Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmek • Temanın fişine geri dönmek
doğuş fanclup
.talk4her :: genel :: funcluplar
1 sayfadaki 1 sayfası
doğuş fanclup
"Tehlikeliydi
sokak. Aç kalma, barınma dışında korunmasız bir çocuğu
bekleyen o kadar tehlike vardı ki tüm bunlar bizi birbirimize
bağlıyordu. Aslında kimse sosyal değildi ve ileride çıkacak
problemlerde görecektim ki kimse birbirini sevmiyordu. Ama sokakta
yaşamanın kuralı gereği kimse de birbirinden kopamıyordu...
Bu bir hayatta kalma mücadelesiydi..."
Yetiştirme yurdu, sokaklar, cezaevi arasında gidip gelen bir
çocuğun büyüyüşüne tanık olacak, hayatındaki
çarpıcı tesadüflere, imkansızlıklara, zorluklara rağmen
genç yaşta okuyacaksınız.
Hepimizin medyadan bölük pörçük takip ettiğimiz hayatını Doğuş bu kez kendi anlatıyor...
1974 yılının 30 Haziran günü Almanya'da bir yaşam daha
başlıyor. Aslen Rize İkizdereli olan bu küçük varlık,
büyüdükçe anne ve babası arasındaki
anlaşmazlıklar da geçen yıllarla beraber büyüyor. Ve
Doğuş iki yaşındayken kaçınılmaz son "ayrılık" bir gün
aileyi derinden sarsıyor. Fakat bir süre sonra anne ve baba belki
çocuklarının, belki de yıllar önce birbirlerine duydukları
aşkın hatırına yeniden bir araya geliyorlar. Aile, ilk iş olarak
kendilerine uğursuzluk getirdiğine inandıkları Almanya'dan apar topar
Türkiye'ye dönüyor. Yüreklerinde bir umut;
vatanlarında her şeyin iyiye gideceğine, acı vatanın, gurbetin
üzerlerine yağdırdığı mutsuzluklardan kurtulabileceklerini
düşünüyorlar. Ama umutlar gerçekleşmiyor.
Türkiye'de bu aile ocağının tütmesini sağlamıyor. Anne başka
bir yaşamda, baba bilinmezlikte kaybolup gidiyor.Doğuş için de
bambaşka bir dünyanın "yetiştirme yurdunun" kapıları
açılıyor. Yetiştirme yurdunda geçen bir yıl boyunca onu
evlat edinmek isteyenler oluyor. Ama o şiddetle reddediyor. "Hayır, bir
gün annem gelip beni alacak" haykırışları dolduruyor
müdürün odasını. Annesi ise hiç gelmiyor. Onun
küçücük yüreğinin hasretle çırpışını
hiç duymuyor. Ve bir gün babaannesi gelip onu buluyor.
Sevgiyle bağrına basıyor. Babası ve annesi için ise
"öldüler" diyor. Doğuş, babaannesine büyük bir
sevgi ile bağlanıyor. Ta ki bir gün annesi çıkıp gelinceye
değin...
Doğuş o günleri şöyle anlatıyor; "Bir gün annem
çıkageldi. Beni sevgiyle kucaklıyordu. İnanılır gibi değildi.
Ben de onu sevgiyle kucakladım. Ona ağlayarak öyle sıkıca sarıldım
ki sanki kasılıp kaldım. Bir süre annem ziyaretlerime gelmeye
devam etti. Onu her gördüğümde daha çok
bağlanıyor ve onu daha çok seviyordum. O benim annemdi. Yıllarca
yokluğunu hissettiğim, sıcacık kucaklamasına hasret olduğum annem...
Ama çok geçmeden annemin ziyaretleri seyrekleşti. Ve bir
süre sonra artık hiç ziyaretlerime gelmez oldu. Tam ona
alışmışken, tam benim de annem var diye içim içime
sevinçten sığmazken o beni bir kez daha terk etmişti.
Çocuk yüreğim müthiş bir kırılganlıkla sarsıldı ve
öyle çok acıdı ki... Sonradan bu acı, annemi bulmak ve ona
sarılıp bir daha hiç bırakmamak saplantısı halini aldı. 9
yaşındaydım, ilk kez evden kaçtım. Gece gündüz sokak
sokak geziyor ve annemi arıyordum. Ruhsal durumum tamamiyle bozulmuştu.
Beni bulup yeniden babaanneme teslim ediyorlardı ama ben yine
kaçıyordum. Babaannem gibi güzel ve sevecen insanı da o
dönemde öylesine merakta bıraktım ki, o günleri
düşününce vicdan azabı duyuyorum. Evden çok sık
kaçıyordum. Artık eve dönmeme sürelerim de uzamaya
başlamıştı.. Ev dar, sokaklarsa çok büyük
görünüyordu gözüme. Sokaktaki insanlar bana
aile gibi, hatta ailemden bile daha yakın geliyorlardı. Aç
kalıyordum, ağlıyordum... Üstüm başım iyice sefilleşmişti.
Ama annemi bulma umuduyla eve dönmüyordum. O yıllarda jeton
satıyordum. Açtım ve parasızlıktan bakkaldan ekmek, süt
çalıyordum. Kimi zaman trafik lambalarının önünde
bekliyor, arabalara koşuyor, camları silmeye çalışıyordum. Ve
arabaların içine mutlaka bakıyordum. Belki bir arabanın
koltuğunda, bir gün annem oturuyor olacaktı. Beni
görünce mutluluk içinde gülecek ve arabadan inip
beni şefkatle kucaklayacaktı. Ben de onun kokusunu içime
çekecek ve onun sıcaklığına sığınacaktım. Ama bu hayalim
hiç gerçekleşmedi. Ve biliyorum ki hiç
gerçekleşmeyecek de... Onun şimdi nerede olduğunu biliyorum. Ama
ona karşı öylesine katılaştım ki ve ona olan sevgim öylesine
derine gömüldü ki şimdi ben bile bulamıyorum. Altı
kardeşimin hepsine baktı. Bir tek ben mi fazla geldim ki beni bırakıp
gitti. Gerçi bir söz vardır "Anneniz size ne yaparsa
yapsın, sizi 9 ay karnında taşıdığı için onu 40 yıl sırtınızda
taşısanız hakkını ödeyemezsiniz" der ama şu an için elimde
değil onu affetmek."
Bir söz vardır "Babalar içten, sıcacık bir kucaklamanın,
çocuklarının yüreklerindeki bütün yaraları iyi
edeceğini bilirler..." Doğuş'un babası da bunu mutlaka biliyor
olmalıydı ama o da onu kucaklamayı değil, bırakıp gitmeyi tercih
etmişti. Doğuş için hiçbir zaman ellerini sımsıkı tutan
ve kendini güvende hissettiren bir babası olmamıştı. Ve o babası
için şu cümleleri hiç söyleyememişti; "Birlikte
oynarken benimle çocuklaştığın, korunmam gerektiğinde
devleştiğin için teşekkür ederim. Bir yudum su ve sonu uyku
içinde yitip giden bir öykü. Oradasın. Her şey normal.
Beni tehlikelerden koruyan, bana bu güven duygusunu, her zaman
geri dönebileceğim bu rahat huzurlu yeri veren sensin...." Doğuş
babası için asla bunu hissedememiş, babası onun hatıralarında
koruyan, güven veren değil, onun güvenilmez sokaklara
düşmesinin nedenlerinden biri olarak anılır olmuş.
