durum, önemli bir
hastalığın işareti olabilir. Bu nedenle vakit kaybetmeden bir doktora
başvurmak gerekir.

İdrarda kan görülmesi; idraryolu iltihabı, prostat iltihabı,
mesane taşı, böbrek kanaması, böbrekte taş veya kum, kan
hastalıkları veya bir başka hastalığın belirtisi olabilir.

Ayrıca bazı ilaçlar ve gıdalar da idrarda kan
görülmesine neden olabilir. Örneğin çilek,
domates, ıspanak veya ağrı kesici ilaçlar kan işemeye neden
olabilir.

Kan tükürmek

Tıp dilinde hemoptizi denilen kan tükürmek, önemli bir
hastalığın habercisidir. Akciğer kanseri, verem, bronşit, mitral
darlığı veya zatürreeden şüphelenilir.

Ancak dişeti kanaması gibi pek önemli olmayan bir durumda
olabilir. Bu nedenle, hastanın sırtına bir yastık konup, oturtulur.
Vakit kaybetmeden doktor çağrılır.

Kanda kolestrol yüksekliği

Kolestrol, kanda, sinirlerde, beyinde, karaciğerde, dalakta,
böbrek üstü bezlerinde ve safrada bulunan, yağ
yapısında, kristal gibi beyaz görünümde bir maddedir.

Görevi dokulardaki su dengesini sağlamak, alyuvarları zehirlere
karşı korumak, sinir dokularının dayanıklığını sağlamak ve deri
altında, dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk yapmaktır.

100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol bulunur. Bu miktar
normaldir. 230 miligram kolestrol miktarı, kanda kolestrolün
yükselmiş olduğuna işarettir. Tedavi edilmezse; damarsertliği,
beyin ve kalpteki ince damarların tıkanmasına neden olur.

Meydana Gelişi Böbrek üstü bezleri, husyeler,
yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler.
Ayrıca hayvansal yağlar, süt, yumurta ve bitkisel hormonlarla da
kolestrol alınır.

Kanda, kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri
test yapmak gerekir. Ayrıca, hastanın cildinde oluşan sarı lekeler,
göz altlarında beliren siyah halkalar, göz akında
görülen sarı lekecikler, genel yorgunluk, iştahsızlık,
hazımsızlık, baş dönmesi, baş ağrısı, görme zayıflığı, ağız
acılığı, nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna
işaret olabilir.

Kanser

Kanser; anormal vücut hücrelerinin başıboş kontrolsüz
bir şekide üremeleri ile meydana gelen bir çeşit
hastalıktır. Başka bir deyişle vücutta meydana gelen
kötü tümörlere kanser denir.

Kanser hücreleri, ya etraftaki dokuları istila ederek ya da ak
veya kırmızı kan damarları ile vücudun diğer taraflarına yayılır.
Buna metastaz (yavrulama) denir.

Kanserin esas nedenini bilinmemekle beraber, hava kirliliği, ve
sigaranın kansere zemin hazırlayıcı oldukları ileri
sürülmektedir. Kanserden korkmayınız, geç kalmaktan
korkunuz! Bu nedenle aşağıdaki belirtilerin biri
görüldüğü zaman doktora başvurunuz.

- Makat veya rahimden gelen anormal kanama veya akıntılar
- Göğüslerde veya vücudun herhangi bir yerinde görülen ve ele gelen şişlik veya sertlikler
- İyileşmeyen yaralar
- Ses kısıklığı veya belirli bir sebebi olmayan öksürük
- Yutma güçlüğü ve hazım bozuklukları
- Ben ve siğillerde görülen değişmeler

Bu işaretlerin herhangi biri iki haftadan fazla devam ederse mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Kanserin görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilmiştir.

- Beyin ve omurilikte %1
- Ciltte %10
- Tenasül yollarında, erkeklerde %10, kadınlarda % 6
- Memelerde %14
- Sindirim sisteminde %25
- Solunum yollarında, erkeklerde %2, kadınlarda %3
- Karaciğer ve safra kesesinde %3
- Diğer organlarda %8

Bu bilgilerin ışığı altında, akciğer, deri, dil, dudak, gırtlak, mide,
incebağırsak, kalınbağırsak, mesane, xxx, ve prostat daha fazla
görüldüğü söylenebilir.

Kanser tedavisinde uygulanan makro biyotik gıda rejiminin çok
etkili olduğu, bu rejimi uygulayan hastaların iyileştikleri ve sağlıklı
kimselerin de kanser olmadıkları ileri sürülmektedir.

Makro-biyotik Gıda Rejimi
Bir günlük gıdanın, %60'ı buğday, arpa, mısır, darı, esmer
pirinç veya çavdar unundan yapılmış gıdalardan
seçilir.

%23-25'i hayvan gübresiyle gübrelenmiş bahçelerden
toplanmış taze ve olgun meyvelerden, patates, patlıcan, ıspanak, veya
domatesten seçilir.

%5-10'u tahıl veya sebze çorbalarından seçilir.

%10-15'I deniz ürünleri arasından veya soya fasulyesi, taze fasulye, kırmızı pancar veya şalgamdan seçilir.

Haftada bir kere beyaz etli balık yenebilir. Ancak her hafta pişirme şeklini değiştirmek gerekir.

Haftada iki kere de fazla şekeri olmayan meyveler yenebilir. Çay içilebilir.

Aşağıdaki yiyecek ve içecekler de yasaktır.
Beyaz unla yapılmış ekmek, pasta gibi şeyler, beyaz pirinç,
tavuk, peynir, yumurta, konserveler, dondurulmuş yiyecekler, şeker,
üzüm, şekerli meyve suları, olgunlaşmış meyve ve sebzeler,
kuru fasulye, ve kuru bezelye, mercimek, mantar, pekmez, bulama,
çikolata, kakao, gazoz dahil bütün meşrubatlar, ve
alkollü içecekler, turşu, sirke, hardal, sofra tuzu, bayat
yiyecekler, sığır eti.

Yukarıda anlatılan gıda rejimi hiç aksatılmadan uygulanmalıdır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:33 pm

Kansızlık

Tıp dilinde anemi denilen kansızlık, kandaki kırmızı hücrelerin
veya hemoglobin denilen kırmızı maddelerin ya da her ikisinin de
azalmasıdır.

En önemli nedeni yeteri kadar beslenememektir. Ayrıca, müzmin
basur kanamaları, aybaşı kanamalarının haddinden fazla olması, doğuştan
olan bazı hastalıklar, romatizma, lösemi ve kanserde de
görülür.

Kansızlığın tipik belirtileri şöyle özetlenebilir. Yüzde
solgunluk, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, ve ayak
bileklerinde şişkinlik görülür. Hastanın burnu sık sık
kanar, dilinde acılık vardır. İştahsızlık ishal ve bazen de kusma
görülür.

Tedavinin ilk şartı, istirahat, temiz hava ve kan yapıcı gıdalar yemektir.

Karaciğer hastalıkları

Karaciğer, diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2
kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organdır. Yaşamak
için gerekli olan bir çok kimyasal olay burada meydana
gelir.

Karaciğerin görevi
- Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra salgılar.
- Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler.
- Vücudun ısısını ayarlar.
- Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar.
- Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar. Kan miktarını ayarlar.
- Hormonların görevleri üzerinde etkili olur.
Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi birini
yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar ortaya
çıkar.

Bunların en önemlileri, karaciğer yetersizliği, karaciğer
iltihaplanması, karaciğer sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi
taşıdır.
Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri
Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder.

Bağırsaklarında fazla miktarda gaz vardır. Karnı şişer, anüsten
çıkan gaz pis kokar. Cilt rengi ve bazen de göz akı
sararır. Yüzünde ve ellerinde çil gibi lekeler
görülür. Hazımsızlıktan şikayet eder.

Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık hisseder. Nefesi de kokar.
Sabah saatlerinde ensede ağrı hisseder. Çarpıntı, iştahsızlık
vardır. İdrarın rengi sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde
ise, duru ve açıktır.

Sık sık idrara gider. Baldır kasları ağrır. El ve ayaklarında şişlik
görülür. Geceleri uyumak istemez. Görme ve işitme
duyguları da zayıflar.

Karaciğer şişmesi

Herhangi bir karaciğer hastalığı sırasında, karaciğer hücrelerinin
şişip, safra yollarını tıkanması sonucu ortaya çıkan bir
hastalıkktır. Tıp dilinde hepatit sarılık denir.

Hastanın bütün dokuları, hatta gözlerinin akı bile
sarıya boyanır. İdrarı esmerleşir. Deride kaşıntılar
görülür.

Karaciğer yetersizliği

Karaciğerin görevini yeterince yapmaması sonucu görülen
bir hastalıktır. Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın şişliği, sağ
böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk, yüz ve elde
çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık, mide bulantısı,
kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri, görme ve işitmede
azalma görülür.

İdrar rengi, sabahları koyu, gündüz ise açık ve
durudur. İdrara çok çıkılır. Hastanın çukulata,
baharatlı yiyecekler, turşu, kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi
gerekir.

Karın ağrısı

Karın boşluğunda bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi,
pankreas, dalak, böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık
veya rahimde görülen herhangi bir rahatsızlık, karnın
çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar.

Bu nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur.
Karın ağrıları, hastalığın yerine ve özelliğine göre ya
aniden ya da yavaş yavaş başlar. Ağrı ile birlikte bulantı, kusma,
ishal, ve ateş de görülebilir.

Kısa sürede geçmeyen karın ağrılarında, mutlaka bir doktora
başvurmak gerekir. Doktora danışmadan ilaç, müshil almak
çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Kaşıntı

Vücudun herhangi bir yerinde hissedilen ve böcek dolaşıyormuş
hissi, hafif yanma ve batma gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan
kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya kaşeski denir.

Kaşıntıyı doğuran nedenler çok çeşitlidir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

- Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar
- Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar
- Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar
- İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden olduğu kaşıntılar
- Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar
- Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu kaşıntılar
- Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri iltihabının neden olduğu kaşıntılar
- Mantarın neden olduğu kaşıntılar
- Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar
- İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar
- Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar

Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır. Bu arada mümkün olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir.

Katarakt

Göz merceğinin bulutlanıp, görmenin bozulmasına halk arasında
aksu, akbasma veya göze perde inmesi adı verilir.
Çoğunlukla 50 yaşından sonra görülür.

Nedeni göz yaralanması, şeker hastalığı, gözün uzun
süre ışığa maruz kalması, damar sertliği veya beze hastalığıdır.
Bazen doğuştan da olabilir. En çok rastlananı yaşlılığın neden
olduğu katarakttır.

Kekemelik

Daha ziyade erkeklerde görülen bir çeşit konuşma
bozukluğudur. Nedeni, ya sinir gerginliği ya da gırtlak
çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde çalışmamasıdır.

Üzülecek bir durum yoktur. Konuşma bozukluklarını tedavi eden
bir uzmanla görüştükten sonra tavsiyelere sabırla uymak
ve sonucu beklemek gerekir.

Kellik

Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte
kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın
neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıktığı
yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki
kıl kalmıştır. Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat
etmektir.

Kemik iltihabı

Kemiğin ve iliğin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Tıp
dilinde osteomyelit denir. Nedeni, cerahat yapan mikropların kana
karışması veya derideki herhangi bir yaradan dağılan mikroplardır.

