.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Al-i Ýmran Suresi türkçe meali

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Al-i Ýmran Suresi türkçe meali Empty Al-i Ýmran Suresi türkçe meali

    Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 2:44 pm

    3 - Al-i Ýmran Suresi
    Medine döneminde inmistir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen
    1. Elif Lâm Mîm.
    2. Allah, kendisinden baska hiçbir ilah bulunmayandır. Diridir, kayyumdur.
    3, 4. O, sana Kitab'ı hak ve kendisinden öncekileri dogrulayıcı olarak indirdi. O, daha önce Tevrat'ı ve Ýncil'i insanlar için birer
    hidayet olarak indirmisti.Furkan'ı da indirdi. Süphesiz, Allah'ın âyetlerini inkar edenler için siddetli bir azap vardır. Allah mutlak güç
    sahibidir, intikam sahibidir.
    5. Süphesiz yerde ve gökte Allah'a hiçbir sey gizli kalmaz.
    6. O, sizi rahimlerde, diledigi gibi sekillendirendir. Ondan baska ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
    7. O, sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Digerleri de mütesabihdir. Kalplerinde
    bir egrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için mütesabih âyetlerinin ardına düserler. Oysa onun gerçek
    manasını ancak Allah bilir. Ýlimde derinlesmis olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceligi) ancak akıl
    sahipleri düsünüp anlar.
    8. (Onlar söyle yakarırlar): "Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi egriltme. Bize katından bir rahmet bahset.
    Süphesiz sen çok bahsedensin."
    9. "Rabbimiz! Süphesiz sen, hakkında süphe olmayan bir günde insanları toplayacaksın. Süphesiz Allah va'dinden dönmez.
    10. Süphesiz, inkar edenlere, ne malları, ne de evlatları Allah'a karsı hiçbir fayda saglar. Onlar atesin yakıtıdırlar.
    11. (Bunların durumu) Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin durumu gibidir: Âyetlerimizi yalanladılar. Allah da onları
    günahlarıyla yakaladı. Allah azabı çok siddetli olandır.
    12. Ýnkar edenlere de ki: "Siz mutlaka yenilgiye ugrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena yataktır!"
    13. Süphesiz, karsı karsıya gelen iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Bir topluluk Allah yolunda çarpısıyordu. Öteki ise kâfirdi.
    (Onları) göz bakısıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da diledigini yardımıyla destekliyordu. Basireti olanlar için bunda
    elbette ibret vardır.
    14. Kadınlar, ogullar, yük yük altın ve gümüs, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin siddetle arzuladıgı seyler insana süslü
    gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimligidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah'ın katındadır.
    15. De ki: "Size, onlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Allah'a karsı gelmekten sakınanlar için Rableri katında, içinden
    ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler, tertemiz esler ve Allah'ın rızası vardır." Allah, kullarını hakkıyla görendir.
    16, 17. (Bunlar), "Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bagısla. Bizi ates azabından koru" diyenler,Sabredenler, dogru
    olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah'tan) bagıslanma
    dileyenlerdir.
    18. Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan baska ilah olmadıgına adaletle sâhitlik ettiler. Ondan baska ilah yoktur. O, mutlak güç
    sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
    19. Süphesiz Allah katında din Ýslam'dır. Kitap verilmis olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve asırılık
    yüzünden ayrılıga düstüler. Kim Allah'ın âyetlerini inkar ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.
    20. Seninle tartısmaya girisirlerse, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim ettim." Kendilerine kitap
    verilenlere ve ümmîlere6 de ki: "Siz de Ýslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eger Ýslâm'a girerlerse hidayete ermis olurlar. Yok, eger yüz
    çevirirlerse sana düsen sey ancak teblig etmektir. Allah kullarını hakkıyla görendir.
    21. Allah'ın âyetlerini inkar edenler, Peygamberleri haksız yere öldürenler, insanlardan adaleti emredenleri öldürenler var ya, onları
    elem dolu bir azap ile müjdele.
    22. Onlar, amelleri, dünyada da, ahirette de bosa gitmis kimselerdir. Onların hiç yardımcıları da yoktur.
    23. Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmüyor musun ki, aralarında hüküm vermesi için Allah'ın Kitabına çagrılıyorlar da
    sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyor.
    24. Bunun sebebi, onların, "Bize, ates sadece sayılı günlerde dokunacaktır." demeleridir. Uydurageldikleri seyler dinleri konusunda
    kendilerini aldatmıstır.
    25. Bakalım, kendilerini o geleceginde hiç süphe olmayan gün için bir araya topladıgımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden
    herkese kazandıgı tamamen ödendigi vakit, halleri nice olacaktır.