Anne ve babasından aldığı darbelerin ardından Doğuş kimliğini verirken
artık şöyle söyler olmuş: Adı: Doğuş, Annesinin Adı:
Sevgisizlik, Babasının Adı: Yalnızlık... Bu yalnızlık ve sevgisizlik
içinde eriyip giderken Doğuş, sokaklara, sokakların
kültürüne de uyum sağlıyor. Sokaklarda dört tane
sıkı arkadaşı var. Onlar dışında sokaklarda kimseyle fazla yakınlık
kurmuyor. Tiner koklayanlardan, uyuşturucu kullananlardan, hırsızlardan
olabildiğince kaçıyor. O yıllarda Doğuş, her şeyden
özellikle de insanlardan nefret ediyor. Soğuk kış gecelerinde,
ışıkları yanan sıcak odalı evlere bakarken hissettiklerini Doğuş
şöyle anlatıyor; "Neden ben burada üşürken onlar bu
kadar mutlular, diye düşünüyor ve onlardan nefret
ediyordum. Nefretle büyüdükçe, nefretim
çoğalıyordu. Bana teselli veren tek şey şarkı söylemek ve
dans etmekti. Ne zaman canım çok sıkılsa ya da çok mutlu
olsam sokaklarda avazım çıktığı kadar şarkı
söylüyordum. Özellikle de Sezen Aksu'nun "Masum Değiliz"
şarkısını... Arkadaşlarım benimle dalga geçiyorlardı. "Şarkıcı
ol bari" diyorlardı. Ben de olacağımı söyleyince kahkahalarla
gülüyorlardı. Ben ise bir gün bir sanatçı olarak
zirveye yerleşeceğime emindim."
sokak. Aç kalma, barınma dışında korunmasız bir çocuğu
bekleyen o kadar tehlike vardı ki tüm bunlar bizi birbirimize
bağlıyordu. Aslında kimse sosyal değildi ve ileride çıkacak
problemlerde görecektim ki kimse birbirini sevmiyordu. Ama sokakta
yaşamanın kuralı gereği kimse de birbirinden kopamıyordu...
Bu bir hayatta kalma mücadelesiydi..."
Yetiştirme yurdu, sokaklar, cezaevi arasında gidip gelen bir
çocuğun büyüyüşüne tanık olacak, hayatındaki
çarpıcı tesadüflere, imkansızlıklara, zorluklara rağmen
genç yaşta okuyacaksınız.
Hepimizin medyadan bölük pörçük takip ettiğimiz hayatını Doğuş bu kez kendi anlatıyor...
1974 yılının 30 Haziran günü Almanya'da bir yaşam daha
başlıyor. Aslen Rize İkizdereli olan bu küçük varlık,
büyüdükçe anne ve babası arasındaki
anlaşmazlıklar da geçen yıllarla beraber büyüyor. Ve
Doğuş iki yaşındayken kaçınılmaz son "ayrılık" bir gün
aileyi derinden sarsıyor. Fakat bir süre sonra anne ve baba belki
çocuklarının, belki de yıllar önce birbirlerine duydukları
aşkın hatırına yeniden bir araya geliyorlar. Aile, ilk iş olarak
kendilerine uğursuzluk getirdiğine inandıkları Almanya'dan apar topar
Türkiye'ye dönüyor. Yüreklerinde bir umut;
vatanlarında her şeyin iyiye gideceğine, acı vatanın, gurbetin
üzerlerine yağdırdığı mutsuzluklardan kurtulabileceklerini
düşünüyorlar. Ama umutlar gerçekleşmiyor.
Türkiye'de bu aile ocağının tütmesini sağlamıyor. Anne başka
bir yaşamda, baba bilinmezlikte kaybolup gidiyor.Doğuş için de
bambaşka bir dünyanın "yetiştirme yurdunun" kapıları
açılıyor. Yetiştirme yurdunda geçen bir yıl boyunca onu
evlat edinmek isteyenler oluyor. Ama o şiddetle reddediyor. "Hayır, bir
gün annem gelip beni alacak" haykırışları dolduruyor
müdürün odasını. Annesi ise hiç gelmiyor. Onun
küçücük yüreğinin hasretle çırpışını
hiç duymuyor. Ve bir gün babaannesi gelip onu buluyor.
Sevgiyle bağrına basıyor. Babası ve annesi için ise
"öldüler" diyor. Doğuş, babaannesine büyük bir
sevgi ile bağlanıyor. Ta ki bir gün annesi çıkıp gelinceye
değin...
Doğuş o günleri şöyle anlatıyor; "Bir gün annem
çıkageldi. Beni sevgiyle kucaklıyordu. İnanılır gibi değildi.
Ben de onu sevgiyle kucakladım. Ona ağlayarak öyle sıkıca sarıldım
ki sanki kasılıp kaldım. Bir süre annem ziyaretlerime gelmeye
devam etti. Onu her gördüğümde daha çok
bağlanıyor ve onu daha çok seviyordum. O benim annemdi. Yıllarca
yokluğunu hissettiğim, sıcacık kucaklamasına hasret olduğum annem...
Ama çok geçmeden annemin ziyaretleri seyrekleşti. Ve bir
süre sonra artık hiç ziyaretlerime gelmez oldu. Tam ona
alışmışken, tam benim de annem var diye içim içime
sevinçten sığmazken o beni bir kez daha terk etmişti.
Çocuk yüreğim müthiş bir kırılganlıkla sarsıldı ve
öyle çok acıdı ki... Sonradan bu acı, annemi bulmak ve ona
sarılıp bir daha hiç bırakmamak saplantısı halini aldı. 9
yaşındaydım, ilk kez evden kaçtım. Gece gündüz sokak
sokak geziyor ve annemi arıyordum. Ruhsal durumum tamamiyle bozulmuştu.
Beni bulup yeniden babaanneme teslim ediyorlardı ama ben yine
kaçıyordum. Babaannem gibi güzel ve sevecen insanı da o
dönemde öylesine merakta bıraktım ki, o günleri
düşününce vicdan azabı duyuyorum. Evden çok sık
kaçıyordum. Artık eve dönmeme sürelerim de uzamaya
başlamıştı.. Ev dar, sokaklarsa çok büyük
görünüyordu gözüme. Sokaktaki insanlar bana
aile gibi, hatta ailemden bile daha yakın geliyorlardı. Aç
kalıyordum, ağlıyordum... Üstüm başım iyice sefilleşmişti.
Ama annemi bulma umuduyla eve dönmüyordum. O yıllarda jeton
satıyordum. Açtım ve parasızlıktan bakkaldan ekmek, süt
çalıyordum. Kimi zaman trafik lambalarının önünde
bekliyor, arabalara koşuyor, camları silmeye çalışıyordum. Ve
arabaların içine mutlaka bakıyordum. Belki bir arabanın
koltuğunda, bir gün annem oturuyor olacaktı. Beni
görünce mutluluk içinde gülecek ve arabadan inip
beni şefkatle kucaklayacaktı. Ben de onun kokusunu içime
çekecek ve onun sıcaklığına sığınacaktım. Ama bu hayalim
hiç gerçekleşmedi. Ve biliyorum ki hiç
gerçekleşmeyecek de... Onun şimdi nerede olduğunu biliyorum. Ama
ona karşı öylesine katılaştım ki ve ona olan sevgim öylesine
derine gömüldü ki şimdi ben bile bulamıyorum. Altı
kardeşimin hepsine baktı. Bir tek ben mi fazla geldim ki beni bırakıp
gitti. Gerçi bir söz vardır "Anneniz size ne yaparsa
yapsın, sizi 9 ay karnında taşıdığı için onu 40 yıl sırtınızda
taşısanız hakkını ödeyemezsiniz" der ama şu an için elimde
değil onu affetmek."
