.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Zürafalar Neden Beyin Kanaması Geçirmez?

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Zürafalar Neden Beyin Kanaması Geçirmez? Empty Zürafalar Neden Beyin Kanaması Geçirmez?

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Mart 18, 2009 6:05 pm

    Zürafalar Neden Beyin Kanaması Geçirmez? Zurafa3

    Allah
    yeryüzündeki canlıların her birinde, insanların üzerinde
    düşünmelerini sağlayan birbirinden farklı sistem ve
    özellikler yaratmıştır. Bunların her biri, Allah’ın
    yaratışındaki sonsuz mükemmelliği yansıtır. Zürafaların sahip
    oldukları özellikler de bunun delillerindendir.

    Zürafanın Uzun Boyuna Uygun Olarak Yaratılmış Kalbi

    Zürafa dört beş metreye varan boyuyla karada yaşayan
    hayvanların en uzun boylusudur. Bu uzun boyu nedeniyle yaşayabilmesi
    için kalbinden iki metre yukarıdaki beynine kan göndermesi
    şarttır. Bunun için olağanüstü güçlü
    bir kalbe ihtiyacı vardır. Nitekim zürafanın kalbi kafasından daha
    büyüktür ve yaklaşık 60 cm uzunluğa ve 11.8 kg'lık bir
    ağırlığa sahiptir.

    Zürafaların kalbi 350 mm Hg'lik bir basınçla kan
    pompalayacak kadar güçlüdür. Diğer bir ifadeyle,
    zürafanın tansiyonu 35’e çıksa bile bu durumun
    zürafaya bir zararı olmaz. Canlılar arasındaki en yüksek kan
    basıncına sahip olan zürafaların kalpleri dakikada 170 kez atmakta
    ve tüm vücuduna 75 litre kan pompalayabilmektedir.

    Zürafalarda bulunan kan hücresi miktarı, bir insanda
    bulunanın iki katıdır. Zürafalar bir şey yedikten veya
    içtikten sonra kafalarını yerden kaldırdıklarında, kalplerinin
    beyinlerine yeterli miktarda kanı pompalayabilmesi için
    normalden iki kat daha fazla atması gerekmektedir. Peki normal
    koşullarda pek çok canlının ölümüne sebep
    olabilecek kadar güçlü olan bu sistem, nasıl olur da
    zürafaya zarar vermez? Bunun nedeni, özel bir haznenin
    içinde bulunan sistemin, basıncın bu ölümcül
    etkisini kaldırabilmek için küçük damarlarla
    kuşatılmış olmasıdır.

    Zürafa Niçin Beyin Kanaması Geçirmez?

    Zürafalar Neden Beyin Kanaması Geçirmez? Zurafa2

    Zürafanın başından kalbine kadar giden bölümde; yukarı
    çıkan ve aşağı inen damarların oluşturduğu bir U sistemi
    bulunur. Ters yönde akan kan damarları toplam basıncı sıfırlar,
    böylece canlı, ani kanamalara neden olacak iç
    basınçtan kurtulmuş olur.

    Kalpten aşağı seviyede kalan bacak ve ayakların da özel bir
    korumaya ihtiyacı vardır. Zürafanın bacak ve ayaklarını saran
    derinin son derece kalın olması onu kan basıncının kötü
    etkilerinden korur. Ayrıca damarların içinde, şiddetli kan
    akışını dengeleyerek basıncı kontrol altına alan kapakçıklar da
    bulunur.

    Asıl büyük tehlike ise, hayvan su içmek için
    başını yere kadar indirdiğinde ortaya çıkar. Normalde beyin
    kanamasına sebep olacak kadar şiddetli olan kan basıncı, bu durumda
    daha çok artar. Ama bu tehlikeye karşı kusursuz bir önlem
    alınmıştır. Vücutta salgılanan "sefaloraşidien" adlı sıvı devreye
    girer ve kalp hacmini küçülterek pompalanan kanı
    azaltır.

    Öte yandan, hayvanın boynunda, başını aşağı eğdiğinde devreye
    giren özel kapakçıklar vardır. Bu kapakçıklar kanın
    akışını büyük ölçüde azaltır ve böylece
    zürafa güven içinde su içip tekrar başını
    yukarı kaldırabilir. Zürafanın kat kat olan damarlarının kalın
    olması da, yine bu yüksek basınç tehlikesine karşı alınmış
    bir tedbirdir.

    Zürafaların Başı Neden Dönmez?

    Zürafalar, başlarını aşağıdan yukarı kaldırmak için
    çok fazla zaman harcarlar ve bu yüzden kanın beyne gitmesi
    için vücutlarında kusursuz bir sistemin olması gereklidir.
    Bu sistem, çok güçlü bir pompa biçiminde
    çalışan kalp ve insandakinin iki katından daha fazla olan kan
    basıncından oluşur. İşte böylelikle zürafalar, bayılma
    nöbetlerinden korunmuş olurlar.

    Nitekim zürafa başını kaldırdığında, baştaki kan damarları
    neredeyse bütün kanı yanaklarına, dillerine ya da deri gibi
    başın diğer bölümlerine aktarmaz; sadece beyne akması
    için yönlendirir. Aynı zamanda, hayvanın kalın derisi ve
    şahdamarındaki olağandışı bir kas -ki damarların genellikle kasları
    olmaz- kanı baştan kalbe geri taşıyan damara baskı yapar. İşte
    zürafa, insanlarınkinden çok daha iyi bir bayılmayı
    engelleyen mekanizmaya sahip olarak yaratıldığı için bayılmaz.

    Zürafaların Yaratılışı, Allah’ın Üstün Sanatının Örneklerinden Biridir
    Zürafalar Neden Beyin Kanaması Geçirmez? Zurafa1

    Kuşkusuz, zürafalar sahip oldukları tüm özellikleri
    kendi ihtiyaçlarına göre planlayarak kazanmış olamazlar. Bu
    önemli özelliklerin zaman içinde yavaş yavaş işleyen
    bir evrim süreci ile oluştuğunun söylenmesi de
    mümkün değildir. Çünkü bir zürafanın
    yaşamını sürdürebilmesi için, mutlaka beynine kanı
    ulaştıracak bir pompalama sistemine, eğildiğinde ani kan basıncını
    azaltacak kapak sistemine ve başını kaldırdığında bayılmasını
    engelleyen damar sistemine aynı anda sahip olması şarttır. Bunlardan
    biri olmasa veya tam çalışmasa, zürafanın yaşamını
    sürdürmesi imkansız hale gelir.

    Zürafaları Allah yaratmıştır ve yeryüzünde var olan
    diğer bütün canlılar gibi, vücutlarında Allah’ın
    üstün yaratma sanatının pek çok tecellisi bulunur.
    Allah bu durumu bir Kuran ayetinde şöyle bildirir:

    Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle
    inanan bir kavim için ayetler vardır. (Casiye Suresi, 4)

    Zürafaların Pek Fazla Bilinmeyen Özellikleri

    Yemek borularında bir asansör sistemi vardır: Zürafaların
    boyunlarının uzun olması, ağaçların en üst dallarına kadar
    uzanıp oradaki filizleri ve bitkileri yiyebilmelerini sağlar. Ancak
    hiç çiğnemeden yuttukları bu dikenli bitkiler önce
    dört bölmeli midelerine gider. Zürafalar daha sonra
    bunları sindirmek için tekrar ağızlarına gönderir ve
    ağızlarında çiğnerler. En sonunda da tekrar yutarak midelerinin
    bir başka bölmesine gönderirler. Ancak besinin mideden ağza
    gidebilmesi için, yuttukları bitkilerin birkaç metre
    uzunluğunda olan boyunlarından yukarı doğru çıkması gerekir.
    Yüce Rabbimiz zürafaları besinleri yemek borusundan yukarı
    doğru çıkaracak asansör benzeri bir sistem ile birlikte
    yaratmıştır.

    Ağız ve diş yapıları ihtiyaçlarına yöneliktir:
    Zürafaların dilleri 45 cm dışarı uzanabilir. Dişleri ise bir tarak
    gibi olduğu için sert akasya dallarının dikenlerini ve mineral
    gereksinimlerini karşılayan kemikleri rahatlıkla çiğneyebilirler.

    Renkleri bulundukları ortama uygun olarak yaratılmıştır:
    Zürafaların benekli derileri, onların kamuflaj yapmalarına uygun
    olarak yaratılmıştır. Çünkü savan alanlarındaki
    ortamın rengi ile uyum içinde olmaları, düşmanları
    tarafından fark edilmelerini zorlaştırır.

    Vücutları, hızlı koşmalarını sağlayacak biçimde
    yaratılmıştır: Zürafalar bir tehlike anında koşarak 50-70 km. hıza
    ulaşabilirler. Koşmaya başladıklarında başlarını pompalar gibi ileri
    geri götürür ve kuyruklarını kıvırırlar. Koşarken diğer
    bir özellikleri ise, diğer hayvanlar gibi ayaklarını
    çaprazlama atmamalarıdır. Önce ön ve arka sol, daha
    sonra ön ve arka sağ ayaklarını kullanarak koşarlar.
    Zürafanın bu koşma şekli, onun vahşi hayvanlar tarafından
    yakalanmasını zorlaştırır.

    Küçük gruplar halinde yaşamaları güvenli bir
    ortam oluşturur: Zürafalar bütün yavrularına birlikte
    bakarlar. Yetişkin zürafalar dönüşümlü olarak
    yavruların başında nöbet tutarlar. Bu güvenlik sistemi
    sayesinde diğer anneler rahatlıkla yavru zürafaları bırakıp
    kilometrelerce uzağa yiyecek aramaya gidebilirler.

    Yüce Allah zürafaların uyuma şekillerini özel olarak
    yaratmıştır: Oturduklarında kalkmaları zor olduğundan, boyunlarını arka
    gövdelerinin yanına uzatarak ayakta uyurlar. Birkaç dakika
    dışında bütün uykularını bu şekilde ayakta geçirirler.
    Ayrıca zürafalar hiçbir zaman aynı anda uyumazlar, mutlaka
    aralarından biri nöbet tutar.

    Anne zürafa ve yavru arasındaki iletişim Yüce Allah’ın
    rahmetinin tecellisidir: Doğumdan sonraki birkaç gün
    içinde anne zürafa, zamanını yavrusunu yalayarak ve
    koklayarak geçirir, bu şekilde hem yavru temizlenmiş olur hem de
    annesinin kokusunu öğrenir. Bu koku, anne ve yavrunun kalabalık
    bir sürünün içinde birbirlerini bulmaları
    gerektiğinde işe yarayacaktır.

    Herhangi bir zorluk içinde olan yavru, annesinin dikkatini
    çekmek için çeşitli sesler çıkarır. Annesi
    de onu sesinden hemen tanır ve yardımına koşar. Zürafalar
    yavrularını hiç yanlarından ayırmazlar. Saldırıya uğradıklarında
    ise yavrularını vücutlarının altına iterler ve ön ayakları
    ile düşmanlarına sertçe vurarak saldırırlar.

      Forum Saati Perş. Mayıs 02, 2024 6:32 pm