    26. De ki: "Ey mülkün sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü diledigine verirsin. Dilediginden de mülkü çeker alırsın. Diledigini aziz
    edersin, diledigini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Süphesiz sen her seye hakkıyla gücü yetensin."
    27. "Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Diledigine de hesapsız
    rızık verirsin."
    28. Mü'minler, mü'minleri bırakıp inkarcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilisigi kalmaz. Ancak onlardan
    (gelebilecek tehlikeden) korunmanız baskadır. Allah asıl sizi kendisine karsı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüs
    Allah'adır.
    29. De ki: "Ýçinizdekini gizleseniz de, açıga vursanız da Allah onu bilir. Göklerdeki her seyi, yerdeki her seyi de bilir. Allah her seye
    hakkıyla gücü yetendir."
    30. Herkesin yaptıgı iyiligi ve yaptıgı kötülügü hazır bulacagı günde kisi, kötülükleri ile kendi arasında uzak bir mesafe bulunmasını
    ister. Yine Allah sizi kendisine karsı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Allah kullarını çok esirgeyicidir.
    31. De ki: "Eger Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bagıslasın. Çünkü Allah çok bagıslayandır,
    çok merhamet edendir."
    32. De ki: "Allah'a ve Peygamber'e itaat edin." Eger yüz çevirirlerse süphe yok ki Allah kafirleri sevmez.
    33, 34. Süphesiz, Allah, Adem'i, Nûh'u, Ýbrahim ailesini (soyunu) ve Ýmran ailesini (soyunu) birbirinden gelmis birer nesil olarak
    seçip âlemlere üstün kıldı.Allah her seyi hakkıyla isitendir, hakkıyla bilendir.
    35. Hani, Ýmran'ın karısı, "Rabbim! Karnımdaki çocugu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Süphesiz sen
    hakkıyla isitensin, hakkıyla bilensin" demisti.
    36. Onu dogurunca, "Rabbim!" dedi, "Onu kız dogurdum." -Oysa Allah onun ne dogurdugunu daha iyi bilir-7 "Erkek, kız gibi
    degildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmus seytandan senin korumana bırakıyorum."
    37. Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir sekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir sekilde yetistirdi. Zekeriya'yı8 da onun bakımıyla
    görevlendirdi. Zekeriya, onun bulundugu bölmeye her girisinde yanında bir yiyecek bulurdu. "Meryem, Bu sana nereden geldi?"
    derdi. O da "Bu, Allah katından" diye cevap verirdi. Zira Allah, diledigine hesapsız rızık verir.
    38. Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahset. Süphesiz sen duayı hakkıyla isitensin" dedi.
    39. Zekeriya mabedde namaz kılarken melekler ona, "Allah sana, kendisinden gelen bir kelimeyi (Ýsa'yı) dogrulayıcı, efendi, nefsine
    hakim ve salihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler" diye seslendiler.
    40. Zekeriya, "Ey Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmıs iken ve karım da kısır iken benim nasıl çocugum olabilir?" dedi. Allah,
    "Öyledir, ama Allah diledigini yapar" dedi.
    41. Zekeriya, "Rabbim! (çocugum olacagına dair) bana bir alâmet ver" dedi. Allah da söyle dedi: "Senin için alâmet, insanlarla üç
    gün konusamaman, ancak isaretlesebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah aksam tesbih et."
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Al-i Ýmran Suresi türkçe meali Empty Geri: Al-i Ýmran Suresi türkçe meali

    Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 2:44 pm

    42. Hani melekler, "Ey Meryem! Allah seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı."
    43. "Ey Meryem! Rabbine divan dur. Secde et ve (onun huzurunda) rükû edenlerle beraber rükû et" demislerdi.
    44. (Ey Muhammed!) Bunlar sana vahyettigimiz gayb haberlerindendir. Meryem'i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini
    (kur'a için) atarlarken sen yanlarında degildin. (Bu konuda) tartısırlarken de yanlarında degildin.
    45. Hani melekler söyle demisti: "Ey Meryem! Allah seni kendi tarafından bir kelime ile müjdeliyor ki, adı Meryemoglu Ýsa Mesih'dir.
    Dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah'a çok yakın olanlardandır."
    46. "O, besikte de, yetiskin çagında da insanlarla konusacak, salihlerden olacaktır."
    47. (Meryem), "Ey Rabbim! Bana bir beser dokunmamısken benim nasıl çocugum olur?" dedi. Allah, "Öyle ama, Allah diledigini
    yaratır. O bir seyin olmasını dilediginde ona sadece "ol" der, o da hemen oluverir" dedi.