Bir söz vardır "Babalar içten, sıcacık bir kucaklamanın,
çocuklarının yüreklerindeki bütün yaraları iyi
edeceğini bilirler..." Doğuş'un babası da bunu mutlaka biliyor
olmalıydı ama o da onu kucaklamayı değil, bırakıp gitmeyi tercih
etmişti. Doğuş için hiçbir zaman ellerini sımsıkı tutan
ve kendini güvende hissettiren bir babası olmamıştı. Ve o babası
için şu cümleleri hiç söyleyememişti; "Birlikte
oynarken benimle çocuklaştığın, korunmam gerektiğinde
devleştiğin için teşekkür ederim. Bir yudum su ve sonu uyku
içinde yitip giden bir öykü. Oradasın. Her şey normal.
Beni tehlikelerden koruyan, bana bu güven duygusunu, her zaman
geri dönebileceğim bu rahat huzurlu yeri veren sensin...." Doğuş
babası için asla bunu hissedememiş, babası onun hatıralarında
koruyan, güven veren değil, onun güvenilmez sokaklara
düşmesinin nedenlerinden biri olarak anılır olmuş.
Anne ve babasından aldığı darbelerin ardından Doğuş kimliğini verirken
artık şöyle söyler olmuş: Adı: Doğuş, Annesinin Adı:
Sevgisizlik, Babasının Adı: Yalnızlık... Bu yalnızlık ve sevgisizlik
içinde eriyip giderken Doğuş, sokaklara, sokakların
kültürüne de uyum sağlıyor. Sokaklarda dört tane
sıkı arkadaşı var. Onlar dışında sokaklarda kimseyle fazla yakınlık
kurmuyor. Tiner koklayanlardan, uyuşturucu kullananlardan, hırsızlardan
olabildiğince kaçıyor. O yıllarda Doğuş, her şeyden
özellikle de insanlardan nefret ediyor. Soğuk kış gecelerinde,
ışıkları yanan sıcak odalı evlere bakarken hissettiklerini Doğuş
şöyle anlatıyor; "Neden ben burada üşürken onlar bu
kadar mutlular, diye düşünüyor ve onlardan nefret
ediyordum. Nefretle büyüdükçe, nefretim
çoğalıyordu. Bana teselli veren tek şey şarkı söylemek ve
dans etmekti. Ne zaman canım çok sıkılsa ya da çok mutlu
olsam sokaklarda avazım çıktığı kadar şarkı
söylüyordum. Özellikle de Sezen Aksu'nun "Masum Değiliz"
şarkısını... Arkadaşlarım benimle dalga geçiyorlardı. "Şarkıcı
ol bari" diyorlardı. Ben de olacağımı söyleyince kahkahalarla
gülüyorlardı. Ben ise bir gün bir sanatçı olarak
zirveye yerleşeceğime emindim."
AsiRuH- yönetici
-
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08
Geri: doğuş fanclup
Bir
gün Doğuş'un sokaktaki sıkı dostlarından biri, Murat aşık oluyor.
Mutsuz bir aşk... O sokakların çocuğu, kız ise çok
güzel ve varlıklı bir ailenin biricik kızı. Bir anlamda klasik
Türk filmlerinin yaşama yansımış öykülerinden biri...
Arkadaşı bu aşktan ötürü büyük bir acı
çekiyor. Bir gün ikisi çimlerin üzerine
uzanmış, gökyüzünü seyrederek sohbet ediyor ve
acılarını paylaşıyorlar. Doğuş dalgın ve düşünceli.
Arkadaşının çektiği acıyı anlatan bir şarkı söylemeye
başlıyor; "Sabret yüreğim sabret/Sabret gelecek elbet/Uzanan bu
elleri/Tutacak bir gün sabret..." "Sabret" onun ilk bestesi.
Doğuş'a sanatçı kimliğini ortaya çıkmasını sağlıyor bu
eser. Ve birbiri ardına Doğuş'un besteleri duygu dünyasından,
gün ışığına çıkmaya başlıyor. Doğuş o döneme ait
şarkılarında bir keresinde, "Korkma Biz Genciz" diyor ve ardından
ekliyor "Çekerim ben acıyı dertleri/seveceksen beklerim
ömür seni...", bir şarkısında ise, "Sensiz Ne Yaparım" diye
soruyor ve yine cevabını veriyor, "Gece gündüz ağlarım/ Eğer
sen cehennemliksen/ Senin için ben yanarım..." Bu eserlerle
birlikte Doğuş, sokakların nefret dolu çocuğundan, tutku dolu
bir aşık olma yönüne hızla yol almaya başlıyor.[/size]
"İLK DEFA İNANIR OLDUM AŞKA"
Doğuşartık sokakların 18
yaşındaki yakışıklı delikanlısı. Ve dört sıkı arkadaşı ile
birlikte yeni bir tutku edinmişlerdi. Hafta boyunca zorluklarla
kazandıkları paralarla üstlerine giysiler alıyorlar ve tutuyorlar
disconun yolunu. Doğuş zaten dansa doğuştan yetenekli. Nerede
müzik duysa başlıyor dans etmeye. Discolar onun için
bulunmaz güzellikteki mekanlar oluyor. Delicesine dans ediyor.
1993 yılında bir gün discoda bir genç kız ile tanışıyor. Ve
ilk defa inanır oluyor aşka... Bu genç kız hepimizin yakından
tanıdığı bayan popçularımızdan biri. Siyah saçlarıyla,
mavi lensli gözleriyle bizlere şarkısıyla "80 günde devri
alem" yaptıran bir sanatçımız. Doğuş'a da acı dolu bir aşk turu
attırıyor. Doğuş onun vokalistliğini ve dansçılığını yaparken
bir yandan da ona tutku dolu bir aşkla bağlanıyor. Ama "sevgili" onu
bir gün apansız, acılarla baş başa bırakarak gidiyor. Doğuş o
günleri şöyle anlatıyor; "Onun reklamını yapmak istemediğim
için ismini vermek istemiyorum. Ve bana yaptığı tüm
kötülüklerden, aşkıma indirdiği darbeden, müzik
yaşamımda bana köstek olmak amacıyla yaptıklarından sonra bile
onun özünde minicik de olsa bir iyilik taşıdığına inanıyorum.
Onun için özellikle beni terk edişinin ardından
birçok beste yaptım. Mesela Gökhan Tepe'ye verdiğim "Aşk
Belası"nı ona yazmıştım. "Gamsız"ı da onun için yazdım. Doğuş bu
"gamsız sevgili" için daha bir çok beste üretiyor.
Ve o çok tanınan şarkısında olduğu gibi soruyor "Ben sana ne
yapmıştım?/Tek suçum/Seni çılgınca sevmekti..." Ama
gamsız onu hiç duymuyor. O yeni kalpler yakıp ardından da
"Güvendiğim dağlara kar yağdı" diyerek yoluna devam ediyor. Doğuş
ağlıyor ama gamsız hiç karşısına çıkıp silmiyor
gözyaşlarını... Ona hiç dönmüyor, tıpkı annesinin
ve babasının yaptığı gibi...