Hastalanan kemik, dokunulmayacak kadar hassastır. Hastada, terleme ve
titreme görülür. Ağrılar aniden başlar. Vakit
geçirmeden tedavi ettirmek gerekir.

Kemik veremi

Uzun kemiklerin son kısmındaki, kemik yapıcı kıkırdakların verem
olmasına, kemik veremi denir. Kalça, diz kapağı oynakları ve
bazen de omurlarda görülür.

Nedeni veremin ikinci devresinde, verem basillerinin kan damarları
aracılığıyla bütün vücuda yayılmış olmasıdır. Hastada
baş ve eklem ağrıları görülür. Kemiklerinde yaralar ve
delikler açılır.

Ateşi de, inip çıkar. Vakit geçirmeden tedavi edilmesi
gerekir. Doktorun tavsiyelerine uyulur, verdiği ilaçlar
kullanılır.

Kemik yumuşaması

Kemiklerin zamanla yumuşayıp, kırılabilir hale gelmesiyle ortaya
çıkan bu hastalığa tıp dilinde osteomalasi denir. Nedeni,
kalsiyum veya D vitamini eksikliğidir.

Kırıklar

Çarpma, vurma, düşme veya bunlara benzer bir kaza sonucu
meydana gelen kırıklar, kapalı ve açık kırıklar olmak üzere
ikiye ayrılır.

Kemikler ya bir yerinden basit bir şekilde ya da birkaç yerinden
kırılıp, parçalanırlar. Kemik kırılan yerde, şiddetli ve
şişkinlik meydana gelir.

Kırılan yer, elle yoklandığı zaman birtakım tıkırtılar duyulur. Bazen
de, kırılan kemikler, kasları, etleri ve deriyi delerek dışarı
fırlayabilir.

Kemik kırıklarında yapılacak ilk iş, kemik uçlarını karşı karşıya getirerek, kıpırdamayacak şekilde sıkıca sarmaktır.

Kısırlık


Erkek veya kadının döl vermemesi haline, halk arasında kısırlık,
tıp dilinde ise sterilite denir. Nedenlerini, erkek ve kadında ayrı
ayrı incelemek gerekir.

- Erkeklerde KısırlıkNormal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi
olmayan erkeklere kısır denir. Psikolojik etkenler, iktidarsızlık,
erkek uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi
edilmemiş belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması,
kabakulak hastalığı sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı
doğuran en başta gelen nedenlerdendir.

- Kadınlarda Kısırlık

Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin çok az
olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması, döl
yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz
olması, rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil
bozuklukları, şeker hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden
yorgunluğu, sinir bozukluğu en başta gelen nedenlerdendir.

Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir.

Kızamık

Daha ziyade 3-10 yaşları arasında görülen bulaşıcı bir
hastalıktır. Tıp dilinde morbilli denilen bu hastalığın nedeni, bir
çeşit virüstür. Kızamıklı hastanın
tükürük damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır.

Bu nedenle, kızamık lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün
içinde de hastayı, sağlıklı kimselerle
görüştürmemek gerekir.

Hastalık mikrop alındıktan sonra 10 gün içinde orataya
çıkar. Hastanın gözleri kızarır, burnu akar, hapşırır,
öksürür. Ateş yükselir. Baş ağrılarından şikayet
eder. Kuvvetli ışıktan rahatsız olur.

Bu belirtilerden aşağı yukarı 4 gün sonra küçük
kırmızı ufak lekeler görülmeye başlar. Bunlar grup
halindedir. Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde paslanma
dikkati çeker.

Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her tarafına,
boyuna, göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır. Bu
dönem 3-4 gün devam eder. Sonra ateş yavaş yavaş ya da
birdenbire düşerek belirtiler kaybolur.

Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır.
Oda ısısı 18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere
havalandırılmalı ve hastanın üşütmemesi için azami
dikkat gösterilmelidir. Ayrıca, hastanın ağız, burun ve beden
temizliğine özen gösterilmelidir.

Bunlara dikkat edilmediği takdirde hastalık, zatürree,
bronkopnömoni, zatülcenp, ortakulak iltihabı veya ensafalit
gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir.

Kızamık geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık
olmazlar. Ayrıca çocuklara 2 yaşında yaptırılacak kızamık aşısı
da bağışıklık sağlar.

Kızamıkçık

Deri döküntüleri, hafif ateş ve hafif nezle ile ortaya
çıkan Alman kızamığı da denilen bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp
dilinde, rubella denir. Daha ziyade çocuklarda
görülür. Ancak, hamile kadınların da, gebeliğin ilk
üç ayı içinde kızamıkçık olma ihtimali vardır.

Bu durumda, ana rahmindeki cenin de etkilenir.
Hastalık, havadaki zerreciklerle bulaşır. Kuluçka devresi,
çoğunlukla 17 gündür. Hastanın vücudunda pembe,
düz lekeler görülür. Bazen boynun arka tarafındaki
bezler de şişer.

Tedavi için kullanılacak özel bir ilaç yoktur.
Hastalık genellikle 4 gün içinde geçer. Bu süre
içinde hastanın odasını ayırmak ve sağlam kimselerle
görüştürmek gerekir. Kesin istirahat da şarttır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:33 pm

Kızıl

Kendine has bir deri döküntüsü ve boğaz ağrısı ile
ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde scarlatina
denir. Nedeni, bademciklere yerleşen bir çeşit mikroptur.

Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı, titreme, boğaz yanması,
bulantı, ve havale ile başlar. Ateş yükselir. Nabız hızlanır ve
bademcikler de şişer.

Bu belirtilerin ortaya çıkmasından çok kısa bir süre
sonra, ağız çevresi hariç vücudun diğer yerlerinde
kırmızı lekeler belirir. Dilin üstü de beyaz bir tabakayla
kaplanır. Bu tabaka 3 gün sonra kalkar ve dil ağaç
çileği görünümünü alır. Hastalık en
fazla 6 hafta içinde geçer.

Bulaşmayı önlemek amacıyla, hastanın odası ayrılır. Başkaları ile
görüşmesi engellenir. Odası sık sık havalandırılır. Sulu ve
sindirilmesi kolay yiyecekler verilir.
İyi tedavi edilmezse böbrek iltihabına neden olabilir.

Kloroz

Bir çeşit kansızlıktır. Kanda hemoglobin miktarının azalması, bu
duruma neden olur. Çarpıntı, halsizlik, nefes darlığı,
yüzde solgunluk ve ayak bileklerinde şişme görülür.

Kolera

Kolera vibriyonu denilen mikropların meydana getirdiği en tehlikeli
bulaşıcı hastalıklardan biridir. Daha ziyade, su, kanalizasyon ve
tuvalet durumu elverişli olmayan çevrelerde
görülür.
Kolera mikrobu içme sularına karışan sularla yayılıp, salgın haline gelir.

Ayrıca hastaların dışkısı, kusmuğu ile bulaşır. Kolera mikrobu bulaşmış
yiyecek maddeleri de hastalığın yayılmasına neden olur. Korunmak
için, meyve ve sebze bahçeleri hiç bir zaman lağım
suları ile sulanmamalıdır. Lağım sularının, içme sularına
karışması engellenmelidir.

Yiyecek ve içecekler sinek, böcek ve fare giremeyecek
yerlerde saklanmalıdır. Yemeklerden önce ve tuvaletten
çıktıktan sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır.

Kör çıban

Özellikle sırt, ense veya yüzde meydana gelip, kıl diplerinin
iltihaplanmasıyla beliren bir çeşit çıbandır.
Küçük, kırmızı ve sert bir şişliktir.
Büyüdükçe, ağrı artar, fakat çoğu zaman
baş verme görülmez. Kör çıbanları kesinlikle
sıkmamak ve kurcalamamak gerekir.

Kramp

Kaslarda, şiddetli bir ağrı ile beraber istek dışı meydana gelen
kasılmalara kramp denir. Çoğunlukla yorgunluk, fazla terleme ve
ishalden sonra görülür. Atardamar hastalıkarından
kaynaklanan kramplarda mutlaka bir doktora başvurmak gerekir.

Kuduz

Kuduz hayvanın ısırması ve salyasının insan vücudundaki herhangi
bir sıyrıktan girip, kana karışması sonucu ortaya çıkan bulaşıcı
ve öldürücü bir hastalıktır. Tıp dilinde rabies
veya hydrophobia denir.

Kuduz virüsü, vücuda girdikten sonra sinir sistemine
yerleşerek, beyne kadar gelir ve orada iltihap yapar. Bu iltihaplanma,
ısırıldıktan sonra geçen 7 ila 60 gün arasında meydana
gelir.

Bu nedenle kuduz aşısının bu süre içinde yapılması gerekir.
Kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak kuduz aşısı
ile kuduz serumunun kıymeti yoktur.

Kuduz hastalığının başlangıcında, yorgunluk, durgunluk, sinir
bozukluğu, baş ağrısı ve kalpte sıkışma görülür. Hasta
yerinde duramayacak kadar sıkıntılıdır.

Bir süre sonra boğaz ve solunum yollarındaki kramplar başlar. Bu
dönemde sudan da korkmaya başlar. Kuduz şüphesi olan bir
hayvan ısırdıktan sonra ısırılan yerden bol kan akıtılır. Sonra
oksijenli suyla yıkanıp, tentürdiyot sürülür. Bu
işlem sık sık tekrarlanır.

Kulak ağrısı

Kulak ağrısı başka bir hastalığın belirtisidir. Kulak borusu zarı
iltihabı, kulak nezlesi, ortakulak iltihabı, kulak yolundaki
çıban, boyun bezeleri, yüz nevraljisi, bademcik iltihabı
veya çene mafsalındaki hastalık, kulak ağrısına neden olabilir.
Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.

Kulak akıntısı

Dış veya ortakulak iltihabından kaynaklanır. Akıntı azsa, dışkulak
iltihabı, koyu sarıysa ortakulak iltihabı düşünülür.

Mastoid iltihabının neden olduğu akıntı ise, krem kıvamında olup,
çoktur. Kulaktan kanlı akıntı gelmesi, kulak zarının delinmiş
olması veya kafatası kırığından kaynaklanabilir. Doktora başvurmak
gerekir.

Kulak çınlaması

Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp
dilinde tinnitus denir. Çok çeşitli nedenleri vardır.
Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak
iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet,
bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon
sayılabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.

Kulak iltihabı

Ortakulakta veya kulak arkası kemikte görülür. Vakit geçirilmeden doktora başvurmak gerekir.

- Ortakulak İltihabı

Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar grip, kızamık,
kuşpalazı, kızıl gibi hastalıklar ortakulağın iltihaplanmasına neden
olabilir. Hastada, yüksek ateş ve kulak ağrısı
görülür. Kulağa sıcak pansumanlar yapmak, ağrıları
dindirir.

- Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı

Nedeni, genellikle ortakulaktaki iltihabın, kulak arkasındaki kemiğe
doğru yayılmış olmasıdır. Hastada ateş, kulak ağrısı, koyu kulak
akıntısı, halsizlik görülür. İşitme azalır.
Çaresi ameliyattır.