    48. Ve Allah ona kitabı, hikmeti, Tevrat ve Ýncil'i ögretecek.
    49. Allah onu Ýsrailogullarına bir Peygamber olarak gönderecek (ve o da onlara söyle diyecek): "Süphesiz ben size Rabbinizden bir
    mucize getirdim. Ben çamurdan kus seklinde bir sey yapar, ona üflerim. O da Allah'ın izniyle hemen kus oluverir. Körü ve alacalıyı
    iyilestiririm ve Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiginizi size haber veririm. Eger mü'minler iseniz bunda
    sizin için elbette bir ibret vardır."
    50. "Benden önce gelen Tevrat'ı dogrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı seyleri helâl kılmak için gönderildim ve Rabbiniz
    tarafından size bir mucize de getirdim. Artık Allah'a karsı gelmekten sakının ve bana itaat edin."
    51. "Süphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse ona ibadet edin. Ýste bu, dogru yoldur."
    52. Ýsa onların inkarlarını sezince, "Allah yolunda yardımcılarım kim?" dedi. Havariler, "Biziz Allah yolunun yardımcıları. Allah'a iman
    ettik. Sahit ol, biz müslümanlarız" dediler.
    53. "Rabbimiz! Senin indirdigine iman ettik ve Peygamber'e uyduk.Artık bizi (hakikate) sahitlik edenlerle beraber yaz."
    54. Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.
    55. Hani Allah söyle buyurmustu: "Ey Ýsa! Süphesiz, senin hayatına ben son verecegim. Seni kendime yükseltecegim. Seni inkar
    edenlerden kurtararak temizleyecegim ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacagım. Sonra dönüsünüz
    yalnızca banadır. Ayrılıga düstügünüz seyler hakkında aranızda ben hükmedecegim."
    56. "Ýnkar edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de siddetli bir sekilde azab edecegim. Onların hiç yardımcıları da
    olmayacaktır."
    57. "Ýman edip salih ameller isleyenlere gelince, Allah onların mükafatlarını tastamam verecektir. Allah zalimleri sevmez."
    58. (Ey Muhammed!) Bunu (bildirdiklerimizi) biz sana âyetlerden ve hikmet dolu Kur'an'dan okuyoruz.
    59. Süphesiz Allah katında (yaratılısları bakımından) Ýsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol"
    dedi. O da hemen oluverdi.
    60. Hak Rabbindendir. O halde sakın süphe edenlerden olma.
    61. Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartısacak olursa de ki: "Gelin, ogullarımızı ve ogullarınızı,
    kadınlarımızı ve kadınlarınızı çagıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah'ın lanetini (aramızdan) yalan
    söyleyenlerin üstüne atalım."
    62. Süphesiz bu (Ýsa hakkındaki) gerçek kıssadır. Allah'tan baska hiçbir ilâh yoktur. Süphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve
    hikmet sahibidir.
    63. Eger yüz çevirirlerse, süphesiz ki Allah fesat çıkaranları çok iyi bilir.
    64. De ki: "Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız Allah'a ibadet edelim. Ona hiçbir seyi ortak kosmayalım.
    Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilah edinmesin." Eger onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Sahit olun, biz müslümanlarız."
    65. Ey kitap ehli! Ýbrahim hakkında niçin tartısıyorsunuz. Oysa Tevrat da, Ýncil de ondan sonra indirilmistir. Siz hiç düsünmüyor
    musunuz?
    66. Ýste siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan sey hakkında tartıstınız. Ya hiç bilginiz olmayan sey hakkında niçin
    tartısıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.
    67. Ýbrahim ne Yahudi idi ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah'ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah'a ortak
    kosanlardan da degildi.
    68. Süphesiz, insanların Ýbrahim'e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü'minlerdir. Allah da
    mü'minlerin dostudur.
    69. Kitap ehlinden bir grup sizi saptırabilmeyi çok arzu etti. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar, fakat farkına varmıyorlar.
    70. Ey Kitap ehli! (Gerçege) sahit oldugunuz halde, niçin Allah'ın âyetlerini inkar ediyorsunuz?
    71. Ey Kitap ehli! Niçin hakkı batılla karıstırıyor ve bile bile gerçegi gizliyorsunuz?
    72. Kitap ehlinden bir grup, "Mü'minlere indirilene günün baslangıcında inanın, sonunda da inkar edin, belki onlar (size bakarak)
    dönerler" dedi.
    73. "Sizin dininize uyandan baskasına inanmayın" (dediler). De ki: "Süphesiz hidayet, Allah'ın hidayetidir. Birine, size verilenin
    benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?" De ki:
    "Lütuf Allah'ın elindedir. Onu diledigine verir. Allah lütfu genis olandır, hakkıyla bilendir."