Doğuş yaşadığı acı veren
duyguların etkisinden kurtulabilmek için kendisini yoğun bir
çalışma temposunun içine atıyor. Emel'e vokal yapıyor.
Dans ediyor. Bu arada "babam" dediği İskender Ulus'la tanışıyor. Bu
babacan insan Doğuş'a hasret olduğu şefkati büyük bir
cömertlikle sunuyor. Onun içinde bulunduğu bunalımdan
çıkmasına, ruhundaki fırtınaları dindirmesine yardımcı oluyor.
Bir anlamda Doğuş, İskender Ulus'la tanıştıktan sonra yeniden doğuyor.
Zaten asla söylemek istemediği öldü saydığı eski adını
da bu dönemde bırakıyor ve "Doğuş" adını alıyor.
Doğuş'un
çocukluğundan beri en dikkat çekici özelliklerinden
biri gözlerindeki sürmeler. Çocukluğundan beri Doğuş,
her aynaya bakışında gözlerine kendisinin bile hayret ettiğini
söylüyor. Kendinden sürmeli gözlerinde güneşin
yedi rengi var. Doğuş'un gözlerine duyduğu hayret, bir gün
Mısır'ın efsanevi kraliçesi, Firavun Aheton'un karısı
Nefertiti'nin resmini gördüğünde bir kat daha artıyor.
Çünkü Nefertiti'nin gözleri de tıpkı Doğuşunkiler
gibi... Kocasının kurduğu Aton dilinin ateşli savunucusu olan fakat
hükümdarlığının 12. yılında kocasının gözünden
düşerek güç kaybeden bu ünlü
kraliçenin kendine olan benzerliğini keşfetmesinin ardından
Doğuş, Nefertiti'ye karşı bir yakınlık duyuyor. Onunla ilgili ne
bulursa okuyor. Okudukça güneşin imparatorluğunun insanlara
duyduğu ilgi ve bağlılık da artıyor. Doğuş, bugün Firavunlar
soyundan geldiğine inanıyor. Boynundan Nefertiti'nin bir resminden
kopya edilen gümüş kolyeyi hiç çıkarmıyor ve
Nefertiti'nin ruhunun onun koruyucusu olduğuna inanıyor. Ve bazı
geceler uykusunda duyduğu seslere uyanıyor. Bu uyanışlarının nedenini
Doğuş şöyle anlatıyor; "Kimi zaman rüyalarımda kendimi eski
Mısır'da görüyorum. Çöl ve piramitler var...
Koruyucu ruhum olduğuna inandığım Nefertiti yanımda. Birden bir ses
zevreyi dolduruyor Sun of the Son..."Kalabalık bana "güneşin oğlu"
diye bağırıyor. Uyanıyorum. Bu rüyayı çok sık
görüyorum ve her defasında çok etkileniyorum. Beni
Mısır'a, piramitlere çeken bir güç var sanki. Bir
gün mutlaka oraya gideceğim. Ve oraya gittiğimde ya çok iyi
duruma geleceğim ya da düşüşe geçeceğim, bilemiyorum.
Ama sonuç ne olursa olsun mutlaka gideceğim"...
Doğuş
bugün çocukların ve hayvanların ağlamasına dayanamıyor.
Geldiği sokakların yeni çocuklarına da kucak açmış
durumda. Onlardan güvendiği, inandığı çocuklara sahip
çıkıyor. Bakım, eğitimini üstleniyor. Ve bir gün
mutlaka dev bir bina yaptırarak bu binada birçok sokak
çocuğunu barındıracağını söylüyor. Gelen
çocukların bu binadan bir meslek sahibi olmadan
çıkmayacaklarını da özellikle belirtiyor. Onun sokaklardaki
üç sıkı dostu da bugün artık mutluluğu bulmuş
durumdalar. "Sabret " parçasını bestelediği Murat'ın bu
parçaya konu olan sevgilisiyle mutlu bir evliliği var.
Arkadaşlarından biri yurt dışında işçi olarak girdiği fabrikada
da adeta tırnaklarıyla tutunarak yükselmiş ve bugün o
fabrikanın müdür koltuğunda oturuyor. Diğeri ise kendisini
evlatlık olarak alan çok zengin bir ailenin yanında eğitimine
devam ediyor.
Doğuş dünya
çapında bir star olma düşüncesinde. Bu nedenle
İngilizce ve Almanca öğreniyor. Ve bu konuda şöyle diyor:
"Her zaman bir hedefim vardı; bir gün sanat camiasına girip
zirveye tırmanmak. Şu an bu amacıma yavaş fakat emin ilerlemekteyim.
Henüz emekleme dönemindeyim. Bir gün bu camiada en
yüksek zirve neredeyse oraya çıkacağım. Allah'ın bu
gücü bana verdiğine inanıyorum."
gün Doğuş'un sokaktaki sıkı dostlarından biri, Murat aşık oluyor.
Mutsuz bir aşk... O sokakların çocuğu, kız ise çok
güzel ve varlıklı bir ailenin biricik kızı. Bir anlamda klasik
Türk filmlerinin yaşama yansımış öykülerinden biri...
Arkadaşı bu aşktan ötürü büyük bir acı
çekiyor. Bir gün ikisi çimlerin üzerine
uzanmış, gökyüzünü seyrederek sohbet ediyor ve
acılarını paylaşıyorlar. Doğuş dalgın ve düşünceli.
Arkadaşının çektiği acıyı anlatan bir şarkı söylemeye
başlıyor; "Sabret yüreğim sabret/Sabret gelecek elbet/Uzanan bu
elleri/Tutacak bir gün sabret..." "Sabret" onun ilk bestesi.
Doğuş'a sanatçı kimliğini ortaya çıkmasını sağlıyor bu
eser. Ve birbiri ardına Doğuş'un besteleri duygu dünyasından,
gün ışığına çıkmaya başlıyor. Doğuş o döneme ait
şarkılarında bir keresinde, "Korkma Biz Genciz" diyor ve ardından
ekliyor "Çekerim ben acıyı dertleri/seveceksen beklerim
ömür seni...", bir şarkısında ise, "Sensiz Ne Yaparım" diye
soruyor ve yine cevabını veriyor, "Gece gündüz ağlarım/ Eğer
sen cehennemliksen/ Senin için ben yanarım..." Bu eserlerle
birlikte Doğuş, sokakların nefret dolu çocuğundan, tutku dolu
bir aşık olma yönüne hızla yol almaya başlıyor.[/size]
"İLK DEFA İNANIR OLDUM AŞKA"
Doğuşartık sokakların 18
yaşındaki yakışıklı delikanlısı. Ve dört sıkı arkadaşı ile
birlikte yeni bir tutku edinmişlerdi. Hafta boyunca zorluklarla
kazandıkları paralarla üstlerine giysiler alıyorlar ve tutuyorlar
disconun yolunu. Doğuş zaten dansa doğuştan yetenekli. Nerede
müzik duysa başlıyor dans etmeye. Discolar onun için
bulunmaz güzellikteki mekanlar oluyor. Delicesine dans ediyor.
1993 yılında bir gün discoda bir genç kız ile tanışıyor. Ve
ilk defa inanır oluyor aşka... Bu genç kız hepimizin yakından
tanıdığı bayan popçularımızdan biri. Siyah saçlarıyla,
mavi lensli gözleriyle bizlere şarkısıyla "80 günde devri
alem" yaptıran bir sanatçımız. Doğuş'a da acı dolu bir aşk turu
attırıyor. Doğuş onun vokalistliğini ve dansçılığını yaparken
bir yandan da ona tutku dolu bir aşkla bağlanıyor. Ama "sevgili" onu
bir gün apansız, acılarla baş başa bırakarak gidiyor. Doğuş o
günleri şöyle anlatıyor; "Onun reklamını yapmak istemediğim
için ismini vermek istemiyorum. Ve bana yaptığı tüm
kötülüklerden, aşkıma indirdiği darbeden, müzik
yaşamımda bana köstek olmak amacıyla yaptıklarından sonra bile
onun özünde minicik de olsa bir iyilik taşıdığına inanıyorum.
Onun için özellikle beni terk edişinin ardından
birçok beste yaptım. Mesela Gökhan Tepe'ye verdiğim "Aşk
Belası"nı ona yazmıştım. "Gamsız"ı da onun için yazdım. Doğuş bu
"gamsız sevgili" için daha bir çok beste üretiyor.
Ve o çok tanınan şarkısında olduğu gibi soruyor "Ben sana ne
yapmıştım?/Tek suçum/Seni çılgınca sevmekti..." Ama
gamsız onu hiç duymuyor. O yeni kalpler yakıp ardından da
"Güvendiğim dağlara kar yağdı" diyerek yoluna devam ediyor. Doğuş
ağlıyor ama gamsız hiç karşısına çıkıp silmiyor
gözyaşlarını... Ona hiç dönmüyor, tıpkı annesinin
ve babasının yaptığı gibi...
Doğuş yaşadığı acı veren
duyguların etkisinden kurtulabilmek için kendisini yoğun bir
çalışma temposunun içine atıyor. Emel'e vokal yapıyor.
Dans ediyor. Bu arada "babam" dediği İskender Ulus'la tanışıyor. Bu
babacan insan Doğuş'a hasret olduğu şefkati büyük bir
cömertlikle sunuyor. Onun içinde bulunduğu bunalımdan
çıkmasına, ruhundaki fırtınaları dindirmesine yardımcı oluyor.
Bir anlamda Doğuş, İskender Ulus'la tanıştıktan sonra yeniden doğuyor.
Zaten asla söylemek istemediği öldü saydığı eski adını
da bu dönemde bırakıyor ve "Doğuş" adını alıyor.
Doğuş'un
çocukluğundan beri en dikkat çekici özelliklerinden
biri gözlerindeki sürmeler. Çocukluğundan beri Doğuş,
her aynaya bakışında gözlerine kendisinin bile hayret ettiğini
söylüyor. Kendinden sürmeli gözlerinde güneşin
yedi rengi var. Doğuş'un gözlerine duyduğu hayret, bir gün
Mısır'ın efsanevi kraliçesi, Firavun Aheton'un karısı
Nefertiti'nin resmini gördüğünde bir kat daha artıyor.
Çünkü Nefertiti'nin gözleri de tıpkı Doğuşunkiler
gibi... Kocasının kurduğu Aton dilinin ateşli savunucusu olan fakat
hükümdarlığının 12. yılında kocasının gözünden
düşerek güç kaybeden bu ünlü
kraliçenin kendine olan benzerliğini keşfetmesinin ardından
Doğuş, Nefertiti'ye karşı bir yakınlık duyuyor. Onunla ilgili ne
bulursa okuyor. Okudukça güneşin imparatorluğunun insanlara
duyduğu ilgi ve bağlılık da artıyor. Doğuş, bugün Firavunlar
soyundan geldiğine inanıyor. Boynundan Nefertiti'nin bir resminden
kopya edilen gümüş kolyeyi hiç çıkarmıyor ve
Nefertiti'nin ruhunun onun koruyucusu olduğuna inanıyor. Ve bazı
geceler uykusunda duyduğu seslere uyanıyor. Bu uyanışlarının nedenini
Doğuş şöyle anlatıyor; "Kimi zaman rüyalarımda kendimi eski
Mısır'da görüyorum. Çöl ve piramitler var...
Koruyucu ruhum olduğuna inandığım Nefertiti yanımda. Birden bir ses
zevreyi dolduruyor Sun of the Son..."Kalabalık bana "güneşin oğlu"
diye bağırıyor. Uyanıyorum. Bu rüyayı çok sık
görüyorum ve her defasında çok etkileniyorum. Beni
Mısır'a, piramitlere çeken bir güç var sanki. Bir
gün mutlaka oraya gideceğim. Ve oraya gittiğimde ya çok iyi
duruma geleceğim ya da düşüşe geçeceğim, bilemiyorum.
Ama sonuç ne olursa olsun mutlaka gideceğim"...
Doğuş
bugün çocukların ve hayvanların ağlamasına dayanamıyor.
Geldiği sokakların yeni çocuklarına da kucak açmış
durumda. Onlardan güvendiği, inandığı çocuklara sahip
çıkıyor. Bakım, eğitimini üstleniyor. Ve bir gün
mutlaka dev bir bina yaptırarak bu binada birçok sokak
çocuğunu barındıracağını söylüyor. Gelen
çocukların bu binadan bir meslek sahibi olmadan
çıkmayacaklarını da özellikle belirtiyor. Onun sokaklardaki
üç sıkı dostu da bugün artık mutluluğu bulmuş
durumdalar. "Sabret " parçasını bestelediği Murat'ın bu
parçaya konu olan sevgilisiyle mutlu bir evliliği var.
Arkadaşlarından biri yurt dışında işçi olarak girdiği fabrikada
da adeta tırnaklarıyla tutunarak yükselmiş ve bugün o
fabrikanın müdür koltuğunda oturuyor. Diğeri ise kendisini
evlatlık olarak alan çok zengin bir ailenin yanında eğitimine
devam ediyor.
Doğuş dünya
çapında bir star olma düşüncesinde. Bu nedenle
İngilizce ve Almanca öğreniyor. Ve bu konuda şöyle diyor:
"Her zaman bir hedefim vardı; bir gün sanat camiasına girip
zirveye tırmanmak. Şu an bu amacıma yavaş fakat emin ilerlemekteyim.
Henüz emekleme dönemindeyim. Bir gün bu camiada en
yüksek zirve neredeyse oraya çıkacağım. Allah'ın bu
gücü bana verdiğine inanıyorum."
AsiRuH- yönetici
-
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08
AsiRuH- yönetici
-
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08
Geri: doğuş fanclup
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.952x580. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.800x600. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.1024x768. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.800x600. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.720x576. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.720x576. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.885x594. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.800x594. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.800x600. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.800x600. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.800x600. |
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.800x600. |
AsiRuH- yönetici
-
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08
Geri: doğuş fanclup
Şöhretin
basamaklarını hızla tırmanan ve geldiği yeri unutan popstar Sertan
aslında hızlı bir düşüş yaşamaktadır… Son kasedi onca
tanıtıma, etkinliğe rağmen istenen satış rakamlarına ulaşmamıştır. Ve
yapımcısı Şükrü bu durumdan hiç memnun değildir…
Sertan’ın özel şoförlüğünü yapmakta olan
Erol küçüklüğünden beri karşı komşusu
Leyla’ya aşıktır…Ama Leyla’nın bundan haberi
yoktur… Leyla ise babasını küçük yaşta
kaybetmiş, annesi Hayriye, abisi Berat, abisinin karısı Saadet ve
yeğeni Muharrem ile birlikte İstanbul’un fakir semtlerinden
birinde yaşamaktadır. Ailesine bir katkısı olsun diye büyük
bir süpermarkette kasiyerlik yapmaktadır.
