.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Zonguldak Tarihi, Geçmişten Günümüze Zonguldak

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Zonguldak Tarihi, Geçmişten Günümüze Zonguldak Empty Zonguldak Tarihi, Geçmişten Günümüze Zonguldak

    Mesaj  AsiRuH C.tesi Nis. 18, 2009 6:53 pm

    ZONGULDAK İLİNİN TARİHİ KRONOLOJİSİ

    Antik Dönem
    Bilindiği gibi Tarih Devri, yazının bulanması ile başlar. Anadolu�ya
    yazı Hititlerin (MÖ2000-1200), Asurlularla yaptıkları ticaret
    (Asur ticaret kolonisi: Kültepe, Kaniş, Kayseri) ile girmiştir.
    İlkçağ�da (MÖ 3200-MS 375) bugünkü Zonguldak
    topraklarında Paflagonya (Merkezi Kastamonu) ve Bitinya (Merkezi İzmit)
    denen bölgeler ve siyasal kuruluşlar vardı. İlkçağ�dan
    günümüze (Yakınçağ) değin Zonguldak ve
    çevresinin tarihçesini, tarihsel kronolojiye uygun olarak
    açıklayabiliriz

    - Frigyalılar (Frigler) Döneminde (MÖ 1200/750-676) Zonguldak
    - Yunanlıların (İyonlar ve Diğerleri) ve Lidyalıların Kolonileri Döneminde (MÖ 7. yy-6. yy) Zonguldak
    - Persler (Eski İranlılar) Döneminde (MÖ 555-MÖ 333) Zonguldak
    - Hellenizm (Makedonya İmparatorluğu
    - Büyük İskender, Bitinya ve Pontus Krallıkları) Döneminde (MÖ 4. yy-MÖ 1. yy) Zonguldak
    - Romalılar Döneminde (MS 1. yy-4. yy) Zonguldak
    - Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) Döneminde (4. Yüzyıl-13. Yüzyıl) Zonguldak
    - Anadolu Selçukluları (1075/77-1308) Döneminde (11.-13.yy) Zonguldak
    - Beylikler Döneminde (13. yy-15. yy) Zonguldak
    - Osmanlı Döneminde (14. yy-20.yy) Zonguldak


    Hisarı yapılırken yıkıma uğradı (1452). Buradaki İlk ve Ortaçağ
    harabelerinin değerli taş malzemeleri büyük mavnalarla
    (Gemilere yakın kıyılara yük taşıyan güvertesiz
    büyük tekne) İstanbul�a taşındı. Şehrin (ereğli) eski
    önemi kalmadı. Kastamonu Eyaleti�nin (Eyalet: Osmanlı Devleti�nde
    temel yönetim birimidir. Yöneticisi Beylerbeyi�dir.) Bolu
    Sancağı�na (Sancak: Yöneticisi Sancakbeyi�dir. Güvenlik
    işlerini Subaşılar, adalet işlerini de Kadılar
    yürütürdü) bağlı bir kaza merkezi olarak uzun bir
    sönük döneme girdi.

    Aslında, Ereğli yöresi, Osmanlı yönetimine girdikten sonra,
    tıpkı Amasra (Bartın İli�nin ilçesi) gibi, bir gerileme
    dönemine girmiştir. Zonguldak ve çevresi için barış
    ve huzur ortamı da pek uzun ömürlü olmadı.

    Zonguldak havalisinde genel olarak 16., 17. ve 18. yüzyıllarda
    çok önemli olaylar yoktur. Ancak, 18. yüzyılda
    bölgede Ayanlar�ın ortaya çıktığını görüyoruz.
    Gerçekte Osmanlı İmparatorluğu, Anadolu�nun bir çok
    köşesi gibi bu bölgeyi de kaderine terk etmiştir. Osmanlı
    çağındaki adı ile Bender-i Ereğli, Filyos (Hisarönü)
    ve Devrek, küçük birer yönetim merkezi ve salt
    kendi çevrelerinin Pazar yeri durumunda kalmışlardır.