    74. O, rahmetini diledigine has kılar. Allah büyük lütuf sahibidir.
    75. Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana (eksiksiz) iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır
    ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmîlere karsı (yaptıklarımızdan)
    bize vebal yoktur" demelerinden dolayıdır. Onlar, bile bile Allah'a karsı yalan söylerler.
    76. Hayır! (Gerçek, onların dedigi degil.) Kim sözünü yerine getirir ve Allah'a karsı gelmekten sakınırsa süphesiz Allah da
    sakınanları sever.
    77. Süphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karsılıga degisenler var ya, iste onların ahirette bir payı yoktur. Allah
    kıyamet günü onlarla konusmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.
    78. Onlardan (Kitap ehlinden) bir grup var ki, Kitab'dan olmadıgı halde Kitab'dan sanasınız diye (okudukları) Kitap'tanmıs gibi
    dillerini egip bükerler ve, "Bu, Allah katındandır" derler. Halbuki o, Allah katından degildir. Bile bile Allah'a karsı yalan söylerler.
    79. Allah'ın, kendisine Kitab'ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberligi verdigi hiçbir insanın, "Allah'ı bırakıp bana kullar olun" demesi
    düsünülemez. Fakat (söyle ögüt verir:) "Ögretmekte ve derinlemesine incelemekte oldugunuz Kitap uyarınca rabbânîler (Allah'ın
    istedigi örnek ve dindar kullar) olun."
    80. Onun size, "Melekleri ve peygamberleri ilahlar edinin." diye emretmesi de düsünülemez. Siz müslüman olduktan sonra, o size
    hiç inkârı emreder mi?
    81. Hani, Allah peygamberlerden, "Andolsun, size verecegim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini dogrulayan bir peygamber
    geldiginde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye söz almıs ve, "Bunu kabul ettiniz mi; verdigim
    bu agır görevi üstlendiniz mi?" demisti. Onlar, "Kabul ettik" demislerdi. Allah da, "Öyleyse sahid olun, ben de sizinle beraber sahit
    olanlardanım" demisti.
    82. Artık bundan sonra kim yüz çevirirse iste onlar yoldan çıkmısların ta kendileridir.
    83. Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez ona boyun egmisken ve ona döndürülüp götürülecekken onlar Allah'ın dininden
    baskasını mı arıyorlar?
    84. De ki: "Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a) Ýbrahim'e, Ýsmail'e, Ýshak'a, Yakub'a ve Yakubogullarına indirilene, Mûsâ'ya, Ýsa'ya ve
    peygamberlere Rablerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini digerinden ayırt etmeyiz. Biz ona teslim olanlarız."
    85. Kim Ýslam'dan baska bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana ugrayanlardan olacaktır.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Al-i Ýmran Suresi türkçe meali Empty Geri: Al-i Ýmran Suresi türkçe meali

    Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 2:45 pm

    86. Ýman ettikten, Peygamberin hak olduguna sahitlik ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra inkar eden bir toplumu
    Allah nasıl dogru yola eristirir? Allah zalim toplumu dogru yola iletmez.
    87. Ýste onların cezası; Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetinin üzerlerine olmasıdır.
    88. Onun (lanetin) içinde ebedi kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz.
    89. Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Süphesiz Allah çok bagıslayandır, çok merhamet edendir.
    90. Süphesiz iman ettikten sonra inkar eden, sonra da inkarda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ýste onlar
    sapıkların ta kendileridir.
    91. Süphesiz inkar edip kafir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul
    edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.
    92. Sevdiginiz seylerden Allah yolunda harcamadıkça iyilige asla erisemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.
    93. Tevrat indirilmeden önce, Ýsrail'in (Yakub'un) kendisine haram kıldıgı dısında, yiyeceklerin hepsi Ýsrailogullarına helâl idi. De ki:
    "Eger dogru söyleyenler iseniz, haydi Tevrat'ı getirip okuyun."
    94. Artık bundan sonra Allah'a karsı kim yalan uydurursa, iste onlar zalimlerin ta kendileridir.
    95. De ki: "Allah dogru söylemistir. Öyle ise hakka yönelen Ýbrahim'in dinine uyun. O, Allah'a ortak kosanlardan degildi."
    96. Süphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi elbette Mekke'de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynagı olarak kurulan Kâ'be'dir.
    97. Onda apaçık deliller, Makam-ı Ýbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuguna gücü yetenlerin haccetmesi,
    Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), süphesiz Allah bütün âlemlerden müstagnidir.
    (Kimseye muhtaç degildir, her sey ona muhtaçtır.)
    98. De ki: "Ey kitab ehli! Allah yaptıklarınızı görüp dururken Allah'ın âyetlerini niçin inkâr ediyorsunuz?"
    99. De ki: "Ey Kitab ehli! (Gerçegi) görüp bildiginiz halde niçin Allah'ın yolunu egri ve çeliskili göstermege yeltenerek inananları
    Allah'ın yolundan çevirmeye kalkısıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz degildir."
    100. Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.
    101. Size Allah'ın âyetleri okunup dururken ve Allah'ın Resûlü de aranızda iken dönüp nasıl inkar edersiniz? Kim Allah'a sımsıkı
    baglanırsa, kesinlikle o, dogru yola iletilmistir.
    102. Ey iman edenler! Allah'a karsı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa öylece sakının ve siz ancak müslümanlar olarak ölün.
    103. Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler
    birbirinize düsmanlar idiniz de o, kalplerinizi birlestirmisti. Ýste onun bu nimeti sayesinde kardesler olmustunuz. Yine siz, bir ates
    çukurunun tam kenarında idiniz de o sizi oradan kurtarmıstı. Ýste Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki dogru yola eresiniz.
    104. Sizden, hayra çagıran, iyiligi emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. Ýste kurtulusa erenler onlardır.
    105. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılıga düsenler gibi olmayın. Ýste onlar için büyük bir azap vardır.
    106. O gün bazı yüzler agarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara, "Ýmanınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyle ise inkar
    etmenize karsılık azabı tadın" denilir.
    107. Yüzleri agaranlar ise Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
    108. Ýste bunlar Allah'ın, sana hak olarak okudugumuz âyetlerdir. Allah, âlemlere hiç zulüm etmek istemez.
    109. Göklerdeki her sey, yerdeki her sey Allah'ındır. Bütün isler ancak Allah'a döndürülür.
    110. Siz, insanlar için çıkarılmıs en hayırlı ümmetsiniz. Ýyiligi emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz. Kitap ehli de
    inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çogu fasık kimselerdir.
    111. Onlar size eziyetten baska bir zarar veremezler. Eger sizinle savasmaya kalkıssalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra
    onlara yardım da edilmez.
    112. Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ve (mü'min) insanların güvencesine sıgınmadıkça kendilerini zillet kaplamıstır.
    Onlar Allah'ın gazabına ugradılar ve yoksulluk onları kapladı. Bunun sebebi onların; Allah'ın âyetlerini inkar ediyor ve peygamberleri
    haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmekte ve (Allah'ın koydugu) sınırları çignemekte olusları idi.
    113. Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir degildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini
    okuyan bir topluluk da vardır.
    114. Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar. Ýyiligi emrederler. Kötülükten men ederler, hayır islerinde birbirleriyle yarısırlar. Ýste
    onlar salihlerdendir.
    115. Onlar ne hayır islerlerse karsılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karsı gelmekten sakınanları bilir.
    116. Ýnkar edenlerin ne malları ne evlatları, onlara Allah'a karsı bir yarar saglar. Ýste onlar cehennemliktirler. Onlar orada ebedi
    kalacaklardır.
    117. Onların bu dünya hayatında harcadıkları malların durumu, kendilerine zulmeden bir toplulugun ekinlerini vurup mahveden
    kavurucu ve soguk bir rüzgarın durumu gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlar.
    118. Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdas edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya
    düsmenizi isterler. Onların kinleri konusmalarından apaçık ortaya çıkmıstır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eger
    düsünürseniz size âyetleri açıkladık.
    119. Ýste siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, onlar ise, bütün kitaplara iman ettiginiz halde sizi sevmezler. Onlar sizinle
    karsılastıkları zaman "inandık" derler. Ama kendi baslarına kaldıklarında, size karsı kinlerinden dolayı parmaklarını ısırırlar. De ki:
    "Öfkenizden ölün!" Süphesiz Allah, gögüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir.
    120. Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Basınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eger siz sabırlı olur, Allah'a karsı gelmekten
    sakınırsanız onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların islediklerini kusatmıstır.
    121. Hani sen mü'minleri (Uhud'da) savas mevzilerine yerlestirmek için, sabah erken ailenden (evinden) ayrılmıstın. Allah, hakkıyla
    isitendir, hakkıyla bilendir.
    122. Hani sizden iki takım (panige kapılarak) çözülmeye yüz tutmustu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. Mü'minler, yalnız Allah'a
    tevekkül etsinler.
    123. Andolsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir'de yardım etmisti. O halde Allah'a karsı gelmekten sakının ki sükretmis
    olasınız.
    124. Hani sen mü'minlere, "Rabbinizin, indirilmis üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?" diyordun.
    125. Evet, sabrettiginiz ve Allah'a karsı gelmekten sakındıgınız takdirde; onlar ansızın üzerinize gelseler bile Rabbiniz nisanlı bes bin
    melekle size yardım eder.