Kulak kiri

Dışkulak borusundaki ufacık bezler; kulak kiri adı verilen hafif
sarımtırak yağlı bir madde salgılarlar. Bu salgı fazla olduğu zaman,
dışarıya atılamayıp kulak içinde kuruyacak olursa, bir
tıkaç meydana getirir ve kulak zarını etkileyerek rahatsızlık
verir.

Dışkulak borusu, kulak kiri ile tamamen kapanacak olursa, uğultu,
çınlama gibi arızalara neden olur. Tamamen tıkanmış boru, ancak
doktor tarafından açılabilir.

Kulunç ağrısı

Şiddetli ağrılara ve özellikle kalınbağırsak kaslarının kasılması
sonucu meydana gelen ve omuz başlarında hissedilen ağrılara, halk
arasında kulunç denir.

Bu çeşit ağrıların bazıları sabit, bazıları da gezici ağrı
şeklindedir. Kalınbağırsağın kasılmasından kaynaklanan bu çeşit
ağrılara, tıp dilinde kolik denir.

Kum sancıları


Böbrek kumlarını dökmek ve onların neden olduğu sancıları
gidermek için, perhiz yapmak ve bol bol su içmek
çok faydalıdır.

Kurdeşen

Tıp dilinde Ürtiker denilen kurdeşen, bir çeşit alerjidir.
Ciltte aniden başlayan ve birkaç saat süren dayanılmaz
kaşıntılarla kendini gösterir. Ciltte görülen
küçük, kırmızı kabarcıklar, bir süre sonra
şişebilir.

Bu belirtiler, bazen çok kısa zamanda geçer, bazen de
uzun süre devam eder. Nedeni, böcek veya arı sokması, bozuk
yiyecekler, bazı yiyecekler, bazı ilaçlar veya aşırı derecede
heyecanlamadır.

Kusmak

Midenin içindekilerini, elde olmayarak ağız yolu ile dışarı
atmaya kusmak, kusulan şeye de kusmuk denir. Kusmanın bir çok
nedeni vardır. Örneğin, zehirli, bozulmuş yiyecekler, içki,
gastrit ve ülser gibi mide hastalıkları, bazı besinlere karşı
hassasiyet, bazı ilaçlar, kanser, mide kanaması, mide fıtığı,
sinirlenme, migren, araç tutması, zehirlenme, kansızlık,
sarılık, tiroid hastalıkları, hamilelik ve çocuklarda kabakulak,
bademcik veya bağırsak hastalıkları sırasında kusma
görülür.

Tedavinin ilk şartı, kusmanın nedenini belirlemektir. Tedavi nedene
göre yapılır. Hasta kustuktan sonra, sırt üstü
yatırılır. Birşey yedirilmez. Bir bardak buzlu su, yudum yudum
içirilir.

Kuşpalazı

Difteri de denilen bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğu, ses
kısıklığı, nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde
morarma, bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir zar, boğaz
ağrısı, boyun bezlerinde şişlik, iştahsızlık, kol ve bacaklarda ağrılar
görülür. Ateş 38-40 derece arasındadır. Nabız
süratlidir.

Hastalık başlangıcında teşhis edilip, hastanın nefesi tamamen
kesilmeden müdahale edilmezse, ölümle sonuçlanır.
Bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan
mikroplarla bulaşır.

Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır. Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.








__________
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:34 pm

L ile başlayan rahatsızlıklar


Loğusa humması

Bazı loğusalarda görülen ciddi bir hastalıktır. Halk arasında
albastı denir. Nedeni, üreme organı yollarında iltihaplanma, doğum
esnasında temizliğe yeteri kadar önem verilmemesi veya idrar
yollarının iltihaplanması olabilir.

Doğumdan 3 veya 7 gün sonra ateş yükselir. Karnın alt
bölümünde yumuşaklık hissedilir. Akıntı fazlalaşır ve
loğusa genel bitkinlikten şikayet eder. Doktora başvurmak gerekir.

Lösemi

Halk arasında kan kanseri denilir. Kandaki alyuvarların aşırı derecede çoğalması sonucu meydana gelir.

Lumbago

Sırtın aşağı kısmında hissedilen çok şiddetli ağrıya lumbago
denir. Belirtileri çeşitlidir. Mesela, hasta otururken, bir
yerden kalkarken, eğilerek bir iş yaparken sırt bölgesinde
şiddetli ağrılar hisseder.

Ağrı belirtili bir noktadan başlayıp, kasıklara ve kalçaya doğru
yayılır. Hastalığın belirli bir nedeni olmamakla beraber, bağların ve
kasların fazla gerilmesi, disk kayması veya bel kemiği ile kalça
kemiği arasındaki eklemlerin fazla zorlanması nedenler arasında
sayılabilir.

Tedavinin ilk şartı istirahat etmektir. Ayrıca sırta sıcak su torbası koymak ve masaj yapmak da çok faydalıdır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:34 pm

M ile başlayan rahatsızlıklar


Mide tembelliği

Midenin besinleri gereği gibi ve normal sürede hazmedememesine mide tembelliği bir başka ifadeyle mide zafiyeti denir.

Nedeni, midede asit fazlalığı, mide kaslarının zayıflamış olması veya
midenin hazım için gerekli olan salgıyı yapamamasıdır.

Mide ülseri

Midenin iç yüzündeki belirli bir kısmın aşınması sonucu meydana gelen yaraya mide ülseri denir.

Sinir bozukluğu, midede asit fazlalığı, zamanında ve iyi tedavi
edilmeyen gastrit, mide zafiyeti, karaciğer yetersizliği veya safra
azlığı, kalp hastalıkları, sindirilmesi güç yiyeceklerin
aşırı derecede kullanılması, haddinden fazla sigara, çay, kahve
veya asit yapıcı meşrubat içmek, alkol kullanmak veya bazı
ilaçların uzun süre kullanılması mide ülserini doğuran
nedenler arasındadır.

Hastalığın başlangıcında mide ekşimesi ve ağırlık hissi vardır.
Hastanın ağzına, sık sık ekşi su gelir. Tat alma duygusu hafiflemiştir,
dil paslıdır, hastanın rengi solmuştur.

Karnın üst kısmına bastırılınca, acıma hissedilir. Bu belirtiler
ortaya çıktıktan sonra; en kısa zamanda tedaviye
geçilmezse; yemeklerden 2-3 saat sonra sırta doğru yayılan
şiddetli mide ağrıları başgösterir.

Baş dönmesi ve terleme de görülür. Bu devrede,
kusma ile bir miktar kan da görülebilir. Bazı kimselerin
büyük abdestleri katran gibi olur. Bu işaretler, ülserin
ilerlemiş olduğunu gösterir.
Mide ülseri, bilhassa ilk bahar ve son bahar aylarında, çok rahatsız edici bir hal alır. Ağrı ve kanamalar artar.

Mide ülseri, başlangıcında teşhis edilip de tedaviye başlanılacak
olursa, telaşlanmaya ve korkmaya gerek yoktur. Bu durumda yapılacak ilk
iş, üzüntüye kapılmamak, aksine bütün
üzüntülerden sıyrılmaya gayret sarfetmektir.

Sonra tedaviye yardımcı olmak amacıyla aşağıdaki hususlara kesinlikle uymak gerekir.

- Tedavi süresince istirahat edin
- Yemeklerinizi, her gün belirli saatlerde yiyin
- Bağırsaklarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayın
- Sigara, çay, kahve ve alkolü bırakın
- Diş sağlığına önem verin
- Süt ve sütlü yiyecekler, yumurta, kızarmış ekmek,
tereyağı, pelte ve haşlanmış balık, sebze püreleri ve patates
yemeğini sofranızdan eksik etmeyin.

Mide yanması

Göğüs kemiğinin arka tarafında hissedilen yanma ile kendini
gösterir. Nedeni midede fazla miktarda asit bulunmasıdır.

Migren

Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile
birlikte gelip, başın ve yüzün yarısını kaplayan özel
bir baş ağrısıdır. Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur.
Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta
günlerce devam eder.

Migren, herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir
neden olmadan da görülebilir. İrsi olanlar da vardır.
Başın yarısında zonklamalar, bulantı ve bazen kusma görülür.

Gözünün önünde siyah benekler, bulanık
lekeler, uçuşur. Bazı kimseler, konuşmakta da zorluk
çekerler.

Ağrı geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak
oldukça etkilidir. Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada
iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay, sigara,
içki, gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir.

Miyopluk

5 metreden daha uzağı yeteri kadar görememeye miyopluk denir.
Nedeni, göz kaslarının yorulmuş ve kuvvetlerini kaybetmiş
olmasıdır. İrsi olanları da vardır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:35 pm

N ile başlayan rahatsızlıklar


Nasır

Daha ziyade el ve ayağın sürekli olarak sürtünmelere
uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesi ile
meydana gelen ve basılınca ağrı veren sertleşmiş deri tümseğine
nasır denir.

Nedeni, nasırlaşan bölgeye yapılan basınç ve
sürtmedir. Ayakta görülen nasırlara çoğunlukla
sıkı ayakkabılar neden olur.

Nefes darlığı

Tıp dilinde dispne denilen nefes darlığı önemli bir hastalığın
belirtisi olabilir. Spor yaptıktan, koştuktan veya yorucu bir iş
yaptıktan sonra nefes darlığı normal sayılabilir.

Ancak ortada neden yokken nefes darlığından şikayet etmek mutlaka
üzerinde durulması gereken bir konudur. Çünkü
kansızlık, kalp hastalıkları, mide hastalıkları, bronşit, tiroid
bezinin büyümesi, akciğer hastalıkları, zatürree, astım,
zehirlenme, şişmanlık, nefes darlığına neden olabilir.

Nefes darlığından şikayet edenlerin sigarayı kesinlikle bırakmaları, ağır yemekleri de terk etmeleri gerekir.

Nefes kokusu

Tıp dilinde halitosis denilen nefes kokusunun nedenleri çeşitlidir. Genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır.

- Hazımsızlık, geğirme, kokulu yiyecekler, alkol ve bazı ilaçlar
- Burun veya sinüz hastalıkarı
- Çürük dişler, ağız yaraları veya bademcik iltihabı
- Kusma veya uzun süreli perhizler

Diğer taraftan şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar sırasında da nefes kokusu hissedilir.

Herşeyden önce, ağız temizliğine çok dikkat etmek gerekir.
Çürük dişler tedavi ettirilmeli, yenilen ve
içilen şeylerin kokusuz olmasına dikkat edilmelidir. Hergün
temiz havada yürümek de faydalıdır. Kısa sürede
geçmeyen nefes kokularında bir doktora başvurmak gerekir.

Nefrit

Böbreklerin çalışmasında görülen bir bozukluktan
kaynaklanır. Bu durumda idrara protein karışır. Tıp dilinde bright
hastalığı da denir. 3 çeşidi vardır.

- Akut Nefrit
- Müzmin Nefrit
- Subakut Nefrit

Nefritin bütün çeşitlerinde yatak istirahatı şarttır.
Üşütmemeye dikkat etmek ve bele kuşak sarmak da gerekir.
Ayrıca çıkan idrar miktarından çok su içilir.

Nevralji

Sinir ağrısına tıp dilinde nevralji denir. Bilhassa, yüzde ve
başta hissedilir. Ama vücudun diğer taraflarında da bulunabilir.
Nedeni soğuk algınlığı, şeker hastalığı, damar sertliği, veya ağrı
yapan sinir yakınında meydana gelen herhangi bir hastalıktır.