Erol Leyla’nın popstar Sertan’a olan hayranlığını bildiği
için onunla bir yemek yemesini sağlar… Leyla abisinden
gizli saklı yemeğe gider… Ama abisi Berat yemeği basıp
Sertan’ı dövünce, ertesi gün tüm gazetelerin
baş sayfasında, Sertan’ın bir varoş kızına aşık olduğu ve aşkı
uğruna dayak yediği yazar…
Bu yalan yanlış haber bir anda herkesin hayatını değiştirir..
Sertan’ın yıldızı bir anda tekrar parlar. Bu durumu
değerlendirmek isteyen yapımcı Şükrü, Sertan’ın bu
yalanı sürdürmesini ister… Leyla Sertan’ın
aşkına inanmakta zorluk çekerken, Erol sevdiği kadının ellerinin
arasından kayıp gitmesine seyirci kalacaktır…
Yalan giderek büyüyecek ve Leyla, Sertan, Erol
üçgeninde ilerleyen aşk hikayesi beklenmedik bir hal
alacaktır
AsiRuH- yönetici
-
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08
Geri: doğuş fanclup
Doğuş - Affetmez
Yıllardır sürgünüm kader
Hasret denizinde bir fener
Sensiz çökmüş yine hüzün
Affetmez yol bitmez
Yıllardır vurgunum sana
Kasvet denizinde bir ada
Sessiz yorgun rüyalarda
Yol bitmez, affetmez
Yıkılmadan
Dön yine, al beni
Uçur uzaklara..
Affet, affet
Sensiz aşksız..
Dönüyor dönüyor dünya
Yine başım mı dönüyor hala
Orman yakar hain aşkım
Beni affet
Doğuş - Ağlıyormuşsun
Aşk bazen neler kaybeder
Aşk bazen neler kazandırır
Ben hala başka birinde
Suşlusu sensin ben değilim
Eyme boynunu bükme
Görsünler işte, o üzen desinler
Ağlıyormuşsun ardımdan
Seviyormuşsun öyle duydum
Hala inanmadım ben sana
Gel inandır beni
Doğuş - Altıncı His
Yürüdüğün yolları öpüyorum
Gül değil kalbimi veriyorum
Artık anladım
Ben sensiz yapamıyorum
Aşkın ebediyeti var mı
Varsa sevende son bulsun
Biliyorsun ki bende sana
Tapmıyor, fıttırıyorum
Senin için bağırıyor yüreğim
Vazgeçmem, vazgeçemem
6.His olmazsa olmaz
Aşkta gurur olmaz
Doğuş - Aşık Olma
Sevmeye çalışsan
Aşık olmaya alışsan
Terk edip gidecek
Korkusuyla yaşarsın
Olmaz böyle şey
Bu düzen kötü her şey
Sevmeyi unut gitsin
Değer denen bir şey var
Aşık olma aşk vurur sana
Anlayamazsın nerden geldiğini sonra
Doğuş - Aşk Derler
Duvar olursun, taş olursun
Uzayıp giden yol olursun
Gözün görmez, engel bilmez
Kaç gece sabahladığını görmezsen
Bir de üstüne titrersen
Miğden ağrır, başın döner
Gözün görmez, engel bilmez
Kaç gece sabahladığını görmezsen
Bir de üstüne titrersen
Eyvah eyvah
İşte buna aşk derler aşk derler aşk derler
Kıymetini bilemeyenler
Dert derler, acı derler
Doğuş - Ayrılmalıyız
Kim inanır kim inanmaz
Senin beni sevdiğine canım
Kimse inanmaz
Sen başka kollarda
Ben başka yollarda
Aramızda uçurumlar
Söz konusuyken
Olamayız biz birlikte
Ayrılmalıyız
Doğuş - Babuba
Sevdiğim iki gözüm
Ellere yar oldu ba bu ba
Kara tren aramıza
Kara duman ektide
Göz göre göre yazık eyyuba
Buraları sevemedim
Gönül orada
Yanıyorum tuz biber yarada
Deli gönül eremedi
Eyvah burada
Ölüyorum tuz biber yarada
Gözlerimin karesi
Kırmızı nar oldu babuba
Meriç'in azgın suyu
Aramıza girdide
Gözgöre göre yazık eyyuba
Doğuş - Başka Kapıya
Bana kendini kandırdın
Farklı gözüküp inandırdın
Kimbilir kaç can yaktın
Sorumsuzluğun üze dursun
Oyununu iyi oyna
Oyuncaksız kalma sonra
Her gördüğüne asılma
Arsızlaşırsın sonra
Başka kapıya canım
Başka kapıya
Senden bana fayda yok
Ardına bakma
Doğuş - Bazıları
Bu gece yağmur yağıyor
Islak sokaklar
Yine düştün aklıma
Ağlıyorum yana yana
Özlüyorum dizinde uyumayı
İStiyorum saçıma dokunmanı
Bekliyorum günden güne bedenim eriyor
Bazılarının gözyaşları
Bazılarının ağıtları
Bazılarının ölümüyüm
Şİİr
Kalpten kalbe sevenler
Gerçekten gerçek sevenler mi
Yüreği dağlayıp gidenler
Gerçekten yürekten sevenler mi
Aşkı hiçe sayıp gidenler
Önce mahşerde allah'a
Sonra yine allah'a hesap verecek
Doğuş - Bebişim
Dayanır mı bedenim bu acıya
Alışır mı ruhum sensizliğe
Yüreğimde gözlerimde nefesimde
Kaderimsin duam yeminimsin
Kalbim kalbini görmediği zaman
Atar mı sence birdaha
Bebişim bebişim tenini kokusunu özlemişim
Bebişim bebişim bebişim
Canımdan bile sevdiğim herşeyimsin
Doğuş - Ben Sensiz Ne Yaparım
Bu kadar uzak olacak ne vardi
Gittin oraya, benide al yanina
Ben hep burdami kalacam
Huzunlemi aglayacam
Ne zaman dertler bitecek
Ne zaman olecegim
Daglari getirin
Yollara es edelim
Sevdi insan gelmek icin
Bedenimden vazgecerim
Ben sen siz ne yaprim
Gece gunduz aglarim
Eger sen cehenlemliksen
Senin icin ben yanarim
Ne vardi sanki
Neden aldi allah seni
Gucum kalmadi
Benide alsa bari
Sen benim aldigim soluk ictigim su gibiydin
Ama simdi yoksun, sunu bilmelisinki artik bende yokum
Allahim insayinim sana degil, kendime
Ama onu bana vermiyorsan benide al
Doğuş - Bilme
Gün gelir günler yetmez
Son bulur aşkım bitmez
Dar gelir etraf bana
Sen biter ben biter
Zararı hem sana
Zararı hem bana
Yeter artık yeter
Ayrılık seni de yer beni de
Bilme yanıp yanmadım mı
Sorma sakın ağladım mı
Kanma her duyduğuna
Unutma unutulmadığını
Doğuş - Biriciğim
Ağlarım ama içimden
Kimsenin görmesini istemem
Sen hisset hissetmediysen
Ne eylerim yaşanırmı
Sensiz bilirsin gerçeğim
Biriciğim benim
Aşk gerçeğim benim
Sensiz olmaz olmaz olmaz bilirsin
Biriciğim benim
Aşk gerçeğim benim
Yaşanırmı sensiz
Söyle gerçeği biriciğim
Doğuş - Hadi Çiçeğim
Ömür dediğimiz bu yolda
Tek basıma yürümekten yoruldum
Gözlerindeki taneleri
Tek tek sayarım unutmadım
Hayat bu ya sonunda sendefarkına varacaksın
İsrarla benimle olacaksın
Hadi çiçeğim çiçeğim çiçeğim..
Seni inan herzaman seveceğim
Sana neler verdim vereceğim
Uğruna dağları deleceğim
Demedi demeçiçeğiççiçeğim
Seni inan her zaman seveceğim
Sana neler verdim vereceğim
Uğruna dağları deleceğim
Doğuş - Kalbime Gömdüm
Yetmedimi yatmedi mi
Aldıkların bitmedi mi
Zamansız gidişin
Ciğerimi sökmedi mi
Elimde büyüttüğüm
Sevgini kalbime gömdüm
Kalbime gömdüm
Mezar olarak kalacak
inan ruhum duymayacak
Acılar beni yıpratacak
Mutluluk hep senin olacak
Doğuş - Mahşerde
Bu dünyadan göçtüm ise
Kalbimi sana bıraktım
Bilinmeyen yerdeyim
Senin hayalindeyim
Kıymetini bilemedim
Sana bir defa dokunmak için
Ömrümü veririm
Bin defa yıkılmadan mahşerde
Bu sensiz kaçıncı sabah bilmiyorum
Yağmur olup şehre düşüyorum
Bazen bir cama bazen bir yaprağa
Bazen gözyaşın oluyorum
Doğuş - Korkma Biz Genciz
Sana bir dokunabilsem
Öpsem hep sevsem
Yalnız senin olurum desem
Benim olur muydun?
Ağlarım ben yine sensiz
Üzülme korkma biz genciz
Tutarız güneşi yanarız engelsiz
Sebep olur muydun?
Ne olur bak bana biraz
Ne olur gül bana gülüm
Bu ne günah inan ne bir ayıp
Sevda bir yol dönmek inan kayıp
Yemin ettim senin üstüne
Yemin ettim sevmem bir daha
Çekerim ben acıyı dertleri
Seveceksen beklerim bir ömür seni
Doğuş - Sensiz Ne Yaparım
Bu kadar uzak olacak ne vardı
Gittin oraya beni de al yanına
Ben hep burda mı kalacak
Hüzünle mi ağlayacak
Ne zaman dertler bitecek
Ne zaman öleceğim
Dağlar geçerim yollar eşerim
Sevdiğim sana gelmek için
Bedenimden vazgeçerim
Ben sensiz ne yaparım
Gece gündüz ağlarım
Eğer sen cehennemliksen
Senin için ben yanarım
Ne vardı sanki neden aldı Allah seni
Gücüm kalmadı beni de alsa bari
Ben sensiz ne yaparım
Gece gündüz ağlarım
Eğer sen cehennemliksen
Senin için ben yanarım
Sen benim aldığım soluk
İçtiğim su gibiydin
Ama şimdi yoksun şunu bilmelisin
Artık ben de yokum
Allahım isyanım sana değil kendime
Ama onu bana geri vermiyorsan
Beni de al beni de al beni de
Doğuş - Virane
Beraberken mutluyduk
Bir sabah uyandığımda yoktun yanımda
Söz vermiştin, yemin etmiştin
Ölene kadar, yanındayım demiştin
Hasretin zindan
Şehirleri dolaştım bulamadım
Aşkım nerdesin
Virane oldum, divane oldum
Seni bulamadım
Derdim dert sallanırım
Eller bani sarhoş zanneder
Nerdesin nerdesin
Benliğimi terkettim nerdesin
Nerdesin nerdesin
Kendimden vazgeçtim nerdesin
Doğuş - Yemin Ettim Sana
Beni bana ver, beni bende anla
Uzat ellerini, kapat gözlerini
Hisset sevdiğimi
Beni bende anla
Yemin ettim sana ben
Sevemem, sevemem
Senden bir başkasına
Gönlümü veremem
Acıtır içimi yokluğun
Eritir bedenimi
Yıllardır sürgünüm kader
Hasret denizinde bir fener
Sensiz çökmüş yine hüzün
Affetmez yol bitmez
Yıllardır vurgunum sana
Kasvet denizinde bir ada
Sessiz yorgun rüyalarda
Yol bitmez, affetmez
Yıkılmadan
Dön yine, al beni
Uçur uzaklara..
Affet, affet
Sensiz aşksız..
Dönüyor dönüyor dünya
Yine başım mı dönüyor hala
Orman yakar hain aşkım
Beni affet
Doğuş - Ağlıyormuşsun
Aşk bazen neler kaybeder
Aşk bazen neler kazandırır
Ben hala başka birinde
Suşlusu sensin ben değilim
Eyme boynunu bükme
Görsünler işte, o üzen desinler
Ağlıyormuşsun ardımdan
Seviyormuşsun öyle duydum
Hala inanmadım ben sana
Gel inandır beni
Doğuş - Altıncı His
Yürüdüğün yolları öpüyorum
Gül değil kalbimi veriyorum
Artık anladım
Ben sensiz yapamıyorum
Aşkın ebediyeti var mı
Varsa sevende son bulsun
Biliyorsun ki bende sana
Tapmıyor, fıttırıyorum
Senin için bağırıyor yüreğim
Vazgeçmem, vazgeçemem
6.His olmazsa olmaz
Aşkta gurur olmaz
Doğuş - Aşık Olma
Sevmeye çalışsan
Aşık olmaya alışsan
Terk edip gidecek
Korkusuyla yaşarsın
Olmaz böyle şey
Bu düzen kötü her şey
Sevmeyi unut gitsin
Değer denen bir şey var
Aşık olma aşk vurur sana
Anlayamazsın nerden geldiğini sonra
Doğuş - Aşk Derler
Duvar olursun, taş olursun
Uzayıp giden yol olursun
Gözün görmez, engel bilmez
Kaç gece sabahladığını görmezsen
Bir de üstüne titrersen
Miğden ağrır, başın döner
Gözün görmez, engel bilmez
Kaç gece sabahladığını görmezsen
Bir de üstüne titrersen
Eyvah eyvah
İşte buna aşk derler aşk derler aşk derler
Kıymetini bilemeyenler
Dert derler, acı derler
Doğuş - Ayrılmalıyız
Kim inanır kim inanmaz
Senin beni sevdiğine canım
Kimse inanmaz
Sen başka kollarda
Ben başka yollarda
Aramızda uçurumlar
Söz konusuyken
Olamayız biz birlikte
Ayrılmalıyız
Doğuş - Babuba
Sevdiğim iki gözüm
Ellere yar oldu ba bu ba
Kara tren aramıza
Kara duman ektide
Göz göre göre yazık eyyuba
Buraları sevemedim
Gönül orada
Yanıyorum tuz biber yarada
Deli gönül eremedi
Eyvah burada
Ölüyorum tuz biber yarada
Gözlerimin karesi
Kırmızı nar oldu babuba
Meriç'in azgın suyu
Aramıza girdide
Gözgöre göre yazık eyyuba
Doğuş - Başka Kapıya
Bana kendini kandırdın
Farklı gözüküp inandırdın
Kimbilir kaç can yaktın
Sorumsuzluğun üze dursun
Oyununu iyi oyna
Oyuncaksız kalma sonra
Her gördüğüne asılma
Arsızlaşırsın sonra
Başka kapıya canım
Başka kapıya
Senden bana fayda yok
Ardına bakma
Doğuş - Bazıları