    126. Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatıssın diye yaptı. Yardım ve zafer ancak mutlak güç sahibi,
    hüküm ve hikmet sahibi Allah katındadır.
    127. Bir de Allah bunu, inkar edenlerden bir kısmını helak etsin veya perisan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler diye yaptı.
    128. Bu iste senin yapacagın bir sey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara
    azap eder.
    129. Göklerdeki her sey ve yerdeki her sey Allah'ındır. O diledigini bagıslar, diledigine azab eder. Allah, çok bagıslayandır, çok
    merhamet edendir.
    130. Ey iman edenler! Kat kat arttırılmıs olarak faiz yemeyin. Allah'a karsı gelmekten sakının ki kurtulusa eresiniz.2
    131. Kafirler için hazırlanmıs atesten sakının.
    132. Allah'a ve Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Al-i Ýmran Suresi türkçe meali Empty Geri: Al-i Ýmran Suresi türkçe meali

    Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 2:45 pm

    133. Rabbinizin bagısına, ve genisligi göklerle yer arası kadar olan, Allah'a karsı gelmekten sakınanlar için hazırlanmıs bulunan
    cennete kosun.
    134. Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.
    135. Yine onlar, çirkin bir is yaptıkları, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarının bagıslanmasını
    isteyenler -ki Allah'tan baska günahları kim bagıslar- ve bile bile, isledikleri (günah) üzerinde ısrar etmeyenlerdir.
    136. Ýste onların mükafatı Rab'leri tarafından bagıslanma ve içinden ırmaklar akan cennetlerdir ki orada ebedi kalacaklardır. (Allah
    yolunda) çalısanların mükafatı ne güzeldir!
    137. Sizden önce(ki milletlerin basından) nice olaylar gelip geçmistir. Yeryüzünde gezin dolasın da yalanlayanların sonunun nasıl
    oldugunu bir görün.
    138. Bu (Kur'an), insanlar için bir açıklama, Allah'a karsı gelmekten sakınanlar için bir hidayet ve bir ögüttür.
    139. Gevsemeyin, hüzünlenmeyin. Eger (gerçekten) iman etmis kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.
    140. Eger siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, süphesiz o topluluk da (Müsrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıstı. Ýste (iyi veya
    kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.)
    Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden sahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.
    141. Bir de Allah, iman edenleri arındırmak ve küfre sapanları mahvetmek için böyle yapar.
    142. Yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri (sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt etmeden cennete
    gireceginizi mi sandınız?
    143. Andolsun, siz ölümle karsılasmadan önce onu temenni ediyordunuz. Ýste onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.
    144. Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmistir. Simdi o ölür veya öldürülürse gerisin
    geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah'a hiçbir zarar veremez. Allah sükredenleri
    mükafatlandıracaktır.
    145. Hiçbir kimse Allah'ın izni olmadan ölmez. Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıstır. Kim dünya menfaatini isterse, kendisine
    ondan veririz. Kim de ahiret mükafatını isterse, ona da ondan veririz. Biz sükredenleri mükafatlandıracagız.
    146. Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostu çarpıstı da bunlar Allah yolunda baslarına gelenlerden
    yılmadılar, zaafa düsmediler, boyun egmediler. Allah sabredenleri sever.
    147. Onların sözleri ancak, "Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve isimizdeki taskınlıklarımızı bagısla ve (yolunda) ayaklarımızı saglam
    tut. Kâfir topluma karsı bize yardım et" demekten ibaretti.
    148. Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiretin güzel mükafatını verdi. Allah güzel davrananları sever.
    149. Ey iman edenler! Siz eger kâfir olanlara uyarsanız sizi gerisin geriye (küfre) çevirirler de büsbütün hüsrana ugrarsınız.
    150. Hayır! Yalnız Allah yardımcınızdır. O, yardımcıların en hayırlısıdır.
    151. Hakkında hiçbir delil indirmedigi seyleri Allah'a ortak kostuklarından dolayı; inkâr edenlerin kalplerine korku salacagız.
    Barınakları da cehennemdir. Zalimlerin kalacakları yer ne kötüdür.
    152. Andolsun, Allah, izniyle, onları (müsrikleri) kırıp geçirdiginiz sırada size olan vadini gerçeklestirdi. Nihayet sevdiginiz seyi
    (zaferi) size gösterdikten sonra, za'f gösterdiniz. (Peygamber'in verdigi) emir konusunda tartıstınız ve emre karsı geldiniz. Ýçinizden
    dünyayı isteyenler de vardı, ahireti isteyenler de. Sonra sizi denemek için onlardan yüzünüzü çevirdi. (Kaçıp hezimete ugradınız.
    Buna ragmen) sizi bagısladı. Allah mü'minlere karsı çok lütufkârdır.
    153. Peygamber, arkanızdan sizi çagırırken siz durmadan daga yukarı kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı
    Allah, size keder üstüne keder verdi ki, (bu durumlara alısasınız ve daha sonra) elinizden gidene, ve basınıza gelene üzülmeyesiniz.
    Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
    154. Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize içinizden bir kısmını örtüp bürüyen bir güven, bir uyku indirdi. Bir kısmınız da kendi
    canlarının kaygısına düsmüstü. Allah'a karsı cahiliye zannı gibi gerçek dısı zanda bulunuyorlar; "Bu iste bizim hiçbir dahlimiz yok"
    diyorlardı. De ki: "Bütün is, Allah'ındır." Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde saklıyorlar ve diyorlar ki: "Bu konuda bizim
    elimizde bir sey olsaydı burada öldürülmezdik." De ki: "Evlerinizde dahi olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmıs bulunanlar
    mutlaka yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gideceklerdi. Allah bunu gögüslerinizdekini denemek, kalplerinizdekini arındırmak
    için yaptı. Allah gögüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir."
    155. Ýki toplulugun karsılastıgı gün, içinizden yüz çevirip kaçanları, seytan ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan kaydırmak
    istemisti. Ama yine de Allah onları affetti. Kuskusuz Allah çok bagıslayandır, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
    156. Ey iman edenler! Kardesleri sefere veya savasa çıktıgında onlar hakkında, "Onlar bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve
    öldürülmezlerdi" diyen inkarcılar gibi olmayın. Allah bunu (bu düsünceyi) onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah
    yasatır ve öldürür. Allah, yaptıklarınızı görmektedir.
    157. Andolsun, eger Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın bagıslaması ve rahmeti onların topladıkları (dünyalıkları)ndan
    daha hayırlıdır.
    158. Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de, Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
    159. Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karsı yumusak davrandın. Eger kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dagılıp
    giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah'tan bagıslama dile. Ýs konusunda onlarla müsavere et. Bir kere de karar verip
    azmettin mi, artık Allah'a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Süphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.
    160. Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eger sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Mü'minler,
    ancak Allah'a tevekkül etsinler.
    161. Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düsünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettigi seyle birlikte
    gelir. Sonra da hiçbir haksızlıga ugratılmaksızın herkese kazandıgının karsılıgı tastamam ödenir.
    162. Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın gazabına ugrayan ve varacagı yer cehennem olan kimse gibi midir? O ne kötü varılacak
    yerdir!
    163. Onlar (insanlar) Allah'ın katında derece derecedirler. Allah, onların yaptıklarını görmektedir.
    164. Andolsun, Allah, mü'minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti
    ögreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmustur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
    165. Onların (müsriklerin) basına (Bedir'de) iki mislini getirdiginiz bir musibet (Uhud'da) sizin basınıza geldiginde, "Bu nereden
    basımıza geldi?" dediniz, öyle mi? De ki: "O (musibet), kendinizdendir." Süphesiz Allah'ın gücü her seye hakkıyla yeter.
    166, 167. Ýki toplulugun (ordunun) karsılastıgı günde basınıza gelen musibet Allah'ın izniyledir. Bu da mü'minleri ortaya çıkarması
    ve münafıklık yapanları belli etmesi içindi.Onlara (münafıklara), "Gelin, Allah yolunda savasın veya savunmaya geçin" denildi de
    onlar, "Eger savasmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Agızlarıyla kalplerinde
    olmayanı söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri seyi çok iyi bilmektedir.
    168. (Onlar), kendileri oturup kaldıkları halde kardesleri için, "Eger bize uysalardı öldürülmezlerdi" diyen kimselerdir. De ki: "Eger
    dogru söyleyenler iseniz kendinizden ölümü savın."
    169, 170. Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler,Rableri katında Allah'ın, lütfundan kendilerine
    verdigi nimetlerin sevincini yasayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulasamayan (henüz sehit olmamıs)
    kimselere de hiçbir korku olmayacagına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.
    171. (Sehitler) Allah'ın nimetine, keremine ve Allah'ın, mü'minlerin ecrini zayi etmeyecegine sevinirler.
    172. Onlar yaralandıktan sonra Allah'ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve
    Allah'a karsı gelmekten sakınanlara büyük bir mükafat vardır.
    173. Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, "Ýnsanlar size karsı ordu toplamıslar, onlardan korkun" dediklerinde, bu söz onların
    imanını artırdı ve "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!" dediler.
    174. Bundan dolayı Allah'tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Al-i Ýmran Suresi türkçe meali Empty Geri: Al-i Ýmran Suresi türkçe meali

    Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 2:46 pm

    Allah, büyük lütuf sahibidir.
    175. O seytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eger mü'min iseniz, benden korkun.
    176. Küfürde yarısanlar seni üzmesin. Onlar, Allah'a hiçbir sekilde zarar veremezler. Allah, onlara ahirette bir pay vermemek
    istiyor. Onlar için büyük azap vardır.
    177. Ýman karsılıgında küfrü satın alanlar Allah'a hiçbir zarar veremezler. Onlar için elem verici bir azap vardır.
    178. Ýnkar edenler, kendilerine vermis oldugumuz mühletin, sakın kendileri için hayırlı oldugunu sanmasınlar. Biz onlara ancak
    günahları artsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
    179. Allah, pisi temizden ayırıncaya kadar mü'minleri içinde bulundugunuz su durumda bırakacak degildir. Allah size gaybı
    bildirecek de degildir. Fakat Allah, peygamberlerinden diledigini seçer (gaybı ona bildirir). O halde Allah'a ve peygamberlerine iman
    edin. Eger iman eder ve Allah'a karsı gelmekten sakınırsanız sizin için büyük bir mükafat vardır.
    180. Allah'ın kendilerine lütfundan verdigi nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı oldugunu sanmasınlar. Hayır! O
    kendileri için bir serdir. Cimrilik ettikleri sey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah
    yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
    181. Allah; "Süphesiz, Allah fakirdir, biz zenginiz" diyenlerin sözünü elbette duydu. Onların dediklerini ve haksız yere peygamberleri
    öldürmelerini yazacagız ve, "Tadın yangın azabını!" diyecegiz.
    182. "Bu, kendi ellerinizin (önceden yapıp) gönderdiklerinin karsılıgıdır." Allah, kullara asla zulmedici degildir.
    183. Onlar, "Allah bize, atesin yiyecegi bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti" dediler. De ki: "Benden
    önce size nice peygamberler açık belgeleri ve sizin dediginiz seyi getirdi. Eger dogru söyleyenler iseniz, niçin onları öldürdünüz?"
    184. Eger seni yalanladılarsa, senden önce açık delilleri, hikmetli sayfaları ve aydınlatıcı kitabı getiren peygamberler de
    yalanlanmıstı.
    185. Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karsılıgı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden
    uzaklastırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtulusa ermistir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan baska bir sey degildir.
    186. Andolsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah'a
    ortak kosanlardan üzücü birçok söz isiteceksiniz. Eger sabreder ve Allah'a karsı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bunlar (yapmaya
    deger) azmi gerektiren islerdendir.
    187. Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu (Kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diye
    saglam söz almıstı. Fakat onlar verdikleri sözü, arkalarına atıp onu az bir karsılıga degistiler. Yaptıkları bu alıs veris ne kadar
    kötüdür.
    188. Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları seylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem
    dolu bir azap vardır.
    189. Göklerin ve yerin hükümranlıgı Allah'ındır. Allah her seye hakkıyla gücü yetendir.
    190. Göklerin ve yerin yaratılısında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidisinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.
    191. Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılısı üzerinde düsünürler.
    "Rabbimiz! Bunu bos yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ates azabından koru" derler.
    192. "Rabbimiz! Sen kimi cehennem atesine sokarsan onu rezil etmissindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur."
    193. "Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin' diye imana çagıran bir davetçi isittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı
    bagısla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al."
    194. "Rabbimiz! Peygamberlerin aracılıgı ile bize vadettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme. Süphesiz sen, vadinden
    dönmezsin."
    195. Rableri onlara su karsılıgı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalısanın amelini zayi etmeyecegim. Sizler
    birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savasanlar ve öldürülenlerin de andolsun,
    günahlarını elbette örtecegim. Allah katından bir mükafat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacagım.
    Mükafatın en güzeli Allah katındadır."
    196. Kafirlerin refah içinde diyar diyar dolasmaları sakın seni aldatmasın.
    197. (Onların bu refahı) az bir yararlanmadır. Sonra onların barınagı cehennemdir. Ne kötü bir yataktır orası.
    198. Fakat Rablerine karsı gelmekten sakınanlar için, Allah katından bir konaklama yeri olarak, içinde ebedi kalacakları, içinden
    ırmaklar akan cennetler vardır. Allah katında olan seyler iyiler için daha hayırlıdır.
    199. Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene, Allah'a derinden saygı duyarak inanırlar. Allah'ın
    âyetlerini az bir degere satmazlar. Onlar var ya, iste onların, Rableri katında mükafatları vardır. Süphesiz Allah hesabı çabuk
    görendir.
    200. Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarısında düsmanlarınızı geçin. (Cihat için) hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah'a karsı
    gelmekten sakının ki kurtulusa eresiniz.

      Forum Saati Perş. Mayıs 09, 2024 10:13 am