Nevrasteni

Zihin ve vücudun aşırı derecede yorgun düşmesi sonucu ortaya
çıkan bir hastalıktır. Üzüntü, sıkıntı, endişe,
yeteri kadar dinlenmeye vakit ayırmadan uzun süre çalışmak,
bazı mikrobik hastalıklar ve sinirleri uyarıcı ilaçları uzun
süre kullanmak nevrasteni için gerekli olan zemini hazırlar.

Kişi gerçekte hasta olmadığı halde bazı organlarının
hastalığından yakınır. Çabuk yorulur, çabuk sinirlenir,
huzursuzdur, baş ağrıları vardır. Bazen de gözlerinin iyi
görmediğini söyler.

Dikkatini toplayamaz, uykuları da normal değildir. Cinsel ilişkide
başarılı olamadığını, hazımsızlık çektiğini, vücudunun her
yerinin ağrıdığını söyler.

Tedavi amacıyla, ılık duş almak, istirahat etmek, vakit buldukça
açık havada dolaşmak, günlük sıkıntılardan uzaklaşmaya
çalışmak, hazmı güç şeyler yememek, kahve ve
sigarayı terketmek gerekir.

Nezle

Burun içindeki ince zarın, üst solunum yollarının virütik iltihaplanmasıdır. Nezle bulaşıcıdır.
Hastada burun akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı, baş ağrısı,
öksürük bazen de ateş görülür. 1-15
gün devam eder. İyi tedavi edilmezse müzminleşir. Tedavinin
ilk şartı istirahat etmek ve kalabalık yerlerden uzak kalmaktır.

Nikris hastalığı

Halk arasında gut veya damla hastalığı tıp dilinde ise podagra denir.
Özellikle fazla içki içen ve fazla kırmızı et
yiyenlerde görülür. Daha fazla erkeklerde rastlanır.

El, ayak başparmağı, diz ve dirseklerde şişkinlik meydana gelir. Ağrı da vardır.

Buraları dokunulmayacak kadar hassaslaşmıştır. Ateş 39,4 dereceye kadar
yükselir. Tedavinin başarılı olması için mutlaka yatak
istirahati gerekir. Gıda rejimi uygulanır.

Acılı, tuzlu, sirkeli ve şekerli yiyecekler terkedilir. Alkol ve sigara
bırakılır. Dana, koyun ve kuzu eti yenmez. Diğer etler, yağ, nişastalı
yiyecekler mümkün olduğu kadar azaltılır. Şeker yerine bal
kullanıllır.

Az patates, yağsız beyaz peynir, yağsız süt, yoğurt, enginar,
havuç, kereviz, kiraz, lahana, fasulye, zeytin, maydanoz, armut,
çilek, erik, kara turp, üzüm, domates, ve pırasa
yenilebilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar çok limon suyu
içilir.









____________________
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:35 pm

O - Ö ile başlayan rahatsızlıklar


Onikiparmak bağırsağı ülseri

İncebağırsağın 25 santimetre kadar olan ilk bölümüne
onikiparmak bağırsağı denir. C harfi
görünümündedir. Onikiparmak bağırsağında meydana
gelen ülsere tıp dilinde duodenum ülseri denir.

Tedavi eidlmeyen gastrit, fazla asit, sinir bozukluğu, düzensiz
hayat, gürültü, fazla miktarda sigara, çay, kahve
ve alkol kullanmak, safra kesesi veya karaciğer yetersizliği, kalp
hastalıkları, hormon dengesizliği, dengeli bir şekilde beslenememe,
çok sıcak veya çok soğuk yiyecekler, haddinden fazla et,
hamur işleri veya baharatlı yiyecekler ve bazı ilaçlar;
onikiparmak bağırsağında ülserin meydana gelmesine yardımcı olur.

Hasta, mide ekşimesi ve ağzına ekşi su gelmesinden şikayet eder. Ayrıca
dili paslı, rengi solgundur, baş dönmesi ve fazla terleme de
görülür. Midesinin üstüne basılınca, ağrı
hisseder. Yemeklerden sonra da göğse doğru yayılan bir ağrı
belirir.

Bu belirtiler, ilk bahar ve sonbahar aylarında daha da artar. Tedavi
için yapılacak ilk iş, hastalığı doğuran nedenleri ortadan
kaldırmak, yemekleri az, fakat sık sık yemek, istirahat etmek ve
üzüntüden uzak yaşamaya gayret etmektir.

Ödem

Vücudun anormal derecede su toplamasına halk arasında istiska; tıp
dilinde ise ödem denir. Veya hidrofizi denir. Yüzde, ellerde,
ayaklarda veya karında ağrısız şişlikler görülür. Bu
şişkinliklerin kaynağı kalp, karaciğer veya böbrek hastalıklarıdır.

Öksürük

Çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana
gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan
öksürüktür 3 grupta toplanır.

- Kuru öksürük

Nezle, boğaz iltihabı, bademcik iltihabı, fazla sigara içmek,
sindirim bozuklukları, gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları,
kalp hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından kaynaklanan
öksürükler balgamsızdır, yani kuru
öksürüktür.

- Nöbet şeklinde gelen öksürükBu çeşit
öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava
borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit
öksürükte pek az balgam görülür.

- Balgamlı öksürük

Bu çeşit öksürük, sık sık tekrarlar. Hastada
hırıltı vardır. Balgam çıkarır ve nefesini dışarı vermekte
zorluk çeker. Balgamlı öksürük; Bronşit, astım,
sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp hastalıkları veya
tüberküloz'un bir işareti olabilir.

Öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:36 pm

P ile başlayan rahatsızlıklar


Pamukçuk

Çocuklarda görülen ve beslenme yetersizliğinden kaynaklanan bir hastalıktır. Tıp dilinde candia albicans denir.

Paratifo

Tifoya benzeyen, mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Paratifo
mikropları paratifolu hastanın idrar, büyük abdest veya
kanında bulunur.

Lağım sularının karıştığı içme suları ve bu sularla yetiştirilen
yiyeceklerle bulaşır. Hastalığın yaygınlaşmasında kara sinekler de
önemli rol oynar.

Paslı dil

Çoğunlukla mide hastalıkları veya bazı ateşli hastalıklarda
dilin paslandığı görülür. Uzun süreli dil
paslarında doktora başvurmak gerekir.

Peltelik

Dil peltekliğinin nedenleri çeşitlidir Müzmin nezle,
bademciklerin hastalanmasından dolayı burundan konuşma, kısmi sağırlık,
yarık damak bu duruma neden olabilir.

Prostat büyümesi

Prostat bezi, idrar torbasının boynu ile idrar yolu başlangıcını
çevreleyen ceviz büyüklüğünde bir guddedir.
Yalnız erkeklerde bulunur.
Prostat bezi, 50 yaşını geçen erkeklerde büyümeye başlayıp, rahatsızlık verebilir.

astalığın belirtileri gecenin son kısmında idrara kalkmak,
gündüzleri sık sık idrar yapmak, idrar yapmakta zorluk,
idrarın yavaş yavaş akması, idrarın başında veya sonunda bir damla kan
şeklinde görülür. Kesin tedavi ameliyatla
gerçekleşir.

Prostat iltihabı

Vücudun herhangi bir yerindeki iltihabın, kan dolaşımı aracılığı
ile prostat bezine gelip yerleşmesi sonucu ortaya çıkar. Hastada
titreme, halsizlik, ateş, sırt ve bacak ağrıları görülür.

Hasta, İdrarını ve büyük abdestini yapmakta
güçlük çeker.Tedavi sırasında en az 10 gün
yatak istirahati şarttır.

Prostat kanseri

Prostat bezinin genişleyip, büyümesi sonucu ortaya
çıkan bir hastalıktır. Hastanın karın bölgesinin alt
kısımlarında ve bacak aralarında ağrı vardır. Bazen sırtta ve kollarda
da ağrı hissedilir. Doktor tedavisi gerekir.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:36 pm

R ile başlayan rahatsızlıklar


Rahim egzaması

Rahimden gelen cerahatli akıntının neden olduğu bir çeşit
egzamadır. Rahimde veya ****** çevresinde kızarma ve şişlikler
görülür. Bu şişlikler bir süre sonra su toplayıp,
kabuklanır. Kaşıntı, zonklama ve yanma hissedilir.

Rahim iltihabı

Rahimim iç yüzünün iltihaplanmasına tıp dilinde
endometri denir. Nedeni, belsoğukluğu, doğumdan ve çocuk
düşürdükten sonra rahimde parça kalması veya
rahim düşüklüğüdür.

Hastanın karın bölgesi hassastır, ******dan cerahatli ve
sümüğe benzer akıntı gelir. Aybaşı kanamaları fazla olur.
Bacaklarda ve leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır. Bu ağrılar
dinlenmekle geçer. Doktora başvurmak gerekir.

Rahim kanaması

Bu hastalık, aybaşı hali dışında görülen aşırı kanamalarla
kendini gösterir. Aybaşı hali sırasında da sancı olmaz.

Rahim kanseri

Çoğunlukla rahim boynunda ve ******nın başlangıç kısmında
meydana gelen bir hastalıktır. Çok düşük yapan veya
çok doğuran kadınlarda daha fazla görülür.

Tıp dilinde uterus kanseri denir.
******dan kan veya fena kokulu akıntı gelir. Böyle durumlarda, vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.

Rahimde polip

Rahimde meydana gelen ve nohut büyüklüğünde olan
renkli yumrulara rahim polip'i denir. Nedeni, rahimin iç
yüzünü örten zarın iltihaplanmış olmasıdır.

Aybaşı halinde aşırı kanama, rahim akıntısı ve arasıra gelen karın
ağrıları ile kendini gösterir. Kesin tedavisi ameliyattır.

Rahim sarkması

Bazı kadınların ****** veya rahimleri bacaklarının arasına doğru
sarkar. Bu durum, yaşlı kadınlarda görüldüğü gibi
gençlerde de görülebilir.

Nedenleri, müzmin öksürük, ıkınma, ağır şeyler
kaldırma, aşırı yorgunluk, rahim ur veya polipleri, doğum sırasında
destekleyici kas ve bağların zayıflamış olması veya aileden gelen
eğilimdir.

Rahim urları

Çoğunlukla doğum yapmamış kadınlarda görülür.
Bazı urlar zararsızdır. Ancak aybaşı günlerinde gecikme, kilo
kaybı, kansızlık ve adet görmenin ikinci ve
üçüncü günlerinde haddinden fazla kanama
varsa, geç kalmadan bir doktora başvurmak gerekir. Ayrıca
hastada idrar yapma ihtiyacı fazlalaşır, leğen kemiği bölgesinde
ağrı vardır.

Raşitizm

Çocuklarda görülen bir çeşit kemik
hastalığıdır. Nedeni, yeteri kadar D vitamini almamaktır.
Çoğunlukla yeteri kadar güneş görmeyen, sıhhi olmayan,
rutubetli, karanlık ve basık tavanlı evlerde yaşayan, yeteri kadar
süt içmeyen ve haddinden fazla miktarda unlu gıdalarla
beslenen çocuklarda görülür.

Hastalık genellikle 2 yaşında ortaya çıkar. Çocukta
huysuzluk ve devamlı terleme görülür, iştahı azdır.
Bazıları kabızlık çeker, bazıları da ishal olurlar. Adaleleri
gevşektir. Derileri soluk ve kansızdır.

Dişleri geç çıkar ve erken çürür. Ayakta
durmayı ve yürümeyi geç öğrenir. Bacak kemikleri
çarpıktır. Düztabanlık görülür. Deniz, kum
veya güneş banyoları, kış aylarında da, haftada 3 kere ılık banyo
yaptırmak yaralıdır.

Romatizma

Umumiyetle eklem, kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara
romatizma denir. Romatizma ağrıları, vücudun her tarafında
görülebilir. Halk arasında, romatizma ağrılarına yel denir.
Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme
dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük
dişler, sinüzit, bademcik iltihapları ve yaşlılık romatizmayı
hazırlayan nedenlerin başında gelir.

Ayrıca, soğuk ve rutubet de çok önemli rol oynar.
Romatizmalı yerlerde ağrı, yanma veya üşütme ve şişlikler
görülür. Ağrı bazen dayanılmaz dereceye varır. Hareket
etmekte de güçlük çekilir. Tedavi edilmezse,
kalp kapağı hastalığı veya bir başka hastalığa neden olur. 3
çeşit romatizma vardır

- Akut eklem romatizması
- Romatoid artrit
- Dejeneratif romatizma









____________________
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:37 pm

S - Ş ile başlayan rahatsızlıklar


Saç dökülmesi

Günde, normal olarak 80 saç kılı dökülür.
Bundan fazla dökülme yaşın ilerlemiş olması, bazı ateşli
hastalıklar, tiroid hastalıkları, kansızlık, verem, şeker hastalığı
gibi bütün vücudu etkileyen hastalıklardan sonra
görülür.

Tıp dilinde alopesi adı verilen saç dökülmesi; basit
saç dökülmesi ve pelad olmak üzere iki
çeşittir.

Saçların kepeklenmesi

Kafatası derisi üzerinde meydana gelen gevşek pul şeklindeki
kabuklara kepek denir. Kuru ve yağlı olmak üzere iki çeşidi
vardır. Yağlı sarımtırak görünüşteki kepeklenmeye, tıp
dilinde sebore denir.

Nedeni, derinin en üst kısmında bulunan tabakanın, ürettiği
fazla parçalardır. Bunlar, çoğunlukla saçlar
tarandığı zaman dökülür.
Tedavinin ilk şartı; temizlik ve fazla miktarda unlu şeyler yememektir.

Saçkıran

Tıp dilinde tinea tonsurans denilen saçkıran, bir çeşit
mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hiç vakit
kaybetmeden tedavi etmek gerekir.

Saçkıranlı hastanın tarağını kullanmak veya şapkasını giymekle
bulaşır. Tedaviye, hastalıklı yerdeki saçları kesmek veya traş
etmekle başlanır. Saçlar, haftada iki kere yıkanır.

Saç ve sakal ağarması

Yaş ilerledikçe saça ve sakala rengini veren maddenin
yapımı azalır, bir süre sonra da tamamen kesilir. Kumral ve kızıl
saçlar, daha erken beyazlaşır. Genç yaşlarda
görülen beyazlaşmalar ise, ırsidir. Tedavisi yoktur.

Safra kesesi iltihabı

Safra kesesi taşlarının neden olduğu bir çeşit iltihaplanmadır. Tıp dilinde kolesistit denir. İki çeşidi vardır.

- Müzmin safra kesesi iltihabı

Safra kesesi büzülür, gereği gibi çalışamaz hale
gelir. Hastanın karnında, özellikle yemeklerden sonra gaz ve
gerginlik vardır. Ayrıca; sağ taraftan başlayıp, kaburgaların altına
kadar yayılan geçici bir ağrı ve sarılık nöbetleri de
görülür. Tıp dilinde kronik kolestit denir. Bu hastalık
genellikle 40 yaşını geçmiş şişman kadınlarda
görülür.

- Akut Safra Kesesi İltihabıBilhassa, safra yollarına yerleşmiş taşın
neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde akut kolestit denir. Hastada
karnın sağ üst kısmına gelen ani, şiddetli ve çabuk
gelişen, sırta, hatta sağ omuzun ucuna kadar yayılan ağrı vardır. Ateş
artar, kusma ve bulantı görülür.

Her iki çeşit safra kesesi iltihabında da; vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Ameliyat gerekebilir.

Safra taşları

Safra koyulaşması sonucu meydana gelen taşlara halk arasında safra taşı, tıp dilinde ise kolelitiasis denir.

Yapılarında kolestrin bulunur.Bazı safra taşları, rahatsızlık vermez.
Bazıları da safra kanalını tıkar. Çok şiddetli, batıcı bir ağrı,
bulantı ve kusma yapar. Hasta yerinde duramaz olur. Bu olayların
hepsine birden safra kesesi krizi denir.

Düşmeyen veya alınmayan safra taşları, safra kesesinin
iltihaplanmasına da neden olur. Safra taşlarının neden olduğu
rahatsızlıkları gidermek için doktor müdahalesi gerekir.

Sağırlık

Sonradan meydana gelen sağırlıkları doğuran nedenler çeşitlidir.
Mesela; dış, orta veya içkulak bozuklukları, beyin hastalıkları
veya histeri, geçici sağırlığa neden olabilir. Gerçek
nedeni bulmak doktorun işidir.

Sakal iltihabı


Sakal kılının kolayca koparılması ve kopan kılın ucunda da cerahat
damlacığı görülmesi şeklinde ortaya çıkan bir
hastalıktır. Tıp dilinde sikozis denen bu hastalığa, stafilokok cinsi
mikroplar neden olur.

Salgın menenjit

Menegokok adı verilen bir çeşit mikrobun; beyin zarına
yerleşmesi ve orada iltihaplanmalar meydana getirmesi sonucu ortaya
çıkan bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır. Hastalık,
boğazlarında mikrop taşıyan hastalar veya kendileri hasta olmadıkları
halde boğazlarında menenjit mikrobu taşıyan sağlam kimseler tarafından
bulaştırılır.

Hastalık çoğu kere üşüme, titreme ve ateşin birdenbire
yükselmesiyle başlar. Halsizlik, başağrısı, ve kusma
görülür. Dudak ve burun deliklerinin kenarlarında
uçuklar belirir. Gözlerini açmakta zorluk
çeker.

Bir süre sonra, ensesi sertleşmeye ve başını öne eğememeye
başlar. Hiç vakit geçirmeden tedaviye başlamak şarttır.
Aksi halde, ölümle sonuçlanabilir. Bu günkü
tedavi yöntemleri sayesinde hastanın sağlığına kavuşması
mümkündür.
Salgın menenjit salgını sırasında sağlıklı kimseler hastalarla
görüşmemelidir. Kalabalık yerlere gidilmemelidir.
Bütün vücudun, özellikle ağız ve burunun temiz
tutulması gerekir.

Saman nezlesi

Ot veya bitki tozlarının neden olduğu bir çeşit alerjik
hastalıktır. Tıp dilinde pollenosis veya alerjik rinit denir. Daha
ziyade, çiçeklerin açtığı aylarda
görülür.

Hastada şiddetli aksırmalar, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarma
ve sulanma, fazla miktarda berrak burun akıntısı ve
öksürük görülür. Tedavinin ilk şartı,
çiçeklerin açtığı sıcak ve rüzgarlı
günlerde kırlara gitmemek ve güneş gözlüğü
kullanmaktır.

Sara

Bir çeşit sinir hastalığıdır. Nedeni beynin çalışmasında
görülen bir anormalliktir. Tıp dilinde epilepsi denir. Grand
mal ve petit mal olmak üzere iki çeşidi vardır.

- Grand Mal
Saranın ağır şekline grand mal denir. Hasta nöbet gelmeden
önce aura denilen bir devre geçirir. Bu sırada da,
nöbetin geleceğini anlar. Bu devrede, kulak çınlaması,
belirli bir yerde ağrı, titreme vardır. Ne olduğunu anlayamadığı bir
koku hisseder.

Kısa bir süre sonra da, şuurunu kaybederek yere düşer.
Vücudunda kuvvetli çırpınmalar başlar. Kol ve bacakları
ritmik bir şekilde kasılıp, gevşer. Ağzı köpürür, dilini
ısırabilir, farkında olmadan küçük ve büyük
tuvaletini koyabilir. Bir süre sonra da kasılmalar azalır, derin
bir soluk alarak sakinleşir ve kendine gelir.

- Petit Mal Saranın hafif şeklidir. Bu çeşit saralıda şuur kaybı
görülür fakat, kasılma ve gevşemeler görülmez.
Hatta bazen çevresindekiler kriz geçirdiğini bile anlamaz.

İlkyardım olarak, kriz geçiren hastanın yaralanmasını
önleyici tedbirler alınır. Dilini ısırmaması için de temiz
bir mendili top yaparak ağzına koymak faydalıdır.

Sarılık

Safranın kana karışıp, bütün dokuları hatta göz aklarını
bile sarıya boyaması ile ortaya çıkan bir hastalık belirtisidir.
Tıp dilinde ikter denilen sarılığın üç çeşidi vardır.

- Hemolitik sarılıkKandaki alyuvarların tahrip olması sonucu safra,
kana karışır. Hastanın idrar rengi normal, büyük tuvaleti ise
koyudur.

Hepatik sarılık
Bir virüsün neden olduğu karaciğer iltihabıdır. Karaciğer
hücreleri şişer ve safra yolları tıkanır. Belirtileri, yavaş yavaş
görülür. Hastada ateş, iştahsızlık, ishal ve kusma
vardır.
En çok görülen sarılık çeşidi budur.

Obstrüktif sarılık
Nedeni, safra kanallarının tıkanmış olmasıdır.
Ortak belirtileri ise şunlardır. Hastalığın neden olduğu sarı renk,
önce göz aklarında görülür. Sonra yüz,
boyun, gövde, kol ve bacaklara kadar yayılır. İdrarın rengi sarı
ile koyu kahverengi arasında değişir.

Ciltte de kaşıntı vardır. Büyük abdest, kil renginde ve fena
kokuludur. Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir. Sıkı bir perhiz
uygulanır.

Sedef hastalığı

Nedeni, kesinlikle bilinmeyen bir hastalıktır. İrsi veya sinirsel olduğu söylenmektedir. Tıp dilinde psoriasis denir.

Daha çok, baş derisinde, dizlerde ve dirseklerde veya
tırnaklarda meydana gelen düzensiz kırmızı lekelerle kendini
gösterir. Lekeler, gümüş renginde ve pul pul olup,
deriden yüksektir. Kaşıntı yoktur.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:37 pm

Ses kaybı

Sesin tamamen kaybolmasına, tıp dilinde afoni denir. Tam veya kısmi
olabilir. Nedeni, boğaz veya gırtlak hastalıkları, konuşma kaslarını
kontrol eden sinirlerin hastalanması veya sinir bozukluğudur.

Tedaviye geçmeden önce, gerçek nedeni bulmak
gerekir. 1-2 gün içinde geçmeyen ses kayıplarında
doktora başvurmak gerekir.

Ses kısıklığı

Boğaz veya gırtlağın, dışarıdan gelen organizmalar tarafından istila edilmesi sonucu ortaya çıkar.

Nedeni, soğuk algınlığı, bağırmak, çok konuşmak, boğazı tahriş
edici duman veya benzeri gazlar veya boğaz iltihabıdır. Kısa
sürede geçmeyen ses kısıklığında, doktora başvurmak gerekir.

Sık sık idrara gitme

Günde 4 veya 6 kez idrara gitmek normal sayılır. Bu sayı,
içilen su miktarına göre değişir. Toplam idrar miktarı, 8
su bardağı kadardır. Bu miktarda ve idrara gitme sayısında fazlalık
olduğu zaman gençlerde şeker hastalığı, ihtiyarlarda böbrek
hastalığı veya prostat büyümesi düşünülebilir.

Sıraca

Tıp dilinde scrofula denir. Bir çeşit kronik deri veremidir.
Nedeni, boyundaki lenf bezlerinin veremidir. Daha ziyade boyun
bölgesinde ve yüzde acısız şişliklerle ortaya çıkar.
Bir süre sonra patlayan bu şişliklerden irin akar.

Sıtma

Anofel adlı sivrisineğin sokmasıyla, insandan insana bulaşan, titreme,
ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren, kimi zaman da
başka bir hastalık gibi görülen ve tedavi edilmezse,
öldüren bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde malarya denir.

Siğiller

Derinin üst tabakasının büyümesi sonucu ortaya
çıkar. Nedeni, bir çeşit virüstür. Tıp dilinde
verrü denir. Aynı kişide bir yerden diğer bir yere bulaşabilir.
Daha ziyade, parmak, ayak ve yüzün çeşitli yerlerinde,
yuvarlak deriden yüksekte ve çilek
görünümünde kabartılar halinde
görülür.

Sinirsel ağrılar

Bu çeşit ağrılar, genelikle küt ağrı şeklindedir.
Vücudun her yerinde hissedilebilir. Ama, çoğunlukla kalp
çevresindeki ağrılardan şikayet edilir.

Bazı kimseler de başlarını tıpkı bir çember gibi sıkan baş
ağrılarından şikayet ederler. İşte bu çeşit ağrılar, bedeni bir
arızadan kaynaklanmıyorsa, sinirsel ağrılardır.

Sinir bozukluğu

Hayat şartlarından fazlasıyla etkilenenlerde görülebilen,
esasta önemli bir kaynağı olmayan bir rahatsızlıktır. Devamlı
olarak endişe içinde olmak şeklinde görülenine
anksiete, ruhi ve bedeni bitkinlik şeklinde görülenine de
depresyon adı verilir.

Hasta hayattan zevk almaz, her zaman mutsuzdur, huzursuzdur,
sinirlidir. Uykuları düzensizdir. Gerçekte bir hastalığı
olmadığı halde çeşitli hastalıkların varlığından şikayet eder.

Tedaviye hayatının iyi yanlarını görmeye alışmakla başlanır.
Sinirlenmekten kaçınmak, her kötü olayın iyi bir
tarafı olduğunu görmeye alışmak, düzenli bir hayat
sürmek gerekir.

Sinirsel hazımsızlık

Sinir sisteminin düzenli, uyumlu çalışmasını kaybetmesi
sonucu ortaya çıkar. Ayrıca, alkol kullanmak, fazla sigara
içmek, haddinden fazla çay, kahve veya süt
içmek, çabuk ve gereği gibi çiğnemeden yemek yemek
şikayetlerin artmasına neden olur.

Hastanın karnında ağırlık hissi vardır, midede gurultu, yanma veya
ekşime görülebilir. Geğirir, gaz çıkarır. Yorgunluk,
baş ağrısı, çarpıntı ve unutkanlıktan da şikayet edilir.

Sinirsel kusma

Sinir sistemindeki düzensizlikten kaynaklanan bir durumdur. Ağıza
su gelmesi şeklinde de görülebilir. Herşeyden önce,
sinirlenmemeyi, düzenli bir hayat sürmeyi alışkanlık haline
getirmek tedavinin ilk şartıdır.

Sinüzit

Çene, alın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna
açılan içleri hava dolu boşlukların, sinüslerin
iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve
müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır.

Nedeni burun iltihabı, nezle, grip, alerji, burundaki şekil
bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir. Hastanın
yüzünde zonklayıcı bir ağrı, burnunda tıkanma, akıntı ve baş
ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür.

Siroz

Karaciğer dokularının harap olması ve karaciğerin sertleşmesi sonucu
ortaya çıkan bir hastalıktır. Tıp dilinde cirrhosis denir.

Beslenme, hazımsızlık ve fazla miktarda alkol bazen de safra yollarının
tıkanması sonucu görülür. Hastanın karnı su toplar, ayak
bilekleri şişer, iştahı azalır ve arasıra da kusar.

Sivilceler

Yağ bezelerinin fazla çalışmasından, hormon veya metabolizma
bozukluklarından kaynaklanan en küçük çıbanlara
sivilce denir. Sivilceleri sıkmamak, tuzsuz, yağsız ve baharatsız
şeyler yemek gerekir.

Siyatik

Üst bacağın arka kısmı, arka bacağın dış tarafı ve siyatik siniri
boyunca yayılan ağrıya siyatik denir. Ağrı, bazen birdenbire gelir.
Bazen de yavaş yavaş ilerler. Otururken, kalkarken, uzanırken
hareketler zorlukla yapılır.

Belkemiğinin aşağı bölgesi, hassastır. Ağrılar yürürken,
öksürürken ve gerinirken daha da artar. Halk arasında
sinir romatizması da denir.

Nedeni, omurlar arasında kıkırdak disklerin yerinden oynaması, yani
disk kayması, omurganın alt bölümünün iltihaplanmış
veya zedelenmiş olması, dizkapağı iltihabı veya sinir iltihabıdır.
Tedavinin ilk şartı yatak istirahatidir. Ayrıca yatak altına kalın bir
tahta koymalı, iki yastıktan fazla da yastık kullanmamalıdır.

Skorbüt

C Vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır. Daha ziyade 5-6
ay süreyle yeteri kadar C vitamini alamayan çocuklarda
ortaya çıkar. Hastada dermansızlık, zayıflama, ve kanamalar
görülür. Yaraların iyileşmesi gecikir, diş etleri şişer
ve mikrobik hastalıklara yakalanma ihtimali artar.

Küçük çocuklara her gün 4 çorba
kaşığı taze sıkılmış portakal, limon veya greyfurt suyu verilirse,
skorbüt olmaları önlenmiş olur.

Şarbon


Halk arasında karakabarcık da denilen bu hastalık daha çok
kasap, çiftçi veya veterinerlerde görülen ve
hayvanlardan, insanlara geçen mikrobik bir hastalıktır. Daha
çok yüz, boyun veya kolda bir çıban çıkıp
daha sonra patlar.

Etrafında da siyah bir kabuk meydana gelir.
Öldürücü bir hastalık olduğu için vakit
kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.

Şeker hastalığı

Vücudun şeker yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde diabet denir.

Pankreas, kandaki şeker miktarını kontrol eden ve adına insülin
denilen bir madde salgılar. Pankreas bu görevini yerine
getirmezse, kandaki fazla şeker, karaciğere depo edilir. Aç
karnına alınan 100 gram kanda 80 miligram şeker vardır. Bu miktar
yemekten 1-2 saat sonra 140 miligrama kadar yükselir. Kandaki
şeker miktarı hastalığın durumuna göre aşağıdaki gibi tespit
edilir.

Şeker durumu Açken Yemekten 1-2 saat sonra
Normal kimselerde 80 mg. 140 mg.
Orta derecede 130 mg. 190 mg.
Ağır derecede 160 mg. 215 mg.

2 çeşit şeker hastalığı vardır.

- Şekersiz Diabet

Hipofiz bezinin arka tarafından salgılanan antidiüretik hormonun
yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker
hastalığına, tıp dilinde diabetes insipidus denir.

- Şekerli Diabet Pankreasın salgıladığı insülin yetmezliği sonucu
ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına, tıp dilinde
diabetes mellitus denir.

Şeker hastalığını doğuran nedenler dengesiz beslenme, şişmanlık veya
sinir bozukluğudur. Bazı kimselerde de irsiyet önemli bir rol
oynar.
Hastalığın başlangıcında çok yemek ve su içmek ihtiyacı
vardır. İdrar miktarı da artar. Kadınların idrar yapma yerlerinde
kaşıntı vardır.

Ayrıca devamlı yorgunluk hali görülür.
İleri safhada devamlı baş ağrısı, el ve ayak titremeleri, iştahsızlık,
aseton kokusuna benzer nefes kokusu, ter kokusu, adele krampları,
hafıza zayıflığı, kısmi veya tam felç, iyileşmeyen yaralar ve
uykuda sayıklama görülür.

Şeker hastalığı tedavi edilmezse sonuç damar sertliği, kalp
yetmezliği, göğüs anjini, görme zayıflığı, katarakt,
karaciğer hastalıkları, siroz olabilir.

İki çeşit şeker koması vardır.

- Diabetik Koma Daha ziyade şeker hastalarında görülür.
Nedeni, insülin verme zamanını geçirmek, gerektiğinden az
miktarda insülin vermek, bağırsak iltihabı, bademcik iltihabı,
grip veya iyileşmeyen yaralardır.

- Şeker Eksikliği Koması

Tıp dilinde hipoglisemi adı verilen bu çeşit koma, terleme,
titreme, çırpınma huzursuzluk, şiddetli açlık, ve aşırı
duygusallıkla başlar. Nedeni, fazla miktarda insülin vermek veya
çok miktarda karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmektir.

Şeker hastaları haftada en az iki kere ılık banyo yapmalıdır ve sonra
da vücutlarının her tarafını ılık bir havlu ile ovmalıdır. Kabız
veya ishal olmamalıdırlar. Perhiz yapmalıdırlar.

Erken yatıp erken kalkmalıdırlar. Ağız, boğaz ve diş sağlığına aşırı
özen göstermelidirler. Masaj, beden hareketleri ve
açık havada yürüyüşü ihmal etmemelidirler.

Şirpençe

Daha çok ense, sırt ve kaba etlerde beliren birçok
çıbanların birleşmesi ile meydana gelen ve çabuk
genişleyen bir çeşit kan çıbanıdır.

Şişmanlık

Şişmanlık, alınan kalori miktarının yakılan kaloriden daha fazla olması
sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur. Tıp dilinde
obesite denir.

İstatistiklere göre şişmanların daha çabuk yaşlandıkları,
şeker hastalığı, damar sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer ve
safrakesesi hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer
hastalıkları, romatizmal hastalıkların tehdidi altında bulundukları
belirtilmektedir. Bu nedenle şişmanlıktan kurtulmak için diyet
ve beden hareketleri yapmak gerekir.








____________________
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:38 pm

T ile başlayan rahatsızlıklar


Tansiyon

Kan basıncına tansiyon denir. Kalp her kasılışında belirli miktardaki
kanı atardamarlara pompalar. Bu sırada da, kan basıncı en yüksek
seviyeye çıkar. Buna büyük tansiyon denir. Kalbin iki
kasılışı arasında geçen zaman içinde ise, kan basıncı en
düşük seviyeye iner.

Buna da küçük tansiyon denir. Büyük tansiyon
ile küçük tansiyon arasındaki fark da nabız basıncını
gösterir. Tansiyon yaşa bünyeye ve tansiyon
ölçüldüğü andaki ruhi veya bedeni duruma
göre farklılık gösterir. Yaşlandıkça tansiyon
yükselmesi normaldir.

Tansiyon düşüklüğü

Büyük tansiyon, 11'den aşağı düştüğü zaman
tansiyon düşüklüğü vardır. Bu duruma tıp dilinde
hipotansiyon denir. Tansiyon, ateşli hastalıklar sırasında,
büyük kanamalardan sonra, iç salgı bezi
bozukluklarında veya herhangi bir hastalıktan sonraki iyileşme
döneminde düşer.

Bazı kadınların aybaşı hallerinde, veya sıcakta fazla ter kaybından
sonra veya sinirli kimselerde de tansiyon düştüğü
görülür. Devamlı olarak tansiyon
düşüklüğü önemli bir hastalığın işareti
olabilir.

Tansiyon yüksekliği


Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek
olmasına halk arasında tansiyon yüksekliği, tıp dilinde ise
hipertansiyon denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği
görülür. Mesela kalbin sol bölümünün
büyümesinde, böbrek hastalıklarında, damar sertliğinde,
kan hücrelerinin çoğalmasında, şişmanlıkta ve iç
salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar.

Tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk, sinirlilik,
çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı vardır.

Tavukkarası

Az aydınlık yerlerde, görememek şeklinde ortaya çıkan bir çeşit göz hastalığıdır.

Temriye Bir çeşit deri hastalığıdır. Yer yer küme küme bir takım kızartılarla kendini gösterir.

Tırnak iltihabı

Tırnak kenarlarında veya altında cerahat birikmesine, tırnak iltihabı
denir. Nedeni, ufak kesikler veya sıyrıklar sonucu bakterilerin
yerleşmesidir. İltihaplanan tırnağın kenarında kızarıklık
görülür. Ağrı da vardır.

Tifo

Mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın mikrobu çomak
şeklindedir. Tifo basili adı verilen bu mikrop, çoğunlukla
tifolu hastaların dışkılarında veya idrarlarında, kanlarında,
tükürüklerinde veya vücutlarında görülen
deri döküntülerinde bulunur.

Tifo salgınına, lağım suları karışmış içme suları veya lağım
suları ile mikroplanmış yiyecek maddeleri neden olur. Salgın daha
ziyade yaz ve sonbahar aylarında görülür.

Hastalık, mikrop vücuda girdikten yaklaşık 7-15 gün sonra
ortaya çıkar. Hastalığın ilk günlerinde yorgunluk ve baş
ağrıları görülür. Fakat hasta yatmak ihtiyacını
hissetmez. Birkaç gün sonra ateş yavaş yavaş
yükselmeye başlar.

İştahsızlık, baş ağrısı, burun kanaması, bronşit, mide ve bağırsak
bozuklukları ile birlikte ishal görülür. İlk
belirtilerin ortaya çıkmasını takip eden birkaç gün
içinde ateşi daha da yükselir. Göğsünde karnında
ve sırtında pire ısırığına benzeyen kırmızı lekeler belirir.

Bu günler içinde tansiyon düşer, nabız da yavaşlar.
Hastalığın üçüncü haftasında karın gerginleşir ve
şişer. Dışkı ise yumuşaklaşır, bağırsak kanamaları
görülebilir. Bademcikler iltihaplanmış, hasta zayıflamıştır.
Üçüncü haftanın sonlarından itibaren, ateş
düşmeye ve diğer belirtiler kaybolmaya başlar.

Tifo kalbi, beyni, böbrekleri, akciğerleri, karaciğeri, göz
ve kulak sinirlerini etkiler. Bu nedenle iyi tedavi şarttır.

Hastaya süt, yoğurt, ayran, hoşaf, meyva suları, limonata,
portakal suyu, yumurta sarısı, yumurtalı çorbalar, iki kere
çekilmiş etten yapılmış köfteler, sebze ve meyve
püreleri verilir. Çok su içirilir.

Tifüs

Çok tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalıktır. Halk arasında lekeli
humma da denir. Bitler aracılığı ile bulaşır. Tifüsü doğuran
nedenler; pislik, aşırı kalabalık yerlerde yaşamak, açlık ve
yorgunluktur. Tifüs 12-14 gün devam eder.

Riteksiyon denilen tifüs mikrobu, vücuda girdikten bir
süre sonra; hastada halsizlik, baş ve bel ağrıları
görülür, ateşi yükselir. Dudakları kurur, dili
paslanır, yüzü kızarır. 4-5 gün içinde derinin
üzerinde ufak kırmızı lekeler ortaya çıkar. Bazı
hastalarda, sayıklama, bağırma ve tuvaletini altına kaçırması
görülür.

Hasta sağlıklı kişilerden ayrı bir yerde bakıma alınır. Eşyaları,
bulunduğu yer dezenfekte edilir. Sulu ve sindirimi kolay yiyecekler
verilir. İyi beslenir, vücut temizliğine çok dikkat edilir.

Titremek

Tıp dilinde tremor denilen titremek, irade dışında meydana gelen bir hastalık belirtisidir.
El ve ayak titremesi; daha ziyade, nevroz, isteri veya nevrasteninin belirtisidir.

Hafif titremeler, genellikle, guatr, alkolizm, kurşun veya cıva
zehirlenmesi ya da ihtiyarlığın işaretidir. Şiddetli titremeler
parkinson hastalığı ve uyku hastalığında görülür.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:38 pm

U - Ü ile başlayan rahatsızlıklar


Uçuk

Dudakta veya burun kenarında hafifçe şişmiş, kırmızı ve ağrılı
bir leke şeklinde beliren bir hastalıktır. Nedeni,
tükürükte bulunan bir çeşit virüstür.
Daha ziyade ateşli hastalıklar ve soğuk algınlığı sırasında
görülür. Tıp dilinde herpes simplex denir.

Dudak veya burun kenarında meydana gelen kırmızı lekeler, bir süre
sonra su toplar, küçük kabarcıkar meydana gelir.
Birkaç gün sonra da sararırlar ve kabuk bağlarlar.

Ur

Vücudun herhangi bir yerinde görülen şişliklere halk
arasında ur, tıp dilinde ise tümör denir. İyi huylu,
kötü huylu ve iltihabi olmak üzere üç
çeşidi vardır.

Uykusuzluk

Tıp dilinde insomnia denilen uykusuzluğu doğuran nedenler
çeşitlidir. Örneğin yorgunluk, mide şişkinliği,
hazımsızlık, zayıflatıcı veya uyarıcı ilaçlar, fazla sıcak,
rahatsız edici ışık, gürültü sinir bozukluğu, fazla
miktarda çay, kahve veya sigara içmek, ağrılar, kalp veya
akciğer hastalıkları, ateş, kaşıntı, günlük olayların etkisi,
yatağın uygun olmaması, tedirginlik gibi nedenler uykusuzluğa neden
olur.

Uykusuzluğu doğuran nedeni bulmak gerekir.
Basit uykusuzluklarda yatmadan önce sigara, çay, kahve gibi
şeyler içmemek, müzik dinlemek, yatak odasını
havalandırmak, bir bardak sıcak süt içmek ve sıcak banyo
yapmak çok faydalıdır.

Uyurgezerlik

Tıp dilinde somnambülizm adı verilen bu hastalıkta hastanın şuuru
uykuda olduğu halde, duyu organları uyanıktır. Belirtileri hastaya
göre değişir. Bazıları uykularında gezer; bazıları ise uykularında
konuşur, bağırır, el ve kol işareti yapar.

Uyandıkları zaman da uykularında yaptıklarını hatırlamazlar. Daha
çok ruhsal bir bozukluğun ifadesidir. Ayrıca başından yaralanmış
olanlarda, kanlarındaki şeker oranı düşük veya beyin
damarlarında sertleşme olanlarda da uyurgezerlik görülebilir.

Bazı kimselerde ise genetiktir. Uykuda gezen hastaların devamlı olarak
ailesi tarafından kontrol altında tutulması, başına gelecek herhangi
bir kazayı önlemesi açısından faydalıdır.

Uyuz

Serkopt denilen gözle zorlukla görülecek kadar
küçük olan uyuz böceğinin, üst derinin
altına girerek meydana getirdiği kaşındırıcı ve bulaşıcı bir deri
hastalığıdır.

Özellikle el, bilek, parmak araları, koltuk altları, karın
bölgesi ve kaba etlerde şiddetli kaşıntılar ve çizgi
şeklinde yaralar görülür.
Yapılacak ilk iş hastanın ve ilişkide bulunduğu kimselerin
bütün çamaşırlarını, elbiselerini, yatak
örtü ve çarşaflarını yıkamaktır.

Üremi

Karaciğerde meydana gelip, kan vasıtasıyla böbreklere taşınan ve
idrarla dışarı atılan zararlı maddelere üre denir. Ürenin,
idrarla dışarıya atılmayıp, vücutta kalmasından meydana gelen
hastalığa da üremi denir. Nedeni, böbrek hastalıkları ve
prostat büyümesidir.

Hastada devamlı baş ağrısı, görme bulanıklığı, hıçkırık,
gündüzleri uyuma ihtiyacı ve geceleri de uykusuzluk
görülür. Vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir
hastalıktır. Ayrıca tedaviye yardımcı omak amacıyla hastanın
üşütmemesi, yorulmaması, düzenli beslenmesi, sigara veya
alkolü bırakması gerekir.

Üşümek

Bazı kimseler, üşümeyi gerektirecek hastalıkları olmadığı
halde üşüdüklerinden yakınırlar. Bu şikayetleri,
kalorisi yüksek şeyleri yemekle geçer. Ayrıca aşağıdaki
reçeteleri uygulamak da
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:38 pm

V ile başlayan rahatsızlıklar


Varis

Damarların büyümesi ve şişmesine varis denir.
Çoğunlukla bacağın alt kısımlarında görülür.
Nedeni ayakta fazla durmak, şişmanlık, kan damarlarındaki kapakların
düzensiz çalışması veya jartiyer kullanmaktır.

Belirtileri, deri yüzeyindeki damarlar eğri, büğrü olup
şişerler. Deri rengini kaybeder. Akşam saatlerinde de ayak bilekleri
şişebilir. Banyodan sonra, aybaşı halinde, sıcak havalarda veya uzun
süre ayakta kaldıktan sonra, yorgunluk, bacaklarda ağrı,
karıncalanma ve dolgunluk hissedilir.

Varis ülseri

Daha çok, bacağın alt kısmında görülen yuvarlak bir
yaradır. Nedeni, varisli yerde meydana gelen herhangi bir yaralanmadır.

Hastalık bacağın alt kısmında, bileğe yakın bir yerde yuvarlak bir yara
olarak ortaya çıkar. Ayak bileği şişer, deri esmerleşir ve bazen
de ağrı hissedilir. Doktor tedavisi şarttır.

Veba

Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Veba
mikrobunu taşıyan farelerin pireleri tarafından insanlara geçer.
Nedeni, pisliktir. Pis ve güneş girmeyen yerler veba için
en uygun ortamlardır.
Hastalık, mikrop kapıldıktan sonra gelen 2-8 gün içinde kendini gösterir.

Hastada, aniden başlayan baş ve sırt ağrıları, ateş, titreme, kusma,
nefes darlığı, halsizlik, deri lekeleri, burun kanaması, kan
tükürme, kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık
görülür. Dili de kahverengi ve kurudur.

Yapılacak ilk iş hastayı tecrit etmektir. Çevresindeki sağlıklı
kimselerin de koruyucu aşı olması gerekir. Bugün için
önemi kalmayan ve eski devirlerde olduğu kadar çok
görülmeyen bu hastalığın tedavisi için geç
kalmadan sağlık kuruluşlarına haber vermek gerekir.

Verem

Akciğer veremi, tüberküloz, fitizi diye bilinir. Nedeni, koch
basili denilen ufak kıvrık içinde küçük
noktacıklar görülen çomak şeklindeki verem basilidir.
Verem mikrobu insan vücuduna çeşitli yollardan girebilir.

Bu yolların başında, solunum yolları gelir. Hastalık, çoğunlukla
veremlinin balgamı veya veremli ineklerin sütü ile bulaşır.
Sağlık şartlarına uymamak, aşırı yorgunluk, üzüntü,
grip, boğmaca, kızamık veya şeker hastalığı vücudun direncini
kaybetmesine ve hastalığın ihtimalinin artmasına neden olur.

Verem, üç devrede gelişir. Birinci devrede, hastada genel
yorgunluk, iştahsızlık, sırt ağrıları, öksürük, ve 38
dereceye varan ateş görülür.Verem basili bu devrede
tüberkül adı verilen iltihaplı bölgeler oluşturur.
İkinci devrede hiç bir belirti görülmeyebilir.

Fakat basiller bütün vücuda yayılarak deri, eklemler,
kemikler, böbrekler, bağırsaklar, karın ve beyin zarına
yerleşirler. Bu devrede tedaviye başlanmamışsa, vücudun direnci
azalmaya başlar.

Üçüncü devrede, varem basilleri kan veya lenf
kanalları yoluyla yayılmaya devam eder. Hastada, yorgunluk, balgamlı
öksürük, akşamları yükselen hafif ateş, iştahsızlık
ve gece terlemeleri görülür. Bu devrede, tedavi
edilmezse, diğer akciğer de hastalanabilir.

Tedaviye 4 ila 9 ay kadar devam etmek gerekir. Tedavinin ilk şartı
temiz ve açık hava, bol gıda ve üzüntüsüz
bir hayattır.









____________________
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:39 pm

Y ile başlayan rahatsızlıklar


Yanıklar

Sıcak bir şeyin veya yakıcı bir maddenin etkisiyle vücudun
herhangi bir yerinde meydana gelen hücre ve doku bozulmasına yanık
denir. Yanıklar ikiye ayrılır.

- Basit Yanıklar Bunlar, deride hafif bir kızarıklık meydana getiren
yanıklardır. Bir süre sonra, içi su dolu kabarcıklar ortaya
çıkar. Bunları, kesinlikle patlatmamak gerekir. Yapılacak şey
gerekli ilacı sürüp iyileşmesini baklemektir.

- Önemli Yanıklar Yanık alanı büyük ve derinliği de
fazla ise, önemli bir yanık var demektir. Bu gibi durumlarda
mutlaka hastaneye başvurmak gerekir.

Yaralar

Herhangi bir kaza sonucu deride meydana gelen yarılma, kesilme, ezilme
veya parçalanmalara yara denir. Birçok çeşidi
vardır. Ateşli silahlar, batıcı veya delici aletler, yakıcı maddeler
veya hayvan ısırmaları sonucu meydana gelen yaraların, hiç vakit
kaybetmeden tedavi edilmesi gerekir.

Yaralar, temizlik şartlarına uyulmayıp da, mikrop kapacak olursa, yara
yerinde şişme, kızarma, ateş ve ağrı görülür. Bu da,
yaranın iltihaplandığına işarettir. Bu durumdaki yaralar, gereği gibi
tedavi edilmeyecek olursa, yaradan dağılan mikroplar vücudun diğer
tarflarına da yayılıp çok tehlikeli hastalıkara yol
açabilir.

Yaralanmalarda yapılacak ilk iş; akan kanı durdurmaktır. Kanı durdurmak
için, kanayan yerin üstüne gaz bezi veya temiz bir bez
parçası konup, iyice bastırılır. Kan bir süre sonra durur.
Kanama durduktan sonra bez kaldırılır, yaranın üzerine bir
parça tentürdiyot sürülüp, yara temiz bir
gaz bezi ile sarılır.

Kan fışkırarak akıyorsa, yaranın üzerine gaz bezi yea temiz bir
bez parçası bağlandıktan sonra, kanayan yere bastırılır. Sonra
ipin uçları, bir parça çubuğa bağlanıp,
döndürüle döndürüle iyice sıkılaşması
sağlanır. Ve hiç vakit kaybetmeden hastaneye
götürülür.

Yılancık

Küçük yara veya sıyrıklardan giren mikropların neden
olduğu ve tıp dilinde Erizipel denilen bir çeşit deri
hastalığıdır. Halk arasında kızılyürük denir.

Mikrop kapıldıktan bir kaç saat veya birkaç gün
sonra; hastada ateş ve titreme görülür. Bilhassa,
yüz, burun kanatları veya baldırlarda; çevresi kabarık,
yaygın kızarıklık ve ağrı görülür. Bu bölge, bir
süre sonra şişer, deri gerilir.

Ayrıca iştahsızlık ve baş ağrısı da görülebilir.
Yılancık ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır. Bunun için de
iyi bir tedavi şarttır. Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir.

Yılan sokması

Yılan zehiri çok çabuk ve şiddetli tesir gösteren
zehirlerdendir. Ancak, bu zehirler ağızdan alındıkları zaman
zehirlemezler. Zehirli yılanların çoğu büyük başlıdır.
Bazılarının başları da üç köşelidir. Uzun kıvrık
dilleri ve çatallı dişleri vardır.

Soktukları zaman; dişlerinin dibinde bulunan bezden salgıladıkları
zehiri, dişin içindeki kanal vasıtasıyla, soktukları yere
aktarırlar. Orada ağrı, şişme ve kızarma görülür. Bazı
kimselerde de yılan zehirinin çeşidine göre, kusma,
baygınlık, titreme, nefes darlığı, uyuklama veya kısmi felç
görülür.

Yılan sokan kimseye zehir bütün vücuda yayılmadan önce aşağıdaki işlemi yapmak gerekir.

Sokulan yer kol veya bacakta ise; yaranın üst tarafına sıkı bir
bağ yapılır. Sonra alkole bandırılmış veya ateşte kızartılmış
bıçak, çakı veya jiletle yara kanatılır. Arkasından,
ağzın etrafına ve dudaklara zeytinyağı sürülür.

Sokulan yer emilip, tükürülür. Aynı işlem 3-4 kere
tekrarlanır. Sonra madeni bir şey ateşte kızdırılıp, sokulan yer
dağlanır. Ayrıca aşağıdaki reçetelerden biri veya bir
kaçı uygulanır. Zehirlenme belirtileri varsa vakit kaybetmeden
hastaneye götürmek gerekir.

Yorgunluk

Uzun süre çalışmaktan sonra görülen durumdur.
Organların sürekli olarak yorgunluğu sonucu bozulmasına da
sürmenaj denir. Gereği gibi çalışmama, isteksizlik,
halsizlik, baş veya sırt ağrıları, hazımsızlık, huzursuzluk ve
huysuzluk, can sıkıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar.

En kolay tedavi, ılık duş alıp, istirahat etmektir. Sabah akşam, kol ve bacakları soğuk su ile yıkamak da çok faydalıdır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

A'dan Z'ye Hastalıklar ! Empty Geri: A'dan Z'ye Hastalıklar !

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 2:39 pm

Z ile başlayan rahatsızlıklar


Zatülcenp

Akciğerleri saran zarın iltihaplanması sonucu görülen bir
hastalıktır. Tıp dilinde plörezi denir. Nedeni, zatürree,
verem veya akciğer absesinden yayılan iltihaptır. Tedaviye vakit
geçirmeden başlamak gerekir.

Zatürree

Halk arasında akciğer iltihabı tıp dilinde ise pnömani denir. 3 çeşidi vardır.

- Lober Pnömoni: Pnömokok adı verilen mikropların neden
olduğu had akciğer iltihabıdır. Mikroplu tozlar, fazla yorgunluk, soğuk
algınlığı veya uzun süre güneşte kalmak hastalığın zeminini
hazırlar. Hastalık ani baş ağrısı, titreme, kusma ve sırt ağrıları ile
başlar.

Ateş, 40 dereceye kadar yükselir. Fakat 10. günden sonra
düşmeye başlar. Öksürük, kısa sürelidir.
Balgam, kanlı ve yapışkandır. Hastanın yüzü kızarmış,
dudaklarının etrafı kabarmış, cildi kuru ve dili de paslıdır. Geceleri
kriz gelebilir.

- Virüs Zatürreesi: Virüslerin neden olduğu bir
çeşit zatürreedir. Ya aniden ya da bir soğuk algınlığı
sonunda görülür. Lober pnömoniden daha hafif
geçer. Hastalığın ateşi 39 dereceye kadar yükselir. Kendini
son derece yorgun hisseder. Öksürüğü kuru fakat az
balgamlıdır. Kol ve bacaklarında da ağrılar vardır.

- Bronköpnomoni: İyi tedavi edilmeyen grip, boğmaca, bronşit veya
kızamıktan sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. Nedeni, akciğer
ve bronşların yer yer iltihaplanmış olmasıdır.

Hastalık, bronşit gibi başlar, tedbir alınmazsa, 2-3 gün
içinde ağırlaşır. Ateş sabahları 38 derece iken akşamları 40
dereceye kadar yükselir. Hastada öksürük, cerahatli
ve bazen de kanlı balgam görülür. Halsizdir, nefes
almakta güçlük çeker, rengi de soluktur.

Doktor tedavisi şarttır. Diğer tarftan, hasta istirahat ettirilir ve
morali üstün seviyede tutulur. Yanına fazla misafir kabul
edilmez. Ağrı olan tarafına içine sıcak su doldurulmuş şişe
konur. Sıcak su buharı teneffüs ettirilir. Ateşi yükseldiği
zaman da; vücudu ıslak bezle silinir. Ateş
düşürücü ilaçlar verilmez.

Zayıflık

Vücut yeterli derecede beslenmezse, kilo kaybeder. Bu durum, bir
çok müzmin hastalıklarda ve had hastalıkların hemen hemen
hepsinde görülür. Zayıflık, belirli bir hastalıktan
kaynaklanıyorsa, ilk önce onu tedavi etmek gerekir.

Zihin yorgunluğu

Aklın geçmiş olayları, öğrenilen şeyleri saklayıp, zamanı
gelince şuur üstüne çıkarıp, hatırlaması kabiliyetine
hafıza denir. Bu yeteneklerin geçici olarak kaybolmasına da
zihin yorgunluğu denir.

Zona

Göğüs veya gövdede ya da yüzde ve gözde,
çoğunlukla yalnız bir tarafta olmak üzere görülen
ve sinirler boyunca yakıcı ağrılara, zona veya herpes zoster denir.

Hastalık başladıktan birkaç gün sonra ağrıların olduğu
yerde, bir kırmızılık ve ortasında içi su dolu
küçük kabarcıklar görülür. Bu
belirtiler bir hafta kadar devam eder.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz