Mete Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

.talk4her
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mete

Aşağa gitmek

Mete Empty Mete

Mesaj  AsiRuH Ptsi Nis. 20, 2009 10:04 am

Mete
Büyük Hun İmparatorluğu hâkanı. Orta Asya’da
yaşayan Hunların, bilinen ilk Yabgusu Tuman’ın (Teoman) oğludur.
Mîlâddan önce üçüncü
yüzyılın ortalarında doğdu. Çocukluğundan itibâren
iyi bir komutan ve savaşçı olarak yetiştirildi. Adı sonradan
konuldu. Adı, Çin kaynaklarında yazıldığı gibi olup, Çin
dil bilimcileri (sinologlar), “Motun, Maoton, Modok, Mado, Mode,
Mete” olarak okumuşlardır. Umûmî Türk
târihi bilginleri; bu bakımdan adının; Çinlilerin
Türkçe adları kaydetmek usûlünden, “Batur,
Bağatur, Bahadır” olması gerektiği îzâhatını yaparlar.

Mete, Tuman Yabgu’nun büyük oğlu olduğu için,
Hun veliahtı idi. Ancak, Mete’nin üvey annesi, kendi oğlunu
Hun hükümdârı yapmak için Tuman Yabgu’yu
kandırdı. O çağlarda Orta Asya’da güçlü
kavimler, karşılıklı olarak birbirlerine, zayıf kavimler de
güçlü kavimlere rehineler gönderirlerdi. Bu bir
nevi saldırmazlık antlaşmasıydı. Tuman da oğlu Mete’yi batı
komşusu Yüeçiler’e rehine olarak gönderdi. Sonra
misilleme yoluyla oğlunun Yüeçiler tarafından
öldürülmesi düşüncesiyle, âniden bu
güçlü komşularına savaş îlân etti. Fakat,
Mete, Yüeçilerin elinden kurtulmayı ve babasının yanına
dönmeyi başardı. Tuman, ona on bin kişilik bir birlik verdi. Mete,
demir disiplin altında eğittiği bu tümene, bir sürek avı
sırasında babasını öldürterek tahta geçti (M.Ö.
209).

Mete, kendisine râkip olabilecek kişilerden kurtulduktan ve
devlet içerisinde âsâyişi sağladıktan sonra, tahta
çıkış törenini icrâ ettirerek “Şanyu”
unvânını aldı. Hun tahtına genç ve tecrübesiz bir
hakanın çıktığını gören Moğol Tung-hu’lar, bu
fırsattan istifâde etmek istediler. Mete’den, önce
hızlı koşan atını ve sonra da hanımlarından birini istediler. Mete,
devlet adamlarının karşı çıkmasına rağmen, bu istekleri yerine
getirdi. Tung-hu hükümdârı, bu defâ da iki devlet
arasında boş bulunan toprak parçasının kendisine verilmesini
istedi. Mete, bu talebi de Devlet Meclisinde müşâhede
ettirdi. Bâzı üyeler, at ve kadın verilmişken böyle bir
toprak parçasının önemi olmayacağını söyleyerek,
vermeye râzı oldular. Fakat Mete, toprağın devletin esâsı
olduğunu, topraksız devlet olamayacağını söyleyerek, verelim,
diyenlerin başlarını vurdurdu. Kararlı bir şekilde ordusunu alarak
doğuya doğru sefere çıktı. Tung-hu’ları müthiş bir
yenilgiye uğrattı. Reislerini öldürdü. Moğol
Tung-hu’ların bir daha kendilerine gelemediği bu zaferden sonra,
Hun sınırları doğuda Moğolistan’ın doğusuna kadar genişledi.

Mete, ikinci seferini, Hunluları iktisâdî yönden
güçlendirmek için; Doğu’yu Batı’ya
bağlayan İpek Yolu’nu elde etme gâyesiyle
Yüeçiler üzerine yaptı ve onları yendi.
Hâkimiyetini kuvvetlendirmek için Türk
kabîlelerini tek bayrak altında birleştirmeye teşebbüs edip,
muvaffak oldu.

M.Ö. 201’de Hun Devletini iyice kuvvetlendirince,
üç yüz bin atlı ile Doğu komşusu Çin’e
sefer açtı. Çin İmparatorunu Bağ Teng Dağında kuşattı.
Atları, Türklerin dört renk, dört yön
usûlünce cepheye alıp; yağızları (kara) kuzeye, doruları
(al, kırmızı) güneye, bozları batıya, kırları doğuya yerleştirdi.
Çinliler, sayıca Hunlardan çok fazla olduklarından kesin
netice alınamadı. Hâtununun “Çin alınamaz, alınsa
bile idâre edilemez” sözü üzerine,
diplomatik münâsebetlerde bulundu. Çin İmparatoru ile
anlaşıp, kuşatmayı kaldırdı. M.Ö. 198 yılındaki
Türk-Çin Antlaşması süresiz olup, Çin Seddi
hudut kesilerek, Çin haraca bağlandı. Mete, düşmanları olan
Moğollar ile Çinlileri mağlup ederek, hudutları emniyet altına
aldıktan sonra, Türkleri iktisâdî yönden
güçlendirmek istedi. Türkistan’daki
büyük ticâret ve tarım merkezlerine hâkim oldu.
Türkleri, siyâsî yönden birleştirip, bir bayrak
altında topladı. Hun Devletini teşkilâtlandırdı. Türk
ordusunu onlu sisteme göre, onlu, yüzlü, binli, on binli
bölümlere ayırarak, onbaşı, yüzbaşı, binbaşı,
tümenbaşı, rütbelerinde kumandanlar tâyin etti.
Hudutların emniyetini sağlayıp, fetihlerinin yanında devleti de
teşkilâtlandırdıktan sonra; Mîlâttan önce 174
yılında öldü. Yerine, Çin kaynaklarında adı
“Ki-yo” olarak bilinen oğlu, Gökhan geçti.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz