.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Ahkaf Suresi türkçe meali

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Ahkaf Suresi türkçe meali Empty Ahkaf Suresi türkçe meali

    Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 2:40 pm

    46 - Ahkaf Suresi
    Mekke döneminde inmistir. 35 âyettir. Sûre, adını 21. âyette geçen
    1. Hâ Mîm.
    2. Kitab'ın indirilisi, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır.
    3. Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yarattık. Ýnkar edenler ise,
    uyarıldıkları seylerden yüz çevirmektedirler.
    4. De ki: "Allah'ı bırakıp da taptıklarınızı gördünüz mü? Bana gösterin, yeryüzünden neyi yaratmıslardır? Yoksa göklerin yaratılısında
    onların bir ortaklıgı mı var? Eger dogru söyleyenler iseniz bundan önceki bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı olsun getirin bana!"
    5. Kim, Allah'ı bırakıp da, kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek seylere tapandan daha sapıktır? Oysa onlar,
    bunların tapınmalarından habersizdirler.
    6. Ýnsanlar (kıyamet günü) toplandıgında, o taptıkları kendilerine düsman oluverir, onların ibâdetlerini de inkâr ederler.
    7. Âyetlerimiz onlara açıkça okundugu zaman, o küfredenler kendilerine geldiginde Hak (kitap Kur'an) için, düsünmeden "Bu,
    apaçık bir büyüdür" dediler.
    8. Yoksa, "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eger ben onu uydurmussam, Allah'tan gelecek olana (cezaya) karsı siz benim için
    hiçbir sey yapamazsınız. O, sizin, hakkında (düsüncesizce) yaygara kopardıgınız seyi daha iyi bilir. Benimle sizin aranızda sâhit
    olarak O yeter! O, çok bagıslayandır, çok merhamet edendir."
    9. De ki: "Ben türedi bir peygamber degilim.2 Bana ve size ne yapılacagını da bilmem. Ben sâdece bana vahyedilene uyarım. Ben
    sâdece apaçık bir uyarıcıyım."
    10. De ki: "Ne dersiniz? Sâyet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmisseniz, Ýsrailogullarından bir sâhit de bunun benzerini
    (Tevrat'ta görerek) sahitlik edip inandıgı halde, siz yine de büyüklük taslamıssanız (haksızlık etmis olmaz mısınız?). Süphesiz Allah
    zâlimler toplulugunu dogru yola iletmez."
    11. Ýnkâr edenler, inananlar için, "Eger o Kur'an iyi bir sey olsaydı, onlar onu kabulde, bizi geçemezlerdi" dediler. Onunla dogru
    yolu bulamadıkları için; "Bu eski bir uydurmadır" diyecekler.
    12. Bundan önce bir rehber ve bir rahmet olarak Mûsâ'nın kitabı da vardı. Bu ise, onu dogrulayan ve zulmedenleri uyarmak, iyilik
    yapanlara müjde olmak üzere Arap diliyle indirilmis bir kitaptır.
    13. "Süphesiz Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da dosdogru olanlara hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.
    14. Onlar cennetliklerdir. Yapmakta olduklarına karsılık, orada sürekli kalacaklardır.
    15. Biz insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında tasıdı ve ne zahmetle dogurdu! Onun
    (anne karnında) tasınması ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydır. Nihayet olgunluk çagına gelip, kırk yasına varınca
    söyle der: "Bana ve anne babama verdigin nimetlere sükretmemi, senin razı olacagın salih amel islememi bana ilham et. Neslimi de
    salih kimseler yap. Süphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım."
    16. Ýste, yaptıklarının iyisini kabul edecegimiz ve günahlarını bagıslayacagımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, onlara
    öteden beri yapılagelen dogru bir va'ddir.
    17. Anne ve babasına, "Öf size! Benden önce nice nesiller gelip geçmis iken, beni tekrar diriltilecek olmakla mı tehdit ediyorsunuz?"
    diyen kimseye onlar Allah'a sıgınarak, "Yazıklar olsun sana! Ýman et, Allah'ın va'di gerçektir" diyorlar, o da, "Bu, eskilerin
    masallarından baska bir sey degildir" diyordu.
    18. Ýste onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmis topluluklar içinde, haklarında o sözün (azabın) gerçeklestigi
    kimselerdir. Süphesiz onlar ziyana ugrayanlardır.
    19. Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. (Bu da) Allah'ın onlara yaptıklarının karsılıgını tastamam vermesi içindir. Aslâ
    kendilerine haksızlık yapılmaz.
    20. Ýnkâr edenler atese sunuldukları gün, (onlara söyle denir:) "Dünyadaki hayatınızda güzelliklerinizi bitirdiniz, onların zevkini
    sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı, alçaltıcı bir azapla
    cezalandırılacaksınız."
    21. Kendisinden önce ve sonra uyarıcıların gelip geçmis olan Âd kavminin kardesini (Hûd'u) hatırla. Hani Ahkâf'taki kavmini, "Ancak
    Allah'a ibadet edin, çünkü ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum" diye uyarmıstı.
    22. Onlar ise, "Sen bizi ilahlarımızdan alıkoymak için mi geldin? Dogru söyleyenlerden isen bizi tehdit ettigin seyi basımıza getir"
    dediler.
    23. Hûd, "(Bu konudaki) bilgi ancak Allah katındadır. Ben size, benimle gönderileni teblig ediyorum. Fakat ben sizi câhillik eden bir
    kavim olarak görüyorum" dedi.
    24. O azabı vâdilerine dogru yayılan bir bulut olarak gördüklerinde, "Bu bize yagmur getiren bir buluttur" dediler. Hûd, "Hayır, o
    sizin acele gelmesini istediginiz seydir. Ýçinde elem dolu azabın bulundugu bir rüzgârdır" dedi.
    25. "O, Rabbimin emriyle her seyi yerle bir eder." Derken evlerinden baska hiçbir seyleri görünmez hâle geldiler. Ýste biz, suç
    isleyen toplumu böyle cezalandırırız.
    26. Andolsun, size vermedigimiz imkân ve iktidarı onlara vermistik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermistik. Fakat
    kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir yarar saglamadı. Çünkü Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlardı. Alaya aldıkları sey onları
    kusattı.
    27. Andolsun, biz çevrenizdeki memleketleri de yok ettik. (Dogru yola) dönsünler diye âyetleri tekrar tekrar açıkladık.
    28. Allah'ı bırakıp ona yakınlık saglamaları için edindikleri ilahlar kendilerine yardım etseydi ya!? Aksine onları yüzüstü bırakarak
    uzaklasıp kayboldular. Bu onların yalanı ve uydurmakta oldukları seydir.
    29. Hani Kur'an'ı dinlemek üzere cinlerden bir grubu sana yöneltmistik. Onlar, onun huzuruna gelince birbirlerine, "Susun!" dediler.
    Kur'an'ın okunması bitince de uyarıcı olarak kavimlerine döndüler.
    30. Dediler ki: "Ey kavmimiz! Süphesiz biz, Mûsâ'dan sonra indirilen, kendinden önceki kitapları dogrulayan, gerçege ve dogru yola
    ileten bir kitap dinledik."
    31. "Ey kavmimiz! Allah'ın dâvetçisine uyun, ona iman edin ki, günahlarınızı bagıslasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın."
    32. Kim Allah'ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde Allah'ı âciz bırakacak degildir. Kendisi için Allah'tan baska dostlar da bulunmaz.
    Ýste onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
    33. Gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan Allah'ın, ölüleri diriltmeye gücünün yetecegini görmediler mi? Evet
    süphesiz O, her seye hakkıyla gücü yetendir.
    34. Ýnkâr edenlere atese sunuldukları gün, "Bu gerçek degil miymis?" denir. Onlar, "Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmis" derler.
    Allah, "Öyle ise inkâr etmekte oldugunuzdan dolayı azabı tadın!" der.
    35. (Ey Muhammed!) O halde yüksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret. Onlar için acele etme. Onlar tehdit
    edildikleri azabı gördükleri gün, sanki dünyada gündüzün bir anından baska kalmadıklarını sanırlar. Bu bir duyurudur. Ancak yoldan
    çıkmıs olan topluluk helak edilir.

      Forum Saati Perş. Mayıs 09, 2024 8:45 pm