    18. yüzyıldan sonra Ereğli�de yelkenli gemiciliğin önem
    kazandığı görülür. Fakat, bugüne değin iyi iş yapan
    yerli armatörler (gemi işletenler), çağın gereklerine
    (gelişen Zonguldak Tarihi, Geçmişten Günümüze Zonguldak Teknolojiye)
    uymayı başaramadıkları için birer ikişer iflasa
    sürüklenmişlerdir. 18. yüzyılın başlarında
    çevreyi geçen Uluslu İ. Hamdi Efendi, Atlas adlı eserinde
    Zonguldak ormanlarının olağanüstü zenginliğini dile getirir.

    18.yüzyılın ikinci yarısında Şile� den Cide� ye kadar bir
    çok iskelenin "hatab ( odun) iskelesi"
    yükümlülüğüne bağlandığı bilinmektedir. Odun
    iskelelerinin başlıcaları;Karasu, Ereğli,Filyos, Bartın çayı,
    Amasra ve Cide� dir. Başkent İstanbul� un yakımlık odun ihtiyacının
    yanı sıra bu iskelelerden Tersani Amire için gemi keresteleri,
    tomruk ve direk sağlanmaktadır. İç kesimlerde yaşayan halk
    toprağa bağlı,tarım, ormancılık ve hayvancılıkla ilgilenmektedir.

    1825� de Bolu sancağı; Merkez, Çağa, Kıbrıscık, Mengen, Gerede,
    Viranşehir(EskiPazar), Traklıborlu (Safranbolu), Yenice, Yedidivan,
    Ulus, Onikidivan (Bartın), Hızırbeyili, Mudurnu, Konuralp ve Ereğli
    kazalarından oluşmaktadır.

    Şimdiki Zonguldak şehir merkezi; Ereğli kazasına bağlı, deniz sahilinde
    ��Tahta İskelesi� olan bir koydur. Tahta İskele çevresinde
    depolanan kerestelerin, buradan İstanbul� a Haliç Tersanesine
    gönderildiği bilinmektedir. Çağın gereği olarak, deniz
    ulaşımında buhar gücü için gerekli olan "buhar
    kömürü" daha sonraki yıllarda yine bu sahillerden
    sağlanacaktır.

    İdari yapılanmanın yanı sıra, Taşkömürü Havzasında askeri düzenlemeler görülmektedir.

    Taşkömürü� nün varlığı 1830� dan itibaren kesin
    olarak bilinmektedir.1830 - 1848 tarihleri arasında arama ve
    işletmecilik faaliyetleri hakkında çok ayrıntılı bilgi olmamakla
    birlikte; 29 Temmuz 1843 (2 Recep 1259) tarih ve 3874 numaralı
    Sadaret-Sadrazamlık Tezkeresi� nde Ereğli ve Amasra�da üretilen
    "vapur kömürünün" İstanbul� da pazarlanmasından
    söz ederek gerekli düzenlemelerin yapılmasından sonra Devlet
    hazinesine sağlayacağı katkı anlatılmaktadır.

    1848� de yapılan inceleme ve düzenlemelerle,
    "taşkömürü bulunan yerler" saptanarak "havza sınırları"
    ilk kez tanımlanmıştır. I.Abdülmecid�in fermanıyla;
    Taşkömürü Havzası �Evkaf-ı Celile-i Mülükane"
    (Vakıflar İdaresi Mülkleri) topraklarına dahil edilmiş,
    I.Abdülmecid Vakfı adına tapulanmıştır. İdaresi ve işletilmesi de
    Hazine- i Hassa� ya (saray bütçesi)
    verilmiştir.Taşkömürü Havzasından elde edilecek yıllık
    kira bedeli Evkaf Nezareti ( vakıflarla ilgili işleri yürüten
    örgüt ) denetiminde, dini hayır kurumlarına tahsis edilmiştir.

    Taşkömürü havzasında üretimin arttırılması
    için işgüçü ve taşıma eksikliklerinin
    giderilmesi zorunluluğu doğmuştur. Padişah I. Abdülaziz� in
    (1861-1876) emriyle, havzanın yönetimi 10 Şubat 1865� de Bahriye
    Nezaretine devredilerek, Maadin-i Hümayun Nazırı ve aynı zamanda
    Ereğli Kaymakamı unvanıyla birlikte Mirliva (Tuğamiral) Dilaver Pata
    atanmıştır. Havzasının yönetimini elinde bulunduran Bahriye
    idaresi tarafından 26 Nisan 1867 tarihinde, "Ereğli Maden-i
    Hümayun İdaresinin Nizamnamesi" yapılmıştır.