Bu gece yağmur yağıyor
Islak sokaklar
Yine düştün aklıma
Ağlıyorum yana yana
Özlüyorum dizinde uyumayı
İStiyorum saçıma dokunmanı
Bekliyorum günden güne bedenim eriyor
Bazılarının gözyaşları
Bazılarının ağıtları
Bazılarının ölümüyüm
Şİİr
Kalpten kalbe sevenler
Gerçekten gerçek sevenler mi
Yüreği dağlayıp gidenler
Gerçekten yürekten sevenler mi
Aşkı hiçe sayıp gidenler
Önce mahşerde allah'a
Sonra yine allah'a hesap verecek
Doğuş - Bebişim
Dayanır mı bedenim bu acıya
Alışır mı ruhum sensizliğe
Yüreğimde gözlerimde nefesimde
Kaderimsin duam yeminimsin
Kalbim kalbini görmediği zaman
Atar mı sence birdaha
Bebişim bebişim tenini kokusunu özlemişim
Bebişim bebişim bebişim
Canımdan bile sevdiğim herşeyimsin
Doğuş - Ben Sensiz Ne Yaparım
Bu kadar uzak olacak ne vardi
Gittin oraya, benide al yanina
Ben hep burdami kalacam
Huzunlemi aglayacam
Ne zaman dertler bitecek
Ne zaman olecegim
Daglari getirin
Yollara es edelim
Sevdi insan gelmek icin
Bedenimden vazgecerim
Ben sen siz ne yaprim
Gece gunduz aglarim
Eger sen cehenlemliksen
Senin icin ben yanarim
Ne vardi sanki
Neden aldi allah seni
Gucum kalmadi
Benide alsa bari
Sen benim aldigim soluk ictigim su gibiydin
Ama simdi yoksun, sunu bilmelisinki artik bende yokum
Allahim insayinim sana degil, kendime
Ama onu bana vermiyorsan benide al
Doğuş - Bilme
Gün gelir günler yetmez
Son bulur aşkım bitmez
Dar gelir etraf bana
Sen biter ben biter
Zararı hem sana
Zararı hem bana
Yeter artık yeter
Ayrılık seni de yer beni de
Bilme yanıp yanmadım mı
Sorma sakın ağladım mı
Kanma her duyduğuna
Unutma unutulmadığını
Doğuş - Biriciğim
Ağlarım ama içimden
Kimsenin görmesini istemem
Sen hisset hissetmediysen
Ne eylerim yaşanırmı
Sensiz bilirsin gerçeğim
Biriciğim benim
Aşk gerçeğim benim
Sensiz olmaz olmaz olmaz bilirsin
Biriciğim benim
Aşk gerçeğim benim
Yaşanırmı sensiz
Söyle gerçeği biriciğim
Doğuş - Hadi Çiçeğim
Ömür dediğimiz bu yolda
Tek basıma yürümekten yoruldum
Gözlerindeki taneleri
Tek tek sayarım unutmadım
Hayat bu ya sonunda sendefarkına varacaksın
İsrarla benimle olacaksın
Hadi çiçeğim çiçeğim çiçeğim..
Seni inan herzaman seveceğim
Sana neler verdim vereceğim
Uğruna dağları deleceğim
Demedi demeçiçeğiççiçeğim
Seni inan her zaman seveceğim
Sana neler verdim vereceğim
Uğruna dağları deleceğim
Doğuş - Kalbime Gömdüm
Yetmedimi yatmedi mi
Aldıkların bitmedi mi
Zamansız gidişin
Ciğerimi sökmedi mi
Elimde büyüttüğüm
Sevgini kalbime gömdüm
Kalbime gömdüm
Mezar olarak kalacak
inan ruhum duymayacak
Acılar beni yıpratacak
Mutluluk hep senin olacak
Doğuş - Mahşerde
Bu dünyadan göçtüm ise
Kalbimi sana bıraktım
Bilinmeyen yerdeyim
Senin hayalindeyim
Kıymetini bilemedim
Sana bir defa dokunmak için
Ömrümü veririm
Bin defa yıkılmadan mahşerde
Bu sensiz kaçıncı sabah bilmiyorum
Yağmur olup şehre düşüyorum
Bazen bir cama bazen bir yaprağa
Bazen gözyaşın oluyorum
Doğuş - Korkma Biz Genciz
Sana bir dokunabilsem
Öpsem hep sevsem
Yalnız senin olurum desem
Benim olur muydun?
Ağlarım ben yine sensiz
Üzülme korkma biz genciz
Tutarız güneşi yanarız engelsiz
Sebep olur muydun?
Ne olur bak bana biraz
Ne olur gül bana gülüm
Bu ne günah inan ne bir ayıp
Sevda bir yol dönmek inan kayıp
Yemin ettim senin üstüne
Yemin ettim sevmem bir daha
Çekerim ben acıyı dertleri
Seveceksen beklerim bir ömür seni
Doğuş - Sensiz Ne Yaparım
Bu kadar uzak olacak ne vardı
Gittin oraya beni de al yanına
Ben hep burda mı kalacak
Hüzünle mi ağlayacak
Ne zaman dertler bitecek
Ne zaman öleceğim
Dağlar geçerim yollar eşerim
Sevdiğim sana gelmek için
Bedenimden vazgeçerim
Ben sensiz ne yaparım
Gece gündüz ağlarım
Eğer sen cehennemliksen
Senin için ben yanarım
Ne vardı sanki neden aldı Allah seni
Gücüm kalmadı beni de alsa bari
Ben sensiz ne yaparım
Gece gündüz ağlarım
Eğer sen cehennemliksen
Senin için ben yanarım
Sen benim aldığım soluk
İçtiğim su gibiydin
Ama şimdi yoksun şunu bilmelisin
Artık ben de yokum
Allahım isyanım sana değil kendime
Ama onu bana geri vermiyorsan
Beni de al beni de al beni de
Doğuş - Virane
Beraberken mutluyduk
Bir sabah uyandığımda yoktun yanımda
Söz vermiştin, yemin etmiştin
Ölene kadar, yanındayım demiştin
Hasretin zindan
Şehirleri dolaştım bulamadım
Aşkım nerdesin
Virane oldum, divane oldum
Seni bulamadım
Derdim dert sallanırım
Eller bani sarhoş zanneder
Nerdesin nerdesin
Benliğimi terkettim nerdesin
Nerdesin nerdesin
Kendimden vazgeçtim nerdesin
Doğuş - Yemin Ettim Sana
Beni bana ver, beni bende anla
Uzat ellerini, kapat gözlerini
Hisset sevdiğimi
Beni bende anla
Yemin ettim sana ben
Sevemem, sevemem
Senden bir başkasına
Gönlümü veremem
Acıtır içimi yokluğun
Eritir bedenimi
AsiRuH- yönetici
-
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08
Geri: doğuş fanclup
biyografisi:
AsiRuH- yönetici
-
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08
.talk4her :: genel :: funcluplar
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz