.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Ankebut Suresi türkçe meali

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Ankebut Suresi türkçe meali Empty Ankebut Suresi türkçe meali

    Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 8:51 pm

    29 - Ankebut Suresi
    Mekke döneminde inmistir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen
    1. Elif Lâm Mîm.
    2. Ýnsanlar, "Ýnandık" demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.
    3. Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmistik. Allah dogru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.
    4. Yoksa kötülük yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne kötü hükmediyorlar!
    5. Her kim Allah'a kavusmayı umarsa, bilsin ki Allah'ın tayin ettigi o vakit elbette gelecektir. O hakkıyla isitendir, hakkıyla bilendir.
    6. Her kim cihad ederse, ancak kendisi için cihad etmis olur. Süphesiz Allah âlemlere muhtaç degildir.
    7. Ýman edip salih amel isleyenlerin kötülüklerini elbette örtecegiz. Onları islediklerinin daha güzeliyle mükafatlandıracagız.
    8. Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Sâyet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan seyi bana ortak kosman için
    zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüsünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber verecegim.
    9. Ýman edip de salih amel isleyenler var ya, biz onları mutlaka salihler (iyiler) arasına sokacagız.
    10. Ýnsanlardan öyleleri vardır ki, "Allah'a inandık" derler. Ama Allah ugrunda bir ezaya ugratılınca insanlardan gördükleri baskı ve
    iskenceyi Allah'ın azabı gibi tutar. Andolsun, Rabbinden bir yardım gelecek olsa mutlaka, "Biz de sizinle beraberdik" derler. Allah,
    herkesin kalbinde olanı en iyi bilen degil midir?
    11. Allah, elbette kendisine iman edenleri de bilir ve elbette münafıkları da bilir.
    12. Ýnkar edenler iman edenlere, "Yolumuza uyun da sizin günahlarınızı yüklenelim" derler. Halbuki onların günahlarından hiçbir sey
    yüklenecek degillerdir. Süphesiz onlar kesinlikle yalancılardır.
    13. Andolsun, onlar mutlaka kendi yüklerini ve kendi yükleriyle beraber nice agır yükleri yükleneceklerdir. Uydurmakta oldukları
    seylerden de kıyamet günü süphesiz, sorguya çekileceklerdir.
    14. Andolsun, biz Nûh'u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar
    zulümlerini sürdürürlerken tûfan kendilerini yakalayıverdi.
    15. Biz de onu (Nûh'u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık.
    16. Ýbrahim'i de peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine söyle demisti: "Allah'a kulluk edin, O'na karsı gelmekten sakının.
    Eger bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır."
    17. "Siz Allah'ı bırakarak ancak putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Allah'ı bırakarak taptıklarınızın size hiçbir rızık
    vermeye güçleri yetmez. Öyle ise rızkı Allah'ın katında arayın. O'na kulluk edin ve O'na sükredin. Siz yalnız O'na
    döndürüleceksiniz."
    18. "Eger siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de yalanlamıslardı. Peygambere düsen apaçık tebligden
    baska bir sey degildir."
    19. Onlar, Allah'ın baslangıçta yaratmayı nasıl yaptıgını, sonra onu nasıl tekrarladıgını görmüyorlar mı? Süphesiz bu Allah'a göre
    kolaydır.2
    20. De ki: "Yeryüzünde dolasın da Allah'ın baslangıçta yaratmayı nasıl yaptıgına bakın. Sonra Allah (aynı sekilde) sonraki yaratmayı
    da yapacaktır. (Kıyametten sonra her seyi tekrar yaratacaktır) Süphesiz Allah'ın gücü her seye hakkıyla yeter."
    21. O diledigine azap eder, diledigine de merhamet eder. Ancak O'na döndürüleceksiniz
    22. Siz, yerde de gökte de (Allah'ı) aciz bırakacak degilsiniz. Sizin Allah'tan baska ne bir dostunuz, ne de bir yardımcınız vardır.
    23. Allah'ın âyetlerini ve O'na kavusmayı inkar edenler var ya; iste onlar benim rahmetimden ümit kesmislerdir. Ýste onlar için elem
    dolu bir azap vardır.
    24. (Ýbrahim'in) kavminin cevabı, "Onu öldürün veya yakın" demekten ibaret oldu. Allah da onu atesten kurtardı. Süphesiz bunda
    inanan bir toplum için ibretler vardır.
    25. Ýbrahim onlara dedi ki: "Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi (ve çıkar) ugruna Allah'ı bırakıp bir takım putlar
    edindiniz. Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkar edip tanımayacak; kiminiz kiminize lanet edecektir. Barınagınız cehennem
    olacaktır. Yardımcılarınız da olmayacaktır."
    26. Bunun üzerine Lût, ona (Ýbrahim'e) iman etti. Ýbrahim, "Ben, Rabbime (gitmemi emrettigi yere) hicret edecegim. Süphesiz o
    mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir" dedi.
    27. O'na (Ýbrahim'e) Ýshak'ı ve Yakub'u bahsettik. Onun soyundan gelenlere peygamberlik ve kitab verdik. Ayrıca ona dünyada
    mükafatını da verdik. Süphesiz o, ahirette de salih kimselerdendir.
    28. Lût'u da peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine söyle demisti: "Gerçekten siz, sizden önce dünyada hiçbir toplumun
    yapmadıgı bir hayasızlıgı isliyorsunuz."
    29. "Siz hâlâ erkeklere yanasacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı, "Eger dogru
    söyleyenlerden isen, haydi Allah'ın azabını getir bize" demeden ibaret oldu.
    30. (Lût) "Ey Rabbim! Su bozguncu kavme karsı bana yardım et" dedi.
    31. Elçilerimiz (melekler) Ýbrahim'e müjdeyi getirdiklerinde, "Biz bu memleket halkını helak edecegiz, çünkü oranın ahalisi zalim
    kimselerdir" dediler.
    32. Ýbrahim, "Ama orada Lût var" dedi. Onlar, "Orada kimin bulundugunu biz daha iyi biliriz. Biz onu ve ailesini elbette
    kurtaracagız. Ancak karısı baska. O geri kalıp helak edilenlerden olacaktır."
    33. Elçilerimiz Lût'a geldiklerinde, Lût, onlar yüzünden tasalandı, onlar hakkında çaresizlik içine düstü. Elçiler ona, "Korkma,
    üzülme. Biz seni ve aileni kurtaracagız. Ancak karın baska. O geride kalıp helak edilenlerden olacaktır."
    34. Süphesiz biz, bu memleket halkı üzerine, fasıklık ettiklerinden dolayı gökten bir azap indirecegiz.
    35. Andolsun biz, aklını kullanacak bir kavm için o memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.
    36. Medyen'e de kardesleri Suayb'ı peygamber olarak gönderdik. Suayb, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Ahiret gününe ümit
    besleyin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karısıklık çıkarmayın" dedi.
    37. Kavmi, onu yalanladı. Bunun üzerine kendilerini o malum sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar
    38. Ad ve Semûd kavimlerini de helak ettik. Bu, onların (harap olmus) yurtlarından size besbelli olmustur. Seytan onlara islerini
    süslemis ve onları dogru yoldan alıkoymustur. Halbuki onlar gözü açık kimselerdi.
    39. Kârûn'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da helak ettik. Andolsun, Mûsâ kendilerine apaçık mucizeler getirmisti de yeryüzünde büyüklük
    taslamıslardı. Oysa bizi geçip (azabımızdan) kurtulamazlardı.
    40. Bunların her birini kendi günahları yüzünden yakaladık. Onlardan tas yagmuruna tuttuklarımız var. Onlardan o korkunç sesin
    yakaladıgı kimseler var. Onlardan yerin dibine geçirdiklerimiz var. Onlardan suda bogduklarımız var. Allah onlara zulmediyor
    degildi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
    41. Allah'tan baskalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümcegin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise
    süphesiz örümcek evidir. Keske bilselerdi!
    42. Süphesiz Allah, onların, kendini bırakıp da baska ne tür seylere taptıklarını biliyor. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
    sahibidir.

      Forum Saati Perş. Mayıs 09, 2024 11:02 am