    1864� de Osmanlı taşra yönetimindeki yapılanma ile
    eyalet,sancak,kaza ve ağa yerine vilayet (vali), sancak (mutasarrıf),
    kaza (kaymakam), Nahiye (müdür) ve Köy (muhtar) idari
    düzeni getirilmiştir. 1867 tarihli tüm vilayetleri kapsayan
    "Vilayet Nizamnamesi" ne göre Kastamonu Vilayetinin Merkez, Sinop,
    Çankırı ve Bolu olmak üzere 4 sancağı, 21 kazası ve 30
    nahiyesi bulunmaktadır. Bolu Sancağının; Merkez, Göynük,
    Düzce, Ereğli, Bartın ve Gerede olmak üzere 6 kazası ve 30
    nahiyesi bulunmaktadır. Bu düzenleme ile Amasra nahiyesi de, 58
    köyü bulunan Bartın kazasına bağlanmıştır. Bartın ve Amasra�
    nın Dilaver Paşa Nizamnamesi (Teamülname) gereği Ereğli
    Kaymakamlığı sınırları içinde olması taşkömürü
    havza sınırları ile ilgilidir.

    1865� de Dilaver Pata, Maadin-i Hümayun Nazırı ve aynı zamanda
    Ereğli Kaymakamı unvanıyla birlikte atanmıştır. Ancak, bu tarihlerde
    Ereğli Kaymakamlığı ve Maden Müdürlüğü
    ünvanlarının birbirinden ayrıldığı anlaşılmaktadır.

    TBMM Hükümeti, 20 Nisan 1920� de Devrek, Ereğli, Mudurnu,
    Bartın, Göynük ve Zonguldak�ı Bolu Bağımsız
    mutasarrıflığından ayırarak, Kastamonu vilayetine bağladı. 14 Mayıs
    1920� de de Zonguldak kazasını mutasarrıflık haline getirilerek, Kaza
    Kaymakamı Ahmet Cevdet Bey mutasarrıf vekili olarak
    görevlendirilmiştir. TBMM� nin ilk mutasarrıflık yaptığı
    ilçe olarak tarihdeki yerini alacaktır.

    Türkiye Cumhuriyetinin İlk İli Zonguldak; 1 Nisan 1924 tarih ve
    491 sayılı Teşkilat- ı Esasiye Kanunu� nun 60. maddesine göre
    sancaklar kaldırılınca, Zonguldak bağımsız mutasarrıflığı, Vilayet
    yapılmıştır.

    Zonguldak Adının Kaynağı ; Zonguldak isminin verilişi çeşitli
    rivayetlere dayanmaktadır; sazlık ve kamışlık anlamına gelen
    zongalıktan, sıtmanın titremesini tarifen zonklamaktan ve bir başka
    rivayete göre de, sisli bir havada gemisiyle buraya giren kaptanın
    sis kalktıktan sonra burası zongalıkmış demesinden, semer otu�na (kemer
    otu, kındıra otu) zongura denmesinden, Zonguldak isminin verildiği
    söylenmektedir.

    Kent adını, "Sandraka / Sandrake" adıyla bilinen yerleşim, adını Sandra
    Çayından alarak Zonguldak�a dönüşmüştür.

    Bir başka görüşe göre; Göldağı� nın nirengi noktası
    alınması sonucu , Göldağı kesimi ya da bölgesi anlamına gelen
    � Zone Ghuel Dagh� ın Türkçe okunuşundan almıştır.

    Necdet Sakaoğlu�nu tespitine göre de; �Daha çok şimdiki
    Zonguldak�ın bulunduğu yerde ocaklar açan Fransız girişimciler
    yörelerinin çok engebeli ve sık ormanlık oluşu sebebiyle
    buralara Jungle (Cangıl) adını vermişler, buna yerli halkın orman
    anlamında kullandıkları dav - dağ kelimesi de eklenince zamanla
    Zonguldak biçimini alacak olan "Jungle-Dağ" ismi doğmuştur.�

      Forum Saati Çarş. Mayıs 08, 2024 7:23 pm