.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Ahzab Suresi türkçe meali

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Ahzab Suresi türkçe meali Empty Ahzab Suresi türkçe meali

    Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 2:41 pm

    33 - Ahzab Suresi
    Medine döneminde inmistir. 73 âyettir. Sûre, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen
    1. Ey Peygamber! Allah'a karsı gelmekten sakın. Kâfirlere ve münafıklara itaat etme. Süphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve
    hikmet sahibidir.
    2. Rabbinden sana vahyolunana uy. Süphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
    3. Allah'a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter.
    4. Allah, hiçbir adamın içine iki kalp koymamıstır. Kendilerine zıhâr yaptıgınız eslerinizi de anneleriniz yapmamıstır. Yine
    evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıstır. Bu sizin agızlarınızla söylediginiz (fakat gerçekligi olmayan) sözünüzdür. Allah
    ise gerçegi söyler ve dogru yola iletir.
    5. Onları babalarına nispet ederek çagırın. Bu Allah katında daha (dogru ve) adaletlidir. Eger babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din
    kardesleriniz ve dostlarınızdır. Hata ile yaptıgınız bir iste size hiçbir günah yoktur. Fakat kasten yaptıgınız seylerde size günah
    vardır. Allah çok bagıslayandır, çok merhamet edendir.
    6. Peygamber, mü'minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun esleri de mü'minlerin analarıdır. Aralarında akrabalık bagı
    olanlar, Allah'ın Kitabına göre, (miras konusunda) birbirleri için (diger) mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Ancak
    dostlarınıza bir iyilik yapmanız baska. Bu (hüküm) Kitap'ta yazılıdır.
    7. Hani biz peygamberlerden saglam söz almıstık. Senden, Nûh'tan, Ýbrahim, Mûsâ ve Meryem oglu Ýsa'dan da. Evet biz onlardan
    sapa saglam bir söz almıstık.
    8. (Allah bunu,) dogru kimseleri dogruluklarından hesaba çekmek için (yapmıstır.) Kâfirlere de elem dolu bir azap hazırlamıstır.
    9. Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani (düsman) ordular üzerinize gelmisti de biz onların üzerine bir rüzgar
    ve göremediginiz ordular göndermistik. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
    10. Hani onlar size hem üst tarafınızdan hem alt tarafınızdan gelmislerdi. Hani gözler kaymıs ve yürekler agızlara gelmisti. Siz de
    Allah'a karsı çesitli zanlarda bulunuyordunuz.
    11. Ýste orada mü'minler denendiler ve siddetli bir sekilde sarsıldılar.
    12. Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, "Allah ve Resülü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuslar" diyorlardı.
    13. Hani onlardan bir grup, "Ey Yesrib (Medine) halkı! Sizin burada durmak imkanınız yok. Haydi geri dönün" demisti. Onlardan bir
    baska grup da, "Evlerimiz açık (korumasız)" diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Oysa evleri açık (korumasız) degildi. Onlar
    sadece kaçmak istiyorlardı.
    14. Eger Medine'nin her tarafından üzerlerine gelinse ve orada karısıklık çıkarmaları istenseydi, onu mutlaka yaparlardı; o konuda
    fazla gecikmezlerdi.
    15. Andolsun ki, onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermislerdi. Allah'a verilen söz ise sorumlulugu
    gerektirir.
    16. De ki: "Eger siz ölümden ya da öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermeyecektir. O takdirde bile (hayatın
    zevklerinden) pek az yararlandırılırsınız."
    17. De ki: "Eger Allah size bir kötülük dilese, sizi Allah'tan koruyacak kimdir? Yahut size bir rahmet dilese buna engel olacak
    kimdir?" Onlar kendilerine Allah'tan baska hiçbir dost ve hiçbir yardımcı bulamazlar.
    18, 19. Süphesiz Allah içinizden, savastan alıkoyanları ve kardeslerine, "Bize gelin" diyenleri biliyor. Size katkıda cimri davranarak
    savasa pek az gelirler. Korku geldiginde ise, üzerine ölüm baygınlıgı çökmüs kimse gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün.
    Korku gidince de ganimete karsı asırı düskünlük göstererek sizi keskin dillerle incitirler. Ýste onlar iman etmediler. Allah da onların
    amellerini bosa çıkardı. Bu Allah'a kolaydır.
    20. Düsman birliklerinin gitmedigini sanıyorlar. Düsman birlikleri (bir daha) gelecek olsa, isterler ki, (çölde) bedevilerin arasında
    bulunsunlar da size dair haberleri (gidip gelenlerden) sorsunlar. Ýçinizde bulunsalardı da pek az savasırlardı.
    21. Andolsun, Allah'ın Resülünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavusmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir
    örnek vardır.
    22. Mü'minler düsman birliklerini görünce, "Ýste bu Allah'ın ve Resülünün bize vaad ettigi seydir. Allah ve Resülü dogru
    söylemislerdir" dediler. Bu onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıstır.
    23. Mü'minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah'a verdikleri söze sâdık kaldılar. Ýçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmistir
    (sehit olmustur). Bir kısmı da (sehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla degistirmemislerdir.
    24. Bunun böyle olması Allah'ın, dogruları, dogrulukları sebebiyle mükafatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların
    tövbesini kabul etmesi içindir. Süphesiz Allah çok bagıslayandır, çok merhamet edendir.
    25. Allah inkar edenleri, hiçbir hayra ulasmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savasta mü'minlere kâfi geldi. Allah
    kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
    26. Allah kitap ehlinden olup müsriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir
    kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz.
    27. Allah sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadıgınız topraklara varis kıldı. Allah her seye hakkıyla
    gücü yetendir.
    28. Ey Peygamber! Hanımlarına de ki, "Eger dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut'a vereyim ve sizi güzelce
    bırakayım."
    29. "Eger Allah'ı, Resülünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükafat hazırlamıstır."
    30. Ey Peygamber'in hanımları! Ýçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa onun cezası iki kat verilir. Bu Allah'a göre kolaydır.
    31. Ýçinizden kim Allah'a ve Resülüne itaat eder ve salih bir amel islerse, ona mükafatını iki kat veririz. Biz ona bereketli bir rızık
    hazırlamısızdır.
    32. Ey Peygamber'in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi degilsiniz. Eger Allah'a karsı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle
    konusurken) sözü yumusak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve dogru)
    söz söyleyin.
    33. Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldıgı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin.
    Allah'a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
    34. Siz evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Süphesiz Allah en gizli seyi bilendir, hakkıyla haberdardır.
    35. Süphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü'min erkeklerle mü'min kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar,
    dogru erkeklerle dogru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a derinden saygı duyan erkekler, Allah'a derinden
    saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını
    koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, iste onlar için Allah
    bagıslanma ve büyük bir mükafat hazırlamıstır.
    36. Allah ve Resûlü bir is hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi isleri konusunda
    tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resülüne karsı gelirse süphesiz ki o apaçık bir sekilde sapmıstır.
    37. Hani sen Allah'ın kendisine nimet verdigi, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulundugun kimseye, "Esini nikahında tut (onu
    bosama) ve Allah'tan sakın" diyordun. Ýçinde, Allah'ın ortaya çıkaracagı bir seyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa
    kendisinden çekinmene Allah daha layıktı. Zeyd esinden yana istegini yerine getirince (esini bosayınca), onu seninle evlendirdik ki,
    eslerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları bosadıklarında), evlatlıklarının esleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Ahzab Suresi türkçe meali Empty Geri: Ahzab Suresi türkçe meali

    Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 2:42 pm

    bir zorluk olmasın. Allah'ın emri mutlaka yerine getirilmistir.
    38. Allah'ın, kendisine farz kıldıgı seyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. Daha önce gelip geçen
    peygamberler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın emri kesinlesmis bir hükümdür.
    39. Daha önce gelip geçen o peygamberler, Allah'ın vahiylerini teblig eden, Allah'tan korkan, baska hiç kimseden korkmayan
    kimselerdir. Allah hesap görücü olarak yeter.
    40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası degildir. Fakat o, Allah'ın Resülü ve nebilerin sonuncusudur. Allah her seyi
    hakkıyla bilendir.
    41. Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin.
    42. Onu sabah aksam tespih edin.
    43. O, sizi karanlıklardan aydınlıga çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bagıslanma dileyendir. Allah
    mü'minlere çok merhamet edendir.
    44. Allah'a kavusacakları gün mü'minlere yönelik esenlik dilegi "Selam" dır. Allah onlara bol bir mükafat hazırlamıstır.
    45, 46. Ey Peygamber! Biz seni bir sahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çagıran bir davetçi ve aydınlatıcı
    bir kandil olarak gönderdik.
    47. Mü'minlere kendileri için Allah'tan büyük bir lütuf oldugunu müjdele.
    48. Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
    49. Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlayıp, sonra onlara dokunmadan (cinsel iliskide bulunmadan) kendilerini bosadıgınızda,
    onlar üzerinde sizin sayacagınız bir iddet hakkınız yoktur. Bu durumda onlara mut'a verin ve kendilerini güzel bir sekilde bırakın.
    50. Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdigin eslerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan
    kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal
    kıldık. Ayrıca, diger mü'minlere degil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bagıslayan, Peygamber'in de
    kendisini nikahlamak istedigi herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) Mü'minlere esleri ve sahip oldukları cariyeleri
    hakkında farz kıldıgımız seyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bagıslayıcıdır,
    çok merhamet edicidir.
    51. Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) diledigini geri bırakırsın, diledigini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini
    yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdigine
    razı olmaları için daha uygundur. Allah kalplerinizdekini bilir. Allah hakkıyla bilendir, halimdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)
    52. Bundan sonra, güzellikleri hosuna gitse bile, baska kadınlarla evlenmek, eslerini bosayıp baska esler almak sana helal degildir.
    Ancak sahip oldugun cariyeler baska. Süphesiz Allah her seyi gözetleyendir.
    53. Ey iman edenler! Yemek için çagrılmaksızın ve yemegin pismesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine
    girmeyin, çagrıldıgınız zaman girin. Yemegi yiyince de hemen dagılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranısınız Peygamber'i
    rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçegi söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir sey
    istediginiz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir.
    Allah'ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu
    Allah katında büyük bir günahtır.
    54. Siz bir seyi açıga vursanız da gizleseniz de, biliniz ki Allah her seyi hakkıyla bilendir.
    55. Peygamberin hanımlarına, babalarından, ogullarından, erkek kardeslerinden, erkek kardeslerinin ogullarından, kız kardeslerinin
    ogullarından, mümin kadınlardan ve sahip oldukları cariyelerden ötürü bir günah yoktur. Ey Peygamber hanımları! Allah'a karsı
    gelmekten sakının. Süphesiz Allah her seye hakkıyla sahittir.
    56. Süphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.
    57. Süphesiz Allah ve Resülünü incitenlere, Allah dünya ve ahirette lanet etmis ve onlara asagılayıcı bir azap hazırlamıstır.9
    58. Mümin erkekleri ve mümin kadınları islemedikleri seyler yüzünden incitenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmislerdir.
    59. Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların
    tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Süphesiz Allah çok bagıslayıcıdır, çok merhamet edicidir.
    60, 61. Andolsun, eger münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine'de kötü haberler yayıp ortalıgı karıstıranlar
    (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye tesvik edecegiz. Onlar da (bundan sonra) orada lanete
    ugramıs kimseler olarak seninle pek az süre komsu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir sekilde
    öldürülürler.
    62. Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın kanununda asla degisme bulamazsın.
    63. Ýnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah katındadır." Ne bilirsin, belki de kıyamet yakında
    gerçeklesir.
    64. Süphesiz Allah kâfirlere lanet etmis ve onlara alevli bir ates hazırlamıstır.
    65. Onlar, orada ebedi olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır.
    66. Yüzlerinin ateste bir yandan bir yana döndürülecegi gün, "Keske Allah'a ve Resül'e itaat edeydik" diyecekler.
    67. Yine söyle diyecekler: "Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."
    68. "Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lanete ugrat."
    69. Ey iman edenler! Siz Mûsâ'ya eziyet eden kimseler gibi olmayın. Nihayet Allah onu onların dediklerinden temize çıkarmıstı.
    Mûsâ Allah katında itibarlı bir kimse idi.
    70, 71. Ey iman edenler! Allah'a karsı gelmekten sakının ve dogru söz söyleyin ki Allah sizin islerinizi düzeltsin ve günahlarınızı
    bagıslasın. Kim Allah'a ve Resülüne itaat ederse, muhakkak büyük bir basarıya ulasmıstır.
    72. Süphesiz biz emaneti göklere, yere ve daglara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan
    yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.
    73. Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak kosan erkeklere ve Allah'a ortak kosan kadınlara azap etmek;
    mümin erkeklerin ve mümin kadınların da tövbelerini kabul etmek için insana emaneti yüklemistir. Allah çok bagıslayandır, çok
    merhamet edendir.

      Forum Saati Perş. Mayıs 09, 2024 5:16 pm